A “ (BURSADAN RÖPORTAJ : | Li Uludağa Dönüş Bir Saatten Fazla Süren Bir Yürüyüşten | D*. bizi kendine çekti. Iki gün sonra otelde yer bu- Tak bir akşam tekrar çıktık. Ya- ik ilk iş, bavulları bırakıp Yürüyüşe çıkmak. Vaktimiz az, klarda sis var; en yakın yer, 'Cernetkaya,,... On beş dakika- bir yol. Küçük bir sırttan! onra, birbiri üzerine yığılmış bü- ük taşlarla bir ehram yapan 'ennetkayanın tepesine tırman - dık. Etrafta ona benziyen da i a bir çok kaya tepeler. Ufukta kızıl bir ihtişam var. j Gün batıyor. Bu batışı görmiyen Aİ grup ressamlarının koileksiyon- © larından muhakkak en güzel tab- İİ lo eksiktir. Burası Cennetten bir “küşe... Allahın Kulları, kendileri. ne vaadedilen Cenneti bundan a güzel olarak tahayyül © demezler... Her tepo, her kaya | i | bir ibadet sükünu içinde... Tabi- i n hı # burayı yaratırken en güzel sezerek: “Dur!, demiş. Iş- hâlâ oduruş.. Hiçbir san- itkâr modelin! bu kadar güzelleş- dakikada ebodileştirememiş- Dağ, bir âlem.. Her gün bir a yoluna k i Göreceğimiz yerler, kalacağımız günlere sığmı- Miyacak... VE Bizden evvel Uludağa gelen mail Habibin, isimlerini değiş- tek: (Açıkalan) ölncepınar), “(Çağlayanlıhavuz), dediği (Bek vü, Dombay çukuru, Softabo- ğ sonra (Yakacık), (Kara- pe), (Fatintepe), £ (Saralan), kpınar), daha bir çok yer- Jer hep görülecek. Her gün akşamdan verilen ka- İYarlar değişiyor; Uzaklara git - İ mek, sabahları vadileri tüllüyen n dağılıp dağılmamasına bağ-, Dağ, her saat bize bir türlü oynüyor. Böyle günlerde küçük tepeye çıkmak, bir ya- dereye inmek gibi küçük ge- intiler yapıyoruz. Halbi aklımız, * harikulâde manzarasiyle meşhur olan iki 8e- ut uzuktaki (Bökacık) ta... O akşam, yine, ertesi gün Ba- ) yoluna çıkmak bulyasiyle Vİ yattık. Gece yarısı bir yağmur "ıs... Ne yazık! Uç günden“ i beslediğimiz heves, yine kalacak. o Sabahleyin mur durdu, lâkin otelin çev i, gittikçe koyulaşıp yakla - n bir bulut yığıniyle kapandı; Uludağ sisi bizi muhasaraya aldı. © Güz gözü görmüyor.. Hüzgâr, Pencerelerin, . kapıların dışı bize yabancı... Büyük salon » da, odalarda çatır çatır sobalar iyor; ihtiyat olarak get ne varsa giyinirken, Bur likpalasta, on yaşlarında uğun; bize: “Şu yazı kışa çıktığınız için Al- e akıllâr versin!, dediği- hatırlıyarak gülüştük. Derhal gitmiye hağırlnnanlar, itle beklemek istiyenler, si- nh günlerce sürebileceğini, ka- dışarı çıkmak mümkün ola- ıyacağını söyleyenler var... Dağın kaprisi bana hoş geli- Hiç bir şey düşünmeden “bekiiyorum. Geceye doğru ote- in kapısını açarak, dışarıda nc , Me yok, diye görmek İste- Merdiveni bile gizliyen ko- yü kurşuni renkli bir rüzgâr dal 4 beni göğsümden itti; Dağın abusı tuttu, dedim; bakalım bi ze ne oyunlar oynıyacakl!... © Dağ, lütufkâr.... Gece, haberi- iz olmadan her şey durulmuş... Sabahleyin ne rüzgir, ne'sis, ne ğuk.. Her yer günlük güneşlik. yapsak? Sabahleyin orman ezintisi, öğleden sonra Baka - cil ye kabul edildi, yola f 7 | iri © Kamal 1 4k rmana gidip dönüş üç se- at... Islak çam kokusu ci- lere sonsuz bir hâyat veri- or. Yormıyan meyillerden çıka- her dakika yeni bir güzel-| gır Miği görmek için duruyoruz. Kâh sık ağaçlar, kâh ağaçların çev- elediği ılık düzlükler. Yer yer, kocaman kaya parçalarının yap- (eihannüma) lar. Küçük bir tle hepsinin üstüne çık - , alabildiğine uzanan yeşil ovalar denizini, köyleri, gölleri bir uçakta seyreder gibi gör- in iç kabil! Dağ, her yerinde İnsana kol- arım açıyor, her köşesinde mi- afirperverlik gösteriyor... Her bir ehrama kurulduk; “yer yüzünde bir avuç toprağı ol. Sonra Karatepeye İlk Varanlar Sevinçle Haykırdılar "Göl.. Göl.. Gölleri Bulduk !,, YAZAN: ŞÜKÜFE NİHAL mıyanlar, üzülmesinler, dedim; İnsan bu kadar minnetsizlik, bu kadar gururla hangi tahta yas- lanabilir? Öğle yemeği yer yemez, Ba- kacık yolunu tuttuk. Büyük düz lükler, çalılar, ormanlar arasın- dan geçerek dehşetli uçurumla- Ta bakan kayalıklara ulaştık. Bu- Tası, meşhur tâbiriyle, gerçek- ten şairane, azametli, mehabetl bir yer. Baş döndüren yarla- rm ötesinde hafif mavi bir buğu ile örtğlü, türlü şekil ve rönk- lerde çizilip boyanmış bir top- Tak harita... Solda, tarihi âbide- leriyle Bursa... Buraya bir ha- vai hat yapmak düşüncesi var- mış. Yürümeyi Sevmiyenler, ha- valardan geçmek istiyenler, kay bedecek vakitleri olmıyanlar için fevkalâde bir şey... Programımızda (Bakacık! tan sonra (Karatepe) var. Burası meşhur zirvenin yüksekliği 2500, 2600 metrede bir yer. Lâkin gidilmesi bir tek tepe olan Yollar çapraşı Tayı, dağa her gelen tanımıyor bi- Kıymetli bir sporcu olan ve bu- râları pek iyi bilen. otelin mü- dürü Musa Ataş ve gen; eşi bize yoldaşlık edecekler. Bir gün evvelki altı, yedi sa- at yürüyüşün yorgunluğuna bük- mıyarak, on dört yolcu, kolları” mızda yiyecek şeyleri, pratik dağ kıyafetleriyle yola çıktık. Otobüs bizi on beş dakika s#on- Ta zirvenin eteğinde bıraktı, Ri- vayetler muhtelif, yol bir bu- çuk, iki buçuk, üç saat diyenler) var... Ne olursa olsun, dağa gelip de Karatepeyi ve oradaki göller munlakasını görmemek şanımıza yakışmaz, dedik. £ Karatepede dört tane göl varmış: (Kilimli göl Aynalı göl, Kara göl, Buzlu göl) Yorgunluktan şikâyet ettiğimiz! yok. Bir dağ adamı vakariyle mız havada, yürüyoruz. ** T-, Çıktık, tepe indik; yine çıktık, yine indik. Vadi- leri, sürüleri seyrettik, çobanın kavalını dinledik. Yine her biri dört, beş yüz metre olan çıkış- Jar, inişler; yine bir ıssız, yeşil vadi, ıslak bir çayır.. Dere... Sürü... Çoban... Kaval... Karşı” iniz yine gökleri kapayan sarp bir tepe.. Göller nerede? Belki şu son dağın ardında... Çobana sormalı! Çoban bize gülüyor: — Bu tepeler biter mi hiç? Bu nu aşarsan, bir tepe daha gelir; o bitince öbürüsü çıkar; Allahın tepesi çok. Gölleri neredn hu- lacaksınız? Bu dağlara emniyet olmaz; bir toz gibi sis yağmuru başlarsa alimallah yanınızda ka- dınları bile göremezsiniz.” Birdenbire akaşm eza olmuş gibi, bir karanlık basıverir!. Bey hude yere dağ, tepe aranmayın.. İşte hepsi şunlara benzer. Ge- Jin, oturuverin şu sucağızın ba- şında, keyfinize bakın; bir avuç göl süyu göreceksiniz de ne ola- cak ki! Size şimdi sakağ tü geçenlerde bir dolü yağdı, tam bir karış! Vallahi biliğhi bey- girlerimi bulamadım. Çobana inanmalı mı? Sahiden sis basar da dağların, taşların a- Tasında kalır mıyız? Otelden tç sözünü dinleteme- k ada yine tırmanmıya başladık. Dağın biri bitin baş veriyor; çobanın hakkı var. Alle han dağlarını ölçmeğe bizi mi memur ettiler?. Kayalık bir çukurda sular çağ- byor; uzak boşluklarda bir vah- şi Köpek sesinin ürperten akis- leri... Yakında bir sürü olmalı Hava durgun, gök berrak, İyi ki çobanı dinleyip dönme- Karar verildi. Kayalığı inerek $u başında yemek yemek ve yola devam etmek... ww Yarım saat istirahat ve yemek, dizlerimizi kuvvetlendirdi, Ka tık. Iki dağ arasındaki düzlük- ten geçerek gölleri bulmak ü- midindeyiz. Ön, yirmi metre ara İle birbi. rimizin ardında, bir hedefe ko- şan Kutup kâşifleri gibi, suz dağ başında sessiz, sedasız. gi- diyoruz. Devamı 4 üncüde) Hususi, Azınlık Ve Ya TAN bancı Okullarda Kayıt Ve Kabul | Şekilleri Tadil Edildi Maarif Vekâleti Yeniden Bir Çok Eğitmen Kursları ve Muallim Mektepleri Açmıya Karar Vere Maarif Vekâleti hususi Türk, szınlık ve yabancı okulların tale- be kayıt ve kabul işleri hakkın- da yeni kararlar vermiş ve bu| kararları alâkadarlara tebliğ et-| miştir, Yeni kararlara göre; resmi or- ta oğul veya liselerden hususi or ta okul veya liselere naklen ge- len talebe ellerindeki vesikaların gösterdiği sınıflara imtihansız a- lınacaklardır. Yalnız Galatasaray lisesinin 9 uncu sınıfından gelen talebe lise bire imtihansız, yine Galatasarayın 10 uncu sınıfından gelen lise birinci sınıfa imtihan- sız, lise ikinci smıfa imtihanla 11 inci sınıftan gelenler lise ikin- ci sınıfa imtihansız, lise ücüncü sınıfa imtihanla alınacaklardır. Ayni lisenin 9, 10, 11 ve 12 inci sımf talebeleri İstanbul Ameri- kan kolejinin mukabil sıpıfları- na imtihnasiz olarak girebilecek-| lerdir. A Öğretmen okulu talebesi Öğretmen okullarmın mesleki sınıflarından hususi . liselere ka- bul edilmek üzere müracaat e- denler, evvelâ taahhütlerinden ibra edilecek, sonra resmi bir li- sede imtihan verecek ve bü su- retle hususi bir liseye yazılacak- lardır. Eski Stil Türk Kahvehaneleri —— Avanprojelerin Hazırlanmasına Başlandı bul belediyesi şehrin iki semtinde eski Türk kah lp müzesi ve şehir kütüphane- sinin köşesinde istimlâk edilen sahada diğeri de Çamlıca tepesin- de İstanbul, Marmara ve Boğa- zı kucaklıyan bir mahalde yapı- Jacaktır. Belediye bu kahvelerin avanprojelerinin oyüksek (Omi- mar Sedat Hakkı tarafından har zırlanmasını okararlaştırmış ve mimar projeler üzerinde çalışma- ğa başlamıştır. Beyazıttaki kahvenin ayni Za- manda bir lokanta ve bir de açık kahve kısmı olacak ve sski Türk kahvelerinin bütün husüsiyetle- ri bu eserde canlandırılmakla be- raber bugünün ihtiyaçları da göz önünde tutulacaktır. - Çamlıcada yapılması düşünü < len inşaatta ise tamamen eski bir Türk kahvesinin. ihyası esası hâ- kimdir. Proje, arazinin tatlı mey- line uyularak her kademede bi- raz daha yükselmekte ve geniş bir manzarayı kucaklamaktadır. Bu bina harici manzara itibariyle tamamiyle Türk mimari karak- terini ihtiva edecektir. Mimar Sedat Hakkının hazır- ladığı projeler belediye fen işle- rince tetkik edilmiştir. Bunlar üzerinde bazı mütaleslar ileri sü- rülmekte ve bili Çamlıcada- ki kahvede eski sistem pike yerli kanapelerden ziyade halkın Ta- hatça otutabileceği ve rağbeti çe kecek gâzino esaslarının nazarı dikkate alınması fikri ileri sü: rülmektedir. Eskişehirde Büyük Bir Baraj Yapılacak Ankara, 15 (TAN) — Büyük su programının &n mühim eserle- rinden biri olan ve Eskişehir o- vasının sulama işini başaracak ve bu yurt ye asIa ve ini art tıracak © sn pay bartın etüt- leri allam lr Pa bera med tii "eği “öldelik- tır. Eskişehir" barajı Ankaradaki Çubuk barajından da on misli büyük olacak ve 120 milyon ton su toplayacaktır, Baraj 196 met- re uzunlukta olacak ve 160 bin hektar araziyi sulayabilecektir. Barajın Yapılacağı sahada kal- ker tasları bulunduğundan son- Azınlık veya yabancı okullardan resmi “ liselere nakil Azınlık ve yabancı okulların- dan resmi okullara naklen gelen talebe ellerindeki vesikanın gös- terdiği sınıfa imtihanla, bir sınıf asağısina imtihansız olarak kabul edileceklerdir. Azınlık ve yaban-| cı okullarından birinden naklen| diğerine girmek İsteyenler için de hususi hükümler konmuştur. Tedris dili itibariyle birbirine benzemiyen okulların birinden di öerine naklen talebe alınması i- şinde talebenin, gireceği okulun | tedris dilini, dersleri takin edecek derecede bilip bilmediğine bakı lacaktır. Biliyorsa vesikasının t&- kabül ettiği sınıfa, bilmiyorsa dil öğrendikten sonra Yine o sınıfa| geçirilmek üzere ihzari sınıfa &- Inacaktır. Yeni tallmatnamede memleke. timiz dışındaki okullardan husu- si okullara gelenler, hususi tahsil görenler hakkında da veni karar» lar bulunmaktadır. Yeniden birçok eğitmen kursları açılacak Maarif Vekâleti bü sene köy kalkınma programı mucibince yö- niden bir çok eğitmen kursları ve öğretmen okulları açcmıya ka- rar yermiş, evvelce atılan kurs ve okullardan alınan neticeler üze- irnde tetkiklere başlamıştır. Tik olarak okul ve kursların bu- Tundukları mıntakalardaki devle. te ait gayrimenkullerin tesbiti i- şine hız verilmis ve devlete alt bir çok gavri merkallerin köy- lerde açılacak ve mis olan öğ- retmen okullariyle eğitmen kurs. larına tahsisi kararlaştırılmıştır. Maarif Vekâleti, evvelce tes- bit edilen devlete ait gavri men- kullerden bir kısmı Üzerinde mu. amele yapmiya baslamıstır. Köy öğretmen okullarına tahsisi iste- nilen arazi ile âlâkadar &vrakı dosya halinde icap eden vilâyet- lere göndererek © mahalli maliye teşkilâtımea süratle tetkikat va- pılmasını ve neticesinin vekâlete | ç bildirilmesini istemiştir. Maarif Vekâleti takviye edile- cek ve yeniden açılacak köy öğ- retmen okulları ile eğitmen kurs- larına alınacak talebe için ayrıca tetkikat yaptırmakta ve ilk okul cağındaki köy cocuklarının ista- tistikleri üzerinde durarak köy kalkınma programı mucibince fa- aliyet göstermiye çalışmaktadır. Anadan Kör Doğan Iki Çocuğun Gözleri Açıldı Bunlardan Biri 8, Di Malatya (TAN) — Bir kaç gün! evvel, Malatya merkez Trahom hastahanesinde (o muvsffakıyetli bir ameliyat yapılmıştır. Akçadağ kazasmın Gölpınar köyünden Hasan oğlu Ateşin s8 kiz yaşından oğlu Hüseyin ve 14 yaşmdaki kızı Elif'in anadan doğ- ma her iki gözleri de kördü. Bu iki betbaht yavru, birisi 14, diğeri B senedenberi içinde bulunduk- ları dünva hakkında en ufak bir ğeri 14 Yaşında İdi bifzive dah! sahip değillerdi. Yı. lardanberi, yavrularınm ıstırapla. rını derin bir yeisle'müğfik sine- lerinde biriktiren ans ve baba en nihayet çocuklarını Malatyaya ge trerek 'Trahom hastahanesine yatırmışlardır. Bir kaç gün evvel yapılan mu- vaffakıyetli bir ameliyattan sonra her iki yavrunun gözleri açılmış, yeni ve parlak âlemi ilk defa o- larak hayret ve dehset icinde görmiye muvaffak olmuşlardır. PİYASADA: Bir Müftecaviz Mahküm Oldu Mehmet adında biri, evvelki gece sarhoş olarak Galata köp- rüsündan geçerken bir dilenci kadına raslamış ve onun karnını doyurmak için köprü altında aş ci Nezirin dükkânıma götürmüş- tür. Fakat kadının kılığma kıya- fetine bakan aşçı onu dükkâna sokmak istememiş ve bu yüzden Mehmetle aralarında kavga çık- mistır. Aşçı ile sarhos bir hayli birbirlerini hırpaladıktan sonra bir aralık Mehmet elindeki tor- banım içinden bir testere cıkar- mış ve aşçıyı sol kolundan yara- lamıştır. Biraz sonra yolisler tarafından yakalanan Mehmet, dün adliyeye verilmiş ve ücüncü sulh ceza mah kemesinde 30 lira ağır para ce- zasına mahküm olmuştur. Ankarada Bir Otomobil Kazası Ankara, 15 (TAN) — Bu sa- bah Yenişehirde Sarıköşk civa - rında bir otomobil kazası olmuş- tur. Şakir Kınacı adında bir ada- mın kın Nebahat ve yengesi Ha- tice, bir taksi İle giderlerken karşılarına birdenbire bir çöp kamyonu çıkmış ve çarpışmışlar - dır. Müsademe sonunda “taksi otomobili yuvarlanarak ters dön müş, Nebahat hafif ve Hatice e- hemmiyetli surette yaralanmıştır, Şoförlere bir şey olmamıştır. Hâdise hakkında tahkikat ya - pılmaktadır. İzmirde İki İhtikâr Vakası Izmir, 15 (TAN) — Ikiceşmeli- de bakkal Hayrinin naftalin ve eczacı Samoelin de ilâç satışların da ihtikâr yaptıkları tesbit edil. dâj işi mütehassıs bir firmaya i- hale edilmiştir. miştir, Her ikisi hakkında da ad- li takibata başlanmıştır. POLİSTE: Bir Otomebil Bir Kadına Çarptı Yeniçarşıda Sentontuan hani- nın 4 numaralı dairesinde otu- ran Azaveniki adında bir kadın İstiklâl caddesinden © geçerken, şoför Hüseyinin idaresinde 2221 numaralı otomobilin altında kal mıştır. Kadın muhtelif yerlerin- den yaralandığından Beyoğlu hastanesine kaldırılmış, şoför tu- bulmuştur. Yük Altında Kaldı — Muh- mutpaşada Arife ait 224 numa- ralı manifatura mağazasında ça- aşan Leon, taşıdığı manifatura balyaşının altında kalmış, muh- telif yerleri , ezilmiştir. Leon Cerrahpaşa hastanesinde tedavi altına alınmıştır. ADLİYEDE: Bir İhtikâr Şebekesi Meydana Çıkarıldı Fiyat mürakabe bürosu memur ları mühim bir ihtikâr vakasının tahkikatiyle meşguldür. İddia e- dildiğine göre merkezi İstanbul” da bulunan büyük bir firma bü- tün Anadolu şehirlerine memur- lar göndermiş, mevcut demir tel- leri toplatmıştır. Bu tellerin bir kısmı İstanbula nakledilmiş, di- ğer bir kismi da muhtelif şehir- lerde depo edilmiştir. Bir ihbar üzerine harekete ge- cen mürakabe memurları firma- nın İstanbuldaki deposunu tesbit| Bektaşi Âyini Yapmışlar | etmiş ve mühürlemiştir. Diğer şehirlerdeki depoların da tesbi- Tarihi Eserlerin Resim ve Fotografları Pe LEŞ Maarif Vekâleti Hususta Yeni Bu Bir Talimatname Hazırladı Maarif Vekâleti müzelerdeki eserlerle tarihi anıtların satisa çi- karılacak resim, fotoğraf, mulaj ve kopyelerinin ve katalog nografi, klavuz, brosür, korpüs gibi her türlü yapılması için ihdas © tedavil ser: * nin muhasebe ve satıs isleri hakkında bir teli- malname hazırlamıst Bu talimatnameye çi #a çıkarılacak o resim, m kopyalar müzelerin atölyelerinde veya harlete calısan sanatkârlarâ yaptırılacak, masraflar müteda sermayeden ödenecektir. Satişa cıkarılmıyan veya neşir hakki Vekâletee mahfuz tutulan envan. ter ve etüt icin lüzumlu resim lerin tabı, teksir, tevzi ve istiranli için Vekâlet hususi bir telimat verecek ve bunlar icin ihtiyar 0 lunacak masra den ödenecektir. Edirnede Maarif Faaliyeti ketlerinde aylardanberi devam €. den ihtimamlı bir çalışma göze çarpımaktadr. Maarif Vekâletinin bütçe yardımı ile Kız Enstitüsü iç ve dış tamirleri yapılmıştır. Simdi de üçüncü bir binanın 84- tm alınması bekleniyor. Böylelik- le enstitü ve kız sanat okulları birbirine bağlı zümre halinde yaşama imkânlarına kavuşacak- Diğer taraftan kız muallim mek tebinin yemek salonları tamamiy- Je bitmiş, yalnız oteneffüshene kismi kalmıştır. 11000 liraya yapılmıştır. Türk maarif cemiyetinin bü- yük himmetiyle satın alınan kız ve erkek telebe yurtlarının çok muhtaç oldukları tamir Işi de baş Tamak üzeredir. Bundan başka Sokullu vezirin Sinan eseri çifte İtamamları da Edirne vilâyetince istimlâk odil- miş, muamelesi bilmiş, parasi ö- denmiş ve şimdi yapı islerine baslamak üzere Nafia Vetrâletin- den müsaade gelmiştir. Bereketli Yağmur Bolvadin. (TAN) — Mahsul yağmursuzluk yüzünden ciddi bir tehlikeye maruz bulunuyordu. Fakat evvelki gün lam zamanın- da beklenilen bereketli yağmur yağmış, toprak kana kana sulan- mıştır, Mahsul kuraklık tehlike- sini atlatmıştır. ———— Ereğlide Çilek Bayramı Zonguldak (TAN) — Halkevi Ereğliye motörle bir gezinti ter- tip etmiş ve beş yüz kişilik bir kafile gezintiye iştirak etmiştir. Ereğlide Karadeniz cilek bay- rami yapılmıştır. Bayram müna sebetiyle gerek Halkevi mensup- ları, gerek Zonguldak ve gerek Ereğli halkı birbirleriyle pek Ya: kınden samimi hasbihaller yap- mıslardır. Gümüşhacıköyde Tütün Tohumu Tevziatı Gümüşhacıköy (TAN) — İnhi. sarlar İdaresi tarafından Gümüş- hacıköye ıslah edilmiş tütün to- humu parasız olarak dağıtılmış. tar, Bu tohumlardan istihsal oluna. cak mahsulün cazip rengi, bariz kokusu ve vüksek randımanı ile| ». temayüz edeceği bittecrübe sabit | olduğundan bu tevziat tütüncü- ler arasında derin bir alâka uyan- dırmıştır. Anamur Köprüsü Anamur (TAN) — Kışın yıkıl- mış olan vilâyet şosesi üzerinde ki büyük ahşap köprü Haziranın birinci günü ikmal edilerek acıl mıştır. İhalesi yapılan posta na- kil işi şimdiye kadar hayvanla yapıldığı halde, yakında otomo- bille posta nakline başlanacaktır. Izmir, 15 (TAN) — Zabıta ba- a kimselerin bir evde toplana- «| bekçisiz kapı Vekâlet büt-| 8 Edirne (TAN) — Maarif hare-| Yazan: Naci Sadullah elâ lütfen, dün gece bif gazinoda dinlediğim sarki”) İlanın gültelerinden - aldığım s6) parçalara bakın: “— Dizldrine kapansam, kani kana ağlasam). “— Önünde geldim de di « bu kimsesize*..., İ «— Kapında köle olsam, sefi bana acır mısm?,, İ Misallerini verdiğim bu güfte lerin benzerlerini hatırlamak si için hiç de güç değildir. i 2 i 1, b nevi güftelerle doludur, Ve bulk dan da bellidir ki, bu güfteleriö birlikte, melânkolik — olusundaf yette bulunulan musikimizi lay teneffüs edilemiyece cede ağır bir meskenet havasi girmektedir. ü Imaktan, mızmız ve sırnaşık dilenciler gibi yalvarmaktan zevk duyan izzeti nefissiz, gurursuk mariz ve dolayısiyle maz€* zümrenif kadrosuna sokabileceğimiz âşık” lar çok şükür, her gazinodan, hef kahveden, hattâ her radyodan her gramofondan kulaklarımız€ sırnaşan o miskin güfteler kadaf mebzul değildir. Çünkü biz, “umumiyetle. dost luklarında old. kadar, sevgi lerinde de alabildiğine erkek bif etiz. Bunun icindir ki, kadın larımız, köle gibi dize gelen vi cocuk gibi ağlıyan erkeklerden erkeklerimiz de, cariye gibi etek öpen, ve dilenci gibi merhamei dilenen kadmlardan hoşlanma?” e yine bunun İçindir ki, kığ Uk, hattâ yokluk yüzünden dim lemiye mecbur kaldığımız o mis kin güfteler, birer şahikayı and ran ruhlarımızın sahilleri dö“ meklen usanmadan köpüren dı galar kadar erkek duygularına a8 la tercüman değildir. Bu hatanın fashihinde et büyük vazifeyi başarmak mee buriyetinde olan radyomuzun, 56 | simizi bir türlü duymuyah kula Zinda, bu hakikat isen! Dün Muhtelif Eğlence Yerleri Teftiş Edildi Cumartesi günü belediyede, bet lediye reis muavini Lütfi Akso” in Tiyasetinde toplanan yazl faaliyet komisyonu ilk kararlar” nı vermiş ve halka rahat bir met sim geçirtmek icin icap eden tedsi birlerin alınması hususunda kay” makam ve ertniyet âmirlerine bif| tamim yapmışiı. dö her gün bütün eğlence yerleri nin ve plâjların kontrolü iste” mekte Idi. oldu” Dün başta LOtfı gz ğu halde bütün kaymakamları emniyet “âmirleri ve beledi; zabıtası memurları ile belediyf iktisat müdürlüğü. kontrolörl İ sabahtan itibaren şehrin muhfes! İ lif semtlerine dağılarak eğleneö! yerlerini teftiş etmişlerdir. Ti tişlerde bilhassa temizliğe v8 tarifelere riâyet edilip cdümedi" ği göz önünde tutulmuştur. Tef İtiş esnasında Beyoğlunda üç z£ İ bit tutulmuş ve bazı eğlenee ye lerinin tarifeden fazla para ald” mutfağını temiz tutmadı görülmüştür. Boğazda yapıla teftişlerde ise yalnız bir eğlenci yerinin belediye zabıtssı talimat” namesine muhalif olarak büyük ölçüde fiyat listesini eğlence ye” rinin göze iyi görünen bir yerinö asmadığı müşahede edilmişti makam ve emniyet ömirlefi ir çok müessese sahiplerine Şİ” fahi o tenbihatta o bulunmuştuf” Belediye relş muavini de kont” rol yapan belediye zabıtan me murlarına vazifelerinde daha ço! uyanık hareket etmeğe meebuf oldukları şeklinde ikazlar yap © muştar, | Teftiş Yaporları yarın belli © lacaktır. Çekirge Mücadelesi Samsun (TAN) — Ziraat VE | l İ cekirge tahribatının iştir, Çekirgeler daha sürte hi linde iken imha olunmustur. Bö sene bu yüzden zaylat kaydeğil ti için bütün vilâyetlere bir ta-| rak gizlice bektaşi âyini yaptık| memiştir. mim gönderilmiş ve bunların der. hal mühürlenmesi bildirilmiştir. Memlekette kâfi mikdarda demir tel bulunduğu halde piyasada his- sedilen tel buhranının sebebi bu suretle anlaşılmış olmaktadır. Jarım haber almış ve ev farassut altına alınarak bir cürmü meşhüt tertip edilmiştir. İçlerinde bi kaç da kadın bulunan on kişi Süç üzerinde yakalanarak adliyeye İ İ verilmişlerdir. Anamur (TAN) — Kazamızi” sahil köyleri araz! Gok çekirge olduğ baslann