—— Sahife: 4 Diktâtörler l—-——-—-——-—---———.—--ı———.._._..._.__ -— Oliyera Salazar gee Yaı&nj Süleyman Sıtkı -Salazar Portekizde, siyaset için kan dökülmesinin ai cevi > vzda Önüne geçmişti -H İngiltere, — Fransa gibi demokra -| Salazar bu on iki sene zarfında sinin bütün esasat ve Tinden ayrılmamış ve ayrılmamakta | sine asla meydan vi olan memleketlerin gittikleri yolları| buki Portekiz'in bilt iyiden iyiye tetkik eylemiş ve bu tet-| otuz sene zarfında, n: kikatten sonra hasıl olan kahaate gö-| kıyamlar re, (korporatif devlet) namı verilen| ikastl ve hukuku & rında yer devle larak kabul yukarıda kı bulunduğunu İşte sul karar vermiş zere bunun kanunu zim ve isdar ederek ve ihtilâl nat heline getirmiş olan bu ©, Salazar iş başına geldi- bile amamıştır. Port. y kast yapmayı çıkarmayı ve sö; beş altı senedir tatbik etmekte bu- lunmuştur. M; bu kanunu e- Sasiye ve kanunu esasinin milletine bahşetmiş olı uka rağmen, bugün Portekiz'de yine dik- tatörlük — idanı cari — olmaktadır. Başta reisicümhur bulunan general kimsenin mille- nu, şüphesiz Salazar'ın üni bir defa Portekiz | versite profesörü ol dur. Filhakika j çirmiş clan bir desati -| Portekiz'de siyaseten kan dökülme-| .. . “|lunuz düş Serbest Sütun Şehrin ağaçlarını kurutuyoruz! in büyük caddelerini süs- ağaçları bu gi- üme mahküm- rin muh- telif yörlerinde teker teker kurt ağaçlar haber vermektedir. Fakat İstanbulda alâkadarları arasında, ma âlesef, bunu görecek tek bir göz kal- mamış gibidir. Daha geçen gün Vez- necilerde tam tram' durağında koskoca bir çınarın budana budana artık bu sene yaşıyacak kudreti ken n katalepsi hali- “İne geldiğini, yani edamakıllı kuru -| unu gördüm. Kimbilir, benim gör mediğim yerlerde daha ne kadar çı- arlar kurumuştur. Veznet * bir bu kurü danmıya ki gürbüz çı süslemek için İbir de sılsa bur Je büvüyen & k: Şehri Jnara bakınız. budam mı, fine bırakmak mı Jâzım geldiğini derhal anlarsınız. İşte körükörüne ağaç budamanın feci âkıbeti! , , Biz çınar budanmaz diyoruz. Çün- kü acerifolia cinsine pek yaklaşan çı- narlarımızın hücrevi usareleri için - arı -İde crikson denilen çak nazik hayati bir madde vardır ki budanma neti -I gelince argon! hava ile temasa ere yos | yoksa kendi. - Robert Taylorun yıldızı i başladı? sönmiye m | | (Camorna) vardır. Bu zat 1926 ihti- Iâl ve inkılâbını yapanlardan biridir. O vakittenberi de cumhurrcisi sıfati- le devletin başında bulunmaktadır. Onun 1928 de evvelâ maliye nazırı sıfatile getirı ve 1930 da da kabi- ne relsi yaptığı Olivera Salarar da keza 12 senedir hükümet dizginlerini de elinde tutmaktadır. Aşağı yukarı her ikisi de kaydı hayaf şartile mev- kilerinde kalmıya karar vermiş gibi görünmektedirler. de böyle rdükleri sebepl k memleketlerinde ile- Ti sürülen sebeplerden kat'n farklı değildir. Her ikisi de Portekiz'de se- nelerdenberi devam etmiş olan keş- mekeşi ve iğtişaşlı idarenin Porteki- Zi uçurumun kenarına getirdiğini ve kendilerinin de bu keşmekeşlere ni- hayet vererek Portekiz'de nizam ve intizamı lade tesisine başka maksat ve gayeleri olmadığını söylemektedir. ler, Vâkıa bu sebep ve izahlar tama- mile doğrudur ve vâkiaya mutabık- tır. Gerek general (Camorna) nın, ge- rek hükümet reisi (Salazar) n hüs-) nü niyetlerinden kat'a şüphe edile- mez. Hele devlet idaresi tecrübesini evvelce hiç yapmamış olan bu üni- versite profesörünün, hükümet başı- na geçer geçmez, yukarıda tafsi le anlattığımız üzere, Portekiz'in ma- Hi ve iktisadi vaziyetini düzeltmekte göstermiş olduğu muvaffakiyet haki- katen fevkalâdedir ve başka dikta- törlük idarelerinin hiç birinde bu ka- dar az zamanda devlet idarci maliye- sinin bu kadar mükemmel bir hale getirildiğine misal gösterilemez, Hele Salazar'ın şahsi mezayası, ah- Tâkının — temizliği, faztletperverliği, susl! hayatında da iktisada riayet e- derek bütün memlekete muktesitlik- te nümune olması, kendisinin halk tarafından sevilmetinde başlıca âmil olmaktadır. gazıhnın içinde bu krayptan ile| & — birleşerek terkil cen bozulur, Bu on iki sene zarfında Portekl?'-İhir müddet sonra ağacın hayatıns de hiç bir hareket de olmamış değil-İmuzir bir tesir lera eder, sön dir, bir veya iki defa ötede beride,| Veznecilerdeki ağaç gi darbel hükümetle Salazar'ı yerindenitün kurutur. Bu muzir tesire bi: atmak teşebbüsü vâki olmuştur, fa-İsene dayanmasının sebebi de argon kat bu teşebbüsler, daha bidayette|denilen gazın havanın içinde pek az, bastırılmış" mürettepleri yakalanmiş | yüzde bir nisbetinde bulunmasından alelâde mahkemelere verilerek hak-|dır. Bunları bilmiyenler bari gözle. larında mevcut kanunlar dairesinde|rinin önünde duran bü ölülerden ol. türlü bir idare beklenemezdi. hüküm isdarile iktifa olunmuştur. (Salazar) n kıyam hareketlerini de yle kan dökmeksizin, itidalle ve kanun dairesinde bastırmış memleketteki — mevkiini kuvvetlendirmiştir. Maamafih, Salazar'ın diktatörlü- Bünün böyle nev'i şahsına münhasır olmasına, Avrupa'nın malüm bir iki büyük devletinde yapıldığı gibi hal- kı fevkalâde tazyik usullerinden çok uzak bulunmasına rağmen, Portekiz- de bugün tam manasile diktatörlük idaresi hükümfermadır. Bazı hür yaratılmış, hür düşünceli insanlar ise, bu idarenin bütün fay- daları meydanda alduğu halde, yine *Bülbülü altın.kafese koymuşlar, ah vatanım! diye bağırmış», kavli ma- Tufunu tekrarlamaktan men'i nefs e- dememektedirler, Son SÜLEYMAN SITKI ARLaraaa bananyiyi a sinaremesuuiren aei aamemı yi Tasviri Efkârın takvimi | 13 Mayıs 1940 Parzartesi ceki saflın Vakitler n|bir gün sun ders alsalar a! Hayır, gelecek sene, işlenen cinâyetin izini ortadan kaldırmak içih bu kurüyan ağa; yerinde yeller esecek, koskoca çınar içinde çatır çatır parçalana- rak cenazeti kaldırılscak, ateşte İrül edilecek ve hiç kimse de bundan me- sul olmıyacak, budama kolerasından kurtulanların ise ertesi sene yine bermütad kolu kanadı kırılacak. İşte, ©o kadar. Bir taraftan şehri tezyin etmek i- çin milyonlarca para sarfedi İdiğer taraftan onu en güzel den, ağaç ziynetinden mahrum bıra- kıyorüz. Bir azamet timsali ölan bu, muhteşem ağaçların şehir — içindeki vazifesi yalnız süsten ibaret değil - dir. Herkes bilir ki bunlar bize ha -| yatımız için çok kıymetli olan oksi- jeni de veren bol ve zengin birer| membadırlar. Bunları budayarak yapraklarından mahrum etmek, bilhassa kızgın yaz günlerinde, gölgelerinden istifa den şehir halkının dolayısile huzur ve rahatına, az çok canına da kas - detmek demektir. Çünkü hepimiz bi liriz ki ağaçların yeşil yaprakları ha cın rayı Fatihten Edirnekapıs _'ı“;:'“ vada bulunan dioride karbonunu| M Saraya, SDür beli apısına so İ|massederek kendi ensacını dokur ve|giden otuz mel geniş caddeler | Himar” & |jronra havayi nesimideki muvazeneyi| üstünde bulunan çınarlar bugüz ma- mühafaza için de harice öksijen ve rir, Bunun neve yaradığı malâmi Fazla olarak ağaçlar teneffüs ettiği- miz havanın içinde bulunan ince toz İon beş sene evvel Psriste tifodan öl-. *|minin ufuklarında İböyle parlak bir yıldız doğmiyacak. -İdar ince temizliği bizim belediyemiz Rudolphe Valantino, bundan on,| düğü zaman, bütün dünya kadınları bu fevkalâde yakışıklı ve cazib erke- ğin arkasından uzun zaman göz yaşı idökmüşlerdi. Ve öyle zannediliyordu| ki Valantinodan sonra, sİinema âle - artık bir daha tır. Bu kanaati besliyenler, zaman geç, tikçe işin hiç de böyle olmadığını an) lamağa başladılar. Madem ki müte-, madiyen doğan ve yaşıyan bir üngan- bk mevcut; bir zaman da ortaya bir Ramon Novarro çıkmıştı, Ârtist tam değilse bile, az çok Valantinoya teş.- bih edilmekteydi. Nihayet sinema | 13 Mayıs 1940 — 43 Mayu Pazartesl 12.30 Program, ve memleket ayarı, 12.35 Ajans ve Meteoroloji berleri, 12.50 Müzik: Muhtelif $i kılar (PL.), 1330 . 14.00 Müzik: B rışık program (PI.), 18.00 Prog memleket saat ayarı, 18.05 Müzll #Operet Potpuri ve Kuple'leri (P 1830 Müzik: Radyo cax orkesti (Şef: Ibrakim Özgür), 19.10 M Saz eserleri ve türküler, Radyo heyeti ve bütün okuyucular, 19 Memleket saa ayarı, Ajans ve Mi oroloji haberleri, 20.00 Müzik Çalı lar; Kemal N. yhun, Resat Et Fahri Kopuz, İzzettin Okte, 1 - Oku yan: Sâdi Hoğşses, 1 - Neva peşre 2 uf Yekta - Neva beste: (B bülbü)), 3 - Suphi Ziya - Uşsak şa (Dökülmüş zanbak gibi), 4 - S. nak - Tahir türkü: (Çıkar yücelet den haber sorarım), 5 - Türkü; ( gilde kurbağalar), 2 - Okuyan: Ni bile Raif, 1 - Artaki - Bviç ga (Aşkınla harap olduğumu söyle: bilsen), 2 . Artaki - Forahnak şarld (Ruhumda bahar açtı), 8 - Nikoğ - Ferahnak şarkı: — (Bir tıflı yozf edasın), 20.30 Konuşma (Umumi fi biye ve beden terbiyesi), 20.45 zik, Çalanlar: Fahire Fersan, Cow det Kozan, Refik Fersan, 1 - Okuy! Radife Erten, 1 - Medeni Aziz Efİ Hicazkâr şarkı: (Vazgeçip nazı ed dan), 2 - Deman Nihat - Hicazkd garkı: (Ellere uzaktan bak), 3 -Tah Ağa - Hicazkâr şarkı: (Gönlümü b tıflı dilbaz), 4 - Zekâji Dede - Hi kâr Yürük semai: (Bülbül gibi pl oldu), 2 - Okuyan: Mahmut Karım daş, 1 . Hicaz türkü; (Yürü diülb yürü saçın sürünsün), 2 - Hicuz kü: (Baharın zamanı geldi), 3 - B caz türkü: (Karanfil olacaksın 2110 Konuşma (Fen ve tabiat bilgi leri), 21.30 Müzik: Koönser takdiml ! Halil Bedik Yönetken ve radyo or! (Şef: Dr. E. Praetorius 22.30 Memlekot saat ayarı, Ajans Bi berleri, ziraat, esham - tahvilât, kâ biyo - nukut borsası (fiyat), 225 Müzik: Cazband (P1.), 23.25 . 23: Yarınki program, ve kapamış. yamamrran Bükreş Sefirimiz dü! Ankaradan geldi Bükreş büyük elçimiz Hamdu Suphi Tanriöver dün zabahki eki presle Ankarada şehrimize ge'miğ tir, Birkaç gün şehrimizde kaldıki sonra Bükreşe gidecek olan sefir karada resmi bazı ziyaret ve temi larda bulunmuştur. Efganistanın Ankara Sefil dün şehrimize geldi Bfganistanın Ankara büyük elçi si Muhammed Faiz Han dün sabı ki ekspresle Ankaradan gehrimi gelmiştir. Elçi bir müddet şehrimli de kalacaktır. çi kestrası perdesi 1934 senösinde yeni bir Tantino - keşfetmeğe muvaffak olau. «Yeni bir Valantinc> tâbirini bütün dünya sinema mecmuaları kullan -| mıştı. İşte, bu yeni Valantino, yuka- fıda reşmini gördüğünüz Robert Tay lordu. Na İlk çevirdiği filmlerile, bütün ka- dın ve erkeklerin sevgi ve takdirle -| rini kazanmış olan Robert Taylor a- caba son zamanlarda niçin eskisi gi-| bi güzel filmler çevirmez oldu. Bar -| bara Stanvikle evliliği, acaba kendi- sini çok mu meşgul ediyor? Yoksa acaba, yıldızı mı sönmeğe — başladı. Halbuki selefi Valantino ömrünün 30| nuna kadar muvaffakiyetten muvaf- fakiyete koşmuştu. bütün gelirini sarfetse yıme yapa - maz. Taksimden Harbiyeye, Beyazıttan yısın ortasına yaklaştığımız halde bu budama illeti yüzün hâlâ canmız bizer kazık gibi duruyor, çok çirkin Harratökleşameş B farı yaprakları vasitasile tutarak ci- '““_““':':xî “;;î_î"""k_m göz -| | İkindi 08 ğerlerimize daha temiz hava girme -|ltrine DALYOR. Ca çeler müdüriyeti: Akçam e sine de sebep olurlar ve bu ttibarla| " yanı şında Gülhane hastaha - a ddi Belediyenin temizlik işlerinde emsal|"esine inecek yerde münzevi bir hal- Edebi Tefrika No 12 Ondan sonra Vecihi - ziyaretle -İ Tini biraz daha — seyrekleştirmeğe başladı. Behire şimdi, delikanlının dalgaları şahlanmış payansız bir de- hizin ortasında yapayalnız kalmıştı. Vecihi böyle yavaş yavaş uzaklaş- balinde o zaman yavaş yavaş artan tıktan ve iki kızın felâketine karşı ta bu uzaklaşma meylinin bütün safa.İmamile lükayd kalacağım her gün hatını, birer birer gözünün önünden| yeni bir halile ihsas ettikten sonra geçiriyordu. Zavallı kız babâ ve an-|bir gün geldi ve Behireye «Size mü- nesinin âni surette ufulünden ıunraı'"m bir teklifim var, hemşirenizi de yürek acılarının bütün te- rın» mukaddemesile söze başla- sellisini nişanlısında bulacağımı zan- dıktan sonra <İki kız kardeşin vazi- netmiş, denize düşen bir kazazede -| Yetlerini iyice düşündüğünü, bu bü- nin tan kurtaran simidine sarılmaz:|yük konzağı derhal satıp ele geçecek gidi iki eliyle Vecihiye sarilmak is-|paranın yarisile küçük bir ev alarak temişti. Fakat 0 can kurtaran simidi|diğer yarısını da müstacel ihtiyaç yavaş yavaş elinden kaymış ve uzak-|rına sarfetmelerini muvafık gördü » laşmış, Behire kız kardeşi ile beraber ; ee siz bir yardımcısı sayılırlar ki bu ka Bu sözler iki kızın kalbine bir ok gibi işlemişti. Onlar da babalarının velatından sonra büyük konakta yâ- payalnız kalacaklarını ve maişetle - rinin çok güçleşeceğini pek iyi gö- de yaşayan ayni cinsten bilmiyoruz, öyle olduğu halde biz bu aile yurdumuzu bırakmağa aslâ vazı değiliz, sizin böyle bir şeyi nasıl düşündüğünüze bile şaşıyoruz. Siz bizim için nafile üzülmeyiniz, göri rüyorlardı. Fakat bir günden ertesi güne düştükleri bu içinden çıkılmaz vaziyete rağmen: konağı satmayı ve terketmeyi bir an bile akıllarına ge- tirmemişlerdi. İçinde doğup büyü - dükleri, her köşesinde, her bucağın- da kardeşlerinin, baba ve anneleri - nin birer muazzez hatırast bulunan bu atle ocağını nastl bırakabilirlerdi, onun büsl nin, sırf maddi düşünen bir insan ol- duğunu, manevf hislerle hiçbir. alâ- kası bulunmadığımı isbat eden bu sözler karşısında asıl Melâhat irkil- miş ve delikanlıya sert bir tavırla demişti, ki: «Vecihi Bey, vaziyetimiz çok bozük. İki kardeş, yarım bile kendimizi nasıl idare edeceğimizi n sönüp gitmesine na-| &l yürekleri razı olabilirdi? Vecihi- |gelip kendilerine veda edemediğini» yoruz, ki uğradığımız felâket sizi de sıkmağa başladı. Fakat bizim için s- kılmanıza Behire de, ben de razı de- ğiliz. Biz iki kız kardeş çalışmağa, karar verdik. İkimizin de elimizde iyi şehadetnamelerimiz. var. Biraz ya bancı lisanları da biliyoruz, ikimiz ide bir iş bulur, ders verir, hayatımı-| İzx temine çalışırız.> Vecihi de galiba bu tarzda bir ce- vap bekliyordu. O günden sonra bir daha görünmedi. Yalnız on beş gün kadar geçmesini mütcakip Bel bir mektup gönder mektupta «Hariçte bi edildiğini, &: bildiriyor, ne nişanlarına, ne da is- #İlirdi? Nasıl o aylarla Dolmabahçeden Taksime yeni açılan|bir defaya mahsus olmak üzere yolun methalindeki en aşağı otuzar.silir, ondan sonra el sürülmez, ken senelik çınarlar yedikleri baltaların| keyfine bırakılır; enine boyuna b acısından hâlâ kendilerine geleme -| yür, büyüdükçe de güzelleşir. O vi mişler, henüz bir tek yaprak bile çı-|kit yolları süsler. Avrupanın birçi karamamışlardır. Hele Beşiktaştan| memleketlerini dolaştım. Hiçbir Ortaköye giden caddenin iki tarafı-|de çınar ağaçlarının bizim yaptığı n& evvelki sene dikilen ve bu zalim|mız gibi birer kazık haline sokuldi budarmma taarruzundan yakayı kurta-|ğunu değil, budandığını bile görn ramiyan zavallı küçücük çınarlara,|dim Çınarların hürriyetine dokun bu körpe fidanlara acımamak imkân|Mak, üzerlerine balta ve destere (l sızdır. saldırmak ağaç sevenler için bir &€ Şimdi; demek istediğim şudur: Çı-| nayettir, nar ağacı katiyen budanmaz. Çok bi- Ziraat Mütehasas İZZET TARIMI miyordu. Bu, açıktan açığa münase-|Yalarile yoğurulmuş olan kızın hat beâ k:lnmek.ıîlşını bozmaktı. salası, sahtekârlığın, iki yüzlül Behire önceleri o kadar beğendiği,|bU derecesini bir türlü alamıyor, iM” ahlâkını ve seciyesini o kadar yük -| Sanların bu kadar fena olabileceği sek zannettiği, hattâ tıpkı kardeşle-|Yüreği bir türlü inanmak istemiyi rine benzettiği için çok takdir ettiği|dü. Zavallı kız, O acı günl gencin bu kadar bayağı bir insan ol-|başka yeni acılar ve hayal in duğunu bu mektupla kat'i surette|kisarları ilâve etmiş olan bu anlayınca tabil çok mütcessir oldu.|Ktları Behire şimdi hatırlarken Ğ ) Evvelâ, bir bayal gibi gelip geçmiş|tüyleri ürpermeğe başlamıştı. Veci” olan aşkına, o saf ve samimi sevgisi-|hiyi hâlâ şeviyor muydu? Del, ne yandı, sonra da çok merd bir in-| lının yakışıklı endamı, esmer ve c san zannettiği gencin bilâkis erkek-Jdi siması, balaelarındaki hâkimi; lik hislerinden bu kadar uzak oluşu,|ve gurur gözünün önüne geldik bu kadar maddiyata düşkün bulunu-|genç kız, başka hiçbir erkeğe mef | gu kendini yeise düşürdü. letmemiş olan tep temiz yüreğindi | Bir insân nasıl olur da göründü -|boşlukla karışık tarif edilemez bİf fakat akabinde y n felk inden bu kadar aksi huyda çıkabi-Jacı hissediyor, ylenmiş olanlayni merd tavırlı geni telâket güzel &i edecej hakkında vâdler hep sahte, hep yalan olabilir« verilmiş bulunan|tön teferrüntile düşününce, bu ida yine kalbinin en samimi ki inde derin nefret hişleri uyanıydf du. di? Bütün mevcudiyeti, ailesinden aldığı sağlam terbiye ile doğruluk, tikbale ait bir kelime bile ilâve et- ve temizlik, safiyet ve samimiyet mal (Devamı var)