19 Eylül 1942 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 2

19 Eylül 1942 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahy alara dair Mk;nhlarda tabldot usulü Lokantalarda yemeklerin — tabidot) vsulü ile verilmezi hususundaki tet-, kikler devam etmektedir. Hâlen dü- #ünülmekte olan tedbire göre bu Hsul şimdilik yalnı Tükae ve birinel sınıf lokuntalarda — Latbik. cdllecek, kurulan camiler - Çok ince bir san'at |düler lokantalarda ise şimdikl tarz Neler yazılırdı? - Zülfikar resheden bir mahya |Mabelsra — olunacaklır. Tabidotlar Çorba. ef. sebre, mayva veya kompot- ve bir kıt'a- Okumak bilmek başka şey vesselâm. -| wdan iharet olmak üzere dört kap- Yazan; Selim N. GERÇEK Rımaum.v İstanbul gece- lerini süsliyen bir hususiye- 'ti de şüphesiz mahyaların kurul- müasıdır, Mahyalar — camilerin gündüzleri İstanbulun silüetir de oynadıkları bedii role gece- leri de, titrek ziyalarile, yeni bir kıymet ilâve ederler; İstanbulun çehresine ramazanı hatırtatan bir güzellik, bir değişiklik verir- ler. Bir Tamazan müsahabesine daha yakışıklı bir mevzu bulu- nabilir mi? Mahfacılık başlı başına - bir san'at, hem de memleketimizden başka hiçbir yerde ne düşünük- müş, ne de yapılmış olduğundan tam mânasile biz Türk san'atı- | dır. Milli bir san'attır, Başlangıcı hakkında, bir çok güzel san'atlarımız için olduğu gibi, malümat pek muhtelittir. Henüz tamamile tedvin edilme- miştir. Birinci Ahmet zamanın- da başladığı, Üçüncü Ahmet za- manında inkişaf ettiği söylenir. Ali Riza Bey merhumüun çeyrek asra yakın bir zaman evvel neç- retliği «ön üçüncü asrı hicride ramazan âdetleri» başlıklı yazı- larımm ilkinde verdiği malüma- ti birlikte okuyalım Leyalii ramazanı şerifte mah- | 'ya kurulmak cevamiji selâtinden Sultan Süleyman, Sultan Ahmet, Valde Sultan ve larda ke- zalik Valde Sultan camilerine mahsuüç ve münhasır iken Sultan Ahmedi Salis ahdi saltanatında Damat İbrahimPaşamn tensibile “Ayasofya, Fatih, Beyazıt, Sultan BSelim, Şehzade ve Eyüp cami- lerinde dahi mahya yapılması irade olunmuştur. Ve her sşene ramazanı şerif takarrübünde ca- nibi evkaftan cevamli şerifeye kandil yağları ve balmumları tevziatına iptidar olunur. Ve şehri mezküre on beş gün kala yâni Berat kandilinin ertesi gü- nü selâtin minarelerine mahya ipleri kurulmrya başlar.» Nasıl yapıldığına gelince bu- nu da bilenlerimiz az olduğun- dan kısaca tarile çakşayım: İptida iki minarenin arasına birbirlerine bağlı halkalar göçi- rilmiş kalın bir halat veya tel gerilir. Bu halatın altında karsı minaredeki büyücek bir hâalkaya geçirildikten sonra uçları birbi- rine bağlanmış ince bir yedek halat daha vardır.. Üst kısmı ge- rili halata nisbetle daha gevşek alt kısm <se büsbülün gevşek duran bu ince halatın bağlı ye- rinde de bir küçük kanca vardir. Bu kanca gerili halatın ilk hal- kasına geçirilir. Yedek balatırı alt kısını öne çekildikçe üst kis- m; halkaları ileriye öteki mina- reye doğru yürütür. Yazılacak yazı veya yapılacak şekil evyeke murabbalı bir kâ- ğıda yazılmış veya resmedilmiş- tir. Murâbbalâr sayesinde kan- dillerin yerleri yukarıdan aşağı düşen kandiller, boşluk nisbetleri de muhafaza edilmek süretile, bir ipe yapılan Ve kâğıttaki murabbalara teka- bül eden düğümlere dizilir. Ye- dek halat çekiklikçe ilerliyen halkalar, üstü kapaklı kü tahta birer kutu içinde buluna kandillerin asık bulutduğu bu düğümlü ipleri de birer birer yü rütürler. Böylece yazı veya re- #m kaç halkaya göre yazılmış- 8a © kadar halka ve kandil asılı düğümlü ip iki minarenin ara- sını dokdurur. Yazı veya şekil vücude getirilmiş olur. Kandil- lerin kutuları onların kırıkması- na mâni olmak, kapaklar da sön melerini temin elmek içindir. Mari arkasından bağırdi: — Bu elbise senindir, 81 gölür banu da... Hale kapjujn önünde durdu: — Onu sise hediye ediyorum, de- ©. gündeliklerim de sizia olsun. Kendisine bayretle bakan kızlari Başile selâmledı, hizla — yürüyerek ve apartımandan çıktı. Sokağta ik adımıni atar atmaz Namıjk Beyiri apartımanından gece yarısı bükarete — uğriyarak çıkışını hatırlamıştı. Hangisj daha müthiş?, ©O zaman $ © zaman ye- miceydi; fakat şimdi de paraay ve Gmidi azalınştı. Allabım!.. Bir kis için çulışarak ve Kkimseye — muhtaç tedbit olunarak | k | topi , | başlamışlardır. Üçüncü —Ahmet . zamanında «Zülfikar» 1 resmeden bir mah- ya hakkında Küçük Çelebi Zade Asım Efendi şu kt'ayı söylemiş. tir: Bu şebi ferkunde de mahyadan Şah- sadede Seyredenler Temmi tigy <Zülfikarı » Hüyderi Didiler muhyti devlet sadrı esa menirbet lMl—ımıııı-ıuı:; Matyaların, hariçte kurulamı- yacak kadar yağmurlu ve gârlı günlerde, camilerin içinde de kurulduğu vakidi. Evvelce bilhassa ramazanın muayyen ge |celerinde meselâ Ayasolya ca- miinde mahya kurmak mulad idi. Kutibenin mihraba bakar ön kısmına yakın bir yere ipler ge- rilir, biraz evvel tarif ettiğim gşekilde mabya kurtlurdu. Mahyalarda evvekceleri hep di ni Hbareler yazilir ve muhtelif resimler yipılırdı. Meşhur hat- tatların yazilarının da aynen kullanıldığı vâkidi. Sonraları vecizelerden istifade edildi. Hi- lüliahmer ve Tayyare Cemiyet-| leri mahyalara mevzu teçkil et- tiler. Bugün de Tütk harflerile kurulan mahyalar umum! ola- rak içlirai hayalımızı ilgilendi. Üren vecizelerden İstifade etmek. İ tedirler. Malhyaya dair bu musshabe- yi bitirmeden evvel size yine mahyaya dair biy fıkra anlata- yam; Okuması yazması olmuyan - ki devir zenginlerinden bir, zâa tin, ramazanları teravihten çı- kınca minareleri süsliyen kan- dillere şöyle bir bakmak ve ö- nünde fener taşıyan kâhyasına, merakımı İn için, yazımın ne olduğunu sormak Mmutadı imiş. Bir gün yine camiden çıkarken gözlerini iki minare arasındaki kandillere çevirerek sormuş: — Bu gece ne yazıyor? bir dop arabası resmi yapmış ol- duğundan kâhya cevap vermiş: Belki anlar gibi olduğundan. faka! kalbindeki süphevi gidere- rnediği için gözlerini minerelerin araslmdaki kandillerden avıra. ınııvın © zat, okuma Yazma bil- | memenin husranın: bir defa ol- sum' yüksek sesle İzhar etmiş ol- mak için kendini. tutamıyyarak mırıldanmış: — Okuması yazması olmak başka şey vesselâm. Bakırköyünde bir cinayet Üzüm hırsızları muhtarın çocuğunu öldürdüler |- Evvelki gece, Bakırköyünde Halit adında birisi, yanına bir- kaç arkadaşını alarak araba ile Bökırköy civarındaki bir köye gitmişler ve hep beraber köy muhtarı Hasanın bağından üzüm rak arabaya doklurmıya Muhtarın 18 yaşındaki Ali kendilerini " görmüş, | Halit yanındaki tüfekle Alinin Tine aleş ederek kendisini albinden vurup öldürmüştür. Vak'adan sonra katil ile arka: daşları kaçmış, dün sabahleyin hepsi de yakalanmışlır. Tahi katı, Müddelunnmi muavirle. fakat rinden Edip Ünalerzen idare et-| mektedir, 1 olmiyarak hayatınp kazanmak kadar 20t geymiş!.. Büyle bir hayı ti kazanmaklansa — talihin — yüzüne Yiratıp O ytmak — daha kolay değil miydi?. Sabatı aydinlığında cevval ve neş- eli bir kalabalık yolları doldurduğu | Dizi İhslde genç kız etfafını loş ve alaca bulaca görüyor, sendeliyerek yürü- 'yordu. Nereye gidecek şitndi? Pansiyonun karanlık odasına dön- mek fikri ona dehşet veriyordu. Ne yapacağını şaşırdığı için bir mağa- zanın önünde durdu. Fakat burası " detler hukukundan yapılacaktır. O gece yazı yerine mahyacı| * Selim Nüzhet GERÇEK | oğlu|” <— Dahili g | Küçük haberler iv_ tan teşekkül edecek — ve bunlardan Tükslerde 225, birineş eynyf lokanta- Jlarda da 175 kurüş Geret alınacak- tır. Birine) sınıf lokantalarda feri meyva veya komposlo yemec dakdirde 150 kuruş ödiyecektir. Bu usulün tatölkine henüz kayar veril- memiş olmakla beraber lokantacı'ar fiyatları az bularak, buna itiraz et- mişlerdir. Zeytinyağı fiyatları ne kadar çıkacak ? Sabüun ve zeytinyağı satışları- nin serbest bırakılmasından sön- Ya bu maddelerin fiyatları gün- den güne yükselerek ekstra eks- *ra toptan 150 kur İşa kadar çıkmıştır. Alâkada bu fiyet yükselişine sebep ©' rak toptan zeytinyağı satışlari- nin İstihsal mmtakalarında 130/ İkuruça kadar çıktığırı ve bu gi | Gişle satışların 160 kuruşa kadar | bcxkıngım söylemektedirler. Di. ğer taraftan şehrimizde zeytin- yağı stoku kalmadığından dün, toptan satış yapılamamıştır. Bu- gön Bir vapurla Ayvalık ve ha- valisinden müh:m miktarda zey- tinyağlı gelecekse de bunun fi- yatlar üzerine müessir Olmıya- cağı söylenmektedir.. Eleme imtihanları Hukuk Fakültesinin eleme im tihanlarmın hangi derslerden ya İpılacağı belli olmuştur, Eleme imtihanları bizinci şınıfta esasi- | ye ve medeniyeden, ikinckle iktitattan, üçüncü sınıfta mali- yeden, dördüncü sınıfta da kara ve deniz ticaretile husust dev- İmtihan günleri 28 ve 30 eylül olarak tesbit edilmiştir, İktısat Fakültesinin eleme imtihanları da 29 eylülde yaptlacaktır. Her iki Fakültenin sözlü imtimanla- rı da 15 birineiteşrinde baçkyü- caktır. Fen Fakültesinin imtihan larına 25 eylülde, Twobinkilere de 1 birinciteşrinde başlanacak- tır. Pirinçleri saklamıyamı başladılar ? Piyasada pirleç fiyatlarıma vün- den wüne yükselmesi Üzerine Tluır—!l Wekület; son bir kararla çeltik ve pi- Tinet el koymüş ve bü karar evvelki günkü gezetelerle neşmolanmuştu. Bü meşriyat Üzerine ellerinde pis İtinç bulunanlar malların) saklamıyı başlamışlar ve bu yüzden plyatmla pirinç satışı durmüştar. Bo İtlbarla gdün piyasada toptan pirinç muünme- şlesi görülmediğ! gibi bir çok bakkal- l:ı;:ı da pirinç bulunamamıştır. Galatasaray, lik | maçlarında Fener | ve Beşiktaş ile karşılaşmıyacak Galatasaray Gençlik Klübü İdare Hey'etinden Kendilerile yaptığımız İlk Mmaçla. rında kllbümüze ven saha Hüne #esinin bu tene verilmiyesceğini bil- dirmiş olan Beşiktaş ve F klüplerile bu gene İk maçları gılaşmamak kararı veflimiş, — diğe taraftan de bölzenin bu klüpler nez. dindeki teşebbüsleri de müsbet neti- ce vermemiş bulunmaktadır. Ra itibazla ve bir yanlışlığa muhal vermemek üzere 20/9/942 pazar gü- | nü Kadıküy Penoerbabçe sahasında yapılacak Beşiktaş maçjna ve 27/0/ MZ patar gönü ayni suhada yapıla- çak Fenetbuhçe maçlarıma İştirük Siyeslişisi Hdi Vali ve Rekal Doktor Lâtfi Kırdar, tetkiklerde bulunmak üsere dün Çatalcaya gilmiştir. 4 Vahi Muavini — Abined . Ki dün Yölovaya giderek orada ku: müş olan kayvan sergislsin açilmı merasiminde bulunmuştur. östüne konup kakiıfı balde - hiçbir yey gürmüyordu. Yalnız. başımı bir aralık kaldırdığı zaman. vltrinin di- bindeki açık bir yerden, sapsarı yüz- lü, çok sinirl; olduğu hlssodiler orla yaşlı bir kadın bakıyordu. — Halenin erada dürmüsina mi öfkelönmişti? Genç kız hemen camja önünden ayrılmak üzereydi; fakat Der, doğru bir adım alınca o kadının da ayni istikametle — hateke: etliğini gürcü ve birdenbire şüpheye düşerek Yur- İdu. ona baktı, hayretinden dona kal- kendi aksinl bir yabancı gibi gör- müştü, Yarwbbil.. Demek ya çehresi © kadar değişmişti, yahut ruhu kön- Gisine git hakikatleri — bulandıracak kudar altüat olmuştu. Daha fazla Bakamadi ve koşarak yörüdü. Dizleri Htriyordu. Aydınlık endde bâlâ ona bir tünelin içi göibi “Tettiğini kaydetnik itap ediyor. Hat * TASVİRİ EFKÂR Tekrar canlanan bir dava Sovadı Meselesi De son gün'erde «Mü <Tantıdağır Nda / Lakip edilmiş gö- | rüyoruz (1). Mecmuan,n sahibi alan merham Dr. Ritâ- Nür, esasen. öte-| danberi bu davayı gülmüş, battâ bir parça da öneyak- ük eteiştir. Bundan dalayı ileri sürdüğü Mülâhazala- rin ehemmiyeti bir kat daha art- ştir. Pifkakika bir müddet eevel intişar edeh oldukça UTan bir yazın) ile soy- udı işikt Araştiran muharririn, MN Müçadelenin dlk #enelerinde öz leim- lerin — türkleştizilmesinde — rehberlik tâ .o zamanlar Maarif Vekâletin bulunan ETaüridağts aahibi. bu #ilesinin temin ettiği kolaplık saye- | sinde Likrini İş haline de geçirmişti. | Bu tesirin defecesini ve me nisbette | yayıldığıaı tayin edecek vaziy: değiliz. Asıl bizi alâkalandıran a: lel, ismi meaclesine gelince barada da | merküm Dr. Riza Nurun çok sin- | temli ve İsabellii fikirlere sahip ol- | duğu görülmekledir. Kurtulaş Har- bini takip edeh sensler zarfında eşrettiği on ik; ellitlik «Türk Ta-| rihiz min son elklinde muharrir Hlmlerim!zin türkçeleştirilmesi bal- | pilarak wücüda getirilir. En. yayı miş ve Gtasiş olan tarz budür. yazık ki Sayadin, kavunundan sone tütenc Oğlu, öyle bir edi rklüik damagasıdır. Bü 5i Türklerde ad şöyle olur: Çekiru Çakıtoğlu Tuğru. Bey. Çakıroğlu Ç #rka çevirmiş. kanunün mütni bal aandan değilse hile. etrafla a) Gerdili Yoit İburile Türk alle: köksüslüğü prpagandasını yapanla- ve aecmee kellmeler aranması geldi. Köylüler Bazi kimselerin esseselerce seçilen isimler alabildiği- sinde şâyle diyor: «Türk adları me- selesi bizim icin hayati bir. mesele- | ir, Çöünkü hars meselçaldir. Türke Türklüğünü vermek için ona arap ve Jacem adları gibi yabene; harema, benliğine. İstikbaline —muzir adları | atıp keadi Mi adlarını — vermek, belki de her şeşden evvoldir (2)> Bu satızların pesl Sifa, alle isimlerinin | lması İüzümuna — İşaret edil- | . (3) | nin 1919 - 1920 arsamda orlaya ut- tığını söylediği moselenin 1904 ta- rvihlt Sovadı Kananu ile aklığı şekli yoklumak fireatıny elda ediyor. He-| men ilâve edelim ki muhazrir. İsken- deriyede neşrettiği Türkiyat mecama aareda ds ba moktaya temas etemi: pek isabetli düşünceler serdeylemiş £ (4 Simdi bu döşüncelerini et- | Tafiş apisallerle aydınlatmaktadır. Makale yahibi her şeyden — önec. | vile jsml müessesesinin her Köklü| millet gibi Türk milleti için de esasen mevcat bir. şey oldağunu düşünüyor. Ru-düşünüş çok yerindedir: «Bir ta- kamlarımın sanmettikleri ve Türk'ü küçük — düşürmek İçin — propaganda yaptıkları gibi Türklerde alle adi yök değildir. Eskiden beri vardır. Dilde. edebiyatta, ber şeyde 'Türk'ün Bayri umsurların hükümeti elde tut- ma'arı yüründen blz tereddiye uğTa- tıldiğiimiz gibi, yine onlar tarafından alle adlarım;z da ballalanınıştır( 5)» Muharrir. «Türk Terihi> nde — ve Türkoleği mocmuzsynda olduğu gibi | burada d Türklerde aile isimlerinin mevcüdiyetini Yebala Calışiyor: (1) Birinel makale gazetemizin ? öğunlar 94 tarikli vüskasında inti. gar etmiştir, (2) Bk. Türk tarikk C. 18, St. 257, (2) Muhlerem Dokter, kilap ve mükalelerimin — Riçbirinde — kendisine, tesir eden mücsairlere iİşarel elmeni maktesir. Bizim aexnettiğimize göre muharrir. bu huşusta Ziya Gökalpten | mülsessir olmuşlur. Bilindiği veçkf- | 16 ö adların) ti Merülmestnde olduğu gibi tetimai etmiştir. ve bahemnde de Gökalp r Alte ürlmlerine ait ölmak Vüzere yazdığı pek mühim bir Mahan l «Türk ferikir vir İntiçormmdan 1988 de Diyarbekirde noşe © camanlar bülün inda da tekrarları alp ie alâkası ve ona kavıı bestedi 4| sempati, — hatla — Sinop gestel erin. Gökelp'en neşriyatta Bulunduğu ma- Hüamdur. (4) Bk. Revwe de Turcolağin 1080. (â) Bik. Rşsa Nur: Soyadları, Tan rıdağı Mecmuası 1868, saytı 10. — | Yine bir mağazanın önünde darda Baras; bir pastacıydı. Sabahleyin fakat bir bardak çay raz kengine gelebdeceğini kısa bir tereddülter — sonra içeri girdi; fakat iki adim atımca, bir. tezgühin arkasında — kendisine n gözlüklü bir adam- iyerek dparı d Burası bür pastacı değil, - kadın Eğyi lan bir mağara idli. Bele şaşkınlığının — dereccsİnden firktü. Korku ve utanç onu büsbütün getmişti. Yol ağrına gelince dur- du. Yürüyecek miydi? Gerlye mı dü- necekli? Etrafına bakııdı. | İzmirde olsaaydı bir Lanıdığa raat- lamak ihtlmall vardı; şimdi bu ümitten bile mahram olmak ona de- nin bir gurbet hisal ve korku veri- yordu. Ah. hilç olmazsa — Söleyman Efendiyi bulabilseydi?.. — Acaba ye rinde miydi?.. Onu bulmak ümidi genç kazjn ira- a mağazasıydı? Vikrinin içinde ne-|karanlık geliyor, fukat sonunda hiç | derini biraz Jstlı. Adımlarına bufi( | der vardıt Bakışlarj her maddenin bir jtik görünmüyordu. bir kuvvet geldi. ğ ç kamlar arar yerlerde bir sile içinde Ayfı isim alacağı kanaatı dasil oldu, Birçok yerlerde yalnız bir hane için: de balananların ayni soyadını taşı- yacakları zannedildi. Anadolunun bir Çök yerlerinde ise esasen mevcut alle isimlerile ve öz udlarla alâkaaj olmi- yan ve halk tarafından etakmap, ya- hut «Devlet adi> diye yüdedilen Bb, Ka Muharrir (Oğlu) tle ( Üderaber (gil) tn de bu volü ifa etti göm söylüyor: <«Bizde alle adı (oğlu) ve (gil) We yapılırdı. Meselâ Tok- 4 Kuyumcugli gibir Fakat bu (gil) mesoleni, ayırı bir meseledir ve aile femi lâkikarı olmakla bir alâ- kası yökter, Münferid ve öz talmle beraber kullanılar ve aileye bağlı» Uği görleren müzlakti bir türkçe de mevent değildir. (Gil) veya (giller). döima senaarade, N , arka- vi sira bir geyi bekleten bir edöya maliktir: Çakırgillere gi- diyorum. yahut Karabibergilin da- mhdı... gibi. Blr çok vafandaşları al- dütan bu noktayı. Başlı başıma ola- vak ehe olmak iâsvndır. Fen Fakültesi Lâburatnarları yeniden kuruluğor Ünlversite Rektörlüğü, Fen Fa- | küllesi yanginında — bürap olan lâ- baratıar âletlerini k Ensttüsünün 4t katı hazırlânmak- dadır. Umümi fizik lâboratuarmi kurmak üzete Beyazıtlaki — elektrik Binasının bazı salonları islenilmiş ve ususta Rektörlükle alâkadar ma a temaslar başlamış- tir. Nazari dersler için de Üniversi- te könferana salamn ayrılmışlır. Alpulludan buraya 82 teneke benzin kaçırdılar Muratbıda Alpullu fabrikasın. da taş çeken şoför Ömerle Kı serili İbrahim, dün gece fabrika. ya ak 32 teneke benzini şohri- mize kaçırdığı haber alınmıştır. Un Üzerine Emniyet Kaçak- Bürosu memurları, tertibat Blarak suçlular: Sirkec'de Ebüs- | Saut caddesinde Madam Kostan- tanin evine, benzin saklarken cür mü meşhut halinde yakalamış. r. Benzinler müsadere edilmiş. Tramvaya tünmes; İâzpaadı. Durak yerinde durdu. Hiç kimse- emedi. Tramvaydan indikten sanra, Tuk- / Müşteri — götürmüştür. koşarak | zaman düner, Belki şimdi. & simden Ayaspuşaya kadar yürüdü. Teksilerin durduğu yere yaklaşır-| Üyemesdi ki. Ham Süleyman Efendi- | ken bayılacak gibiyı Efendiyi bulamazsa En öndeki taksinin şoförüne sor- dü: — Süleyman Efendi nerede acaba? — Hangi Süleyman Etendi? Şaför... Haai hep burada... — Bilmiyorum; ben buranın $- förü değilin Arkadaki taksinln şoförü de bllmi- yordü. Hale üçöncü nrabaya doğru tened- dütle yürüdü. Fakat artık utanıyor- | dü, Bördenbire hatırına otal gekii. Oraya gidip sorabilirdi. Fakat bundan da ne çıkacak? Takailere baka baka yüzü birinde aradığı adam yoktu. . Ya Süleyman Nıl Ankarada inlişar eden Miüllet mecmuasından sonra İstanbulda çıkan * Tanrıdağı,, mecmuası da bu mühim memleket meselesine ehemmiyetle parmak Basmıştır. Muharrir aşağıdaki makalesinde merhum Dr. Rıza Nur'un çok özlü fikirlerini teşrih etmek: Ya tütlü türlü fantesl adlar ortalığı | Bunun adı, (li r ki stlinmez İ <Bit (Soy) un bu münayı ifade et- P_rof: Ziyaeddin Fahri Çek Hanjm (6) >. Fakat 1084 tarihli | müzükeresi esnasında da bir Gza tu- Soyadı kanünu büyle bir mevtudiyete rafından da İleri sürülmüş. -| verilen takrir her medense Toddedil- Vaziyet böyle, tadır. (9). n olan| bir iş gören ve tarihe karışan bir n | kanamdur. -| Bun ise Medeni Kut a bu kanunda soydi hâdi- / sedilmediğine gör gelerine benzer bir hareket — vukun | de dufmiya pek İüzüm yoktar. Bazı ve kasabalılar için | idar hazırladıklar) uy- | larında, a:i durma ve yakıştırıma isimleri muh- tük küğıtlarında) kullanılıyorsa da Gevi kitaplardar rüYos iderelerince, bunların önüne haplahane, kışla ve mektep gibi mü- | kânsyz olmaza gerektir. ne berkese takikiı. Büyük şehirlerin | kaç mühlm mesoleye dukunuyor. Fi münevver veya münevverimsi fevg- | bASYA n ve alle inlmlerinin sırası lerince de biszat bulunan kelimoler. | Mezele elta Denedtü Tni eei öz Yimlerin yanına konuldu. — Bazi | muasında (10). birkaç hafla evvel her ferdin | de Prof. Arıkoğlu R. Oğuz'un <M ——— | etmediğini hatırladı. Karnı nin yürüfe bakamıyordu. Çok bek- lanıyacaklar mıydi? Biç| lahgml- gülümsedi. |tinde yakalanmış 19 EYLÜL -— SIYASI VAZIYET Masa-Yuku -Tani APONYA Hariciye Nazırı General Togo, siyasi değil, arf şahsi sebeplerden dolayı is- ettiklen sonra Başvekil To- jo, bu Nezareli de deruhde ct mişti. Fakat kendisi bilhassa ta- rihin mislini görmediği bir cihan harbile meşgul olup Japon ordu- ları Hindistanın yanıbaşındaki Birmanya ve Avusiralyanın ya- nındaki Yeni Gine ve Amerika kıt'asındaki — Alaska gibi birhi- rinden çok uzakta olan sahalurda dağılmış ve daha büyük muha- üçüncü bir isim — vücuda geldi (7).| Muhardır. bu büdiselerin bir çi a| "':_**N _-—l—hl-ı_ hlııııdu:ı: * ediyor. Her şeyden evvel, Ka | İ en nezare! olan Harbiyeyi, kabinesini teş- kil ettiği tarihtenberi devamlı 13!ııııı üzerine almış bulundu. mediğim sani aruz. Ba, gtfdan uzun müddet Hariciye a yaniçelir. Rökkie türke| Nezaretini elinde bulunduramaz gede (adı. sanı?) derier. Bu| d (san) aile demek olsa ge-| — Başvekil Tejo, Hariciye Neza- irae retini Arita kabinesi zamanında Muharririn dokundoğu bu nokta | Hariciye Nazır Muavinliği yap- Kanunun 1034 de Müllet: Meclisirde | müş ve Avrupa ve- Asyada muh. ;e:.i; vazifelerde bulunmuş ve ladığındanberi — gayet nıühiı::’ın İstihbarat Dairesi şekliğini yapan Masa-Yuku-Ta, ni'ye tevdi etmiştir. Kısaca Tani diye tanmlan yeni Hariciye Nazırı, İstihbarat Şef- Hği vazifesini de muhafaza et- miştir. Japonya Hariciye Neza- retindeki değişikliğin ötedenbe- ri il Amerika ve Rusya devletlerini çok meşgul etmekte idi, Eski Hariciye Nazırının istifa- sını sulh ve anlaşmak temayül- lerinden neş'et etliği zehabında bulunan Amerikan ve İngiliz mahlilleri yeni nazırdan birçok şeyler bekliyorlardı. Fakat çok tecrübeli ve muk- tedir. bir diplomat olan — Tani, Hariciyeyi deruhde eylemesini mülcakıp söylediği nutuklu İn- gillere ve Amerikayı iskisara uğratmıştır. Nulkun en mühim y kısmı Japonyanın Almanya ve İinçieme ll C a rledamiy S yt berer börer ee df di (7) Bu son hüdlsenin birkaç mü-|daha takviye etmeyi kendişine nn , Gu ay sarfında yerinde en mühim bir vazite bildiğini an SÖĞ v le göste- | latan cümledir, rebiltriz: - Kaptanoğlu Ali Gözlük ğ (İneboluda hanc1); Sofmağla, Ahmet| » Bi buretle Faponya İle Avra- Yılmaz (Kastomonuda kunduracı); P aei Suruağlu Hümi Sueu — (Çankınıda Sindaki münasebetlerde herhan- kundüracı): Karabudakoğlu Ahmet| Ki suretle bir gevşeklik olacağı- talkağta Haharrenı” t ll ŞöranslRRİRler aab püzee ağiu Muharrem Aytan (i - | yapılan doğru Ş boluda — tücear)... Hh. Alâkadarlar| mıştır. Nazış Tani'nin bu sözle- Gile adlarımın Birinci, soyadlarının (Çi ise Berlin mahfillerinde derin düçündl l»i—,ılnlq #baret olduğunu bir fT uyandı u. (3) Bk. Büyük Milet Mectisi za-| — Çünkü Tani, İngiletere ile A- bilları. 1834 C. Rö-t4, 2f 20t. Tak-| merikanın mukavemeti kırılın. vir sakibi: Nanina Meb'usu Refik | caya kadar Avrupalı müttefik- Şevket. |lerile savaşa devam etmiye ponyanın kat'i karar verdiğine şüphe bırakmamıştır. Japonya Hariciyesi şefinin de- Kişmesi, bu devletin Sovyet Rus yasına karşı takip etmekte bu- landuğu — bilarallık siyasetinin terkedileceğini bekliyen Ameri- ku ile İngiltere bu noktada da- hi hayal inkisarına uğramışlar- bir haza Taşımakta- Soyad) tâbiri doğru değildir. dir. dakat mişu (8) Diğer taraftan Soyadı İle a8)) alkkadar olan Medeni Kanunu- muz calle ismi> tâbirini kullanmak- Soyadı kanune, içilmal istmlerimizde “alâkalı ku- n alduğuna ve soyadından bah-| meselenİn üzerin- rde (meselâ mektep vesika- lk tezkerelerinde, kü- ileride geçmek im- Makale sahibi. bundan sanra bir var. Birkaç y evvel Dr. t> mecmuasında — dokundüğü bü kinda Dr. Riza Nuür'un ne düşündüğünü, diğer birkaç misali beraber ayrı bir müsahebede anlat. ol Zi (8) Bk. Türk M. K. Madde: 5. 26 141 | (19) Du hususla yazdığım bir ya- Bi 80 Nisan 848 tarihli Tarciri Bj- kâr'da çokmaş!ı Müli Korunma mahkemelerinde Şahzadebapıada Letafot apartima- n karşısında sütçülük yar Ravaı zan Soylu, dükkün;nyn bitişiğmidekl ekmekçi Tirmindan künında yina karnesiz 'ç yerine G0 ger kuruğa: satmakta torluğa olduğundan 1 numaralı Mft Ko- ivastok'ta bulunan yü Srüma BakKenllirü yeclimi, ve duz ÇA Ğ aŞ kiın denizallı ve diğer harp Yuşmaşı SOnunda suçü sabit olduğun- öbağ Perin gömemengmide saanna Tn gemileri ve Sibiryanın Japon gün müddetle dükküsnin kapat,!-| denizi sahilindeki hava meydan. masma, yakalanan bilümum ökmekle İarınm Japonyanm deniz ve ha- rin müsaderesine ve masfafını >de- | va kuvvetlerinin mühim bir kıs- mek süretile hüküm hülâsasının Za- | mını işgal ederek Hindistan ve zetede meşrine karar verimiştir. — | Avustralya üzerindeki — Japon ci tehdit ve tazvikını balifleteceği- ni Ümit ediyorlardı. Nazır Tani, Rusyaya karşı Ja- bitaraflık — siyasotine ini açık ve şarih Olarak nutkunda teyit etmiştir. Muharrem Feyzi TOGA 10 şoför cezelandırıldı Son 5 gün içinde şehrimizin müuhtelif semtlerinde, volcu a mamaktan veya yolculardan faz- para almaktan 10 şoför yakâ- lanmış, haklarında ceze zabit va Seyyar sakicilik yapan Robert adındaki bir yakudı çocuğu. 150 ku- Tuşa Satılması — lâzim gelen — bakir kundafa çivlerinin beher kutusunu | POnyanın evvelki gün Sar.yerde 450 kuruşu | devam satmak İslarken cürmümeşbut ha> dün Mült Ko- sevkolunmuş- TüNME mahkemesine tur. Darülacezeye yeni bir pavyon ilâve edilecek öözeye yeril bir paviyan ilâ- vesl için şehrin zenginleri tarafından | yapılmış olun teberrular 60 bin V yı bulmüştür. Ancak, pavyonun İn-| pakaları tanzim şıhlıııg' Şası için data 90 bin Htaya mmm;—&,—ğd'— sana ? Vecizolerin şerhi ( Tn ae mammannanen vardır. - Belediye bu mil İçin çare aramaktadır, tarı Semin TE Otelin bahçe kaptemnda uzün zü- ven bir tereddüt geçirdi. Bakalym onu Tem işte yok Süleyman Efendi. | masında belli olur. İnsanları kablliyet. mahiyet ve yana,.. Hale kaldırıı Üyemetdi ki Hem 8 iktidazları uğraştıkları ber gün- onu bek- | ye ne söylüyeceğini hiç bilmiyordu. | Ba hasta adamı yormüya ne hakkı vardı? Hüle onun aktabasi “olan | gençle evlenmek — teklilini; de âdela reddetliklen sonra... Fakat darmadağınık bir halde bu- Junan ağbmini soplamak için. cesare. tini toplamak için, yolur. ortasında kararsızlıktan denup kalmamak için bir tamdıkla konuşmuya © kadar İk- tiyacı vardı ki gü snda yapılabilecek başka hiçtir şey göremiyordu. Ötele girdi. Büyük — holün dibindeki tezgühta ayni adam vardı. Tereddötle yakla- şan Haleyi fanıdı ve » ne saadet Al- (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: