Yazan: ULUNAY B' delilikleri olmasa, Safaya| okumuş denebilir. Hafıza- sı oazı delilerde olduğu gibi son derece sağlamdır. Her okuduğu kitabı hemen aklında tutar. Eski ve yeni âlimlerin bütün eserleri su kibi ezberindedir. Hangisini isterseniz, baştan nihayete kadar size okur. Anlar mı? anlamaz mı? Bunu kendisi de bilmez. Okuması, öğrenmesi, öğretme- si, her şeyi, herkesten başka tür- lü olduğu gibi, vemesi, içmesi de kimseye benzemez. Bir lokan- taya gitse, derhal garsondan ci- varındaki müşterilerin hüviyetle- rini tahkike kalkar. Garson hep- sini tanıdığını söylerse, o zaman tabağı masadan eline alır, ayağa kalkar ve ekmek yemiyerek, hep- sini ağzına tıkıştırır. Şayet, garson müşterileri ta- nımadığım söylerse, o zaman İş killi padişahların yemeklerini ev- velâ çeşmici başılara tattırdıkla- rı gibi ilk lokmayı garsonun ye- mesi şarttır. Kartie lâten lokantalarında hizmet edenler böyle deliliklere alışık oldukları ie aldırmazlar. Müşterinin nabzına göre şerbet verirler, Fakat başka mahalleler- de Deli Safa gittiği lokantalarda mutlaka bir vaka çıkartır ve ko- vulur. Safa, bir aralık çok para- sız kaldı. Liselerden birinde La- boratuvar temizlemek vazifesiy- le bir iş buldu. Bir gün kimya hocası hasta- landı. Safa, mektep müdürüne, botaya vekâlet etmeyi teklif ey- ledi. Müdür, bu teklife hayret etmekle beraber kendisini biraz iskandil edince büsbütün şaşırdı. Safa, dersi hocadan daha vukuflu bir surette takrir ediyordu. Kim- yu hocası hastalıktan kalkamadı. Deli Safa, üç sene bu mektepte hocalık etti. Bu vazifede sonuna kadar kalabilirdi; fakat pisliğine, hele yemek yeme hususundaki Iâübaliliğine diğer hocalar taham mül edemediler, Bir gün sofrada, yemeği her- Kesin kaşıkla içinden alacakları tabağa, ellerini sokarak, etleri a- yırdığını görünce, hepsi birden sıyameti kopardılar... Safayı tah- «ir ettiler. O da et tabağını surat- larına fışlattı; çıktı ilâ; “>! Safa, bu vakanın evvelden ha- urlandığı kanaatindedir. Ne za- man bu bahsi açsa: -— Hepsi bahane! Der. Eti el- erimle ayırmaktan ne çıkar? Be. nim ellerim onların süratların. ian temiz! İşin doğrusu, taham- nül edemediler vesselâm... # * İkinci Bir Deli Daha: eli Safayı küplere bindir memek için sükütu ihtiyar eden Ali bey, diğerleri gibi gö- nllü değil, tam siyaset kazaz€ desidir. Delilikte Safaya hüve hü- vesine eş olmazsa da, ondan da aşağı kalmaz. Belli başlı bir tahsili yoktur. Fa-| kat o da kendisini allime zan- neder. Dünyada onun için bilme. | diği şey yoktur. Hangi bahis olur-; şa olsun: | — Durunda anlatayım! Der. En kuvvetli dikiş makineleri Ali beyin çenesi kadar bir sene çalışsalar, hiç şüphesiz; aşmırlar. hurda demir haline gelirlerdi. Bazan bir lisanla vedi sekiz mev- zü hakkında ayni zamanda sÖZ| meme mahrumiyetinin ! acısını hisseder? — Ah! Der. İnsan yalnız ağ! zıyla değil; burnuyla, kulaklariy» le, gözleriyle hattâ parmaklarıy- la da konusabilmeli ki lâfa doy-| sun' Bu bakımdan insan çok ha- kıstır, çok... Bu derece söze düşkün bir ada- ma müşahede kâfi olrondığı için| dimağı mütemadiyen vakalar cat eder, yalanlar bulur. Bu peri- san Vileut sanki dalma çalışın bir fabrikadır: Dimağının muhtelif bölmelere ayrılan hücrelerinde hikemiyat, siyasiyat, içtimaiyat, iktisadiyat, edebiyat şubelerinde boyuna stok mal hazırlanır, bunlar yine o kafanın içindeki depolara istif e- dilir. Alıci zuhur edince bütün stoklar sanki hususi marşandiz trenleriyle dımağdan ağıza nakle- dilir, orada fışkırmaya başlar. Bazan depolar fazla dolar, © Za-| man biçare Ali bev hasta gibidir.| Boşalmak için behemhal birini yakalar. Söylerken sözünü kes- memeli; bırakmalı söylesin. Çün- kü sözü kesilirse, hızın alamadı- Ai için kendini kaybeder; ağzın- dan köpükler saçılarak göğsünü yumruk:amaya başlar, Bir bahis hakkında kendini ka. pp koyuverdiği Zaman dinlenil- mesine de pek ehemmiyet ver- mez. Arkadaşları bunu bildikleri için aldırmazlar, çoğuna Ali be- emi Tefrika No. 17 si bana etraflıca anlat, Ben azi- cık sedire uzanayım... Der. Ali Bey anlatır. Dinliyor zannettiği adam uyur, rüya gö- rür, uyanır. Gözlerini açar, Ali bey hâli e 4 bir enliklepedi oldu- Bunu zanneden bu biçare, bir başkasının, herhangi bir ilim. den bahsetmesine tahammül €de- mez. Meselâ askerlikten bahse- dilse: — Asker olmak için ne lâzım? Hendese, cebir -ki bunları biz de okuduk- ondan sonra “Has dur! selâm dur!,. en çetin talim, tali- mat nihayet bir ayda öğrenilir... Bir de sevkülceyş meselesi var ki sırf içtihat meselesidir. O halde askerlik bir düşünüşten ibaret de mektir, Bu ise az çok herkeste mevcuttur. Böyle olunca idadi tahsili gören herkes asker ve bü- yük kumandan olabilir, Ticaretten bahsedilse: — Ticaret muayyen bir fen de- Rildir, Sırf tacirin piyasadaki iniş! çıkışı vaktiyle hesap edebilmesin- gen ibarettir. Biraz defter tutma- yı bilmeli. Eğer ticaret fenni bir kalde üzerine dayansaydı, asir- dide ticarethaneler iflâs etmez- lerdi... Görülüyor ki ticaret için Jan malümat pek sathi- Ondan sonrası bir sermaye i demektir. tlen söz açılan — Ziraat en eski zamanlardan- beri mevcut idi. O zamanki in- sanlar âli mektep mezunu mu- durlar? Toprakta feyiz ve bere- ket vardır. Makine ile de sürülse, odun parçasiyle de karıştırılsa ve tir. Mesele ekilecek zamanı bil- mekten ibarettir. Bunu İse en ca. hil köylü bilir... Bir de gübre ka hr ki oda hiçtir. Ali beyin en ziyade kendini kaybettiği bahis edebiyattır. Bu vâdide çene makinesine bir kere “ileri!” kumandasını verin- ce artık ne yemek, ne icmek ha- tırına gelir. Dinleyenler uyurlar, işi olan dışarı gider, £ ir gelir. Ali beyi otur- yerde çene yarıştırmakta duğu bulur. *» * H beyin deliliği Safa beyin deliliğine benzemez Bu yerek çatladığını itiraf eder. En çok çenesine “psir eden bu cin- daha bazı zahiri ttur. Meselâ ber avnaya bakamaz, yeraltı . şimendlilerine binemez Kendi saçını -el yor kendi keser, aynaya bal cin yüzünün şeklini unutmustur. En korktuğu hastalık nezle oldu ğu için yatacağı zaman sırtında yaz kış cıkarmadığı dört tane ka. kın yün fanilânın. Üzerine parça i parca pamukları sarkan bir Bu- | baralı hırkası giyer, Beline beyaz bir kusak sarar; bacaklarına to- Duklarına kadar uzanan bir fani- dizlik geçirir; basına kadınla- rn yemenisini andıran bir havlu örter; üstüne hir kece külâh :e yar; ağzını, bürnü kapıyarak sımsıkı tün bu tedbirlere rağmen -pek ta. bildir ki. nezleden kurtulamaz. Nezle de aksi olacak. Ali beyin sevezeliklerine, dinleyenlerden a giişlerine (Arkası Var) “| vaktiyle İstanbulda tah- |Siyecek Eşya Fiyatı Tesbit Edilecek Çorapçılar Birliğinde Toplandılar Iktisat Vekâleti giyecek eşyası- nın fiyatlarını tesbit etmek için hazırlıklara başlamıştır. Bu bu- ie mıntaka iktisat müdürlüğü çorap, yünlü ve pamuklu kumas fabrikalarından maliyet fiyatları hakkında malümat almaktadır. Ayrıca sanavi müfettişlerinden mi ep bir heyet le, çorap, yünlü kumaş fabrikalarında ma- iyet fiyatı hakkında (tetkikler yapmaktadırlar. Sanayi Dün çorap fabrikatörleri, milli sanayi birliğinde bir toplantı yap mışlardır. Bu toplantıda İktisat Vekâleti tarafından yapılan ço- rap nizamnamesinin tatbik şekil. leri hakkında görüsmüşlerdir. Bundan başka toplantıda corap fiyatlarının tesbiti hakkında s0- rulan suallere karşı umumi ola- rak cevaplar hazırlanmıştır. Fab- Tikatörler. ihtiyaca göre iplik buldukları takdirde, İktisat Ve- kâletinin arzu ettiği şekilde ucuz çorap yapılabileceğini söylemek- tedirler, Şilep Yapılacak İ Devlet denizyolları idaresi gün | den güne artan vapur ihtiyacını gözönünde tutarak senelerdenbe- ri Habiçte müattel bir halde du- ran Gülcemal vapurunu servise İ koymayı kararlastırmıştır. Gülcemal vapurunun bazı ta- tla şilep haline konması için ler yapılmaktadır. Mütehassıslar Gülcemal vanu- runun tekne kısmını cok sağlam bulmaktadırlar. Yolcu salonları ve kamaralar kün olduğu kadar tahrip edilmeden söküle- cek ve İcap ederse baska vapurla- rın tamirlerinde kullanılacaktır. Gülcemal vapuru vaktiyle 18 mil sürat yapmak üzere inşa €- | dilmiştir. Son zamanlarda da 13- | 14 mil yapmaktaydı. Şilev haline İkon için bu kadar fazla sü rate lüzum görülmemektedir. Ge- İ minin-bir kısım makineleri de çıkarılarak yerleri ambarlara ilâ- ve olunacaktır. Güleemal tadil edildikten son- ra 7 bin tonluk büyük bir şilep olacaktır. K DENİZ NAKLİYAT KOMİS- YONU — Deniz nakliyatını tan- zim edecek olan komisyon bügün. İ mıntaka liman (müdürlüğünde, devlet denizyolları umum müdü- rü İbrahim Kemal Baybura'nın rivaseti altında topla.acaktır. di te Şehir tiyatrosu komedi kısmının ahşap olduğu ve daima yangına maruz bulunduğu itfaiye tarafın- dan belediyeye bildirilmiştir. Be-| ni lediye, bu ikazı yerinde bulmuş ve yeni tiyatro mevsiminden iti- beren Şehir tiyatrosu komedi kıs- munın bir bs inaya çalışma- sina karar vermiştir. Besim Ömer Sokağı Belediye General Dr. Besim Ö- mer Akalının isminin bir sokağa verilmesini muvafık bulmuş ve belediye daimi encümeni tetkik- lere başlamıştır. TAN dolayalyle dün saat 17 de Taksim gazinosunda hir Meelisi âzalarına hir çay ziyafeti Valinin Dünkü Ziyafeti Şehir ziyalet esnasında alın Izmirde 6 T. ramvay Arabası Yaptırıldı İstanbul Belediyesi de Ayni İmkânları Araştırıyor İzmir tramvay idaresi, kendi atölyelerinde elindeki mevcut malzemeden istifade ederek altı tramvay arabası yaptırmıştır. İ- dare Avrupadan yeniden bir ki- sım malzeme * getirtmiş, bandaj vesaire gibi bir kısım malzerpenin temini için de | Karabük demir fabrikasına müracaat oetmiştir Karabük fabrikası bu yeni ara- baların tekerlek ve bandaiları i- le somun ve vaylarını yapabile- bildirmiştir. Bunlar temin Edildiği takdirde, İzmir #tölyele- rihde veni tramvay arabaları ya- pılabilecektir. İzmir belediyesi bu arabaların inşası İçin icap eden malzemenin İistesini hazırlamış ve bol mik- darda siparişte bulunmustur, Ka- rabük fabrikası, bu siparişleri en yakın zamanda bitirecektir. Şeh- rimiz belediyesi Karabük demir fabrikasına ve İzmir belediyesine mürsesat ederek bir cok malü- mat sormuştur. Eğer Karubük de- mir fabrikası İzmir tramvayları- nim ihtiyaclarını karşılayabilecek se sehrimizdeki tramvayların ib- tiyacı olan demir malzemenin ev- safını gösterir bir liste hazırlaya» PİYASADA: Lüks Kaşar Peyniri| Bir Diye BirCins Kalmadı Fiyatları mürakabe komisyo- nunun dünkü toplantısında, ev- velce kaşar peyniri hakkında ve- rilen karar değiştirilmiştir. Ma- lümdur ki komisyon )iirs kasar peynirlerinin fiyatını 110 kurus olarak tesbit etmişti. Bu karar. piyasada Sul istimal edilmiş, ek- seri bakkallar, her kaşir peyniri- hin üzerine lüks kasar diye bir ©- tiket koymuslardır. Komisyon dünkü toplantısında lük spevnir diye ayrı bir fiyat ol- madığına karar vermiştir. HAS TN — Bisküvi fabrikala- rı, pastacılar, simitciler, has un bulamadıklarından şikâyet et- mekteydiler. Belediye İktisat mü- dürlüğü şehrin has un ihtiyacını tesbit ederek toprak mahsulleri ofisine bildirmiştir. “a «w cak ve nümuneler'e birlikte Ka- rabüke gönderecek ve mümkün olursa derhal sipariş verecektir. İzmir belediyesinden, yapılan ye- ni arabaların kaça mal olduğu ve bir kısım ihtiyaçlarının Avrupa- nın neresinden ve hangi firma- dan temin edildiği de sorulmuş- tur. Beklenen cevap gelince ha- zırlıklara ve veni tetkiklere baş- lanacaktır. Tramvaylarda Kontrol İstanbul trnmvay idaresi tram- yaylarda bilet kontrolü şeklinin e taciz eder mahiyette oldu- he kanaatine varmış ve bu ser- visin değiştirilmesine karar vere miştir. Yeni kontrol şekli bugün- lerde tesbit edilecektir. Havagazı saati arı Diğer taraftan elektrik ve ha- vağazı saatleri İçin her ay alın- makta olun elli kuruşluk saat ki- rasının ya alınmaması, yahut ta başka bir sekle ifrağı için tetkik- ler yapılmaya başlanmıştır. İda- reye beş lirava mal olan bu saat aboneler her ay yarım vermekte ve ler Yiraya yakın para bürlar abonelere yirmi bes lira- ya mai edilmektedir. MÜTEFERRİK: Yürüyüş Marşi Müsabakası Açıldı Matbust umum müdürlüğü münhasıran Türk bestekâr! rasında bir yürüyüş marşı mü. bakası sçmıştır. Müsabakaya bütün bestekârlar besteleriyle iştirak edebilöcekler- dir. Marşlar: en cok beğenilen altı bestekâra yüzer lira telif haklı verilecektir. Altınerdan sonra mu vaffak olan marş sahiplerinin €- serleri de neşir ve tamlm edile cektir. Marslar 15 Mayıs 1941 günü- nün akşamına kadar matbüat W mum müdürlüğüne gönderilmiş! olacaktır. NEVRUZ — Yarın Nevruzdur. Ötedenberi halk arasında Nevruz ilkbahar başlangıcı addedilmek tedir. “İran devlet Kahvelerin Celbi İçin Çalışılıyor Ankara, 20 (TAN) — Ticaret Vekâleti. gümrüklerde mevcut kahvenin iyasıya çıkmasına mü- İ saade etmiş ve bu kahveler ihti- yacı olan vilâyetlere tevzi olun- İauştur. Verilen , haberlere göre İskenderiyede bulunan 10 bin çu- İ yal kahvenin de memleketimize gelirilmesi için yapılan temaslar İ bitmek üzeredir. Bu kahve mem- leketimize geldikten sonra kahve ihtiyacı el karşılanacak- tar. ADLİYEDE: Bir Demir Tüccarı Tevkif Edildi Galatada demir tüccarı Baki Tezcan fazlı fiyatla demir sat- mak ve ihtikâr yapmak iddiasiy- Je ikinci asliye ceza mahkemesine verilmiştir. yi İskenderiye'deki Dün yapılan duruşması sira- sında Baki Tezcanın kilosu 20 ku- ruşa satılması lâzim gelen 342 kilo köşebent demirini kilosu 40 kuruştan Belediye mezarlıklar müdüriyetine sattığı anlaşılmış- tır, Mahkeme suçlunun tevkifine karar vermiş ve durusmayı şahit- lerin celbi için 27 Marta bırak- miştar, İ BİR İHTİKAR DAVASI DA- HA — Tahtakalede kirtasiyeci Ahmet Hulüsi Çavuşoğlu da As- lan marka kopya kâğıdını 120 ku- ruş yerine 200 kuvuşa sattığı id- İ diasiyle ayni mahkemeye veril miş ve duruşması yapılmıştır. mahkeme şahit celbine kalmıştır. METRESİ İHBAR ETMİŞ — Cibalide Şehsezai sokağında otu- demiryollarında ka- zanei Hasan Tanrıverdi, metresi iyeyi dövmüş, ve kadın da 0- nu zabıtaya #kâyef etmiş, bu a- rada da bazı ihbarlarda bulun- muştur. Tahkikat sırasında Tanrıverdi- nin iki nüfus kâğıdı bulunduğu ve ikisinin de evlilik kaydının be- kâr olarak tahrif edildiği görül müş, bundan başka evinde yapı- lan arama dada da beyaz torba İ- çinde 19 dinamit, 20 funya, 16 fi. #il bulunmuştur. Duruşma sırasında suçlu dina- mitleri ve diğer patlayıcı mevadı Hopada Murgo bakır işletmesinde | » başı iken saklamış olduğunu lemiştir, Mahkeme Tanrıver» diyi 1 ay hapse ve 30 lira para » cezasına mahküm etmiştir. dinlediğimizi de görüyorsunuz yin sözleri ninni gibi gelir; ekse- riya muhatab: Göz Boyama Bahsi szetelerde, bayanların canlarım sıkan fena haberlerden birisi de, pudralara, rimellere, rujlara, losyonlara müteslliktir. Çünkü öğrenildiğine göre, ortalıkta bu metsların da buhram başlıyormuş. Maamafih sakın bu buhtanm bütün er- kekleri sevindirdiğini sanmayın, Vika içimizde hoşnut olanlar yok değildir. Fakat evli erkeklerden u, bu buh ran biraz daha arttığı takdirde, bir gün zevcelerini tanıyamamaktan korkmuk- tadırlar, Dün bir bayanla, bu buhtandan bahsediyorduk. Bayan, günün birinde eskisi gibi sürünemiyeceğini düşündük. üdela sararıp içleniyor, ağlamaklı ©- İayordu. Kendisine: : yamamak korkusu mu7,, v Bayan, tasas; arasında gülümsedi, li, vE, “.— Hayır, dedi, biz kendi gözlerimi: zi değil, sizin gözlerinizi boyıyamamauk- tan korkuyoruz!,, *» * Cicika da düşmüş! e) irikada harp gittikçe kürşiyor. Mtalyanlar taşındıkları eve yerleşemeden le çıkarılan kiracılara döndüler, Hele dün gelen haberlere gö- re biçarelerin oradaki vaziyetleri büs- e “Cicika,, şehri de İngilizlerin eline geçmiş. Artık buna da bir ye Görüyorsunuz ki, gelen be sahiden... cek eş leşmi- ye başladı! » Bir yangından alınan ders erah sinemasında çıkan yangından sonra, alâkadarların gözleri iyice ee deği e mame bin mer kbri“etlâdır!,, Dememişler, Temem- “Setini kl, başka İşlerde de lâzmize- len tedbirleri almak için bir “Masi- bet,, in vereceği dersi beklemiyelim: Yoksa, maazallah, Ferah sineması gibi, tayır cayır yanarız. Bilmem Ferah sinemasında yapıldığı bildirilen tahkikatın tafsilâtını nuz mu? Benim o tafsilâttan grendiği: me göre, sinema dahilinde tam Sekiz aile barınmaktaymış. Sakın: “Canım sinemalarda da aile » ikameteih nu?, de - Zamandanberi bütün sİne - malar birer İkametgâhder. İnanmazsa - mız, gizlice, localarda yatanlara bakın! * * Alaturka musikiye dair B ilmem, plâklara okuyan, veya rad: yoda, gazinolarda şarkı söyliyen, bayların bayanların adlarına, daha doğ- rusu soyadlarına hiç dikkat ettiniz mi? Benim muhtelif yerlerde okuduğum z ğin aklımda kalanlar şun- meyin, Üçer, dörder film göstetmiye başladıkları “e Coşkunses, Gürses, Toksrs, Şen- ses, Tekses, Dihses, Billürses, Altınses, Gümrahses, Balses, Canses, Üstünses, Çağlarses, Yakarses, Akarses.. ilâh... ve bu seyadlarımdın. kac cesit ya? Bir de, alaturka musikinin bir türlü armonize edilememesinden şikâyet ©- leyen ii bu kadar birbirinden ay- ği « Tokses., Dikses, Gürses, Üstünses, Şenses, Coşkunses... Tevekke- li değil, alaturka musikinin falsoları bir türlü bitip tükenmiyor?.. Bu arada gazetelerimizden birisinde günlerdenberi devam eden bir anketin serlevhası da şu: “— Kimleri dinliyoruz?,, Bu anketin muhataplarından çoğu da, isimlerini duymadığımız zurnacılar, kemancılar, ulçular, dümbelekçilerdi Ve biz, güya, bunları dinliyormuşuz. | İnsan anket muharririnin bu iddiası. —. bakınca evveli “ — Tevekkeli değil, başımız bir türlü dünç değil!,, diyor, ve: Vay başımıza gelenler vay?,, di- yen bir insan edasiyle başım iki yana Sullayıp dudak bükerek, anketin serlev- hasını bir parçacık değiştirerek, şu şe- kilde tekrar ediyor; — Meğer kinileri dinliyormuşuz?,, Sonra da bir teselli arıyarak ilâv ediyor: “— Adam sende, radyolardan «siyasi havadiş dinlemekten iyidir!,, Naci Sadullah "Bizde Tenkit Telâkkisi Yazan: Naci Sadullek izde maalesef, edebi, içti idari veya iktisadi bir Ger ortaya konulduğu zaman, milej- İ liflerin veya müessirlerin "ii nakkitlerden bekledikleri müka, bele, sadete “methiye” den iba- i rettir. i Meselâ koca bir şiir kitabitın Ğ içinde bir tek mısram beğenilme- mesi, mlnekkidin yarazkâğikla itham olunmasına kâfi göl Meselâ koca bir romanım İ$in de bir tek pasaj hatalı görü. mesi, milellifin o miineklcide diş bilemesine kâfidir. Meselâ koca bir iktisadi €trin içinde bir tek rakamın yaplışlı. Hını iddia edin. Muharririn Kiza- bına uğrarsınız. Ve koca bir içtimai kitabi tek tarafını sakat bulduğumuz tak. dirde, sahibinin kinine bed o- lursunuz. Çünkü bizde yale kitten beklenilen hareket; Mi, yucu gözü boyayan bir lisanı kullanmasından Mar Bunun içindir ki, hizde müf&kit geçinenlerden çoğu, ellerdeki kalemi, parlak methiyeler “ya. sık dualarla dost sadakasi dile- ben birer keşkül şeklinde Le - nırlar, Fakat rabuk aldatilicak birer gafil sanılan okuyUUar, hiç te ustaca gözlenemiYi bu kanı bülülakiKn çilek, bae ve hakiki müzeler tani dan, meziyetleri kadar da tebarüz ettirilen eserleri" net, hiyelerle önlerine si lerden fazla alâkaya âyı - “Tenkit” in, ona muh#ly g- lanlar tarafından daime Yanlış tefsir edilmesinden doğan İN ga. rip netice, “neşriyat” tan ©“k ay- rı sahalarda daha müessl Ürar- lar doğurmaktadır. Meselâ bir vatandaş tanarum ki, suiistimal suçuyle İden çıkarılmıştır. Bu Vans, tam bir haksızlığı o bat etmesine bel, bol Sa lecek her türlü vesaike VE sahiptir, Fakat buna iş hakkna yeniden ka er, tabiatiyle üzün sürecek İlâta mütevakkıftır. Şimd, mid haklı olarak müşteki “inç girmiş bulunan bu mağliş landaşın davasını ele SAR, — bu vaziyete düşür: ne harekcilerini tenkit “İt, ve, işlenmiş bulunan hat Mim kün mertebe sür'atle &0 sini istesem, müsbet bİr Müze a. labilir miyim dersiniz? Bence umumiyetle, PÜ suale der samimi Şu. il Hasir... suitefsire iğrntacaklari tenkidimde bir taarru? "Mahiyeti vehimedecekler, ve dEİMİ hata larını tashih cihetine değil, en dilerini müdafaa oylum? lardır, O takilirde hareket te bittabi, dar9“İm yi dafan ettiğim vat göstermenin çarelerini Türatmak olacaktır. Bunun net İse, ne çok tabiidir ki, o MAĞ tandaşın — hakkından Püsbütüm mahrum bırakılması, YİN eski- sinden daha sunturlu Pİ? haksız. ğa uğraması olacaktır” Bu satırları yı Maksa- dum, bizdeki tenkit *elâkiçişini mücerret bir, ver. Sine emr Ye başl la anlatmak istiyorum pl b nekkit” in, ve “teni tap kalanları; iakabil Uni nüniyete sahip olmalar” bii bi lâjistisma her sahada, küçüklü büyüklü bir çok davsl#"t müsbet sekilde halletmek imkiliha ka- vuşturacaktır. Aksi takdirde “tenkit”, hindi- ği dahı kesen Hoca etin'in sakar elindeki testet©9e benze mekten hiç hir zama” mayacaktır. Çünkü bugünkü dünyanın her yerinde: ir raların tedavisine y#'lyan 80 bir merhe: ifesi gören “ten kit”, bizde nı > meye yaraları derinleştire? kör bi meşterden, yahut bir kü İ rinden farksızdır. Münakalât Vekilinin Tetkikleri rk Bir kaç gündenberi #hrimizde bulunmakta olan Münâkalât Ve kili Cevdet Kerim İi7ctdayı, dün sabah Vekâlete bağl Mmües1€** lerde meşgul olmuş Ve öğleden sonra da devlet dePiğyollarina iderek tetkikler yaştır ve bu arada umum "üdür im Kemal Bavbursdân muhte Jif işler hakkında izaPat almistir Cevdet Kerim İayı'nın bu içinde tetkik maksa- gitmesi muhte o "Bn İPE İSCİA mm