10 Mart 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eĞi vi 9 Nİ . DA kazanç — Ma TTT Galatasarayı glup Etti se K ehişın 3 aşlar. Mij milli küme el kâr da ası ve Gala. Kendishçenin karşı ildiği b'ener - Galata. Vol O yösterdiği alâka ttık Pszdihama müsta. i *ğ asri bir stodyom z hayalimizde ol. İŞ dün gerek gişele- furnikelerin ıslaha yor 3 - I. Spor 0 yüÜ oyuna başlayıp, bire kalan Galatasa- luvbahcenin B takım. k:edildikten sonra, jgden Muzafferin i. *tler kupası oyun- înn * Beşiktaş - İs- biratsılaşmasına baş. u lar netice Beşikta. G galibiyet almış ol- TLAâise de maç, tam ede olduğu kadar de uzun ve sey. İstanbul sampiyonu ve ahenkli bir O- y İstanbulspor, dün içine düştüğü bed- tesiriyle beklenme- miştir. Beşiktaş Hakkı- or dâ Kadir vye hrum Olarak Çık - k dakikalardan İtiba. : ına firsat a tüttu- ©İbol. tatmin edei bir u. | A dakikada Stliçi! be. ld'DEşik vây antüdeİnin ongği topu solaçık İs - J kaidesinin en güzel 'bu harekete hakem aleyhine frikik verdi. orun hakkı olan bu tice üzerinde daha dilebilecek bir tesir cekti. Bundan sonra | , rakibine üstünlük İştanbulspora bir Be- * kağgada verilen penaltı- , ikti, fakat kaleci a- Üçdü fi, akikada idi ki, sey- si ,Beşiktaş akınların- e 8oğükrü kale önünde Beşiktaş Karşılaşması da - 0 Galebesiyle Neticelendi yine açılamadılar. İstanbulspor- lular aksine güzel oynuyorlar ve İstanbul şampiyonluğunu gayet kolay kazanmış olan rakiplerine hiçbir tefevvuk fırsatı vermiyor. lardı. Süleymanın ilk dakikalar. da frikikten attığı şut kalenin üst Gdireğini sıyırarak dişarıya çıktı. Bundan sonra, hep akın yapan İstanbulsporun, önü boş olarak topu yakalıyan santrforu, bu fırsatı da kaçırdı. Mukabil akına kolayca geçen Beşiktaş soldan aktı. Fakat Şük- rünün attığı güzel şut avuta çik- tı. Yirminci dakikadan sonra Be- şiktaş açıldı ve Memduhun ka- leye dalışını kalecinin eliyle di. rek kurtardı. 38 inci dakikada Beşiktaş beki topu eliyle çevir- di. Fakat hakem penaltıyı ver - medi ve 40 ıncı dakikada Sabri kornerden gelen topu kafa ile İstanbulspor kalesine soktu. Ra- hat oynamıya baslıyan Besiktaş iki dakika sonra, Saim vasıtasiy. le bir gol daha kazanıyordu. Hakemin idaresi, yeniliğinden olacak, itirazsız geçmedi. Beşiktaş: Mehmet Ali, Yavuz, i| Hüsnü, Rifat, Halil, Sabih, Sah. ri, Saim, Memduh, Şeref, Şük- rü, İstanbulspor: Fikret Hayri, Se. fer, Muzaffer, Rüstü, Celâl, Fah- ri, Süleyman, Mükerrem, Cihat, met, Fenerbahçe 2 - Galatasaray 0 Günün en mühim maçını yap- Mak üzere hakem Samihin dave. fiyle takımlar şöyle dizildiler: Fenerbahce: Cihat Taci, Mu- rat, Nazif, Ömer, Lebip, K. Fik. ret, Taci, Yaşar, Fikret, Rebii. Galatasaray: Osman Faruk, Adnan, Musa, Enver, Eşfak, Mus tafa, Salâhattin, Nino, Salim, Sarafim. Galatasaraylılar bu maça lâ- yık olduğu ehemmiyeti vererek en #yi takımlarını çıkarmışlar ve hâki pantalon ile ipek forma giy- mişlerdi. Fenerbahçe her zaman. ki kıyafetini değiştirmemiş, ve takımını Esat ile Niyaziden mah- rüm bırakmıştı. Birinci devrede Fenerbahce tamamiyle ezbere ve gayesiz bir oyun oynamıştır. Galatasaraylılar bunu boz. makta çok kolay muvaffak olu- yorlar, fakat netice almak husu- sunda biraz zorluk çekiyorlar - dı. Bu devre zarfında Galatasa- ray lehine bir cereyan takip eden oyunun neticesi, Sarı - Kırmızı- hların biraz daha becerikli bir iş görebilmeleri ile bambaşka olabilirdi. Oyuna Fenerbahçe başladı. Karşılıklı bir iki akından sonra Galatasaray kalesinin önüne ka- dar sokulan küçük Fikretin sol sutunu Osman güçlükle yakala- dı. Galatasaray açılmıya çalışır- ken Fenerbahçe birdenbire sol. dan aktı, fakat Sarı - Kırmızılı. lar hâkimiyeti hafifce almiıya muvaffak oldular. On birinci da- kikada Salâhattinin cektiği- gü- zel bir frikiki Cihat fevkalâde bir fırlayışla kornere çıkardı. Âni olarak bir daha hücuma ge- çen Galatasaray mühim bir fır- sat kaçırdı: Santrforun şutunu Cihat ancak yere yatarak elleri. le itebilmiş, fakat topu, Sara- fim dışarıya atmıştı. 30 uncu dakikadan sonra Fe- nerbahce biraz ağır bastı ve dev. renin bitmesine iki dakika kala Naci kornerden gelen tonu. va- ziyetinin çok müsait — olmasına rağmen, havalandırdı. I kinci devrede İkinci devrede Fenerden Na- zif çıkmış, Fikret orta hafa, Ö- mer sağa, Kadri de santrfor ye- rine geçmişlerdi. Galatasaray - dan da Salâhattin ve Osman çık. mış, Mehmet Ali sağacığa, Saim de kaleye gelmişlerdi. Fenerbah- çenin yaptığı tadilât hemen te- sirini gösterdi ve kırk bes dakika aksamış olan orta muhacim mev kiü, Kadrinin iltihakı ile tehlike- li olmıya başladı. İyi paslaşan Fener muhacimleri birinci dev- redekine hiç benzemiyen bir tempo ile oynamıya başlamışlar. dı ki, on sekizinci dakikada kü- çük Fikrete kasdi bir tekme vu- ran Galatasaray solbeki Adnanı, takımın kaptanı Salim sahadan çıkardı. On kişi ile kalan Gala- ftasarayın karsısında Fenerbahçe daha nikbin bir vaziyet aldı ve soldan gelen tehlikelere cok gay. retli hamlelerle kar$ı koyan Fa- ruk biraz müşkül vaziyette kal- dı. Nacinin Kadriden aldığı çok 'güzel bir pası, kaleciye çarptı. rarak kaçırmasından sonra Fe- nerin tazyikı bariz bir şekil a. hyordu ki, Yaşarın yerden çek. tiği sıkı şütü Saim güçlükle kur- tardı. 34 üncü dakikada Kadrinin dalısını faul ile kesen Salim bir frikike sebep oldu. Açıktan çe- kilen bu ceza vuruşu küçük Fik- retin fevkalâde bir şutu halinde Galatasaray kalesine girdi. Ga - latasaray sağ bekinin kaofaya çı. karken vaz geçmesi, kaleciyi şa- şırtmıştı. Bundan sonrâ Galatasaray bi- raz silkinmek ve bu golü telâfi etmek istedi, fakat iki acığı ile ortaya gelen topları kullanması- ni veceren Kadrinin kontrolü, Feneri müessir kılıyordu. Oyunun bitmesine on saniye kadar az bir zaman kalmıştı ki, Rebii bir kere daha daldı ve or. taya gelen topu Yaşar sol bir p ” < 10-3-941 TAN — ( Sinema Dünyasında ) Franz — Hals'ın meşhur. “Gülen Kavalye,, tablo- sunun — modeli ğer eski zamanın Tessam- ları bugünkü günde yaşa- mış olsalardı model bulmakta güçlük mü, yoksa kolaylık mı çe- kerlerdi. Bu ciheti gözününde bu- lunduran bir san'atkâr film ar- tistleri arasında bir etüt yapmış ve bunlar ile muhtelif artistlerin tablolarındaki modeller arasında mükayeseler yapmıştırı Vardığı neticede bazı artistlerin muayyen pozlarda çektirdiği resimleri mu- ayyen tablolardaki modellere çok benzetmiştir. Bunlar şunlardır: 1 — Leonardo de Vinci'nin meş hur Jecond tablosunda Olivia Artistlerle Ressamların Tablolarındaki Modeller Arasında Bir Mukayese mutlaka Clande $ Rains olurdu: Leonardo de Vinci meşhur Je cont tablosunda behemehal Oli- i via — Haviland - dan ilham alırdı De Haviland'dan ilham alırdı. 2 — Sir Jashua Reyandds'ın pek meşhur olan bu tablosunda modelin Pricilla Lane'e düşerdi. 3 — Pek meşhur artistlerden olan Peter Paul Rubens muhak- kak ki, yukardaki tablosunda mo- dellik etmesini Bette Davis'den rica ederdi. 4 — Yine bu Amerikalıya göre El Greco meşhur St. Jerome tab- losunda model olarak Paul Mu- ni'yi kullanırdı. 5 — Franz Hals'ın meşhur *“Gülen Kavalye,, tablosunun mo deli Claude Rains olurdu. şutla yerden Galatasaray kale- sine jikinci defa soktu. Samih Duransoy'un idaresi pek te ku- surlu değildi. Bisiklet Müsahakası İstanbul Bölgesinin tertip et- tiği bisiklet müsabakası dün sa- bah Mecidiyeköyündeki likör fabrikası ile Hacıosman bayıfrı arasında iki defa gidip gelme şeklinde yapılmıştır. Bijrinciliği Topkapıdan Sabri, ikinciliği Fe- neryılmazdan Niyazi, ücüncülü. ğü Kaleden Ohannes almışlar- dır. Birincinin derecesi 1.23 tür. Müsabakaya 15 kişi iştirak et- miş ve derece alanlara madalya- ları verilmistir. Sokak Koşusü Kadıköy Halkevinin tertip et- tiği sokak koşusu dün sabah Fe- nerbahçe stadyomu ile Kalamış arasında yapılmıştır. 27 atletin iştirak ettiği bu koşuyu Halil kazanmış, Konstantinidis ikinci, Raif üçüncü gelmişlerdir. Beşin- ciye kadar spor eşyası hediye e- dilmistir. Jimnastik Müsameresi Eminönü ve Beyoğlu Halkevi arasındaki jimnastik müsabaka- sına dün Beyoğlu Halkevi salo . unnda başlanmıştır. Dün yalnız Beyoğlu Halkevinin kadın ve er. kek mensuplari jüri önünde ma- haretlerini göstermişlerdir. Emi. nönü Halkevi haftaya kendi sa- lonunda hareketlerini — göstere. cektir. K Müsabakadan evvel İstiklâl Marşı çalınms, ve bundan sonra erkekler âletli ve âletsiz hare- ketler yapmışlardır. Kadınların gösterdikleri plastik ve ritmik danslardan sonra hareketlere ni- hayet verilmiştir. Bütün hare - ketlere verilecek tam puan 500 dür. * Edirnede Kır Koşusu Edirne, 9, (TAN) — 6 bin met relik kır kosusu bugün Tekir - dağ, Edirne, Kırklareli takımla. rı arsında yapılmıştır. Yarıs bü- vük alâka tonlamış ve ferdi tas- nifte Tekirdağından Vahit bi- rinci, Edirneden Nihat ikinci, Halil ücüncü, İbrahim dördün. cü gelmiştir. Takım tasnifinde Edirne bi - rinci, Tekirdağ ikinci sayılmış- tır. ı Dünyanın Siyasi Manzarası (Başı Sa. 3 te) lerinin müsellâh himayeleri al- tıma konacağını ve Amiral Dar- lan'ın, Amerikanın Vichy hükü- meti nezdindeki Büyük Elçisi Amiral Leahy'yi, bu vaziyetten haberdar ettiğini bildirmiştir. Bu haber, son Faris seyaha- tinden çok memnun avdet etti- ğipni söyliyen Amiral Darlan'ın, Nazi Al yası için il olmıya başladığı zannını hasıl et miral Darlan'ın General Wey- gand şerefine vermiş olduğu bir öğle yemeğinden sonra vukubu- lan toplantı esnasında, Mareşal Petain tarafından girişilen ta- RADYO BUGÜNKÜ PROGRAM 8.00 Program 18.08 Orkestra 8.03 Haberler 18.40 İncesaz 8.18 Müzik (P1.) | 19.15 Küba hava- 845 Yemek lis- ları tesi 20.15 Radyo Bgâ- * zetesi 12.380 Program 20.45 Sololar 12.33 Şarkılar 21.00 İstekler 12.50 Haberler 13.05 Şarkılar 21.30 Konuşma 21.45 Orkestra 13.20 Müzik (Pl.) | 22.30 Haberler * | 22.45 Cazband 18.00 Program 23.25 Kapanış Askerlik İşleri I ahhütler ye. mütareke şartları- nın çerçevesi dahilinde olarak Afrika imparatorluğunun hariç- ten gelebilecek herhangi bir ta- arruza karsı müdafaasının yal- nız Fransız kuvvetleri tarafın- dan kat'i bir surette temin edi- leceğinin beyan edilmesi şayanı dikkattir. M. Anten Niğdede Halkevi Faaliyeti Niğde (TAN) — Kurulduğu gündenberi — şehrimizin kültür kaynağı olan Halkevimizin faa- liyeti son aylarda büsbütün hız- lanmış bulunmaktadır. Evin her komitesi müayyen o- lan programlarından başka mu- hiti, gençliği alâkalandırır. pek çok hizmetlerde bulunmaktadır, Evin sosyal yardım şubesinde her gün saat 15 ten itibaren has- talar kabul ve muayene edilmek- tedir. Muayeneler şehrimizin gü- zide ve mutahassıs yedi doktoru tarafından her gün nöbetle ya - pılmakta, muhtaç hastaların ilâç- ları ve pansımanları dahi bu ko- mitece temin edilmektedir. Hal- kevimizin bu husustaki yardımı nı biraz daha genişetebimek için bir kostümlü balo tertip etmiştir. HALKEVLERİNDE Konferans Kadıköy — Halkevinden: — 12-3-941 çarşamba akşamı saat 20,30 Feruzan Tekil tarafından (Spor müsahabele- ri) mevzulu bir könferans verilecek- tir. Herkes gelebilir. TEPEBAŞI ORAM KISMINDA Bu akşam oyun yoktur İSTİK CAD KOMEDİ KISMI Akşam saat 20,30 da KURAL İK ÖA LAĞ Yoklamaya Davet Fatih Askerlik şubesinden: 337 İlk Yoklama İhtiyat (Samatya) Yoklaması 10-3-941 Pazartesi (817) Doğum 11-3-941 Salı " 12-38-941 Çarşamba 13-3-941 Perşembe 14-3-941 Cuma (Şehremini) 17-3-941 Pazartesi 18-3-941 Salı 19-3-941 Çarşamba 20-3-941 Perşembe 21-3-941 Cuma 24-3-941 Pazartesi 25-3-941 Salı 26-3-941 Çarşamba 27-3-941 Perşembe 28-3-941 Cuma (Karağgümrük) 31-3-941 Pazartesi 1-4-941 Salı 2-4-941 Çarşamba 3-4-941 Perşembe 4-4-941 Cuma " (887) doğı ilk yoklamalı rile ihtiyat erat yoklamalarıma 10-8- 941 Pazartesindi itib di şekilde devam edecektir. n ” " H0 ya 818) « (318) Doğum e (319) ” » (320) Sa A VU GN V v5 (820) Doğum (821) lul Çocuk Esirgeme Kurumu- nun Yılık Balosu Kurumun İstanbul merkezi ta- J rafından her sene tertip edilen balo, bu sene de martın on be- şinci cumartesi gecesi Taksim Belediye Gazinosunda verilettl tir. Balonunszengin ve mutena olması için yapılan hazırlıklar bitmek üzeredir. Bu balo hasıla- tı, yeniden açılmgfı kararlaştırı- lan çocuk dispansir ve kreşleri- nin ilk tesis masraflarına karşı- 'lk tutulacaktır. e DÜŞMAN E —a En büyük Harp BEATAEYANNEI Pi ANA LİNDE ESİR sözlü Maceraları filmi axa İZTİRABI “ARABACİNIN KIZI DUNYAŞKA 'yı Vaz'ı Sahne Eden GUSTAV UCİCKY'nin Şaheseri & yuyan arkadaşlarını uyandırmıya çalı- lonunu giydi. Paçalarını diz kapakları- vadı. Caketini omuzuna alıp kulübeden GÖLÜİNSANLARI Karadeniz görün raflarından rüzg; geçiyordu. Üç gündenberi devam eden kısa köpükler bırakarak dinmişti. Karaburun ta- yelkenli Hafif bir 'yokuşu çıkınca, ağaçların arasından ârını bulmuş keyifli bir fırtına, kenarda “Kırklar köyü harabesi,, yamrı yumru ölgesi altında karma karışık ve tenbel UA n yanından kısa bir dua okuyarak ge- jazlarla örtülü ahırın kapısını açtı. ler biribirlerinin larına Ş ıyana duruyorlardı. Kapınm açılmasına nin girmesine hiç aldırmadılar. . n tenbel merkepleri! Dedi. ü ın samıât yaparip kapıyı sıkıca kapa- Yakığlı, papuçları sy İatını çökük avurtla- yacıkları buz kesilmişP©$ oturduk. Tıraş ol- Pek yorgundur. * Sarı kıllı sert bıyık- mığazaya girere — “ “ötesi çepeçevre or- ;, 'edersiniz, Şu ar: İ amak istiyorum, B:îıy' l:ıa; lö;lann tepesinde, t yapabilir misiniz? n:ıî' aşağıdan yu- cı lâzım gelen cevab ne” Uvaffak memnun düklkâ:î n ven :.lı Deli İbrahimle âava! malı ki. o dakikada bi. ahate iht.vacı varsa, bir . gıre_ı:niyecek Vâziyette. Bü gün sifara icmemiş- Fal at ne ehemmiyet! fa hazinesi tükenir mi? Ve ik, ayağında uzun ş'fşuixlğı:pdestten k:'ı Kırmızı çamur- “iyordu. meblâman - elini o- var? |fâ” Tladı. - Bu sıra- YA S0 » ü Ka SN Kız cahama yatıyor mu? Üzerinyor. Müsta bir ağsarlarını sazla tı. DA Parasını ceste ariş sqndığına . Yatırdığı birine tesadüf ettiği |fası ezi Yazan: Cemalettin Mahir dan, çatıya yakın yuvarlak camdan başka da pen- cere olmadığı için “Ağa zade,, dedikler_i Mustafa- nın yüzü karanlıkta kalıyor, cigara içtikçe sivri çenesi kırmızı bir aydınlıkla yanıp sönüyordu. Hamdi: — Merhaba ağazadem dedi. sarılmışsın. Mustafa paketi uzattı: — Siz de yakın bakalım! — Eyvallah! Hamdi cigarayı aldıktan sonra kapsız yorgan- ların altında uyuyanları ayağiyle dürttü: ğ — Hey! Kuru bacak Mehmet davran... Haydi! Recep gün doğuyor. Kurubacak Mehmetle Recep gözlerini uğuştura uğuştura gerinip oturdular. z Hadmi, kenardaki sandıktan iki ekmek c'ı_lcıîr- dı. Toprak zeminin yarısından itibaren küçük pençereye kadar uzanan sedirin üzerine koydu. Te- nekeden aldığı beyaz peynir kalıbını havada tuta- rak salamura suyunu süzerken: — Salih örtüyü ser ulan! Dedi. * Salih, sedirin üstünde tek başına yatıyordu. On iki yaşında idi. : Gürültüden uyanmış, kocaman, sipah gözlerini kırpıştırarak etrafıma bakmaya baslamıştı. Saç- ları üç numaralı makine ile kesildiği için. başı incecik boynu üzerinde daha yuvarlak görünü- yordu. Hamdi, ağır davranmayı hiç sevmezdi. Hemen erkence cigaraya kızdı; d — Âptal, aptal bakarsın! Vaz geçtim sofra ör- tüsünden... Kes şu ekmekleri.. Salih, pantolununu ayağına süratle çekti. Ağzı sularda yüzmiye hazır.| — Must ti tli prens elinde kalan |lometre İRTEN & ! daima açık duran paslı bir sustalı çakı ile ekmeği No: 1 ı dilmeye başlayınca Hamdi tekrar çıkıştı: — Bak! Yine elini, yüzünü yıkamadan ekmeğe yapıştın, soysuz! - — Unutmuşum Hamdi ağa! Salih, ön sıradan bir dişi noksan olduğu için 1s- lık çalar gibi konuşuyordu, Sedirden atladı. Kapıdan çıkarken Deli ? yrahim ensesini yavaşça tokatladı: — “Unutmuşum,, olur mu? Sana kaç kere tem- bihlendi. Gözlerini küçülterek çocuğun arkasından baktı: — Sonra pişmanlık çekersin.. Bu yaşta gurbe- te çıkmışsın... Kendini toplamazsan sürünürsün.. Temizlik imandan gelir... Değil mi Hamdi? — Öyle... İbrahim birdenbire Hamdiye döndü: — Bu sabah yüzünü sen de yıkamadın Çerkes.. Lâkin ayıp değil.. İnsan oğlusun.. Nasihat verme- den yaşıyamazsın. Hamdi bir şeyler homurdanarak peyniri altı müsavi parçaya böldü. Dilimlerin üstüne koydu. Kurubacak Mehmet kımıldanan bir örümcek gibi, kısa kolları ve ince bacaklariyle hâlâ gerini- yordu. Kendi kendine: “Şu Bulgaryalı, lâfı dikine doğrusuna söylüyor;, tam muhtar olacak herif.,. ha ü_ Yemekten sonra eşekleri semerleyip, semerle- rin iki yanına birer küçük küfe astılar, Omuzla- rına kürekleri alarak yirmi beş merkepten ibaret kervanı “Kırklar köyü harabesi,, inden deniz kenarındaki kumluğa doğru sürdüler. Oradan terkos gölü kıyısına çakıl taşıyorlardı. Deniz ve göl, kulübeye yarımşar saat çekiyor, yol ormanıpn içinden geciyordu. Hamdi, bir müddet tahlisiye gemilerinde tay- falık yaptığından kendisini gemici sayar, denize dair konuşmayı severdi. Damağını şaklattı: — Köpoğlu deniz!.. Artık gemilere yol vermiş. Eşekler, parlıyan çakılların yanına, ayakları kuma gömüldüğü halde, sakin sakin yaklaştılar. Dalgalar sahile ancak bir ayda taşıyabilecekleri kadar çakıl getirmişti. Hamdi, küreğin sapını göğsüne dayayıp elleri- ne tükürdü: — Haydi arkadaşlar! Küfelerin muvazenesini bozmamak için bir kü- rek birine, bir kürek ötekine atarak ikisini ayni zamanda doldurmak lâzımdı. Hamdi hepsinden çabuk eğilip kalkıyor, hay- vanları ötekilerden çabuk yükiüyordu. Yüzü ter- li ve rahattı. Deli İbrahim ıslıkla bir Bulgar havası tuttur- müuştu. Küreği zorladıkça baldırlarının damarları mosmor şişyordu. Ağazade Mustafa, küsmüş bir çocuk gibi dal- giındı. Güneşten solmuş, yağmurdan ufalmış kas- ketinin önünden siyah sacları görünüyor, az kamburca sırtı kürek sallamaya yaraşıyordu. Ağ- zında sönmüş bir cigara parçası unutulup kolmıştı Kurubacak Mermetle Recep, calışırken ikizmiş- ler gibi birbirlerine benziyorlardı. Halbuki, uzun boylu, geniş omuzlu, kocaman kırmızı burunlu Recep, vücudü iğri büğrü, kısacık, suratı buruşuk Mehmedin taban tabana zıddıydı Salih, eşekler yükleninceye kadar kayaların yanına, kabuk toplamaya gitmişti. Bunları pek se- viyor, biriktirmeye doöyamıyordu. Hamdi, bozoğlandan başka yüklenecek eşek kalma yınca Salihi çağırmak üzere kayaların bulunduğu tarafa baktı. fArkası var) LMACA 3 9 v ı # . 5 ı D : | Ha — N FT A B 9 l Soldan sağa: 1 — Tayyare - Bir kasaba 2 — Ateş tutulur - Tenbih 3 — Bir böcek - Uza- maktan emir 4 — Bir nota - Fa. sıla - Tire 5 — Taharri 6 — Bir harp sahası olmakla meshurdur 7 — Aratmaktan emir - İlk harf değişirse bir renk olur 8 — İnce değil - Bicmiye yarar 9 — Ters okunursa: Babanın kızkardeşi - Haykırma. Yukarıdan aşağı: 1 — Ummak tan muzari - Su taşıyan 2 — Deva - Bir göl 3 — Hastalığı önler - Bir nakil vasıtası 4 — Ters okunursa: Bir renk - Ters okunursa: Anı, andaç 5 — Bir krallık 6 — Bir nota - Amerikâ- da bir nehir 7 — Okumaktan e. mir - Ters okunursa: Taharri B — Geçmisş zaman - Uzak 9 — İskence. ezine - Lâtife. — < Evvelki Bulmaca - Soldan sa- öSa: 1 — Hile - Daim 2 — Emil. Oslo 3 — Bal -iar 4 — Ar . E. za - Na 5 — Âbide 6 — Make- donya 7 — İzi - Ser 8 — Nide - Belâ 9 — Emen . Efes

Bu sayıdan diğer sayfalar: