ABON& BEDELİ Türki, iye Ecnebi BM» e fsene 2800 Kr ww SAy 1800 | er wv » day 4» ren değiştirmek 25 kuruştur. ansız - Alman ünasebatı p Bi eüddet evvel, Suriyeyi kâfi derecede müdafaa etmediği i- ed hükümetine karşı, şiddetli Mi lerda bulunan Parla gazeteler aç gündenberi tekrar hücum- Ey alamışlardır. Kazeteler Vichy Almanya hezimete uğrayacs! li bir intizar politikam takip ham etmekte, devlet relsi- #hirlerinin yerine getirilmedi- milli inkılâp hareketinin kâfi şe süratle inkişet etmediğinden eylemekte ve vakit kaybet- Almanya ile sıkı bir işbir- Xi, Jipmak zaruri olduğunu iddia TE hükümetin çekilerek yerine ile askeri işbirliği yapacak yeni bir hükümetin kurul- Transanı kendi kuvvetle- dafaaya muktedir olmadığı »*kelerinin Almanya ile müdafaa edilmesini iste- 7 vi ğ ii i atı, Alman makamlarının , el altından idare edenle- Laval'in ve neşriyatta başında ân Dest, Doriot ın bulunduğunu anlamak at Deşriyat, gark cephesinde yir- Şi öünderieri büyük zayiat vererek sayan, cephe arkalarmda Sar işgali ajtmdaki memle- sabolaj hareketleriyle müş- iyellere düşen, bunlardan baş- rupanın berhangi bir yerine ihraç teşebbüsü tehdidi lunan Almanyanın Fran emirlerini bugünkü hü- i Li aile yerine getirecek bir hü- Ne ihtiyacı olduğunu göstermek- ik 7 bir fabrika müdürü olan Pu- man, Müsleşur sıfatiyle son ik- anlaşmalar için Almanya ile isakerelerde bulunan ve yerine ge- Kevinult fabrikaları müdürü Le- X gibi Almanya ile tam işbirli- olan bir insan ğunu bildirmektedir, Anlaşılıyor ki, Mareşal Petaln, Sov- m. Alman barbinin neticesi belli İah katt bir karar almış ve Al- » | Bunları ve yüzlerce telifatı k ve tehlikeli bir surette | boylu Çireok tuhaflılarından, fıkra ve mi- zah edebiyatından bizler, ör Türkler pek (o hoşlanmayır. o Aradaki Bayat, muhit, görenek, din ayrılıkla- rından başka bunun birinci ve en mü- him sebebi kendi fıkralarımızın her bakımdan oalarinkine üstün bulun — masıdır, “Türk fıkraları insan ka. rükterlerini daha derin surette tahlil! ettiği gibi gülünç taraflarını da en canlı noktasından yakalar ve sonünu guyet iyi bağlar, Meseli, 900 büyük sayfalık “Encyo- lopediana,, adındaki fransızca kitabı baştan sonuna kadr okusanız zev- kinizi tamamiyle okşiyacak ve fikra larırızla at başı bir gidecek sekiz, on güzel süre ancak raslıyabilirsiniz. İki ciltlik -“Dictionnaire danectodes,, de sözi kâfi derecede tatmin en seçmelerini .bir araya toplıyan iki mizah (oduharririnin o Biens-| tock ve Gurnonskynin kitabı bile, ye- ni bir eser olmakla berabe: hay- li yavan ve nâdiren gülümseticidir. Nasrettin Hocanın tek bir fıkrasına! yekpare frenk fıkra külliyatı fedadır, denilebilir, 4 * busüsta hem bir fikir vermek, hem de, iyi kötü zihin oyalarış olmak çin size frenklerce makbul hoş söz, cinas, bazırcevağılık ve tuhaflık | Hikralarından - sütumlarımızın müsas- desi nisbetinde - buzr örnekler arze- deceğim, Göreceksiniz ki yabana &- tılacak derecede kıymetsiz değilseler de bizi lâyikiyle doyuracık nisbette olgun ve dolgun da sayılamazlar: © Bir uysal zamane adamına sormuş lar: “ Siyasi kanaatiniz medir?, Şu cevabı vermiş: “— Görüştüğüm ada- mınkine göre değiş © İngiliere Krallarındın İ inci Jak, nezdine gönderilen gayet uzun bir sefir hakkında o meşhur Bacon'un mütalcasnı atlamak iste - miş, Bacon demiş ki: — Uzun boy- İni adamlar, ekseriya çok katlı bina! lara benzerler, en üst kat en fena dö- şenmişidir! © İktidar mevkiinden çekilmeğe mecbur kalan bir nazırın, maiyetinde bulunmuş olan bir memura sukutun- den iki saat sonra işi düşmüş ve şu Mmukaddeme ile cna mektup yaz- mış: “Aziz dostum, şayet beni hâli hatırlıyorsünı © Bir katolik papası, beraber se- yabat ettikleri o hahama (demiş ki: — Dün gece rüyamda Yahudi cenne- tine uğradım, Huk mahşerullah kay- na her taraf fena koküyor ve murdarlıktan geçilmiyordu, Haham de miş ki: — Ben de rüyamda kendimi he | ristiyan o cennetinde buldum; etri misk gibi kokuyordu, çiçekleri; ğaçlarla dolu idi, manzara hakikaten pek lâtili, Fakat içinde tek adam yok- tat © Günah çıkarmağa gelen bir ada ma papas sornmış: — Zevcenize kaç kere ihanet ettiniz? — Aman, papas elendi, ben buraya / günahlarından kurtulmağa geldim, erkekliğimle ö- günmeğe değiit © Yibaşında, akrabasından o biri yaşlı papanın buturuna çıkıp iyi bir sana yüz yıllık ömür vessin!, Öna edince papa suratını asmış: — Oğ um, demiş, Cenabihekkın kerem ve ibsanına had çizmenin günah olduğu- nu bilmiyor musun? © Bir hikim demiş ki: “Bugün üç kişiyi idama mahkâm ettik. Lâkiz ve Müs-inin Mitlerin emrine “Ri hakknda teminat istemiştir. Almanyada: Müniet teşkilâtlarımı teenell eden mu- Mhhasların huzurunda söylediği Şu e de, bu bakımdan, çok şayan Kandilli Rasathanesi Takviye Ediliyor Köndilli rasathanesinin yeni ület- lerle takviyesine karar verilmiştir. İlk olarak miknatis öleleri alınmış e bu suretle râsathane Balkanların *n kuwwetli râst âletlerine kavuş” Muştur, Yeni âletlerle harita tanzi- Mi, tayynrelere verilmesi icap eden Mihr sre sit malimst ve maden â- Pıma işleri fiziki esaslara göre yapı Sülecektir, Amiral Darlan'dan, Pransız| verilmiye- “Kirwveti istihtat edilmemesi icap |madı. Ikisi bu cezaya cidden müstahak idit,, aBir cellit, önüne getirlen br idam mahkümunan kulağına eğilmiş: — Ne kadar iyi hareket etmek (mümkün: HAFTANIN MUSAHABESİ Frenk Fıkraları meni KANI ime len biri şöyle demiş; — Yanımızda kimsecikler yok; işte, alınır, size on bin irank veriyorum, Kimseye söyle- miyeceğime emin olunuz! Hükim şu cevabı vermiş: — Siz bas a yirmi beş bin frank veriniz de istediğiniz yerde söyleyiniz! © Bir serseri — (Arkadaşına hi- taben) Adli bir hataya uğradım: Be- ci beraet ettirditeri © Geçen asrın cn büyük ingiliz sinir hekimine bir hasta müracaat e- der ve hiç bir şeyle gönül avutnma- dığı, can sıkıntısından patladığını, buna artık tahammülü kalmadğını söy ler, Doktor düşünür: — İşte size bir ilâç, der,e at anbazhenesinde halkı kahkahadan kırıp geçiren meşhur pal- yaçoyu arasıra gidip seyrediniz, bir yeyciğiniz kalmaz! Hasta der ki: — Bu ilâcı'kullan- mama imkân yok., Zira bahsettiğiniz © palyaço benim! © Bir hâkime rüşvet teklifine a) Maruf bir tp üstadı imtihanda talebesine hazmın nerede başadığını sörar, Genç “ağızda!,, cevabını verin- €e doktor: “Hayır, bilemedin, oder, bazım mutbukta başlar!,, © Eşya üzerine faizle para veren bir mürabahacıya, ölüm döşeğinde iken yanma gelen papas - âdet olduğu veçi bir gümüş haç gösterir, Mü- rabahacı, itiyağına kapılarak: — Bu- na fazla bir gey veremem; ancak, İrank!, der ve ruhunu teslim eder, © Bir iş adamı oğluna dermiş ki “ , para kazan, mümkünse ma. ,.. Fakat her halde kazanma- gmisan) ğa bak! O ŞIŞMANLARIN Sişmanların o damarlarındaki okan tansiyocunun yüksek olmaması pek nadirdir. Çoğunda tansiyon mormal denilen dereceden #z çok yükselmiş bulunur... Şiyman olan kendisini teda- | vi etürerek zayrfladıkça tansiyon dü- şer, Şişmanların en büyük şikâyetleri den biri de bu tansiyon fazlalığıdı Halbuki tansiyon fazlalığını mutlaka zararı olmaz, Nice vardır ki damarlarındaki tansiyonun fazlalığından hiç bir rahatsızirk his- setmedikleri İçin ondan haberleri de olmaz... Sonra her hangi bir kendilerini muayene ettirdikleri vakit tansiyon fazlalığını öğreni: Tansiyon fazlalığının zararı, böb- şeklerde bir bozukluk neticesi olursa meydana çıkar, Böbreklerde bozuk- luğa sebep de şişmanlık olursa o za- man şişman adamın tansiyon fazlale- ğını düşünmeğe hakkı olur.. Fakat tansiyon fazlalığı, cildin altında yağ- ların birikerek küçük damarları sı- kıştırmaktan, hattâ mekten de gelir. böyle sebeplerden ileri gelmişse, giş- man adam o fazlalıkla pekalâ hoş ge- gönebilir... Şişmanların bir meraki da, kalpte yağın fazlalaşmasıdır, Halbuki kalp- ie yağın fazlalaşması da insana mut- laka zarar vermez, Meselâ, kalbin öy tündeki gömleği ie kalbin adalesi a- rasında yağ biriktiği vakit onun za- fakat peşinen haber ve yim, daha şimdiye kadar biç adam & madımi Mahküm da demiş ki: — Ben de elimden geldiği kadar senin işini ko- laylaştırmağa çalışacağım; fakat bil yeri de şimdiye kadar hiç asılma- , Bu bana garip bir tesadüf gibi göründü, Deklinşöre basıp tekrar ta- şa oturduğum zaman Pelengi Der- yanın eski mülâzimi gözlerini, gök- yüzünün karanlıkları içinde yüzmek- te olan, küçük altm gemiye dikmiş, dalgın delgm bakıyordu. Sorra sözüne devam etli: “Kaderin- den kim kurtulabilmiş Xi? Alt ey rabat yüzü görmedik, Ekineksiz kal- dık, Firimalarla pençeleştik. Karaya oturduk, Kavrulduk, donduk, Soyul- duk, Dilencilerden beter olduk, Hak- sızlığa uğradık, Yemediğimiz ,.., kAl- “Lâkin hamdolsun Allaha ki, hiçbir zarara uğramadık! O gecenin ertesi sabahı âdeta cenmetten bir sabah idi, Gün parlak ve sıcaktı. Deriiz mas- maviydi, Hiç rüzgâr yoktu, Dalga yok gibiydi, çünkü artık adalar ara- sından geçiyorduk, Üzerlerindeki ba, dem ve şeftali ağaçlarının çiçeklerini bile görüyorduk, Askerler kuş civil tiları işittiklerini söylüyorlardı, tik bütün felâketlerini unutmuşlar - dı, yine güvertede W ağlardı. altınlarını sayıyorlar, türküler söylü- yarlar, kaval çalıyorlar, oynuyorlar- dı. Önümüzde ise Çanakkalenin değ- larını görüyorduk.,, İçini çekti, hatıralarını sıralayıp dökerken elindeki tesbihin tanelerini çekiyordu, “Yalnız bir şey vardr. Pelengi Der- ya,suya çok gömülmüştü, Nasıl gö- mülmesin, gece güverteyi aşan dal- falardan sonra, ambarları öz su mu dolmuştu? Ben buna hiç ehemmiyet vermiyardum. Tulumbalarla suyu a- tayorduk, — fazla aldırış etmiyorduk, zarı pek de ehemmiyetli olmar, Kalp adalesinin üstünde biriken yağla #iş- man adam hoş seçinebilir.. Şişman- hkta fuzla yağın kalp üzerine tehili- beş | zuları parçaladıkları için. GE 3 © Bir âdem borsada büyük bir servet kaybeder, Aklını oynatır, ? tesi günü birisi, arkadaşını “ Bari borçlarımı verdi «— Aklını oynattı amıma O derecede değili,, « Bir piyes mektupla bedava ye tutmadığı için mühsu bilete şu puslay: da deceğiniz mahal çok rüververinizi sakın umutmayınız!,, © Açıkgörün biri parayırda bir baraka kurmuş, haykırırmışı “Beşinim bulunacağı yerde kuyruğu olan bir at görmek istiyenler içeri girsin!, Me- raktılardan kuruşu alır, teker teker barakaya sokarmış, Bu at nasıl şey- dir? Sadece, yemliğe kuyruğundan bağ lanmış olan basbayağı, herkesin bil- diği bir at, Fakat deşarr çıkan, baş- kanlr: da kendisi gibi aldınım diye soranlara hiç bir şey demeyip münalı münalı kafa salladığı için açıkgöz bir sürü müşteri bulmuş ve bir hayli pa- Ta varmüş, © Bir adam, gayet çirkin olan karısını bir başkasiyle yakalamış; hiç kızmamış, yalnız höyretle (rakibini süzdükten sonra demiş ki: “Siz, be- nim gibi mecbur da değildinir... Ona saşıyorum!,, 9 Kılın — Galiba sırtımda biri karınca dolaşıyor, şuna baksana... Erkek — Bu dalivereler evlenme- den önce hoştu şimdi sökmez! uharririnden biri ister, Eşer hiç — Neden? — Sözünü kesmemek için! © — Anmeciğim, niçin aslanlaria kaplanları avlarlar? — Mipimini ku- — Öyley- se neden kasabları da avlamıyorlar? © Misafir — Yemekler hakikaten pek nefisti, Çöktanberi bu kadar gü- zel karın deyurmadm, Evin çocuğu — Biz ri A) DAMARLARI le arasında birikmiş olduğuna da i-' #im kendi kendine anlıyamaz, onu an-). cak hekiminiz söyliyebilir, Hekimi- niz bunu haber verinciye kadar şiş- marlığın kalp üzerinde tehlikesini me rak etmeğe bir sebep yoktur, YENİ NEŞRİYAT: YENİ ADAM — Bu haftalık fikir güzetesinin 31/7/041 tarihli 344 üncü sayısı değerli yazılarla çıkmıştır. * PERDE ve SAHNE — Bu Tiyatro ve Sine ma Mecmunsısn Ağustos. mükbası gekmiyter Içimde Dr. M. Belim Mürhet Gerçek, Hikmet İ Beritan Fx, Münif Pehim, Mürkasetiin Pepni, Mümin Ertoğrul, . Galip Arcan, Vaali B. Zo- bu, Kemal Kümil Aktaş ve Pirezan Cemaliniz | yazları vardır. » CEZA VE TEVKİF EVLERİ — Ce- Za ve tevkif evleri umum müdürlüğü tarafından hazırlanmış bir eserdir. Mahkümlarn o mesailerini gösteren resimleri bavidir. Ankara ce- renki zsevi matbaasında basılmıştır, * AYTEN — Burhan Cahidin roma mıdır, 2 inci basılışı, İstanbulda Ga; ret Kitabevi tarafından neşredilmişir, * M.T, A, — Maden Tetkik ve Ara- mn Enstitürü tarafından Öç ayda bir meşredilir, resimli mesleki mecmua - dır, 3/24 sayısı Arkarada çıkmışlır. kesi yağın, aöalenin üzerinde değil, adalenin elyafı arasında birikmesin- dendir, Yağın kalp üzerinde mi yoksa ada- Türk Çacuklarız Kumbaralarınesı tasarrul bomeleriyle deldiren, Tasarrel banaz kumbara, tüleksiz asker göğidir. deri NN Şişkino Köylüleri İş Başında gün en gencinden en ihti- yarına kadar bütün köy halkı büyük meydanda toplan - mıştı. Zira o gün Şişkino köyü Kızlorduya gidecek gönüllüleri geçiriyordu. Altı tane iri yarı de- İikanlının aileleri ve dostları et- rafını sarmıştı. Daha dün bu geçenlerin bir ta- nesi Nikolai Bokov kış mahsulü için toprağını baştan aşağıyâ ça- palamıştı. İvan Kozhkov dün son defa nalbant dükkünındaki vazi - fesine gitmişti. İvan Budinov kö - yün en büyük at meraklısıydı. Bu gençler bugün cepheye, onla” ra analarından babalarından ka - lan toprağın müdafaasına gidiyor Vardı. Köy namına en ihtiyarları 70 yaşındaki Semyon Sidorkin onla- Ta veda etti. — Evlâtlar, dedi, Allah yardım cınız olsun! Hepinizin birer kah- m gibi dövüşeceğinden emi- Pelegeya Nikolayevna; Ivan Rozkov'un annesi gözlerinin yaşı: — tutamadı, büyük bir heyecan- —— Evlâdım, dedi, döğüşürken Istanbul su sporları ajanlığının ter tp ettiği üçüncü yelken teşvik mü- sabakaları dün saat 15 de Moda ko- yunda çok kalabalık bir seyirci küt- lesi önünde ve muntazam bir şekilde yapılmıştır, Yarışlara muhtelif snf lara mensup 29 tekne iştirak etmiş- tir, Bu arada Cümhur Relslmiz Milk Şei İsmet İnönünün mahdumları Ö- mer Erdal İnönü de starbotile müsa- bakalarıma girmiştir. Yarışlar neticesinde Ömer Erdal İnönü büyük bir muvaffakıyet gös“ tererek starbot yarışında birinci ol- muştur. Yarışlarda alman telmik neticeler şunlardır: '. Şarpi sınıfında: Demirspordan Ziya Feyyaz 1,11,44 birinci Galatasaraydan Nedim ikinci, Starbot sınıfında, Erdal İnö- nü 1,1120 birinci, Fenerbahçeden 1.26 ikinci, Kabayole sınıfında, Ariadolu klâbün den Hikmet 1,40,6 birinci, Naci Le- man ikinci, Olimpiyayolelerde: Galatasaraydan Tacettin 12748 birinci, Fenerbahçe- den Tacettin ikinci, Yat sınıfı teknelerde: Galatasaray - dan Avni 128.14 birinci, Musabakalardan öonre su sporları ajanlığı tarafından derece alanlara bayrak ve şilt mükâlarları verilmiş» tir, Aa yarışları At yarışlara bugün de devam €- dilecektir, Bu haftaki koşular daha Yazan: H. 6. Dwight çünkü Amımı Çekil lesinder dolayı mi tasalandığını sor- dum, Sultan Hamit ber vakit — Çeviren; M. ABAŞ artik sahile çok yakındık,|dık, o kadar tasalanmazdım. Aşağıya kaptanı çok düşünceli gördüm. |in de etcufu büktver, ne kadar su al. telgraflardan ve para mese- | maşız?,, : “Baktım, öyle sözüne değecek ka- öyle|dar su görmedim, Makine dairesine şeyler yapardı ki, sebebi belli olmaz. |indim, amma niçin geldiğimi söyle- dı, sonra kinciydi da hs, “Kaptan covap verdi aklımdan bile geçmiyor, sun? İşte beni düşündüren onler, zaman ekmeğimiz yoktu, bize kimse bir şey di: o &ıx, Lökin fırtına sırasında düşünmedim, Bak geminin başı ne kadar slçaldı, O kör gözler şimdi su| heybetli oldu, Kendisinin İnsan ilduğunu ancak ayrılıp gitme» “Amma ne öc olsa İstanbulu gö-| sinden sonra anlar gibi oldum, Lâkin receklerdir, tenekelerin ârkasında çok) itiraf edeyim ki, yanyana fki taş ü- zerinde çömelip konuşurken bana, “Evet amma, kömür piçinç gibidir, | Pelengi Derya'nın âkibetini pek canlı altnda, kömür var,, dedim, mez, Sanra | gibi koşmak, Iombozlara sımsıkı teneke de mıhla- | ya İse, üncek ihtiyar bir adam gibi bunları | yavaş yavaş ilerliyordu... adamın kalkıp gidişi basi bir medim, Yine pek az su vardı. Ora- makineler “Hay Allah iyiliğini versin, Bunlar |isindi, Tuzlu su sebebinden makine - Basra'da İler feni halde bozulmuştu, pek 200- ttımız pencereleri hatırlar mu- |lukla çalışabiliyordu. dı rin asl düşüncesi, “Evimizin kapmı karşımızda açik doğrudur; |duruyordu, biz oraya doğru çocuklar istiyorduk, Pelengi Der» Yanındaki dedi ve hiç farkına varmazsın, öyle| tasvir etmişti, m çeker, öyle su çeker kil, kömür pilâvı olur, ne zararı vari, 'Kaptan güldü. i, Re yapalım, gemide de birladım evinin kapısma Sebep de kör gözleriydi. “Lâfr urmimıya ne hacet? vesselâm, Son dakikaya kadar Çanakkaleye ye- “Eğer sandalları yakmamış Olsay-İtişeceğimizi ummuş, durmuştuk, De- İhtiyar erişemedi, Tefrika No, 6 niz gillikçe Hmanlaşmıştı, O kadar güzeldi ki, ömrümde böylesini gör- medim, Deniz yüzüne aralarındân pi- Fil pır nurlar ışıldıyan mavi mü- cevherler o serpilmişi, o Yakınımızda erguvan rânkli büyük bir ada vardı, üzerinde beyaz beyez evler görünü- yordu. Denizin mavi yaygsı Üzerin- de yelkenliler çocuklar gibi oynaşı- yorlardı. Hava öyle güzel, öyle sakin- 8i ki, askerler artık hiç korkmuyor. lardı, Geminin baş tarafı denize gö- müldüğünün < farkmdaydılar, lâkin kaptan onlara, bunun ehemmiyeti ol- madığını söylemişti, Kaptan bana ne yapacağımı sordu. - Acaba kazan patlamazın diye Sstimi sahıversek miy- di? Düşündük, nihayet böyle yapma” mayı münasip gördük, Ne olsa kars- ya erişebilirdik, etrafımızda gemiler vapurlar yardı. Eğer iştmi salıverir de, imat istersek; geminin içi allak bullak, olurdu, askerler yeniden bâ- şımıza İş açarlardı, çünkü çek saf çocuklardı, Kaptan “ah, şuolar bizi Beyruta uğralmasalardı, şimdiye ka- dar çoktan İstanbula varmış olacak- tek, diyordu, Lâkin içimizi sızlatan İyİ Yazan: Sevim SERTEL TS P'O-R |! Dünkü Deniz Yarışları ÖmerErdal İnönü Starbot Yarışında Birinci Oldu . yi) i “a İY bizim misir tarlalarmı, mantar *opladığın ormanlarımızı, sıcaklar da gidip içinde yüzdüğün, balık tuttuğun küçük ırmağı hatırla. Çocuğun ve torunun için bu toprakları müdafaa etmek bugün sana düşüyor. Bu sözleri takip eden gizek yağ muru altında köy çocuklarını or- duya yolladı. Ve onlar gider git- mez Şişkino da yine herkes iş başına döndü. Köy reisi Şumov: — Bu sene deği, her zamankin den fazla çalışmalıyız. Harbe gi < denlerin yerini doldurmalı, or / cephede aç bı yiz. Kadınlarda faaliyete geçmişti. Eugenia wa ve arkadaş - tarı günlerini traktör jında bu makinelerin nasıl kullanıldığı- nı öğrenmekle geçirmektedirler. Bir Kızı hastabakıcısı köy kızlarına yaralılara nasıl bakacak larmı öğretmektedir. Kollektif çiftlikte gece yarısına kadar çalış maktadırlar. Kuyuların, ahırların ve samanlıkların başına nöbetçi - ler konmuştur. Akşam ile birlikte köy karanlığa ve sessizliğe gömü lür. Yalnız ikide bir duyulan bir ses, nöbetçinin geçen bir yolcu - ya söylediği sözler bu sükütü bo- zar. — Hey orada kim var. uzun mesafelidir. Üçlü bahis için yeni bir çekil tetbik edilmektedir. Birinci ve İkimsi koşularda, aynen çif bahiste olduğu gibi, nümarek biletler alını cak hu şeklide kl kogemun da birincileri v olunduktan sonra bü biletler Gçlâ bahsin sön Koyumunda kazanmak ihtimali olan atın bileti le üçlü bahis kişesinden vebdii edilecektir. İsül bahse bir, öç, beşinci, çifte bahisler ii ve &ş İle düre ve beşinci Gçlü bahis üç dir, beşinci koyülardadır. Bitimi koye: Dört ve daha yukan yayla nal kan Arap at ve kusraklara mahsustur. İştirak edecekler Asaze, Budak, Kismet, Tar. zan, Bora. İkinci Çamlıca kayar: Dört ve daha ye karı yaştaki yefli yarım kan Taglli at ve kısraklara mahsustur. İkramiyesi 519 Vira mesafesi 7409 metredir. Bu koşuya Olga, Ce- sur, Cemile, Neriman iştirak edecektir. Üşüncü Gökrü koysmu; Iki yapındaki yerli anl kan Tngilir taplarına mahsustur, Eştrak edecekler Karabiber, Çöbunkiz, Demet, Müket, Dördüncü Boğaziçi kayusu: Uç ve daha ye karı yaştaki saf kan İncili at ve kosraklara mahmsmter. Teramiyesi 30 litm mesafesi 2400 metredir. Bu koşuya Komisari, Damdi, Ka » rant, Rorzans, Abimesere, Konca ve Misin iştirak edecekeiri bu koyu günün em heyecan hı yarışı olacaktır. Beşinci Büyükada kozumu: Arap at ve hes raklara mahsustur. İştirak edecekler; Borkurt, Mihricaz, Karakaş, Iyek, Bürari, Ge vine, Çağlar. Anlaşma tesirini gösteriyor Klüpler srasmda yapdan anlaşma tesirini göstermiye başlamıştır. Bu arada Gülstassrıydan Cemil istifa- sı geri almıştır. Gündüz ve Bülen- dinde eski klüpleri Galalasıraya dönecekleri söylenmektedir. yine onlardı... Yine birkaç saniye durdu, Lâkin benim tersine dönmüş edebiyat zih- niyetimle bile seziyordum ki, bun- dan maksadı hiç de anlatışma me- Woörumatik bir eda vermek değildi. “Güneş battı, Gece oldu — Yaldıziı, sıcak bir gece, Yıldızların o gözünüş- gömülüp kaynayışını hiç unulamam., Hi merak ettiğim birçok şeyler vardı, husiyle daha fazla bir bekliyordum, Tı vapurun birdenbire baş aşağı sulara dalıp kaybolması gözlerimin önünde tecessüm ederken, ona başka gey sor- mayı uygun görmedim. Biraz sonr kendisi bir şey söyledi amına, bu da benim umduğum değildi. “Toprak,, dedi; “Toprak! Ben a- yaklarının altında toprağı duymak- tan hoşlanırım. Bunun üzerine kalktı, nezaketle selâm verdi, Ayrılıp gitği zaman, gözlerim karanlık Yenicamiin üzerin 86 arılı durun nurdan gemiye dalmiş, öyle kalmıştı, Mİ LR Yarın İkinci Hikâye Paşabahçesi Rİ Mister Churchill Yazan: Sabiha SERTEL ngiliz diplomasi tarihi hiç şüphe yok ki, Cburchii'e büyük bir yer verecektir, Churehili'i birkaç ko lime ile ifade etmek icap ederse, sar- glmaz bir irade, uzağı gören bir çü- ur, realist bir politika kelimeleriyle ifade etmek lüzum, Fransanın yıkılması, Avrupa kıla- sondaki devletlerin birer birer esaret ltma görmesi, Norveç seferinin if- lâsı, Yunanistan destanının acıklı â- İkıbeti, Yugoslav cesaretinin. ezilişi, Atrika kıtasdaki herimetler ve Gi“ ri adasının işgali karşımda hiç sar- n» sılmadan, “vaziyet vahimdir, düşmü: /kavldir, muhtelif sebepler ve hatalar yüzünden zayıfız fakat zafer bizim- âir,, diyebilmek için, mutlaka bir Churchill iradesi lâzım. Daha Chamberisin zamanımda, Pa- şist devletlere yapılan müsamahaları, uzlaşma ve yatıştırma siyasetini teri kit, Sovyetlerle anlaşmıya karşı Po- ey'lerin sslan hücumiyle püzkürltük- leri tezi müdafâa edebilmek, “Sov- yelleri kaybedersek, harbi Kkaybede - tiz, diyebilmek için, Churehüll'in u- 2ağı göten gururu Yizrmdır, Churehilk Ayam Kamarasında “Sovyetler sley- propagandalar ba; Churehill ne müthiş bir nefret yağ- muriyle karşılanmıştı, İspanya mese- Jesinde ademi müdufaaya karşı iti razlarını — dinliyenler komünistlere mi yardım edelim, diye bağırrışlardı, Churehili görüşünü değiştirmedi. İktidar mevkline gelmezden evvel va geldikten sonra, Demekrasilerin yex güne düşmanı kür diye bir Mihza te- reddüt etmedi, Düşmanın: bilen, dülş- manına karşı menfaatlerini seçen ve düşmana karşı müşterek cepheyi yas ayakta düran realist politikacı Chur- ehil'dir, : Mihvece iltihak eden küçük dev- letlere baba gibi “yapma, etme, bu senin zararınadır deyip, vâkm küre şısında “ne yapalım!,, tesvibiyle pi Almanların kene Hess esrarengiz topraklarına inip, muksddes cihadı teklif ettiği “saman; tekyesini gözlerine indirip, "sen bü mu takyeme, anlat, diyebilmek içim Cburehili olmak izm, Sovyet » İngiliz anlaşmasının kar uzağı gören bir litikacr kelimeleriyle zam, Parasız, Yatılı Talebe Alınacak Kayit Müddeti | - 20 Ağustosa Kadardır Ankara, 2 (AA) — Maerif Ves edilmi tebliğ iştir: 1 — Bu sene 915 numaralı kanum mucibince lise ve ortaokullara pöra sız yatılı olarak girecekler için açi lacak müsabaka imtihanlarna girmeli in kayıt muamelesine 1 Am istiyenler: üsten 1041 de başlarıacak, 20 Ağus- to 1941 de şon verilecektir, 2 — Talip olanlarm 20 Ağustas 941 çarşamba akşamma kadar bulunduk- ları yerin ise müdürlüklerine, Nisa olmıyan yerlerde ortaokul müdürlük- lerine ve ortaokul bulunmıyan yer- lerde Maarif Müdürlüklerine müra- esat etmeleri lâzımdır. Müsabaka imtihanları bütün sıf- Jar için çu tarihlerde yuzlu olarak yapılacaktır: a — “Türkçe, edebiyet, 1 EŞl0i Ol pazartesi günü saat 9 da, Mütemetik, 2 Eyidi 1081 salı günü sant 9 da, —— — DÜĞÜN Tkdam easetesi Düymuhererii ve Tetanbul mabunü Abizin Dererin kat Perizet Daverle Musret Metyarın oğlu Zafir Metyatrm dü - önderi dön güslde davselilerin hasuriyie Tai sim gesinocuzda razılmışır.. Memet oses. e VEFAT Tıp Fakültesi Dekan Operatör Kemal Ata» yen validesi Parsa Zehra müpteli oldeğe Bastalıktan kurtulamıyarak rahmeti rahmana detsedilmintir. Kederdide ailesine ve bilcümle ebibba ve dostlarına beyanı tariyet ederiz. Acı Bir Ölüm Hatanbul Şardarma talim taburundan yürkar Mecit Vargın kası 14 yayında Vedik Varız > Gk ww 0 we 00 İ i Ea