a ( Memleket Röportajları * Afyonkarahisar Imar Bakımından Çok Ilerdedir Vilâyetin Kültür Seviyesi de Bir Çok Yerlere Nazaran Çok Yüksek | Afyon Karahisardaki asri mezarlık ii opokatabksar; yolları ba-! kımlı bir vilâyet, Meselâ,| bir otomobile atlıyarak oDinarj yosesi üzerinden gidelim. Bey - nelmilel yal işaretlerini ihtiva c- den güzergâhtaki faaliyet, işlek ir şehir caddesini hatırlatacak kadar fazladır. Yolun her on kilometresinde bir göze çarpan mütemadi tamir barakaları, eski zil et İle ve- mi zihniyet arasındaki farkı te- barüz ettirmektedir. İmparalor Juk devrinde, ütemeadi tamir barakası denince, hatıra ne ge- Jirdi? Harap, badanasız, pis bir kulübe ve cırçıplak, kuru otlar $le çevrili toprak... albuki reali bu düşünce - mizi tekzip edecek kadar baska, bambaskadır: Temiz bir ev ör - peği, ağaçlar ile çevrili yeşil bir sahat, Afyonkarahisarda şehrin içi de temiz. Bunu, hem belediye cilik, hem de iş larından söyl vası, hızla yürütülmüş. Meselâ, şehrin merkezi, eskiden, bildi - z mahalle içlerinden baska sey değilmiş. Burada hükü- konağı ile belediye dairesi ödeta — kayboluyormus. Fakat, $ geniş bir istimlâk, bütün bu cir kinlikleri, simdi yok etm Ortada, güzel bir heykel Yar. Kaidesi dörtköşe taşlar ve va- varlak bir çim sahası ile çev- yili. Bunları, daha geniş bir tas zemin tamamlıyor. Sonra, setler ve havuzlar ki, anfi şeklinde a- #eğıvn iniyor. Heykelin cephesine karşı dev İet daireleri var. Sağdaki yeni Yapılan nafia müdürlüğü ve mek tep. Arkada da akşam kız sanal okuhu. Belediye, güzel bir hâl yap- tırmış. Yağcıları, bir araya top- Tamış. İç mahallelerde istimlâk- lere girişmis. Bunlara sehir lo- kanta ve #azinosunu, yeni bele- diye binasını ve asri mezarlığı da ilâve edebiliriz, Afyonkarahisar kalesi, bütün — Griptir. dedi. Bir başkası: olacak. — Rahatsızlık devam ediyormuş. 'aktiyle ortak çalıştıkları avukat Green: — Grip salgını var, diye ilâve etti, Bunun üzerine gripten bahis açıldı. Ve aleldmum içkiye dair konuşulmağa başlandı. Çileklerin arse- bir yükseklikte. Oraya tırman- mak, z& ül, sayılmaz, bu müskülü ber taraf etmek için, kaleye inen çı- kan bir asansör inşası düşünül müyor değildi. Fakat, bu fikrin fiil haline inkılâp edip etmedi- #ini bilmiyorum. Her ne kadar, asansör yapmak, çok lüzumlu bir işi başarmak telâkki oluna" maz, bu, belki bir lükstür, belki de belediye için bir yüktür, Psi- İkolojik bir mesele de şu: Yerden ayağımızı kaldıracak vasıtalara birdenbire alışamıyoruz. Fakat, her ne olursa olsun, asansör vap mak fikri, bana, cok cazip gö ründü. Kale, bövlere daimi bir lence yeri haline de gelebilir. Güzel bir gazinonun, bütün ş€- hirlileri oraya toplıyacağı mu- hakkaktır. ** İyonkarahisarda, tam sekiz sene Bay Ahmet Durmuş Evrendilek velilik vapmış (1). Kendisinin, bilhassa iki seve me- rakı varmış: Heykel vapmak ve dağdan tekerlek gecirmek. Bay Ahmet Durmuş Evrendi- lek, Afyonkarahisara gelir gel - mez, Atatürk'ün, 25/26 Ağustos gecesi kaldığı ve harp hareket- lerini idare ettiği tepeve bir Â- bide kurmayı düsünmüs, Daha evvelce memuriyet verdiği İs- varta vilâyetinin de Atatürk hevkelini, © yaptırmış. Tekerlek gecirmek meselesine gelince; Meselâ, Balmahmut na- hiyesine, yolsuzluktan, köylüler şidemezlermis. Hayvanların bile avakları kırılırmış! İste, Bay Ahmet Durmus Evrendilek, bu - Tadan ve benzerlerinden, araba tekerleğini gerirmis. Onun vali- Wiği zamanında, Afyonkarahisar. Konya, Eskisehir, Denizli ve Kü- tahva vilâyetlerine bağlanmıs, Sehrin enteresan ( yerlerinden biri de, asri mezarlık. Bunun, Avrupadaki emsalinden hiç far- kı vok. Etrafı. duvarla çevrili, ici top akasyalar ile süslü, Her kabrin. muntazam bir seceresi civarı göz hudutları içine alan var: Ölünün hüviyeti, vefat ta -'maları ilân olunur, Sıcaktan Mikle sulandığı rivayeti doğru muydu, ve eğer doğruysa bu bir tehlike miydi? Tam kahve ge Tusünu katlayıp masanın üzerine e m LİR ZİL İİİ Lİ İZ dışarı çıkarken arkadaşı Stev'e halden anlar gibi göz işsreti yaptı, o da doktora minnettarlıkla bak tı. Büyük bardaklarla konyaklar içildikten sonra misafirler, içinde kitaptan baska her şey bulunan Thorp'un kütüphanesine döndüler. Stev Green'le şöminemin yanında satranç oyununa başladı, ö- bürleri de brice dalmışlardı. Stev bir türlü Sök Yamıyordu. Çünkü dalgın ve sinirliydi. Nina'dan nmasına rağmen bu işin çıkmaz sokak olduğunu, kendi kendinden bile saklıyamıyordu. Misafirlerine püro getirmek üzere dışarı skuğıl zaman düşünceliydi. Arkadaşlarının ona gıpta deceklerini umduğu halde, onlar kendisiyle iğ çok h etmişlerdi. Fakat Stev Thorp'un, o akşamki talihsizlikleri, Şalnız bu kadarla kalmadı. Henüz üç oyun oyna- kütüphaneye mamıştı ki, ve Thorp'un k — Nasıl? N Tromsted , me dedin?... diği sırmda Doktor Bek hav- bırakarak İcalktı | “89! diye çıkıştı. mediler, Mösyö. O, bed Trompsted, getirdiği esrarengiz haberi, büyük | kaybettim. bir sükünet ve soğuk kanlılıkla tane tane bir da- (ha tekter etti, Tborp &z kalsın — Alfınizı rica ederim, Diye kekeledi ve oda-İlan tanırsın... arı fırladı. Çıkışı öyle eni olmuştu ki, briç İğüme çok memnunum. — Senin için tıkanıyordu: mek İstemez misin... Green... Doktor Bek... Seni rihi, hastalığın adı vesaire... Asri mezarlığın ilerisinde fi- danlık var. Vilâyet içindeki eş- leri ile beraber, hepsi 9 tane. Bunların verimi şu: Bir senede 150.000 fidan. Afyonkarahisarlılar, o evvelce, bağa meraklı değillermiş. Simdi yalnız Emirdağ kasabasında 1490 dönümlük bir sahayı, üzüm kü- tâkleri kaplıyor. Bir de, yine), evvelce, tarlalarda hiç yulaf yok mus. Lüleburgazdan tohum #6- tivtilmis ve köylü bu ziraat .şı- besine de alıştırılmiş, Veteriner teşkilâtı, cicek ve sap hastalıkları ile mücadele €-| diyoı Afyonkarahisarda, ikisi vilâ - yetin, ikisi hükümetin olmak ö- zere dört dispanser var. Bu ve- küna, bir de sehir hastanesini - lâve edebiliriz. #yonkarahisarın kültür se- viyesi de yüksek. Vilâ yette, 143 ilkokul var. Evvelce, tane imiş. Talebe adedi i erkek, 5309 u kız ol- mek üzere 19494 Mektepler, son senelerde bi- Ter mezar, birer toprak V olmaktan kurtarılmıs; ıığa, ha- vaya ve temizliğe kavuşturul mus. Lise de müthis kalabalık: Ta- lese, 1400 e yakın. Tedris vazı- taları mükemmel. Anfiteatr sek linde fizik, kimva lâboratuarla- Tı mevcut, Sehirde, umumi kütüphane, halkın okumak zevkine hizmet ediyor. Bu meyanda, Halkevini de unutmamak Tâzım. Aksam kız sanat okulu da, iyi randıman veren müesseselerden biri. Kendimi, orada bir moda mesherinde sandım! Afyonkarahisarın kiymetli kö- selerinden biri de eski eserler müzesi, Bilhassa Eti devrinden kalan anıtlar enteresan. Kembriç müzesine mensup İ- ki İngiliz Bayanı, o civarda ara$- tırmalar yapmışlar. Bu meyanda, bir de Artemis heykeli bulun - muş ki, tek esi İstanbul eski e- serler e ya mih AĞLI (1) Bu zat şimdi, Bolu Valisi imiz, —— — Bir Çocuk Tabanca İle Oynarken Kardeşinin | Ölümüne Sebep Oldu | Eyüpte oturan Mehmedin oğ - lu 9 yaşında Ömer babasının ta- bancasını kurcalarken tabanca a- teş almıs, çıkan kurşun Ömerin karsısında oturan, kardeşi 25 ya şında İsmailin göğsüne isabet et miştir. İsmail aldığı yaranm te siriyle derhal ölmüştür. Vaka et- rafında zabıta tahkikat yapmak- tadır. emr Çocuk Büyütmek le bakım çocuğun #ihbhatini vk beraber bkm zahmetini de yarıya indirir, Çocuğunuzun kaç İz olduğunu ve allı kuruşluk posta vulu İle adresinizi bize bildiriniz, si» 7e (BAKIM ÖĞÜT) lerimizden gön“ derelim, Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi ANKARA Askerlik İsleri | Beyoğlu Yabancı Askerlik Şube. sinden: 337 doğumluların ilk yokla- 'e Mtiystların D41 yaklama müd- deti Hüririn nihayetinde © bitecektir. Gelmiyenler hakkinda 1 Temmuzdan itibaren nakdi ceza tatbik edilecektir. Beşikteş ve Bevoğlü mintakasıda| bulunan yabanet 337 döğumlulardan ve ihtiyatlardan henüz yoklamaşım yaptırmıyanların cez — görmemeleri için Haziran ayı zarfında şubeye mü- Tacast ederek yoklamalarını yaptır - asan SİNEMA DİYARINDA İngilterede Çok Rağbet Gören Heyecanlı Bir Film: "Hava Casusları,, Resimde Barry Barnes'i onun âşıkı rolünü oynıyan Joan Marion ile birlikte görüyoruz. Pençereden gözetliyen de meşhur müfelliş, yani hafiyedir. ngilterede yeni çevrilen film. | ler içinde en cok rağbet gö- renlerden bir tanesi de “Hava .Castsları,, ismindeki filmdir. Bu filmin en hoşa giden tarafı ga- yet heyecanlı oluşu ve bir çok tayyare harplerini göstermekte olmasıdır. İşin hoş tarafı bu sahnelerin bir coklarının hakiki harp sah- nelerinden alınmiş olmalarıdır. Filmin asıl mevzuu casusluk yap makta olan bir tavvare mühen- disi, Thurlos'un etrafında top- ianmıstır. Tayyare o mühendisleri | şefi Houghton'un «üzel bir karısı | vardır. Her nasılsa bu adam giz İ li evraklarını koyduğu kasaya av- ni zamanda karısının da elmas” larını koymasına müsaade et - mektedir. Genç kadın Thurloe ismindeki genç mühendisle sevismektedir, ve bir gün Houghton'un bazi mühim evrakları çelınır. Fabri- kada çalışan bir mekanik bunu Houghton'a yetiştirir. Beri yan- da ikide birde fabrikaya uğr” yan ve kendine müfettiş süsü veren bir adam Vi orada- kiler bunun bir casus olmasından şüphelenmekted Derken Thurloe kaza ile ken- disini ihbar eden makinisti öl dürür. Bir gün Thurloe kim- senin haberi olmadan yeni yapıl. mış olan ve plânı herkesten *utulan bir tayyareye biner ve ucar. Bunun farkına varan mü- fettiş Houghlon'u haberdar © der. Tayyare meydanına koş tukları zaman Thrloe'nun vada tavvarenin o makinele resimlerini aldığını ve camları radyo vasıtasiyle üzerinde o uç- makta olan yabancı bir tayy; reye vermekte olduğunu görür- ler. Zira bu müfettiş aslında bir molistir ve Thrlos'yu göz hap- sinde tutmaktadır. Tayyare ile uçtuğunu görür görmez arkasın» dan bir tayyare uçurtmuş ve © nun: bütün hareketlerini takip ettirmiştir. Asağıdan polis tay- yaresine ötekine saldırması em- si ves ve iki tayyare arasında müthiş bir mücadele baslar, Ne ticede Thrloe'nun — tayyaresi, a- teş alır ve düserek parçalanır. l İde tanınmamış rafndan sevilen kimselerdir. Tayyareci rolünü oynıyan Barry K. Barnes ayni zamarda usta bir pilottur. İlenüz memleketimiz- olan bu artist memleketinde kendisini son de. MAARİFTE: Dünyanın ı Siyasi Diyarbakırda ei Üniversite sürü! Oo Haftası Bitti müessir ilaci Tal tahmin edilmek tedi Vichy hükümeti, bizzat Ma - reşal Petnin'in ağzından, Suri - yeye karşı yapılan işgal tesebbü sünün haksız ve Fransız hüküm. ranlığını tehdit eden bir hareket olduğunu beyan ederek Suriye- deki Fransız ordusunu mukuve- mete davet etmiştir. Fransız matbuatı da Ingiliz leri Fransanm müşkül vaziye Gnden istifade ederek Fran sız İmparatorluğunu ele geçir mek istemekle ittiham eylemek- Tngilizler ise, bir taraftan as - keri harekâta devam ederlerken, ayni zamanda Suriye ve Lüh - manlılara, kendileriyle beraber oldukları takdirde, istiklâlden başka, ablukanın kaldırılması, ithalât ve ihracatta kolaylıklar gösterilmesi gibi mühim vaatler de bul ink aktâlilar Mihver matbuatı ise, teşebbü- sün mesuliyetini İngilizlere yük letmekte ve bunun, son zaman- larda çok bozulan Ingiliz müne- viyatını kuvvetlendirmek nürk- sadiyle yapıldığını söylemekte- dirler, Şayan dikkat olan, simdiye kadar Alman kuvvetlerinin mü dahalesine ait hiçbir haber alın maması keyfiyetidir. Fakat zannediyoruz ki, asıl olan mesele şudur: Yi- ü Da- mahalli telâkki ederek sadece Suriyeyi müdafaa et - mekle iktifa edecek midir? Yok sa bunu, Iagiltereye karsı bir barp sebebi sayacak mıdır?. Mareşal Petain'in birinci ok- tai nazarı torecih edeceğini, fa - Filmin artistleri de herkes ta- kat Amiral Darlanın ve Alman- Thorp hole vardığı zaman arkasından yelen|lar vardiy — Nerede? diye sordu, Trompsted çenesiyle sokak kapısını ieret etti. | modellerine uygun bir şel Bu hiç te hürmetkâr bir hareket değildi Thorp yavaş sesle: — Onu ne demeğe dışamda bırakıyorsunuz? 'Uşak biraz aksi! — Madam Thop... Kendileri içeri girmek iste-| vakit onu nereye gürüteceğini şaşırdı. Lüsi tirlir dedi. “Thop onu bir kenara iterek, yarı açık kapıya| yordu. doğru âdeta atıldı. Dışarıda, sokak kapısının elektrik ışığı altında Lüsi ayakta duruyor ve çok bedbaht gözüküyor du. Thorp onu görür görmez: — Lüsi.. Ne kadar zayıflamışsın. diye haykırdı.İre Stev, Nina'nın orada olduğunu hatırladı, tığı içinde bile, kilosunu kontrol et-İnı başına girdi İmeyi hiç bir zaman unutmıyan tedbirli bir kadın |dırdı, fakat hemen tekrar indirdi. Green bir karış öna eğilerek bir şeyler fısıldadı. | haliyle cevap verdi: — Teşekkür ederim, Evet... ne yapabilirim... yani Birkaç davetli içeri gir. rdü- nasasındakiler bile, bir müddet oyunlarını bırak| Thorp kekeliyordu. Lösi; gr. Green satranç tahtası önünde kala kalmıştı, Çeviren: Ha - Ça Ilk dakikalar, No. 46 gözle geçiştirildi. koltuk uzatarak me gelen lâmbsyı bakmak Thorp'a Yktan İ askeri neticeleri kadar siyasi a - Lüsi'yle tekrar yüz yüze gelirse, ne yapacağını belki bin defa düşünmüştü tan kahredici bir hakarete, gelmeden, Suriye'nin | İşgali Karşısında Fransa ve Mihver Ne Yapacaklar ? (Baş tarafı 1 incide) Bir senelik tereddütten sonta Vichy hükümeti selâmetini Al -| manya ile anlaşmakia arıyorsa, Almanyanın da bu fırsattan isti - İade etmek istiyeceğine şüphe yoktur. Nitekim evvelki akşam Romal Yadyosunda konuşan muharrir! *Ansaldo”; — Vichy hükümetinin şimdi » ve kadar Afrika müstemlekele « faaya müktedir iddiasının ne dereceye kadar doğru olduğu Su- riye tecriibesiyle sabit olacaktır. şimdiye kadar mihverin yardımı nı reddetmekle, müstemlekeleri- ni müdai suliyetini üzerine almıştır. Şimdi kudretini göster- mek zamanı gelmiştir.,, Diyordu, Demek ki, Vichy hükümeti Su riyeyi müdafaada aciz gösterir - se, o vakit Almanya ve Italya Vichy hükümetini bundan mesul tutmak istiyeceklerdir. Bu da Fransız müstemlekelerinin ih « ver tarafından müdafaası mese - lesini ottaya çıkarabilir. Onun için Suriye meselesinin) kisleri de enteresan olacaktır. Su riyenin işgal teşebbüsü karşısın- da mihverin ve Vichy'nin alscağı vaziyetin büyük ehemmiyeti bü- Tadadır, Ay basında acılan Diyarbakır Üniversite haftası sona ermiş, 12 profesörden o mürekkep Üniver- site heyeti Diyarbakırdan İstan- bula hareket etmiştir. Üniversite baftası Diyarbakırda çok alâka #örmüş ve yapılan tetkik ve an- ketlerle Diyarbakırın bir çok hu- susiyetleri meydana çıkarılmıstı Köy Enstitüleri — Maarif Ve- kâletinin hazırladığı bir istatisti. ğe göre, köy enstitüsü haline ge- tirilen 4 öğretmen okulunda ve 10 köy enstitüsünde bü sene al b bin köy cocuğu okutulmakta” dır. Yeni ders yılından ifibaren bu 14 köy enstitüsüne 3 bin tale- be ilâve edilecek ve üc sene son- ra üç bin kisi mezun olarak köy kalkınmasının kültür cephesini takviye edeceklerdir. On sene sor ra da 30 bin köy öğretmeni en az bir milyon bes yüz bin köy ç0- cuğunu -bu rakam tahsil çağında- ki çocukların yekünunu çöster- mektedir. okutulacaktır. İtfniye Mektebi — İtfaiye mek tebi imtihanları sona ermis$ir, Bu imtihanlara 42 kisi girmis, 2 ki- si muvaffak olamamıştır. İmti- hanları kazananların diplomaları vakında verilecektir, Maarif Müdürü — Maarif mü- dürü Tevfik Kut. sehrimizde açı- lacak çocuk kambları için temas. larda bulunmak üzere dün Anka. raya gilmistir. Maarif mödürü Ankarada İlk tedrisat kadroları üzerinde de görüşmeler yapacak. | tevsi edilecek mektepleri tesbit edecektir. | “Yanın bunu İngiltereye karşı bir | harp sebebi saydırmak için bü- tün gayretlerini sarfedeceklerini tahmin ediyoruz. M. ANTEN Maks'la Morits'e dair bir kaç Sonra Thorp, Lüsi'ye bir hasır oturmasını rica etti ve gözleri- biraz kenara aldı, onun yüzüne azap veriyordu. Eğer bir gün, Soğuk bir istihfaf- onu hiç tanımamaz- “katle” Okadar, (hesapta her şey vardı... Seninle yalnız konuşmak istiyorum. pkasınn gözlerine kadar inen kısa tülünü! sihirli sinirli çekiştiriyordu. Şapkasına, ilkbahar le, yapma bir menek- şe demeti iliştirilmişti: Thorp bu demetten daka hezin bir şey görmediğini sanıyordu. sızlıyordu... Ona: (Yüzü öy ta duruyor da, ona bakmağa gözü varmıyor, içi Fakat şimdi, işte önünde, ayak- şeyler yemek ister misin, diye sordu. le zayıftı kil.) > Tezekkür ederim, perhizdeyim. onun bu perhizlerinin kendisini kaç) veren bir hayvan - Fena bular BUGÜNKU 130 Ssat ayarı 733 Müzik (PL) 746 Haberler 8.06 Blüzik (PL) 8.30 Evin santi PEORRAM 1830 ee tak Müzik (Pi) 18,40 19.00 * 12,00 Sant ayarı Radro gar 12,33 Türkçe Zeteni plâklar 2045 Orkestra 1245 Haberler © | 2100 Memleket 13.00 Mfüzlir (PL) postası 13,80 Müzik (PU) |2116 Müzik (PL) 2145 Klâsik pro” * 18.00 Program Haberler 13,08 Saz 5 Caz (Pİ) Denizcilik Bahisleri (Başı 3 üneide) hedeflerin mevcudiyeti kat'iyyet. le bilindiği takdirde hücuma kal karlar, ve hücum uçuşu Tüyet şe- raitine ve bulutların vaziyetine göre hedefi görebilecek bir irti - fade yapılır. Bu uçuş irtifa 2000- 3000 metredir. Hedefe 3000-4000 metre mesafeye kadar sokulduk tan sonra kayma uçuşuna başlı - yarak su sathına çok yakın ola - rak yani 100-150 metre irtifada ve hedefinden 3000-4000 metre mesafede bulunan bir mevkie ge lince asıl hücum başlar. Kayma uçuşu esnasında tayyare düşma - nın tayyare defi silâhlarının tesiz sahasına girmiş bulunur. Ve bu tesirden kurtulmak İçin Zikzak seyrederek kendisini düşman a « teşinden korumuya çalışır, Torpstosunu atırıya karar vers diği anda artık zikzak seyretme» Yi bırakarak torpilosunu &tıncı « ya kadar 1000-2000 metre düz bir surette uçmuıya mecburdur ki ikinci safha budur. Bu safhada Güşmanın küçük çaplı toplarının tesiri fazladır. Bu sebeple bu saf hanm en kısa zamanda nihayel bulması lâzımdır. Bu mesafenir nihayetinde tayyare torpitosunü atar ve düşmandan uzaklaşmıya çalışır ki bu da üçüncü safhadır Bu safhads tayyare hafifler ve bu suretile daha fazla bir süratle daha fazla bir manevra ve ha « valanma kabiliyeti elde edeçeğir den dâfi atış tesirinden çabuk w zaklaşır, Bu uzaklaşma güneşe kar şı ve rüzgür: arkadan almak üze Te yapılır ki, bu da pilotun dirs yetine kalmıştır, Torpil tayyare « sisi bu aralık sis yapmak suretiy ie de kendisini düşmandan sek - Tamıya. çalışır; BU hücum müh « telif tayyarelerle kıskaçvari bit surette ve dalga halinde de yapı lır ki, maksat, düşinanı şağıri mak ve dâfi atışım taksime uğraf maktır. Bu tarz, isabet ihtima- lini arttırır. İşte İngilizlerin bu harpte kul landıkları bu yeni hücum şekli gerek Italyanlara ve gerekse Al manlsra mühim gemi zaylatı vel dirmiştir. Almanların ve Ital - yanların elinde uçuş güverteli tayyare gemisi bulunmadığındar Alman pike bombardıman tayya releri üslerinden çok uzakta ce « reyan eden deniz muharebeleri. ne iştirak edemeı i KAYIP: Eminönü Malmüdür- lüğünden slmakta olduğum ma- aşa ait tatbik mühürümü kay- bettim. Yenisini yaptıracağım dan hükmü kalmamıştır. Tahir Harzman kavmakamlığından. mütekait BULMACA 23 4567189 Soldan Sağa: 1 — Haftshın günlerinden biri 2 — Bir şair - Bir renk 3 — Haraplık 4 — Süt Thorp, — Gel. dedi. Onlar briç oynuyorlar, seni kimse| ereler. çileden çıkardığını hatırlamıştı, Ona baş-| 5 — Ters okunursa: Bir cihet görmez Ve elinden tutarak içeri çekti. Hole girdikleri titriyor, ve Allah canını alsın, o kendisi de titri- nda bir) Ters okunursa; Bu -dede| semt 9 — Eksik değil - Bir çeşit ka bir şey soramadı, mutfağa giderek iki bardak) Bir sorgu 6 — Hayvan barınağı: konyak doldurdu, ve frijiderde bulduğu bir 15-İ Lâhze - Babanın yarısı 7 — Vers takoz bakiyesini, bu müdahaleden hiç te haşlan-| okunursa: Sık nefes almak 8 — mıyan sşçının aksi ve kindar bakışları tabağa yerleştirerek karısına götürdü: Istanbulda bir Kütüphaneden briç oyuncularının gevrek kah-|mirası bir sevkltabiidir; evvelâ zevceyi doyurmak| şeker kahaları duyuluyor, yukarıki odalardan Doktor |Sonu nasıl olsa gi Bek'in yeknasak homurtusu geliyordu. Onun yük- elirdi, ne çıkarsa bahtına Yukarıdan Aşağı: 1 — Cahillik Hakikaten de öyle oldu. Lüsi konyağı büyük|2 — Usanmaktan fail - Bir nota sek sesle dualar okuduğu sanılabilirdi. Birdenbi- İbir minnetle içti, ve kendi kendinden bile saklı «| 3 — Ters okunursa: Istek, arzu - Ki Tamıştı. Salonun kapı perdelerini kal-'da istakoz aldı yormüş gibi. (çünkü perhindeydi) birkaç lokmu| Denizde bulunur 4 — Şe'ni - Bir renk 5 — Şumullü 6 Ağlamaktan göz kapakları şişmişti, ve dudak -| den - Ters okunursa: Sobada ya- Tavaf e- İsuratla, şöminenin yanında oturmuş, eski bir mec larının gayri muntazam bir şekilde boyanışı, ha -| nar ? — En lâvik - Ters okunur Or bir kilo.birden | mua karıştırıyordu. Radyo açıktı. Toni yemek oda |kiki bir ümitsizlik ifade ediyordu. Stev, onun ağzma bir cigara sıkıştırdı ve köpek | Kas sını topluyor, kilerde, Trompsted bardakları şı- rdatıyordu. Niha; ping - pong salonu denilen boş bir odaya|oturdu. O artık ti soktu, Umumiyetle orada, köpekler yatardı. Fski #şinalıkla derhal Lüsi'min üzerine atıldılar, dost ça bağırışmaları, hemen hemen bir şikâyeti andı-)cele; — Zaten onun icin girmek istemedim... başka-İyardu. — Şapkanı çıkartmak ister misin? Lüsi tülünü gözlerine kadar çekerek, acele &- t Tborp, ani bir kararla Lü. İleri sepetlerine sokarak, nihayet karısınm yanına tremiyordu . (Arkası var) İsa s Tulu vesrn'j ız 8 Evvelki Bulmaca — Solilan &: ğe: 1 — Rayak 2 — Arak - İla ta 3 — His - Ansık 4 l⣠5 — Antep 7 — Itaat - Lak (Kal) 8 — Tank» Lira 9 — Aşa - Kemer. - Iz - Es 6 — Pardo . Fa