Yazan: ULUNAY Simdi yeni bir vurgun vurmak lâzım geliyordu. Bir gün ajans tarzındu çıkarılan borsa gnzetele- | rinden 'birinin idarehanesi Mösyö Blok namında ta yahudiyi görmeye gitmiş hanede, yüzünden belâhat akan xenç bir adam oturuyordu. Birbirlerine takdim edildiler: Mösyö Jan Leturnör. Mösyö W kont dö Farizi Gazetemizin sahibi ve sermaye darı Sadık, Mösyö 16 kontun vüzü-| me bakar bakmaz, bu ebleh sima-| da, bir kaç asırlık tereddinin j- anesini derhal farketmekte zah- met çekmedi. *# i | İİ gir aztterin sermayedar . mühim bir servet sahibi olmaya mütevakkıftı. Bu itibarla İNE konta catmak lâzım geliyordu Kont Sadıfın anladığı gibi yal- yoz yüzünden belâhat akan bir a- dam dej vücudiyle zekâsı kârakter itibari; le çocuk kalmış. tı, Tanıdıklarms, daima azizlikler Sakalar yapmak ister, ciddi bahis lerden sıkılır, rahatsız olurdu Birlikle apöritif almak için kah: veye gittikleri zaman Sadığın o- skemleyi altından çekti; misalirinin, bu sakanın farkma varmayıp sendelediğini görünce çocuk gibi ellerini çırparak tepi. ne tepine güldü. Sadık ta şakuya mukabele için kontun başından Sapkasmı kaptı, Biraz yer müsait olsa beraber birdirbir, uzun eşek, paça pişti oynıvacaklardı, Yeme- xi de birlikte yediler. Yemekten sonra (Lüna Park) a giderek sa- b İimeaklara bindiler, müteharrik Mi köprüden geçmeye uğraştılar, MW birbirlerine çarpan elektrik ara- balariyle eğlendiler, “Rus dağla-| Tı,, denilen, inişli çıkışlı şimendi- Zerle dolaştılar. Zaten kont *“Tüna Park” in en Sağlam müşterisi idi. Bütün me- murlar onu tanıyorlar; hattâ is- imiyle değil, ünvaniyle selâmlı # yorlardı: — Bonjur, mösyö 15 kont dö Farizi! Kontun bu çocukça eğlentile- Tinden başka, cebinde bir sürü a- zizlik âlât ve edevatı vardı, Ko. huştuğu adama çaktırmadan €n- i sesine kaşınma tozu ekiyor, ya- hut yere müstekreh bir koku neş- reden bir hap atıyordu. Daha bi-| İ biraz lâübali olduklarına kendile- Tini utandıracak bir harekete se- bebiyet verici şekerlemeler ik-| Tam ediyordu. Sadık, bu aptal ve| alkolik adamın bir gazeteye ser- Mi mayedar olmasını bir türlü anla- miyordu. Her halde asıl parayı &-| are eden bir başkası vardı. Ona kadar erişmek için bu otuz beş Yaşında cocuğun kahrıni çekmek! İcap ediyordu. Sadık kendince ufak bir tahki kat yaptı Dö Farizi'ler Fransa | nın babadan oğla servetini mu Mi hafaza edenlerdendi. Etual mey- Kidanının yanındaki meşhur caddö- Milerden Viktor Mügo, avenüsün- İlde oturuyorlar ve lüks bir hayat| İsürüyorlardı. Kontes de taşra Msrizadelerden zengin bir aileye #mensuptu. Kurnaz dolandırıcı için bu bu- Kilunmaz bir fırsattı; daha kadını İförmeden, tanımadan bütün plân İarını hazırlıyordu. Okuduğu ki- faplardasi bilhassa taşra kibarla- Kının zihniyetlerini pek güzel an- Mamıştı. Bu itibarla bütür muvaf. Hakıyet İlk mülükatta yapacağı fesire bağlı idi. Dö Farizi artık Sadıktan ay - İirilmıyor. gibiydi. Bir sabah a- İansın bulunduğu binadşın be- faber çıkarlarken kapının önün- İle Koniese rasgeldiler. Koca- ii: g W — Ne sürpriz! dedi. Beni ara Mmaya mı geldin? Sana aziz dos- tum Leturnör'ü prazente ederim. Sonra Sadığa dönerek ilâve et- gi Madam dö Farizi! Kadın kendini selâmlıyan ada- İma elini uzattı: (ME — Zevcim sizden cok bahse- jiieiyordu. Tunıstıkımızdan dola- yı memnun oldum. — Ben de sizi tanımak şerefine İpail olduğum için bahtiyarım la Kontes, Dö Farizi karısına: — Bilmezsin, diyordu. Jan ol Kadar şakacı bir adam ki ben 0, Dun yanında hic kalırım. Bilsen! he kadar eğlendirici şeyler icat #diyor! | Kocasının tahammül edilmiyen Bafifliklerini bilen Kontes hay- Yetle Sadığa baktı. Sadik bu na- İzardan her sevi anlamıştı. Der- İsi Kontun çocukluklarını ma- Gİ ir wördüğünü © anlatacak tarz MEn azının bir tarafında hafif Mbir tebessüm resmettirdi. İçme- den duramıyan Kont: Rojans'a girelim dedi. Bi- faz otururuz. Ben bhararetten ir | kunuyorum... Tefrika Yanıyoruma. Kahvenin tarasasında sa intihap ettiler, Kontes: — Bu sabah Nofrdama Vazını dinledim. Cidden hariku-| iâde bir Oradan cıktım| ö Jernot'ya rasbeldim.| Beraber bulvarlara kadar geldik Sizi görmeden beş dakika evvel ayrılmıştık. | Sadık hemen kilise hikâyesine balmumu yapıştırdı. Kendi ken-| dine — Kontes m it O halde Şatobrian'ı medhetmeli, Volter'e atmalı tutmalı... Diyordu Gene) | kadm kocasına sordu Arman. Efendinin ne işle meşgul olduğunu söylemedin Kont kaba kaba gülerek: — Ben de bilmiyorum ki söy- liyeyim! dedi. Sonra Sadığa dö- nerek: — Sahih monşer! Ne işle meş- gul oluyordun? Sadık bu susle i vermeği muvafık bulmadı. O da) slaya vurdu. Fakat yavaş ya- yaş Kontese kendisinin gazeteci olduğunu anlattı | — Hançi gazeteye yazıyorsu- nuz? — Eveneman'ın başmuharriri idim Kontes bu gazeteyi ne isitmis. ne de görmüştü. Yalmız bilmedi- ğini söylemeyi nezakete muvafık bulmadı; taniyormuş gibi vaptı Sadık, gayet maharetle sözün mecrasını edebiyata (nakletti Kontesin: — En çok hangi edibi beğe- birden cevap e tereddüt etmeden şu erdir En fazla takdir ettiğim hat tâ cıldırırcasına sevdiğim Şato- briyan'dır! Kontes tekrar sordu: — Vikont'un hangi eserini se-! versiniz? Bütün eserlerin! severim. Fa- kat şaheseri dalma yatağımın bas ucunda duran “Hiristiyanlı- #an'dehası,, dır. Kadın bu cevaptan son derece) r | sür. memnun olmuştu. Hakkınız var, Dedi, Bu büvük!| sdamın fikirlerindeki derinliği, islübundaki kibarlığı hiç'bir e- ipte görmedim. — Yalnız şu ciheti 4 Satobriyan'ı birdenbire anlamak | kabil değildir. Tıpkı Vazner'in musikisi gibi insan kendini yavaş yavaç alıştırmalı, derinliğine in-| y Ondan sonra ar-| y. mösini bilem tık o bir ihtiyac olur. İ cası karişi Şatobriyan'dan bahsedebilirdi.. | Dö Pirizi: — Benim fikrimi sorarsanız| ben de Şatobriyan'ı çok severim Fakat eserlerini değil pirzolası- nı. Demindenberi şöyle az pişmiş ato'yu düşüne düşüne yuf-| lâtımn Eyün subesine mensup İ- ki manga müsellâh #ene otobüs- lere Karnım acıktı. Haydi gidelim Ayağa kalktılar, Kontes: | — Arman. Dedi. Yarın arkada. İ sınızı öğle yemeğine davet edi -| gelen bu ku -İrin indikleri niz, Bakalım bizim aşçının V tiğr satoyu Vikonl'un kitap kadar beğenecek mi? Sadık daveti kabul etti, Demi- ri tavında dövmek, Konteste le- binde husule gelen tesiri zama- Bin eskitmesine mevdan verme- Eyüpte Korunma Tecrübesi tec başarılmış, ekiplerin lâkadarlara ikaz işareti verilmiş | leri çalmağa başlamıştır. | Hak, evlere ve sığınaklara gir- weritmis, bunun temizlenmesine im.( 36 ıncı ilk mektebe bir sıhhi yardımı yaptıktan sonra im Kontes çok kültürlü idi. Ko-| dadı sihhi otomobili ile hastaha a daha seatlerce| neye kaldırmışlardır. ruz düşman tayyaresinin Gümüş Anadoluya Askeri Tıbbiye okulunda dün yapılan merasimden bir görünüş: Genç dekterlar, ant içiyorlar, Ekipler Vazifelerini Tam Yaptılar o | Eyüp kazasında hava tehlike- sine karşı pasif korunma dene * meleri dün yapılmıstır. Burada da diğer kazalarda olduğu gibi ibeler tam bir intizam içinde | gösterdiği | fanliyet cok beğenilmiştir. Si tam 14,45 te telefonla « 15 dadika sonra canavar düdük- Düdük sesini işiten ' nakil vasıtaları dur- mus, oyoleularım (indirmiştir ir Bir kaç dakika sonra, İslâm bey ve Otakçılar semtinde İki eve yangın bombası düştüğü far. zedilmiş ve bundan 4 dakika son ra da el tulumbaları ile müceh z mahalle itfaiyesi yangın ye ine gitmiş ve ateşi söndürmüş- mada Eyüp camiine bir bomba düştüğü haberi Bu iperitli sırada Düğmecilerde tahr: ağn düştüğü, üç kişinin en- ığı haber alın: rekete gecen sıhhi- ekipleri ve ilk başlandığı Ge Derhal ve enkaz kaldırma hları Okurtarmıslar Bundan sonra on'kadar mef suyu sırtlarına paraşütcüler at tığı haber verilmistir. Bu esna da Altbey köyünde bulunan m sellâh kuvvetlerle genelik teşki dirilmiş ve sü Gü mâssuyü sırtlarına görderilmiş - lerdir. Muhtelif istikametlerden tler şütcüle farzedilen sahayı misler ve kendileri - yap- muhasara ne terettüp eden vazifeyi mışlardır. Ticaret Vekili Ankarada | kü içtimada Haliç şirketinin be- f leti, Haliç Vapurlar Deniz Yolları Idaresine Geçiyor Şehir Meclisi, Dün Şehir meclisi dün n devre-| sinin son İçtimamı yapmış ve devrenin on beş gün daha uzü-| tılmasına karar vermistir. Dün-! lediyeye vereceği meblâğ için şir- ketin mallarına konmuş olan hac- zin kaldırılması hakkındaki Ka-| venin encümeni mazbatası okun- muş ve bu mesele uzun müna kaşalara sebebiyet ermiştir. Mazbataya göre; Dahiliye Vekâ- Haliç ilaresinin Devlet de- hizvolları idaresine devrine mu- vafakat etmiş, Münakalât Vekâ leti de belediyenin bu idareden sağı olan parı sarfınazar| etmesi şartiyle Haliç vapurları- nın Denizyolları tarafmdan işle- tilmesine karar vermiştir. Belediyenin Haliç şirketi ida- resinden alacağı, biri 58.701 lira 65 kuruş, diğeri de 118,152 lira 95 kurus olmak Özere iki kisim- dır, Kavanin encümeni hükukan bu alacaklardan yalnız 118,152 95 kurusuşun tahsili müm - olduğu neticesine varmış ve belediye alacağının münfesih şir- ketin tasfive heveti nezdinde u- Elaziğ - İrcı İçin Çalışmalar Ankara, 15 (TAN) Nafia Vekâleti Elâziğdan oİrana kej dar uzanacak olan demiryolunun ikmali için, çalışmalarına de - vam etmektedir. İnşaata lâzım) olan ray ve travers gibi her tür- Yü malzeme dahilden tedarik edil- mekte, Avrupadan demir köprü malzemesi o getirtmek (imkânı hâsıl olmadığından bu yoldaki köprüler beton olarak inşa olun- maktadır. Elizığdan Palo'ya kadar olan ilk üç kısmın İnşaatının önümüz- deki sene ikmal.ne şahsılacaktır. Palo'dan Tatvana kadar mınta - kanın etüdleri kismen bitmiş İren on p: Bu Karara Vardı mumi hükümler dairesinde taki- bine devam olunmasına ve kanı- nen hükümsüz kalmış olen ha- cizlerin kaldırılmasına, şirkete 2- it emvsl ve meycudatın Münaks- lât Vekâletine devrine, diğer 58,701 lira 65 kuruşun da istenir lemiyeceğine karar vermistir. Bir kısım âza, şirketin buzün- kü vaziyetinin ve belediye ğinın encümen mazbatasında icap ettiği şekilde anlatılmadığını we izah edilen ksonni yol ile encü- in vardığı neticenin doğru 0 Ismıyacağını söylemişler ve en cümen tarafından tekrar tetkiki- ne hüzüm göstermislerdir. Vali, isin müstace etini ha- tırlatmıs, vaziyet etmiş ve lâfızda kaldığını, giacak- sarfınazar edilmesi zaru- olduğunu bildirmiştir. Bunün üzerine ietimaa ara ve zilerek ikinci celsede yeni bir an- Tasma förmülü bulunmustur. Bu formül de icrai hac lerin kaldı- lmasını, ve belediye şirketin tasfiye heyeti e talep edilmesini muhtevi bulunmakta dır. Bu formül müvafık görül- İran Hattı| Tür Ticaret Anlaşması Ankara, 15 (TAN) — Vekili heyeti, İtalya ile aramızda mev cut olup müddeti 1941 basında biten ticaret ve seyrisefain mu ahedesinin bir sene uzatılması hakkında Roma büyük elcimisle İtalya Hariciye Nezareti arasın- da teati edilen notla; mevkiine konulmasına miştir. Bu karar yü ke de İktiran etmiştir. ii eğ li Francala Fiyatları Belediye daimi encümeni fran cala fiyatlarını bugünden itiba- karar ver sek tasdi- (Gitmek İstiyenler | Bugün Vilâyette Bir; Toplantı Yapılıyor ki akrabalarımın ve gitmek Anadol İdostlarınm yan. tayin ettiği müd bitmiştir. kazalarda top- lanan beyannameler bugün öğle- rlik mü- is olacaktır. 14 te bütün kaza kaymakamlarının iştirakiy- h âvette büyük bir toplantı Bu toplantıda sevk işinin nasıl yapılacağı tesbit &- dilecektir. Beyanname vererek parasız s€- yahat edecek olan halk için ayrı katarlar ve vapurlar tahrik edi- lecektir. Bunun için gerek devlet demiryolları ve gerekse deniz- yolları idaresi lâzımgelen tedbir- leri almağa başlamıslardır. yı, Abadaluya gitmek istedikleri le her hangi bir mazeret do- leyin siyle dün akşama kadar be- annam€ veremiyen vatandaşlar icin bu müddetin bir kaç gün da- ha uzatılıp uzatılamıyacağı hak- kında henüz bir karar verilmiş değildir. Maamafih o alâkadarlar müddetin temdit edilmesinin mümkün olduğunu, fakat sim- diden kat'i bir sey söylenemiye- ceğini bildirmişlerdir. PİYASADA: Un ve Bavul Fiyatları | Tetkikatı Fiyatları mürakabe bürosu, ba vul, valiz fiyatları halkında tab- yapmaktadır, Dün kontro memurları bavul ihtikâr: yapan iki mağaza sahibini yakalam dır. Mağaza #ahipleri bavul fi - yatlarının, komisyon tarafından it edilmediğini ileri sürerek ihtikâr yapmadıklarını iddia et mişlerdir. Fiyatları mürakâbe bürosu, bavul ve valiz fiyatlar üm tesbit edilme: kömis « yona bir rapor vermiştir. Un fiyatları hakkını kikat yapılmaktadır. OK tarafından tesbit edilen kâr had- di haricinde un satan birkaç tile car adliyeye verilmistir. Uşak Civarına da da tet Propaganda Yazan: Naci Sadullah Ss on günlerde dikkatli va - rine topliy z tandaşların al n hâdisel şında yabancı propagandası geli- yor; Çünkü daha birisinin asılsız hğı tahakkuk etmeden, biri yes nisinin yayılışma şahit oldu ğumuz rivayetlerin hep- simli görüm irlere savur duğu manevra fisekleridir. Çüm- kü sinsi, propaganda ordusu da tıpkı diğer ordular gibi, hakili silahlardan evvel, manevea fi - şekleri kullanır. Fakat bu fişekler bittabi, an - cak zayıf hedefler üzerinde tah - ribat yapabilirler, Nitekim, Türk vatanında, yabancı propaganda- sı, tesirini çoktan kaybetmiş de- mode, ve külüstür bir silâhlır. Bu milletin ekseriyetini teşkil e- denler, nasıl, ne zaman, niçi ne şekilde kullanıldığım çok i bildikleri bu bütün foyaları çok - tan meydana çıkmış silâhın kuru gürültüsünü, vakur bir istihza ile seyretmektedir, Fakat buna rağmen, bu mevzu üzerinde dul maktan bir türlü vaz yeçemey şimiz, aramızda, her gün yeni tâ- biyeler icat etmiye çabalıyan bu eskimiş silâhın mahiyetini bilmi- yen tek vatandaş kalmasına bile katlanamayışımızdandır. Bu silâh esaslı gayeleri, al - datmak, ve öğrenmektir. Bu iti- barla, uydurulan rivayetlere ku- lak tıkamak, kâfi bir tedbir de- ildir. Unutmamak mecburiye - tinde bulunduğumuz vazifelerden birisi de, dudaklarımıza uzanan sinsi kulakların tek wirrmuz sağ Amkân vermemekti, kulaklar, tek Türk neforinin, tek Türk topunun, hat- tâ tek Türk kurşununun adresis ni öğrenmeyi, sefil bir zafer Sa- yarla, Bizim şuurlu bir süküfla ka « zanmak mecburiyetinde bulun » duğumuz zafer de, o sinsi kulak» ları, bu sefil zaferden mahrum bırakmaktır: Onlara sesimizi du- yurmamak t arın sesini duy- mamak kadar hayati, milli vatani vazilemizdir! e Havacı Talebe Yetişecek baskaniığı, Kar Yağdı Uşak, 15 (A.A.) — Iki üç denberi mebzu! bir si te ya, yağmurlardan sonra hava bir denbire soğumuş ve ber tarı | sulur ve topraklar donmuştu! vardır ki Elma ve Burgaz - Tına kar düşmüştür. Bu soğuk « 25 i zarar görmüştür. Sarki Karahisar, 15 (AA) — Yağmakta olan kar durmuştur, Fakat şiddetli bir soğuk hüküm sürmektedir. Bütün meyve ağaç ları donmuş harap olmuştur. Za- rar çoktur. Yanlış Bir Haber Ankara, 15 (AA.) — Dahili- ye Vekâletine bağ bir propa - ganda servisi ihdas edilmek ü- zere bulunduğuna dair Istanbul da münteşir Vatan, Yeni Sabah, Haber ve Son Telgraf gazetele - lardan meyve ağaçlarının yüzde) * mek lâzım geliyordu. ( Arkası var ) Ankara, 15 (TAN) — Vekili Mümtaz Ökmen İstanbul- dan şehrimize dönmüstür. Ticaret Vandan İran hududuna karlar 0-| miştir. Bu sabahtan itibaren bir lah kısmın da etüdlerine baş lanmış bulunmaktadır. caktır. sİ kilo francala 20 kuruşa rinde i eden haberin asıl. sız olduğu an tahki ticesinde anlaşılmıştır. satıla- Leyleklerle Kartallar da le okudu- Zuma göre, Bursadaki leylek - lerle kartallar arasında yeniden ve çok kanlı bir muharebe başlamış, Hatırlarsınız; Bu hayvanlar, bundan , birbirleriyle bir defa daha muharebeye tutuşmuşlardı. Ve o zamanki harp, - bütün tahminler hilâfı. Fakat o zaman, Bursadan gelen mü- harebe tafsilâtından öğrendiğimize re, leylekler, zaferi kazanmak için, tül lü türlü hilelere, çarelere başvurmuş” Jardı, Ve hu hileler, bu çareler, leylekler tarafından kazanılan o zaferin şerefini düşürecek derecede sefilâne, ve zelilâ - ydi: Çünkü leylekler, kartalları yene. bilmek için, Akbâbalarla Şahinlerin yar dımını dilenmişler, kahramanca döğü - şen kartalları, o müttefiklerine arkadan vurdurtmuşlardı. Bakalım, şimdi yeniden başladığın öğrendiğimiz muharebenin neticesi ne olacak? Eğer leylekler, yine ayni hilelere haş- vurarak harbi kazanırlarsa, kartalları acımamak elimizden gelmiyecek. Düşünün bir kere: Leylekler yine sa- hinleri ileri sürecekler, Şahinler Kar - talları yine arkadan vuracaklar, Ve on- dan sonra da, bu kavgayı kenardan seyretmiş olan hilekâr ve kalleş Leylek- ler, biçare Kartalların vatanında, zafer resmi geçidi yapacaklar, Bu sahneyi tahayyül etmek bana, meşhur, fakat güzel bir fıkrayı hatır latte Bir ormanda, ayağından fena halde yaralanan bir aslan, sürüne sürü; liye inliye dere boyuna varmıya çaba - lıyormuş: Niyeti de dere suyunda ayağı nın derin yarasmı yıkayıp temizlemek miş, O sırada, tesadüf, aslanı bir tilki ile karşılaştırmış, Tilki aslanın perişan halini görünce: “ Geçmiş olsun aslan kardeş... De. miş, bu ne hal böyle? Bereket ki, bu bit kin halinde, benden evvel kurtlara rast gelmemişsin: Zira onlar seni bu vazi - yette ele geçirselerdi, fırsattan istifade parça parça ederlerdi. Bu ilibarla, seni onlardan evvel benimle karşılaştıran hayırlı tesadüfe şükret. Ve gel bana yaslan da, seni dere boyuna kadar yö- türüp, yaranı tedavi edeyim!,, Aslan, lütufkâr bir hâmi gururiyle kabaran tilkinin edasına bakıp acı acı gülmüş, ve: “— Ben, demiş, şu ayağımdaki yara- dan ölmem amma, beni senin bu cakah halin öldürecek?,, Şimdi Bursa semalarında kızışan harbi, Şahinlerin yardımiyle Leylekler kuzamp tu, Kartalların yuvaları önün - de bir zafer resmi geçidi yaparlarsa, biçare Kartallar, tıpkı o yaralı aslan gibi gülecekler, ve leyleklere ayni ceva vereceklerdir. Fakat hayvanların dilinden anlasay - dım, leyleklere, şahinlere pek güven memelerini tavsiye ederdim. Çinin leklerin hasımlarına mütemaı hinleri saldırmaları, bana bir fikra ri hatırlatıyor: Vaktiyle ağanın birinin bir şahini var mış. Havalarda ne zaman bir turna sürü sü görünse, ağa derhal uşağını çağınr, ves “— Ne duruyorsun? Dermiş, Şahini Uşak bittabi derhal şahini salarmış. Şahin de turna sürüsünü perişan edip 'dönermi iş. Bir gün, ağa kasabadayken çiltliğin semasında büyük bir turna sürüsü pey dahlanmış. Uşak (a bermutat, şahini salmış, Fakat aksiliğe bakın, şahin bu sefer, biçare turnaları gözlerinden vu - Tamamış; çünkü turnalar, şahinin örkü- temiyeceği derecede kalabalıkmış. Nite kim, hep bir olup şahine saldırmıylar, ve her zaman mâsum turna sürülerini perişan eden şahini didik didik edip), yere sermişler. Şahinin bu halini gören uşağı derin bir tasa almiş ve, ağaya, çok sevdiği sa. hininin uğradığı âkibeti nasıl bildireeç- ğini düşünmiye başlamış. Akşam olunca, çiftliğe dönen ağa, u- şağını çağırıp sorguya çekimi: Kurnaz uşak efendisi “.. Efendim, demiş, sizin gidi nizden pek az sonra, bir turna sürüsü gözüktü. Ben, bugüne kadar, buralar - dan, o kadar muazzam bir sürü geçtiği- ni görmedim!,, Uşak geçen o turna sürüsünün aza- metini ballandırınca, efen: “.- Aptal herif, demiş, şahini salıver- seydin ya? Zaten ağanın bu sözünü bekliyen u- şak, cüppesinin altından, şahinin didik | didik edilmiş ölüsünü çıkarıp efendisi. | ne uzatmış, ve: “— İşte, demiş, bendeniz de şahini saldım da bu hale geldi ya!,, Bu fıkra, şahine bel bağlıyan leyle -| gin kulağına küpe olsun: Ve kuş bevin- | li leylek hilsin ki, şahinler, daima tur - Use mezunla » ileceğini kararlaştır- Hava pilot subayı yetiş r Maarif müdürlü! ©» müracatt edecekler ve Ma- irlükleri de bu taleple- ri tekem; eitireceklerdir. Bu siekte bulunan talebe hava sını- namzaetlerinin formülü hü- muuyene edile « ilenler doğruca utanlığına gön kümlerine 4 | sek, muvafık | harp okulu derilece Mahküm Oldular — Arnavut- Krahı Ahmet Zogo evvelki sene memleketimizden geçerken beraberinde İstanbula getirdiği otomobilini salmıştı, Bu arabü simdiye kadar elden ele üş kişiye devredilmiş ve bunlardan ücü de gümrük resmi vermeden otomo- bili kullardık'arı sinci cezil mahl lerdi. Reşat, Al yüz lira pars c#zasına mahküm olmuşlardır, * Galatada bir tütüncüye ge ee ruhsatiyesi vermek için 20 ki ra rüşvet aldığı iyle adli- İyeve verilen Beyoğlu belediye subesi memurlarından Nedimin duruşmasına dün asliye altıncı ceza mahkemesinde devam edil - miştir, Mahkeme suçlunun 1 se- ne müddetle hapsine ve bir sene Arasında Ankara, 15 (TAN) — emniyet müdürü Alt Tunçeline, i Müdürü Ali Çanakkale Müdürü Kenan An müdürü Na Tunçeli müdürü Muğla Vekâleten Ekrem M yet ömür müdür müdürlüğü larsus kay » mayı gözünden vuramazlar! Naci Sadullah olunmuş -