- İlenzerası Bajka Balkanlardaki son inkişafı Macaristan ve Bulgaristanda da derin bir alâ- ka ile takip edilmektedir. Dün, Bulgar, Macar ve Slo- vak başvekillerinin söyledikleri nutuklar bu ulükayı teyit et mektedir. Mösyö Filof dün Sobranyada- ki beyanatında şunları söyle- Biz Balkanlarda sulhün de yoruz. Yugosl & ja ile dostluk miüinasebetlerimiz nun için teyit etmiştik. Yugos- lavyanın mihvere iltihakını da bundan dolayı o memnuniyetle karşıladık. Yugoslavya paktı im >rladığı zaman Balkanlarda sul- hün teessüs edeceğini zannettik. Fakat, onlar, harbi tercih etti- ler, Buna rağmen biz bitaraflı- ğımızı muhafazada devam ettik. Onlar ise bizim (şehirlerimizi bombaladılar. Hiç bir sebep yok iken hudut karakollarımıza hü- «um etiler... Bu vaziyet karsı» sında hükümet 7? hatlı hareke- tini tayine mecbur oldu. Simdi gelen tedbirleri almakta gecik- miyecektir.., Ayni mealde beyanatta bulu Ban Macar b: de; ristanın İngütere ile münase- betlerinde daima zarar gördü- ğünü, halbuki Almanların söz” lerini tuttuklarını, Macaristanın pikiri Almanlarla müş- beraber hareket edeceğini ledikten sonra, hükümetin hu- dutlarda cereyan eden haditele- çin İcap eden tedbir- İleri aldığını ilâve etmi Hırvat İstiklâli : > Iman kaynaklarından ge- len diğer haberlere göre: Viyanada 500 Hırvat bir mi- tiny yaparak Hırvatistan is tiklâlinin teminini Hitlerden ri- ASONE Türkiye BEDELİ Konebi 1400 Ke, 1 sene 7 . Ay 100 » Tây 280 Ke 1800 809 300 gi Amerikadaki 4000 Hırvat ta| Fransız Donanması Ne Vaziyette Hitlere biyle bir temenniy har eden bir telgra lerdir, Bundan başka binesine gireceği mediği zamanlar Macek hakkın. da çek sitay lanan Roma ve Berlin radyola rs şimdi bu zatı ; hain olarak tavsif etmektedirler, Meshur Hırvat tedhiş cemi yeti olan ve Kral Aleksandr'in katlinde methaldar bulunan Us- taşi cemiyetinin reisi olup uzun zamandanberi İtalyada bulunan Paveloyitek'in riyaseti altında | bir fırkanın tesekkül ettiği ve bütün Hırvatlarn bunun etra- fında toplanmaya davet edildi. gi haber verilmektedir, « Alman ve İtalyanların bütün Yuzoslavyadan vakya gibi, kendi ni kimiyetleri altına almak istedik leri anlaşılıyor. Alman kuvvete lerinin Yuyoslevsava simaldı taarruz ve Zağrebi bonhardı man etmemeleri ve bu suretle Hırvatistan harp fecayiinden korumaları bu plânlarının ta. hakkukuna yardım edecek si si bir hareket olarak telâkki e- dilebilir. Fakat Maçek, Zağrebe gide- rek, radyoda Hırvat milletine heyecanlı bir hitabede bul muş ve felâketlerin en bü olan harbin milletin üzerine çöktüğünü ve böyle hir zaman- da bütün Hırvatların 'evlerinde ve orduda tam plin ile hareket etmeleri lâzım geldiği. ni söylemiştir. Askeri Harekât: lardaki askeri hare- t hakkında gelen ha berler, Alman ordusunun Yu- goslavyayı ortadan ikiye ayır. nan orduları arasındaki irtibatı kesmeyi ve Arnavutluktaki talyan kuvvetleriyle birlesme: istihdaf eti anlasılıyor. Al man ordusunun Üsküp, Perlepe, Niş şehirlerini işyal etmeleri de gösteriyor ki, Tsvetkoviteh hü- kümeti, cenup ve cenubu sarki hudutlarında icap eden müdafaa tedbirlerini almayı ihmal etmis» tir ve beş on günlük bir haya malik olan Simoviteh hiikümeti ise, bunu yapacak zamanı bula» mammıştar. Br: vaziyete rağınen, askeri harekâtın neticesi hakkında hes nüz kat'i hükümle vek doğ. yu olmıyacağını zannediyoruz. Harp tehliğlerinde Yunanis- tanda bulunduğu ve mevzilerine yerleştiği söylenen 200,000 kişi- lik İngiliz ordusundan hiç bah- sedilmemektedir. Her halde gü nün birinde bu ordu da kendin- den bahsettirecektir ve belki de bir sürprizle karşılaşacağız. Mister Churehill de bugünkü nutkunda, İngilizlerin çarpışma lara henüz iştirak etmediklerini bildirmiş ve Ba'kanlardaki ha- rekât hakkında bugün bir şe iyemiyeceğini beyan etmiş-| t $. Rusya - Japonya : | Bi" Moskovadan hareket gine beklenen Mösyö 4 üncüde) “Çok Kaşınanlara Sağlık... Arada sırada kaşınmak keyifli bir şeydir. Meselâ sabahları uy: hmca karyolanın kenarına iliye . Pek biraz kaşınmak, sonra gele- tek olan şigera keyfinin bir mu- dimesi Kaşınmak buzan İnsana umut verir: Sağ avuç #ımdığı vakit Hikmanin kasınana kibar Tum verdiği de olur: Meselâ yü: Yazan bir zat, bir aralık yuzmak| İon durarak bir elinin parmakla | açsız- başını kaşıdığı vakit | nir... Yürümek kaşınmayı azal:| tir. Ata inmenin, kürek çekme-! nin, tenis oynamanın da kaşıntı) Yı azalttığı meşhurdur. Ilk su banyosu, ılık su dökün- mek, ilik suyla duş yapmak ka- şinanlara rahatlık verir, İnsanın j kesesi bol, suyun taksitlerini ö- ii e İ deyecek kadar geniş olunen bun- İları sabah ve akşam, günde iki de- fa tekrar etmeye hiç bir mani yoktur, Kaplıcaların çoğu açık havalı, b zatın zihninde bir cevahir ha-| bahçelik yerlerde bulundukların- Yırladığı anlaşılır ve kendisine ürmet edilir... Fakat kasınmak devamlı olun- #4 can sıkar, vücudün derisini #itir, kaşınanı öfkelendirir.. Doğ- #usunu isterseniz devamlı kaşıntı | -uyuz illetinden başka- hu tedavi edecek olan hekim icin | e can sıkacak bir seydir. Cünkü “#şıntı -bin değilse de- pek çok izl sebeplerden gelir ve o se- P bulunup ta kökünden yok e- İdilmedikçe kasıntı geçmez Kununla beraber, kasınmak ne- iFeden gelirse gelsin her türlüsü- 5 iyi gelecek | tedbirler vardır. ir kere açık hav İlerde insan -v misal rler bulunmamak vr le İsehir içindekinden daha az kaşın-İ ka | dan kaşınmaya iyi gelen iki ted- birin ikisini birden temin ederler: Meselâ Yalova kaphenlarının par- kında gezmek, sabah ve akşam da banyoya girmek kaşınmanın hemen her türlüsüne iyi gelir, Tabii, biraz da perhiz: Barıla. rını filân yemek kaşındırır. O fi, İân yemeğin ne olduğuna dikkat İ edilirse onu yemekten mutlaka İ çekinmeli.. Bilinmezse dana eiin- den, midyeden ve istiridyeden peynirlerden ve lihana ile karnı- bahardan, bir de domatesten şip. | «| he ederek tecrübe etmeli ve alkolli iç Kahveyle ça! ler /sarap ta di lahil çok kimselere ıntı verirler, "Denizcilik Bahisleri Bugün Şerersiz inçe gemilerini İn- rın Fransiz filosu tarafından hi- muaye edileceği hakkında Ami- ral Darlan tarafından yapılan nat, dikketi, Fransız filo- bugün ne vaziyette oldu- iu meselesi üzerine çekmiştir. Bu beyanat, muhtelif tefsirlere yol acmıs. bilhassa İngiliz kay- nakları ve matbuatı bu beyana- tın, Almanların. Fransız harp gemilerini İngilizlere karsı kul- Isnmak istemesinden ileri geldi- ini öne sürmüşlerdir. Son alınan haberler, bu ihti- malin bugün için cok zayıf oldu- ğu merkezinde ise de, Vizhv hü- kümeti Almanya ile bu sekilde bir isbirliğine muvafakat ettiği takdirde bu yardım İngiliz ablo- kasını ne dereceye kadar müte- essir eder? Meselenin bu cephe. sini mütalea edebilmek icin her seyden evvel Vichy hükümeti- nin elinde bugün ne kadar harp gemisi kaldığını ve bunların ne kıymet ve kifayette olduğunu bilmek lâzımdır. ** 7 Şev hükümeti İngilizlerle yanyana harbe girdiği za- man, Akdenizde kuvvetli bir donanmaya sahip ve uzak de- nizlerdeki menfaatlerini koru- yabilecek kadar geniş bir bahri- yeye malikti Harbin basında Fransız bahriyesinde 163.945 mecmu tonluk 7 hattı haro ge- si vardı. $ tane de İnşa halin- de idi. 22,146 tonluk 40 ti; taşıyan bir tavvare gemisi ve yine 10.000 tonluk 28 deniz tay- zemisi Vardi 70.000 mecmü ton- luk 7 adet ağır kruvazör, 79.720 mecmu tonluk İl adet hafif kruwvazor, 77.248 mecmu şenluk 32 adet İldör destroyer, 51.809 mecmu tonlük 29 muhrip, 7.320 mercmu tonluk 12 tropitobot, 2.880 tonluk 1 adet denizaltı kruvazörü, 72 adet denizaltı ge- misi, 6 adet mayın denizaltı ge- misi, 16 adet meyın gemisi ve bir çok aycı botları, tarama ge- mileri vardı. Bugün ise Vichy hükümetinin elinde harbin ba- şında mevcut olan bu muazzam Fransız. donanmasından gavet az mikdarda kalmış ve elde bu- Jenanlarn bir kısmı da va ta- mire muhtac veyahut tamir e- dilemiyecek vazivete gelmiştir. girin Vice hükümetinin emrinde bulunan ve A- miral Derlan'ın iaşe gemilerini himaye icin kullanacağı Fransız filosu su vaziyettedir: Harbin basında Fransız do- emaaeeeememeesareaseree e. Yazan: H. KORUR saasaasaasareaeseasaseseeamasseneeeea Casablanca liman: manmasında bulunan 7 hattı harp gemisinden 22.189 tonluk ve 20 mil süratinde 12 adet 305 santimetrelik, 22 adet 13.8 san- timetrelik ton tasıyan Paris ve Courbet zırhlıları İngilizlerin &- lindedir. 1913 te denize indirilmis o- lan,22.183 tonluk. 23 mil süra: tinde 10 adet 24 santimetrelik, 14 adet 13.8 santimetrelik top taşıyan Bretagne batmistır. AY- ni sınıftan ve avni evsafta Pro- vence da Merselkebir'de batmıs- tır, Azmi sınıftan ve avni evsaf- ta olan Lorrains hattı harn 9€- misi de İskenderivede İngilizle- rin nezareti altındadır. 26.500 tonluk 31.5 mil süre tinde, 8 adet 33 santimetrelik. 16 adet 13 santimetrelik topla 4 tavyare tasıyan Dunkeraue zırhlısı da Merse'kebirde ağırca yaralanmıstır. Avni sınıftan ve avni evsafta Strasboruz kacarak Tonlon'a gelmistir. Daha harbin basındavken in- saları tamamlanmak üzere bu- lunan ve 1940 - 1941 senesinde vazifeve girmeleri mukarrer o lan 35.000 tonluk 41 mit de 8 adet 30 santimetrelik, 15 a Fransiz narp gemmeri adet 15.2 santimetrelik tonla 4 tavyare taşıyan İki zırhlidan Jean Bart Kazablanka'ya ve Rleklisu de Dakara gitmiştir. Bu gemilerin buralarda tamam. lanmasını temin edecek ne te: gâh, ne tersane ve ne de deniz fabrikası vardır. Harbin başında plân halin. de bulunan 33.000 er tonluk La Gascogne ve Clömeneenu hattı harp gemileri de henüz ta- mamlanmaktari çok uzaktır. Bu hesaba güre, Fransiz bah- riyesinde mevcut 7 ağır ve İl hafif kruvazörden 9 tanesi Ka- zablanka ve Dakardadır. 6 tane- si İngilizlerin elinde ve Hür 'ransızlarm emrindedir. İkisi Aptillerdeki Fransız müstemle- kelerinde, birisi de Hindiçinide- dir. İkisi de balmıstır. 22.146 tonluk 21 mil süratin- de 40 tayyare tasıyan Böarn tay yare gemisi La Martenik'te mu. hafaza altına alınmıstır. Bundan başka 792 adet lider destroyer'den 6 adet batmıstır. 6 tanesi İskenderiyede İngiliz. lerin elindedir. Torpitobotların 12 si Vichy hükümetinin elin. dedir, Denizaltılar hakkında kat'i ve arih bir malümat yoksa da bun lardan bir kısmı Fransız müs temlekelerinde ve bir kismi da Vichy hükümetinin etindedir Şu halde bugün Amiral Darlan" m kullanmak istediği ve Alman- ların da Vichy hükümetini taz- k ederek İngilizlere karsı ku landırmak İstedikleri Fransiz donanması 1 zırhlı, 9 kruvazör 20 muhrip, 12 toroitoboltan mürekkentir, denebilir... Harbin başında Akdeniz mu- vazenesinde mühim bir rol oy- nâmış Fransız donanması bugür çok Zayıf bir vaziyettedir, Ve Fransanın harbe girmeden ev- velki donanmasmın bücüne na- zaran Üstünlüğü aşağıdaki cet velde izaha kâfidi, Şimdi Harbin başında Hattı harp gemisi Kruvazör Destroyer Mubri Torpitobot Tayyare gemisi ** B- cetvelden de görülüyor ki, burün Vichy hükümeti nin elindeki harp gemileri adet itibariyle harbe girdiği andaki ne nazaran yarıdır. Fakat bu £6- milerin dağınık sahalarda bulu nuşu harp kifayeti bakımından kıymeti 4 te le indirmiştir. Bu sebeple Fransanın Almanya ile bir askeri işbirliği yapması ha- linde İngiliz donanmasının Ak- deniz ve Atlas denizindeki hâki miyeti üzerinde hic bir tesir ya pamaz. Bu kuvvetlerin İtalya harp gemileriyle işbirliği yapa-| cakları düşünülse, buzün müte | madiyen takviye edilmekte olar ve bir taraftan da Amerika tara dinden gönderilen ve gönderile- cek olan harb gemileriyle kuv- vetlenen İngiliz donanmasının üstünlüğüne hic bir zarar vere mez. Yalnız burada bir noktav ihmal etmemek lâzımdır. Atlan tik limanlarında bulunan Fran | $iz kruvazörleri Alman denizal tılarına ve Alman kruvazörleri | ne iltihak ettiği takdirde, İngi liz ticaret ve nakliye cemilerine daha fazla zayiat verdirebilir Ve Fransız limanları bu gemile re üs olduğu takdirde tehlike daha çok artar. Fakat. İneilizlerin buna mu- kabil lüzumlu tedbirleri almak ta gecikmiveceğini de hesap et- mek icap eder. Şu halde. bir Fransız - Alman askeri isbi İngiltere yukarda kaydettiğimizden baş- ka fevkalâde hic bis mahzur te Ut etmez kanaatindeyiz. Ness Nehrindeki Ejderin Hi yesi A orüradan gelen son ha. berler arasında şöyle bir fıkra vardır: “İskoçyadaki Nese nehrinin şimal sahilinde acaip bir cese- din o hurdahaş olmus parçaları bulunmuştur. Bu bakiyelerin Ness nehrinin meşhur ejderine ait olduğu ve bu deniz canavarının bir mayi- ne çarparak parçalandığı sanıl- maktadır... Bahsedi n ejderin şöyle bir hikâyesi vardı 1934 senesi yazında bir gün Ness nehrinde. ava giden bir balıkcı geriye şöyle bir iddia ile döndü; — Ben bügün yılan şeklinde müthiş bir canavar gördüm. Suyun üzerine her çıkışında ar. kasındaki suları birbirine katı. yor, bir vanur carkı dönüyor - muş gibi. köpükler çıkarıyor. du. Bu havadis ortalığı canlan. dırdı. O aralık matbuat yaza . cak mevzu arıyordu. Bu hâdi- sevi büyüttüler. Az zamanda Ness sahillerine rağj Nehir boyundaki kü balar bu su canavarını görmiye gelen meraklılar, gazeteciler, «emiciler, âlimlerle doldu. Kü. cük kahvelerde toplanan halk, öndüz hep bu mevzu ü. zerinde konustu. Nehir üzerin- de işliyen vezine geminin ih - tiyar kaplam bu ejderi tarif GÖZUME - ÇARPANLARI Yazan: Sevim SERTEL etti: — Gayet yassı ve büyük bir başı var. Vücudünün muhtelif yerlerinden ahtapot ayaklarını andıran, fakat daha uzun ve büyük olan yedi ayak suyun üstüne çıkmaktadır. Güneşi. sığında suyun içinde bu acaip cisim pırıl pırıl parlamaktadır. Küçük kasabanın diğer sa. kinleri ve hattâ bazı seyyahlar da bu tasvirin doğru olduğun - da ittifak ettiler. Yalnız ejde. rin ayaklarının miktarında ve hangi saatlerde göründüğü hu. susunda aralarında htilâf var- dı. Yine bizim ihtiyar kaptan bu deniz canavarının o göldeki mevcudiyetini şöyle izah edi- yordu: — Muhakkak ki, burava u- zak olmıyan deniz ilebubi, zim nehir arasında gayet derin. de bir geçit var. Bu yeraltı yolu sayesinde mahut ejder is. tediği zaman buraya Reliyor; sonra yine canı çekti mi deni- ze dönüyordur. Gazetelerde bu vaka o ka- dar cok bahis mevzuu olmustu ki. değil yalnız İngilterenin, fakat bütün dünyanın âlimleri Ness nehri üzerindeki küçük kasabaya akın ettiler. ” © Amerikada çi- kan Life mec- muası bu gü- rültülü esrara bir nihayet ver. mek istedi. Gö- lün muhtelif noktalarına bütün sahil boyunca © fotografçılarını yerleştirdi, haftalarca bekle. mekten sonra, nihayet bir gün bunlardan bir tanesi birdenbi- re nehrin orta yerinde suların büyük bir şiddetle köpürdüğü. nü, birbirine karıştığını ve son ra büyük kuvvetle havaya fiş- kırdığını gördü. Bu su tufanı, nın arasında birara siyah bir ci- sim belirdi ve su sathina çıktı. Fotografç derhal makinenin tetiğini çekti ve resmi aldı. Bir dakika sonra suların köpürme. si duruldu. Ve köpükler ara - sındaki siyah cisim meydana çıktı, Bu büyük bir ağacın göv. desiydi. Nehrin içinde, suyun dibinden yukarıya doğru acaip bir cereyan vardı ve ağaç kü- tüğünü bu hallere o sokmuştu. Aradan haftalar, aylar gecti, Fakat su canavarının ziyaret - leri gittikce azaldı ve göründü ğü zamanlarda kimse kati ola. bunu gördüm, adeki esrar per - desi bir türlü kalkmamıştı. Se. neler geçti ve bu hikâye yavaş yavaş unutuldu. İşte şimdi. yeniden ve son defa olmak üzere bu ejder hi- kâyesi meydana çıktı, Bir kı - sım, hâlâ bulunan ceset parca larının bu cansvara ait olduğu- nâ İnanmamaktadır. Diğer ba. ları ise, iddilarının isbat edil. iğinden memnundurlar, Fransanın Otomobil Kralı ransanın bu kıtlık dev lerinde elde edilmesi im- kânsız madde. lerden birisi de benzindir. Bu sebepten | dolayıdır ki. bü| tün diğer Paris. iler gibi, Fransada ilk otomo. bili istihsal eden adam olarak) “ tanınan ve kendisine otomobil kralı adı verilen Marguis de Dion bile otomobilini garaja çekmiye mecbur olmustur. Fakat, mübareğin evakları hâlâ yere değmemektedir. Sim- di de şu ihtiyarların tekerlekli hasır sandalYaları vardır Y iste onlardan bir tane yaptır - mıştır, Sadık soförü Cinli Ze- nele arabayı arkasından iterek #İdilecek yere efendisini götür. mektedir. Zenele esasen “Pei King'de de şu arkadan itme Çin araba- larını kullanmakta mahir ol - duğu için, bu işte gekmemektedir. Sade ikide bir- de, koca Fransada bu tarz ara. bacılık yapmanın günü gelece- &i hiç akla gelir miydi, diye ba. Şını sallamaktadır. hiç güçlük; GA p BIR YAPRAK i Kuşlar ve Kuşbazlar gün bu başlığı hir senbol gibi kullanarak mazlüm insanlardan bahsedecek değilim Doğrudan doğruya sadece rümuz- suz, kinavesiz masum ve mazlam hayvancıklardan bahsedeceğim, İlkbahar, ufak kuşların g zamanıdır, “İ ” deni <ellâtlar vardır ki, bu m ydalı mahlüklardan bi; lercesini ökselerle, ağlarla tutar- lar ve erkeklerini kafeslere koya- rak satmak üzere ayırırlar, dişi- lerinin de incecik boyunlarını si- karak öldürürler. Niçin? Hiç. Sa» dece zulmetmek için... Çünkü za vallıların kaç dirhem etleri var. dır ki Bu ağik zulme karsı hiç bir şey | yapılamadı. Kuşbazlar me yapıp yapıp yine ağlarını kurmak ça resini buldular, Çünkü insanlar vahşet halinde yaşıyan kuşları tu- tup kafeslere kapıyarak onların kaybolan hürriyetleri için oku- dukları mersiyeleri bir terennüm gibi dinlemekten zevk alıyorlar. Bu, İstanbulda bir merak olmus tur. Bu masum hayvanları daha fazla inletmek için mahbuslukla rını daha ziyade şiddetlendirir- ler. Masum bir kalebende pranga takar gibi onlar da kafeslerin ü zerine bir torba geçirirler ve bu suretle ehedi bir karanlığa mah- küm edilen kuşlar herkesin hal / kı olan güneşten bile nasiplerini alamazlar, Dün evden çıktığım zaman bu fuzuli cellâtlardan birini gördüm. Elindeki kafeste, tabiatın kuvvet. li renklerle mine gibi işlediği bir kaç saka kuşu ile, sarıya meyyal tatlı yeşil fuluria'lar vardı. Ben kafesin ne demek olduğunu bil. diğim için herhangi bir kuşu kafeste görmeye tahammül ede- rdum: ça veriyorsun kuşları?.. — Yirmi beş kuruş, Sakaların hepsi çifte kenesetlidir! Bir kere yılını aşarsa yanında bülbül kaç para eder? — Aşağı olmuyor mu? — Nasıl olsun? Ben bunları bin den ayırdım. yvancıklar tevkifhaneden ha pishaneye nakledilecek bir mev- kuf helecaniyle kendilerini kale. sin tellerine çarparak kaçmak, cıkmak ve artık ebediyyen kay: bettikleri hürriyete kavuşmak is- diyorlardı, — On kuruşa verirsen hepsini alırım, Sokak sokak gezmekten kurtulmuş olursun! Dedim. — Vermezdim ama, senin me- raklı olduğunu anlıyorum. Böyle kuşlar başkasına gideceğine sana Paraları verdim. O, benim yanla rında kafesi bulunmıyan kuşbaz- ların yaptıkları gibi, mendilimi torba şekline sokarak hepsini İ <ine dolduracağımı zannediyordu. Elinden kafesi aldım kapağını açtım, Sakalar, fulurin'lar ekme- ye atılan açlar, kendilerini suya atan yangınlar gibi önlerinde fe- za kadar sonsuz açılan hürriyetin mavi derinliklerinde kayboldular, Kuşbaz, elinden iskence etmek üzere hazırladığı kurbanını kap- tırmış bir cellât gibi hoşmutsuz- tukla kaşlarını çattı, yil ne demeye hakkı vardı? mıza toplanan çocuklar. dayanamadı: Ne olurdu bir tanesi. ni bana vereydin! Ah insanlar... Daha bacak kadarken bile ken. dinden zayıfının esaretinden zevk alıyordu! Takvimci ———— m Darüşşafakanın 68 inci Yıldönümü Darlişşafaka Mezunları Kurumun. dan: Memlekete maarif sahasmda bi yük hizmetler Ha etmiş kıymetli ir- fan müemesemiz Darüşşalakanm 68 İnci yıldönümü Pazor günü zengin bir pr ” stme saat 1 » — Merasime büyüklerim: Matbuat münlesipleri ve bütüm Da » rüşgafakalılar davetlidirler. TOPLANTILAR | Fenerbahçe Spor KIübü Başkanlı Bundan: Pazar günü saat 10.30 da U- ntısı yapılacağımdan klüp gi merkezine teşriflerini saygı ile rica o- hunur, * Gülhane müsamereleri — Gülkane- nin ubbi müsamerelerinin 4 peüsü 10 Nisan 1941 perşembe günü ssat 1739 da Gülnane konferans salsnun- da yapılıcaktır. Arzu eden meslek - Gaşların teşrifleri rica olunur, İ * Hukuk'uların balesi — Hukuz Pa- İ külteri talebesinin her sene tertip et- İ tiği balo, bu sene 11 Nisan Cum sk mı Tokattıyan salorlarında yöpalax caktır