Memleket Hamlesi Belde, Gümhuriyet İnkılâbının Bu Hamlesi Sayesinde Kâğıt ve İle, Geniş Bir İnkişafa Mazhar Olmuştur İzmite, Bugünkü Hayatiyeti İnkılâp kün olamafıtır. Sümer Bank umum müdürü Bay Burhan Zih- ni Sanus, 26 - 10 - 940 tarihli gazetelerde intişar eden beyana- “— İzmittöki ikinci kâğıt fab- Mekik ğ aya kadar faaliyete Mia” Ne fayda ki Sümer Bank w- mum müdürünün müjdesi, se- kiz aylık bir zamanın müruruna rağmen yaren vir edememiştir? oruz ki, bu vaat, bir BA bâit, ol olmaktan kurtula - Röportajları Vermiştir -5 KA zmit körlezi yer yüzünün &n verimli balık tarlalarin- dan biri. Bilhassa kefallar em- Sellüloz Fabrikaları “ğix ir himmet ile, temi te, büyük mikyasta balık endü: risi kurmak mümkün. Hatti alâ- kadar mütahassıslar buraya g€- lerek tetkikler yapmıslar ve İk- tisat Vekâletine etraflı bir Ta po rda vermişler. Rapor. ne olmus? Bilmiyorum. Fakat, ha- len bir netice çıkmamış olduğu” na nazaran, tasavvurla fiil ara- sındaki mesafe giderilmemiş de- mektir! Kaybedilen zamanlara, acımamak mümkün değil! Gerek mütahassısların tetkik- lerine, gerek tarafımızdan vapı"* Jan incelemelere göre, İzmitten Ankaraya canlı balık nakletmek dahi kabildir. Bu husus için, Al- manyadan, “beheri ile otuz kilo balık götürülebilen ve ücuz bir fiyat ile satılan fıçılar imâl olun- maktadır, Azami on bin liralık bir ser- gök Kâğul fabrikaları heyeti umumiyesinin denizden görünüşü mave ve küçük bir teskilât ile bu ppt eski adı ile İzmi - tin mazisi tâ Romalılar devrine kadar dayanıyor. Kör- fezin kıyılarından başlıyan, yas- landığı dağın tepesinde nihâyet bulan şehir, ilk çağlarda bile, küçük Asyanın en büyük bel- delerinden biri imiş. Nikomedya'nın hududunu çi- #en surlar, bugün, kismen mev- cut, Müzeler idaresi tarafından yapılan araştırmalarda, bir çok €ski eserler bulunmuş. Bunların arasında, lâhitler, sütun taşları, vazolar,. topraktan mamul İtri- vat şişeleri, altın ziynet eşyası ve paralar bile var. Romanın ikiye ayrılmasından sonra Bizans İmparatorluğuna tâbi olan, uzun müddet Tekfur- lar idaresi altında yaşayan $e- hir, Sultan Orhan tarafından fet- hedilmiş. Osmanlı Padişahı te- pedeki manastırı camiye çevir - şmiş. Asırlara mukavemet ede- miyen bu bina, şimdi mevcut de- Bil Onun yerinde, muazzam bir çinar ağacının gölgesine sıfman ahşap bir mescit var. Fakat, av- Jude, tâ Bizans devrinden kal- ma bir vaftiz taşı duruyor. RE vaycte nazaran, bunu, Sultan Or- han bâsasağı cevirmiş: - Bundan böyle musalla ta- “ olsun', Demis. » Asırlar, uzun bir tarihi yada sahip olan bu taşı tahrip edeme- miş. Yalnız iki yerinden oyul - mus! Çünkü, bazı mütecessis in- Sanların şu merakına kurban git- miş Acaba içinde define var ie *x it Osmanlı İmparatorlu- &u devrinde de ehemmiyetli bir belde haysiyeti ile yaşamış. Adına, Başvekâlet arşiv dairesin- de bulunan devlet vesikalarında $ik sık rastlanıyor, Neden? Çünkü, Marmara niz birleştirilmek me ie - banca gölünden geçen bir kanal Yapılacak imiş. Amma, “Padi- sahi Zaman,, ın ömrü vefa eyle- memiş ve bu proje vesikaları ile | Pinazza Mina'ya çepeçevre bir göz gezdiriniz. çıkan en dar sokağa dalınız. Bu- Sonra meydana rada şimal Amerikasının yıldızlı, rTüzgürda patırdadığını görürsünüz. Burası . Ama durmayın yürü- fonun Amerika konsoloshanesidir. yün. Hotel de France'ın önünden dana çıkarsınız. Yolunuza devam ananın kilisesini göreceksiniz. Onum yanı başında da bir kahvehane, İşte burası “Milletler kahve - hanesi” dir. Üzerinde taban tepi sokak ta; Cadiz'in en meşhur en dan biridir. Diyelim ki, kahveye akşam saat beşte vardı - nız. Müşteriler daha seyrektir, Geniş salonun yüz lerce sütunu etrafına sıralanan masalar bomboş gibidir. Garsonlar sinek avlamaktadırlar. Bir yaz sonu, hem de koca bir kuraklık ve koca bir kıtlık senesinin yaz sonuydu. Tamtakır kahve- kanenin izbe bir köşesinde, dört kişi başbaşa ver- miş, hoş beş edip duruyorlardı. * Onlardan biri Leon Goüzalez, card, üçüncüsü George Manfred, Thery idi. Ve o bazan Salmon diye anılırdı. Bu dördünün içinde Thery'yi dime lüzum yoktur. Onu tanımıyan mı var? Gi - dip polis kuyudatını karıştırırsak kiz vaziyette şerinin bir faslını bu zatı tetkike Tadı tepeden tırnağa kadar yekpare olatak yal- mız kendi değil, fakat teker teker kulağı, burnu, küğitları sim, ölesi berisi sayfalar dolusu meseleyi başarmak işten bile de- YAN SİNEMA DİYARINDA Daima Tezli Filmler Çeviren Bir Artist: JANE BRİEN Jane Brien Gümüş Gömlekliler filminde er film çeviren artisti bir) Jane Holliwuttaki vazifesine ımmış resmine raslarız. Onlardan bazılarında önden alınmış, matruş ablak bir çeh-| başka Fe, bazılarında da yandan alınmış gür sakallı Bir sima görünür ve bu çeşit çeşit resimler, bin bir Fenge giren bu adamın birkaç maşkesidir. Florence'deki Anthropologie müessesesi müdü- rü Signor P. Mantegazza o meşhur ve malüm e- bilki tarihe intikal etmiş. ildir. izmit körfezinin tâ nihayetin-| “.kat bi i de bulunan bir yerin adı Çuha*| nasa biz Kac Bimmet erbe- hane. Burası, memleketimizin Semih AĞLI sanaileşmek davasında “adı ge çen bir mahal. Amma, ne fay- la ki endüstrileşmek (O hamlele- eğit, 2 rinden birini teskil eden ba cw | Türkiyenin Siyaseti ha ve şayak fabrikası kapanmak - Başı 3 ünetde) tan değil, hattâ kaybolmaktan kurtulamamış! Bugün, müesse- m eser bile kalmamış! Tarihi yadına, ancak Çuhahane ismi tercüman oluyor! İzmit vilâyet konağı, İmpara- torluk devrindeki oşimendüfer inşaiyeciliği bakımından, mühim bir vâk:ayı tebarüz ettirmekte: 1871 sepösinde Sultan Ab- dülâziz Haydarpaşa » İzmit de- miryolunun yapılmasını “fer - man buyurmuş!,, İse başlanmış. Padişah İzmi- te gelmiş, bu kasrt insa ettirmiş. Bütün gün, elinde dürbün, erkân minderine kurulan Sultan Ab- dülüziz güzergâha ait faaliyetle- ri seyredermiş. Hattâ, bir kere, ameliyatın yavaş ilerlemesine sinirlenmiş, yerinden fırladığı gibi, solüğu işçilerin yanında al- mi$ “— Verin bana şu kazmayı!,, Demiş, böylece ameleyi şev- kö getirmiş! Demiryolu, 1877 senesinde İz-! mite varmıştır. Bu hat, devlet eli ve sermavesi ile yapılan ilk simendiler hattıdır. yiyin eee izmite, bugünkü hayatiyetini veren, Cümhuriyet inkılâ- bın sanayileşmek hamlesidir. Bel de, birinci ve ikinci kâğıt ve sel- lüloz fabrikaları ile, geniş “bir inkişafa mazhar olmuştur. Birinci kâğıt fabrikası, 1936 senesinde işlemeğe ( başlamış, memleketimiz kâğıt ihtiyacının yarısını karşılamıştır. İkinci kâ- ât fabrikas da açılabildiği tak- dirde, hariçten kâğıt ithaline lüzum kalmıyacaktır. radan, dört seneden fazla bir zaman geçtiği halde - birinci kâ- ğıt fabrikası inşaatının 20 ayda bitirilmesine rağmen - bu, müm-İ yoktur. İngiltere için & DÜRÜST ADAM EDGAR WALLACE . çizgili bayra - geçin bir mey- edin. Meryem miş olduğunuz İşgal etmiş, ve cai Fakat, a-|* Yazan alâkalı değildirler. Hür, müsta- kil siyasetleri vardır. Bu siyaset dolayısiyle ayaktadırlar. Bir misal olarak Türkiyeyi ala. ım: Türkive Cümhuriyeti İngil- tere ile mütlefiktir, Cünkü İngil terenin büyük harpten sonra ar- tık Türkiye topraklarmdan alaca. ğı bir sey kalmamıştır. Bilâkis Türkiyenin kuvvetli olması onun menfaati iktizasındandır. Bu se. bepten Türkiye tecavüze e &i takdirde ona yardım etmek İn- siliz politikasının basiretini gös- terir.. İngiltere ile olan mü- nasebetimizi, müstakil bir siya- setin İngiltere ile muvazi olan noktasını böylece tesbit mümkün dür. Müstakil siyaset sahibi olan Türkiye tecavüzün ve müdafa- nın şartlarını da kendisi tayin e- decektir. Müstakil sivasetin bü- yük orijinslitesi de buradadır, Bu hal, dünyanın gözü önünde böylece cereyan etmiştir, Türkiye demokratlar kampın- da bülunan İngiltere ile bu nevi bir münasebet tesis ederken, beri tarafta Almanya ile de dost mü- nasebetler idame etmiştir. Son ahlaşma ile bu münasebetler da- ha faydalı safhalara girecektir. Türkiye ile Almanya arasında te. zat yoktur. Çünkü Türkiyenin prensipleri malümdur. Almanya. nın da şarkta ve Türkiyede da- vası olmadığına göre bizi alâka- dar eden bir taraf kalmıyor de mektir, Revizyonumuzu daha Ri yapmiş olmakla milli birliğin raa- asırı her gün daha iyi anlıyan bir milletiz. Ancak Almanya ile İngiltere a- rasmdaki muharebe büyük em- peryalist davalardan çıkmakta. dır. Bu tezatta Türkiyenin rolü ni avcılığını meslek edinmiş olan eski sokakların-| Lara onu, berikilerin kendi öz karılarından ziyade yara İzini elliyor, heler varmış gibi, ikineisi Pole - soğuncusu da uzun boylu tak: | salez; tri ve kun! cart, sakalına kır. hazretin ön s6 e sapsızlar âle mesleklerinin en Manfred hastetmiştir. O- — “Şu Ruslar iemiz man teferrüat tanıtıp ezberletmiştir. Şaka değil ona-Thery derlerdi. İşte üç yabancının dördüncüsü olan bu eski ta- Bıdık, orsda masada otururken, pürge g'bi kıllı kaşlarını düzeltiyor. Çenesindeki başını kaşıyor, sü- , sanki altındaki sandalyede iğ- yerinde bir sağa bir sola vazi- yet değiştiriyordu. Bu oynanış ve kıpırdayışların topu birden, kendisine oturmadan sıkılıp ne halt Bre şaşırmış ol - duğunu isbat ediyordu. Evet orada oturanlardan ha falk olanların huzurunda t yapılı, ni Mim iğ Şen düşmüş, tek gözlüklü Manfred, minin pek tanınmış elebaşıların- değillerdi, fakat işinin ehli ve erbabı olmak olmak ta başka şeylerdir."Bu a- mara her biri, biraz ötede görüleceği gibi, dişlek kodamanlarındandılar. önünde yayılı duran Heraldöo di Mad- rid gazetesini durdu büktü masanın üzerine şak lattı. Tek gözlüğünü kar gibi beyaz mendiliyle sildi. Ve sessizcesine güldü; ne tuhaf şeyler,, dedi. Poiccart kaşlarını çattı. “Simdi de kim?.. Dive- Tek elini gazeleve uzatlı. gayesi vardır. Meşhur ol- mak, zengin olmak, bir zevki tat min etmek ve saire. Fakat Holli- vut film diyarında sade vö $a- de tezli filmler çevirmek için bulunan yegâne -genç kadın ar- tst Jane Brlen'dir. Jane aslında bir içtimalyat doktorudur. Kendisi üniversite de tahsilini yaparken içtimaiyat | ilminin cemiyet üzerinde mü- essir olması için kullanılabilecek en en. iyi yasıtlardan birinin de tezli filmler “çevirmek — olduğu kanaatine gelmiştir. Ayni zamanda ansdan doğmu bir San'atkâr olan Jane, gayet kolaylıkla sinemaya intisap ede- bilmiştir. Yalnız kontratını yap- madan evvel sinema kumpanya- sınm müdürüne maksadını ân - latmış ve yalnız tezli filmlerde sol almayı şart Okoşmuştur. Jane'nin san'atteki kabiliyetine ve tahsile hayran-olan müdür bu şarlları derhal kabul etmiş- tir. nm ——— —— kadar Almanya için de bitaraf- tir. Türkiye - İngiltere muahede- sini Türkiye siyaseti, Türkiye prensipleri dahilinde mütalea et- melidir. Yoksa İngiliz Impaa- olduğu! ,İNe yapmak torluk zaviyesinden ve imparator Tuğun müdafaası manasında. bir) İngiliz . Türk münasebeti ve mu- ahedesi mevcut değildir. Almanya ile onlan: münasebe- *imiz de vine milli Türk siyaseti bakımından müfalea edilmelidir. Hadiseler bu şekilde mütalea e- dilince Türkiyenin bir taraftan niçin İngiltere ile müttefik ve ni. cin Almanya ile ademi tecavüz munahedesi imza eden bir devlet olduğu meydana çıkar. Türkiye- nin siyasetini Türk zaviyesinden mütslea etmelidir. — Çenup eysletlerinin bir valisi — Öldürüldü mü? Manfred'in bıyıkları istihzah bir sürü öömeiz Şimdiye kadar bombayla kim öldürülebildi ki? Evet! Malüm! Hep yayılıp yayı: lıp durulur, Fakat ne kaba saba is. Aman ne ipti dai metot, bir şehri almak için onu maynla uçurmıya benziyor, Şehir duvarı yıkılmasına yr- kılır, ama olur a, Gider düşmanını da öldrüüp 8- titredi: — Adam sende! tar. acelesiz, ve sakin, telgrafı yavaş yavaş Pioccart dikkatle okuyordu. Onun âdeti, leydi: “Prens tehlikeli surette yaralandı, ve caninin bir kolu uçtu... Burada Poiccard dudaklarını istihfafla büzdü. Gonsalez hiç tek dur mıyan ellerini hızlı hızlı açıp kapıyarak sinirlen- ini belirtiyordu. lanfved başını Gonsalez'e doğru eğerek: “Bu hal, arkadaşımızın vicdan azabını anlalıyor!,, der- ken Gonsalez atıldı: “— Yok! Yok! Yanılıyorsunuz. Poiccart, ben: Yapmayın etmeyin diye az mı yır- tındım. Fakat dinlemediler. Enti püften bir şeydi Ben de Madritteydim. Barcelon'daki bir fabrika- da çalışıyorlardı, Bana cümbur cemaat geldi istediklerini söylediler, Tefrika No. 1 başlamış son dört boş sene zar- tında mütemadiyen ortaya tezli filmler çıkarmıştır. Bu tarzda çevrilmiş son film- lerden biri de: “Gümüş Gömlek- ler,, dir. Bu filmin esası yanlışlıkla mah küm edilen fakir bir delikanlı (George Raft) tam üç sene meş- hur Sing - Sing hapishanesinde İ kalıyor ve nihayet yanlışlık an- laşılarak terhis ediliyor. Fakat, bu esnada George bir çok - hır yankesicilerle © tanışmıs. zlar. hayatın fena ve hileli taraflar buradan iyice öğrenmiştir. Geri geldiği zaman evde ihti- yar bir annesi 19 yaşında bir oğ- lan kardeşi ve onun nişanlısı (Jane) vardır. Bundan sonra Sı kıntılı günler başlıyor. Bir mah- küm olduğu için George hiç bir yerde İş bulamıyor. Cemiyet o- nu bir paçavra gibi daima soka- İğa fırlatıyor. Beri yanda onun hapishanede tanıdığı belâllar başına musal- lat oluyor. Onunla birlikte yan- kesicilik, doldhdıncılık yapmak istiyorlar. O bunları reddedince ondan intikam almak için genç kardeşini baştan çıkarıyorlar. Ve onu bir katil yapmak üzereler - ken nişanlısının ve ağabeyinin sa yesinde çocuk bundan kurtulu - yor. Bu iki gencin namuslariyle yaşamak için yaptıkları bütün mücadelelere rağmen cemiyet mütemadiyen onları haksız yere lekeliyor. Neticede isi oğlan kardeşine kendi hayatı ba- hasına temiz ve namuslu bir ba- lar e ediyor ve iki genç ev- e nir €sası cemiyetin mah- kümlara yaptığı o muamelenin yanlışlığını göstermek ve buna bir çare bulmayı hatırlatmaktır. i rastlamı mayın evlâtlarım siz bu eyiğit kimyagerler biçin, meselâ, beki basa doldursun, o tertemiz haklanmı kafalılar bir türlü bitirdi, her işinde böy- - “| Manfred'in gözü yüzünü ekşitip. tiğini ve mevaddı uçurulmağa niyeti Hatırlarsın ya “Tüylerim bir usul kullanmalarını rica ettim. Onlara ttriyen kandil alevi gibi alaylı alaylı Bardağındak! kremli kahveyi karıştırarak dedi “İnfilâk neticesinde birçoklarınm tantona git- hayal meyal hatırlıyor gibiyim.,, Thery Iâfa karışmıya temizlemiye koyuldu. Üçü birden ona istihfafla döndüler, Sanki bakışlariyle “ na bakmadan sende mi kendini adamdan sayı - yorsun,, diyorlardı. Dünyanın Siyasi Başı 3 üncüde) diyle “— silahlanmak o müsaade ye imküninı vermemiş olsaydı. lar, büzünkü muazzam Alm harp makinesi teşekkül ede- mezdi, İngilterenin Teminatı: un da “Kaydddölim ki, Sovyetlere karşı Alman taarruzunu tel'in eden ve İngil- terenin $. tlere her türlü yardımda bulunacağın, söyliven Mister Churehill, bir İngiliz - et İltifakından bahsetme - ter Chüurehill'in bu nut- ku, bütün Sovyet radyoları ta- rafından rusça olarak nesredil - mis, bu münasebetle, Alman ta- arruzunun ketler tarafından o Sovyetlere karşı yapılan umumi bir tuar» ruz olmayıp, sadece Faşist dev- kapitalist memle «| letlerin bir tecavüzü olduğu! anlatılmış ve Mister Churehili. | in Nazilerle müzakereye giriş «| Nevyork miyeceği o hakkındaki sözleri Rus halkı üzerinde çok iyi bir tesir yapmıştır. iğ Filhakika, kapitalist devlet - lerin yegâne Sosyalist devlet 0- lan Sovyetler Birliğine karşı bir Cihadımukaddes ilân etme- lerinden pek ziyade endişelenen Sovyet hükümet adamları ve halkı üzerinde Mister Churchill İn İu beyanatının cok memnü- niyet ve ümit verici bir tesir yapması kolaylıkla anlaşılır. Hava Hâkimiyeti : ögilterenin, buzünkü şart. lar içinde, Sovyetlere fii- len yardım etmek imkânlarına | düşünenler | Anadolu Demiryeli Mümessil 42.25 malik olmadığını vardır ve şüphesiz bu yardım, Sovyetlere harp malzemesi gön dermek mânasında alındığı tak-! dirde, bu düsünce doğrudur. Anenk, 2400 kilometrelik bir cephede, hiç olmazsa kendinin- kine müsavi kuvvetlere karşı taarruza geçen Almanyanın. tayyare kuvvetlerinin yarısın - dan fazlasının garp cephesinden sark cephesine çekmiş olması Mi Bu vaziyet, İngiltere- hâkimiyetini temin et- Mia Cumartesi ve pazar sün- leri cereyan eden hava muha - rebelerinde 7 İngiliz tayyare - sine karsı 58 Alman tayyare - sinin tahrip edilmesi de bunu göstermektedir. Gelecek gün - lerde, Mister Churchill'in de nutkunda işaret ettiği gibi, Al manvanın sanayi merkezle! manları ve diğer askeri hedef. leri bügüne kadar görülmemiş bir siddetle İngiliz hava kuv - vetleri tarafından bombardıman | edildiği takdirde, İngilterenin Sovvetlere karşı yardımda bü- Tunabilecekleri | anlaşılatık ve Sovvetler Birliği zimamdarla - rindn ve halkında Almanva ile İngiltere arasında bir gizli an- laşmanm mevcut olmadığı huk» kında kati kanaat hasıl olacak. tır. İhtimaller : m ve Japonya hü- kümetlerinin, Sovyet - Alman harbi karşısındaki vazi- yetleri hakkında henüz bir ha- her gelmemiştir. Ancak, mukadderafım A: ya bağlamış olan İngili temsil eden Mister Chur- ehillin, Amerika hükümeti ile görüşüp o anlaşmaksızın böyle müsbet şekilde beyanatta bu- Junmıya cesaret edeceği düşü - dehşetle diken diken oldu. Acemiliğin böylesine daha mıştım. Efendim kimyanın elifbe - sinden bile haberleri yoktu. Herifleri vazgeçir - mek için ne dedimse olmadı, mecbur oldum. Kim yevi formülü yazdım. Her eczadan ne kadar ko - yataklarını sırasiyle anlattım. Fakat sakın ha yap dedim. Dize gelip yalvara yakara, baska “Ey safadan vazgeçin. Değme baba- bile bu cenabet şeyi Yapmak - tan tiril tiril korkarlar. Eğer fabrika sahibi te - mizlenmiye müstahak bir adamsa, herifi kıyın, leyin yemek yesin, karnını tıka zaman fütursuzlaşıp, kaygusuz laşır. Boyun bükerek sol elinizle kendisine bir istida sunarken, sağ elinizle de... Hah işte böylet,, Leon'Gonsalez yumruğunu sıktı, hayali bir gö- beğe kama saplıyormuş gibi, elini masanin al - tindan yukarıya doğru dürttü. İşte böyle! Herif ış olurdu. Gel gelelim kalın dinlemediler ki, ,, diye sözünü eri siniri tutmuş bir rüzgârda pırıldaştı, infilâkiye eksperinin muhake- mesindeyse, başsşahitlik eden adamın asıl kafa lenenin ta kendisi olduğur hazırlanarak, boğazını) “Ay, , (Arkasi ver) BUGUNKU PROGRAM 730 Program © |1830 Memleket 743 Müzik (1) postu 745 Haberler 18,40 Caz (PL) 8.00 0.30 1950 Maberler 19445 Orkestra 1230 Saat ayarı /3015 Hadyo yar 1383 'Türkçe zetesi pliklar © ,2045 Orkestra 13,45 Haberler o |21.00 Zirast tale 18.00 Müzik (PL) vimi 13,15 Türkçe 21.10 Caz (PL) plâklar 21.30 Konuşma 1930 Müzüx çep | 2145 Kile prop gram * 22.30 Haberler 18.00 Program | 2248 Csz (PL) 1803 Parıl 2330 Kapanış e aa me istanbul Borsası) 23/8/0941 FİYATLARI K Açığ nden 1 Sterlin 5,24 106 Dolar Mo Paris 100 P, Frangı — Milâno . 100 Liret — Cenevre o 100 İsviçre Pr (o 80,202 Amstardam 100 Florin — Berlin 100 R. Mark — Brüksel 100 Belge e Atina 100 Dram — Sotya 100 Lava — Prag 100 Çek krom o — Madrit 100 Peçetz 12.907 Varşova © 100/Zioei — Budapeşte 100 Pengö — Bükreş o 100 Lay — Belgrad. 190 Diner — Yokohama 100 Yen 31.179 Stokholm © 106 İrveç kronu 30.7480 Moskova 100 Ruble — ESHAM ve TAHVİLÂT İkramiyeli 965. 933 104 Aradolu Demiryolu 1, ve TL. 44.20 14,— Japon hükümetinin de, bu harp karşısında bir vaziyet al » mak için, Amerikanın kararın! hissediliyor. » Tokyoda, askeri şeflerin iştis rakiyle kabine içtimaları yapıl dığı ve yarın Jnpon hükümeti nin bu yeni harp karşısındaki vaziyetini bildiren bir beyana» me neşredileceği tahmin edil mektedir. Yondrada ve Tokyoda Harici ye Nezaretleriyle sefirler ara* sında görüşmeler cerevan etti #i bildirilmektedir. Hattâ, A: merikan kaynaklarından geleni bir habere göre, harbin aldığı yeni vaziyet karşısında, yanın mihverden merika ve İngilteri gecmesi ihtimali mevcutlur, Sovyetlerin Japonlarla yap * tıklar son anlaşma ve bu mii nasebetle Mösyö Stalinin — ilk defn olurak — Mösyö Matsmo * ka'yı istasyonda — tesyi ederek, samimi bir sarette vedalas tığı hatırlanacak olursa, böyle bir ihtimalin büsbütün zak olmadığı da düşünülebilir. KAYIP: İstanbul Bahriye Ku- mendanlığından almış olduğum askerlik terhis tezkeremi kay“ bettim. Yenisini alacağımdan €9- kisinin hükmi yoktur. 1328 do- Zumlu Şevki oğlu Ali Hilmi A- tala; P ———— — > BULMACA aş Pp TS Soldan sağa: 1 — İstanbulda bir semt 2 — Adetâ 3 — Terso- kunursa: tenakus €den - senaf 4 — İlk harfi değişirse; atamak tan isim - fasıla 5 — İlk harf değişirse: esnemekten emir - IN harfi değişirse; as2l olur 6 — İle Ters okunursa: bir kız ismi 7 — Bir edat - ters okunursa: bir vi" iâyet merkezi 8 — Fasıla verme 9 — Taharri etmemek, Yukarıdan aşağı: 1 — Mağlüp olmak 2 — 'Ters okunursa: has“ ta evi 3 — 'Ters okunursa: Boya - hayâ 4 — Kaim etmek - ara“ maktan emir 5 — Bir ceşii mey” ve - bir harfi değişirse: eskiden mahalle mektenlerinde okunur” A 6 — Baba deil « fore lerine ir 9 — Füsün vermla Evvelki bulmaci - soldan sağa 1 — Karavana 2 Sarafim 3 — İk (ki) - Piyale 4 — Rif - firar 5 — Elab - Mahi 6 — Bölar - kak 7 — Mikado - sa 8 — Likayef 9 — Ufalarak, ,