ASKERİ - VAZİYET İ Yeni Denizaltı Muharebesi Ne Netice Verir? Başı 1 incide) lerinden ibaret olan bütün bu şayiz ye tahditlerde mündemiç hakikat, aca» be nedir? Yeni Alman denizaltı mu- barebesi, muherebenin muvaffakıyet- te idare ve idamesi bakımından, gllierenin iş öldürücü bir dari manlara göze, “Evet, ve ize “asla, Biz evvelâ şarssını kaydedelim ki, yeni denizsli inşantına dafr Alman kaynaklarından amanlarda veri. len bütün haberler pek mübaliğal ve ortaya atılan rakamlar ise hayal mah- sulüdür. Bu kaynaklar, bazen 300, ba- san 600, bazan da 1000 denizaltrdan bahsetmektedirler. Bu rakamların her liçi de, Alman deniz inşaat tezgâhla- rmin bütün dünyaca bilinen senelik verim kabiliyetine göre, 3, 8 ve 10 misli faladır. Bunun sebeplerini ke- saca anlatalım: İngilizlere gö- ıları, hattâ 400 ve daha az tonluk ufakları da dahil olmak zere, Ford otomobilleri sisteminde toptan ve seri halinde inşa edilemez. Vâkıâ, kifi nisbette ham madde stoklarma malik olmak şartiyle, deniz altı tekne oldukça büyük mik-/ tetgâhlardan çıkarılabilir. Fa- kat, bir denizalt: sirf tekne ve maki-| ned. ibaret değildir, Denizaltilarin Prift bir mekanizması vardır ki, ufaklı, ince, nazik bir çok par-| *rdan mürekkeptir. Bupların imali pek büyük vukuf ve tecrübe sa- bir çok mütehassıs smeleye ihti- vardır. Denizaltı inşaatında bi- bakitıri Htimas sahibi işçilerin ndedi, dünyanın ber tarafında olduğu gibi, Almanyada da mahduttur. Bunlarm sdedini arltırmak için de, bir kaç ay değil, Pakat senelerce o çalışmak ve beklemek Mizmmdr. Almanlar işgal etikleri Danimarka, Norveç ve Ho- larda gibi deniz İnşaatçılığında ulduk- «8 müterekki memleketlerdeki daniz işçilerinden istifade o edememişlerdir. Bunlar bir kısmı, İngiltereye Htica etmiş, geri kalanlar, gönüllü olarak Alman deniz tezgâhlarında çalışmak Üzere davet edilmiş ise de, şimdiye kadar davete icabet edenler olmamış- tr. Binagnaleyh, Almanyada mevcut deniz tezgâhları adedi ve bunlarda alışan mütehassıs işçilerin yekünü ve verim kabiliyetleri gözönüne alınır- sa, şu son 12 veya 17 ay zarfında 600 denizaltırım inşa edilmiş olmasına ib- timal verilemez; olsa olsa, şu yukarıki devre esnasında, ancak 150 denizaltı- hin İnşa edildiğini kabul edebiliriz. Amerikalı bir deniz mütehasası bu rakamı 180 olarak © göstermektedir. Alman inşaat projelerinde, belki, böy- İs bir rakam mevcuttur. Fakat pro- Je başka, tatbikat başkadır. Geçen har bi umumide Alman imparatorluk do- nanması büyük bir nikbinliğe kapıla- tak yüzlerce denizaltının inşasme aft iutzzam bir proje hazırlamıştı, Fa- kat Hiliyatin bunlarm ancak yarı Hemel edilebiimişti, Fakat Almanların bugün 150 deni-| tallı gemleine melik oldukları farz ve| kâbul edilse bile, bunların Mya; ne birden, ne de fasılalarla, deniz mu- harebesinde kullanamazlar, Alman- yanın İngiliz tisaret kemilerine karşı Açacağı muharebenin fill hizmet kad- cosunda kullanabileceği denizaltı ge- &ileri, 100 ve azami 120 kadar tah- min edilebilir. Bunlar hizmette olan gemilerdir; ileri hatta fiilen faaliyette bulunanlar değil; çünkü bunların da bir kımı ihtiyat olarak üslerde kalır; bir kısmı başka zarur! hizmetlerde kullanılır. Mesel Kieldeki * denizaltı ima ve deniz aşırı) biç değilse, 20 demi İNS ten fazla denizal ku i | Bu taarruz, be keyfiyet, ne de kemmi- İsin. bir kaç denizaltı gemisini alikoy- imak lâzımdır. Almsu denizaltı filola- rının mürettebat kg denizde tecrübe gi için, hizmet kadro- muharip. kuvvetlerden tecrübe gemileri gibi kulla; Füreti vardır, Bundan başka elde mev dut bütün denizaliıları devamlı suret- izde bulundurmak tn mümkün ir. Bunların bir kokım açık de- mizde bulunur; bir kısmı istirahetle 5 bir kısmı da küçük, büyük ta. ek. üz tezgâhlara alınır, ürettebalının sek sık isti” & devrelerine ihtiyaçları vardır. Şimdiye kadar kazamlar. tecrübeler, $u neticeyi vermiştir; Eide mevcut denizaltı gemilerinden o mneuk 1/30 bir haftabk £ili hizmette kullanıla. bilir; mütebaki kısım, ya istirahatle- dir, yahut tamir görmekledir, Binzensleyh, Almanların azar! ola» ak 150 yeni denizaltı gemisini inşa niş olduklarını kabul edecek olur- sak, İngiliz tienret gemilerine karşı, muayyen bir anda, 30'den ve -nihayet- amazlar, #et bakımından, İngiliz Herret gemi-| leri için, İlân edildiği kadar, büyük bir tehlike teşkil etmez. Demokrasi- lerin bir “terdhanesi, olduğunu res- men ilân eden Amerikanın, İngiliz de- larını bol bol telâfi edebile- ir küdrette olduğu da hesaba katılırsa, böyle bir tehlike asla mev- Gut değildir, Dünyanın Siyasi Manzarası (Baş tarafı 3 üncüde) şürdükleri halde son hücumlar. da bir gecede 10 tane bombar. dıman tayyaresini düşürmüş - lerdir, Bu keyfiyet Tngilizlerin, ge- <e hava hücumlarına karsı mü- dafaa kudretlerinin ziyadeleş - tiğini göstermektedir. Almanlar, ilk © zamanlardı kütle halinde yaptıkları gündüz hücumlarınn büyük zaylatla a- kamete uğramasından sonra, tak arruzlarına başlamışlardı. Bü « yük hasaratı mucip olan bü ge- <e taaruzları Ingilizleri çok en- dişelendiriyordu, Bu gece taar. Tuzlarına karsı müdafaa vasıta - ları olarak; Dâfi hataryalardan, wıldaklardan, balonlardan isti - fade ediyorlardı. Fakat bütün bu vasıtalar kâfi gelmiyorda. Bomhardıman tavyarelerno kar $ı en müessir silâhın avcı tayya. releri olduğu anlaşılmıştı, An <ak bu tayyarelerin gece ka - ranlığında faaliyetleri müşkül oluyordu... Iste son haftanın hava harp- lerinde homhardıman tayyare - lerini gece düsürmiye muvaf. fak olan İngilizlerin yeni bir takım vasıtalar ve silâhlar keşif ve tatbik ettiklerine hükmet - memiz icap eder. İkuk hâkimi Ali Okay, Konya asliye tiklerini değiştirerek, gece ta -|” (Adliyede 'Yenitayn veTerfiler 70, 80 ve 90 Liraya Terfi Edenler Ankara, 18 (TAN Mubabirin- den) — Adliye Vekâleti tarafın- dan hazırlanan hâkim ve müdde- iumumiler arasındaki yeni tâyin ve terfi karar dika iktiran etmiştir. Listoyi bil- diriyorum: 90 Uraya terfi edenler Adliye baş müfettişliğine İzmir hu- ceza höklmliğine ceza hâkimlerinden Mithat Şahin Kil, adilye baş müfet- tişliğine Adapazarı reisi o Celâlettin Mutlu, Kars ağır cera reisliğine ağır SPOR: İstanbulspor Milli Kümeve Giremiyor Klüp Murahhasları Buna İtiraz Ettiler Futbol federasyonu İstanbulda bulunan mümessili Saime, mil kümeye İstanbuldan Ankara ve İzmirden iki sehirden de bir klübün pirebile ceğini telefonla tebliğ etmiştir. Halbuki milli küme turnuvası ötedenberi İstanbuldan dört klü- bün istirakiyle yapılmakta idi Bu takdirde bu yıl büvük feda- kârlıklar gösteren ve cok ener- 3u mevsimin ceza reislerinden Âsım Dilli, adliye baş müfektişliğine Trabzon ağır ceza real Etem Saygon, Adapazarı ağır ce- ra relsliğine Kastamonu reisi Nuri Tokses, Elbistan hâkimliğine Gazlan- İL e ceza reisi İbrahim Etem San- kçoğlu ve Trabzon ağır ceza rels- bine eski mdliye bup o müfettişi Hiteml Şahim, 80 liraya terfi edenler Trabzon müddelumumisi Salih Alp- eren, sorgu hâkimi Abdülâziz Donsan, Ödemiş hâkimi Münif Çağla, Erzin- can hâkimliğine Samsun asliye ceza İ hâkimi Ztem Tatlıoğlu, Kozan ağır ce- xa reisi Âsım Soysal ve İstanbul ağır seza refsliğine Malatya reisi Hasbi Gülpınar, 70 liraya terfi edenler Kırklareli asliye ceza hâkimliğine İstanbul sulh hâkimi Emin Ultay, İz- mir ceza hâkimliğine İzmir sulh hâ- kimi Ahmet Meriç, Bskişehir müâde- imumlliğina adliye müfettişi Rahmi Esen, Balya hükimliğine Balıkesir hâ- kimi Nuri Tümer, İstanbul asliye hu- kuk hâkimi Sünüsl Ercan, Kütahya müddeiumumili adliye mületiişi Kâzım Akyol, Üsküdar | hâkimliğine Rauf Dildar, Edremit Közm Akşit, temyiz mahkemesi ra- portörü Zühtü Yücsoğlu, Adana asli- ye ceza hâkimi Tevfik Özdül, Mecitö- tü hukuk hökimiiine Yozgat sulh hâkimi Fehmi İnel, Kars esliye hu- kuk hâkimi Semi Akyaman, Tekirdağ! Kadastro hâkimliğine, Bursa sulh hâ- kimi Etem "Tezer, Seyitgnri hâkimi E- min Altınay, Bandırma asliye cera hâ- kimliğine Ankara sorgu hâkimi Ne- cati Yılmaz, Trabzon bökimi Rahmi Anlı, Antakya hukuk kâklimi Sadık Teşkim, Marisa müddelumumiliğine! İstanbul sulh o hâkimlerinden Muhlis Tümey, Lüleburgaz hiikimi Refet A» Faik Esen, Ünye bâkimi Reşat Axkusş, Sivrihisar hiki- mi Fehmi İnal, Akşehir hâkimi Cemil Toktz, Çorum hukuk bök Ozaran, Karaman hâkimi Hayri Ak- #oy, Tekirdağ hukuk O hâk'mi İmset Şen, Karamürsel hâkimi Refik Bela baş müddefumum! muavinliğine An kara beş muavini Hüseyin Tamfazlı Flâziğ müddelumumisi Nuri Erenler Adapazarı müddelumumisi o Nusret Tunçer, Bürhsniye müddelumumisi Hilmi Filoğulları, Malatya müddelu mumssi Zeki Bilgin, Şibinkarehinar a- ür ceza çelsi Fazıl Gök, İstanbul Ka- #asiro hâkimliğine Balikesir hâkim! Ekrem Kadav ve Malatya ağır ceza telsliğine Giresun ceza hâkimi KA zmn Ünal, Diğer derecelere terfi edenler 70 liraya terfi edenlerin ikinc kısmı ile 60, 50, 40, 35 ve 30 Tirs ya terfi eden hâkim ve müddei umumilerin listesini yarınki Se mektebinde yetiştirilen mürettebat İ- M. ANTEN yımızda neşredeceğiz. — Azalmak ne gezsin. İnadına çoğalır. Büsbü- tün çoğalırsa denize akan kanalın kapaklarını açarlar da suyunu azaltırlar. Görmedin mi? Ka- yıkçılar, fırtınadan sonra kanaldan geçip denize çıkarlar. Sahile düşen tahta, kömür çuvalı, tene- kesiyle gazyağı, zeytin falan, öteberi toplarlar. — Öyle ya, toplarlar. Terkos gölü evvel eski var mı dersin? — Yok canım... Terkos gölü yenidir. Bizim fhti- yarlar buranın serencamını anlatırlardı: Vaktiyle gölün yeri. düzlük, ovalıkmış. Ortasında bağlı, bahçeli davarı, sığırı saymakla tükenmez büyük bir köy varmış. — Ne olmuş Su mu basmış?. — Su basmış. Allaha âsi olmuşlar. Nâmus, ba- yayı unutmuşlar. Bir gece yatsı vakti, köye yeşil sarıklı bir hoca gelmiş, Mületi hak dinine davet etmiş. Hocayı bir eve misafir etmişler. Yanı gece de yanma, on dört yaşında güzel mi güzel, bir kız göndermişler. Hani baştan çıkarsın, diye. Ye- şii sarıklı hoca sabaha kadar tesbih çekip dua et- miş, dayanmış. Lâkin horozlar öterken şeytana uymuş, elini kızın şalvarına götürünce ir top patlamış, sular: “Gürrer!, diye boşalmış, köyü bas- mış Kırk gün, kırk gece yağmur yağmış, köyden, hayvan olsun, İnsan olsun, bir can kurtulmamış. Bahar üstü hava açık olursa, suların dibinde kö- yün beyaz minaresini gören olur, Bundan başka, bazı bazı horoz sesleri duyulur, dağ, taş çınlar. Sarıca köy yok mu? Eskiler: “Batan köyün gurbet- te gezenleri gelip kurdu. Alezhep genişliği oradan kulmadır.,, derler, Lİ öyüne çıkınca tıraş oldular. valluların parasını gundermek. ©- sisi sarmak için ayrıldı. Mustafa aşçı dükkünuna girip, arka taraftaki bah- çede, çardağın altında; bir masaya oturdu. Burasını rüzgür tutmadığından hava sıcaktı. Kabak fidelerinin geniş yaprakları, mısır koçân - larından sarkan püsküller sararmıştı. Tembel ve kirli tavukların arasında, ibiği ve kanatlarının u- cu kıpkırmızı bir horoz, yanpiri yanpiri kabararak dolüşiyordu « Terkos ki gü fik oyun cikaran | İstanbulsnor klübü turnuvaya girememekte- dir. Dün bölge binesmda tonla. | nan klüp murahhesları . bu emre itiraz etmisler ve kevfiveti tel. srafla federasyona bildirmisler- dir. Her sene olduğundan baska hir sekilde cereyanı icin bir se ben mevcut olmıvar ve lig bida vetinde bu sekilde bir tadilât- uğrayacağı hakkında bir is'ar b” Tunmavan milli küme turnuvası na İstanbulsporun alınmaması spor muhitinde derin bir teessür tevlit etmiştir. Büyük masraflar ihtiyarından sonra İstanbulsporun eriştiği mu- vaflakıyetin temadi etmesine en büvük engel olan bu kararın yan- Tışlığı, federasyon tarafından her halde anlamılaraktır. Rununla be- Genel direktörlüğün bu işe müdahale edeceği ve bü suretle sene ve feragatli bir klâbün sim- diden mağdur vezivette birakıl- mıyacağı ümit edilmektedir. * Altuntuğ Spor Birliği: Klöbümü- zin senelik kongresi pazar günü saat (10) da aktedilecektir. AY BUGÜN 3 olduğundan — Baş döndüren müthiş, heyecan! ATE Jügün matinelerden itibarer KADIKÖY OPERA SİN MASINDA LOREL ve HARDY dAYDUTLAR ARASINDA v Türkçe sözlü filminde İlm mmm Gazinosunda Yeni yapılan kış bahçemiz, Boğa- #lçinin en güzel manzaralarına hâ- kim ve İstanbulun en şık salonu ve en nesih halkın toplantı ve meşe yeri olmuştur, Sabah kahvaltı, on birle on iki srasındu sperii? ve koktey, öğle ve ükşamları yemek ve ziyafetler, gün de saat beşte danalı çaylar ve- rilmektedir. Çigen müzikası ile caz beyetimiz "devamlı surette çalışmaktadır. €n kahkahal İ emimemieizneenmimimieben mynzızzızz I| ÇEMBERLİTAŞ SİNEMASINDA Bugün matinelerden itibaren gösterilecek fevkalâde programı kaçırmayınız, 1 » Gustav Flaubert'in Romanından İktibas Edilen MADAM Şaheserini Dehakâr Yıldız POLA NEGRİ tarafndan emsalsiz bir muvaffakıyetle yaratılmıştır. 2 - HAKİKATİ ARAYAN ADAM BOUARY Fransızca sözlü RAİMU - JACGUELİNE DELUBAK tarafından çevrilmiş emsalsizbir şaheserdir. 3 - AYRICA PARAMUNT JURNAL haberleri En son ve en yeni dünya ve harp i. y BÜYÜK BİR FİLMİN BÜYÜK MUVAFFAKIYETİ DOĞARKEN Jeanette MacDonald - Nelson Eddy MELEK SİNEMASINDA ncü ve sonuncu hafta başlıyor. DIKKAT - Filmin Ankara ve Izmir mukaveleleri mu cibince gelecek hafla kat'iyen değiştirilmesi mecburi bu şaheseri henüz görmeyenlerin son fır sattan istifade etmeleri ricca olunur. lı — Muazzam sahnelerle herkesi alâkadar eden meraklı mev- zuu ile HARİKULADE BİR FİLM. BULUTLARI “Fransızca Sözlü — Baş | Rollerde: EDWARD 6G. ROBENSON - RUTH HUSSEY YARIN AKSAM İPEK SİNEMAINDA Sinemu tarihimizin en büyük günü #MEMMMNMANME MENMMNMDMMNMMMS BUGÜN Bütün İstanbul İMARMARA)'da 941 Filmler Kraliçesi, (MARMARA) nın ilk Vizyon İkinci Gala Filmi Aşk — İhtiras — Musiki — Dans ve SanatŞaheseri DANKO (MACAR SENFONİ PİSTA İstanbulda İlk Defa Sİ) Bugün Matinelerden İtibaren Başladı. sereline? Y 3u Fevkalâde alında EKATI — ala UN, ” HARP HARI Türk - Yı (AN HARBİNE AİT HARP JURNALI. Rumca Yunan ju an Kurumu — Cephelerden gelen ganaim — Kadın Erkek hütün Yernanistan İs haşmdı GÖL İNSANLARI Yazan: Cemalettin Mahir Mustafa küçük Salih için aldıkları Köroğlu ga- zetesinin resmine dalgın dalgın bakarken Hamdi, kasketini arkaya atmış, terini silerek geldi, karşı- sına oturdu: — Gazete mi okuyosun Mustafa? — Yak... Resimlerine baktım. işleri bitirdin mi? — Bitirdim amma karnım aç... — Eh acıktık, vakit öğleye yaklaşıyor, paydos düdüğü çalınınca buraları kalabalık olur. — Ne yiyelim? — Köfte yaptırırız. Piyaz söyleriz. Bir şişe de rakı ısmarlıyalım, — Hay, bay! Ismarlıyalım, Daha şişe yarı olmadan paydos düdüğü çaldı. | Dükkân ve bahçe, üstü, başı kapkara ustalar ve ustabaşılarla doldu. Acele acele yemek yiyor- Isr, yüksek sesle konuşuyorlardı. Yakın masalar- dan birinde türkçeyi pek fena söyliyen bir ecnebi ustabaşı şarap içmekteydi. Yorgun ve usanmış bir hali vardı. Bu hal Mustafa ile Hamdiye de sirayet etti. Bi- ribirlerine bir şey söylememelerine rağmen ka - labalıktan canlar sk.lmıya başlamıştı. Aylardır, tenhalığa, gürültüsüzlüğe alışmışlardı. Mustafa bir şişe daha getirtti. Kadehler ziyadeleştikçe can sıkıntıları artıyordu. Sıcak büsbütün bastırmıştı. Hamdi gönülsüz gönülsüz İstanbul hikâyeleri anlattı. Bir müddet sonra, Mustafa kızarmış gözlerini daldığı yerden kurtardı; — Gidelim istersen yavaş yavaş... Dedi, yolcu yolunda gerek. — Sıcak be, serinlikte gideriz. ge — No: — Gölde rüzgâr olur... Kalk haydi! — Sen bilirsin. İkisinin de dizleri karıncalanıyor, başları dönü- lu. Sü kenarında, sıra sıra oturmuş amelelere rast- ladılar. Yeni yapılan koca fabrika binası, sanki bunların omuzlarına çökmüştü. Bol yamalı, buru- şuk elbiseleriyle yorgun insanlardan ziyade, hasta- İsra benziyorlar, büyük lokmalarla helva - ekmek yiyorlardı. Hamdi, mahpusluk gibi, adamı zaman zaman öfkelendiren bu âmele hayatını iyi biliyordu. San- dalın ipini bir türlü çözemediği için küfretti, Gölde rüzgâr yerine buğu halinde, nemli bir sı- caklık vardı. Mustafa kelimelerini dişlerinin arasında eze & 7e bir şarkı tutturmuştu. Arada, sırada Hamdinin yüzüne bakıp gülümsüyordu. Şarkısını birdenbire keserek sordu; — Doğru Kırklara mı gidiyoruz? Hamdi, beklediği lâfın nihayet açılmasına mem- nun oldu: -- Ne olacak? — Bir şey yok... Sordum öyle... — Bir sözün var gibi durdun? — Sanca köye uğrusak mı derim? — Demindenberi buna mı sırıtıyorsun Ağazade? — Hani... Sen de istersen. Benden gidelim de- MESİ... — Bana bakma... Senin canın fazla cekiyorsa uğ- 8 ys Sarca köye yaklaşırken kssketlerini tekrar tek- rar düzelttiler. Berberin sürdüğü kolonya, genizlerine bir kadın kokusu halinde çarptı. Köye on dakika mesafede, suyun kenarındaki mezarlıkta beş, altı kadın görünüyordu. Birkaç tanesi yaklaşan sandala aldırmıyarak tokaçlarla çamaşır yıkanıya devam ettiler. Diğerleri çıplak a- yakların göle sallandırmışlardı. Havanın yağmursuz olduğu günlerde, Sarıca köy kadınları, hem böyle bekâr çamaşırı yıkarlar, hem de kısmet beklerlerdi. Oturanlardan birisi, başımı öteye çevirip eliyle ağzını kapıyarok yan güzle sandala baktı; — Kız Ayşe! Senin Mustaf« geliyor. Hamdi ile Mustafa, sandalı bağlıyor gibi davi narak arkalarını kadınlara dönmüşlerdi. Sarhoş - lukları kalmadığı için utanıyorlardı. Hele Hamdi, başını eğerek yürüyen Ağazadenin ideta arkasına saklandı. Kadınların yanından böylece Beçip me- zarlığın içindeki çalı kümelerinin arkasına otur- dular. Daha cigaralarını yakmadan Ayşe yanlarına gel- di, Sırtına bir basma entali giymiş, beline bir şal| gâ; kuşak sarmıştı. Beyaz yemenisi sarı saçlarını ve çe- nesini kapatıyor, mavi gözleri ağlamış gibi va yordu. Dudakları kalındı ve bir köşesiyle belli be- İirsiz gülümsemekteydi: — Safa geldiniz, dedi, arkadaşmın adı Hamd: değil mi Mustafa Efendi? Hatiçe ablam görür gör mez tamdı. Geçen ay beraber gelmişsiniz. Kuğağının üzerinde, uçları biribirine uzak duran gergin göğsü konuşurken titriyordu. Kınalı par- maklariyle çenesindeki yemeniyi tutmuştu. Mustafa gözlerini Hamdiye çevirerek cevap verdi; — İyi bilmiş, adı Hamdi... — Gene Haticeyi mi istiyor? Hamdi omuzlarını sallayınca Ayşe kadınlara doğru seslendid; rarız... Hay, hay! Hamdi sandalı sol sahile aldı. Kıyıdan gidiyorlardı. : Mustafa sopaya var kuvvetiyle dayaniyordu. — Hatice gel... Gel kızl (Arkası Var) ğ her 113,05 Ha TAKSİM BUĞUNKU roma 800 Program © (1836 Konuş 3,03 Haberler o *İ1845 Çocuk | #18 Müzik (PE) (1945 Çocuk 8,45 Yemek Histest| 10,30 Haberle) * 1945 Müzik 1230 Progrem (| 20.16 Radyo 1233 Haflt şarkıla Gazetesi 13,80 Haberler ya 13,20 Ra | 18.00 Program | r 03 Konuşma 18,08 Müzik (PL) gm Sugün matinelerdan ıfibare A Z'A Sinemasında Bu mevsimde Lâle Sinem? smda ilki hafta büyük müva fakıyetler kazanan CASUS AŞIKLAR HERBERT MARŞHAL - GERTRUD MİCHAEİ Fransızca Hakiki vakalardan heyeta) alan senenin. dünyanın © gözel ,LASUS Filmi lâveten: KİM ÖLECEK? KİM DÖNECEKİ Fransızca Mevsimin en korkune ve €i heyecanlı filmi. rar em zi "ndediler. bivülk ml 5 “ görmek üzere bugün HERKES TAKSİM sinemasına o kosacaktır. i sayanı hayret film !-Yeni Deanna Durbi GLORİA JEAN Mevsimin muyaffakıyeti | Açılmamış Ko filminde ve 2-SİGRİD GURİE BASİL RATHBONE 2İYO YILDIZI filminde; ve ilâveten Bay Metaksas'ın cenaze ME rasimi ve Britiş Turna” e Sarki Afrika harbi. TEPEBAŞI DRAM KIMIN” Akşam saat 20.30 d8 İMRALININ İNSANLARI || KOMEDİ KW isTiK, CAD Gündüz 14 te Çocuk yi Bu aksam en yoktu DADI Jİ il 5 IBULMACİ Soldan sağa: 1 — Sürat! 2 — Bir kaza .nota3 — Bİ &ı 4 — Tecrübesiz » sira $ harf - değişirse evrak olur Bağlama edatı - bir harf de aile olur 7 — Bir harf de i solru - bir vilâyet 8 — re “bir harf değisirse dam 9 — Bir meyve. p Yukarıdan asağı: 1 — olmıyan 2 — Bir renk - bifi mir ödüne vermek $ — valer o kumande 4 — Bir hep birnota bir isim $ © tsk» bir harf #-#ieirse tir SE lar 8 — Ters okunursa bi mir bir sayvan 7 Alı 8 — Oyun kâğıdı 9 — nursa: nüms - ermek. * ğ Evvelki bulmaca - soldan 1 — Ara bulucu 2 — Der 3—ih.lut-ru4 — Sa # on 6 — Be- gal 7— za - as 8 — Beberuhi 9 bistan. Oo vi