N O L VU Sulha doğru mu ?- Parsa mı, kanalizas- yon mu ? - İdam kelimesinin Türkçesi - Kongre tiryakileri Sulha doğru mu ? — evcel bitebilirdi. Gülhane parkının azetelerirsiz Rossevelt . Chur. ehill — beyannamesinl döğrü alilmiş ye. Bi bir adım telâk. hi ediyorlar. Rahmetli Pikre. & andımz Yarın ümel ediyorlar ki biz geniş- çe adım, Bir atleyış... — Ne diyorlardı pök| balda olduğu gibi, tağları, bahçeli te anlamadım. Hayatı kurtaracak. Beşer, © gömdi muassep, sürükle. men me/lüç, Adim adım edecek sirvei hatüsa vrür: İman, Halük, eteli bir gifeder a danmak! Peki, Amerikalı TEDRÜ Halük gibi biz de bu '/*'îk Si barış teranelerine i- | ÇİR Ş banalım. Acaba o be R yannamenin madde - leri mamıl tatbik edi- lecek? Meselâ dün- - yanin ham madde n kaynaklarından ve ticaretinden her millet müsavi (evet müsavi!) derecede maml istifade e. decek? İngiltere ve Amerika bütün | müstemlekelerini azad m ediyorlar? Gümrük tarifeleri artadan kalkıyor mut? Nedir? | Bu prensip 1989 da ilün edilseydi bir damla kan üğökülmezdi; çünkü Almanyanın da, İtelyanın da, Japon- yanın da istedikleri bu idi, Fakat Ron İsevelt'in premsipleri — geçen harbin sönunda ilân edilip te bir maddesi bile tatbik olunmuyan Vilson pren - siplerine benzemesin? İnan, çocuk, ezedi dbir yifadır aldan- mak! İ Park mı, kanalizasyon mu ? ' D oktor Lütfi Kırdar, dün Tan.| vir! Efkârda çıkan beyana « tında Cemil paşadan bahsetti, dedi ki: — Paşa bundan &- Yuz sene evvel Gül- Bane parkına beş bır] sarfetmİş: araftan ahın İlra bemnen her itirazlar yüki Kanalizaayon gehrla ea sihhi zalbrem — İhiiyaç durürken park yapmak reva mm, di beş bin liraya yapılamıyacağını, bu mun için de şehrin parkaız birakı muyacağını # Otoz sene ne senede iki mily ik şimdi bu iş, en mükemmel tarz- | d Hattâ çök dahe sulha İ gehre verdiği zararların binde birini Server BED shhi faydaları, lüğimsizliğin — bu telâfi edememiş - tir. Baş bin alttıla © saman müketi - Tacl bir kanallzss | vonun temelleri atılabilirdi. Bir ev | Şapilirken bakçesinden evvel sayu ve lâğımı düşünülür, Akal halde, İstanm ri, bostanları sulayan sulara lağım kurışır, İdam kelimesinin Türkçesi V. K. B. imrarila VAS mektup gönderim mü mevver Öbir ekuyus cüm, Yunanca idam ÜN mânasma gelen yo. V Ktti — kellmesinin BV dürkçe olduğunu ba- 7 a isbat eden bir mek tup göndermiş: yok etim - yök Tdim. «Yok idim> şekli doğru ölmasa ge- rek. İdam eyok etmek» münasına ge Bir. Yokaa idam edilmiş adamın âhı. retten gönderdiği bir cümle değil. dir, Yaketim daha doğru. «Yek et me> münasına geliyor. —Yunanlılar | bünü bizden simiş olabllirler. Biz de onlardan malımızı istirdat edebili - vit Fakat Yunanca gibi geniş — ve zengin bir Jizan bile başka İsanlar- dan kelime #imak ibtiyacımı duyar- ken biz bazı kelimelerin yabancı ol - Ticaret W;ekili | şehrimize geldi İTicaret Vekili Mümtaz Ökmen dün İsabah Ankaradan şehrimize gelmiş | ye Haydarpaşa — garında — Vekülete j bağlı mücaseseler erkânı tarafından karşılanmıştır. — Vekli dün akşama kadar istirahat etmiş ve şehrimizde Vekületi alâkadar eden bazı meselö. ler üzerinde telkiklerde bulunmuştur. Dün kendisile görüşen bir muhar. ririmize Ticaret Vekili gü beyanatta «— İzmira gitmek üzere Ankara- dan İstanbula geldim. Burada bir Kün kalarak pazartesi günü Bandı aya gideceğln. Oradan fuarın aç a İzmirde bulunmak İçin İzm re gideceğim. İzmirdeki ikametim dört gün kadar sürecel üç Bu müd. det zarfında Ticaret Vekületini alâ. kadar edan işler üterinde megiral olu- bir tren kazası Bir kadının sağ bacağı kasığindan koptu Dün saat 16 da Floryada focl bir Matindan niçin Ctelüşa düşüyaruz? Yerli mallarımız gibi yerit sözleri. mMmizin de çoğalmasım elbette izterts 'akat bu, bizim başka mernleketlerle | verişi gibi söz alış verişi yapmamıza neden mâni olsun? İ Kongre tiryakileri | B'r Üsan kongresi teklif ıuı(ı-ı miz mölüm. | Dostum Yaşar Nabi, henliz göre- | mediğim bir yazısında, kongre tiryu- kilerinden şikâyet etmiş. Bi Hasan-Âli J diğim münada kon - ? grenin matodu, — de ? Mükrasilerin çal çe- ne metodu değildir. Sia “kongresi değii, iş köneresi istiya rum. Bu ikisinin arasında müşterek ekomgre> kelimcsinden ksa aralarında — hayal ve x konürelerinin kahve ve çuy içerler. — Biz İş biry kumtz ba. Ve onlarla r vek nokta da büşkı tilâlar ifade eden cüryal dön İbaret. vrüy EEEİŞON Havac (1 önoi sahifeden devam) fatla paraya mal olan — Reşiktaşta Hayrettin iskelesindekl tayyare etâd #tölyesini, Yeşilköydeki Gök okulu- Bu, kangarları, uçuş llı—ııhrmı.v Türk bilgisi, alm teri ve göz nurile yapılmış, yine Türk delikanlıları ta> | rafından uçarulan tayyareleri güre. | seğiz. Fakat ben, bu husustaki davetiye. . yi önüme bıraktıkları zaman, buzü- nü bekliyeonğimi anlıyarak —hemen yerimden kalktım ve soluğu Beşik- taşta aldım. Bir çok hayırlı — vesilelarle adını fçitmiş, hele geçen sene dağum yeri olan Divriki siyaretimde hayli göğüs | kabartan eserlerini ve bu arada çok gocuklu analara her ay tıkir tikir aylık verdiğini görerek hakkında de- | Tn bir saygı ve sevgi beslamiş oldu. ğum Nuri Demirağın yüzünü İk de. fa görüyordum. Halkın arasından çıkmış, kısa bir zamanda alnının te. rile milyonlurla ifnde edilebilen bü- yük bir servet yapmış olmakla bera. ber, onu, bazı sonradan görmüş zen- ginler gibi insana tepeden bakan | mağrur, azametli bulacağımı tanne- derken, o kadar sienkkanlı, müteva- yi, samimi gördüm ki, hakkında g- yaben beslediğim iyi hisler birdenbi- | Te arttı. Her şaptığını az bulan, da'ma da- ba büyüğe, daha mükemmole koşmak istiyen bu iş adamına, koca tayyare falırlkasına da, asıl iemini koymıya- yak sadece (atölye) decişinin sebe- Bini sormadım. — Yalnız ilk bakışta Bile dört başı mamur olduğu göze garpan binanın, mimarı kimdir? de. Evvelâ, üst kattaki bir odada, Döv- Tikde bulunan madenlerin teşkir ©- dÜdi camekânların önünde duru - yoruz. Nuri Demirağ izahat veriyor: — Bunlar mikadır. Divrikde on dört nevini bulduk, Şunlar kömür, demir, krom, altın, gümüş, bakır, gistbütüm nümüneleridir. — Mep Divrikde mi bulandu bun- lar? — Ya ne zannettiniz? Divrik bir Bizim ile Rusyadadır. Divriki amyantı da onların ayarın- ilik m baülılqı_ efküresine anperver — Ne işe yarar but — Bundan yapılmış elbiseyi giyen tayyareci yanmaz. Mesolü motör pat- ladı, tayyare tutuştu, fakat içinde- kiler Lu elbiseler sayesinde sağ salim yere inebilirler, bu amyartlardan yapılmış elbinede - | dir. Koskoca bir mahalle kadar geniş alan binanın altlı üstlü atölyelerini vemeleri içmeleri, harçlıkları, kitap- | YAYA bir arı musallat oldu. Çocuklı gezarken Nuri Demirağ devam edi- | yor: — Yurdumuzduki madenlerin hep | mek üzene tnene binmiş olan 45 yaş- İmek makandile antış yer İ cak &lan üzami satış fiya: tren kazası olmüğtur. Çocuklarile börsber germiye git- larında Vahide isminde bir kadınca- Çu, tren Floryaya gelince durmadan  istemiş ve MÜvasenesini kaya tekerleklerin allına yuvar - Tanmıştır. Sağ bacağı kasığından ko pan Vahide, hastaneye kaldırılmadan ölmüştür. İktısat haberlerl: Satış yerlerine aslacak fiyat listeleri Peornkande salışlarda fiyatları da- ha iyi bir surette kentrol etmek ve ve hem de evsaf itibarile iyidir. Ba mahsullerin ihracatı için bütün tedbirler alınmaktadır Floryada feci hem miktar cağım. Bilhassa üzüm ve İncir mah- sulümüyün İhracı için #lınan tedbir. lorl ve yapılan hazızlıkları gözdem geçirecekim. İncir ve üzüm mahsulü geçen yıla nazaran bem dahn fa: hei de evsaf itibarile daha yül |tr. Başlıca ihracat maddelerimizden olun bu mahsüllerimizin dış piyasa- lara değer fiyatlarla ve bilhassa vak- Linde ihraç ve gürümü için Tüsımpe- İlen bütün tedbirler almmaktadır. I- mirden sonen İstanbula gelerek An- karaya gidoceğim.> Ticaret Vekili yazartesi ünü sa- eket e- deçek olan Denizyolları vayrurile Ban dırmayu, oradan da İzmire gidecek- tir. Tienret Vekili İzmir Bnternaa. yonal Fuarını bir bitabe İle açacak- tar. Olgunluk imtihanla- rını veremiyenlerin !'askerlik vaziyetleri | , Olgunluk imtihanlarında — muvaf- fak olamuyan lise mezunlarının aa. kerlik vazifeleri hakkında yeni ka- rarlar verilmiştir. Buna göre, yoklama samanında Tiseyi bitirmiş Jolup, yüksek tahsilb devam edebil- mek İçin vermek moebüriyetinde ol- dükları olgunlük tmtihanında —mu- vaffak olamıyanların askerliklerine karar verilecek ve sevkleri bir yıl geciktizllecektir. Hu bir yıl içinde ol- | Eunluk İmtihanını verip yüksek tah. sile devam ettiklerini iabat edenlerin sevkleri tekrar evtosi seneye İnrakı- Piacaktir. Muvaffek olamıyanlar İse Şehremininde dün yapılan sünnet düğünü Çocuk Esirgeme Kurumu Şehremi- ni kela tarafından tertip edilen sün. met düğünü dün yapılmıştır. 68 ço cuk günnet edilmiştir. Çocukları eğ. Tendirmek için zengin bir program halkın da aldanmamsımı temin et- lerine nuila. | arile kâr | hadlerini gösterir Hsleler — İstanbul | Mürakabe Teşkilâtı tarafından ha Jammıya başlamştır. — Bu |i İ çarşamba gününden iti- yatiş yerlerinde asılmıya baş- caktır. Şehir hütki müherya: ni bu listelerde güsterilen fiyatlar üzerinden yapacaktır. ! ; İnsun kulce- ği her faydalı şeyi keti için düşünmiye, düşündü- yapmıya, başarmıya kadirdir. Yapamamak, yapamadım, yapamam demek, benliğimden, vazlığımdan geç tim, nezimi, zaafımı, hiçliğimi kabul ettim demektir>. İş tulumları içinde sayısız Tüzk gencinin barıl harıl çalışıp durduğu Beşiktay — fabrikasından — ayrılıyor, Yeşilköye gidiyoruz. Burada atölye- keri, büroları, sâlonları, hattâ ban. yelarile munztam hangar, geniş be- ton meydan, bir süru teferrunt, bir Divrikteki (Nuri Demirağ) ort. mektebinden her sene mezan ulun! içinde ea çalışkan, zeki ve kabiliyetli elanlar ayrılarak bu (Gök okuluk na petiriliyor ve burada Getleri başları, ları, bütün masrafları — yine Nuri | Demirağ tarafından ödenerek gökçü | yetiştiriliyorlar. Anadolunun içler'n. hazırlanmmış ve eğlenceler bu sabaha kadar devam etmiştir. Fuar pulları Posta, Telgraf Umum Müdürlüğü tarafından 1941 İzmir Enternasyonal fuarı için hazırlanan 6 kıymette B90 bin adet pulun basılması İkimal edi. lerek bugün tesallüm edilmiş ve vak. Ende tedavüle çikabilmesi için posla merkezli tevzline başlanmıştır. Puller yarım satısa cıkarılacaktır. mühendisliği, paraşütçülüğü vesal. vesile on iki branşı ihtiya edecek - büyük Gök üniversitesin tesin et — Evet, sonra? Nuri Demirağ, bir idexle gönül ve- yen n azim ve iman dolu bakışlarile, uçuş meydanının bir kö- gesine dalarakı — Sonra, diyor, şu çayırın bir ke. marında, muradına ermiş İmsanların hurur ve saadetile oturup kahvoni içerken, bir işaretle yüzlerce tayya. ronin birden havalandığını görmek... | Hava kararırken ayıılıyorduk. Gük #kulunun dış duvarında bir. köşeya yerleştirilmiş koca bir arı kovanınn gözüm İlişti. Merakımı sesen — Nurl Domirağ: — Bpoy oluyor, dedi, bür gör bi ürkötüp kovmak istemizler. Mâni ol düm ve İşte gu kovanı — yaptırdım, Şimdi, çi meis gibi bal dölü olan bu zsamanında sevkolunacaklardır. v ! Maaş tevziinde adaletsizlik v girada Millet Meclisine verilen bir teklif münase- betile — bir gazetelerde çemaaş — tevzünde adalet> — et- Jrafında yazılar yazıldığını gö- irüyoruz. Yedek zabitleri alâka - : İ yaştadırlar. —O dar eden ve a Yazan: N. i. halde tülbe be- İker mebusları - raberliği neden? muzdan dek zabitler, bulundukları sivil memuriyetlerin maaşlarını değil, İrütbelerinin maaşlarını almalıdır. İlar. Bu suretle ordudaki ikilik ö- İnüne geçitmelidir. | Teklifin dayandığı düşüncenin asaletini takdir etmemek imkâ sızdır. Gerçekten meselâ bir ta- bur içindeki ayni rütbeli n za- bitten dözdü yedek, altım mu- varzraf farzedilsin. Yedeklerden inin ilk mektep hocası, ikinci- in öztameklep — muallimi, ü- çüncüsünün bir banka #nemuru, |dördüncüsünün mühendis oldu - Bu düşünülsün. Bu dört zabitten birincisinin «vil hayatta — aldığı maaş, atkeri rültbesinin tekabül ettiği maaştan dün olduğu için, Tütbesinin maaşımı almaktadır. Diğor üçü svasile bilfarz 15, 45, 62 lira fazla alıyorlur ve ma- Jaşları usulü veçhile mensup - ol- İdukları dairelerce veriliyor. Taburun diğer altı muvazzal zabiti ile"bu dört yedek zabiti arasında rütbe beraberliği, fakat ele geçen maaş farklılığı mevcut- tur. - Bu farkın ortadan kalkıma- icap eder. Millet Meclisinde |yapılan teklif bu gayeyi hedef e- |dinmektedir. Tekliüin nasıl mü- |savatçı bir şuurla — yapıldığı- ı izaha lüzum yoktur. Mül - let Meclisimizin bu teklife karşı alacağı vaziyeti bilmiyoruz. Fa- İkat şimd'den gazetelerin şu veya bu mülâhazalarına meydan ver- mermne bakarak biz de düşündü- ğümüzü ortaya atmak istiyoruz: Teklifi muhtelif ele almak mümkündür, Bu on zabit'n milelerini göz önüne ge- tirelim. Dört yedek - zabitten farklı maaş alanların ailevi vazi- yetleri, diğerler nisbetle şka takdirde bu on zabtten bir kısımına, diğer kıs- ma nisbetle, verilen fazla parayı Meşru gösterecek deliiler elde e- dek (- miyiz? Çok muhtemeldir ki muvazzaf zabitlerden bir ikisi de bu ba- h maaş alan yedek vaziyetinde — bulunsun. yâni birkaç fazla çocuğu — olsun. O halde mesele, fiktimce, başka enzetle vazed lmelidir. Yedek zabitleri, orduya alım - madan Önce sivil hayatta iken, göyle bir tasnife tâbi tutmak mümkündür: | — Ayni rütbedeki muvaz- İzaf arkadaşlarından az — maaş alanler; | 2 — Ayni rütbedeki muvaz- |zaf arkadaşlarile ayni maaşı alan |lar; * 3 — Ayni tütbedeki muvaz- zaf arkadaşlarından fazla maaş alanlı biri ta rafından yapı -|Bu nokta lan bu teklife göre ordudaki ye- |teknik bir meseledir. Fakat va- cephelerden | Acaba böy- (ç Si işletildiği gün sabip olduğumuz . dap gelmiş. on yedi, o9 sekiz yaşla- Badsiz hesapsız servetin hayramı ola- | rındaki bu gençlerle kunuşurken, ön- Sağım. Maden olarak aklınıa ne ge- | lardaki havacılik aşkına bayran ol- Tirse bizde hepsi, hem de bol bol var- | mamak elden gelamez. Üç gün evvul kovanda hadsiz basapsız arı yaşıyor. Çocuklaraş — Bu arıdan ibret almız, o, bu- Yaya gelişi ve burada üreyip duru- kendi ımmaaşlarını eivil dairelerden tisap edenlerdir. Üçüncü zümre- |ye mensup ihtiyatların yüzde seksen. başi ise, kendilerile ayni | tütbede olan muvazzaf arkadaş- lahının ağabeyleri, belki de ba- baları olacak bir tamanıde askeri ve kıaya dikkat edelim: Ayni rüt- İbede olan muvazzaf ve ihliyat 1zabitler arasında birkaç nesli ku- caklayan uzun bir mesafe vardır. Ekteriya muvazzaf bir mülüzi- min yanında ve maiyetinde gör- düğümüz ihtiyat mülâzm, — gün Bgörmüş, saç ağartmış, halk ifade. sile eçoluk çocuğa karışmış> tır. Fakat muhtelif sebeplerden do- Tayı askeri — rütbesi duraklamış, |günün birinde orduya alınmıştır. Burada terbiyevi, teknik ba- kımdan ortaya çıkan mesele ya-| mında, gö Bu fark, acaba, yerinde we meşra âdilâne bir fark — midir? YVedek - zabitler, mühtelif — uüsüller — kullanılarak, meselâ bazı Avrapa memleketle- rTinde olduğu gibi muvarzaf ar- kadaşlarının terfilerini takip ede- rek rütbece yükselselerdi, rütbe farkı kalmıyacaktı. | Eğer bizde bu yol takip edil- İmamişse bunda ihtiyat zabitleri- nin bit mesuliyeti var mıdır? Çok eminiz ki böyle bir mülâhaza, mühterem mebusumuzün . teklifi- |ai düşünmek için hareket noktası Lolduğu takdirde daha âdil bir neticeye kavuşacaktır. Yine bir müsale baş vurahm: Meselâ 43 yaşında bir memur, orduya alındığı takdirde, aşağı yukanı bu yaşlarda elde — edilen İbinbaşılık rütbesine sahip — ola- İcaktı. Sivil hayatta aldığı maaş da, binbaşılığın — tekabül ettiği İmaaşı teşkil edecekti | Halbbuki vaziyetin böyle ol » sadığı malümdür. — Seçtiğimiz misaldeki 43 yüşendaki memur. uzun bir fasıladan sonra orduya alındığı zaman 25 yaşındaki mü- Tâzımın rütbesindedir. ve tal hâdisesine |meydan vermektedir. | Bu hâdiseye nasıl müni olma- hdir? İhtiyat zabitlerini, muvaz- zaflar gibi terfie tâbi tutmak ikün müdür? Bilfarz on beş sene ordudan üzakta kalmış, as- kert bilgil tini kaybetmiş bir h- dir. — Meselü — Dersimdeki / plâtin... Alimallah —istorsek — tayyarelerimizi plâtinden yapabiliriz. — Bu fabrikayı nasıl kurdunua? — İztikbalimizin, — tstiklâlimizin, şorefimizin göklerde olduğuna iman ettikten sunra beş altı sene bilâfasıla yanıma Mmütehntsin — gençlerimizi de alarak Moskovadan tut Londraya ka- dar uğrayıp ta uzun uzadıya tetkik- ler yapmadığimız. yer kalmadı. Av. rupanın bitün tayyare fabrikaları. ni kavacılık müemseselerini — geceli gündürlü dolaştık. Netlcede hor yer. de gördüklerimizin içinden en mü- kemmellerini seçerek buzayı kurdak. Divrikten yola çıkan bu yil mertin- larından elli genç te bugün Yeşilkö- davmz? — Bunlar anlatılamıyacak kadar çoktur. Sine andera havarılık saha. aki tasavvurlarımdan — bahstde yim: Evvelâ bu müosreseyi ferkalü- | de tevsi etmek. Rir milyon iki yüz in liraya mal olacak -plânları de irte gözünüzün önünde duran. büyük Yeşilköy Hisesini kurmak. — Divrikde Binlerce genel sinesine alacak -Vi gile siza bir örnek oluyor. Siz de öyle, sayılamıyacak kadar çoğulacak sasca her havacı dâ arı gibi bal yapar, döşmlünmin ca. kar, diyorum. mi sakarken ilâve ediyor: Tşte, #rtyi Temiz olarak kabul edişimiz de bundandır Fuzla söylerteme Hözüm yok. Pi nim ki; bugün Beşiktaşa ve Yeşilkö- ya gidocek olanlar her şeyl gönlerile gördükten sonra, — Nuri Demirağın şahamda havaeilığa — gönül varmiş Türk iş adamının, Türk azminin ve Türk vatanperverliğinin bir timsa- lni görüp selâmlıyacaklardır. ahrken, diğer taraftan maaşlarile Tütbelerin'n maaşı arasındaki far- |kı da ezdudan almıya başlamış İlardır. | mesele |yoktur. — Üçüncüler, — maaşlarını mensup oldukları dairalerden a- lacaklardır. Millet — Meclisindeki teklifin hedefi, işte bu üçüncü zümre yedek - zabitlerin maaş farklarını ortadan kaldırmaktır. Fakat muhterem — mebusumuzun Yütbe meselesi üzerinde bir defa düşünmesini çok isterdik. Bu üç zümreden birinciye dabil olanlar umumiyetle yedek zabt mekte- deri açık uyuyan devden korkulmaz. Çöznkü ya e büyücünün — ciğerlerin! arslanlar parçalar, Yahut o dev kız.| şey başkasma saadet verebilir. Eğer künt Ah o imkün!... Bir atölyede, duvurdaki lovhaya telsizeciliği, motöreülüğü, — pilotluğu, Ta $ Orada büyücü kadın, yahat pöz. , di kendimi aldatır gibir — Baadet bir telâkki tarzıdır Na- Yan hanım. Bizin için bedbahtlık olan fırında belâk olur. Ah 0 im-| kondintzin mesut olacağınıza inuna- miyorsaniz başkasına #aadet vermi- ye çalışımız!... Yüzüme biran buktıktan sonra ce. Kendimizi aldatmıya Çelince, bu- ma Birakin., Bu yol yine yalana çı- — Bizin kadar diğergüni — olabil. İçimde korkuların yenlden uyan- | seydim bedbaht elmama — sebep kal- dığı bir sırada, enunla hemfikir ol- | mazdı. Benim olanı başkasına — terk datedi- | kostim, gülerek, KANDEMİR ibinden çıkıp askeri vazileye in-' Bim şey isze bana verilmiyor. — Meçhulün önünde, yaratma ih- | Sanki dünyada yol, biz ve döşün. tirasma tutulanlar, imkânasıza — her | celerimiz vardı. Bitmiyen bir yolda zaman mağlüpturlar. Fakat malüm yürüyorduk ve Naran hanım anlatı. dünyevi saadet daima merhamet ve u: fodakârlık ister Naran hamm. Onun istediği... Bunu biülmek icin | — Bu tavsiyelerim belki de gayı neler vermezdim.. Müthiş bir öğren. | urt olarak, kendi kendime telkin et- he susuzluğu içimi — kavurayordu. | miye mecbur. olduğum — inanışlardı. Fakat bir şey soramıyordurn, Onun | Fakat yine biliyordum ki. Naran ha. İstediği kimdi? Bu sval bana müthiş ' nım için bu sözlerim ne kadar mâna- Hüdiselerin, bir kıynmeti —andıran | «izxa, benim için de o kadar beş gey- hereü merçlerin sembereği gibi ö | lerdi. İnsan ekseriya yapomıyacağı rünüyor, öğrenmekten karkuyardem. | şayi başkasına tavsiye eder, — Siz, diyordu, bir peygamber || Bvlerinin sokaltına saptılımız sı- gibi dalma merhamet ve fedakârlık | rada, yaşlı bir dilanti kadın — bize tavsiye ediyorsunuz. — Halbuki bir / sokuldu. Hastaneden yeni çıktığını, sanatkürsmnız... memleketine dönecek parası olmadı- Sanatkârlar dalma — arzularımın | Cim söyliyerek yardımlarımızı rlca | esiridirler. İmkâpsız şeyler İisterler, | €tiL Sonra: cümert imkânlardan kaçarlar. — Allah ikinizi biribirinles bağış- — Görüyorsunuz ki siz de yavaş | Inam, dedi. yavaş benim sanatkârlığından güp-| — Bu, Ankarada görmiye alıştırımız be etmiye . diye —sösünü | bir nevi göçlmme tazz Mi — Birçok EEMMA Demiryollarında madu yüzde 50 ten: lari bu sabahtan y tr. Yalnız Haydarpaşadan İzmire trenle gilmek istiyenler için tarifeye İkarmlar Vâve posta dünden itiharen Vişlemiye başlamıştır. Bu posta Puar devamınca ber gün sabahları saat 7.16 de Haydarpaşadan kalkacak ve İzmire kadar gidecektir. * ——— ——— — ——— — Gına, bir 25 lik vermekten kendimi alımadım. Yolumuza devam ederken: — İşte, dedi Naran hanım, yalan merhamet va bile bile aldanmak..” Bana tavsiye ettiğiniz şeyler aşa- ği yukarı gü biraz evvel cereyan eden hüdiseye benzemiyor mu? Ah herken benim «ibi her şeyi elddiyet- Te istiyebilme, ve Ürkmeden fakat merhamet duymudan verebilseydi., Ona bir gey söylemedim. Beğazım- da tıkanmış bir şey vardı, İçimden «fakat bizim, mazisi olan bir sevgimiz var. Medihaya merha- Ö, gayet acı bir tonla: — Bir gün gelecek, siz de bu ya- |landan, bu merhametten — ve aldan- | makian nefret edeceksiniz. dedi ve | colan ber şeyin artık geçmiş oldu. Bünü görürek nadint — olacaksınızı dernek ister gibi bir el yüp- Hi ğen belkemiği Hindistanın kendisi de tehdit edilmekte ol - gayet açık bir ifade ile memleketi ve Hindistanın garp kapısı Avni'yi tehlikede bırak- mışlardı. İtalyanlara Almanların etmelerile Hint Okyanu- sundaki İngiliz denizyolları da inkıtaa uğrıyacaktı, Bu büyük tehlikeyi anlayan İngiltere bütün İngiliz imparator- luğundan ve bahasus cenubi Af- rika ve Avustralya Dominyonla- rından azim kuvvetler. topladığı le İtalyanları Hint Okyanusu sa- Habesiz- istilâ tehlikesi ile karşılaşmış caktır. Japon ordusu, Fransanın Hin- - diçini müstemleke imparatorlu « ğunu tamamile İşcal etmesi ile bunun şimal kısmı Tonkinle Hin- distan arasındaki hudut üzerin « de yerleşmiştir. Her an buradan çiğniyerek Hindista- man en zengin ve kalabahk eya - leti Bengaleyi ve bütün Hindista. mın merkezi Kalkütayı iztilâ ede- bilir. Diğer taraftan Japonya Siyam ile anlaşmış görünüyor, İki taraf biribirinin nezdindeki mümessil - lerinin pâyesini Büyük Elçiliğe lufılıllıdıHıııl'ıhııııwk kapısı Singapurun ve bütün Ma- n beslemek izte. dikleri için bu Btaplarım dik- katle, itina İle seçerler. Kitap, insanın en yakın, em aziz dostudur. Ba dostu seçerken '€n işe yarıyanımı, en değerli €n üzlüsünü saçmek gerektir. Kitapları bu şekilde seçtiğimiz gibi dostlarimızı da ayni şekilde saçmek, onlarda da birtakım va- isap eder. Dost #seçmekle ihmal gösterenler, kafalarını bazacak, kendilerini — şaşırtacak — kitaplar seçenlerden çok daba fazla tarar Bi Si