Miüli Küme Maçları G. Saray - F eneı;;hçe Takımlarıîl İzmirlilerle Karşılaşıyorlar Mısır seyahati münasebetile tehir(oyunlarını hariçte oynıyamadıklarını edilmiş olan milli küme maçlarına|da göz önünde tutacak olursak, şeh- bu hafta devam edi ile Muhafızgücu İnamak şartile, ir takımla da aklardır nbulda him almakla da çarpışac beraber Bisikletçilerimiz Rumanyada (AA) — Anadolu ajan-| ancak yarısını ğ İkevinin gebile, bu alkevinin urddaş A sun (Hususi) inde 12 binden bu gün saat 16 VÜ 'cldüsü'dE akberesini v. ea 6 de çelenk ke Şi eli simde Türk kolonisi| göstermektedir. . müştür ve spor dilda Türk şehidleri Biz sahalarında mağ bahçeye yenilen İzm burada alabilecekleri ne yukarı kestirmeğe çalış ya-| y mMUŞ-| di cektir cağız. | ile İzmir ta-| da güç mağ - mlardır. Gerek Altınor. Maçka Akçaâbat Vakfıke bir belediye reislikleri Ankara, 22 (Hususi) — Görülen mnya boks şampiyonluğu lüzum üzerine evvelce kaymakamlar | Baltimore, 22 (A.A.) — Harry Jef|uhdesine veri fra ile Joe Archibald arasında dün yeti dahilindeki Maçka, Akçaabat yapılan boks maçını Jeffra yeni tüy| Vakfikebir belediye reislikleri vazi-| siklet dünya şampiyonu telâkki edil!- feleri kaymakamlar uhdesinden âlın- | mektedir. imıştır. riöver saat 18de Türk kafilesine bir çay vermiştir yammakta ve kolayca mağlüp olmak- tadırlar. Cumartesi gü Altay ile oyn- yacak olan Fener çe İzmirde mağ- lüp ettiği rakihini burada dahi kolay- hkla yenebilir. Altay takımının defansı Fener - bahçe hücum hattının tazyikine ta - hammül edecek kuvvette değildir. Bundan dolayı Fenerbahçe - forveti gol çıkarmakta pek güçlük çekmtye - cektir. Altay for hattının Sarı - Lâ-| civert defansı mağlüp edip edemiye- | Altınordu ceğine gelince: | Fenerbahçe Siyah - Beyaz forveti, defansına | Galatasaray nisbetle daha kuvvet Bu hattı| Beşiktaş Vahap tek başına idare etmekte ve| Vefa bütün toplar bu oyuncuda toplar - maktadır. Diğer oyuncuların — ferdi ka olmadığı gibi hepsi V hâba yardım eder bir şekilde oyn: Milli Küme fikstürü ğlüb Berabere Attığı gol Yediği gol Puan e a 20 Klübler Gencler Birliği Altay Muhafızgücü ao BN b5 B Fenerbahçe tak hâf oy Fikreti santr- tatak olursa Vahap kendili- ğinden ortada bir iş göremez — hale gel r. Bu sun zayif olan Fe- ner beklerine fazla iş düşmiyecektir| — Georges Mandel Galatasaray Altınordu maçına| Bu gün de, Alman radyolarının gelince İson zamanlarda yahudi oluşunu ileri İzmirde mağlüp alan Galatasaray sürerek sik sik hü: cümartlesi günü eiddi bir maç yapa- caktır. E: bir ihmal Galatasara- mpiyonluktan kısmen uzaklaştı- Tacağı için ertesi günü yapacağı maç- ta muhâkkak galip gelmek için bütün enerjisini sarfedecektir. — Altınordu. milli küme takımlarının en za -| yit defansına malik olan bir takım-| Dahiliye — Nazırl- dır. Bunu şimdiye kadar yediği gol- ğina getirilen Ge- lerden pek Kkolay anlıyabiliriz. For| Georges Mandel orges Mandel 1885) hattı Saidin idaresinde konbine bir|te Choton'da doğmuştur. Tahsilini ik- oyun oynamaktadır. Sol açıkları Na-|mal edince, Clömençosu'nun gazetesi| muk seri ve ayağında top tutmıyan|olan «L'Homme Libres e girmiş ve bir oyuncudur. 1916 da gene ayni zatın kalemi mah- Galatasaray forveti —Altnordu|Sus müdürü olmuştur. 1919 da ilk de-) defansını rahat bir oyunla mağlüp|fa olarak meb'usluğu intihab edilmiş edabilir. Gündüzün yapacağı ataklar,| ve bu intihab sırasile 1928 de ve 1932 Kırımızı - Lâcivert takımın defansı-|de tecdid edilmiştir. Mandel 1954 te nı, kolayca delebilir. Galatasaray de-|P.T.T. Nazırlığına getirilmiş ve bil Enver eski oyunlarını tut -|hasaa radyo ve hava postalarının in- turduğu ve bilhassa *sakin oynadığı | kişafı sahasında büyük muvaffakiyet-|Dir fareye rastla- takdirde Saldi yakından marke edip|ler kazanmıştır. Mandel, Daladye ka-| dti — ondan he “Altınordu forvetini muattal bir vazi-|binesinde Müstemlake Nazırı iken bu|men kaçmağa baş- yete sokabilir. İki kuvvetli yan hafıİdefa da Reynaud kabinesinde Dahi-|lar. orlasında oynuyan bu oyuncudan sa-|liye Nazırı olmuştur. Barometre gibi hayvan | Kin ve şuurlu bir oyun beklenebilir. r-r- —a Çam tırtılı şayanı dikkat canlı bir Eğer Sait ortadan bir gedik aça-| barometre gibidir. Yumurtadan oy- bilirse Barı - Kırmısı kaleye tahlikel ülde çıkar ve kalabalık halinde, anlar y sorsalar, tabil hayaz cevabını verir samlar Üzerinde yaplığı kalın ve İş #ikınla ortadan oşape pas- |niz. Halbuki Siyam sahillerinde xAnı farla ya » Galatasaray haf .ı—;l)ı.sı adında bir cins balık vardır & zmın bilhassa hasım içlerini marke r kum üzerinde yüz metrelikira gıda aramak için ötmeleri Jâzımdır. bir mesadeyi kolay kolay katedebili.| tomin ettikien sonza a) Bu suretle Saidin de açık ve ser-| yorlar, Kolay koley dtyoruz ama sakın| — Barometre düşük'üğünü yunun kla — münl olu./bu kotay kelimesimi sür'at manasında| histeden bu tırtıllar, yuvalarında ke-| kullandığımızı zannetmeyin, çünkü|lırler ve yağmurun, fırtınanın ve Aksi takdirde dalıcı bir oyun oy- / «Amabase lar bu yüz metnelik mesa-| Ti mücetir olacağı, bastırabilecez Hoyan Salde gelecek ara paslarina|feyi ansak yarım saatte katedebili-| dallara çıktmazlar. #nâni olmak güç olacaktır. yonlar, Bu kadar uzun müddet suyun| —Âlimlerin tetkiklerinden çıkan ne- ticeye göre, bu tırtıllar hava tazyiki- Filin korktuğu hayvan Günün siması: aa angi h y korka bakkak ki böyle gn T bir mahlüku koca- Şeyhülislâm Bey merhum şiir söyler edibi Edeb ve hay de idi ki yanındı cum ettikleri Man: tam dmildi. sız kabine-| olur: Çünkü — filin çok korktuğu hay- van... faredir: E- vet İare, Bunun sebebi bir türlü anlaşılamamıştı Birçok tabiat hmleri bunu fare- nin fena kokması- na ve filin bu fe na kokudan — asla hoşlanmamasına atfediyorlar. — Bu- dun içindir ki fil sinde yapılan son) değişiklik üzerine| bozarırdı. irlerinden biri kaside gönderir. le eyliyorum.» let iltifeti ceylemiştir. Yürüyen Balıklar Size: «Balıklar yürür mü?» d 1 yuvalarda oturu Yalnı: kışı orada geçirir Bi r dall: gar ve bi eda evvelden Halkevinde açılan muhte Resmimiz, ki ——A" x— imiş olan Trabzon vilâ-| salimizin ini sorarsa, mu- f Fılra: sarfedilse hicabr Zarafetine vi üzere naklederler ki.Bağdad şa- Bey mukabeleten bir kekribar çubuk takımı ihda ve trsal ey- ler. Yazdığı cevabnemede de: *Kasidenizi pek beğendim. O kadar beğendiri ki ağrmın öp- mek istedim. Buna mesafenin vzaklığı mâni olduğundan bu vazifeyi çubuk takrmıma hava- Petro Çok Me TERBİR MOSKOF CARI mnundu, Yine Yeşil Çimenlere Oturdu — Göl bu kadar güzel olursa, dü-| şün Şeremetiyeff deniz ne demektir.| Uzaklara kadar, enginlere kadar lan bir deniz. açi Ucu, bucağı olmiyan! mif. Ne Baltık, ne halde senin işine di de Kar aramıyacak Petro, | | | den başka denizle latmak istiyorlar. — Unutmuyalım ki Müsyö Jansen, Petro'nun istediği her denizin bir s8- hibi vardır. O hal Petroa, Şeremetiyefe dönerek: Evet dedi, her denizin sahibi var,| fakat yalnız sahibsiz bir memleket ta-i da Rusya... Bu kadar ge-i deniz lâzim değil mi?| Söylesenize.. Neye böyle sersem gibi yüzüme bakıyorsunuz?.. Haşmetlü - ş ş mü? Hayır. |O halde bunu kim düşünecek?. Bize nladınız. mı?. Bize de-i açtığı kitab ve neşriyat sergisini 12 ca bir matbua' ergileri, yakında bir | Hiyorum, © gisinden biz. köş Zirai istihsalimizin arttırıl- VT ması için tedbirler Ankara, 22 (Hususi) — Avrupe- ÜeNİz daki harp hali dol istih. |iz 1â Ka harvü hise ei Süniü n denizsiz. Rusyada bunalıyorum. deniz 1 ile zira' arttırılması etrafında — vi vorüm Geremstiyel, lâyetlerce alman todbirler çok iyi me- — yi a Te Dinlerdi Bu sırada ticeler vermiştir. Yurdun her tarâa -| " TRLAR CN D c,:' T a R ı N -|yelkenli güzel bir kavis çizerek dön- Çında ve bühassa orta Anadoludaki'Ga, Arkasından beyaz bir köpük bi- e eZ :î:;ı Dü SŞ g“"'_":’“’îq; raktı.Petro ve yanında mühendis Jan! z ga O'acaği 3* 'Döndüler.. Yelkenli şimdi büyük bir. min edilmektedir. Diğer taraftan, Zi-| y ae Gene demir aldığı sahile raat Vekâleti, Koordinasyon heyeti y zr c vordu. Herkes heyecanda, tarafından verilen tahsisatla — ziraat , v Kai DAL SAi Tosikta, sahilde âlet ve makineleri mübayaasına de- dürt be 'girin ortasında Vaslloviç bul vam etmektedir. yelkenliye hayretle bakıyordu. Gemi| Vekület ayrıca zelzele mınlakasın- | güzel bir dönüşle gene bu sahillere ve) 'da bulunan çiftçilerimiz için tohum- / da etti.. Bu defa dabı şiddetli, dahal luk ve hayvan mübayansına devam etmekte ve çiftçilerimize tevzi ey mektedir sür'ati lar adlanmış ve su üstünde uçan bir kuşl bir seyirle gölün uzaklara uzanan - kıyılarına doğru ka- âdeti nereden çıktı? f Kristof Kolomb'un ndan biri olan Rodri Tütün içmek Meşhur. kâ ol arkadaş Çürük dişler i çürük dişleri bir an ev-i İk tütün| 61 adamdır tedavi ettiri: Zira çürük dişi oplarm giriş kapısıdır. Ve bura- ren mükroplar sadece dişi mah vetmekle kalmaz. Birçok defalar gör- içen Bu âdam te Anfia dan getir çük bir pipoyu | Arif Hikmet Hisan üzerine 148 aların manasile de bir iş İler bazan kendi kendine, bazan teda-| İvi ile iyi olurlarsa da, birçok defalar| büyük cerahat toplantılarına sebebi- yet verirler.Bu cerahat toplantılarının| veya apselerin ağız içine açılarak be- şalıp temizlendiği vüki olduğu gibi ba-i zi kereler de bu kâfi gelmeyip dışarı-| 'dan yani yüzden -yarmaz zarureti ha-| &l olur. Bir kısım vak'alarda ise diş diplerinde teşekktil eden İltihab çene Jerini sararak — kemik iltihabı vücüde getirir ki, burada çene kemi- ğine cerrahf müdahale şarttır. Bazan Çürük dişlerde gizlenmiş mikrop- lar vücndde sinci hastalıklar vücude| getirir. En son olarak da şunu söyle- yalim ki, dişten giren mikrop septi- 'semi dediğimiz kan zehirlenmesini ya- parak hayatı tehlikeye koyar. Bina- enaleyh dişlerinize temiz bakırlız; ve ediyor dişlerinizt te- sı bİr mertebe- l meğe — başlayıncı burnundan ve ağ- zından — dumanlar, çıkarması halk a- rasında dehşet u- yandırmış, — hatta birçok, kimseler o- nun — şeytanlarla abpab — olduğunu iddta etmişlerdir. Rodrigo'nun tü tün içmesini kim- se taklid etmemişi ve ancak 1558 de| #Fernandey ismin- de bir İspanyol doktoru ilk tütün tohumlarını getir. miştir. Lizbondaki obaca bir söz kızarır, r misal olmak kendisine bir Arif Hikmet | | kârenesini der- Fransiz elçisi Jean Nicolas bu yeni|tekr: otul ŞÇ He pisireyim? £ Birinci Uste dan & dici" Tütün uzun müddet gerek Fransa- da, gerekşe İsparıyada tıbda kullaml mıiştir NM İs ün iİçmek itiyadı başlamıştır. B de bunun birçok aleyht değildi. Ru aleyhtarlı a Birinci Şarl geliyordu. Filhakika Kral le di «Tütü k an, beyni zec leyen, ciğerleri bozan ve hiç şüph |siz cehennemden çıkma kötü bir â- ği olmiyan bir deniz|l gibi süzülüp geçti. Bu manevra tam iki saat sürdü Sonra sahile yanaştılar... demir at- tılar... Küçük kayıkla sahildeki üme* halatı alarak ka: Petro çok memnundu imenlere oturdular. beraberlerinde getirilen yiyecekler « den bir kisinimı - pigirdiler... — Petro, Yemekten sonra uzandı'ar... Biraz dinlendiler..: ve hava kararmadan ha. zırlanıp yola koyuldular... Hareket e- derken Jansen ameleye lümm gelen talimatı vermişti... Dört at, gittikçe kayulasan orma- 'nın içine, derinlertikçe — korkunç hif manzara alan bir bostan kuyusuna iner gibi daldılar.. Dört atlı gimdi çalakamçı - Preobrayenskoye - yolu- nu tutmuaştu... Petro, gülde yapacağı son eğlence- lerin programile meşguldü. —Hemen bir haftadanberi dışarı çıkmıyordu... Hafif bir yağmuür küçük fiskelerle penceresini vuruyor, sanki onu dısa- rı çıkmağa davet ediyordu... Arada, sırada avludan bir nal sesi duyulu- yor, Şeremetiyefin sevim!i çehresini karşısında görüyordu.. Yine bir gün Şeremetiyelle oturup konuşurken... kapı çalındı.. Petro, sert: Giririz... diye bağırdı... İri vücudile emektar uşak Vasılo- viç boyun kırıp Petronun karşısında durdu... — Haşmetmeab... dedi... Bu köyün ötedenberi fırınında çalışan, hamur işlerine eli çok yatkın bir tanıdığım var... Ecnebiler çoğalıdanberi sattığı köy ekmeklerini satacak müşteri bu- lamıyan firin bü ir parça eh Çünkâ haşmetlü Çar, ekmek kol çok severdi... O zaman da bu Ön Şasında bir çocuğu da > Adam çok sıkıntı İçinde m... — Küçük Si görür, on- nacakanız. onu Petro, Vasiloviçe doğru yürüye - rek: Peki ama dedi. ğul burada mm?... — Evet haşmetmeab... — İkisini de buraya getiriniz.. Ken dilerini görmek isterim... Vasiloviç sevinerek çıktı, beş daki- ka sonra önde Vasiloviç, urkada saç- larına kır düşmüş yaşlı bir adam ve anında sarışın, saçları ensesine kâ- dar dökülmüş güzel bir erkek çocu- ğu da girmişti... Mavi gözlerinde ze- kâ ve faaliyet okunuyordu... Dikkat- le Petroya baktı., Yaşları biribirine ne kadar yakındı.., Petro ihtiyara sor dü: — Adın na arkadaş?.. — Paylof Aleksandröviç haşmet- — Ya bu çocuğun ismi nedir?.. Bu senin mi ? lami Mençikof'tur haşmetmesb.. Benim çocuğum, benim- ölen karım- dan yegâne mirasımdır... — Peki Pavlof Aleksandroviç, bu- günden itibaren sarayın emrindesin, Mençikofu da kendime oda- hizmet- çisi olarak alıyorum, hakikatte o ba na yüverlik edecak. Vasiloriç cok memnundu... — Haşmetmosb dedi.. Allah siz « n razı olsun, bu insanları hakika « sden, sefalet ve felâketten siz Bu baba ile n- ten öl