Dünyanın Siyesi Manzarası İ 1 — Sovyetlerie Japonya da imisinnan ademi te İ ünün en mühüm siyasi hâdisesini İ teşkil etmektedir 2 — Mac İ yayag İ yet Runyanm aldığı | lerin Balkan siyaseti i ifade eden him ilerleyişler İ anlaşılıyor. i Moskova Paktı: İ (gg irin cn mühim siyasi hâ- disesi, Sovyetlere Japon. İ ya arasında imzalanan ademi | tecaviz paktıdır. Bu paktın e. saslı maddeleri şunlardır: 1 — İki devlet aralarındaki barış ve dostluk münasebetle rini devam ettirecekler ve bir- birlerinin mülki tamamiyetine İ riayet edeceklerdir, .2 — İki devletten biri diğer i bir devlet veya birkaç devlet | tarafından tecavüze uğradığı 4 takdirde, diğerine karşı bitaraf- hık vaziyetini muhafaza edecek. ir. Bu pakta bağlı bir deklâras- İ Yon, Japonyanın Mozolistanın ve Sovyetlerin Mançukonun ta- Mmamiyet ve masuniyetine ria- İ yi edeceklerini kaydetmekte. Bu paktta, Taponya ile Sov- Yetler arasında ihtilâf mevzuu “lan Cine yardım meselesine #İt bir maddenin bulunmaması bilhassa sayanı dikkattir. Bu pakt, Sovyetlerin harbin başlanrıcındanberi takip ettik- eri sulh ve ademi müdahale İ Siyasetine uygun olduğu mu - hakkaktır, Sovyetler, bu paktı imzalamakla, yarın Japonya ile Amerika arasında cıkması muh temel olan bir barpte, iki ta - İ Faftan birinin lehine müdahale #tmemeyi ve askeri kudretleri- İ hi tam olarak muhafaza ederek | beticeye intizar eylemevi daba | makul bir siyaset telâkki et mi Japonyanm bu pakttan İsti- | esi, üzerinde ayrıca durul - Ması icap eden bir mevzudur. | Japonyarın i girmekle, A ücler paktına «rikanm harbe önlemiye çalıştı | Emi ve Müsyö Matsuoka seya- İ hatinden döndükten sonra, bu Siyasetin değismiyeceğini gaze- tecilere söyliyen Japon Basve. kili Mösyö Konoye'nin bu pak- tn İmzasından sonra vanncağı beyanat, daha şayanı dikkat 0- aktır. Mösyö Matsuoka'nın Mosko- İHTİYARLIKTA Thtiyarlığın getirdiği bin türlü Merdin arasında bir de kaşınma 1 vardır. Kaşınma ihtiyacı vü- İban her tarafında duyulur ve itün gün sürer. Fakat gündüz, kaşınmak istiyen yerler az çok) fkapah olduğundan şöyle böyle dare edilir. Gece olünca iş değişir. Zavallı btyar gündüz elbisesini çıka- "ip ta yatağını girmek üzere #ecelik enlar'sini yahut modern i “P zat İse ti, vakit kaşınmak ihtiyacı arttığın: | dan yatağının kenarına oturur ve| biraz sakinleşinciye kadar kaşi-| İnir, kaşınır. İşman ihtiyacı kendini gösterir. İD zaman yatağın içerisinde otu- (up kaşınmak ameliyatına tek- İrar başlamasından o başka care kalmaz, İ Ihtyarlıkta gelen bu kaşınma» (sn bir sebebi cildin kuruması! İve buruşmasıdır. ihtiyarlık | İcok türlü tarif edilehilirse de, rile göre vüculaki su, hütün Ağırlığının yüzde yetmişini teş Şi ettiğ yağı, ilerledikçe suyum nisbeti ozalır ve ihtiyar ladığı vakit yüzde altmışa iner. Bu kadar da kalsa gene iyi. Fa- * vücuttaki suyun nisbeti da- vadaki ikameti esnasında Ame, rika Sefiri ile uzun uzadıya dostane müsahabelerde bulun: duğu nazarı dikkate alındığı takdirde, yeni bir sürprizle karşılaşmak (o ibtimali de akla gelebilir, Balkanlarda : acaristanın Moskova Sefi- rinin, Macar kıtalarının Yugoslavyaya girmesinin se- benlerini kendisine bildirmek i Hari- Visins, Sefire sadece, Sovyet in bu hareketi kabul ii söylemekle iktifa etmiyerek milli ekalliyetlerin mevcut olduğu Macaristanın da Yuyoslavyanm buzünkü va- ziyetine düşmesi ihtimali oldu- ğunu söylemesi sıyanı dikkat tir, Sovyetlerin Balkan siyase. ti hakkındaki o görüsünü ifade eden ücüncü bir tezahürdür. Birincisi, Bulgaristana Al - man askerleri girdiği zaman bu hâdisenin — Bi hükümeti. nin iddiasının hilâfına olarak — Balkan sull korumıyacağı- Bı, bilâkis Balkanlara harp ge. Üreceğini bildiren deklârasvo- nudur, İkincisi, müşterek Türk- Sovyet deklirasyonudur. Ücün. cüsüi ise, Yuzoslavyanın Alman taarruzuna maruz kalmadan iç sant evvel Simoviç hükümeti ile imzaladığı ademi /ocavüz paktıdır. Bu deklârasyon ların iki esaslı hedef i — Harbin va; hie olmazsa Rs'kanlara siraye- tire mâni olmak, 2 — Sulhi sunda gösterdikleri bütün hiis- nüniyet ve pvr ğ #ecavliye maruz ks devletlere Sovyetlerin simd menevi müzaheretlerini vâdet. Ça'kanların. Sovyetlerin em- niyet ve müafaları hakımın - dan husrsi kir ehemmiyeti ol. duğu malâmdur, Sovyetlerin üz mivetleri büyük bir hir hareket devletin kuvvetli üssü haline gelmesine mâni 0.| İnen tedhisleri almak istedik- eri de âsikârdir. Hiiseler bn istikamette in- Kisaf ettikee, Sovyetlerin sesi | nin perde perde yükseldiğine #rhit oluyoruz. Ronwn icimiir ki, vazivet Balkanlarm ve Sovyetlerin sulh ve emniveti halımından bie! tün tehlikeli bir bale geldiği takdirde. bm sesin daha baska bir tanda yükselmesi o muhtes meldir. Harp Vaziyeti : sS n İki gündür Balkan harp cephesinde nisbi bir sü. künun hüküm sürdüğü ve Al man kıtalarının mühim ilerle yişler kaydetmedikleri anlaşılı- bir sebebi, hareket üs- lerinden birden çok uzaklaşan 'motörlü Alman kılalarının üsle- di ibatları İr suret. siyle irtibağye ar de. 5 te KAŞINMA ha aşağı düşerse kaşınma ihi yacı başlar... Bu türlü kaşını kurumasından başka, bi rin yorulmasının dır, Ie min çıkarması bi in neticesi olarak 35 çok yorulmuş bu Yor yün böbrekler de vücudün içeri sini iyice temizleyip zehirlerin: çıkarmıya yetişemezler, Ancak a meydana çıkan kaşmmanm mutlaka ibi- yarlıktan geldiğine hükmetmek te doğru olm da vetsiz misabıri lanmış Vücutları ları gibi - bir alâmeti de kaşım- mak olan - şeker hastalığı ihti - rlıkta da geleb insan o ihktıyarlığında başlayınca ilkin vücudünün ça maşırlarını iyi gören gözlerin sar hibi gençlere sonra da kiran kimyagere muayene ettirmesi İ- yi olu Ahtiyarlıkta banyo yapmak, tehlikesiz olan suyü bez batırarak onunla ki yerleri ıslatmak yetişir; V dü değil, hiç olmazsa, derinin kuru- luğunu gidermek için... kaşınmıya karş su dökünmek yacağından ılık gan Nİ ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi || 1406 Kr, Tasma (O 2800 Kr | 70 « © Ay 00 İl wi. Ar o . | 150 vav wo » m içinde eksilen suyun yerini! Irak askerleri tarafından işgali bildirilen İngiliz hava kuvvetleri (R. A. F) karargâhı, Bağdattan 60 mil mesafede Habbaniye'de tesis edilmiştir. Evvelce İngilizlerin tayyare karargâhları olan Bağ- dattaki Hinaidi hava üssü ise 1932 de Irak müstaki eçen hafta Irakta bir hü. kümet darbesi oldu: Ba- zı ordu erkânının yardımı ile €ski başvekillerden Reşit Âli Geylâni iş basına gecti. Irek parlâmentosu iki gün evvel yap- bi bir toplantıda Emir Aptul. lahı Kral naipliğinden azlederek yerine Hâşimi ailesinin en yaşlı AÂzası olan Şerif Şerefi seçti, Bu arada Bağdattan 60 mil mesa. fede bulunan İngiliz hava üssü- nün Irak ordusu tarafından iş. gal edilmiş olduğunu da öğreni. yoruz. Irak hükümetinin tesek- külündenberi Bağdatta böyle hükümet darbeleri çok görül. müştür, Bununla beraber Al manyanın Atlantikte, Libyada ve Balkanlarla İngilizlere karşı şiddetli bir harekete geçtikleri bir sırada Buğdatta İngiliz aleyh tarı olarak tanınmış bir siyaset adamının orduya dayanarak, hükümet idaresini sı çok husus! bir mahivet alır. Hele bu arada İngilizlerin Hab. baniyedeki have üslerinin Irak. hılarm taarruzu uğramıs ol- ması, vaziyetteki vahameti daha kuvvetli olarak gösterir ** Çi İngiltere “için #ki 8- bemmiyeti vardır: Biri bu memleketin Hindistan yolu ü. zerinde mühim bir dyrak yeri olması, ikincisi Akdeniz İngiliz filosu için çok havati bir ihtiyaç teşkil eden Musul petrollarıdır. İngiltere kendi eli ile yarattığı Irak krallığında önceleri man- dater olarak sonraları İyi bir dost ve müttefik olarak bulunu- yordu, Bu yeni memlekette em. niyet, sıhhat, maarif ve İktisat nsmrna ne gibi hayırlı ve mu. vaffakıyetli tesebbisler varsa, bunlarin hepsini İngiltere hazır. lamış, yapmış, meydana cıkar. mastır. Irak, dünyanın, haric karsı hiç borcu olmıyan vesâne devleti vasfını da İngilizlere medyundur. Yapılan uzun de. miryolları, İngiltereye bırakılan hisse senetleri ile ödenmiş, Bas. Ta limanının o mükemmel tesi. satı, liman varidatı karsılık gös. verilerek meydana getirilmiş ve asırlardanberi âşiretler arasmda görülen gecimsizlikler ve birbir- leri üzeine tevali edip giden bas. Xınlar İngiliz hava devriyeleri. nin sıkı kontrolleri altında gö- rünmez olmustur. Fakat ne si. Yyaset, ne süngü, ne de Irak ha- Bahriyeli Kıyafetine Giren Genç Kız | — omutan, bir casus kı bez eş Amerikada San Diego limanını ter. kederi Long torpi- to mubribi Ha - eg w LAN Seyrine diyordu. Hava gü- zeldi. Denizde ufak bir ürperme bile yoktu. Gemiciler mavi bir caket giy- miş mskinist kıyafetinde bir kı- zı sürükliyerek komutana götür düler. Yüzü ve elleri kömür ve yağ içinde idi. Iş esnasında lü- zumsuz beyecan gösterip te ba- şındaki beresi düşmeseydi onu diğer mükinecilerden ayırt et- mek mümkün olmıyacaktı. Bo- İ resi başından düşünce saçlarını tutan iğneler düşmüş ve saçları omuzlarına dökülmüştü. Zevallı kız ağlıyordu. Komulan sordu: — Kimin hesabına bu gemi- de casusluk yapıyorsun? İ. Genç kiz ağlyarak cevap | verdi. | — Yemin ederim ki, ben ca- sus değilim. Bakınız ne oldu? Ve hikâyesini anlattı. na bırakılmıştı İNGİLTERE İçin İrak'ın Ehemmiyeti İrak'ın İngiltere için iki ehemmiyeti vardır: Biri bu memleketin Hindistan yolu üzerinde mühim bir durak yeri olması, diğeri Akdeniz İngiliz filosu i- çin çok hayati bir ihtiyaç teşkil eden Musul petrol. larıdır. a EN Eğ İğ Sabri Durar valarında dolaşan İngiliz tayya. geleri bü yeni devlet üzerinde İngiltereye sağlam bir bağlılık temin edebildi. İncütere, en kuvvetli bağı Kral Faysal'ın sah sında bulmuştu. 1917 de Osmanlı orduları Bağ dattan ayrıldıktan sonra memle- ketin idaresi İngiliz mümessili Sir Persy Cox'un elinde kalmıs, 1920 de Milletler Cemiyeti Tra- kın idaresinin 'mandater olar: İngiltereye birakmıstı. 1991 de Emir Faysal Irak Krallığına se- cilmisti. Kral Faysal yeni Trak devletinin karşılastığı bütün güclükleri birer birer yenmiş, nihavet 1927 de İngiltere ile bir dostluk muahedesi imzalamıstı 1932 Birinci tesrininin 3 tinde İneilterenin müzahereti ile Irak müstakil bir devlet olarak tanın. mış ve Milletler Cemiveti azalı. ğına kabul edilmisti. Irak üze rinde artık İngilterenin manda- st kalmıyordu. İki memleket a- rasında yalnız bir dostluk bağ ları mevcuttu, İnsiliz orduları Iraktan cekilmislerdi, yalnız çöllerde polis isini gören İneiliz tayvareleri ve bunların üsleri kalıyordu. Fakat Kral Favsalın daha 48 yasında iken İsvierede birdenbire ölmesi, isleri biraz değistirmisti. Memlekette politi. Amerikada Mişigan şehrinde bir saatçi dükkânında çalışı - yordu. Her cumartesi akşamı sinema ya giderdi. Bütün hayali Holi- Wood'a gidip attist olmaktı. Ha- vayada çekilmiş filmlere bayılı yordu. Sinemacılar artisilerin orada 'buluyorlardı. Sinemaya girebilmek için Havayaya gide- bilmekten başka bir çare yoktu. İşte San Diogu'ya bu maksat- la gelmişti. Long torpitosu Hava yaya gidiyordu. Gemiye bine- bilmek için ise bahriyeli olmak Mizmdı. Bir gemici elblecsi al dı. Gemiye giden müretti a Tema iz ak onlarla birlikte torpito muhribine girdi. işte hâdise bundan ibaretti. Zabıta tahkikatı kızın söyle - diklerini teyit etti. Fakat genç kız otuz gün hapse mahküm ol- maktan kurtulamadı. 4 * ir hükümet haline girdiği vakit Irak ordusu. kacıların hırslarma meydan açi- hyor, şimalde oAsurilere karşı yapılan tenkil hareketlerinde pek çok kan dökülüyor ve İngi. izlerin Irektaki vaziyetleri gün den güne sarsılıyordu. Yeni Kral Gazi 1, cok kuvvetli bir Avrupalı terbiyesi almış olmak. Ja beraber milli hisleri cok ga- leyanda ateşin bir gençti. Daha babasının ında, Kralın garp memleketlerine yaptığı u- zun seyahatlerde kendisine ve- kâlet ettiği sıralerde İngiliz se- firi ile bir kac defa çatısmıştı. Hattâ bir defasında #efir Sir Francis Humpbreys, aralarında- ki münakaşanın fena bir sekil aldığım görerek: “Pederiniz ba- na hiç bir vi böyle hitap et- memistir.., tarizinde bulunduğu vakit genç o Veliahttan: “Ben sizinle babam nam'na konusmu- yorum. Trak halkı namına İda rei kelâm ediyorum.” cevabını almıstı. Fakat, Irak bu cevval hükümdarını uzun müddet ba- şında göremedi: Tahta çıktığı dan beş sene kadar sonra Gazi 1, Bağdat civarında yalnız başına yaptığı bir otomobil gezintisin- de kazaya uğrıyarak ölüvor ve oğlu Gazı Gİ, dört yaşımda Irak tahtına oturuyordu. # ** İrakın petrol hikâyesi uzun bir masaldtr, Tufan devri- rine kadar geriler: Nuh peygam: ber gemisini Fırat kıyılarına va kın bir yerde zift ile kalafatlar mış, baska bir pevgamber, De- niyal yire bu civarlırda yerden çıkan alavler görmüs; aradan &- sırlar geçmiş, fakat Mezopotam- vanın petrol hikâyeleri unutul- maâmıştı, Nihayet bu asrın baş İarında, Musul petrolları haki- kat sahasına girdi; William d'Arcy isminde bir İngiliz mil. hendisi İran hududu civarında petrol izlerine raslamış ve O Za- man buraların sahibi olan Os- manlılardan bir petrol işletme imtiyazı istemisti. İngilizlerin bu talebi, İstanbulda o Padişah nezdinde nüfuz Sahibi olan Al manların kulağına gidiyor ve Almenya da bu işte bir hisse is- tiyordu, Araya, Amiral Ches- ter'in şahsında, Amerikalılar da kerismiş bulunuyordu. Musul petrolları etrafındaki bu rekabet senelerce sürmüstü. Nihayet, birinel Cihan Harbi kopmazdan bir müddet evvel, Anahtarı Kaybolan Kasa agilterenin bombardımanları esnasında birçok acıklı sah nelerle karşılaşıl - dığı gibi ara sıra acayip vaziyetler de hâsıl olmakta - dır. Geçenlerde Lon ua üserine yapılan bir akın es- nasında bir banka yıkılmıştır. Enkaz kurlarılabilen dosya, evrak ve para kurtarılmıştır. Fakat, bün- İsr arasında “Lord Mayor, kili- sesine ait bir kasa vardır ki, bu- nun anahtarı kayıptır. Üstüne üstelik kasa öyle aca - yip bir şekil almıştır ki, bunu açmak imkân haricindedir. Tam. bir hahfta muhtelif çilingirler uğraşmışlar, didinmişler fakat bir türlü kilidi oynatmıya mu - vaffak olamamışlardır. Kasanın içerisinde müthiş bir 1914 Haziranında bir Turkisb| Petrolium Company kuruluyor ve bu şirket hisselerinin yüzde! 25 i Deutsche Bank'a, yani Al- manlara birakılıyordu. Bu ket faaliyete gecmeden evvel harp baslamıstı, Hattâ birinci Cihan Harbini doğuran sebep lerden biri de bu petrol dava- sıdır diyenler de olmuştu. Bu senelerinde ve git «lesen harp vasıta” ları sebebiyle netrolün krvmet ve #hemmiveti artıyordu. Fran. sa basvekili George Clemancrau Washington'a cektiği meshur telgrafında: “Bir damin petrol bir damla kandır.” ve İnsiltere haricive nazırı Lord Curron da meshur petrol Krat Deterding- ten hahsrderen: “Her sevi ona boreluyuz, İtilâf devletlerinin zafer semisini petrol dalmaları üzerinde o yö . divorlardı Fakat hu tarihlerden bir sene evvel 1916 da, müttefiki Fran- savı daha zivade harekete se- tirmek zarwretini hisseden İn. » gizli hir anlasma ile Mu. Fransızlara hırakmıs bulu nuvorrlu. Harp hittikten sonra varivet vine . değismisti. 1920 Nisanında San Remo müzekere- lerinde Fransanın Renda kendi- sinden müzaheret beklemesin. den istifade eden İngiltere 1916 gizli alasmasım Irak lehine ola- rak Wransava feshettirmisti. Bu fedskârlığna mukabil Fransaya Musul petrollerinde hisse ve: lecekti, Bövlece 1928 de ismini Irak Petrolium Comnanv'ye ce. viren sirketin hukukunu yeni Irak hükümeti tamyor ve hu ye ni sirkete İngilizler ve Fransız- lardan baska Amerikalılar alı- narak Almanlar tamamiyle dı- sarda bırakılıyordu. #* zaman içinde Trak dün. yanın büyük petrol mem leketleri arasına girmisti. İstih. sal seneden seneye artıvordu Bugün İrakı petrol elde eden memleketler arasmda sekizinci olarak buluyoruz-Basta 164 mil yon ten ile Birlesik Devletler geliyor, Sonra Sovvetler (29 M T.), Venezüellâ (27.5 M.T), İ- ran (10 M. 'T), Felemenk Hin- distanı (72 M. T.), Romanya (6.5 M. T.). Meksika (52 M.T.), Irak (4,2 M. 'T.) gelmektedir. T- rak petrolleri Kerkük'ten Ak- deniz kıyılarına okadar demir borular icinde indirilir. Toprak altına da bir iki metre derinli- ge gömülü olan bu pine - line' ler Kerkükten Suriye hududu üzerinde Ebu - Kemal'a kadar gift olarak döşenmistir, Bu nok- tadan itibaren borulardan biri Suriyeye girer ve o Akdenizde Trablus limanına varır, İkinei hat Palestin'de Hayfa limanına gider. Bu petrol boru hattının uzunluğu 1 000 kilometrevi bul, duğu ve bedevi âsiretlerin do- kları bir çöl ieinden gectiği hatırlanırsa bu hattın ve Irak işlerinin İngiltere icin ne dere celerde ehemmiyetli olduğu an. Jasılır, Fransa ile Almanva ara- sında bir mütareke imzalandığı #ündenberi borvların Suriyevr gideninden potol ukıtılması ke silmistir. Hevfava giden bat ü- zerinde sekiz merkez bulunmak. tadır. Buralarda petrolu borular inde akıtacok pompa tesisat yavılmıştır. Bu merkezlere bağ. hı İngiliz tayyare devriyeleri ge- ce gündüz çöl üzerinde uenr ve telefon ve radyo ile bağlı bu- lundukları karakollara eölde 0. lup bitenleri haber verirler. Hay fava kadar gelen Irak petrolları Akdenizde hareket eden İngiliz filosunun ihtivacmı karsıladığ içindir ki İngiltere bu getrol vo- lunu dalma menivet altında rör. mek ister ve bu itibarla Irakta ya yavaş önümde yürü- yorlardı. Konuşmadıkla - rından, çok uzun seneler bera- ber ihtiyarladıklari için artık birbirlerine söyliyecek | sözleri kalmadığı anlaşılıyordu, Iki ihti- yar bana bunları düşündürürken caddeye çıkan sokklardan birin- den cıyak cıyak bağıran ulak bir çeouğu elinden tutmuş bir adam göründü; afacan belli ki dayak yemiş. Hem ağlıyor, hem de buhur devesi gibi burnundan balonlar şişiriyor... Babası silke- liyor, sürüklüyor, yerden ay nı keserek bir iki şamar arasın. da azarlıyor: — Koca camı kırar bana cere. me çeklirirsin ha... Seni kömür. İlüğe kapatayım da aklın başına gelsin... Bunu göl dın kuzguni En kaldırarak; — Baba dediğin böyle olmalı dedi. Doğrusu çocuğunu i- erbiye ediyor! Kocası homurdandı; — Buna terbiye denmez, zu- lüm denir, Maşa kadar çocuk böyle dövülür mü? Koskoca ca- — Dövülür ya... mu kırmış, — Çocuktur, Ne bilsin? — Öğrenir bir daha yapmaz... Ah! Remziciğimin de böyle bir babası olsaydı oğlan adam olur. m ihtiyar ka- kaşlarını yi — Katıra araba yükiyle odun alsan yine adam olmazdı... Soy- suzun sütü bozuk... — Neye ölsün sütü bozuk? Hep kabahat sende, Verdin yi. zü, verdin yüzü. Şimarttın, ber- bat ettin... — Yüz verdimse hırsızlık et demedim 0... Senin o serseri kar- deşine benzedi, Zaten kız ha- Taya, oğlan dayıya çekermiş, “Soyu soydan al, Köpeği mandı- Tadan. yumuzda ne varmış? Bi- ze koskoca O (Kantarizade) der- Ter... — Şimdi silselene kantarlıyı attıracaksın.... — Ne haddine!.. Benim anam, seninki gibi hamam anası değil... — Elim ayağım parpar titri - yor... Olmüş anamdan De istiyor. sun ulan? Açtırma kutuyu, söyletme ,. “Reşit, ne söyle, ne i- bağ Çenen pırtı!.. Dilin tutulsun da söylemez ol inşallah! — Köpeklerin duası kabul olsa gökten ekmek yağardı... — Sus be kan!.,, Bari sokakta olsun başımın etini yeme, — Başının etini kuzgunlar ye- sin!, Kırk yılda bir sokağa çık- tım, zehir etti... — Defol oradan öyle ise, Biri bir tarafa öteki öbür ta- rafa a; , Kadın birdenbi- re döndü, Elleriyle işaret ede- rek uzaklaşan kocasının arkasın» dan uzun Uzun baktı, Kendi ken- dine söylendi — Kavga neden çıkar? Elinin ünden”. ki Takvimci Hâmit İhtifali Büyük Şair Abdülhak Hâimit için dün akşam saat 21 de Üskü- dar Halkevinde bir ihtifal yapıl yüuştır. İhtifalde kalabalık ve münevver bir kütle bulunmuş, #zadarn Fevet Göris, Büyük HÂâ. mit hakkında bir konferans ver- miş ve şiirlerinden bazılarım © kumustur. Büyük bir alâka ile dinlenen olup biten hadiselere karşı alâ-| konferansı müteakın "“Tarik,, tan kasız kalamaz. hazine mevcuttur. Fevkalâde za rif gümüş takımları, kiliseye ait 400 senelik mukaddes vazolar, tabaklar, r, demir ka- sa içindeki eşya arasında bulun- duğu gibi birkaç milyon da Ingi- liz sterlingi vardır. Çilingirlerden ümidi kesen kilise ve banka müdürleri ne gi- bi bir çareye başvurmak ca; ettiğini düşünürlerken garip bir teklif karşısında kalmışlardır. Londra hapishanesinden yol - ladığı bir mektupta İngilterenin en meşhur kasa hırsızı kendisine izin verildiği takdirde polis re- zareti altında gelip bu kasayı açabileceğini iddia etmektedir. Bu hizmet mukabilinde kilise ve banka heyeti idaresinden hiç bir bedel istememektedir. Bunu sadece dünyaya kasa kırmakta- ki maharetini isbat etmek gibi şahsi bir arzu neticesinde teklif ettiğini izah etmektedir. İşte bugünlerde Londrayı bir hayli eğlendiren meselelerden biri de budur. Kasa içinde mah- pus kalan hazine ne olacak. Hü kümet bu meşhur hırsızın yardı- mını kabul edecek mi? Yoksa barıka ve kilise idareleri böyle bir talepte bulunmaktan çekine- cekler mi? Şimdiki halde hazine kasada âkibetini beklemekte, müdürler bir sahne temsil edilmistir. bir karar vermiye çalışmakta, hapishanedeki hırsız bu teklifin- den çıkacak beticeye intizarda » dır. Ve bu meseleyle alâkadar olan Londra halkı sığınak soh- betlerinde birbirlerine sormak» tadırlar: : — Kasada kalan hazine ne ©- lacak? » İki Rakam, Bir Aşk Telgrafı Aren sevgilileri ve ai. leleri ile mektuplaşmal; rı güc oluyor. De- niz yolları kapan- dığı için mektup- lar muhataplarına aylarla gecikmeler den sonra varabili- yor. Buna bir care olmak üzere Afrikada İngiliz kumandanı Ge- neral Morrison kendi askerleri için bir aşk şifresi icat etmiş, Meselâ cephede bulunan sevgi» linize veya kocanıza söyle bir telgraf çekiyorsunuz: Aziz Jak: 8132. sevgilin Gladis, Bu iki rakamlık kısa *elgraf şu demektir: “Hatırımdan hiç çıkmıyorsun. Bütün sevgimle.” Siz de bunu faraza sövle bir cevap veriyorsunuz: 103 P. S. Bu küçücük şifre şu demektir; “Bana biraz para gönderebilir. seniz memnun olurum...