TAN»... ares geğestir. 1800 mek (25) Keş, 780 ay | Dünyanın Siyasi anzarası * vw Yeni hükümeti teşkil eden Prens Konoye, ilik kabine içtima” #dan sonra yaptığı beyanatta, mütemadiyen vahameti srtan dün- Ya vaziyetine “karşı koymak üzere İükümetin tesbit etiği hattı ha- Beketin cüretla ve süratle tahak- Kok ettirilmesi için mili varlkta koda söylediği nutukta, cari hâdi- #elerie alikadar çok mühim nok- falara temas etmiştir. 8 — Geseral Yranko da yedi d0- yele meydan, okuyan kati hüküm- etle dolu bir nutuk söylemiştir. İapon Kabinesi: Ye, ilk kahine Içtimamdan son- Za yaptığı kısa beyanatta; müte Teketin cüretle ve süratle tahak kuk ettirilmesi için milli var. kkta esaslı icraat yapmıya 2z- ettiğini söylemiştir. Yeni Harbiye ve Bahriye Na- Zirları hükümete tam ve mut - İak bir müzaherette bulunacak. arm bildirmişler, yeni Harici- Ye Nazırı Amiral Toyoda da, va Zifesini asker olarak ifa etmek #zminde olduğunu ve Japonya Mın harici siyasetinin değişmi - e LİE Yü eti apon Hariciye e kontrolü altında çıkan bir yaze- te dünkü bir makalesinde, Roo . #evelt'in Japonyanm şarkında bir dıvar inşa etmekte olduğu- Nu, Japon menfaatleri için ha- Tekete geçmek zamanı geldiğini Yazmıştır, Diğer cihetten Japon hükü - Yak ilân edilmesini Japon men- tehdit eden bir tedbir olması dolayısiyle, Sovyet bü - kümeti nezdinde protesto et - miştir, Çünking'den gelen bir habe- Ye göre, Çinin bazı bölgelerin - deki Japon kıtaları geri fır, Japonyada 4 tümen sefer , berliğini tamamlamıştır. Bütün bu kıtaların Mançuriye yahut Hindiçiniye sevkedilmeleri ihti- A ingiliz matbuatı, yeni Japon kabinesinde 7 general ve âmi- Zalin bulunmasının, Japonyanın Şeni bir macera arifesinde ol - “duğu hissini vermektedir. Mat » Suokanın çekilişinin, Sovyet-Ja- pon paktı ile alâkası olmakla be- ne SARAN uri it yi bildirilmektedir. “0* yapağı Henüz teeyyüt etmi) bir habere göre kere büz yük mikyasta Japon kıtaları gön a A m nn TERLİYEREK Terlemenin vücude büyük bir bizmeti de, vücudün içinde bi- ve böbreklerin yolundan fıkamıyacak olan maddeleri çı" ktır. Meselâ, şişman vü- £atlerde, cildin altında ve ada” arasında birikmiş olan Yağlar, terle çıkarlar... Bundan dolayı insanın teri haylice yağlı bir maddedir. i İnsanım vücudü, böbreklerin Yolundan çıkamıyan yağları çi- için, mubhitin hararet de- Tecesi fazla olmasa da yine ter- » Vücut her mevsimde, hiç reket etmediği vakit *ok ter çikarır. Vücütleri Bun terkihindeki yağ'ırın da çık ması cildin yumuşak ığı ve gü- #elliği için de lâzımdır. Cilt ter. likçe yum icin süründükleri remler de yağ “ın başka bir sey değildir. Vücudün içinde birikmiş olan farla yoğlar terle çıktıkları için Ve terlemek, şişmanlıktan zayıf: i istiyenlere en iyi vasıta 0- ii 1800 derilmekte," Sovyetlere karşı Mongolistan civarında ihtiyat o larak bulundurulan Japon kıta , Jarı takviye edilmektedir. Japonya hakkında gelen ha - lerden: Yeni Konoye kabine, huzursuzluk ve endişe i- inde, gayri memnun bir vazi . yette intizar halinde bulunan efkârı umumiyeyi avutmak ve askeri partiyi tatmin etmek maksidiyle, kendini büyük bir tehlikeye sokmaksızın ve Ame - rika ile harp haline gelmeksizin askeri bir hareket yapmıya ka « rar vereceği hissi hâsıl olmak * tadır, Bu, Sovyetlere karşı bir hare ket olabilir, Sovyetlere karşı bir harp, sev kiyat bakımından kolay olduğu gibi, böyle bir hareketin Ame Trikanın müdahalesini tevlit etmi yeceği düşünebilir. Ancak, Sovyetlerin şarktaki müstakil ordularının şiddetli mukavemeti ile karşılaşacak o - lan böyle bir tanrruzun muvaf. fakıyet ihtimali az görülmek - tedir, Fakat bu galibiyet tahakkuk etse dahi, asıl hedefi cenubi Pa. sifiğe hâkim olmak olan Japon Yayı tatmin etmiyeceği ve Ame- Tikaya bu bölgede daha kuvvet le yerleşmek ve yeni hava ve de niz üsleri tesis etmek imkimnı vereceği de muhakkaktır. Halifax'ın Nutku: ord Halifaks dün San Fran siskoda söylediği nutukta cari hâdiselerle alâkadar çok mühim noktalara temas etmiştir. Halifaks evvelâ, Hitlerin Sov yetlere karşı açtığı harbe devam ederken İngiltereye, Avrupada kendi hâkimiyetinin tanınması artiyle Ingiltereyi ve Ameri - Ea Tahat bırakacağını bildiren kurnazca bir sulh teklifi yap - masına intizar bileceğini söylemiş ve vereceği teminata itimat eaiz olmıyan Hitlerin tek Mifleri ne olursa olsun bunların Ingiltere hükümeti tarafından reddedileceğini bildirmiştir. Lord Halifaks ayni zamanda diğer mühim ve aktüel bir me, #eleye temas ederek, Ingiltere - nin ve Amerikanın o Passifikte sulhü idame ettirmek için elle rinden gelen her şeyi yapacak - larını ve Japonya ile herhangi bir mücadeleye atılmak arzu sunda ol. larını ve Japonya ile, - diğer alâkadar devletlerin hukukuna riayet etmek şartiy - le - kendisini alâkadar eden me seleler üzerinde anlaşılabileceği ni söylemekle beraber, Inkilte renin, Avrupadaki harp tazyiki altında dahi, Passifikteki hakla rını müdafaadan vazgeçmiyece- fini kat'iyyetle ifade etmiştir. Franco'nun Nutku: Dp general Franco da, ye- di düvele meydan oku . yan, kat'i hükümlerle ve keha - netlerle dolu bir nutuk söyle - miştir, Bütün askeri muvaffakıyeti, Cümhuriyeti ve demokrasiyi mü dafaa eden Ispanyol vatanper- verlerini, mihver devletlerinin yardımı ile, ezmekten ibaret o. Jan yook harbin seyir ve in- kişafından bahsederken, iyi bir esas üzerinde başlamıyan bu harbi müttefiklerin kaybettiği - ni ve Sovyet mukavemet neticeyi değiştirmiyeceğini id dia etmiştir. CArkası 4 üncü sayfada) bütün et kuvvetleri kullanılmış- Müdafaa çok siddetli olmuş- Alman kıtaları düşmana 1 zayiat verdirerek Sovyet lavemetini kırmışlardır. molensk'in zaptı — esnasında sanların zayistı son derece r. andaya yapılan akınlar felsinki, 18 (A.A) — “D.N. Resmi istikbarat ajansı, düş“ İn tavvarelerinin dün mütead- yerlere hücumlarda bulun - ılarını. fakat mühim hasar i- etmediklerini bildirmektedir. hugün bir hava hücumu esna- Ja Fin hava defi tertibatı 4 yet tayysresini düsirmüstür. Belçikalı gönüllüler irüksel, 19 (A. A.) — “DIN. : Bolseviklere karşı yapılan cadeleve istirak edecek Fla- fiİnd ve Valon gönüllü Lefvo- *a kayıt müamelesi muvaffa- stle devam etmektedir. Mimi mand seyyar muharebe teş- dina mensup “Kara Liva, üllü Lefyonuna toptan yazıl- tır. Bu livaya Tollenare ku - ada etmektedir. Valon'lere nee Rexiste hareketinin ba- ia bulunan birçok mühim siyetler gönüllü olarak vazıl- lardır. İri ÜC NESİL - ÜÇ HAYAT DEĞİŞİKLİKLERİ OÜÇER YARIM ASIRLIK SAHNEDE YANYANA GÖSTEREN UFAK TABLOLAR li - YOLCULUK YAZAN: Refik Halid AZİZ DEVRİNDE SAHN un Hırkalşerif semtinde bir konaktayız. Bu konağın uzun duvar. larla çevrilmiş bir bahçesi, bahçesinde, âslan ağzından su dökülen mermer havu - Zu, hattâ, kenarda, üzeri camla kaplı ,0 Za man “limonluk,, , şimdi “ser,, denilen bir de geniş “çiçekliğ, i vardır. & Bahçeli büyük konaklar, bu devirde limonluksuz olmazdı; Avrupa ile temasımız neticesin - de, konaklarda vükelâ, vüzera - ILI üncü Napoleon âdetini takliden , kış çiçekleri» ne merak salmıştı; lâle ve sünbül ile bera” ber yepyeni çiçekler ve nebatlar yetiştiri- liyordu; hususiyle manolyalar ve palmi - yeler üretiliyordu. Hattâ, bugün, yerlerin- de yeller esen o konakların ekseriya yan- gın meydanlarındaki apaçık, Kalakalmış arsalarında tek, tek mahzun ve bakımsız, hâlâ bu ağaçlara rastlanır. Fakat bahçe - lerin &sas ziyneti taflanlar ve mazılar idi; kışın yapraklarını dökmiyen fidanlar! * * gün konakta sefer hazırlığı var: Paşa, Ankaraya vali tayin edilmiş... Ankara neresi? Cehennemin bucağı! Zu- *en bu yeri o isimle anan yok gibidir, ha- Temde ve selâmlıkta hep şu kelimeyi İşi. tiyoruz: Engürü... Ve bir teselli duyulu - Engürü armudu yenilecek! Büyük Hanım daha mühim bir teselli buluyor: “Bu gidiş yarı haç sayılır, Hacı Bayram Veli Hazretlerinin türbesine üzü süreceğizi,, Küçük Hanım, bir gözü bir gö- züne uymıyan renkte, tüylü kediler bula. cak... Mahdum Bey de kıvrım kıvrım ipek tüylü tiftik koçu besliyecek... Lala herkes- ten memnun: Kendisi Çankırılıdır; limon küfü çuha şalvarıyla ve kordonu boyun - 'dan atma gümüş saatiyle hemşerilerine ça. Mp gidilir? Mi gürü'ye nasıl ühim iş, güç iş, belâlı iş: Atlar, kağnılar ve katır sırtıma yerleştirilmiş tahtıravanlar ile, kervan ha- dinde... Kaç günde? Bu mesele mevsim& ve mevsimin kurak, yahut, yağışlı oluşuna tâbidir, Ben diyeyim yirmi gün; siz deyi- ya bir ay! Hangi tarikle? Bolu üzerin . len... İne bine, yata kalka, duraklıya konaklı- ya... Tekerlek gıcırtıları, çan sesleri, at kiş- memeleri, gazel ve türkü nağmeleri İle... A- teşler yakarak, kuzular, kazlar, tavuklar çevirerek, çorba kuzanları kaynatıp yer sofralarına pilâv lengerleri dizerek, banlarda barınıp gâh çadırlarda geceliye. rek, fırsat bulunca köylerde ve kasabalar- da mola vererek, uşaklar, aşçılar, ayvazlar ve zaptiyelerle bu, tam mânasiyle bir “se- fer,, dir. Rahatsız, lâkin heybetli, şanlı, şa'şaalı bir seferi » » Mir bu seferler için zaten teşkilât- lıdır, evvelceden hazırlıklıdır. Me, selâ bütün kap kaçak bakırdandır; hem de uzun ve uzak yolculuklar düşünerek hep- si de, az yer tutsun diye, hesaplı yapıl - mıştır; Tencereler ve sahanlar, birbirle - rinden küçük boyda döğüldüklerinden, iç içe girerler; on kap bir kaba sığar ve en üstteki daha kalın olduğundan ötekileri sapasağlam, bir kasa gibi muhafaza eder. Bakır ibrikler ve güğümler ise semerlerin yanlarma asılıp sarkıtılır. Esas mobilya: Halı, seccade, kilim, ci. cim, çuha ve şilte... Yani keçi kılından ya- pılmış, bir yolu kırçıl, bir yolu siyah “ha- rar,, Jara sımsıkı sardınız ve ağızlarını, çu- valdıza geçirilmiş yerli kınnapla diktiniz mi bırakınız yuvarlansın, yerden yere vu. se) alsin... izererinden manda, arshi bir temas olacaktır. Bulgar Baş- ai tuner, Hi Matsuoka'nın kabineye İÇTİMAİ HAMİT DEYRİNDE SAHNE: İstanbulun Sıraçanebaşı semtinde bir konaktayız. Bu devirde, şekir, gittikçe şarka doğru, Fatih mahallesinden bu yana, Beyazıt tarafına yayılmaktadır. Yeni yap" tarılan konaklarda artık bahçeye hiç ehem. miyet verilmiyor; bahçe yazlık köşklerde ve yalılardadır. Diğer taraftan zamane 8- damları, Yıldız sarayına yakın bulunmak için Nişantaşı ve Maçkayı şenlendiriyor » lar; İstanbul tarafında kapısı her gelene a- çık, mutbağı fabrika gibi işleyip sini sini yemek çıkaran büyük konaklar azalmış, konak rejimi azametinden kaybederek sü. nepeleşmiştir; ayvaz kullanma âdeti kalk» mıştır, 'Tek, nihayet iki uşaklı evler... İn- hitatt Ayvezı küçük görmemeli; ayvaz adedi bir konağın debdebesine mikyastı: Yemek tablalarını onlar taşırdı; pirinç şamdanla- Tı, bakır sinileri, koca koca mangaları Moskof toprağı ve limon kabuğiyle on. lar parlatır, kömürü onlar yakar, mermer avluları onlar yıkar, hamam külhanmı on- lar idare ederdi, Bütün ağır ve süfli hiz - metlere koşulan, hattâ konağın lala, ağa, arabacı ve aşçıbaşı gibi diğer hizmetkârla- rına uşaklık eden de onlardı. Binaenaleyh ayvazı olan konağın adamı, işi, misafiri, İukarası da çok olurdu. Hamit devrinde, Şehzade ve Sultan sa. raylariyle bendegân konakları müstesna, değme erkân, hattâ vükelâ evlerinde er - kek hizmetçi adetleri çok azalmıştı: İki u- şak, bir arabacı, bir seyis, bir bahçivan, iki çırağı, bir aşçı başı ve iki yamağı; yazın yalıya taşınılıyorsa ekseriya arabacı yerine kayıkçılar... Azami kadro bu idi, Haremde ise ancak eski emektar birkaç halayık kal mıştı; bunlara Anadolu kızı birkaç besle. me ve sofra, ütü gibi ince işler için deay- Mıkklı #ki rum hizmetçi ilâve ediniz, tamam- dir. Şimdi bize yine pek fazla görünen bu kadro, Aziz devri konaklarının yaşayışını bilenlere öyle az, şansız gürünürdü ki... ** gün konakta sefer hazırlığı var: Beyefendi Ankaraya vali tayin edil- MİŞ... Ankara neresi? Bereket trenle iki gün. de gidilebilen bir yer amma vilâyetler a- Tasında pek de makbul olanlardan sayılmı- or. Elbette Vandan, Bitlisden iyi... Lâkin İzmir, Halep, ille Hüdavendigir, yani Bur- sa gibi mi ya! Anadolunun göbeğinde ıs $ız, çorak, bakımsız bir kasaba! Yerlisi türkçeyi öyle kaba, “kaf, ı “gayın,, Yapa - rak konuşurlarmış ki, dillerini anlamak zormuş: “İş, derlermiş, ne diyon, sen gizi, Bu devirde İstanbuldan çıkmak, velev ki, memuriyetle de olsa, bir nevi sürgün- Yüktür. Zaten memurlar iki kısma ayrıl - mıştır: Birincisi, hayatlarının sonuna ka - dar, o zamanki tabirle “taşra, ya gitmi - yecek olanlar; ikincisi, ömürleri “taşra,, da geçecek olanlar... Birinci kısım mensupla- rından bir mühimcesi terfi suretiyle bile buldan uzaklaştırıldı mı Padişah gazebine uğramış, sürülmüştür demektir. Birinciler mütemadiyen yerlerinde kalır - lar, ikinciler bir teviye yer değiştirirler . a * sebepledir ki, payitaht kadrosuna dahil bulunanların evleri ve adam. ları seferiliğe müsait ve hazırlıklı değildir. Diğer taraflar eşyalar eski devirdeki pra- sahnare, hattâ ne de heybe var... Bavul da e aMeiyö" Kazım NUR AAlESSY Karyola. ithal e 3 — Mezkür müsabeka Beşik- SERİSİ ŞİMDİKİ DURUM SAHNE. fin Beyoğlu tarafında, Ayazpa- şada ve yedi katlı ve her katı iki dai- reli bir apartımandayız; konak devri ve rejimi sona ermiştir. Bu koskoca apartı - man, geniş görünen salonlarına, sekiz oda, sına rağmen mesaha itibariyle Aziz dev - rinde bahsettiğimiz paşa konağının mermer avlusuna rahatça oturtulabilir, Yeni nes - Yin gözleri o kadar küçüğe, darlığa, bakla sofa, mercimek oda, ev ve apartımana a -I ışmıştır ki, bu binanın bir dairesine girin ce kendisini ucu bucağı bulunmaz bir yer. de farzedebilir ve içinde kaybolmaktan korkar. Hizmetkâr kadrosu ine ine üç buçuğa in- miştir: Bir hizmetçi, bir aşçı bir şolör ve telefon... İşte birkaç yüz bin liralık serve- te sahip olanın işi bunlarla görülür. Sıkı - şmca bakkala, mezeciye, lokantaya, pasta. cıya telefon: - Bir şişe viski, altı şişe soda yolla! - bir düzine dilli sandoviç gönder! - Bir tabak mayonezli istakoz istiyoruz! Batonsale lâzım! Reçel bile şekercilerden küçük kava - nozlarla alınır. Halbuki eski iki devirde yaz, &v hanımlarının elbirliğiyle ve büyük bir fasliyetle reçel ve şurup hazırladıkları bir mevsimdi. Evvelâ frenk üzümü, sonra, sırasiyle çilek, vişne, ahududu, kayısı reçel ve şurupları... Kazan yavrusu tencerelerle ve bütün köşkü dolduran rayihasiyle! Ka- vanozlarla şişeler dolar, üzerleri bembe - yaz, terlemiz tülbentlerle sarılır, iç kilere dizilirdi. KE o gün, apartımanda sefer hazırlığı var: Bay ile Bayan, bir düğün mü. nasebetiyle Ankaraya gidecekler, Ankara neresi? Kapı komşusu! 'Mület yeniden, fakat modern şekilde| sefere daima hazırdır; bir bavul saltanatı| hüküm sürüyor; bavulsuz adam kalma - mıştır. Bay, tarifeye bile bakmadan, An - kara, her gün gidip gelinen bir banliyö imiş kibi evelceden sormuştur; — Saat 19 ile mi gideceğiz, yoksa Toros ile mi? Arık yalnız Ankara için dan dört tren hareket ediyor. Yataklısı, reştoranlısı da var. Yolculük kısalmıştır; hattâ tayyare ile de, göz açıp kapayınca. ya kadar, yeni hükümet merkezine vara- bilirsiniz, Bu hal; ancak, Aziz devrindeki yali paşanın, yol uğrağı bir handa, etli pilâvdan fazla atıştınp yattığı zaman gör- düğü bir korkulu rüya olabilir, Hiçbir frenk eli sürülmeden Anadolu hattına gün de o kadar tren kaldırılması ise Hamit devrindeki vali beyin rüyada görse hayra yoramıyacağı ve hülyasından geçirse çıl - dırdığına hükmedeceği bir hâdise telâkki edilebilir? , * * pr Mösyö Hügnen'in öbür dün - yadaki kaba, kalın ruhu daha 87 şaşkın değildir. Filvâki tren işletmek mu cize göstermek sayılmaz; Balkan millet - lerinin de yaptığı bir iş... Fakat sabık di - rektör gibi bütün dünyayı şaşırtan nokta, olamaz sanılanın pek kolay olabilmesidir. Trenler ise sivil seferberlik yapılmış gibi her gün her tarafta tıklım tıklım dolu, Bay ile Bayanın bavulları hazır... Bun- lar küçüklü büyüklü, halis domuz derisin den, güzel şeylerdir; bir de furgona veri- lecek mâl-armuvar var; gidildiği yerde a- çılınca bir dolap oluverir; içinden elbise - ler, askılarında, ütüleri bozulmadan çıkar; ri arkana, git baloya, at şampanyayı, bak İ s.fana! Anlaşmasının İlk Hayırlı Alâmeti Yazan: Sabiha SERTEL ğrsiz - Sovyet anlaşmasıfi » dan doğan ilk hayırlı al? met, küçük o milletlerin istiklö! lerini kurtarmak için yapıls müşterek teşebbüstür. Sovyet lerle Çekoslovak çinde birbirlerine mı taahhüt etmişlerdir. İlk var dım olarak da Sovyetler Birli &indeki Çekoslovaklardan erd teşkili kararlaştırılmıştır. Birka #ün evvelki ajanslar, Sovye Rusyanın Cekoslovakya, Yuna nistan. Belçika ve Norvec ile si yasi münasebetlerini iadeye ka müddet evvel de Sovyetlerle Pe lonyalılar arasında haşlıyan siya si konuşmaların, Sovyet Rusya - nın prensip itihariyle Polonya - nm istiklâlini fanımesivle neti» altında bulunan ve prop - Emper- yalist olduğu icin, küçük veyr büyük her milletin, her müstem- lekenin istiklâline ve mukadde ratına sahip olmasına taraftardır. Cekoslovakva hücuma uğradıf zaman ve daha evvel, Millete. Cemiyetinde Cekoslovak, Pölon- ya istiklâllerinin. tecavüze kar- si müşterek emniyet ve milteka» bil yardım prensiplerine uyarak, müşterek müdafansını istemisti. Fakat Sovyetlerin bu teşebbüs - leri 6 zaman Fransız Burjuvazi» sinin ve İngiliz hükümetinin müs halefetiyle karşılaşmıştı. Sovyet mümessili: Lifvinov Milletler Cemiyetinde 21 Eylül 1938 de verdiği nutukta Cekos- lovakyanm. Fransa ve Sovyet- lerle mütekabil yardım anlasma- ları mevcut olduğunu söyliyerek Çeklerin hücuma © uğramaları karşısında hu munhedenin tathi- kın; istemişti. Litvinov şöyle di- vordu: “Cenevreyi terketmezden bir iki gün evvel Fransız hükü- meti ilk defa olarak, Cekeslo - vakya hücuma uğradığı takdirde vaziyetimizin ne olacağını sordu, Hükümetim namma kersi i su açik cevabi verdim: “Muahedemiz mucibineo Fran- sa ile beraber Çekoslovakyaya karsi olan vazifemizi ifaya ve yardıma hazırız. Harbiye depari- manımız Fransız ve Cek harbiye departmanının o mümessilleriyle, bu dakika alınması icap eden vaziyetimizin ne olacağı sialine de hükümetim müsbet cevap verdi. Fakat Cekoslovakyanın bü sualine Fransa hiikümeti Tad ce- vabı vermisse, bu bizim kabaha- #imiz değildir... mayı evvelden kararlaştırdığı ein, bu anlaşmaları bozdu. harp zamanında mukavemet göster: meden teslim oldu, Fransanın mağlöbiyefinden sonra bütür Avrupa milletleri birer birer İs &lâ alüna girdiler, Tek devletin. Avrunada hâkimiyetini kurmak emelivle açılan bu harnte, esaret altında yaşıyan milletlerin kur- wn, ancak kfiriik milletleri irrivet ve istiklâl vaadeden yi et blokunun zaf: snrasini | ingiliz > ©. - İLA kE” erirken madiyen takviye Ruslar mağlüp edilmemis olduk- vekili ile Hariciye Nazırı, Kral tarafndan kabul edilecekler ve gerek Mussolini, gerek Kont Ci ano İle uzun mülâkatlarda bulu. nacaklardır. z Bu ziyaret, Bulgaristanı mih - ver devletlerine bağlıyan sami « mi dostluk esasına dayanmakta. dır. Bundan başka Yugoslavya nın infisah: üzerine hâsıl olan va- ziyeti iki devlet adamlarının mü zakere etmeleri münasip görül - müştür, : Alman elçisi Sofyadan ayrıldı Sofya, 19 (A.A) — Şimdiye kadar Almanyanın Bulgaristan elçisi olan Baron Yal bugün Sofyadan ayrılmıştır. Baş- ta Başvekil Filof olduğu halde birçok hükümet ve ordu erkânı kendisini geçirmek üzere istas . yona gelmişlerdir. Singapur'a Gönderilen Takviye Hava Kuvvetleri Singapur, 19 (A.A.) — İngiliz hava kuvvetlerine mensup tay- vare subay ve mürettebatından müteşekkil takviye kuy- vetlerinin bugün İngiltertden sa- men Singapur'a vardıkları res- men bildirilmektedir. dilmemiş bulunmasıdır. Matsuo - kanın çekilmesi Sovyet - Japon dostluk paktiyle muhakkak su - rette alâkadardır» Sovyetlere kar $i takip edilen siyasette bir deği. şiklik olduğu takdirde bu çekiliş daha iyi izah edilmiş olacaktır. - Matsuokanın kabineye girme - miş bulunması, Sovyetler Birli - Biyle münasebetlerin muhakkak surette kesileceği tarzında değil, fakat mihverle olan bağların gev şetilmesi ihtimaliyle de izah edi- lebilir, Çindeki kıtalar kısmen geri alınıyor Çunking, 19 (A.A) — “Reu - ter,, Çunking'deki umumi kana - ate göre, Japonyanın bu şehre karşı bir harekete geçmesi gele- cek yaza kadar berlara? edilmesi mümkün bir keyfiyettir. Bu ka. dar büyük bir teşebbüse geçe - bilmek için yapılması icabeden hazırlıkların epeyce bir Zamana mütevakkıf bulunduğu tebarüz ettirilmektedir. Bundan başka son zamanlarda Çinin hemen he men bütün mınfakalarından bir çok Japon kıtalarınm geri alın - dığırı gösteren alâmetler vardır. Japonyada yapılmakta olan s6- fetberlik hakkında gelen haber . ler 4 fırkanın seferberliğini şim- taş birinel futbol takımı kadro - sunu teşkil eden “hakem rapo- runda hâdisede methaldar olma- dıkları görülen kaleci Mehmet Ali ve müdafi Yavuz Haric,, ©- yuncuların her türlü baka larda klüp ve bölgelerini temsil edememelerine, 4 — Ayni müsabakada karsı taraf okuncularından birinin ta- arruzuna mukabele eden Anks- ra gençler birliği genclik klü - bünden müstafa Gökalp'n da klübünü ve bölgesini keza her türlü müsabakalarda temsil ede- memesine Umum Müdürlükçe karar verilmiştir. 5 — Bu karar, Ankara ve İs- tanbul aa yazılmıştır. Ankara, 19 (A.A) — Arkara reneler birliği futbolcülerinden 20 kisilik bir kefile, Cankırı gençlik klübiyle bir maç yap- mak üzere bugün ya ha- reket etmistir. ma diden bitirmiş olduğunu bildir - mektedir. Çinden geri alınan kıtalarla Ta- ponyada yeniden seferber edi . İen kıtaların şimale veyahut co - nuba doğru yapılacak bir hare - ket için mi kullanılacakları henüz malüm değildir kuvvetleri alan Almanlar, Kief'i ihata edebilmişlerdir. Sehre gi - rebilmiş olan birkac zırhlı'kıta- İsrin gecenlerde Kief'den çıka- rıldığı hatırlardadır. . Ruslar, Kief'i son haddine kadar müda: faa ve tesliminden evvel tahrip etmek azmindedirler. Smolensk'e gelince, bu şehrin zaptı derdesitir. Sınal bakımdan ehemmiyetli olmasından dolayı Smolensk'in isgali Rus müdafa- #sına zarar verebilecek mehiyet- tedir. Maamafih Ruslar, Alinan- ları zaferlerinin esaslı faydala - rından mahrum bırakmak için tahrip siyaetlerini burada da ta- msmen tatbilr etmişlerdir. Alman ve Rumen askerleri arasında gerginlik Moskova, 19 (A.A) — “Reu- ter,, Sovvet istihbarat O bürosu- num bildirdiğine mazaran, Alman ve Rümen askerleri arasında cid- di hir anlaşmazlık mevcuttur. Gecelerin Basarabya mıntaka- sında Harlan civarında bir ih- lâf çıkmıştır. Sarhos bazı Al- man subayları bircok Rumen a8- 'kerini dövmüslerdir. Hiddetle- nen Rümen askerleri Alman kampına ateş açmışlardır. Hâdi seyi haber alan bir Alman piya- de taburu civardaki Rumen birliklerine ateş etmiştir. Her i- ları gibi, Almanların iddla et- tikleri gibi, ricat hainde de de- Rilerdir. Bilâkis Ruslar çok sid detli bir mukavemet göstermek tedirler. Rus başkumandanlığı, Bob- ruisk etrafındaki sol cenahın takviye ederek Almanları püs- kürtmiye devam edebilirse, Al- manlarm Smolensk etrafında iler lemiş olan kıtaları tehlikeli bir vaziyette kalacaklardır. Burada ve baska yerlerde va» ziyet Rus ihtiyatlarının kuvve tine ve bu ihtiyatların icap ede- cek İstikametle İlerleme İmkân. larına pek ziyade bağlı bulun. maktadır, Besarabyada, Alman İlerleme- si kayda lâyık bir sekilde olma- mıştır. Almanlar Kief'e vardık - larını temin ediyorlarsa da Rus- “lar bunları püskürttüklerini bil diriyorlar, Kief'de bu muharebeler de- vam ederken Almanların 120 — 200 kilometre gerilerinde Jito- mir'de de çok şiddetli muhare- beler cereyan etmektedir. Almanların kıtalarını mad- di kuvvetinin pek vakında s6- nuna dayanması cok mümkün dür. Cephedeki Alman askerleri ile Almanyadaki siviller üzerin deki tesir o Zaman vahim ola” caktır.