HERR NS ARrE e Şehzade ve Kâtibinin muhakemesi Selânikte çok eğlenceli oldu Bu meraklı sergüzeşt şu yolda ce-| MAHKEMEDE reyan etmişti. Şehzadenin ve kâtibi - hususisinin Vefa idadisinden daha © yü Me- muhakemesi, o sırada Selâniğin en zun olan Şahabettinle Selim, her gün'ezlenceli bir safhası oldu, Memleke- gazetelerde Selâniği ziyaret edip ge- 'tin cn meşhur avukatlarından dört, lenleri okuyor. Her ikisinde böy eşi hasbetinlillâh vekâleti seyahat meraki tuyanmış. FPakat pa- (cttiler. Şüphesiz merak salkı raları yok. O günler, Zarifi Hacı Da- mlin yalnız muhakeme salon vut, İdarei Hususiye vapurları ara - |öil, koskoca — vilâyet sında büyük bir re * oluyor. e du, Gazeteciler, Zarifi kumpanyası bir kö: kuruşa y du. Müddelumum! uzun bi hdas topliyabil buçuk yaziyeti teşrih ettikten sonra sah tam (kârlık ve dolandırıcılıktan mahkümi- rak Zarifiye yorlar. | yetlerini istedi. Daha çoğu kadın o- Yakalarını kaldırarak sabaha kadar| j n dinleyiciler arasında mahkemenin yarı uyuyarak Selâniği buluyorlar. İintizamımı ihlâl edecek fısıltılar, ile sâ- ecnebiler çarı dürü esinde göz or- u af t ya, ne bavul, Vapur Selâniğe vardığı sırada de-| matlar başgösterdi. Anlaşılıyordu ki,| niz biraz dalgalh: Biraz önce baskalpy dilher çapkının kurtulması Seli yerden gelen yolcular hep bir arada | ,ik muhitini sevindirecekti. Dava ve- çıkmak istiyorlar. Kayıklar biribir -| killeri biribirine rekabet Jerile müsademe ediyor. Hemen hepsi /X o4 golduran müdafaalarını yap Yahudi olan kayıkçılar — biribirlerile /sılar, Ni myet son söz Şahabettine, kavgaya tutuşuyorlar, Fînvı!_'ınndılsüml. ialük ilk !'okımr'fu ee Pudkj a bul G habettin: SEMAL AT dan YO daar CaBa aea a | — Bizim ne kabahatimiz var? Alâ: küyorlar, mümkün değil | b ni np sagiİan 4 kadar koskoca devlet adamları bizim iskeleye | manaşamıyorlar. Ve denizde çalkanıp ğ n e göcüuk oyunumuza kiymet ve resi lmiyen duruyorlar. 'Tam bu dakikada iske'e-| de intizamı temine uğrasan polisler Yet verirler de arkası ge görünüyor. Belki bir sebebi tercih 6-|Yetler, resmi kabuller yaptırırlar, mızı Jur, kolaylık gösterirler, bir an evvel | Kalar çaldırırlarsa bu da bizim kusu- karaya ayak basmıya muvaffak o-|TUMUZ mu olacaktır? Onların gafleti, lurlar diye biribirine hiç danışmıya-|İSİN vegâne sebebi ve saikidir. Mah e Böllükç egukta; — |küm olacaklar varsa onlar olmalı- — Komiser bey: Şehzade! diye habettini göstererek muavenet ti binde bulunuyor. | Bu nidayı telâkk! eden Yahudi is-|iki günlük prei kele serkomiseri Salamon bütüri ca- , Cok buluyorlar hmile derhal harekete geçiyor. San-/zekâ sporundan başka bir şey değil- dallar acılıyor, her iki genç muradı-|dir. Zekâ mahküm olur mu? na k: yorlar: 1ş, burada bitecek| — Dedi. iken yine Yahudi serkomiserin mu-| Bu çapkınların müdafasları yüzler galâtasile ciddiyet kesbediyor. Çün-/ce başın tasdik hareketile kuvvetle- kü çocukları iskeleye çıkaran Sala- Bilhassa hanımlar sevini - anındaki polislere ihtiram va-| yorlardı. Fakat mahkeme, almalarını emretmekle bera-|uzun bir esbahı mucibe ber kendisi de başlarına geçiyor, bu ni altışar ay hapse mahküm etti. hareketi gören çocuklar safbestei kı-| — İhtimal namuslu bir fakir, h yyam polislere tabiatile selâm veriyor gi bir kaza ile, mahküm! İar. Komiser, meseleyi burada da bı- i rakmıyor, selâm vaziyetinde dimdik g: karşılarında durarak *En iyi otelin & Spilândit Palas* olduğunu, emreder- lerse kendilerine refakat — edeceğini söylüyor. İşte, bu ikaz çapkınların idiyor ve orada, o da> böylece de yapıldı: liği takınıyorlar. Komi-| — istinaf ettiler. Asıl ,istinaf mahke- ger Salamon pürtelâş birkaç polisi, | mesinde cereyan eden mahkeme çok Rumpapaya ulaştırmakla beraber biz . , LA L Bu defa avukatlar Tet Ka rmdıı;—ın yanına Xn(llıı:'ıııwmm biz » olabileid Tind bülon v?â:;m"ım_:_"ı“ gae İnin binbir köşesinde cereyan eden bu hürmet ve tasimde kumur edilmemesi Sibi hödiseleri roman gibi okudular, ni emrediyor. Rumpapa başka bir te- *Ö)Pdiler; günlerce mahkemeyi is - yide Nizüm görmiyerek hemen odala- Bt ettiler.. Almanyada böyle prensl Ti açıyor. Banyoları âmâde bulundu. İddiasında bulunan bir adarcın ne su- Tuyor, kahvaltılarını hazırlıyor. Meş-retle beraat ettiğini tasvir ettiler, bur terzi Fabyaniyi çağırıyor. Eibi- Mes'al ve salâhiyettar memurların sgeler 1smarlanıyor, efendiler tepeden düsüacesizlikleri ve işi kavrıyama - tırnağa kadar giyiniyor, süsleniyor, maları yüzünden ve âdeta onların meydana çıkıyorlar İzimnen teşvikleri cihetinden — vukua Ondan sonra komiser Salamon po- gelen böyle bir vaziyetin memleketin Hs müdüriyetine Şehzadenin geldiği- genç iki evlâdımı heder etmemesi icap ni, Spilândit Palasa bizzat yerleştiril. ettiğini ahlâki ve terbiyevi bir dava Giğini telefonla haber veriyor ve bu olarak dallandırdılar, budaklandırdı- | gülünç safha, bu komedi Selânikte lar. Oynanıyor, BiR FAKiR KIZIN H'KAYES? 5 5 Edebi Tefrika No 19 — Bırakın beni, bırakın beni! Ben — Bunun üze gocuk lalası değilim, sizi eı.mfmı*dı—neırx toplayıp da — sokaklarda — gezemi — Bizim Tonton Zaten nezleliyim. Hemen bir ilâç İki günde bir nezleye tutulduğunu php yatacağım. Doktor nerede, daha|zanneder ve kendi kendine telkin e- gelmedi mi; onun iyi bir ilâcı vardı,|de ede nihayet aksırmağa başlar ve nezleye çok faydası dokanr İhakikaten nezle de 'olur. Onun bu Büyük hanım ile kızı ellerindeki nezlelerinden bıkt kumaş nümuünelerini muayene ile| — Hayır li karıcığım, v meşgul oldukları için genç adamın u| değil, dün otobüs beklerken ayakla- nline cevap bile vermediler. Kendisile rım üşüdü biç meşgul olmağa lüzum görmedik- nı bilirsin, bana bir Hâç hazırlasana. leri anhışılı_vnrdu Büyük kızı Ma- cide yerinden fırlayıp: — Enişte, nezle ilâcının nerede ol- Buğunu biliyorum, ben getireyim. Diyerek odadan çıktı. | niyordu. ait ökdleüran v b natenaleyh tahliye kararı istedi ve (Devamı var) v çok sevimlidir. du, sana ilâç hazırlıyacağım, öyle mi? Burada kayınvalide Nadide Ha - mım da söze karışarak: — Canım Celâl Bey, siz evvel şu deruhte| de-| koridorlarını iddis ile| edercesine | « İrahim a: a|vatman Mehmedin — Rüyamıda görmediğimiz bir| lik hayatımızı neden | | Ortada geçen iş bir Semahat Behireye / sen ev ilâcları yapması- ! 19 Mayıs keşidesinde kazanan numaraları * yazıyoruz Milit Piyangonun 19 Mayus Gençlik Bayramı münasebetile tertip etilği Fevhkalâde keşide dün Ankarada çekilmiştir. İk- ramiye kazanam — numaralar | şunlardır: 50,000 Lira kazanan 10,407 10,000 Lira kazanan 42,972 5,000 Lira kazananlar 48,219 117,397 2,500 Lira kaxzananlar 92,117 162,683 126,360 175,929 Bunlardan başka son dört rak- kamı 2,668 olan bütün biletler biner lira, 483 ile nihayetlenen- ler yüzer lira, 76 He nihayetle- nenler onar lira, 1 le nihayetle- nenlez de beşer lira alacaklardır. POLİSTE: Otomobille tramvay arasında ezildi Cihangirde cami içinde oturan İb - ında bir çocuk, Tophanede, idare ettiği 117 İnumaralı tramvayla yolda duran bir taksi otamobilinin arasına sıkışmış, muhtelif yerlerinden ağır surette ya ralanmıştır. Yaralı çocuk Beyoğlu hastahanesine kaldırılmıştır. İki kavgacı Beyazıtta Cami sokağında oturan sedle Süleymaniyede oturan Ha mıştır. Yarası eher ehmed Cerrahps dirilmış, Halid yaka Ksn-eyân çarptı pida oturan şoför İsmail, idaresindeki kamyonla - |caddesinden geçerken Hü Vahaba çarpmış, yüzünden yarala - |mıştır. Vahap hastahzne *İmiş, şoför yakalanarak tahkikata baş lanmıştır. "|Kırılan camdan yaralandı Yenişehirde oturan Harviko, Şiş - eden bindiği İmanın idaresindeki tramvayda, vat- manin birdenbire fren )anmae—ndm kapıya çarpmış, kırılan camla müh- yerlerinden yaralanmış, tedav: altına alınmıştır. Vatman yakalana- rak tahkikata başlarımıştır. Tasviri Efkârın takvimi 20 Vıyıı 1940 Pıurteıl OF | Azın bu geceki .._ıı._.. Vakitler Güneş (Yarınkıl) | e İkindi || Akşam Yatsı İasak (Yarınki Tsu ııbıul'ıuı Bser — uıvıs böyün atkırazı çıkarın, evin h da tabil Üşürsünüz. Behire bir kenara çekilmiş bu aile efradının yekdiğerine muamelelerin deki konuşmalarındaki tatsızlığı, s0 ğukluğu hayretle seyrediyor, hiç ses hanımın emirle- Gene kız bu eve geleli daha yarim saat bile olmadı. doktorun. annesi de, bemşir. de, aralarında b duğüna ehemmiyet vermiyerek 14f |ba li konuşmâğa, — birbir! “yetleri meydana vurmağa b Bu wvü hareket, e |özendikleri İnasile kenarda, kıyıda kalmış halle kadınlarma mahsus haller ma HdL. Maamafih onların böyle daha ilk an- edi çakı ile kal çasından vm.* 509 numaralı vat -| Holivut Gorlslerının Tatbike Mecbur Oldukları On Emir Yıldızlardan sonra, fitmlerin en |göze çarpan simalarını Görle'ler, ya- 'r.i genç kızlar teşkil eder: Bunlar ya- İri çıplak olarak ve güzel çehreleri İkuvvetli projektör ziyaları alltında |Parlıyarak sahne üzerinde dans eder- |ler, yüzlerce çeşit numaralar yapar- ilar, Amerikanın sinema - payıtahtında | Bu Görls'lere son derece ehemmiyet verilir. Bazan bunların içinden isti- |dâtları sayesinde yıldızlık mertebe - İsine 'yükselenler de çıkar. Holivut film girketleri, bu genç kızları vaği- feleri icabı yorulmamaları ve yıpran |mamaları için, bir takım yaşama ka- İyitları altında bulundurmaktadır. Bu suretle stildyoda ber görls'ün İkabinesinin duvarında film girket müdürünün imzası bulunan şu on maddeyi havi birer emirnamenin asılı olduğu görülür. 1 — Sabahleyin sent altıda kalkıp soğuk su ile duş. On beş dakika kül- İtür, fizik. Saat tam sekizde stüdyo- riı bulunmak. 2 — Otomabille stüdyoya giden Görls'ler tahdit edilmiş bir süratten daha fazla süratle otomobillerini sü- remezler. 3 — Her ne çeşitte olursa olsun, İnlkol kullanmak memnudur: YENİ FİLMLERDEN #dolivutta çevrilen * Madam Du MÜTEFERRİK: Bir Bulgar ticaret heyeti geldi İki Bulgar müessesesinin mümes - — İsillerinden mürekkep bir heyet dün Konvansiyonelle şehrimize gelmiş - tir. Heyeti bazı tacirlerimiz karşıla- YS İlmışlardır. Bu - firmalar, - kölliyetli üzere piyasa ile temasa geçecekler - İdir. 26 Çek geldi Dün, Almanyadan kaçan 26 kişilik gelmiştir. (YOj 4 — Sigara içilemez. 5 — Görls'e patinafla buz üzerin- de kaymak yasaktır. 6 — Stüdyoya gelip çalışmağa baş lanacağı sırada a'elâcele bir şeyler ye mek gı)n uııdır da yatmış )ıu.unıcakrar ve auı'ınnın ışığını söndüreceklerdir. Polis ro - mapları okumak tavsiyeye şayan de ğildir. 8 — Görle'ler dostiri ve — tanıdık- İlarından başka hiçbir yabanı tilât peydah edemezler. 9 — Pazar ve tatil güpleri Görls stüdyodan elli kilometreden daha faz la bir mesafeye uzaklaşamaz, 10 — Bir Görle şunu hiçbir vakit hatırından çıkarmamalıdır ki, kendi ginin yegâne vazifesi dans etmek, taravetini muhafaza eylemek, gülmek ve daima mes'ut görünmektir. » Alman sinemasının meşhur sima larından Hans Albers en son filmini| çevirip bitirmiştir. Kordelanın reji - sörü Hens Selpin'dir. * Olga Tscheehowa şu günlerde bir Şerki Avrupa seyahatine çıkacaktır. Artist bu seyahatten avdetinde Al- manyada yeni bir film çevirmek ka- rarındadır. Barybir prenses idi,, kordelâsında Betty Grable, Bert Lahr ve Ethel Merman Beyoğlu Halkevinin spor müsameresi Gençlik bayramı mü tile Be- Halkevinin tertip ettiği müsa-| mere çok parlak geçmiştir. Evvelâ Ekrem Tur'un söylediği a- çış nutku berkes tarafından alâka ile dinlenmiş, bunu takiben Bayan Se- mihanın idaresinde olan genç kızları mizin bedil beden hareketleri kusur- miktarda mangal kömürü verip mu-|SUZ ve mükemmel olmuştur. Yapıl - kabilinde balık ve balmumu almak Ması müşki ül bir çok jimnastik gös- terilerinde de genç erkekler muvaf- fak olmuşlardır. Eskrimciler kısa süren bir iki gös- teri ile bu sahada ne kadar çalışılmış lolduğunu anlatmaşlar, genç kızları- mizin tekrar ve ellerinde çiçeklerle hareketlerinden errki K 20 Mayıs 1940 Yurt Yazıları Köylerin Hocaları İBu malüm. Fakat «eczahane» nin ne demek olduğunu bilmiyen köylülef olduğunu söylersem ne dersiniz? Nâ sılsa eline geçirdiği kir3ni yut, bilemiyen köylüler vardı Ki n arasında olur, hiçbir Ş iç pma, sadece güü de bir kaç &a:lgık zete oku önü. Eğlence kabilinden olan bu: k lrr & nasıl faydalı olabilirim?» diyâ su içmesini öğrel: tet yeter... e dinledikten sonra- nümkün olduğu kadar fazla ğrenmek, çök bilmek için harıl has rıl çalışışlarının sebebini daha iyi an“ hyabildim. — Kurs sonunda muvaftak olamı- nemez; yıkanmasını ö Hiç —ınıuu— denebilir. ler de çok ;u.v.m r. Karakterle- , istidatlarına, alışkınlıklarına gö re tertip edilmiştir. Bunların <eği « tim» dersleri vardır: Nasıl ders ves İrilir, çocuklara nasıl muamele edilir. ilh, kabataşlak öğretilir. Kursun son 'ayında bütün eğitmenler muallimle - rile birlikte yakındaki mektepsiz köy lere giderler. Oruda çocukları top- İlarlar, bunlara ders verirler. Böyle- ce asıl işe başlıyacakları zaman yü- pacakları şeyleri, muallimlerinin ne- zareti altında tecrübe ve kusurlarını, İnoksanlarını telâfi etmiş olurlar, Son ra bu köyün idare heyetinin köy ka- nunlarına göre tuttuğu defterleri ve yaptığı işleri gözden geçirirler, bun- ların kanunlara, nizamlara uyguün e- lup olmadığını tetkik ederler, aksak cihetleri varsa düzeltirler...Köyün et rafında bataklık vesaire varsa bun- arı kurutmanın yollarını gösterir- r kelime ile altı aylık kurs- |tan sonra bir ay da köyün içinde tat | u süretle hem has rını tamamlamış, hem de bu- |tundukları köye faydal, — Başka nerelerde eğitm monu, İsparta, Eskişehir, seri, Adapazarı, Trakya, filân on beş, on âltı yerde eğitmen .k ursin yılda K çıksa, de - |mek ki her sene yarı buçuk ta olsa, bin küsur köyü daha mektepsizlik. ten kurt: $ oluyoruz. Hiç te fena lııı buluş değil, O halde h'n'iı hayır« rlısy KANDEMİR Bedeıı 'l'erbıyeıî nlıım- namesi mer'iyete girdi Beden Terbiyesi nizamnamesi Res mi Gazetede intişar etmiş, tatbikine başlarmıştır. Bu münasebetle Baş- vekâlet valilere bir tamim göndere « rek gençliği yetiştirmek hususunda- ki vazifelerini hatırlatmıştır. Nizam- name vali, kaymâkam ve nahiye mü- dürlerine mühim vazifeler vermek- tod sonra milli kayafetlerle sahaya çıkan küçük bir grup Erzurumun Dadaş bir Çek mülteci kafilesi şehrimize bezenmiş çemberler olduğu halde be- oyunlarından üç hava oynamışlar ve 'dil ve çok âhenkl çok alkışlanmışlı nde biraz da samimi insanlar olduklarına mıştı, de böyle atkı ile gezerseniz dışarı - da delâlet etmekte 1di. Üzerlerindeki|rasından uzattığı ince boyunlu başını lafrangalık — hafif bir boyadan, bir cilâdan başka bir şey değildi, ilk f satta bu cilâ sıyrılıyor, altındakiler hakiki - çehreleri ve mahiyetlerile meydana çıkıyarlardı. çıkarmıyarak çocukları gezmeğe gö-| Bu sırada doktor Hasan Fuad içeri|rum. Sizin iyi £ şunun reçetesini yazın da çabuk yap| girdi. Doktor uzün bu xlıı lü, € vazi ziyade müşfikane, da nüfuzlu idi. geniş omuz - alı, Ciddi tavırlı, hükim ışları daha ındisini Pa CA a biğ yor, şuna bir ilâe rinden k — Öyle efendim, her işim bitti del kabili telif dwg iüdi, bilâkle tam ma- hafif bir İstihza İle gülümsiyerek Ce- Wmn | ye sordu: feniz var, Celâl Bey, kendinizi |gene mi üşüttünüz? hâlâ çıkarmadığı atkısının -| doktora çevirerek: —Kendimi üşüttüm doktor, üşüt- tüm, büyük bir hastalığa tutulaca - iım diye korkuyorum, fakat Sema- hate hasta olduğumu inandıramıyo - e ilâcınız vardı, lim, Bu sırada Semahatin gözüne, bir köşede büzülmü ran Behire ilişti, di ki — Nasıl, da masiniz Sessiz Sadasız bir sada ile de mürebbiye hanım hâlâ ? Ben sizi çocukları zannediyordum. a yok ki efen çıktılar, kay- — Arkalarından siz de çıkmalıydı nız Benimle beraber geliniz. Onların, en sevdikleri y ktır. Gene ©- gçiyı kızdırmakla meş- etmeyi unuttum. Ağabey, Behire ha- nım, Mis Gladisin yerine gelen yeni mürebbiyedir. Bugün işe başladı. Behire çekingen haline rağmen bütün kibar, terbiyeli insanlar gibi vakur bir tavırla 1 uzattı. Dok- tor da iki adım attı, kuvvetli fakat güzel elini uzattı, gene kızın elini sa- mimiyetle sıktı ve gene samimi bir eda ve sada ile dedi ki: — Hemşirenizi hartaneden tanı - rım. Orada çok hüsnü hizmeti vare dır, kendisini herkes sever, sizi de cok methettiler, bizim çocuklara iyi bakacağınızdan, onları iyi yetiştire- ceğinizden eminim, vakıâ — çocuklar çok yaramazdırlar, sizi şüphesiz üre- ceklerdir, fakat hemşireniz çocuk terbiyesinde tecrübeniz çok olduğur nu söylemişti, herhalde bizimkileri yola getirirsiniz. Doktor ne güzel konuşuyordu. Be- hire bu eve geleli ilk defa, asıl vazi- fesine aid sözler işitmekte idi, var)