— — SüYfA: Sıhhat Bahsi: lümde maneviyat bozukluğu tesiri. Hekimler — hastalarındaki manevi bozukluğun mevcu- diyetinden dolayı bazan ye- rinde telâş — gösterirler ve sırf bu maksatla hastalarının maneviyatını — yükseltmeği bir vazife addederler. Filhakika esaslı vazifelerin. den biri de budur. Bunu ya pabilen hekim — tedavisinde daha çok muaffak olmuştur. Buna dair misaller sayılmı- yacak kadar çoktur. Meselâ biz bir hasta görürüz, man- eviyatı hastalık — dolayısile fevkalâde sarsılmı Rah- atsızlığını tedavi için gelen ve hastalıkla mücadele eden hekime, beyhude — zahmet edip durmayın, ben bu has- talıktan kurtulmam der. Ve biz bu gibi haslalardan çok korkarız. Ekseriyet imzalar- ni bizsat kendileri korlar. Bütün tedaviye -rağmen bu — hasta ölecek ağır bir hasta- — liğrolmadığı halde kurtulam- az. Hastalık esasında ben ar- tık öleceğim, ne yapsanız faide etmez diye acı acı gülen hastaların akıbeti eyi olmaz. Eğer bu hastaları cidden tel- kinimiz altında bulundurur- da bu sakim fikirlerinden ken- dilerini vazgeçirebilirsek on- ları ekseriya kurtarırız. Diğer taraftan — ekseriya ağır vakalara tesadüf ederiz ki onlara hastalıklarının ve- hameti çok ciddi bir surette bizi mücadele etttirmoğe se- bep olduğu halde hastaların maneviyatının — bozulmamış bulunması bu — çok büyük tehlikelerden kendisini kur- tarır. Tababette — böyle hayret olunacak vakalar vardır. Zi- ra hasta nikbindir. Bedbin olan hastalardan ziyade te- daviden müstefit olurlar. Bt. rafında telâş gösteren hekim. lere: Doktor — morak etme ben bu hastalıktan ölmem ben hayatımda neler geçir- dim, bundan — hiç — ölür- müyüm diye bizi teselliye kalkarlar ve — kurtulurlar. Tedavide de ekseriya bu tesirlerin müspet ve menfi hâkimiyeti pek ehemmiyet- lidir. Bir hasta aldığı ilâcı onu yazan hekimin — kendi zannınca şahsiyeti derece sine göre itimat ederse fa. zla tesir görür. İtimat gö- stermezse — fayda görmerz. Onun için ilâca itimat has tanın ayi olmasında en bü- yük âmeldir ve bu Amili de hekime olan itimadı doğurur. Acaba maneviyatı bozuk bir — insanın'çağırdığı hekime itimadı yok mudur? İtjmadı şüphesiz vardır. LA- kin maneviyatı fena halde bozulmuştur. Bunda da bir çok hastaların ölmeleri, ve bunların yakında ve uza- ktan tanıdık - olmaları — ve yahut pok sevdiği bir inanın ölmü ile ona kavuşmak işt- iyakı büyük bir tesir yapar. |İşte hatanan itimadını kaza- nmak hekimin bu yanlış fi- kirlerle mücadele — etmesi esastır. Lâkin sözlerinin ve şahsının derecesi tesiri her Ozaman hastalar üzerinde bir olmaz amma bu tesiri behe- ı'ıy;ı iera etmelidir.Zira bu Yd İstanbul Üniversitesi Fen fakül- tesi profesörlerinden A. Suheyl suretle maneviyatı yükselen insanlar kurtulur. Ameliyat- larda, ufak tefek müdahal- erle de bazan sebepli veya sebepsiz — düşnceler netice üzerine az çok müessir olur. Bu keyfiyet hastanın kendi makul gördüğü düşünmelidir. Sonra hastanın etrafındakiler hastalığın tehlikesin ekseriya| vakıf — olabilirse de türlü hal ve hareketlerile hastaya bunu hissettirirler ve hasta da bu sefer korku ile mane- viyatını daha ziyade boxzar. Onun için hastanın etrfında. kilerin maneviyatının kuyv- lenmesi hastayı kurtarmak için çok ümitbohş olur ve bunun semereli — neiceleri görülür. Hastalık insanlara zaman za- man arız olur ve sağlık hasta- lığa nazaran çok zaman sü. rer. İşte bu sağlıkla ge- çen devrede insanlar vukuu bazan melhuz arıza ve ha- stalıklara karşı ne — kadar çok — metin — davranırlarsa akıbetlerinden o kadar ça. buk halâs olurlar. Meselâ bir insan ufak bir hesap dolayısile ben galiba bas- talanıyorum der ve hasta | olur. Diğer maneviyat bir kimsede bu ufak hastalık sebabi karşısında sen ha- stalanacaksın bile dense bir. şey olmam cevabını verir ve bir şey deolmaz. Bazı insanlar sari hast. alıklardan hastalık derece- sinde bir vehim ile korkar Ekseriya da bunların bu ha- stalıklara tutuldukları tesa düfi olmuyarak — vakidir. Lâ. kin diğer biri esbabına te- vessül ile beraber ben — bu hastalığa yakalanmam der da olmaz, Bir hikâyesini söyler. Bu zat hayatında çiçek aşısı dahil olduğu halde hiç bir aşı yaptırmamış ve kendisini hiç te vikaye etmemiş. Bana bu hastalıkların hiç — birisi gelmez düşüncesi hâkim imiş, Sırf bu düşüncesi, — belki de tesadüf sevkile bu gibi has- | talıklara duçar olmamış. Bix şimdi böyle esassız bir teve- kkülü doğru bulmuyoruz. Bu bütün hakikatlere münafıdir. Tasanlar hastalıklara duçar olmamanın vasıtalarını bulm- | alıdır ve bunu da aramalıdır. Buna korku âmil olsa bile her hastalığı metanetle karşılıam. ak, ben bunu da geçiştiririm diye kuvvetli bir maneviyata sahip olmak çok lâzımdır. Ya- İnız bizim hastalık — değil hastaların fena düşüncele. ri de kendilerini telikeye sü- rökler. Maneviyatının kuv. vetlenmesi sağ olanlara ha- sta olanlara da ölmeleri ve ölmezlerse bile hastalıkları- nın süratle ilerlememesi için Ppek lâzımdır. Zira — jinsan ümidi münakit oldumu ölüm kapıda bekler. M. Benesin Beyanatı ( Üstarafı birinci sayfada ) nforansına dönülerek muka- vele projesi ve Almanya ile itjilâf için yeni — esaslar aranılabileceğini söylemiştir. | 4 | hâkimlik Hanş —————————— Vekilimizin Beyanatı (Üst tarafı birinci sayfada) in normal bir surette işle- mesini devamlı olarak tem- in edeceğini. davaların mah- kemelerde — süratle intaç ed.- ilmemesi hususuna gelince bu hâdisenin bütün garp devletlerinin adliyeye kar- şı şikâyetlerinin en osasl- arını teşkil ettiğini söylemiş ve demiştir ki: —Bugün yüksek huzuru- nuzda müzakereye konu . lan lâyihanın işlerin sürat- le intacına ne — dereeceye kadar amil olacağını bir ay sonra göreceksiniz. Ay- ni hedefe vusul için it- tihazı — zarurt olan tedb- irleri tetkik — ediyoruz. Bunlar birer birer yük- | sek tasvibinize arzolunaca- caktır. Öyle sanıyorum ki yakın bir — atide artık davaların süratle — in- taç — edilmemesi hususu günün — meselesi olmaktan çıkacaktır. Vekil — bey bundan sonra — adliye otoritesinin tesisinde manovi unsurların büyük mikyasta yer tuttu- ğunu söylemiş ceza mücss- eselerimizin bugünkü hal. inin esaslı —meşgalelerden birini teşkil ettiğini ve hapis- hanelerin ceze hukuk naza. riyelerini istenildiği şekle koyabilmek için hazırlanan terkip ve ceza — evlerinin teşkil ve idareleri hakkında- ki kanun lâyihasının ayrıca suçluların ceza — müddeli zarfında — islahini — derpiş eden — hükümler ihtiva ettiğini ilâve ettikten sonra hâkimler kanununun ana hatları etrafında izahat vor- miş ve bu hatları şu suretle hulâsa etmiştir: 1 — Hâkimlerin seçilme ve yetişmelerinde ehemmiy- etle nazara alınan ilk esas | hâkim kadrosuna alınacak ların gerek ehliyet ve gerek seciye itibarile ciddi tecrübe ve tetkiklere tabi tutulması hususu olmuştur. 2 — Sitaj devresinin mah. | kemelerde, müddeiumumilik. lerde geçirilmesi esası tecr- übeye — şayan görülmüştür. Namzetler sitaj devresinde fili ve daimi bir mürakabe. ye tabi rutulacaklar. Bunl- ardan — ehliyet seviyeleri vesaiklerile sabit olanlar daha ziyade tatbiki mahiyette olan bir imtihandan geçirildikten sotra — mesleğe dahil ola- caklardır. 3 Her hâkimin bir se- nede çıkardığı iş mikta- rı temyiz neticesine — göre muvaffakıyet derecesi — terfi makanizmasının — bel kem- iğini teşkil edecektir. 4 Müddeiumumiliğe gelince bunun her türlü teminattan ari ve jradesiz bir| teşekkül haline — konulması arzu odilmiş bir meslekte alan terfilerde de liyakat ve faal- liyet usulleri — gösterilmiş ve ayrıca — vazifesinden ay. rilmiş olen müddeiumumi, sınıfına — muadil bir vazifeye tayin edile- bilmek kabil olmuştur. Hey. eti umumiye itibarile lâyiha nın kanunu — mahsus - lar mahiyetinde — olmasına VA YA vERERENA CA KUN ŞEHİR VE MÜLHAKATTA İki Kişilik Bir Hırsız Dahilindeki nabantlaır İŞebekesi Tutuldu. Vilâyet tescili yapıldı. Vilâyet dahilindeki — nal- bantların baytar müdürlüğü tarafından tescili yapılmıştır. Ziraat Vekâletinden rilen sicil - kâğıtları rularak birer tanesi vekâle birer tanesi de çer - çivelenerek dükkânlara asıl- mak üzere nalbantlara ve- rilmiştir. Şimdiye kadar üç yüz nalbandın teacili yapılmıştır. Tescilini yaptırmamış olan nalbantlar sanattan menedi- lecektir. fırka reisimiz dün Anka- Taya gilli, C. H. P. Vilâyet İdare Heyeti Reisi ve Konya mebusu Tevfik Fikret bey dün Eskişehir treni ile Ankaraya gitmiş, istesiyon. da fırka — monsupları fından uğurlanmıştır Fırka - reisimiz kısa müddet Ankarada ktır. Yunus Umıy Sıhhat müdürü oldu. Dr. Osmun Oğuz beyin Edirne Sıhhat müdürlüğüne tayini üzerine münhal kalan vilâyetimiz Sıhhat müdürlü- ğüne İzmir Sıhhat müdürü Dr. Yunis Vusfi bey tayin olunmuştur. Yeni Sıhhat müdürümüzün birkaç güne kadar gelmesi beklenmektedir Eski Sıhhat müdürümüz Dr. Osman Oğuz bey yakı- nda yeni memuriyet yeri olan Edirneye gidecektir. Muallim mekteki talebele- ti kampı bitirdiler, Ön beş gün — övel askeri kampa çıkan Necati bey |i gesi ve — müallim mektebi talebesinin imtihan — ve atışı dün — bitmiştir. Kampa yüz beş talebe iştirak etmiş bun. lardan bir kısmı tam ehli- yetname, — bir. kısmi orta ehliyetnamoe, diğer bir kıs mıda kifayet Miştir. Çaltı küyi;;lıî kız kaçır- ma vakası hakkında, Cümhuriyot müddeiumu - misi Salih Zeki bey dünkü nüshamızda haber verdiği- miz Çaltı köyündeki kız kaçı- rmua vakası hakkında tahkikst yapmak üzere dün Bigadıca gitmiştir Dadalı oğlu İsmajl karısı Asile hanımı ve kardeşini dö. ğen ve kızı Zelihayı zorla kaçıranlar henüz tutulama- mıştır. gönde. doldu- tara bir kalaca. vesikası al- çalışılmış ye hâkimler ovsaf, hukuk — ve zafiyotle ve muhassesatlarına müteal- lik hükümler bir arada to. planarak değişik hüküm konulmasına lüzum görülmi- yen hallerde diger kanun- ları hâkimlere şümullendi ren hükümler tasrih edilmi- ştir. maaş pılan bir hırsızlığın faili de bu iki şahıstır. Dün gece Aziz ve Hüseyin isminde iki hırsız tutulmuş- tur. Aziz ve Hüseyin dün gece Mehmet oğlu Mustafa ve Hacı Ali ağaların tabag- hanelerinden deri çalıp ka- çtıkları bir sırada Oruçgazi mahallesi bekçisi İsmail ağa tarafından görülmü - şlerdir. İsmail ağa sırtlarında deri olduğu hal- kaçan — hırsızlarin pe- şini birakmıyarak İzmirler mahollesine kadar — takip ve burada kendil- le etmiş erine: Teslim olun! İhtarında bulunmuştur. Bekçinin bu — ihtarına — hırsızlardan Hüseyin silâhla cevap — ver. diğinden bekçi de müukabelede bulunmak mec- buriyetinde kalmış - ve bu suretle dere kenarında kısa bir müsademe olmuştur. Net. icede Aziz yakalanmış, Hü- Şarbon Kopsütte vmüy hayan- larında hastalık çıktı. Kepsüt nahiye merkezin. iki şarbon mış sürüsünde çık - on de koyun hastalığı ve bu yüzden beş koyun ölmüştür. Baytar müdürü Behçet bey mahalli- ne giderek hastalığın bulaşm- ted- meyan- için icabeden birleri almış bu a üç yüz seksen koyu- na serum ve aşı yapmıştır. Bundan başka İvrindi Büyük Fındı- sığırlarında Ya- Aydıncık na köyü ke- hastal. aması nahiyesinin klı köyü nıkara — ve hiyesinin Hızır yunlarında ığı çıkmıştır. şarbon silâhla | seyin kaçmıya muvaffak ol- muştur. Hüseyin zabıta tar- afından — yapılan sıki bir arama neticesinde vakadan birkaç saat sonra saklandı B yerde tutulmuştur. Hırsızlardan Aziz Mecidi- ye mahallesinden Fahri is- minde birinin, Hüseyin ise Sahanhisar — mahallesinden nalbant İsmail ağanın oğlu. dur ve tabaklık yapmaktad. ir, Aziz ile Hüseyinin iki kişilik bir kumpanya halinde faaliyette bulundukları anlaş- ılmaktadır.İki buçuk ay evel Ensekes oğullarından Yakup ağanın dükkânını soyanların da bunlar olduğu tespit ed. ilmiştir. Hırsızlar dün öğle üz- Deri çarşı — karakolundan merkeze — getirilmiş — orad- an da Cümhuriyet — müddei umumiliğine götürülerek | teslim — olunmuslardır. Spor; Mıntaka Kongresi 26 temmuz günü akşamı - toplanıyor. İdman mıntakası 26 tem- muz 934 pergembe günü akşamı toplanacaktır. Min. taka merkez heyeti kongre- nin toplanmasından mıntaka fen heyetlerini ve kulüpleri haberdar etmiş ve bir sene- lik faaliyetleri hakkında ra- por göndermelerini bildir- miştir. Mıntaka kongre otrafında merkez heyeti hazırlık yapmaktadır. Gücün kongresi. Dünkü nüshamızda İdman- Yağmur yağdı Dün şehrimize leden evel Bonra iki yağmıştır. müş toprağı tabilmiştir. biri öğ öğleden defa — yağmur Yağış az ancak diğeri sür- ısla- Mecmualar: Kadra. «Kadrov nun 30 ncu say- çıktı. Bir fikir mecmuası olan «Kadrov nun bu sayı- | sında Yakup Kadri beyin «yarıda kalan bir bahariye», | r, Vedat — Nedim — beyin «Pamuk sanayji, pamuk zi- raatinde inkılâp istiyor », Şevket Süreyya beyin « İş kanunu yeni cemiyotin temel kanunlarından biridir», yine Şevket Süreyya heyin «Şe- | kor mütehassısının raporu niçin eksiktir'», İsmail Hus- | rev beyin «Buğday işine bir bakış», M. Şevki beyin «Bi- zde Kok ve Demir sanayii» başlıklı yazılar bulunmakta. dir., Si gücünün önümüzdeki per- şembe günü fevkalüde ko- ngre Dün yapacağını yazmıştık. kâti- TLiğinden aldığımız bir me- ktupta fevkolâde — kongre riyasetine takr- verilmediği, yetinin — intihap ay bitmiş olduğundan haziran 933 perşembe 21 de ku. adiyen içti- bildi- kulüp umumi isin kulüp ir idare he - devresi bu 5 akşamı — saat lüp binasında maa davet edildiği rilmektedir. Almanyada Hâdiseler ( Üst tarafı birinci sayfada) mahiyette hiçbir geyleri ol- madığını söylemektedir. Um. umi sükütün yeni bir itimat daljğğasına işaret olması ve | Hitlerin Almanyadakj vazi. yetinin kuvvetlenmesine de. lâlet etmesi şüphelidir. Va- ziyat bugün dünkünün aynı. sıdır.