i Yazan: ULUNAY | Kuruluyorum. Her şeyi yerli ye- rine koyuyorum. Oradan aşağıya yorum, ancak müstahdeminin sütlü kahve ve çaylarını hazırlı- yacak vaktim var. Hepsine hiz- metten sonra boş sampuvan şi- şelerini dolduruyorum. O biter bitmez havlu devşirmek başlıyor. Bir taraftan sıcak su ocağına kö- mür atıyorum bir taraftan dâ müşterilerin kırpılan tüylerini süpürmeğe paltolarını tutmağa sokaktan öteberi almağa mecbu- rum. Kurumak üzere sırıklara | serilen havlular İnecek, ütülene- cek, kirliler ayrılacak... Ve bu hizmet durmadan dinlenmeden akşamın saat sekizine, dokuzuna kadar, yâni her gün en aşağı on iki, bazan da on dört saat de- vam ediyor. Buna mukabil ayda altı yüz frank, yâni günde yir- mi frank kazanıyorum, Bu para- ya ihtiyacım var, çünkü evimde- ki ihtiyar anamla, gıdasızlıktan kemik veremi olmuş kız karde- simi geçindirmeğe mecburum. Siz her gün mağazanıza saat altıda geliyorsunuz, kasanızı a çp bir günlük hasılatı yâni bin- lerce frangı cebinize koyduktan sonra buradaki fakir kızlardan birini de hayvani zevkinizi tat- min için kolunuza takıp götürü- yorsumuz. Hiç bir emek sarfet- miyetek cebinize giren bu para- yı kumarhanelerde bitiriyorsu - nuz. sonra siz namuslu, ben hır- oluyorum... Hırsız ben deği- , SİZSİNİZ... * * Hes hayret içinde idi. Ni- metullah da şaşırmıştı. Uşağın gittikçe yükselen sesi direktörü de aşağıya celbetmişti. Uşağın mukabelesini dinlerken e- fendisine hulüs çakmak için genç adamın üstüne atılmak istiyor. muş gibi yumruklarını sıkıyor, dişlerini gıcırdatıyordu. O Nime- tullah direktörüne ağır bir eda ile: — Sakin olunuz. Dostum! dedi Sakin olunuz... Uşak ayni müstehzi tavırla: — Direktörünüze sakin olma ğı tavsiyeye hacet yok. Arzü €- derlerse hemen buracıkta yahut sokakta ve yahut ta ormanda kendilerinin belâhet saçan surat- larını şişirivereyim. Zaten bu zavallı çomara aport deseniz bi- le ısıramaz. O vaptığı hareketleri biraz daha kemik yalamak için kendini size beğendirmek maksa- divle yapıyor. Nimetullah korkmuştu. Faket herkesin önünde gülünç olmak istemedi. — Size izin veriyorum. Sekiz gün sonra defolup gidebilirsiniz. — Nicin sekiz güm? —Cünkü yerinize birini bul- mak lâzım. — Bendeniz burada sekiz daki. ka dahi durmak fikrinde değilim. Hesabımı görün de gideyim. Bu sizin için daha hayırlı olur. On dakika sonra paketi elinde mafazadan çıkan delikanlıya her- kes hayret, hattâ biraz da hür- metle bakıyorlardı. m Kızını Satan Bir Baba ehzade İbrahim Refik efen- di ne yapacağını bilmiyor. du. Genç karısının büyük terzi- lerde yaptırdığı elbiselerin borç puslalarının yekünu otuz bin İrangı bulmuştu. Halbuki Şeh- zade hazretlerinde otuz santim yoktu. Hele Şanzelize'deki Puva- riyenin hesap puslasına leffedilen mektubu hepsinden firaklı idi. Terzi: “Prenses hazretleri için yapı - lan elbise bedellerinin pek yakın bir âtide tediyesi bilhassa rica 0- Tunur. Bu ricamıza müsait bir ce- vap alınmadığı takdirde meseleyi iş adamımıza havale edeceğimizi teessüfle tebliğ ederim.,, Diyordu. Bunun ne demek olduğunu bü- tün cehline rağmen Sehzade an- lamakta müşkülât çekmedi. Fa- kat o “müsait cevabı,, vermek şim dilik imkân haricinde idi. | 20 Çocukluğundan beri at arsbası | kullanmaya son derece hevesli olduğu için iptilâ derecesine va- ran bu merakı hâlâ bu motğr as- rında bile muhafaza ediyordu. Büyük babalarından deli Sul tan İbrahimin şehir içinde araba- ların yürümesini menetmesi hat- tâ bu yüzden tok sözlü bir vezi- rini katlettirmesi gibi, o da: — Ah! Diyordu. Bir padişah olsam, Tekmil otomobilleri kal- dırtacağım. Herkes atlı arabaya binsin... Avrupaya yeni geldiği zaman şehir civarında bir banliyö'de o- turdu; brik bir araba ile bir hav- van satın aldı. Her gün sokak- larda, ormanda gezintiler yapı- yordu. İstanbuldan arabaların getirememiş, yalnız kamcılarını alabilmişti. Mali vaziyeti Pariste daha ufak bir daireye taşınmasını icap ettirdiği zaman araba kul- Inmak ihtiyacını teskin icin apar- tımanın koridoruna yanyana iki iskemle koyuyor, arkalıklarına izginleri bağlıyor ve saatlerce le çocuk gibi oynuyordu. Ara- da hayvanlara hitap eder gibi da- mağını şaklattığını görenler bu elli yasında bebeğin zevkine $a- sıyorlardı. *» &hzadenin ikinci bir zevki de Avrupa musikisine 0- lan merakı idi. Fakat merak etti- ği aletin acaipliği bunda da Şeh- zadeye büyük bir tereddi hissesi ayırıyordu. İbrahim Refik efendi musiki âletleri içinde davul ve trampete merak etmisti. Yatak odasının ya- nındaki ufak bir oda büyük. kü- çük, meşe, abanoz, şimşir, tene- ke, maden, çelik davul ve tram- pet kasnaklariyle dolu idi, Kös davulundan çifte nâraya kadar deri ve kursak gerilmiş ne kadar çeşit aranırsa burada mevcuttu. Efendi hazretleri odasına kaps- nip o gün için intihap ettiği da- vulu gümbürdetir, yahut kamçı koleksiyonundan sectiği bir kır- bacı şaklatmakla eğlenirdi. Bu gürültüden rahatsız olan komşuların İtirazları üzerine Şeh zade merskını mukannen #aatle- re hasretmeğe mecbur oldu. Böyle olmakla beraber, Sehza- de, o gün zevkini, camlari zın- sırdatacak bir gümbürtü ile ö- ten büyük davula hasrederse, o zaman felâketti. Apartımı ki- ler, en uzak odalara çekilip kapı ları kapıyorlar, kulaklarına pa- muk tıkayarak konserin biran evvel hitamı icin tâ Pi en İs tanbuldaki evliyalara yâsinler a- dak ediyorlardı. Şehzade Parise geldiği zaman iki baremini de beraber getirdi. Büyük karısı yanaşma vaziyetin. de yaşıyordu. Fakat asıl prenses sonradan aldığı gözdesi idi. Birdenbire sarayın sıkıcı par- maklıklarından kurtulan genç çerkes kızı, Avrupanın hürriyet havasını teneffüs edince cöl ko- kusu almış bir ceylân gibi aldı. yürüdü. Peydahladığı dostlariyle dansinglerde, eğlenti yerlerinde fink atmaya başladı. Mısırda ve İrakta Bekliyen Mallar Geliyor Yapılan Temaslar Müsbet Neticeler Verdi Muhtelif tarihlerde Brezilyaya 05 bin cuval kahve sipariş edil miş ve bunun 40 bin çuvalı Port Saide gelmiş olduğu halde, mem leketimize ithalât yapılamaması yüzünden bir kahve darlığı husu. le gelmişti Bundan baska gerek Mısır Ji- manlarında ve gerekse Basrada muhtelif memleketlerden gelmis külliyetli mikdarda diğer ithalât eşyası bulunmaktadır. Bu malların miemleketimize it- hah için bir müddettenberi yapı- lan temaslar müsbet netice ver- mistir. Port Saitle İzmir ve İs- tanbul arasında münakalâtın te mini için bazı esaslar kararlaşmış, olduğundan, kısa bir müddet zar- fında bu malların ithali imkân- ları hasıl olacaktır. Mısırda kah- veden başka mühim mikdarda jüt mamulâtı, lâstik, kaucuk, baha- rat, kalay ve teneke bulunmakta- dır. Eevvelce Brezilyaya ısmarla- nan bir parti kahvenin de doğr dan doğruya ve Cebelitarık yolu ile memleketimize gelmekte oldu- du anlaşılmıştır. Diğer taraftan gümrüklerde mevcut 1077 çuval kahvenin müsaadesi beklenmektedir. Ve- kâlet kahve tevzlatı için yeni bir talimat hazırlamaktadır. Samsunda Tütün Satışları e (TAN) — Samsunda tütün piy: açılıp satışına başlanalı henüz bir ayı doldur - madığı halde bu kadar kısa bir za man zarfında yalnız merkezde 5500 ekiciye ait 3 milyon kilo di. zi tütünü satılmıştır. Ekici fiyatların geçen seneden yüksek olmasından, İnhisarlar İdaresinin ambarlamada gösterdi- &i sür'at ve intizamdan ve bu tü- tünlerin satışında müstahsil le- hine yaptığı nazımlık vazifesin- den ve gösterdiği alânkdan dola. | *eP” yı memnündur, Diğer taraftan Bafrada da sa- filan dizi tütünü miktarı iki mil yon kiloya yaklaşmıştır. Satışa hararetle devam olunmaktadır. Demet piyasasının da yakında çılacağı kuvvetle tahmin olun- maktadır. Ga İZ Karaağaç Yolu Yapılıyor Edirrö (TAN) — Son yağmür- lar yüzünden bozulan Karaağaç - Şehir istasyonu arasındaki de- miryolunun hüsüsiyeti nazarı dik kate alınarak 4 kilometre kadar olan bu hattın tamirine karar ve. rilmiş ve pek yakmda işe başlan- ması için tedbir alınmıştır. Muşta Kayakçılık Muş, (TAN) — Şehrimizle ka- yakçılık günden güne inkişaf et- mektedir. 50 kadar genç hergün civar dağlarda kayak gezilerine (Arkası Var) | çıkmaktadırlar. Biz, Dikiyoruz, O Deviriyor ! my Efkâr,, namı müsteariyle TAN Trakyada Sıtma .ile Mü Ve 65418 Edirne, ('TAN 'Muhabirinden)— Altı sene evvel burada kurulan ve her sene faaliyet sahasını ge- nisleten sıtma mücadele teskilâtı- nın son sene çalışmaları cok ve- rimli olmuştur, Bir sâne zarfında vüzlerce kilometrelik kanal ve ark açılmış, bataklıklar kurutul- muş, bent ve köprüler yaptırıl- maş, gölleri akıtmak gibi sıtma â- fetinin her gün biraz daha azal. iması temin edilmiş, on binlerce sıtmalı vatandaş tedavi altına a- nmıştır, Hükümetin bu yoldaki çok ve- rimli çalışmalarına halk ta canla başla yardımcı olmuş ve bu su retle büyük muvaffakıyetler elde edilmistir. Poliste : Arkadaşını Bıçakla Yaraladı Küçük Ayasofyada liman cad- desinde 174 numarada oturan Ha- lük Özkayman, Etem Özdül adın- dak! arkadaşiyle kavgaya tutuş- müuşlardır. Kavga az sonra büyümüş ve E- tem Özdül bıçağını cekerek Ha. lüku bıçakla omzundan yaralamıs! tır. Suçlu yakalanmış ve yaralı tedavi altına ahamıştır. OTOMOBİL ÇARPTI — Şisha- ede şoför İslâmın idaresindeki 1885 numaralı otomobil Sahkulu mahalelsinde oturan Ohannes İs- ininde bir adama carpmıştır. O- hannes sağ bacağından yaralan- miş, şoför yakalanmıştır. BACAĞINDAN < YARALAN» DI — Karagümrükte Hocadede mahallesinde oAhmet Bezircan, kardeşi Muzafferle oynarken Ah- medin elindeki bıçak düşmüş ve kendi ayağından yaralanmasına ibiyet vermiştir. Yaralı çocuk tedavi altına alınmıştır. YANGIN. BAŞLANGICI Dün saat 11,30 da Beyoğlunda Emin camii caddesinde 9000 lira- ya sigortalı 22 sayılı apartımanın 5 numaralı dairesindeki sobanın kurumları tutuşmuş, ateş genişle- meden söndürülmüştür. Eskişehir, (TAN) — Şeker fabrikaları şirketi oönümüzdeki seneden itibaren köylü - den bügünkü fiyattan 10 para fazlasiyle alacak ve pancar istih- sali 45 bin hektara baliğ ola- caktır. Tohum işlerinin ihtiyaç- lara cevap verebilmesi için esas- h tedbirler alınmıştır. Şeker fab- rikalarının mutahassış işçiye 0- lan İhtiyacı göz önünde tulula- Tak şehrimizde bir İşçi ve çırak mektebi açılmasma karar over. miştir. cadele Bir Senede 160.433 Hasta Muayene Kişi Tedavi Edildi, 483.823 Adet Kinin Dağıtıldı Öğrendiğime göre bir sene için- de Lüleburgaz ve Çorluyu da fa- aliyet sahası icine alan sıtma mü- cadele teşkilâı 160.433 hastayı muayene etmiş ve bunlardan 65,418 kişiyi tedavi altına şlmış- tır. Bundan başka sıtma ile mü- cadele için 483,823 adet kinin, 16,379 adet ökinin, 78 adet atibi- rin, 12,290 adet kuvvet kompri- mesi ve 1353 adet kinin ampulü dağıtmıştır. Ayrıca 14,815 metre kanal ve ark actırılmış, 745 met- re kanal 57,575 metre ark,111,805 metre dere, temizlenmiş, 57.818 metre murabbai bataklık kuru- tulmuş, 9234 metre çukur doldu- vulmuş ve bir köprü ve üç bent yaptırılmıştır. Bir Mütecaviz Mahküm Oldu Emine adında bir kadın dün gece Fatihte tramvaydan inmiş ve Çarşambaya gitmek üzere o- tobüs beklemeye başlamıştır. Bu sırada ayni tramvaydan İnen iki genç kadının etrafında dolaşmaya başlamışlar ve kendi aralrında İ- malı konuşmalarda bulunmuslar- dır. Nihayet kadın kendisini ra- hat bırakmalarını istemişse de gençler gürültü — çıkarmışlardir. Bu gürültüye gelen polis memu- ru vaziyete müdahale etmek iste- miş ve fakat gençlerdön Mehmet Rıza Mar polise hakaret etmiştir, Dün bu dava ile Asliye yelinci ceza mahkemesinde oduruşması yapılan Mehme: Rıza Mar bir ay hapse ve 30 lira para cezasına mahküm edilmiştir, GÜRÜLTÜ ÇIKARMIŞ — Os- man oğlu Bekir isminde bir ba- likçı evvelki akşam biraz içmek için Kumkapıdaki o meyhaneler- den birine gitmiş ve bir havli iç- #ikten sonra sokskia gürüldü pa- tırtı çıkarmıştır. Dün Sultanahmet 3 üncü sulh ceza mahkemesine verilen Bekir, rezalet çıkaracak derecede sar- hoşluk suçundan bir lira para c6- #âsina mahküm edilmiştir. ZORLA EVE GİRMEK İSTE- MİŞ — Abdullah Akşahin ismin- de bir terli dün akşam sarhoş | olmuş ve ayrı yaşadığı karısının Küçükavasofyadaki evine gide rek içeri girmek istemistir. Kadın | Akşahinin birleşme teklifini ka- bul etmemiş ve onun zorla gir meye kalkışması üzerine etraftan istimdada başlamıştır. a ; İnönü Ansiklopedisi İçin Çalışmalar Eser İki Sene Sonra Neşre Başlanacak, 15 Sene Devam Edecek İnönü Ansiklopedisi için hazır- lıklar tamamlanmış, Ansiklopedi- ye gericek kelimelerin fişleri ve| ismihasların resim ve haritaları vapılmaya başlanmıştır. İnönü Ansiklopedisi için İslâm Ansiklopedisi klavuz vazifesi gö- recek, ve Maarif Vekâletince ha- zırlanmakta olan sanat lügati, €s- ki edebiyat lürati, tarih lügati gi- bi kaynaklardan da istifade edile- cektir. Ansiklopedinin neşrine ancek bir buçuk, iki sene sonra başlanabileceği ve bu işin 15 sene devam edeceği anlaşılmaktadır. Edirnede Bir Muhtekir Mahküm Oldu Edirne, (TAN) — Fiyat müra- kabe komisyonunun tesbit ettiği fiyattan fazlaya pil satmak sure- $iyle ihtikârda bulunan kırtasi- yeci Mase şehrimiz asliye ceza mahkemesince 25 lira para cezası- na mahküm edilmiştir. Temyizce bu karar tasdik edilmiş ancak muhtekirin yaşının küçük olma- si dolayısiyle para cezas; 16 Lira- ya indirilmiş ve dükkânida 7? gün kapatılmıştır. Fidan Tevziatı Izmit (TAN; — Vilâyet nümu- ne fidanlığı bu sene 1000 elma, 4000 armut, 1000 vişne, 1300 kaysı, 2000 çam, 70.000 Ameri- kan asması, 50.000 yaprak dutu, 1000 çınar 5000 syva 3000 akas- ya, 6000 kavak, fidanı tevzi et- miştir, Muhtelif cins ve miktar- da dağıtılan fidanların mecmuu 208,380 pe baliğ olmuştur. İzmitte Ketencilik Izmit (TAN) Kocaeli ve hava- Üsinde kelen ziraatine büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Ke tenciliğin ılahi ve randımanmın. arttırılması için, hükümet güzel bir faaliyet sarfetmektedir. Bu #rada ketenin merkezini teşkil eden Kandırada 200 tez- gâhlı dokuma kursu açılmıştır. 940-senesinde. İzmitte 1054; Gebzede 200, Kandırada 3390 ton keten elyafı istihsal edilmiştir. İspartada Atış Müsabakaları Isparta (TAN) Pazar günü İs- parts bölge merkezinde İsparta, Burdur, Eğirdir, Uluburlu aver İar klübü tarafindan atiş musa- bükaları yapılmıştır. Musabakaya istiklâl marşı ile başlanmış 80 metreden 22 çap #üfekle uçar güvercine ateş edil- mistir. 22 çap tüfekle atışta İs- Dün Sultanahmet ücüncü sulh | parta birinci, uçar atışta Burdur ceza mahkemesine verilen Akşa- | takımının birinci oldukları tesbit hin gürültü çıkaracak dertcede (edilmiş ve bu takımlara hediye- sarhoşluk sucundan bir lira para |ler verilmiştir. cezasına mahküm edilmiştir. ani Edirne Vilâyet Bütçesi Fakirlere Yardım Izmit (TAN) Herekede bu &e- ne açılmış olan Halkevi sosyal Edirne (TAN) — Vilâyet umu” | yardım subesi, Herekenin fakir mi meclisi yeni yıl bütçesini 415 | halkına 10 bin kilo odun tevzi et bin Ira olarak kabul etmiştir. Mesele şimdi anlaşıldı. Ş” günlerde, Türkiyeden Avrupa- miş ya bol mikdarda deri gönderilmiş. yarı yazan Ebüzziya Zade Ve- memiş, ve kendi kendime: 'dünki makalesinin serlâvhası “— Acaba, demiştim, Avrupalıların ei kendi derileri kalmadı mı?,, Bir de bayram yapmaksızın «$$ © çok te ebeler öldül,, “— 52 senelik hayatı tarihiyemde hil- | yanak dini eazitelerde ge havadis Bu serlâvhayı okuyunca: al e AK kaka babıka doza Ayman, zabıta. © Yarının sebebini sp diye anladım: “ Acaba üstad bize bayramı mı cok © kargaşalikta ölenler ebelr değil, talebe. (Bana sorarsanız, o istida, sahtedir ve © Jekelleri keyler me Ar EA ? ir etleri, İsenl masrafı olarak, senede bir görüyor, yoksa ağacı mı az görüyor?,. lerdir: Ve Suriyeli ebelerin canlarına kı. o Eyüplü Halit tarafından verilmemiştir. — milyar İngiliz lirası ödüyorlar! Diye düşündüm. Ve bu sualin ceva- © yan da, “talebeler, kelimesi içindeki 1” o Eyüplü Halit; Şimdi sebep anlaılı değil mi? bını almak arzusiyle, vaktime ve zevki- me kıyıp makaleyi okud Meğer Velid'in az gördüğü şey, mış, Diyor ki: “— Her sene bayramlar yaparak dik- miş olduğumuz on binlerce, yüz ce ağaçtan şimdiye kadar galiba nesinin tuttuğunu, yetişip saye saldığını » Neyse, Suriyeli ebelere ağA€ — Fakat ne yalan söy ea, Suriyeliler hesabına binler. ezer Suriyelilere: bir ta- mi?,, şeklinde bir sunl harfini dalgınlıkla düşüren mürettiptir. değil de, talebelerin öldüklerini anlayın- “ Talebeler mi ölsün, yoksa ebeler ”— Zabtada dosyam, sanatımın ay- . .asıdır!, ring Gl nasıdır!,, Eber, tarla e ği ona, e onun gibilere Çocuk oyuncağı: polis... “Aynasız, eçenlerde, tanınmış romancıları- teessüf duydum. PA G mızdan birinin henüz on sekiz Ciddi mi, lâtife mi? tanbul gazetelerinden birisine uzun ii sorulup ta, iki makale (!/ yazmıştı, Ben o zaman, o yaş- 24.3.9411 Tercüme Eserler Yazan: Naci Sadullah uallim Ahmet Halit Kita bevi, “Şarkian - Garpten seçme eserler, serisinin "5-8" nu- maraları olarak, Dostoyevski'nin "Karamazof Kardeşler, ini bas- tırdı, Tercüme olunan eserin in. tihabındaki isabetten kimse şlip he edemez. Kitap iyi basılmıştır Sayfalarının eb'tdına ve mikda rına göre de pahalı sayılamaz. Fa. kat maalesef, "Hakkı Süha Gez in, gi edebiyatla yakından 8 kasiyle, lisan bahsindeki titiz maruf bir lise muallimi ta rafından tercüme edilmiş olması. na rağmen, "Karamazof Kardeş ler" de, hemen bütün tercüme € serlerde göze batan hatalardan kurtarılamamıştır; Cünkü neden se, Hakkı Süha gibi, üstüne İm. zasını alacağı eserlere titizce bir itina göstermekle maruf bulunar meslekdaşlar bile, tercüme saha sına sapınca Türkçelerinin hiç de ğilse yarısını unutmaktadırlar, Hakkı Süh aramazof Kar deşler” de okuduğum şu cümlele rinin çok daha doğru şekillerini elbette bilir: ”— Latif cinse karşı, bütün ömrünce bitmez tükenmez bir ip. tilâ taşıyan, her eteğin pesinde bir kaç adım sürüklenen Fiyodor Pavloviç'in üstünde bu taze bü- yük bir tesir yaratınadı.,, ” Yirmi beş bin rublelik dra- homayı deve yapan kocasına ka- dın bir kere olsun ondan bahset- medi.,, * — Şu insanlar ne tuhaf!,, diye düşündü Aleksi!,, Vükıa, tercümesi 680 sayfa tu- tan koca bir eserin lisanını bo- zuklukla ittiham etmeye, üç dört sakat cümle kâfi değildir. Fakat unutulmasın ki, bu misaller, "Ka- ramazof Kardeşleri, in ilk Üç say. fasından seçilmiştir. Ve Hakkı Süha , cümleler içinde "fail” in yerini yanlış tayin etmek hatası» m *' £ Kardeşler” de en az yüz defa göstermiştir. Şüphe yok ki, bir lise hocasına, iptidai dersi vermek garabetini göstere- cek değilim, Fakat bundan sonra yapacağı terclmelerde lisanına biraz daha itina göstermesini tavsiye etmemi de çok görmez sa- Birim, Bu vesileyle, hemen bütün ter- cüme eserleri mevzuu bahsetmek istiyorum. Ellerine aldıkları eser- erin asıllarına sayanı hayret bir sadakatsizlik gösternleri, bittabi, tenkit olunmaya dahi lâyik gör müyorum, Fakat geri kalanların da bilâ istisna hepsinde, dimağı rahatsız eden, yoran, ve eserin lezzetini kaçıran bir lisan çetre- filliği var, Meselâ şimdi önümde "Rusya tarihi,, isimli bir eser duruyor. Galip Kemali Söylemezoğlu tara- ftndan Fransızcadan dilimize çev. rilen bu 472 sayfalık eserde, en az bin tane “sarf ve nahiv, hata ir, Bu eserden tek virgülünün ye. rini dahi değiştirmeden aynen ik- tibas ettiğim şu cümleye bakın: , "— Rusyanın büsbütün istisna ahval ve şerait altında böyük bir devlet teşkil ederek, Avrupa si- yasetinde mühim roller oynamı- ya başlaması ise yine bir Alman prenses olup, ve Rus tarihinde büyük lâkabiyle maruf Deli Pet- ronun, anası Alman olan, kızı, imparatoriçe Elizabet Petrovna- nın, I Kânunusani 1744 de vaki daveti üzerine akrabasından pren 305 Jeanne Elisabeth tarafından Moskovuya getirilen. Andhald « Serbst Prehsinden olma kızı So- Ben, Avrupalıların bu derece bol deriye | phie - Fröderiyue Katerin devri- muhtaç kalışlarına evvel bir mana vere- kendime: diri, Sorarım size; Ne anladınız? Sa. dece, bu dört solukluk cümlenin tertip ve tashih hatalarının bolu. ğudur. Bu iddiayı da isbat edebilmek için size, bir misal vereyim: Yine ”Karamazef Kardesler” in birinci cildinin arka kapağında, yakında bastırılacak kitapların bir listesi var. Şu satırları o listeden ay- nen iktibas ediyorum: ”— 9 — Gülüstan (Aslı Fran- sızca) Yazan: Seh Sadi! Şirazi, Tercüme eden Kilisli Rifat. Buyurun bakalım; ülüstan, ın aslı, Fransizeal! 'ugünün tuhaf hadiselerle dolu dün- Oturduğu #partımanın kirası) gören olmamıştır.., yasında “Mizah,, yapmanın ne birikmiş; borcların verilmemesi | | Belli ki, üstadın görüşü bermutat hay- tn bir çocuğu ciddi bir gazete sayfa - felâketten birini tercih etmeleri istenil- sında koca bir meydan seyfi Me Güllü yayalar serap e e RE rını saymak vazifesini bundan ev. y li mübalâğalı. İnsaf buyursun, sorarım e e e e nn le rn en rl lll rülmüstü tekkenin, hilâfetin, saltanatın ocağına O “— Ebeleri,, nun dün verdiği şu ciddi havadisi okü- , | getirmiştim, Simdi yine ayni te essüf yerine, sevinç duymam lâzımgeli yormuş: Çünkü o on sekiz yaşındaki de- likanlı, kendisinden sonra gazeteciliğe nisbetle mennideyim; Türkçeye mümkün mertebe bol eser tercüme edelim Fakat, o eserleri Türkçeye -tek hzade bu derece parasız mı) diktiğimiz incir de tutmadı, sayc, hattâ ? Memlekette edecek ma-| bol hol meyva vermedi mi? sd ki & idi bizim niyetimiz bu kadarla ik- . 'vet, ebeler diyeceklerdi; kü he ilgine vi «— Arnavutlukta bulunan bir İHfalvan 'n bütün dünyada olduğu gibi, artık İ mülkü yok mu idi? Vükın ” eda “ebö, eri 1 alayma Albay Cassa tarafından verilen ini eden Vardı. Fakat bütün mütereddi| tifa etmek değildir... Ve memleketin bisis. riteğe ine ebe, Vezin yaptıkları dee Yanl yevmb lerden birisinde şöyle de: ear ediyorum. Türkceye cevire- ailelerde olduğu gibi onda da bir) çok köşelerini çam'ormanı haline sok- imadiz, Çok sükür, ebelerin mü- nilmektdir: İl eslanla alime Vi erdi ie yn li ee ie mak niyetindediyz. Fakat üstat bırakı. & dahalesi olmadan, -hem de erkekli ka- dinl. büsün beşeriyet. Dokuz doğumu (| “— Yarın, fecir vakti efrada konyak “para kıymeti bilmemek,, hasta- lığı vardı. Eline bir kaç bin frank) yer mu? Biz bir taraftan boyuma dikiyo- a, ei Lti Kırdarı ziyaret etmiş in Crank tevsi edilecektir. Bidema, askerlerimi- KE le görecek olsa bu paravi hiç bitmi-) Fuz, o bir taraftan boyuna... deviriyor! | Yor! Elde le key SE KENE VE Şe MA Gl yn ye İZ Za ln e nk ole e e tk bakkala Şa areştarılanlıdıri. olmaşlar... Tokat (TAN) —— Yeni imar plâ ibzar : eli 5 ihmal ediyor ve alacaklıların) Szriyede ölen ebeler Eyüplü Halidin dosyası Fay ger yerleri a) iü re del lerirun kat e e ala 5 e Sa rio ünkü “Son Dakika, refikimizde de eşhur dolandırıcı Eyüplü Haliğ'in £ veda inebilmek için mi “bulut” oluyor. Oman değil, asıl şimdi... Çocuk oyunear| bahçeli evlerle vali enini X M mahkemeye verdiği istidada şu © 97 in oklu! melatma merasimi dün yapılmış- Bundan başka Sehzadenin aca- ia söyle bir serlâvha gördüm: merakları vardı. “— Suriyede kargaşalıklar oldu: Bir Naci Sadullah ar, cümle de varmıştı *