iya gevkeden muhtelif sebepler irdır. Bunların en başında yeni İlamı kabul eden Romanya ve ristan o gibi memleketlerin wünkü #kıbetleri gelir. Ameri- im yardım yaadi İle Yunanis- bm mukavemeti de Bayı bu kara: ler urasında sayılabilir, alkanlarda vukuu tahmin edilen mühim hadiseler hafta da cereyan etmemiştir. memleketleri biri tered- endişe ve intizar devresi Yugoslavya , Almanyanın muhtelif şekil. le tazyiklerine rağmen, pak- iltihak etmiyeceğine ve mem- e Alman askerlerinin gir- ine müsaade eylemiyeceğine nazariyle bakılmak- ir. Amerikanın © Demokrasilere kararının, dünkü yazı- la İşaret ettiğimiz gibi; Mih- devletlerinden başka istik- lerine bağlı bütün milletler inde ümit verici ve muk: teşvik edici bir tesir icra iği anlaşılıyor. Yugoslav gazeteleri Mister evel'in nutkunu ilk sayfa- ina, büyük harflerle koymuş- ir. Bu nutuk, Belgradda, bu bin hir dönüm noktası ola- telâkki edilmektedir. Belgradda, bilhasın, Mister lmaktadır. litik zetesi, Yugoslav- . ” velt'in, “tecavüze maruz » Mücak her memlekete Ameri- ; n derhal yardım edeceği, : daki teminatı Üzerinde j verdiğini yazmaktadır. gün kadar evvel ajanslar, yö Tsvetkoviteh ve Marko- Yin Herr Hitler tarafndan yaya karşı mukavemet ef- ii takdirde Yuyoslavyava yı edeceğini 'temin eden bir aj gönderdiğini haber ver- di. O zaman, yardım ka- si henüz tasdik edilmemiş- Vaşington mahafili de hu ha- ademi malümat beyan hükümetine böyle indermiş veya gön- nemiş olsun, bugün Yugos- nın, bitaraflık ve istiklâli telif edilemiyecek hiç bir an- mayı kabul etmek ar şılıyor. ğer Mim 'ugoslavyayı -Amerika yar» dunımdan o başka. böyle Vi bir vaziyet almaya sevke- İn muhtelif sebepler vardır. Bunların en başında, hiç şüp- yeni nizamı kabul eden LOKMAN: zunca, narin fakat mütena bir vücüt... Bu zamanda ırdan pek çoğunun İstediği ık. Bu zayıflık erkeklerde ursa da, doğrusu, erkek- pek yakışmaz, kadınlaşmış hal verir. Erkeklerin istediği omuzlu, adaleleri kuvvetli iktır, bu da kadınlığa yakış- Bunu başka bir gün söyli- lınların istediği narin vücut güddesinin fazla işlemesin- gelir. Bundan dolayı, öyle ların saçları parlak ve gür, ri ok gibi uzun vedik, kadife gibi yumusak, göz” bakti parlak, bütün hare biraz aceleci ve sinirli. siz, en makbul zayıflık. tistiklere göre zayıflığın ancak 27 si bu türlüdür. tarafı başka seheplerden. Bas #uddelerin — bozukluğundan türlü hastalıklardan ve vi- lüzumlu © derecede yeme| Mi İlerkesin gıpta ettiği bu güzel is zayıflık, sahibi icin çok tehlikeli olur, Tiroit gud- ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr, sena o 2800 Kr 760 « SAy 1500 «0, Say me . 180 . Ay © . Romanya ve Bulgaristan gibi memleketlerin hugünkü âkıbet- leri gelir. Diğer bir sebep te İtalya, Mi caristan ve Bulgaristan gibi üç komşu memleketin Yugoslavya dan arazi talepleri bulunması keyfiyetidir. Yugoslav hükümet adamları, Mihvere iltihak etme» nin dahi mülki tamamlığı temi. ne kâfi gelmediğini, Dobruca- nın Bulgaristana ilhakı hadise- si dolaısiyle, gayet iyi bilirler. Dünkü Bulgar radyosu neşri- yalı ve Mösyü Filofun nutku da bu bakımdan, Yugoslavyada en- dişe uyandıracak mahiyettedir. Bulgar radyosunun resmi söz- cüsü: Memleketlerine İngiliz. askerlerinin çıkmasına müsaade ettiklerinden dolayı Almanların Yunanhlara karşı derhal hare- kete geçecekleri ve bir kaç gün içinde onları mağlüp edecekleri. ni ve İngilizleri de denize döke- ceklerini söylemiştir. Mösyö Filof da nutkunda: Bulgaristanın kendi menfaati için en emin yolu tuttuğunu, ge- n harbin neticesinde Bulga- ristana karsı yapılan haksızlık- ların tamir edileceği günleri; artık gelmiş bulunduğunu bildir ir, Zahiren ve şüphesiz evvelâ Yunanistana karsı tevcih edil- miş olan bu neşriyat ve beyana» tın, dolayısiyle Yugoslavyayı da tehdit eder mahiyette olduğu muhakkaktır. Yugoslayyayı o mukavemete sevkeden diğer bir sebep te, hiç süphesiz, “bugün için manevi bir kuvvet mahiyetinde dahi ol- Sa. Sovyet Rusyanın Bulgaris. tanın işgali sırasında yaptığı deklârasyondur. Ve en nihayet, iyi teçhiz edil. miş hir hucuk milyonluk kuv- vetli bir orduya ve ihmal edile. miyecek hir hava kuvvetine ma- lik olmasıdır. Yunan Mukavemeti : üçük Yunan ordusunun büyük İtalyan ordusuna karşı gösterdiği kahramanca mukavemet ve elde ettiği zafer- lerin de bunda mühim bir rol oynadığı muhakkaktır. Yugoslavyanın Mihvere İltis hak etmemesi, Balkanlarda Al- manların yapmak istedikleri as- ize Alman ordusunu Se lâniğe en kolay bir surette u- Jaştıracak olan yol, Yugoslav» yadan geçen Vardar vâdisidir. Imanya, Arnavutlukta sa san Yunan ordusunun sağ cena- Yugoslavyadan geçe- rek vurabilir. mesele, Yugoslavyanın bu azimkâr vaziyetini sonuna kadar muhafaza edip edemiye- <eğidir. Ucuz ve zayiatsız muvaffakı. yetler kazanmaya alışan ve bu- nu isteyen, Balkan memleket. lerinden ikisini bu şekilde eline geçiren Almanya, Yuzoslavya- nin bu mukavemeti karşısında me yapacaktır? Yuroslavyaya ta arruz edecek midir? Bunu bilmiyoruz. Ancak, böy le bir vaziyet hasıl olduğu tak- dirde Yugoslav ordusunun. ilk hamlede, Yunan ordusu ile be- raber Arnavutlukta İtalyan or- dusunu şimalden ve eenuptan (Arkası Sa. 4 Sü. 6 da) ba llalklİNİ İ AZ İİ Güzel Endamlı Zayiflar desinin fazla işlemesi, yediğini çok eritmek demektir. Yediğini il hi mütenasip vücutlu, güzel endam- lı zayıfların bu hali muhafaza İ- çok yemekten — çekinmeleri Sonra, işlemesi insana biraz da hastalık getirir: İlkin sadece parlak göz- ler bir gün dışarıya doğru çıkar- lar, o zaman parlak bakış acaip, korkunç bir hal alır. Boyunun a- sağı tarafında guddenin bulun- duğu yer siter, orada bir ur pey- da olur. Eller titremeye başlar. zayıflık ilerler, vücudün tenasü- bü kaybolur... Her güzelin bir kusuru olur, derler. Bu, güzel endamlı zayıflı- İ ğan bir kusuru da fazla işleyen ti- riot guddesinin sahibini verem İ hastalığına yahut patlak gözlü ol maya götürmek İmkânıdır. Buna meydan vermemek için, güzel en damlı zayıfın arada sırada kendi- sini hekimine muavene ettirmesi yüreğe çarpıntı. Bir taraftan da; bir vazife olur. 20 YILLIK BALKAN SİYASETİ 1820 Nişanında Armavutluğun i- mal hududu ihtilâf Berta. zet edildi 18 Haziranında Ro- manya İle Yugoslavya o urannda imzalanan anlaşma, "Küçük An- tani, zümresinin — teşekkülüne sit vesikaların üçüncüsü idi. 1023 Ağustosunda İtalya Korfo'yu iş» gal etti, 1025 de Türk - Sovyet Anlaşması İmzalandı. 1084 Şuba- tında Balkan oAntantı teşekkül 1987 Martında İtalya, Yu- &oslavya ile bir anlaşma yaptı, 1859 Nisanında Arnavutluk İtal- ya tarafından işgal edildi. Nisan 1920, Arnavutluk Hudut ihtilâfları Bis dünya muhârebesin- den sonra istik'âline ikinci defa kavuşan Arnavutluğun, mal ve cenup hudutları kat'i ola- rak henüz çizilmemişti. Arnavut luk hükümtti, şimalde Yugoslav- lar, cenupla Yunanlılar tarafın- dan işgal altına alınan bir çok arazi parçalarının, ahden ve ırkan kendisine ait olduğunu iddia €- diyordu, Tiran, bu meselenin hal- li için “Milletler cemiyeti,, ne mü racaat etti ve müdahalesini iste» di. İkinciteşrin ayında şimalde Yugoslavlar, bazı Arnavut köyle- rini daha işga) ettiler, Gerginlik arttı. Beynelmilel bir tahdidi hu- dut komisyonu Arnavutluk - Yu- goslav hududuna gitti. Mesuli- yetler tesbit, işgal edilen arazi tahlive ve hudutlar tahdit edildi. Mart 1921. Romanya ve Lehistan münasebetleri Mart tarihinde bu iki hükü- met, Versailles sulh müa- hedesinin ahkâmına tevfikan sar- ki Avrupada yeni nizamın tees- süs ve takarrürü meselesiyle alâ- kadar Fransız hükümetinin teş vik ve himayesi altında, bir karşi- lıklı yardım paktı imzaladılar. İki hükümet için bir müşterek hudut sistemini kabul etmek fır. satı çıkmıştı. Fakat Romanya, sesiyle, anlaşma yapmaktan çekiniyordu. Nihayet, Lehistan, apansızın Al- man taarruzuna maruz kaldığı 23 man, Romana, karşılıklı yardım paktının temdit ve tecdit edilmiş olmasına rağmen, Lehistanın mu- kadderatına karsı bigâne kaldı. Haziran 1921. “Küçük Antani,,ın doğuşu Haziran tarihinde Romanya ile Yugoslavya arasında imzalanan anlaşma, “Küçük An- *İ tant,. zümresinin teşekkülüne ait vesikaların üçüncüsü idi. Bu hu- sustaki birinci anlaşma, 14 Ağus- tos 1920 tarihinde, Yugoslavya i- le Çekoslovakya hükümetleri rasında imzalanmıştı. Nisan 1921 de imzalanan Ro- manya - Çekoslov: bunu takip etmisti. “Küçük An- tant,, ın gayesi, revisionniste (ta- dilci) bir siyaset güden Macaris- tana karşı karşılıklı bir yardım taahhüdünden ibaretti. Yugoslav- ya . Romanya anlaşmasına, faz- la olarak, ayni tadilet siyaseti ta- kip eden Bulgaristana karşı da, karşılıklı yardım taahhüdü eklen- misti. Vaktaki Çekoslovakya is- tilâya uğrayarak inbilâ) etti, “Kü çük Antant,, dan ne s€s çıktı, ne de iz kaldı. Temmuz 1923. Lausanne muahedesi B” muahede, Türkiye ile Yu- Banistan arasında kat'i bir anlaşma mahiyetindedir. Arazi bakımından, Türkiye “Misakı Milli,, nin çizdiği hudutları elde etti; şarki "Trakya Türkiyeye ia- de edildi; Yunanistan ise1913 hu- dutlarına kavuştu. İki memleket, tarihin kaydettiği en mühim bir “Ahali mübadelesi, anlaşmasını kabul ve tatbik ettiler. Yarım milyona yakın Türk Anadoluya bir milyondan fazla Yunanlı da Yunanistana meeip verlestiler, Ağuslos 1923. Tt: i Korfu İZ u sene zarfında İtalya ile Yunanistan arasında pat- lak veren hadise, birinci maddede kaydettiğimiz Arnavutluk hudut ihtilâfının teferrüatından ve © nun neticelerinden biridir. 27 A- Hustos gününde, Arnavutluğun cenup hudutlarını tahdide me- mur beynelmilel komisyon aza- sından İtalyan Generali Tellini, katledildi. İtslva, hadiseyi Yu- nanlılara atfederek Yunan hükü- metinden tazminat talebinde bu- lundu. Atina, İtalyan taleplerinin bir kısmını kabul, bir kısmını da, istiklâl mefhumuna aykırı bulduğu için, reddetti. Henüz ilk doğum senelerin! ya- sıyan Faşizm, “prestige, ini yükseltmek gayretiyle, bunu bir bahane gibi kullandı ve apansizın Korfu adasım işgal etti. Yunan hükümeti, “Milletler cemiyetine baş vurdu. Mesele, 'Süfera kon- feransı,, na havale edildi. Bir ay sonra, İtalya istediği tazminatı al. e lela İN yaln, ri MU ARNAVUTL UK, PR SUNA VE çupra ©» z DOBRUCAİ KARA 0Z. 25 agi ALLLCAR, > lr De al Gi GAPOLONYA, | ALAKRALE 4 a 1914 DEN SONRA | ja EE GA Yunanistan : Mesahai sathiyesi 130,000 kilometre mu- rabba, Nüfus 6,900,000, Nüfus kesafeti: Ki- lometre murabbaı başına 53,3 kişi, Demiryolları: 2,687 kilometre. Hudutları: Türkiye ile 199 kilometre; Bulgaristanla 480 kilemet- melre; Yugoslavya ile 236 kilometre; Arnavutluk hududu 250 ki- lometre. Müdafaa kuvvetleri: Hazerde 120,000, seferberlikte * * * Yugoslavyı » Mesahai sathiyesi 247,542 kilometre mu- m: * rabbaz. Nüfusu; 15,400,000. Nüfus kesafeti: 500,000. kilometre murabbaı başına 62,2. Demiryolları; 10,482 kilometre. Hudutları: İtalya ile 289 kilometre, Almanya ile 323 kilometre. Müdafaa kuvvetleri: Hazerde 134,000, seferberlikte 1,200,000. *** Bulgaristan bas, Nüfus: Mesahai sathiyesi: 93,000 kilometre murab- 6,319,000. Nüfus kesafeti: Kilo- metre murahbaı başma 63,3. Demiryolları 2,990 kilometre. Mü- 'dafan kuvvetleri; Hazerde 120,000, seferberli Lİ dı ve Korfudan çekilip gitti, Birinciteşrin 1925. Yunan - Bulgar hudut hâdisesi 9 Birinci teşrin sabahında Yunan ve Bulgar hudut karakolları birbirine ateş açtılar. Hadise çarçabuk büyümüş, İki tarafın bir çok ölü ve yaralıları olmuştu, (Milletler Cemiyeti) bu işe de müdahale etti. Bu sefer mü Tacast eden Bulgaristan olmus) Nihayet Yunanistan fre v4| kanlar; 45,000 İngiliz liralık tazminat! | cereyanlara karşı daha sarih bir | vaziyet almıştı. Haziran 192 da tu. verdi. Mesele kapandı. Birincikânun 1925. Türk - ovyet anlaşması yü anlaşma, Sovyet Rusya- nın diplomatik Avrupa plânına ilk “giriş, vesikasıdır. Moskova hükümetinin devletler- ce lanılması için bilâhare yapılan konuşmalarda, bu ilk Türk . Sov- yet anlaşma, mühim bir rol oy nadı. 1925 te imzalanan bu dostluk paktı, müddeti bitince, her za- man ve muntazaman tecdit edil miştir. 1931 de buna bir deniz anlaşması, 1933 te ise bir ademi tecavüz paktı eklenmiştir. Haziran 1926. Balkanlarda Fransa. ük Antantı himayesine alan Fransa, gerek Bal- gerek Orta Avrupada Versailles muahedesine muhalif Romanya ile bir karyılıklı vardım paktımı akdetti. Bir sene sonre Yugoslavya ile bir istişare anlas. masını izmaladı. Avrupa “Statu- guo,, sunun maruz kalacağı her bangi bir tehdit veya tecavüze karşı, iki hükümete omütekabil temas ve istişare mükellefiyetini tahmil eden bu unlaşma, Yugos- lavyanın Mihvere yaklaşmaya başladığı andanberi ebemmiyeti- nİ kaybetmişti. Pakat buna rağ- men asla feshedilmedi. Roman- yaya verilen yardım vandine ge- lince, mutantan bir surette teyit ediliyordu ve hattâ bir müddet sonra İngilterenin Romanyaya verdiği garantiden sonra, bir kat daha takviye bile edilmişti. Nisan 1928. Arnavut azlıkları meselesi. gir» Çamlık sancağında 50. 60 bin kisilik bir müslü- man Arnavut kütlesi vardır. Bu- na mukabil Arhavutluğun rgiri sancağının hududa yakın bazı mıntakalarında 20-30 bin kisilik bir Elen azlığı vasar. 1928 Nisa- nında Arnavutluk (hükümeti Ahmet bey Zogoğlunun kendi- sini “Eral, ilân ettiği tarihten sonra Tiranda mutlak nüfuz sa- hibi kesilen İtalyanın teşviki i- le, “Milletler Cemiyeti. ne müra- caatla Yunanistan dahilinde vası- yen Arnavutların zulüm ve cefa çektiklerini ileri sürmüş, azlıklar hukuku namına şikâyette bu- Junmustu. “Milletler Cemiyeti., meselevi tetkik ederek her iki taraf mü- rahhaslarını dinledi. Tiran hükü- raetinin şikâyetini bu sefer hak- sız huldu. Birincikânun 1933. Macar. Yugoslap ihtilafı 8 Mayıs 1933 te Macar hükü- muhtira tanzim ederek Macar - Yugoslav hududunda Yugoslavla rın sebebiyet verdikleri bir çok hudut hadiselerini saydı ve sikâ- yet etti Hudut mıntakalarında çarpışmalar olmus, iki taraftan bazı kimseler yaralanmış ve öldü- rülmüştü. Macarlar, hadiselerin bütün mesulivetini Yugoslavlara yükletiyorlardı. Yugoslav hükü- meti ise Macarları hem hadisele- ri büyütmekle, hem de bazı ihti- İlel unsurları memleketlerine kabul etmekle itham ediyordu. İki komsu devlet srasındaki ger- ginlik, Kral Aleksandr's karsı Bi- rinci teşrin 1934 te Marsilyada Yapılan sui kasten sonra. büsbü tün artmıştı. Katillerin “Usta namındaki Hırvat ihtilâl teskilâ- tına mensubivetleri tahakkuk etmiş. ve bunların ristandaki o Yanka limgâhinda yetiştirilmiş olduk- ları da meydana çıkmıstı. Yu- çoslavva hükümeti çok Yu- goslavyalı ihtilâlcilerin, ezcümle Marsilya cinayetinin başlıca teş- kilâtcısı Ante Pavelic'in, Macar ümetinden himaye ve vardım gördüklerini iddia ediyordu. Bu adam, ayni zamanda İtalyanın da himayesine mazhardı. İtalya, Marsilya cinayetini tahkike me- mur mahkemenin kararına rağ- men, Paveliç'i Fransız makamla- rına teslimden imtina etmişti. Romanya ve Cekoslovakya * kümetleri bu meselede Yugoslav noktai nazarım müdafaa ettiler. “Milletler Cemiyeti”, vukubulan müracast üzerine, işe müdahale etti. Uzun tetkik ve müzakereler- den sonra nihayet Macaristenın mesuliyeti sarih bir sürette te beyyün etti ve tevbih edildi. Ma- car - Yugoslav münasebetleri, Belgrad'ın Romaya yaklasmaya başladığı zamana kadar, hep bu gibi zıddiyet ve ihtilâfların tesi- ri altında kaldı, Fakat, vaktaxi Belgrad ile Roma arasında vakın- laşma gayretleri müsbet seme- reler vermeye basladı, o zaman Belgradla Budapeşte arasında da birdenbire başka hir rüzgâr es- meye başladı. Ve Mihver siya seti, İste bu suretle, evvelâ Bel- Hardı elde ederek hem orta Av- Tupaya, hem Balkanlara ayak bas maya muvaffak oldu. Ikincikânun 1934, Italya - Romanya münasebetleri Po ün İkinci kânun ayında İtalya, Romanya ile evvel- ce imzaladığı altı aylık müddet- li “dostluk paktı,, ni o güne ka- dar bir kaç kere temdit etti halde, birdenbire yeniden uzata- mıyacağını OBükreşe bildirdi. Mussolini'nin bu seferki nazari yesine göre, “altı aylık bir dost- Tuk paktı hiç bir şey ifade etmez... Roma, Bükrese söyle bir teklifte bulundu: “Ya zamanla mukay- yet olmaksızın “ebedi dost, olu- ruz. va bii Şubat 137 Ralkan paktının doğuşu 9 Şubat 1934 tarihinde Atina- da imzaladıkları bir pakt- la Yunanistan, Türkiye (bu iki hükümet evvelce bir dostluk pak- tını akdetmiş o bulunuyorlardı). Sen ve Yugoslavya (bu iki it te ayn! zamanda “Kü- çük Antant,, a mensuptu), hudut. larım birbirine karsı mütekabi- len tekeffül ettiler. “Balkan An- *antı,, İsmini alan bu pakta göre, dört Balkan devleti arasırda bir iktisadi işbirliği kurulacaktı, Si- meti otuz bir maddelik bir| ise Mace-j U$ Puszta ta-| Zebaniler ve Melekler... edeni Avrupanın Tâboratu- Yarlarında âlimler, fen a- damları ellerini şakaklarına ko- yarak, yemek (zamanlarını bile unutacak bir dalgınlıkla düşünü- yorlar: — Alev saçan makineler, yakı- cı ejderha nefeslerini ancak yir- mi beş metreye kadar gönderebi- liyorlar. Araba bunu elli, yüz ye- hut bir kilometre uzağa kadı göndermek çaresi bulunamaz mı? — Hava torpillerinin tahribatı mahdut bir sahada oluyor. Bir ta- nesi bütün bir şehri berhava ede- cek bir torpil icat edemez miyim. — Yem suda, hem karada yü rüyen tanklara büyük kanatlar takıp istenilen noktaya uçuramaz mıyım? — Tahiatte meveut olan tahrip edici elemanları bir noktaya top- Mr; dip yon insanı yakıp kavuramaz mi- yam? — Sun'i zelzelelerle istediğim bir kıtayı altüst edemez miyim? — Ah üraninm bombası ah! Patladığı yerde galibi de mağlü- üzerinde engizisyon papaslarını hayrete düşürecek, en ince Çin eellâtla- rını şaşırtacak, bir kalıçta uçura- bilmek için bütün Romalıların bir tek başı olmasını temenni €- den zalim imparatorlara rahmet okutacak ölüm şekilleri aramakla kafa patlatırlarken, muztarip be- şeriyete deniz aşırı bir kıtadan ufak bir teselli havası esiyor: Fen, orada beş tane (mu'cize) yapmış: Çocuk felei, kanser, kan seye» lânı, frengi ve grip hastalıkları" tın tedavisi bulunmuş. Bunlardan yalnız kansere şim- dilik tamamen galebe çalınma- uzattıkları İnsanlığın Bu iletlerin malüm olduğu ü- zere tahribata müthiştir, Amerikalıların keşfettikleri u- sul ile artık bütün hayatlarınca benliklerinde malüliyet zinciri sürüklemeye mahküm malâl ç0- cuklar bulunmıyacak; kanın pıhtı laşmak hassası arttırılarak hemo- tajinin önü alınacak; uzun Za- mana ihtiyaç gösterdiği için te daviyi sonuna kadar tatbik et- meyen frengililer, beş günde &- nadan doğmuş gibi pirüpik ei mında bir hastalık kalımı; eğ Kesfin fenni kısmını pek ince eleyip sık dokuyamam. Orası dok torlara ve mütehassıslara ait bir iştir. Fakat biz iki senedir Avru- pada tutuşan o cehenneme, in üstünden yangın seyreder gibi bakıyoruz. Bu yangının çatırtı ları kulağımıza geliyor, koca koca binaların kırmızı alevler içinde kıvılcımlar saçarak gürül gürül göçtüklerini isitiyoruz. Yangının yalayıp dümdüz tettiği yerlerde nasılsa ölümden kurtulan insan- x harabelerde aç, çıplak donup kalıyor: Bir tarafta; bu dehset rüzgârı werken, beşriyete -bir serap ta olsa- ufak hir fzselli nefesi temin edeck bu tatlı meltemi estiren â- limleri ben tahrip vasıtaları a- rayan zebanilere nisbetle, birer melek gibi görüyorum. Demek daha zavallı o beşerin aztırabını tahfif etmeğe çalısan. lar var. Bu insani bahsin defteri tamamen kapanmamış. O halde ne olurdu? İnsan biraz melek ol- saydı... O zaman cennete kavusmak İ- cin sırat köprüsünü geçmeye de lüzum görmezdik. Cünkü: İnsan melek olsaydı, cihan cen. net olurdu! Takvimci —— ———— nin yardımına Şşilap edecektir. Bulgaristan, pakta girmekten im- tina etti. Yugoslavya hükümeti Bulgaristanın da pakta iltihakını temin maksadiyle bir hayli uğ raştı. Fakat Romanya inat etti. Belgradın gayretleri neticesiz kaldı, Paktın esas hedefi Bulgarista- nın herhangi bir tecavüz emeli i- le kıpırdamasına mani olmaktan ibaretti, Mart 1937. Italya - Yugoslavya anlaşması ütün bu menfi ve müsbet hadiselerin neticesi olarak İtalyanın Belgraddaki nüfuzu günden güne artıyordu. Nihavet Kont Ciano 1937 senesinin Mar- tında Belgradı ziyaret etti ve bir İtalya - Yugoslavya anlaşması yaset bukımından paktın yegâne €sası, “İç Balkan,, hudutlarının olduğu gibi muhafazasından iba- retti. Şayet Balkan devletlerin- denbiri (pakt haricinde kalan Bulgaristanla Arnavutluk), dört âkit devletten birisine veya hepsini karşı tecavüze kalkışırsa, paktı imzalayan devletler birbiri- imza! İya, bununla iki gaye takip ediyordu. Birinci ga ve, Almanyanın Balkanlarda gün den güne artan iktisadi ve Siva- si nüfuzuna karsı büsbütün açik» ta kalmamak; Orta Avrupada he- nüz idame ettiği Macar dostlu- cük kâğıt leş vi