Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
W külâtı başka bir mahzur teşkil et- e— E 25-8-941 2 ABONE SEDELİ İi Türkiye Ecnebi . 1400 Kr, 1 sene 2800 Kr ! 760 », 6 Ay 1500 — », 400 » 8 Ay 800 We ç 1 AY so0 . Şi Adres değiştirmek 25 kuruştur ' a | Uzak Şark Yolu İle Sovyetlere ardım Amuikamn. gittikçe büyüyen Ja- pon tehlikesi karşısında Sovyet- lerin uzak şark ordularını takviye i- fin müessir yardımlarda bulunmaya başladığı gelen haberlerden anlaşıl- Maktadır. Bizzat Roosevelt, Staline gönderdi- &i mesajda mühimmat dolu vapurla- Tın yola çıkmış bulunduğunu söyle- Mişti. Amerikadan Sovyet Rusyaya gııien ıllemi].eı-uı hı.mulelerım çıkaracakları | © n a) Wîlsan'un, 1918 de, ileri sür- düğü mefkürelere ve demok- ratik formüllere büyük bir itimadı vardı, Bunlar bir asırdan beri her i- ki Amenludz muvaffakıyetle utbık ediltn di, Uzun ve d. bir sulh devresı ıçmde butun Avrupa illetlerini bu güç bir iş olmamalı idi, iman Fakat ]ıpon siyasi mahafih. Amenkayı bıı yle, Vlarhvoıtokıın boyle hu' ış için kul- linxlı:ııaıınıı*ı ve Amerlkn için bir uı Wilson, Washington'da Avrupa millet- lerinin hemen hepsinin muhacirleri i- le ve muhtelif siyast teşekküllerin mümeııılleri ile temasa gelmişti, Po- , Hırvatlar, Sırplar, Dalmaç- doğurıb luegını bir çok dcfı.lır be- Yan dir, Jıpon Ü- " bul: h i şu dırlar: Vlâdivaıtok’a ihraç olunacak Alı karşı K ttamcla eZ . “Bik k healeyh, ilerilemeye yüı tutan Japon- vyet münasebetleri gerginleşecek o0- lursa, bunun mesulü Sovyetlerdir, Bu mesele hakkında gelen son ha- herler, Amerikanın, Sovyetlerin Ja- Ponyaya karşı ezici bir hâkimiyet te- Min etmelerini mümkün kılacak yar- tımları almadan evvel uzak şarkta Muhasamatın başlamasını istemedikle- Tini göstermektedir. Bir habere göre: Soövyetlere harp levazımı taşıyan vaptırlar, Japon de- hizinden, boğazlarından geçmiyecek- ler, hamulelerini şimali Sibiryada bir limana çıkaracaklardır. Amerika avcı fayyareleri Alaska yolu ile gönderil- Mektedir, Şimali Sibiryada mevzuu bahsolan limanın, Sahalin adasının karşısında ve AÂmur nehrinin mansabındaki Nikola- Yevsk olduğu tahmin edilebilir. Bu li- Manla Vlâdivostok arasımnda, hava yo- lu ile, takriben 1,300 kilometrelik bir Mesafe vardır. Fakat Amerikadan gelen gemilerin bu limana varabilmeler! için Sovyet- lere ait olan Kamçatka yarım adası ile Japonlara ait olan Kuril adaları #rasındki boğzdan geçmeleri icap et- Mektedir, Diğer cihetten, kış mevsi- minde bu denizlerde seyrisefer müş- Mektedir. Fakat Amerikanın —bu güçlüklere YTağmen, hiç olmazsa bir kısım harp Vasıtalarmı göndermek için bu şimal Yolundan yani Alaska - Kamçatka - Sahalin yolundan istifade edeceği his- sedilmektedir. Amerikanın — şimali — garbisindeki Aleutian adalariyle Kamçatka arasın- da hava yolu ile takriben 1,300, Kam- tatka ile Sahalin adası arasında 900 kilometrelik mesafe vardır. Bombar- dıman tayyarelerinin ve hattâ uzun Mesafeli bazı avcı tayyarelerinin, şi- Mali Atlantikte (Kanada - Groenlan- da - İzlanda) olduğu gibi, bu kade- Mmelerden istifade ederek kendi vasıta- İarıyl: ve Japon tehdidine maruz kal- Sovyet ına gelme- leri imkânı vardır, Hırvatistanda : ki gün evvel —ajanslar, Hırvatis- tan ile İtalya arasında ciddi ha- diseler çıktığı ve Italym kuvvetlerı- hin Hır i ni haber vermişlerdi. 22 Tıxxhlı bir Berlın telırah. Hır- yalılar, Romavıyalllar. Ukraynalılar, Litvanyalılar, Çekler,Slovaklar, Sloven ler, İtalyanlar Yunanlılar ve daha ne bilelim, Suriyelilere, Palestin yahudi- lerine kadar Avrupanın azlık veya çokluk kendilerini mazlüm kündı gören milletleri ona mümessiller gön- dererek, istidalar — vererek, raporlar yağdırarak kendi hülyalarının tahak- kukuna yardımını diliyorlardı, Wilson, siyasi ve içtimai şartlar ne olursa ol- sün bu 'taleplerin hepsini haklı gö- rüyor, herkese yardım vâadediyordu, iyle zannediyordu ki, müstebitler or- tadan çekilince her taraf günlük :u— neşlik ol k, meselâ Rı Karlığın sukutu ile Moskovadan Kaf- kaslara ve Odessadan Urallara kadar büyük bir demokrat hükümet doğüve- recekti veya — Almanlar, başlarından Hohenzollern'leri ve harp arıyan as- keri kliki atıverince devamlı bir de- mokrasiye kavuşuvereceklerdi, * * Bununlı beraber Wilson Avrupa milletlerinin dertlerini anlıya- bilmek için çok metodik bir çalışma ile işe girişmişti. 1917 sonbaharmda Amerikanın muhtelif üniversitelerin- den en tanınmış profesörleri davet et- miş, bunlara hariciye memurlarından, hukukçulardan, iktisatçılardan yardım cılar vermiş ve Albay House'un ti- yaseti altındaki bu ilmi heyefi Av- rupa milletlerinin tarihlerini, her bi- rinin yaşadığı muhiti, — menşelerini, dillerini ve âdetlerin? tetkike memur etmişti. Heyet anketler yapacak, vesi- kalar toplıyacak ve raporlar hazırlı- yacaktı. Mütareke imzalandıktan bir ay sonra Wilson, tahayyül ettiği yeni âlemin yaratılışı mesaisine işt'rak et- mek üzere Avrupa yolculuğuna çık- tığı vakit yanına — Albay Housedan başka yüz kadar coğrafyacı, taihçi, iktisadiyatcı mütehassıslarını ve bun- ların sandıklar dolusu raporlarını ve vesikalarını da alıyordu. Böylece Av- rupalıları kendilerinden daha iyi tanı- ığına kanaat getiren Wilson yanlış bir iş yapmıyacağına inanıryordu, Fa- kat dünyayı yeni bir adalet ve serbesz tiye kavuşturmak isteyen bu peygam- ber pek çabuk bir takım hayal inki- sarları ile karşılaşacağını ve harpte olduğu gibi sulhte de müttefiklerinin arkasından körükörüne ilerleyen bir yardımcıdan başka bir şey olamıyaca- ğinı bilmiyordu. ** vrupa toprağına ayak atar at- mazsa sulh işlerile meşgul oluna- cağmı zanneden Wilson nihayetsiz nü- mıyııler. davetler ve ziyafetlerle kar- Balkan harb ima İtalyan kuvvetlerinin bulunduxu ve şimdi bunun çoğaltılmasının dahi- li bir emniyet ve polis tedbiri ol- duğu mütaleasında — bulunan Alman hariciye nezaretinin bu hadise karşı- sında şimdilik vaziyet almaktan imti- na ettiğin: bildiriyordu, Son gelen bir hıbere göre İtalya hükümeti, Fi dağa” kadar bütün Ad.rîyatik sahillerinin İtalyan kuvvetlerinin kontrolü altına alındığı- nı ilân etmiştir. Hırvatistan hükümet reis! Paveliç de bir beyanname ile: Bu kararı mem- nuniyetle karşıladığını ve bütün Hu'- vat kuvvetlerinin İtalyan k di ğının emrinde — çalışacaklarını beyan etmiştir. Yugoslavya Kralı Aleksandı'ı öldü- Ten tethişçi teşkilâtının şeflerinden o- lan vö uzun müddet İtalyada muha- faza ve himaye edildikten sonra ye- ni kurulan Hırvatistan hükümetinin başma getirilen Paveliç'in başka tür- lü hareket etmesi beklenemezdi. Bu hadise ve Yugoslavyanın muh- telif yerlerinde işgal kuvvetlerine kar- şı yerli çeteler tarafından tanzim edi- len ve on binlerce Italyan ve Alman askerinin hayatına mal olduğu iddia edilen organize mukavemet hareket- leri, Fransada ve diğer işgal altındaki memleketlerdeki sabotaj ve isyan hare ketleri, mihver — devletlerinin bütün bu memleketlerde gittikçe daha şiğ- detli tedbirler almak — mecburiyetinde kaldıklarını göstermesi itibariyle şa- yanı dikkattir.. Londra kaynakları, Hırvatistan Kral lığına tayin edilen Dük dö Spoljı:no— ştı, Fransa, İtalya ve İngilte- renin buyuk şehirlerinde — ziyaretler, ziyafetler, nutuklar birbirini takip e- dıyordu Iyi amma mütareke müdde- ti olan 36 gün çoktan geçmiş, sulh müzakerelerinin henüz ilk hazırlıkla- rma bile başlanmamıştı. — Wilson'un yanındakilerinin sonradan iddia ettik- Birinci cihan harbinden sonra sulh şartlarını hazırlıyanlar: Lioyd George, Wilsen, Clemenceaun, Orlando WİLSON Prensipleri Nasıl Doğmuş Ve Nasıl Ölmüştü? Bir hayli gecikmeden sonra sulh müzakerelri açıldığı za- man, Wilson çok garip bir va- ziyete düşürülmüş olduğunun farkına vardı. Ortaya atrlan mânalı mânasız isteklere karşı ağzını açtı mı, vaktiyle mütte- fikler arasında imzalanmış olan gizli bir takım muahedeler, karşılıklı anlaşmalar, taahhüt- ler öne sürülüyordu. Bazan da onu Germen taraftarı olmakla ittiham ediyorlardı. lerine göre, Fransa müttefikler ara- - SİYATAN SS i Faik Sabri Duran TAN 3 Muahedeler, karsılıklı anlaşmalar, taah hütler önüne sürülüyordu. Bazan onu Germen taraftarı olmakla ittiham ediyorlardı. Hattâ bir — defasında Clemanceau ona âdeta çıkışmış e “Sanki harbi kaybeden biz imi- şiz gibi Fransayı yıkmıya çalışıyor- sunuz.,, itabında — bulunmuştu. Bazı öyle sıralar geliyordu ki Wilson da, Lloyd George da acele edip ordula- rını terhis etmiş olmalarına pişman o- luyorlardı. Bir iki defa Wilson her- şeyi yüzüstü bıirakarak Amerikaya dönmeyi bile düşünmüştü, Diğert cihetten sulh geciktikçe harp bir çok yerlerde yeniden alevleniyor- du: Karpatlarda Rumenlerle Macarlar, Galiçyada Polonyalılarla Ukraynalılar boğaz boğaza — gelmişlerdi. Teschen etrafında, Baltık memleketlerinde, Ad- riyatik kıyılarında döyüşmeler olu- yordu,Anadoluda İstiklâl muharebeleri başlamıştı. Pariste Orlando bir taraf- tan Venizelos bir — taraftan Wilson'u gok sıkıştırıyorlardı. —Misırlılar, Ar- navutlar, İrlandalılar, Yahudiler yeni yeni hayetler gönderererk, isteklerini hergün biraz daha arttirarak Wilson'u âdeta kudurtuyorlardı. Her taraftan gelen istidaların, raporların yükü al- tında bunalan Wilson, sulh ve selâ- met peygamberliğine çıkmış oluşuna bin kere pişman oluyordu, İpin ucunu çoktan elinden kaçırmıştı, Artık kim- se ile temas etmek de istemiyordu. 1919 senesi Martının 18 inden 24 üne kadar apartımanından dışarı çıkma- mıştı, Clemenceau, Lloyd George o- raya geliyor, üçü bir odaya kapanıyor, elli kadar tali komisyonların hazırla- drkları raporlar arasından muahede şartlarmı ayıklayıp çıkarmaya uğraşı- yorlardı. Arasıra Italya başvekili ve Japon murahhası bu çalışmalara işti- rak ettiriliyordu, İşte Almanyaya ve müttefiklerine muhtelif tarihlerde ayrı ayrı uzatılan muahedeler bu şartlar altında hazır a l hedi lerde Wilson'un mahut prensiplerini a- ramak boş bir zahmetti Bu 14 mad- denin birincisi “gizli diplomasinin il- gası,, değil miydi? Halbuki en evvel öldürülen madde de bu olmuştu, bu- nun arkasından diğer 13 maddeye is- tenilen şekilleri vermek, kimini almak kimini bırakmak guc bir iş değildi, Wilson kendi eserinin kendi gözleri ö- nünde katline şahit oluyor, birbrii ar- kasından ileri sürülen iddialar, müte- kabil vaatler, fedakârlıklar, konses- siyonlar filân derken işte Üçler mec- lisinin gizli müzakerelerinden nihayet ortaya — Versailles, St, — Germain, Neuilly ve Sevr garibeleri çıkıyordu, (1) Birinci yazı 18 Ağustos tarihli 'TAN'da iİntişar etmiştir, sında sulh hazırlıkları için yıpılacakl müzakereleri mahsus geciktiriyor, bu sırada Fransız erkânıharbiyesi elde e- dilen zaferden azami istifade için ted- birler almıya vakit — buluyordu. İn- gilterede ise Liyod George'un başına başka dertler çıkmıştı. Harici işlerle uğraşmayı düşünemiyordu. Harbi ka- zanmak için kendisine verilen niha- yetsiz salâhiyetler sonuna ermek ü- zere idi, Britanya demokrasisinin Mac Donald, Hendesron gibi liderleri mec- buri askerliğin derhal ilgasr, ordunun terhisi, mağlüplara karşı daha müsait ve mülâyim davranılması gibi bir çok taleplerde bulunuyorlardı. Citynin ik- tisadi ve mali menfaatlerinin müda- faa eden Liberaller ve radikaller mer- kezi Avrupa Devletleri ile hemen mü- nasebet tesisini istiyorlardı. Lloyd George ise mevkiini sağlamlaştırma- dan bu gibi işlere girişmek istemiyor ve harbi kazanmiş olmak şöhretine dayanarak halkın reyine müracat et- meyi düşünüyor, postunu kurtarmak derdi ile uğraşıyordu, K u sıralarda Fransa hükümeti da- ha ziyade tehirine imkân olmı- yan sulh müzakereleri için kendi is- tediği gibi esaslar hazırlamakla meş- guldü, Ne muhasım devletlerle akte- dilmiş olan dört mütarekenamedeki e- saslar, ne de Wilson'un 14 maddelik prenııplırı. Fransayı göre, artık sulb elerine temel olabilecek şey- lerdi, Zaferin sersemliği ile dolu o- lan kafalarda şimdi başka havalar e- siyordu, Bu iş ile Mareşal Foch'un riyasetindeki Büyük Harp Meclisi Kazaları Önlemek İçin... Bostancıda Telefon sokağı denilen mahalde bir ay zarfımda tramvay kâ- zası neticesinde iki kişi ölmüş, bir kişi de yaralanmıştır. Bu vaziyet a- lâkadarların nazarı dikkatini celbet- : AyniTipte Dört Deniz Hamamı . Yazan: FİKRET ADİL Moda deniz hamamında su V Büyükdere deniz hamamı lstanbulda yaz mevsimi için gidi- lecek bir yer vardır: Boğaziçi, Kadıköy ciheti bir dereceye kadar, fa- kat adalar “sayfiye,, değil, "bahariye” dir, Böyle olduğu halde diğer taraf- lara nisbetle Boğaziçi tenhadır, Evvelce denize pek girmeyen İstan- bullular, şimdi giriyorlar, Fakat ted- riç kaidesine uymak için olsa gerek, suyun sakin ve ılık olmasını istiyor- lar, Halbuki denize serinlemek için Ell'l W Büyükderede, Beyaz parkın yanın- daki deniz h gayet rem, sporları müsabakası yapılırken Tarabya deniz hamermnı Almanyanın Şarkta Galip Veya Mağlüp Oluşuna Göre (Baştarafı 1 incide) tine avdet etmesine hiç bir mâni kalmıyacağını iddia etmektedir. Bir mütaleanın mesnedi yanlış olursa, onun üzerine kürüulan bi- na da hatalı olur. Şark cephesin- de Almanların harbi sonbahara kadar bitirmeleri ihtimali artık zail olmuş gibidir. Gerek Berlin ve gerek Moskova kış harbi ha- zırlıklarına başlamış ve Alman lar harbin Şark cephesinde kı- şın da devam edeceğini kabul et- miş bulunuyorlar. Almanların "Drach Nach Os- ten,, politikasına avdetleri Şark- taki zaferlerine bağlı ise bu ihti- malden şimdilik bahis bile caiz değildir. Fakat buna mukabil diğer bir ihtimalin kuvvet kesbettiği ka- naati vardır. Almanların Şark cephesinde kat'i neticeyi elde e- dememeleri İngiltereyi Orta Şark ta teşci etmiştir. Şimdi :Ameri- kan kaynakları İngilterenin Ira- nı işgal etmek üzere hazırlandı - ğını bildiriyorlar. Bu işgal hem İran petrollerinin İngilizlerin eli- ne geçmesini, hem de Ingiltere i- Büyükderedeu sonra, Boğazda, Ta- rabyada bir küçük deniz hama- mı var, Mevkii itibariyle Büyükde- reden daha az rüzgâra maruz olan bu hamam, mevsimde ve bilhassa Ağus- tos ayında, muhakkak ki İstanbulun en güzel denize gir'lecek yeridir. Su- yunun temizliği, berraklığı, güneşinin tatlılığı ve bilhassa — müdavimlerinin azlığı ve nezahati, burada denize gir- meyi maddeten ve manen bir saadet haline getirmektedir. Deniz hamamınin küçücük iki kapalı havuzu var, Biri erkeklere, biri, eski- den nlduzu gibi, kadınlaradır. Bu ha- lık ayrılışı belki sizi te- k havuzu, atlama yeri ile bu düşü uygundur, Denizi biraz sert ve çır- pıntılı ise de güneşi de o nisbette te- sirlidir ve hamamın Boğaza olan ta- rafı mahfuz — bulunduğundan rüzgâr mahzuru da ortadan kaldırılmıştır. E- sasen çırpıntılı. denizden hoşlananlar yok değildir, Büyükdere hamamının müdavimleri iyi ve temiz muhite mensup, Boğazi- çinin güzelliklerini, mevsimini bilen, istirahatin, banyonun ne demek oldu- ğunu anlamış, açık hava âşığı, sıhhat- li kimselerdir, Deniz hamamının biraz ilerisinde bir duba vardır. —Affedersiniz, duba dedim, bu kelime bugün artık kul- lanılmıyor, “raft” demek icâp ediyor, Denize atlama yerinden — veya ha- miş, mahallinde yapılan keşif burada tramv yolunun, caddenin kenarına çok yakın olduğunu, kazaların bu yüzden vukubulduğunu göstermiştir. Mahzurun izlesi için vaziyet İstanbul ul.ıyeunı. bıldırılmıştır LOKMAN: HEKıMıN ÖĞÜTLERİ vuzdan girenler rafta kadar gidip o- jrada güneşlenir ve bir mikdar istira- hatten sonra ,dönerler, Bu. gidip dö- nüş, ekseriye yüzücüler arasında mü- sabakalara vesile ouyor, AMELİYAT UCRETI Bir operatör beş yüz liraya ameli- yat yapmış,., Zenginin malı züğürdün çenesini yorar, derler Onun için bir gazete bir ameliyat için o kadar pa- rayı fazla bulmuş, İkinci bir gazete de, doktorların bir tâcir, bir müteahhit kadar kazanması haklı olacağını söy- ler gibi göründükten sonra, o da bu işe itiraz ediyor,., Benim düşündüğüme göre, gazeteci arkadaşların bu iş için zihin yorma- ları haylice geç kalmış bir şeydir, Hekim ücreti, bilhassa ameliyat üc- reti çoktanberi -galiba, mahkemelerde bile- halledilmiş bir meseledir. Hekim, operatör, değeri “ehli hib- re” tarafından tayin edilebilecek mal satan tüccara yahut esnafa benzemez, Hekim insanın sıhhatine hizmet eder, İ kiymetini de herkes ken- meşgul olmıya başlı , Nihayet sulh müzakareleri açıldı, ©o vakit Wilson çok garip: bir vaziyete düşü- rülmüş olduğunun farkına vardı a- ma i$i işten geçmişti. Ortaya atılan manalı manasız isteklere karşı ağzı- ni açtı mı, vaktiyle müttefikler ara- sında imzalanmış olan gizli bir takım disi tayin eder,., Meselâ bir şimend! fer kazası olur, Biri milyoner, züğürt iki kişi ayni derecede sakat o- lurlar, Fakat ikisinin isteyeceği taz- minat ayni mikdarda olmaz.. Hekim- lik işi de öyle,, Operatör ayni ame- Hyatı birine bedava yapar, bir baş- a kasından beş yüz lira, beş bin lira a- labilir,., Altın devrinde bir ameliyat için, hastanın kendi hayatına biçtiği kıymetten dolayı, yüz bin dolar alan operatör işitilmişti. Bu işte, ameliyat cinsi, operatörün zahmeti ölçü —olamaz, — Sanatındaki kuüdreti hesaba girer, fakat daha zi- yade, ameliyat yaptıranın kendi ha- yatına biçtiği kıymet düşünülmek lâ- zımdır. Öperatör bir ameliyatla, en son tehlikeye maruz bir hayatı kurtarmış olabilir. Onun için, bir operatörün aldığı, ya- hut almak istediği ameliyat ücreti, a- meliyatı yaptıran hastadan başka kim- seler tarafından münakaşa edilemez, Operatörün istediği ameliyat ücretini, hasta,kendi hayatına biçtiği ktymetle mütenasip görmezse, kabul etmemek- te, şüphesiz, serbesttir. Zaten, herkesin kendi hayatına biç- tiği kıymet de -para ile ifade edilin- ce- aşağı yukarı, hazır servetine ya- hut kazancına göredir. Operatörler de ameliyat ücretini, aşağı yukarı, has- tanın yahut ailesinin servetine, kazan- cıma göre tayin ederler. ktir, Fakat niçin ol- masın her esk! olan şey fena mıdır? Hem bu kadınlar muhakkak kendile- rine mahsus kısımda yüzecekler demek ie Sovyetler arasında bir köprü tesisini temin etmiş olacaktır. Al- manya İngilizlerin bu istilâ te şebbüsüne karşı lâkayt kalacak mıdır? Iİngilterenin bütün Asya petrollerine sahip olmasına mü- saade edecek midir? Almanya kı- şa Kadar Kafkas petrollerini eline geçiremezse, uzayacağı anlaşılan harbi idare için muhtaç olduğu petrolü nereden temin edecektir? İşte bazılarının kanaatine göre Al manya, kış müddetince Şark cep hesinde harbin mecburen dur- gunluk devresınden istifade ede- rek Orta Şarka *inmek ve Irak, Iran petrollerinı elde etmek isti- yecektir. Bunun için de en kısa yol Almanların tâ Kayzer zama- Nitekim, öyle oluyor, Hat- tâ, bu ük hamamın küçük atlama yerinde görülenlerin ekserini kadınlar teşkil ediyor, Tarabya deniz hama- mı bu haliyle, evvelce yalıların önün- de bulunan hususi banyolara benze- mektedir, Bütün manasiyle bir aile de- niz hamamı, Bu hava, oraya nadiren ve tesadüf neticesi gelen yabancıları da derhal sarmaktadır, Moda deniz hamamı Modı banyoları Büyükdere ha- Jmamının tipindedir. Her ikisi İstanbulun en eski deniz hamamların- dandır, plâjları — olmayışı — itibariyle benzerlikleri olduğu gibi, sularının se- rinliği, birer yüzme havuzu oluşları itibariyle de benzerler, Her iki tarafın atlama yerleri, ka- palı havuzlarında su sporları müsaba- kaları yapılır. Yalnz Moda deniz ha- mamnın müdavimleri arasında kadına hemen hemen tesadüf edilmez, Esasen kadınlar için ayrı bir hamam vardır, Büyükderede öyle değildir. Ayrı yer olmasına rağmen kadın erkek bir ha- vuzda suya girer, Bunun sebebi Mo- dadaki hamamın — müşterilerinin «<«k mütenevvi oluşudur. Kalamış deniz hamamı Kızı!toprek sahil ile Kı]ınıış ara- sında, oldukça uzun bır xskele İ» değildir. İsteyen orada denize ııret. isteyen * açık olan £ b girebilir. i elde etmeğe çalıştık- ları Bağdat yoludur, Hattâ bazı Amerikan kay- nakları Almanyada böyle bir hareket için hazırlıklara başlan- dığını gösteren emareler mevcut olduğunu iddia etmektedir. Yine Amerikan kaynaklarına göre, Moskovada toplanacak üç- ler konferansında müzakere edi- lecek şeylerden biri de, böyle bir ihtimal karşısında alınacak müş- terek tedbirin tesbitidir. Bu itibarla bazı bitaraf mahfel ler Şark cephesi harbinin Orta Şarkta mühim bazı ihtilâtlara yol açacağı kanaatindedirler. Alman- ya, Sovyetlere karşı galip gelsin gelmesin, bu ihtilâtlarda rol al « mağa mecburdur ve harp, Şarkta bitsin bitmesin, Orta Şarka sira- yet edecektir. Işte şimdilik, Alman - Sovyet harbinin doğurduğu tehlikeli ih- timallerden biri budur. Sovyet Rusyanın galip ve mağ- lüp oluşuna göre hâsiıl olabilecek vaziyeti de ayrı bir makalede teta kik etmek isterim. ADLIYEDE: le gidilen bu h di la erkeklere ayrı yerler vardır Ve tıpkı Modada olduğu gibi, burada da erkek- lerin havuzunda kadına tesadüf edil- mez, Kalamış hamamının müdavimle- rini o civar aileleri teşkil etmekte- dir, Suyu, Modaya nazaran o kadar i- yi değildir, oldukça ! bulanıktır, ekıe— ny: denizin üzerinde çöpler göl urbağalrderenin bu koya dök ü Modadan ziyade bu tarafları mütees- sir etmektedir. * Dikkat ettinizse, bu dört deniz ha- mamının mümeyyiz vasflarından gay- ri müşterek vasıfları var: Dördü de eskidenberi meşhurdur, dördünün de kadınlar ve erkekler tarafı vardır ve dördünün de plâjı yoktur, DİN GAYRETİYLE Mr, Redding mavi gözleriyle karşı- sındakinin siyah gözlerine, sükünetle baktı, sadece şu cevabı verdi: *“Haristiyan dinini neşretmek için,. Esir tâciri gülümsemesini gizlemi- ye çaltışmadı. “Gülüşümü mazur Bgö- rünüz,, dedi, tekrar doleşmasmıma baş- hyarak sözüne devam etti: :Eğer ha- kikat bu ise, muazzam paraları denize atıyorsunuz, demektir. Hakikat bu ise!Şurada sokağın öbür tarafımda ça- lışan halıcılar hiristiyan dini hakkın- da bir şey biliyorlar mı? Halbuki karşılarmda koskocaman hanınız du- ruyor, Hakikat bu ise! Şimdiye ka - dar hrristiyan dinine giren müslü - manların sayısı parmaklarımım sayı- smı Şeçmez, Hakikat bu isel,, Misyoner mülâyim bir tavırla cevap verdi: “Biz dinimizi kılıç kuvvetiyle neşretmiyoruz.,, Muhatabı geri döndü ve karşısında- kini gözleriyle süzdü, Sorra omuzla- rını silkerek: “E, ben o kadarmı anlamam!,, de- di; “İ lar, Allah kendilerini nasil nun henüz vazifesi” hasırıa ini öyledirler, Onları kim de- bildirerek, şayanı niyet bir asayişin hüküm sürmediğıuî anlatmak istemektedirler, . ANTEN VATANDAŞ! Milletler için uçmak ihtiyacı hıyıll iyaçi mak mücadelesi yi ğiştirebilir? Sizin kolunuz, silâhınız hem uzun, hem kuüvvetli, Lâkin ya kıtık; yahut da siz kullnn'na/ı bilmi- yorsunuz, Ben zannediyorum ki, — Ne ise, soylemı_veyım Fakat sizin çocuk olduğunuzu zannetmemiştim. , —l nııırıdıl"ındııı biri olmuştur. Birdenbire dürdü ve saatine — baktı, telâşla: “Ben artık gideyim,, — dedi, (“Beraber gelmiyeceğiniz için üzül- elki — dır, Şimdi bu adam da tevkif edilenler arasındadır, #“Çetenin afyon ve esrar kaçırmak için kullandığı vasıtalar ve aldıkları tedbirler bir polis romanına zengin bir sermaye teşkil edecek kadar çeşitli ve âkla hayret verecek derecede ma- hiranedir. Meselâ çete, Amerikan Yazan: H. ©. Dwight düm, Birlikte büyük işler — yapabile- cektik. Bilmem bir daha görüşecek miyiz? Fakat haberimi alacaksınız, Hact Hasandan bahsederlerse, biliniz ki © adam benim, (teceleriniz hayır olsun!,, Böylece, Aacele selfin vererek — çış kıp gitti, I v Daha ertesi kış içinde idi ki, Mr, Redding, bir ikindi üstü, bürosunda güzete işleriyle mesgul oluyordu. Va- zifelerinden biri de haftalık bir ga- zete çıkarmaktı; gazete yerli protes- 'anlm'la, protestanlığa meraklı olan - Jar için neşredilirdi. Muhtelif lisan- larda basılan bu haftalık gazete &- lelâde gündelik gazetelerde buluna - mıyacak haberleri ihtiva etmezdi, Münderecatı karilere havadis vermek maksadiyle değil, fikirler telkin et- mek emeliyle seçilmiş makalelerden ve yazılardan teşekkül ederdi. Lâkin her vakit istenildiği kadar mevzu ve yazı bulmak mümkün olmadığından, sütunları doldüurmak icin Mr, Red- — Çeviren; M. ABÂAŞ Londranm The Times gazetesi İstan- bula, intişarından üç, dört gün sonra geldiği ve, sansür yüziimnden yerli ga- zetelerin neşredemedikleri, mühim s yast haber ve yazılârı ihtiva — ettiği için, Mr, Rediduğg'in en mühim mev- zu kaynağı idi. Şimdi son gelen Hsh band Tefrika No. 27 ve afyon kaçakçılığı yapan büyük bir çete, Mısır ve Türkiye takip teşkilâ- tınm müşterek tarama hareketleri ne- ticesinde tenkil edilmiş, efradından takip kuvvetlerine karşı silâhla mu- kavemet etmek istiyen bir kısmı mü- sademelerde maktul düşmüs, geri ka- dan cıkardığı bu heybetli gazetenin sayfalarını çeviriyor, ağır başlı sers Jevhaları süzüyordu ki, gözleri bir- den aşağıdaki kelimelere takıldı: (*) »>; TRABLUS ÇÖLLERİNDE BÜYÜK BİR KAÇAKCILIK TEŞKILATINİN AKIBETİ Meşhür kaçakçı Hacı Hasan maktul düştü. “Hacı Hasan!,, Mr, Redding bu is- mi birkaç defa tekrar etti, Gayri ih- tiyari duvara baktı. Yüzünü gazeteye çevirdiği zaman, Trabluslu Yusut Beyin hayali, redingotu ve kırmızı fesi ile, hâlâ gözlerinin önünde idi. Okumaya başladr. “Kahire hususi muhabirimizin tel- grafla bildirdiğine göre, Mısırla Trab- dine alelâde gazetelerden de, bir de- receye kadar ina kadar olan istilade edebilirdi. Hele İçoktanberi pek geniş mikyasta esrar lus hudutlarından, içerilerde tâ Fiza- lanlar da kâ , Teş- kilâtın asıl başı ve ruhu olan Hacı Hasan maktüller arasmdadır, “Son derece hilekâr bir adam olan isy teşkilâtını — bile kendisine cürüm ortağı yapmıştır. Filhakika son senelerde afyon ve esrar kaçır- mak için en ziyade Kitabı Mukadd İhtilâs İddiası İle F Tevkif Edildi Pendik postahanesi nakliye memt« ru Hüseyin Erkoy, uydurma havale- ler tanzim etmek ve bunları çekmek 'İsuretiyle ihtilâs yaptığı iddiasiyle ade liyeye verilmiştir. Hüseyin, 1000 li- ralık bir havaleyi Bursa poöstahanes sinden almken yakalanmıştır. Suçlu, ilk sorgusunu müteakmp tevkif edil « miştir. İKİ GÜN HAPİS — Remzi ismin- de biri, bir suçtan dolayı — adliyeye verilmiş, muhakemesi neticesinde be- raet etmiştir. Ancak polisin kendisi- ne adliyeye sevki sırasında umumun istirahatini bozacak şekilde — sarhoş olduğu için, 2 gün hapse mahküm ol- muştur, I’OLISTE Bisikletle - Polis Klübesine Çarptı Hasan isminde 13 yaşında bir ço- cuk Sultanahmette bisikletçi Süley - sandıklarından istifade — edilmiştir. Kendisine gizli bir hıristiyanlık nâ- şiri süsü vererek, İstanbüul ve Mııır— daki A misyoner - ni iğfal etmiş olan Hacı Hasan, Af- rika içerilerindeki kabilelere dağıtıl- mak üzere, onlardan birçok — sandık Kitabı Mukaddes tedarik etmiye mu- vaffak olmuştur,.,, Reverend Thomas Redding gazete- yi üzerine bıraktı. Yüzünde Hacı Hasan aslen T Ha- yatı, gençliğindenberi, türlü macera- larla geçmiş olan bu adam Yusuf Bey adiyle İstanbul ile Şimali Afrika şe- hirleri arasmda, zahiren tâcir sıfatiy- le, mütemadiyen seyahat ederdi, Ha- kikatte bütün faaliyeti siyah ve be- yaz esir ticaretiyle esrar ve afyon idi, Bu İşi için Barip bir tebessüm belirdi, gözleri karşıdaki — haritanm karanlıklarına daldı ve bir müddet öyle kaldı, İ') (Bu hikâyenin, hiçbir suretle müsamaha tevil ıdıl:-mzek bir tarih aykırılığım ih- dvı eden, son k yokuşundan süratle inerken, köşede- ki polis kulübesine çarpmış ve ağır sürette yaralanmıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastanesine kal- dırılmış, ehliyetsiz. çocuğa belediye talimatnamesine aykırı olarak bisik- let verdiğinden, Süleyman hakkında tahkikata başlanmıst_ır, EKMEK BIÇAĞİYLE YARALA- DI — Yeşilköyde İstasyon caddesin- de 5l numaralı evde oturan Petrodi- yepolos, yine ayni semtte Halka cad- desinde 1 numaralı pastacı dükkâ- nmda çırak Dıramalı - Ârifle kavge etmiştir. Ârif eline geçirdiği ekmek b kal N mandan kiraladığı bisikletle Mercan- P tır. Yaralı hastaneye kaldırılmış — ve di &iştirilerek hııkı bır gekle sokulmuştur.) vi bir taraftan Fizana, diğer taraftan Çad gölünün şimal havalisine kadar her yerdeki adamları vasıtasiyle mü- kemmel bir teşkilât vücude getirmiş- ti. Tskılâtm Fızandıki ajanı ahllk- sızlığı İ ü Türk or sahalarda olan eski bir töpçu zabi- tar tidir ki, Woolwieh topcu mektebi Yarın 5 inci Hikâye PATRİK EFENDİ HAZRETLERİ suçlu MERDİVENDEN DÜSTÜ — Alem- darda Sinan sokağımda 22 nmumaralı evde oturan Kemal, evinin merdive- ninden düşerek ağırca yaralanmıştır Yaralı Cerrahpaşa hastanesine gön derilmiştir. PENÇEREDEN DÜŞTÜ — Halıcı oğlunda oturan 3 yaşında Agop, dü üç metre yükseklikteki — pencere? düşmüş, yaralsr — * »