i İ Ni h E i | ( b Fransanın Askeri ve Siyasi Vaziyeti Msreyti Potain, Fransanın inşa Meçelesinde Arrerikaya güvendi- ğini söylemiştir. Fransanın büyoz Atelka mü , i dir. Bu mü eker ve iktesndi bukımdan Vichy'ye büyük yardı- mu dokunmaktadır. Burada B Hin kişilik bir ordu vardır, Fran- mz donünmasmın dı kuvvetlen- mekte olduğu ve kazaya uğrıyan gemilerin tamir edilmekte bulun- duğu bildirilmektedir. Mareşal Pe- Wün'in yeçine yüyeli Fransayı harp dışında tut Ve bütün Baysetini bu uğı etmekle - dir, Amiral Darlanın da Lav: Bikametinde © yürümesine İmkân bicakılmıyacağı tahmin edilebilir. ie Fransada: areşal Petain Grenoble- de dün verdiği mutukta; İaşe meselesini ıslah için A mın yardımına güvendiğini söylemiştir. Vichy'nin Amerika sefiri de, Mister Wells ile görüştükten sora şu beyanatta bulunmuş - ter, “Amerikanın verdiği iaşe mad delerinin iki vapurla işgal al- tında bulunmıyan Fransaya ha- yeketi için, yalnız Ingiliz mi kamlarınm muvafakati kalmış tor. Fransız bükümeti, gıda mad- delerinin Almanların eline düş- memesi İçin almacak tedbirler. de Amerika hükümeti ile muta» dar. Geçenlerde, beş aylık bir ay- rırktan sonra Fransaya gelen general Veygand'ın Mareşal Pe- #nin ile müzakeresini müteakip neşredilen tebliğde; imparator- luğun, yalnız Fransız kuvvetle. ri tarafından her türlü taarruza karşı enerjik bir surette müda- fön edileceği bildirilmişti, Arazisinin üçte ikisi işçal al- tında bulunan, 1,800,000 askeri Almanyı , yan ve silâhlarından tecrit edi- Jen Fransanın büyük müstemle- ka İmparatorluğu -Hür Fransa tarafına iltihak eden hazı kısım» lar mlistesna » Vichy hükü- metinin emrindedir. Bilhass imali — Afrikadaki müstemlekelerinin, iktisadi ve askeri bakımlardan Vichy hü- kümetine çok faydası dokun - maktadır. Bu müstemlekeler - den, nakliye müşkülâtına ve In- giliz ahiukasına rağmen, geçen aylar zarfında Marsilyaya on binlerce ton gıda maddesi gel- diği haber verilmektedir. Mütareke ahkâmı mucibin« bütün Fran ancak 100,000 asker bulunabilecektir. Halb Xi şimal; Afrikada iyi talim gör mü$, İyi teslih edilmiş ve mü - him bir hava kuvvetine malik 300.000 kisilik kara ordusu hu- Tunduğu tahmin edilmektedir. Deniz Kuvvetleri: TA ümetinin buğün v emri altındaki donanma- nın Kuvveti hakkında geçen gün LOKMAN Mürmin hastatıklar da insanı zayıflatmava sebep olurlar. En basta Verem hastalığı. Bunun z0- yıflığı sebep olduğu © kadar coktuf ki zayıflayan ber insan -hele biraz da atesi bulunursa- n göğsünü muayene et- insanı za- nkü yedi- ötmir “emekle-in vücuda.varava- cak gİA olabilmeleri için ilkin bazmelilmeleri lâzımdır. Hazme- dimevin vemek vücudumuza gi- © da değil karnımızdaki mikronla- ra yeni Olur. Gadasmı hit olarak zav'f'ar. ir vemklerdeki gı- N in bepsi mirlede bazmelilmez, harım ağında has- lar, barsaklarda tamam olur. Fa- kat e#ların pepsi midede ax cok bir kirYA muamelesine tâbi 0! la> ve Mide iyi islemevince h zim hi€ hir vakit tamam olar Borsk hastalıkları da insa zayıflatır. Uünkü barsaklar hasta olunen: Pazan, isinin tamam oldu- ğu farr9dilse bile, gıda haline ge- daç yemekler oradan içeriye, ka- ARI ö Müzmin Hastalıklardan Zayıflıyanlar... kü bir yazımda malümat ver Vichy hükümetinin daha huv -| vetli bir deniz kuvvetine malik! olduğunu bildirmekle ve $u tafsilâtı vermektedir. Kazah. lankadaki 35.000 tonluk Tean - Bart zırhkssı ile Dakardaki ki-İ chalicu gırhlısı sağlam hir | de, oldukları gibi, Merselkehir- de İngilizler tarafından hatır -| lan Dunkergue zırhlısı tamir e- dilmektedir; Provence zarhtıi da Toulon limanında sağlam bir halde bulunmaktadır, Ajansın verdiği bu maldma - tın, propaganda maksadiy kiküte tamâmen uvgun ol sı muhtemeldir, Bin ber, bügün Vichy elinde bulunan deniz kuvvetleri > Atlantikle Akdeniz arasında taksim edilmiş olmalarına rağ- men - e vaziyetleri çok müsait olan şi temlekelerinin müdafaası hösu- sunda ehemmiyetli bir rol oynı- yabilecek kudrettedirler. Bundan dolayıdır şimali Airika müstemlekeleri, Metro-| pol'ün ve herhangi yabancı bir devletin yardımına muhtaç ol - Mmaksızın, denizden ve karadan gelecek taarruzlara karşı, a2 çok uzun bir zaman, kendilerini mü dafaa edebilecek vaziyettedirler, Müstemlekeler: Iman « Ingiliz mücade - esi, Vichy hükümetinin ve Fransız müstemlek, vaziyetlerini takv dir. Çünkü, Fransız müstemle - keleri, bugünkü şartlar içinde, inyilterenin değil, Almanyanın tehdlidi altındadır. Son haitalar. da, çok miktarda Alman motö- rize kuvvetlerinin Trablusgar » be naklediidiği haberi bunu te. yit etmektedir. Çünkü bu kuy- vetlerin hedefi, Trablusgarpten, « önümüzdeki aylarda harekâta hiç müsait olmıyan - 1004 kilo- metrelik bir çöl ile ayrılan Bıngazideki İngiliz kuvvetleri değil, Tunustaki Fransız kuv - veileridir. General Veygand'm Vichyde Mareşal Petain ile bilhassa bu meseleyi müzakere etmiş olma- sı kuvvetle muhtemeldir. Vichy hükümetinin, daha doğ Tusu, Mareşal Petain'in arzusu &ayet sarihtir; harbe karışma - mak, Almanya ile imzaladığı mü tareke ahkâmı kendisine resmen b ıkânı vermektedir, 'akat, bu sene içinde In, tereye kat'i bir darbe vuru mecburiyetinde olan Almanya- nın, Fransanın yakasını bırak, mek niyetinde olmadığı da mu hakkaktır, Mareşal bugüne kadar, Al - manyanım Fransayı Ingiltere a- leyhinde harbe sürük'emek hı susundaki bütün tazyiklerine İngiltereye karşı muhabbetinden değil, yalnız ve yalnız Fransa- Yı yeniden harp sahnesi yapma- mak arzusiyle - mukavemet et- miştir, Ve Laval'i, bu arzusuna aykırı taahhütler altma girdiği için kabineden çıkarmıştır. Fakat, Laval'in yerine aldığı Amiral Darlan'da da ayni İsti. kametle bir temayül görülmek- tedir. Fransanın İaşe sıkıntısından münhasıran mes'ul tuttuğu İngi- Tiz ablukası münasebetiyle ge - (Devam Sa. 4 te) En A) va geçemezler, Bursakları hasta! olan ne kadar yese gene aç ka- lir demektir. Mide veya barsak hastalığını kay olunca, zayıflık daha si detlenir. İnsan daha çabuk erir, cünkü bir taraftan vücuda lüzum lu olan su kaybolur, bir taraftan da vücuda lüzum'u tuz. Karaciğerin safra | yollarında bir tutukluk olup ta safa cıka- mayıncn gene zayıflık gelir. Çün- kü hazmın tamam olması ve bar- saklardan gıda maddelerinin kana görmesi icin o da lüzum'urdur. Pankreas hastalıkları da şid- detli zayıflığa sehep olurlar, cün- kü yemeklerin hazmil icin oradan cıkan fermanların tanım olması tâyımdır... Bu hastalıkları saydığım, za- yıflığın me kadar çok sebepleri ali Afrika müs-| bulunduğu hakkında size bir fikir vermek içindir... Sebepleri o ka- der çok türlü olan bir hal, bir türlü tedavi ile geçirilemez. Zayıflığın nereden geldiğini an uyarak ona göre bir tedavi tertip etmek, her vakit söylediğim gibi, ancak hekiminizin işidir. Sydney zırhlısı tarafından batırılan İtalyan “Bartolomeo Colleoni .kruvazörü alevler içinde yanar ken | Denizci! ik Bahisleri | Son Haftalarda Batırılan İtalyan Korsan Gemileri ngiliz donanması, Italyan- ların “Mare Nostro,, bizim deniz dedikleri Akdenizde tsm hâkimiyeti idame ettiği gbi, zaman zaman İtalyan donan - masma ağır darbeler İndirmek- te, #caret harbi yapmak için İn- giliz nakliye kafilelerini vurmak için meydana çıkan Italyan ha- lif kruvazörlerini de birer bi- Yer imha etmektedir, İngiltere Amirallik dairesinin 10 mart 1941 tarihli tebliğin - den (Cowdotieri A) sınıfından bir Italyan hafif kruvazörünün de Ingiliz denizaltıları taratın - dan batırıldığını öğreniyoruz. Bu Hafif Kfuvazörden 14 tebişmiz 1940 da 6830 tonluk “Sydney, kruvazörü tarfından batırılan “Bartolomeo Colleoni,, sırufın- dar ve ayni evsaftadır. 5069 ton ve 42 mil süratindedir, Bu sinif kruvazörlerden İtal yan bahriyesinde 4 tane vari Bu kruvazörlerin inşasına 1927- 1928 senelerinde başlanmış ve 1930 yılı ortalarında denize in- dirilerek ikisi 1931 de ve diğer ikisi de 1932 de vazifeye dahil olmuşlardı. Bu gemiler Cene « vede Ansaldo tezgâlilarında in- şa edilmiş olup 8 adet 13,2 san- timetrelik ve 6 adet 102 santi- metrelik topla 4 adet 3,7 santi metrelik tayyare defi makineli topu ve 12 adet makineli tüfek taşıtlar. Bunlardan baska bu gemi - lerde 4 adet 53.3 santimetrelik Kızılhaçın Seyyar Odaları Ş“ zamanlarda gerek Al man, gerek İngiliz Kızıl- haçlarının kullandıkları bu sey- yar odaların oynadıkları roiler çok mühimdir. Herhangi bir se- beple denize düten tayyarelerin mürettebatın kurtarmak için muhtelif noktalara bu odalar vazedilmektedir. 4 metre uzunluğunda, 2.20 ge- nizliğinde olan bu odalar gayet sağlam çelikten mamuldür. Te- pesinde 1.90 uzunluğunda bir kulenin üzerine bir telsiz anteni merbuttur. Bu oda içindeki hu- susi lelsiz vasıtasiyle kazazede- ler bulundukları yeri bildirebi- Teceklerdir, Bu çelik odanın dışı, uzaktan göze çarpması için, bastan aşa- ğı parlak ve koyu maviye 10 - yanmıstır. Iki yanlarında heyaz bir zemin üzerine Kazılmış birer Kızılhaç İşareti vardır. üçüncü kenarındavsa yine beyaz zemin özerinde şöyle bir yazı yazılı dır; “Tayyarecilerin o Can kurtaran odası, Odanın içinde birkaç gün ra- hatla yaşanabilir. Burada pa- muk şilteli; çarşafları temiz, ü- zerlerine kalın yün battaniyeler örtülmüş dört yatağa rasgeli - nir. Günlerle yahut saatlerle de- nizin büyük dalgalariyle boğu - seseesee Yazan: H. “aaaeeeaaaamaa, KORU benn He KORYR torpito atmıya mahsus “torpito kovanı, 2 tayyare ve bir de ka- tabolt vardır. Bu gemiler ayni zamanda mayn dökmek husu - sunda da kullarılacaklarından güvertelerinde mayn dökmiye mahsuş raylar da mevcuttur. * * talyan bahriyesi bu sınıf ge- sileri yalnız ticaret hervi yapmak, gömü kafilelerini huma- ye etmek ve muhripleri rehber lemek... maksadiyle». yapmışlar, Bu sınıf gemilerde yegane gö- rülen bariz fark süratlerinin çok yüksek oluşu ve tayyare de- fi toplarının fazla bulunuşudur. Meselâ; İngilizlerin ayni sınıf kruvazörlerinin süratleri 32-33 mil, Fransızların 34 mil, Ame Tikalıların 33 mil olmasına mu- akbil İtalyanların 42 mildir, Ve vasat fark 10 mili bulur. Bu bariz fark Italyan kruva- görlerinin ticaret harbi yap - mak ve ayni sürasteki mun leri rehberlemek vazifes'ni ba - şarabilmeleri zaruretinden doğ- muştur. Çünkü âyni süratteki muhriplerin rüyet sahalara âz oluşu, bunların ateş için lâ- zım olan mesafeyi daha uzak mesafelerden tayin etmelerini güçleştirir. işte İtalyanlar bu güçlüğü giderebilmek için bu GÖZÜME . Nİ Yazan: Sevim SERTEL hafif kruvazörleri yapmışlardır. Himayeli ticaret kafilelerini da- ğıtmak ve bunlar üzerine ani darbeler indirebilmek te ancak bu çok yüksek sürat sayesinde temin edilebilir, Bügün ticaret kafilelerinin himayeleri ekse - riyetle (Destroyer) muhriplere verilmiştir. Bu kruvazörlerin aynı sürate malik oluşu ve on - lardan fazla silâh taşıyabilmesi bu mubriplerin imhasını da ko- laylaştırır. Fakat Italyan bahri- yesindeki bu kıymetli gemilerin İngilizler tarafından ve birer, birer imha edildiği görülmekte- dir, B" göllerde diğer gözü ken bir fark ta hava si- lâhlarında görülen tekâmülün bu kruyazörlerde tatbik edilmiş olmasıdır. Büyük harpten evvelki hattı harp gemilerinde ve kruvazör- lerde görülen zırh kuşak kalınlı- ğının fazlalığı yerine bunların güverte zirhlar» daha fazlalğş - tırılmıştır. Meselâ bu gemilerde ki zırh güverte kalınlığı cepha- nelik üzerlerinde 70 santim ve diğer kısımlarda 50 sentimdir. Zırkı kuşak ise cephanelik kisim larında 50 ve diğer kısımlarda 3R santimdir. e & Za için bu ne bulunmaz bir nimettir! Yalız bu kadar mı ya? Oda- nın bir köşesinde duran ufak bir dolabın içinden boy boy el- bise ve yün caketler çıkar. Do- labın bir rafında ise kazazedele- Tin kurunmaları maksadiyle ©- Taya konmuş havlılar vardır. Duvüra asılmış ufak bir ccza dolabında kazazedelerin yarala- rını tedavi maksadiyle oirçok ilâçlar, içlerini ısıtmak için-içki- ler hazırlangıştaı lr konserveleri ve. gaz 0 abe rl Hattâ daha (leri gitmişler, u- İak bir masayla iskambil küğit- larını bile ihmal etmemişlerdir." Bunlardan maada bu hüçük oda- nın içinde işaret vermek için hir kaç tane tüfek te mevcuttur. Henüz pek tek tük olan bu ©- daların adetleri arttığı takdir - de-kazazedeler için ölüm .tehlis kesi azalacaktır. Halbuki İngilizlerin 1915 te| Yaptıkları 5000 tonluk bir kru- vazörde zırh güverte kalınlığı 25 santim, zırh kuşak kalınlığı 76 santimdir. İtalyanların (Comdotieri A) sı- nf kruvazörlerinin nısıf kutru seyri 25 mil ile 2500 mil olup 169 metre boyundadır. Petso - nali 500 kişidir. İtalyan donanmasında bu & - mf gemilerden yani (Condotieri A) tipi kruvazf;lerden harbin başında, “Albe:0> di Giussomo, 'Giovanni delle Bandenera,. , “Bartolomeo Colleoni,, , “Albe. rica da Barbiano,, adlarında 4 adet hafif kruvazör vardı. Bun- lardan birincisi 940 da Avus - tralya donanmasına ait Sydney kruvazörü tarafından batırılmış- tı. Şimdi İngiltere amiralliği tarafından batırıldığı * bildiriler hafif kruvazör de geri kalanlar- dan birisidir. Ve bunun össü henüz öğrenilrmemiştir. Şu hal- de Ttalyan donanmasında (Con - dotieri A) sınıfından iki kruva- zör kalmış oluyor. * * arbin başında İtalyan bah riyesinde hafif kruvazör adedi 14 idi. Bunlardan ikisinin battığı resmen bildirildiğine gö- re geriye 12 adet kalır ki, bun- lardan bir kısmının Taranto bas kınında zayi edilmiş olduğu dü- şünülecek olursa bü sınıf gemi- lerden Italya bahriyesinde az kaldığı anlaşılır, nimarkanın işgali esna- sında gecen bu hikâyeyi hâli en garip harp hikâyesi ola- rak anlatırlar: Geçenlerde bir gün sokskta dola- #rken Danimarka Kralı Christian resmi binalar - dan birinin üzerinde bir Nazi bayrağının sallandığını gördü. İlk rasgeldiği Alman askerine Kral bunun Almanya ile Dani- marka Ki yapılan anlaş- mava muhelif olduğunu söy- m uğu: iy- Alman askeri nezaketle bu bayrağın Berimden verilen hir emir üzerine oraya çekildiğini Danimarka Kralına anlattı. O.emreden bir sesle: — O bayrak saat on ikiden evvel indirilmelidir; dedi ve ilâ- ve etti. Yoksa ben kendim bu işi görecek bir asker gönderece- Rim. Saat on ikiye beş kala bayrak hâli bu resmi dairenin üzerinde dalgalamyördü: Kral derhal Al van askerini buldu ve: — O bayrağı oradan indirecek askeri gönderiyorum, dedi. Nazi askeri onu ikaz etti: — Eğer buna teşebbüs eder- 80, o askeri vuracağız. ağız. Gayet sakin ve yumuşak bir sesle kral cevap verdi: — O aşker benim! / Sant on ikiyi vurduğu zaman Tiyatro Âleminde Matem ransa en büyük artistlerin- den birini kaybetti. /K medi Fransez) sahnesinde elli i- ki sene kendisini alkıslatan ve bilhassa klâsik piveslerde aldığı rollerle temayüz eden büyük tra- iediyen (Albert Lmbert Fils) ve- fat etmiştir. Fransız sahnesinde (Mounet Sully/ nin ölümünden sonra lan boşluğu bu büyük sanatkâr farlasiyle doldurmuştu. Terelimei hali şudur: Albert Lambert zade namiyle vöhret alan Raphael Albert, 1847 İde /Rouen) de doğup 1918 de (La Bonille) de ölen meşhur aktörler- den Leon Albert Lambert) in oğludur. Tiyatroya pek genç in- i ve on sekiz yaşında konservatuvardan birinci derece ile mezun olmustur. Hemen o se- ne İkinei Komedi Fransez adde- dilen Odeon tiyatrosuna girmiş ve ilk defa olarak (Francois Cop- pee) nin (Savero Torelli) piyesin- de rol almıştır. İki sene sonra Komedi Fransez'e alınmış, /(Ruy Blas), (Britannicus) piyeslerinde üstüste büyük o müvaffakıyetler kazanmıstır. 1891 de Sosiyeter”) ğe ve 1935 de fahri Sosiyeterliğe çıkarılmıştır. 25 Haziran 1937 de tekaüt e- dilerek Komedi Fransez'den &; rılmış, fakat refikası ile turneler yapmak ve dershane açarak sat dersleri vermek suretiyle yine sanata hizmette devam eylemiş. tir, Elli iki senelik sanat haya- tında bütün klâsik piyeslerin e» mühim rolleri (Albert Lambert) deydi denebilir. Bunlardan başka 1900 ile 1920 arasında bir çok pii yeslerde roller yaratmıştır. Bu mutena sanatkârı hemen hemen bütün klâsik repertuva- nında gördüğüm gibi, bilhassa (Lavedan) in “Le Duel - Cidal, namındaki piyesinde, rahip ro“ linde de alkışladım. Albert Lam- bert'in en büyük hususiyeti dek- lamasyon o ve diksiyonundaki fevkalâdelikti. Fransız lisanı- nı sahneden salona bir altın sellâle gibi akıtır, herkesi bu gü- zel lisanın ahengi ile mestederdi. Bir defa (Racine) in “Britanni- cus” ünde.oynadığı Nercn rolün de halkı © kadar coşturdu ki bü- tün tiyatro, sanatkârı ayağa kal- karak alkışladılar. Saydım. seyir» ciler yirmi yedi defa üstadı sah- neye davet ettiler. (Albert Lamebrt) İnsadında yalnız kelimelerin değil, virgül- İerin, noktaların bile hakkımı ve tirdi; ağzından çıkan bir kelime» nin anlaşılmaması kabil değildi. Rolünü © derece benimserdi ki sahnede yirmi beş yaşında deli- kanlı rolünü yapan bu sanatkâ- rin yetmiş iki vaşında olduğuna inanmak muhaldi, 1997 de Komedi Fransez'den ayrılırken veda müsameresinde bulundum. Sahnenin üstü gönde- rilen çiçek yığınlariyle bir mu- vaffakıyet şahikasına dönmüstü. Sanatkâr, cocuk gibi hüngür, hüngür ağladı. Halk ta ağlıyordu. Takvimci Nazi bayrağı artık o Tesmi bina- nın üzerinde dalgalanmıyordu. *»x Tabinle Mücadele eçenlerde; çok salık bir günde kulübelerine iltica eden Macar köylüleri yakından gelen bombardı - man sesleri duy dular. Budapeşte nin cenubunda bu lunan geniş ova halkı bu gibi gü- rültülere pek alışık değillirler Hakikatte korkacak bir şey yoktu. Iki üç gündenberi donan Tuna nehri üzerindeki buzlar; kırmıya uğraşıyorlardı. Bir hay- li uğraştıktan sonra en nihayet bu vazifeyi Macar bomba! man tayyarelerine devretmiş - lerdi. On beş tayyare; buzları parça lamak ve su cereyanna vol aç- mak “ümidiyle (mütemadiyen nehri bombalıyorlardı. Birbitle- rini takiben aşağı iniyorlar ve arka arkâya bombaları salıyor « lardı. Bu şekilde on beş tayyare aşağı yukarı 2 tona yakın bomba attılar, Insanla tabiat arasındaki bu mücadele bir hayli zaman de - vam etti, Neticede insan oğlu mağlüp olmusiu. Tuna nehri ü- zerindeki buzlar o kadar #k ve kuyvetliydiler ki, bombayla parçalamak dahi mümkün ola mamıştı. R z