TAN vw Mares değiştir. 00 Kr. mek (25) Krş | 780 6 Ay danm da Almanyanın yanmda ellere Karşı bildi mesldir. 2 — Almanların İsveçlen geçmi : ai ;| İki Hâdise: İ Sg" yet - Alman harbine ait son gelen haberlere göre; Sovyet kuvvetleri, Vilna civa - Pndan bir gedik açmıya mu - valfak olan Almi Piyade ile irti kesmiye muvaffak olmuşlardır. Diğer ci- etten Sovyet Kıtaları Besa - Tabya, Bukovina ve Karpatlar- da mukabil taarruza geçmişler baxı noktalarda Rumen ara- | sisine şlerdir. Büzünkü flalyan gazeteleri - hin: Alman ordusunun girişti - İ ği yeni muharebede karşılaya - cağı büyük zorlukları mevzuu bahsederek halka “çabuk ve kolay hir zafer,, beklenmemesi- siye etmeleri şayanı dik- kattir, Mösyö Mussolininin Sov yetler cephesine gidecek İtal yan kıtalarm teftişi, Italyanın da bu yeni harbe fiili bir su - rette müdahaleye | başladığını güöstermektedi, Bugün, Sovyet - Alman har- bi üzerine fiili bir tesir yapa- cak mahiyette iki mühim hâ - dise vukua gelmiştir. Bunlardan biri, şimdiye k: yette kalmış olan İsveçin kı di arazisinden Alman askerlerinin Jİ geçmesine müsaade etmesi key >) fiyetidir. Isveç parlâmentesünun bu - gün yaptığı toplantıdan sonra neşredilen resmi tebliğde: Fin - İandaya transit olarak bir fır- ka asker nakli için Almanya ve Finlanda tarafından müsaade istendiği, sv hükümetinin de, hâkimiyetini koruyacak bü- tün tedbirleri almak suretiyle ve parlamentonun tasvibi ile bu talehe muvafakat ettiği bildiril- mektedir, Ikinci hâdise, oFinlandanm Almanyanın yanında Sovyetlere karşı bilfiil harbe girmiş olma- sadır. Finlanda mebusan meclisinin bugünkü toplantısında Devlet Nazırı, bu sabahtanberi danın Sovyet tecavüzle def teşkil ettiğini ve Sovyetle- rin Finlandaya karşı hasmune hareketlerde bulunduğunu kay dederek memleketin omüdafası için bütün askeri tedbirlerin a- lındığını söylemiştir. ndanın harbin başladığı gündenberi müphem kalan va - ILOKMAN: İ o Deniz banyoları keyif için va- bilinen, tabidir ki, sayısı düşü- nülmez.. Fakat bir lüzum üzeri- ne ve denizden deva bulmak İ Yapılırsa, o vakit, sayısmı düşün. | Bek zaruridir... Bununla kaç ban: Yo yapmak lâzım olacağı herkes İçin öneeden kestirilemez. Ancak, banyoları bırakmak lüzumunun alâmetleri söylenilebilir.. Deniz banyolarına başlanıldığı. Nin ilk günlerinde, hattâ ilk İki haftasında, geceleri uykuda çır- binma gelir. Bazıları nezleye tu- tulurlar, Kimisi vücudünde İe- ler döker, kaşıntıya tutulur. niz banyosu ilkin semirtir, fa- kat peklik verdiği çoktur. Bazı ına baş ağrısı verir, vöcüde kt- Tıklık, hattâ biraz ateş getirir. Bazılarının elleri ve ayakları mo- Tarır... Bu slümetler ilk devre- de viicüdün deniz iklimine iyice İ Alışamadığını gösterirler. Müz- Min hastalıklardan ba: Şeniz banyolarının ilk rahatsızlıklar haftalarca sü- Ter... Fakat ne olsa bu ilk dev- *edeki alâmetlere ehemmiyet ve- tilmez... Bir de denize giren ne kadar genc yahut kücük cocuk lursa bu slâmetlerin © kadar sid- li olacağını unutmamalı, me- | MM etmemelidir. ABONE tanklarının - AKIN pi ŞE 2) 2800 Kr,| 400 Kr, 100 , 150 3 Ay Ay ziyeti şimdi başlamıştır. Mösyö Hitlerin harbin ilânını bildiren beyannamesinde Al - man ordusunun Romanya ve Finlanda ordulariyle beraber harbe başlamış olduğunu söyle. diği halde Finlanda kuyvetleri- nin bugüne kadar harekete geç memiş olmaları ve Finlandanm Londra sefirinin Mister Eden'e hükümetinin hitaraf kalmak ar zusunda olduğunu bildirmesi, bu müpbem vaziyeti hâsıl et - mişti, Öyle anlaşılıyor ki, Finlanda hükümeti; Alman kuvvetlerinin | Finlandada kâfi miktarda top - lanmalarına ve mevzi almala tavazzuh etmiye Tina #mkân vermek maksadiyle! muvakkaten bu zahiri bitaraf - lık vaziyetini muhafaza etmek fakat Sovvetler bu- na müsaade etmemek için Fin- landadaki Alman tahaşşüt merkezlerini ve hava üslerini bombardıman etmişler. dir. Ve bu keyfiyet, Finlanda - yı, Almanyanın istediği za « mantlan evvel mecbur etmiştir. Yeni e Cephe: : İman kıtalarının Isveç de- miryollarından istifade ederek süratle Finlandaya gel - meleri ve Finlanda kuvvetleri ile beraber Sovyetlere karşı tanrruza geçmeleri, Leningrat gibi mühim bir şehri ve büyük Sanayi mıntakasını ve Kronştot gibi çok mühim bir deniz üssü- nü tehdit edecek mahiyette ye- ni bir cephe tesis edecektir. Bu cephede Sovyetlerin İki ine nazaran çok daha müsait bir vaziyette oldukları muhakkaktır. Çünkü bu gün meşhur Mannerheim hattına ve tabil hudut vazifesini gören Ladoga gölüne hâkim bulun - maktadırlar. Bundan başka Es - tonya ile beraber diğer iki Bal- tık devleti de Sovyetler câmia- sına dahil olduğu için sol cenah ları tehdide maruz bulunma - müktadır, Bu Baltık devletleri- kuvetlerinin | harbe girmiye| İ İ ne büyük miktarda Alman ki -| talafinm ihracı ise, Sovyetlerin | ları ve deniz kuvvetleri bala - mından Almanlardan üstün bu lunmaları dolayısiyle mümkün görülmemektedir: Bugünkü hâdiseler, Sovyet - lerin ağır zayiatı göze alarak, rafi vaziyet şartlarına Finlanda harbini yaparken, hu- günkü vaziyeti hesap ettiklerini isbat etmektedir. Çok müşkül hir vaziyette ol. ması dolayısiyle Alman kıtala - Tırın topraklarından geçmele - rine müsaade ettiği için bita » rafhık vaziyetini fiili bir suret- te ve Sovyetlerin zararına ol rak ihlâl eden Isveçin bu hare- ketinin Sovyetler tarafından na- sıl karşılanacağı ve bir harp ve- silesi teşkil edip etmiyeceği he- nüz malüm değildir. Amerikanın, Ingiltere ve A- merika için en büyük tehlike teşkil eden Nazizmi mahvetmek için Sovyetlere yardımı hakkın- da müsbet tedbirler alınmıya başlanmıştır. Amerika bankalarındaki 109 milyon dolarlık Sovyet kredisi- (Arkası 4 üncüde EE İİ KAÇ BANYO YAPMALI? İki nihayet dört hafta sonra, o ilk rahatsızlıkların hepsi kay- bolur. Uyku rahatlaşır, nefes ge- nişler, Midenin hazmi kolaylasır. İnsanın kilosu artar... Kanın kır. mızı kürecikleri saydırılırsa bun- ların çoğaldığı anlasılır.. Bu ikin- ci devir, deniz banyolarna alışıl- dığını ve banyoların onlardan beklenilen faydayı o verdikerini gösterir... Fakat hu iyilik devri de çok sürmez. Üç hafta, nihayet dört hafta sonra, türlü türlü rahatsiz. lıklar gene başlar; baş ağrısı, uy- kusuzluk, hsazlık, dermansız. hık gelir. Kimisi baş dönmesine tutulur. Bazılarında mide bozü- lur. Aksamları ateş yükselir... de, deniz banvo- Bu alâmet larının yet anlatırlar. On- ların dili banyolara rahatsızlık artar. Neticesi iyi ol. maz, O alâmetlerden bir kaçı he- lirince, sadece banyoları birak- mak değil, deniz kenarından w- zaklaşmak lâzımdır. Deniz kenarından uzaklaşmıya mecbur olmak can sıkacak bir seydir, ama, ne yapalım ki bu dünyada ebedi (saadet yoktur. Deniz banyoları keyfi bile sürek- li olamaz. Polonyanm taksiminder sonra yeni Sovyet - Alman huduttumu tayin etm ek üzere Brest - Lilowsk'da toplanan Komisyonda Sovyet Komiseri, Alman Gene Şer Rusya ile Almanya ister büyük iki devlet olarak Geopolitik bakımından ister ideoloji noktai nazanın dan tezat halinde idi. Rusya ile Almanya arasında büyük devlet olmak hasebiyle doğan tezatların Sovyetler dev- resinden evvel de geniş bir ta rdır, Büyük harbin se - tetkik edilirken Rus - Alman tezadının bu bâdisede nasıl bir rol oynadığını görmek mümkün değildir. Almanyanın sessiz ve doğru siyaseti ve bu- nü takip eden Yakın Şark ve Balkanlar politikası her zaman Rusya ile Almanya arasinda bü yük uçurumlar vücude getir - r. Hubsburglar Imparatı luğu ile Çarlık arasındaki te - zatları da bu anlaşmamazlık ta- rihinin bir faslı olarak kabul etmek zaruridir. Çünkü, bugün kü Almanya bir yandan Prus- ya siyasetinin bir yandan da A- yusturya siyasetinin varisidir. Nitekim Avusturya ve Prusya da kendilerinden daha evv ayni coğrafya şartları içinde hür küm süren icaplara uymuşlardı. Rusya ile Almanya arasın * daki tezatlar, her zaman Po - lonyanın taksiminden ve Bal - kanlara doğru yürüyüşten son - Ta hât devrelere girmiştir. Bal- kanlara yürüyüş hangi taraf - tan olursa olsun bu tezadı mey- dana çıkmakta gecikmemi; Ister Alman ırkının bir parçası olan Avusturya Balkanlara doğ ru harekete geçsin, ister Çarlık Rusyası... Mücadeleler derhal keskin bir hal almıştır. Tarihi misallerden biri ile daha iyi izah mümkündür, * » 870 senesindeki Avrupa - mn manzarasini gözönüne getiriniz. Ingiltere Almanya İle anl ik Rusya üzerine taar - Tuz arzusundadır. Fakat Prens Bismark İngilterenin bu tekli - fini “Ben av köpeği olamam tabiriyle reddediyor. Hususi Odalar H"> in ne kadar kiziştiğimi gören Mmgilizler arlak ev- velden her türlü *edbirleri Ka- zırlamakla meşguidürler. Bu a- tada Londranm büyük mağaza- larında işçi kızlar müşterilerine şu teklifte bulunmaktadırlar, — Altmış lira mukabilinde a- damlarımız evinizin seçtiğiniz herhangi bir içerisine gazin nüfuz edemiyeceği bir şek le koyacaktır. Düşmanın yapa - cağı herhangi bir “zehirli gaz hücumunda melceiniz hazır bu- Yunacaktır. Bilhassa bir dükkân adamları vasıtasiyle bir günde bütün bir odayı hazırlatabilmekte, böyle- ce evin içindeki şahsın uzun U- zun ustabaşı peşinden koşarak tertibat almasına ihtiyaç bırak- mamaktağır. Bu gazden koruma sistemi aynen Londranın bir çok umu- mi yerlerinde kullanılan usul - dür. B.B.C. rümuzüyle göste - rilen Londra radyo merkezinin binası, Kızılhaç binası bu tarzda tefriş olunan binalardan bir iki- sidir. Hususi evlerdeki odaların göz geçirmemesi için alınan bu ter. Sovyet - Alman Münasebatının Tarihçesi Sovyet - Alman O harbini çıkaran ve zamanını yaklaş- tıran siyasi bir vesika olunteş- tur: Bu vesika 1939 Alman- Sovyet ademi tecavüz mua - hedesidir. landığı zaman iki taraf için mâsum bir sulh vesikası mahiyetini arzeden hu müahede bir yandan 1939 harbinin süratle patla - dan da Sovyet - Alman har. bini tâcil etmiştir. Yazan: Sadri ERTEM zerine Almanya ile Rusya ara - sında on senelik bir ademi te cavüz muahedesi imzalanıyor. Ve bundan bir müddet sonra da Almanya Şarktaki hudutla - rından emin olduğu için Fram- sa İle harp ediyor. Malöm o - Jan şekilde galip geliyor. 1876 da Çarlık Rusyası Osmanlı İm- paratorluğu ile harp ediyor gs İip geliyor. Balkanlara doğru nüfuzunu kuvvetlendiren Ayas- tafanos müushedesini âdeta dik- te ettiriyor. Fökat Balkanlara doğru ya - pılan bu hareket” Almanyanın Balkan ve Yakın Şark davaları ile tezat halindedir. Daha doğ- rusu Berlin muaheğesi imza - ık iki devlet arasındaki münasebet (gittikçe me yeni hudul hukkında hükümelinin noktui nazarını söylüyor soğumaktadır. Siyasi münsse « betler soğumakla kalmıyor. Bü- yük harbi doğuran ittifaklar po Jitikasıni da ortaya çıkarıyor. Büyük devlet olarak bu iki te - şekkül böylece her zaman karşı karşıyı r. Bügün de man - zara bundan başka değildir. e at deoloji bakımından ise Sov yet Rusya ile Almanya a « Tasında büyük tezatlar vardır. Bu tezatlar yalnız felsefi ka - naatlerden ibaret, kalmamıştır, Bu felsefi kanaatler evvelâ, an- tikomintern paktla diplomatik bir hüviyet almış, dah üçlü pakt ile yeni dünya niza - mının coğrafyası tayin ve tah - dit edilmiştir. Bu suretle ideo- lojik tezat, devletlerin siyasi İaaliyetleri arasına girmiştir. Bu saydığımız sebepler dolayısiyle © ge çilemez bir hâdise idi. Fakat bu muharebeyi sürükleyip inden çıkaran ve zamanımı yaklaştıran siyasi bir vesika olmuştur. Bu vesika 24 Ağustos 1939 Alman - Sovyet ademi tecavüz muahedesidir. İmzalandığı vakit iki taraf i- çin de musum bir sulh vesikası mahiyetini arzeden bu muahede bir yandan 1939 harbinin sürat- le patlamasma yol açmış, bir yandan da Sovyet - Alman har- bini tacil etmistir. 1939 harbinin süratle patla- masına sebep olmuştur. Çünkü Almanya şark hudutlarını emni. yet altına almasaydı, bu harbe o kadar kolay kolay başlıyamı- yacaktı, Halbuki ademi tecavüz paktı Almanyanın 2400 kilometrelik bir cephede serbest kalmasını temin etti. * demi tecavüz vesikası da her müahede gibi imza- landığı zamanın haleti ruhivesi. ni ifşa oder. Bunun için imzala- nan muahodevi harp takip etti. Yazan: Sevim SERTEL tibatta aşağıdaki levazma ikti- yaç vardır. 1— Iki tarafına tel örgüler ge çirilmiş bataniyeler, o bunlar ya dış tarafına takı - ir. 2 — Kolaylıkla takılıp çıka - rılabilen yelken bezleri iç ta - Taftan camlara takılır, 3 -« Dört tarafına ince tahta çerçeveler takılmış yelken bez - leri iyice gergin olarak odalar. daki ateş yerlerinin önüne kö- nur, 4 — Yerdeki tahtaların, ka- lorifer deliklerinin, tavan ve dwarlardaki çatlakların arası icap eden evsafla iyice doldu - rulur. 5 — Kapı afalıklarma ica- bında çıkarılabilen pamuklu bez ler takılır. Bu tertibat dışarıya atılan ga zin içeriye girmesine mâni ol » duğu gibi oğadakilerr düşen bombaların tesiriyle oraya bu - Yaya fırliyan enkazdan da mu - hafaza eder, xa Ordu İle Gider hususi Muhbirler o gazeleci göndere“ rek olup bitenleri haber almak meselesi epey zaman €v- velee başlamış ise de bu usul bir harpten sonra bilhassa te - kâmül etmiştir. Bu hususta en ziyade Almanlar herkesi bastır- mışlardır. Alman ordularının cepheler - deki muvaffakıyetlerini halka gösterebilmek için Alman pro paganda teşkilâtı birçok tecrü - beli gezetecileri toplamış bun - lara üniforma giydirerek orduy la birlikte cepheye göndermiş - tir. Bu muhbirler dört kısımdır. Bifincisi havadis toplıyan âdi Bu haleti ruhiye harbin sartla-! rına göre, süratle tahavvüller kaydetti: Eğer harp muahedeyi imzalayanların tasavvur ettiği şekilde devam etseydi, belki #-| demi tecavüz muahedesi daha cok muâmmer olurdu. Fakât muammer olamadı Çünkü iki tarafı da muahedeyi imzalamıya sevkeden âmillerin| üstündeki siş tabakası birdenbi- re kâlktı ve hakiki manzara or. tava çıktı. Ademi tecavüz müua- hedesi şöyle bir haleti ruhivenin tesiri altında imzalanmıştı; suretiyle almak garp cephesinde çetin bir harbe girmiye kalktı. si Bu çetin harpte sark hudut. niyet altına larının emniyetini temin etmek bir çok müsaadekirlıklara de- ğerdi, Baltık devletlerinin ta- mamının, Polonyanın yarısının, çeyrekte bi Sovyetlere terki bu şartla; de bir zaruretti. Sovyt Rusya da şöle bir ha- leti ruhiye hüküm sürüyordu Kapitalist tezat en keskin had- dine gelmelidir. Almanya Sov- yetlerin can düşmanıdır. Fakat kapitalizmin kalesine yapılacak hücumda ona taarruz imkânını vermelidir. | Sarktan emin olursa garp cep- hesinde mücadeleye devam e- der. O halde bu ademi tecavüz muahedesi yerindedir. Mushede bu karşılıklı haleti ruhiyeler İ- çinde imzalandı. Fakat yeni teknikli harp, Ya- ni hava ve motörlü kuvvetlerin işbirliği ile yapılan muharebö- ler harbin istikametini derhal değiştirdi. Harbin bilhassa Fran Sadaki tecellisi muahedeyi im- zalıyanlar için âdeta bir sürvriz oldu. Almanya Fransada bu ka- dar çabuk muvaffak olacağını tahmin etmemişti. Eğer tahmin etseydi, Sovyet Rusyaya bu kadar müsaadekâr ” | cemiyetlerin inkişaf sı davranır miydi? poz ahi mağlübiyeti Sovyet Rusya için de bir Sürpriz oldu; eğer bu vaziyeti tahmin etmiş olsaydı, bütün Al. man kuvvetlerini kendi hudut- larında süratle toplanmıya mü- saade eder miydi? Ademi tecavüz muahedesi Fransa mağlübivetinden sonra her iki taraf için tabii bir se- kilde “samimi itimatsızlık” ha- vası yarattı. Artık bu vesika ye. ni şartlara tetabuk etmiyor, iki tarafın arasındaki tezatları ber. taraf edemiyordu. Nitekim Alman kuvvetleri ce- nubu şarki Avrupaya teveccüh ettiği zaman Sovyetlerin fiili bir müdahalesi olmamış ise de bu hareketi tasvip eder mahiyet te de Sovvet mahfillerinde mü- talealar beyan edilmemiştir. Hülâsa, 1939 sdemi tecavüz paktı Avrupa harbini, Avrupa harbinin sürprizleri de Sovyet-| Alman harbini intaç etti. Bu sebepten 1939 ademi te- cavüz munhedesine harbi uzak- laştıran değil vaklaştıran bir ve- sika demek daha doğru olur. YENI NEŞRİYAT : N DEMİRYOLLARI DERGİSİ — 152 inci sayısı mesleğe alt yazı ve resim- lerle neşredilmiştir. Bu sayıya Demir yollariyle yolcu ve bagaj, beynelmi- İlel nakliyatmdn reddiyat ve ta; nalın tevzline alt bir anlaşma ilâve edilmiştir. İLK ÖĞRETİM — Maarıf Vekili #i tarafından. neşredilir, haftalık öğ- retmen ve eğitmen geretesldir. 87 ir. ci saymı resimli ve faydalı çıkmıştır. ARKADAŞ — En İyi çocuk mec- muasıdır. 17 İnel sayet çekmiştir. muhbirler, ikincisi bu havadis - leri vakaların resimlerini - alan fotoğrafçılar ve onların sinema- Sını alan sinema mubbirleri, ha- vadis muğıbirleri yanlarında bi- rer radyo ahizesi taşımaktadır- lar. Ve harp olurken oracıkta olanları birer birer anlatmak - tadırlar. Yotoğrafçılara ve fümcilere gelince; onlar da canlarını a - EZ İstikbali Görebilmek Meseles' Yazan: Sabiha SERTEL Ss i makale rirle; değişmeleri yazan müulyar. hadiselerin süratle karşısında bir gün evvel söylediklerinin -ertesi gün | tam zıddiyle karuılaşiyorlar, Bun» in bir çok gizli dö- erelerinden, harbin b im olmasına rağmen ha- tesadüflerin tekniğe dahi hi- yanet ederek haska sekilde saflarının tesiri yok değildir. Fa- kat, hadisatı tayinde muharrirle, noksan, badiselerin münasebelini tayinde kullandıkları ölçünün noksanıdır. Harp, bir gaye değildir. Harp. muayyen gayelere varmak icin kullanılan vasıtadır. Harp, eemir vetlerin inkisafında çarpışan Zd. halletmez, muayyen «in harbe giren gruplardan han- gisi galip gelirse, ölekisinin a- leyhine olarak kendi menfnatleri. ni te is rin içindeki zıddiyetleri azalta- cağı yerde çoğaltır. 1914 harbi d hükümetlerini, yeti, ortaya bir mağlüp milletler tezadı çıkardığı gibi, 1914 ten 1939 a kadar olan bu devre, iktisadi o buhranlar, yeni harp hazırlıkları, menfaatleri te zat halinde olan emperyalist devletlerin dünyayı yeni bastan taksimi için hir hazırlık devresi olmuştur. Buzünkü harp sade- ce bir dünyayı taksim değildir. Bazı devletlere göre, tezatları iktisadi ayrılıkları kaldırıp bütün dünyayı bir tek devletin ii imiyeti altına o vermekle halledilecektir. Bazılarına göre, lıpların yerlerini yeni kalıplara terketmesi hadisesi tayin edecek, tir. Bu yeni kalıplar ise, cebren, zor ile cemiyetlere kabul ettirile. cek Tring mağazasından alına- cak gömlekler değildir. Tekâmti. lün, cemiyetleri nereye götürdü günü, bugünkü harp komünikele. rine, galip veya harpte mağlüp ra bakarik tavine kalkar- sak, siyasi muharrirlerin bir gün söylediklerinin tam zıddiyle kar- sılaşmaları gavet tabii olur. Düne kadar Bolşevizme man olan İngilterenin, Amerikanın, Sovs yetler cephesinde yer alışına hay- ret edenler, dün Sovyetlerle Al manlarin aralarında ademi ter vüz paktı imzalamalarının sebe bini anlıyamıyanlar, bugün Sov- yet Alman harbi karsısında sasi ranlar, bu tekâmül se: taki hadiselerle değil, deki tezatlarla ölçerlerse, hayret ederek bir sey olmadığını anlar» lar. İstikhali görebilmek icin sa- tıhtaki köpüklere değil, cemiyes indeki buhranlara, bu buh- 1 idare eden kanunlara, bu zıddiyetlerin çar» vışmasında tekümülün takip etti, Zi seyre ve sıçramalara bakmak lâzımdır. Tekâm kanunların, seyri- ni, sıçramalarını tank ve miti yöz değistirmez. Harp, zıddiyet- lün seyrini süratlendirir. Simdi- ye kadar harp muayyen toprak» lar icin acılmıs bir harpti. Şim- di tekâmülü | hızlandıracak bir ahiyet almıstır. Fakat neticeyi İli seyri sakiz Göleli Islah Evleri İçin feni Karar ğızlarına takarak patlıyan top- Jarın, kaçan, ilerliyen ordula rın resimlerini almaktadır. Bu sinema ( fotoğrafçılarından bir tanesinin aldığı resim bilhassa bi enteresandır. Bunu müm - ün olduğu kadar tasvire çalı - sacağım. Bu filmin başında bir (otoğ- rafçı elinde taakinesiyle bers ber bir yanden bir yena kos ınakta birçok resimler almakta dır. Bu esnsda müthiş bir infi- lâk olur ve fotoğrafçı da dahil olduğu Halde o meydanda bü - lunarı herkes havaya uçar, Fa - kat yukarı tepede bulunan diğer bir fotoğrafçı bu sahneyi de a) nuştır. Ve işte şimdi onun bu filmini göstermektedirler. Görülüynr ki, gün geçtikçe muhabirlik yeni yeni safhalara girmektedir. Almanyanın bu ye ni tip muhabirlerine Pike çocuk ları denmektedir. Ankara, 28 (TAN) — 3500 mü» maral, kanun ile iş esası üzerine müesses ceza evlerine mütedavil sermaye verilmiş ve bu müesse- selerdeki mahkümların geniş öl cüde çalıştırılması temin olun- muştu. Fakat ceza evlerinden ta- mamen farklı bir mücssese olar ıslah evleri hakkında bu kanun da hüküm olmadığından, ıslak evlerinde demireilik, marangoz» luk ve dikiş atölyeleri tesis olun: masına rağmen buradaki mah - kümların esaslı ve verimli bi sekilde calıstırılmasına oİmkâr bulunmamaktadır. Bu kücük mahkümların tahliyelerinde ha “atlarmı maddi bakimdan dat tanzime imkân verecek bir ser maye edinmiş olmaları da göze bilerek ıslah evlerinin de müte davil sermaye ile yapacakları is ler dolayısiyle hükmi şahsivet haiz bulunmaları derpis edilmiş tir, .