DÜNKÜ TEFRİKANIN HÜLÂSASI Prens hazretlerinin Pasi'deki ko- nağmda mükellef bir ziyafet ve- riliyor. Bu ziyefette birçok müte- reddi asiller, muhlekir zenginler tanıyoruz. Bu yaldızlı sefalet tip- leri birbirleriyle Pari#in kibar âlemi denilen garip muhitine sit birçok dedikodu yapıyorlar. Bu dedikodulardan (anlıyoruz ki, fi- lân avukat karısını dostlarına G- rü çıplak (Oteşhirden zevk alıyor. Filin kâşi? ömründe Marsilyaya kadar bile seyahat etmediği hal- de, Çad gölündeki kabilelerden bahsediyor. Cebinde en parası ei- mıyan, memleketinden kovulmuş meteliksiz bir Mihrace bol kese- den Makedonyalı bir generale milyonlar hibe ediyor. ei H intli Prens hemen bir çek imzalıyacakmış gibi sordu: — Ne kadar? General vutkunarak: — Ehemmiyetsiz... Pek ehem- miyetsiz!.. Rus profesörö ince parmaklar riyle yağlı saçlarını tariyarak: Söyleyiniz general! Görüyorsunuz ki Presn bu mese- leye alâka gösteriyor. Sıkılmayı- niz, söyleyiniz. Ne kadar lâzm? General paranın mikdarını €- hemmiyetsizleştirmek isteyen bir eda ile dudaklarını bükerek: — İki milyon kâfi! Prens hafifçe güldü: — Ne söylüyorsunuz general? İki milyon İngiliz lirasiyle hiç bir şey yapamazsınız. Bu iş için en aşağı beş milyon İogiliz Jirası lâzımdır. Bunu size temin edebi- Yirim, Frank kastederken Mihraca ta Bunu size ben söylüyorum. Sözü- me itimat edebilirsiniz Altes. ER > Gülen iavaj yavaş doluyor. du. Cihan hârbinin tahrip ettiği! mıntakalarda inşaat müteahhit- liği etmek suretiyle büyük bir servet yapan Mösyö Verdie, bir türlü fraka alıştıramadığı hantal | vücudüyle davetlilerin arasında dolaşıyor ve bilhassa Prensin daktilosu Fransuaz'ın etsafında dönüyordu. Holün nihayetindeki ulak salonlardan biri geniş bir tez gâhla bar haline konulmuştu. Devetlilerden ufak gruplar uzun iskemlelere ilişerek kibarlık ni- şanesi olmak üzere beyaz kelen çaketli barmenlerle şakalaşıyor- Jardı. Zengin müteahhit açık leylâk renginde büründüğü tüllerle er- guvanlar ortasında sari bir güle benziyen daktiloyu bara doğru götürerek; — Matmazel! Diyordu. Ben bi- raz Parisin acemisiyim. Bana bu kibar âlemi hakkında biraz ma- İümat verir misiniz? Fransuvaz iri yeşil hayretle açarak; — Nasıl Mösyö Verdie, siz Pa- risli değil misiniz? Bana Belvil- de doğduğunuzu söylemiştiniz. Paris bir şehir değildir ki. Muhtelif vilâyetlere ayrılmış bir memleket... Daha doğrusu ayrı ayrı hudutları olan bir dünya! Belvil'de doğan bir adamın Etu val mahallesinden ne haberi © labilir? Bakın size daha garibini söyliyeyim, Gilnyankur kapısın- da oturanlardan ölünceye kadar bulvarlara inmeyenleri bilirim. şey değil. — Böyledir. Meselâ; orada babadan kalma bir meyhanesi vardır. İşini terkedemez. Çocuk- larının mektebi, kendisinin bak- kalı, kasabı velhasıl ona lüzumlu olan her şey orada mevcuttur. Bulvarlara insin de ne yapsın? Zaten uzaktan gördüğü muhit ona © kadar yabancıdır ki, içine girince bundan rahatsız olacağı pek tabiidir. Herkes benim gibi sahsi teşebbüsten hoşlanmaz. U- fak hayatını yaşamayı tercih e- der. Bar'ın kapısından girmek iste- yen gayet şişman bir kadınla yi- ne şişman bir erkeğe yol vermek için çekildiler. Müteahhit sordu: ” — Kim bunlar? — Suriyeli zenginlerden Mös- yö ve Madam Kayrallah... Her $€- ne karı koca Parise zayıflamak için gelirler. Sıkı bir perhiz ta- kip ederek yemişten baska bir şey yemezler ve her gün Sose dantön'deki hamama giderek ma- saj yaptırırlar. — By sene daha tedaviye baş- lamadıkları anlaşılıyor. gözlerini Tefrika No. — Bu tedaviyi memleketlerin. de yapamıyorlar mi? — Hayır, Memleketlerinde ye- mek yememek ayıpmış! Burada kırk kilo kaybedince Beyruta dönüyorlar ve orada bir kaç ay; zarfında tekrar kırk kiloyu kaza- narak Parise geliyorlar. — O halde terzilerinin milyo- per olması lâzım. — Onu bilmem. Fakat evlerin- |! de hastabakıcılığı eden arkada- sım Madlen, elbise dolaplarında” ki kostümlere kilo itibariyle nu-|i mara konulduğunu söyledi, Her)İ gün evvelâ tartılırlar, ondan son. ra üzerlerinde kilo numarası o- lan elbiseyi giyerlermiş! Yanlarında bir kumaş fışırtısı işittiler, Madam Kayrullah, dur- Run bir denizin ortasında hare ketsiz ilerleyen esatiri bir balya sükünetiyle yaklaştı. Bir et yığı- nından ibaret kalan ve daima mütebessim zannolunan geniş çehresinde iki nokta gibi, mini mini burun deliklerinden nefes almıya çalışarak hışlaya hışlaya Meçti. Güzel daktilo ile zengin müte- ahhit birbirlerine bakıştılar. Genç kız mırıldandı: — Zavallı kadın! Müteahhit demindenberi hazır» landığı flörte bir hak kazanmak için genç kızın cümlesini tekrar etti; — Evet. Zavallı kadın. Kimbi- lir? Sizin gibi bir endama malik olmak için belki bütün servetini vermeye hazırdır. Fransuaz muhatabının yaptığı komplimana cevap vermedi. Sözü başka vâdiye dökmek için sordu! — Prensi ne zaman tanıdınız? — Geçenlerde Klişi bankasına uğramıştım. Orada müdürün oda- sında gördüm. Prezante edildim. Bizzat kendisi bu akşam için be- -İ ni yemeye davet etti. — Prens çok naziktir. Parise geldiğindenberi bütün kibar â- | lemlerinde yalnız ondan bahsedi- liyor, — Prensin Klişi bankasının en| kuvvetli sermayedarlarından ok duğu söyleniyor. Doğru mu? Evet, Zater bütün para rme- âmelesi Mösyö Savoyans'ın ban- kasiyle yapılır. Hurdavatçılıktan bozma bei ker Sabuncuyan sanki kendisi den bahsolunduğunu bissetmi Ribi yanlarına geldi: eski avam romanlarını okuya okuya herke- se asalet ünvanları vermeyi â- det edinmişti. Müteahhide elleri- ni uzatarak — Bonjur Mösy dö Verdie. De- di, Nasılsınız? Fransuaz iki adamin mülâkatı» nı fırsat addederek yavaşça çe- Kildi. Demindenberi Prensin kâ- tibi Jan Didu'nun yanına gitmek istiyordu. Ss voyans tam manasiyle fe- leğin çemberinden geçmiş, şeytana külâhı bir kaç defa ter- sine giydirmiş bir adamdı. İstanbulda Papas mektepli e okuduktan sonra babasının bar. davatçı dükkânı ona bir demir kafes gibi geliyordu. Bir gün kendisini Türkiyeye bağlıyan ne varsa hepsini sattı savdı, Marşil- yaya geldi. Genç Rüpen bir çok #arklılar gibi garbi bir tekâmül nümunesi zannediyordu. Adama. kıllı #renkleşmek için evvelâ Er- meniliği unutturmak lâzım gel- diğint takdir ederek ismini değiş- tirdi. Rüpen Sabuncuyan, Rober) Savoyans oldu. Me (Arkası var) O Ajans Bizden Olacak! “Ç tefani”, “Royter”, “Tas” vi D. AA. lettenbeı —AFİ" Fakat “A.F.İ” ajansının verdiği ha- vadisler, diğer ajansların verdikleri ha“ vadislere nisbetle fevkalâde az. Evvelki gün, bir taksi ile Sirkeciden Taksime çıkıyordum. Arabanın ım şoförü, külhani bir İstanbul kanlsıydı, Beni, kendisine rastladığım her sefer yaptığı gibi dünya ahvali et rafında uzun bir İstintaka çektiki bi dü 5 “— Ben, dedi, gazetelerde bir. yeni ajans keşfettim; Daima onun havadisle- rini arıyorum. Fakat maalesef, man bı ml “.— Mutlaka o ajansın havadislerini okumak isteyişinin sebebi ne?,, Sevimli İstanbul külhanisi: — Bilâkis, Şimdi her birisi yirmi böşer kilo kaybettikleri i- çin yürüyebiliyorlar, “.- O ajans bizden olacak ta Dedi, ve gülerek ilâve etti- “— Görmüyor musun ağabey İ: Telgraflar, bu ajan ismini şu harflerle hülâsa ediyorlar: © Tek tip ekmeği buğday stokumuzda tasarruf için çi İ karıyoruz. O halde francelâ- ya niçin müsaade ediyoruz? İ Bütün vatandaşların yedi ekmeği 'yiyemiyen vatandaş» lar var diye mi? İ rında çalışan on altı yaşında bir kıza tecavüz etmiş: On al. tı yaşında bir kızın barda ça- lıştırılmasına müdahale etmek | için, patronunun ona tecavüiz- İ de bulunmasını bekliyoruz: İ Niçin? İ ; İ İ © Bir bar sahibi, kendi ba- in i ; ; © Eminönü (© meydanındaki | tramvay durağının fevkalâ- İ de münasebetsiz bir yerde bu. | | Junmasından bilâ'stisma bütün vatandaşlar müştekidir. İ Bu hatanın herkes lehine tas İ ! ! hihi hiçbir fedakârlığa müte- | vakkıf bulunmadığı halde hü: a yapılmıyor: Niçin? ? ? ; Yeni Tip Ekmek Daha Ucuza | iMal Edilecek. | Bu Husustaki Hesaplar Dün Valiye Bildirildi Belediye İktısat o Müdürlüğü, ekmek fiyatlarının bir miktar daha ucuzlaması için tetkikler yapmaktadır. Bir çuval un tar- tılırken, çuval başına kabul edi- len yarım kilo ağırlık bir kilo o- larak kabul edilecek olursa ve korunma vergisi burünkü uh çesnisi ikinci nevi telâkki edile- rek alınırsa, ün fiyatı bir mik- tar ucuzlıyacak ve bu ekmek fi- vatı üzerinde tesir yapacaktır. İkusat Müdürlüğü / tarafından yapılan hesaplar dün Vali ve Be- İsdiye Reisine arzedilmistir. Ve- li bu esasları ve hesapları mu- vafık görmüs, Toprak Mahsul leri Ofisinin mütaldasının 80 - rulmasını bildirmistir. Vali, ve- mi tip ekmeklerin ileride, bozul- maması icin ekmekeiler cemivs- ti reisinden melhuz Sulistimal- lerin ne sekilde yapılacağı hak» kında izahat almış ve gerek Be- lediye ilasma. gerek heyet! sıbhiveve direktif vermistir. Dün muhtelif fırınlardan iki yüz nümüne plınarek kimyaha- rbevo gönderilmistir. Bugün Be-| lediye memurlarının nezareti al tında Beledive hesabına bir çu- val undan ekmek imal edilecek ve gerek randıman. gerek ceşni bakımından müsbet bir fikir e- dinilecektir. Diğer taraftan bugüne kadar) şehrin francala, makarna ve 3i- mit ihtiyacı için verilen yedi yüz çuval unupn ozaltılması “veya fazlalastırılması da incelenecek- tir. Beeldiye bilhassa francala i- çin iki yüz cuval un verilmesini istemektedir. Her cuval franca- la unundan 86 kilo francala i- mal edildiğinden, şehrin günlük ihtiyacı tamamen karşılanmak- tadır. Hastaneler için de ayrıca cave amel mbaslmaktadir. Et fiyatı değişmiyor Fiyatları Mürskabe Komisyo- nu dünkü toplantisında, kasap- ların et fiyatları hakkındaki tek. liflerini dinlemistir. Kasaplar bu tekliflerinde et fiyatlarının art- tırılmasını - ileri | sürmüşlerdir. Komisyon bu teklifi kabul et - memiştir. Komisyon kuzu fivat- larını tesbit etmiye lüzum gör - memistir, Cünkü mezbahada ke- silen kuzu miktarı her gün art- tığı için fiyatlar düşmektedir. tansdı. deli T ten soğ # her 75 nedir biliyor musunuz? “Arkadaş şakası!,, kası böyle oluyor! Bunu öğrenince kendime: “— Geçmiş olsun Naci Sadullah!,, de- memek elimden gelmedi. Çünkü: ka,, hakkındaki telikkisini ondan!,, Berdi- ksimde, Tarlabaşında oturan Al fons oğlu Caynara ile “Köğü ardında çıkan kavga neticesinde, Tasviri Efkâr gazetesinin sütunlarına geçirdiği bu havadise koyduğu serlevha Demek. o refikimize göre, arkadas 69- TAN 460KuruşaBir Çift Erkek Ayakkabısı Fiyat Mürakabe Hususta Halkın giyeceğine müteallik Komisyonu Bu Tetkikat o Yapıyor eşyayı ucuzlatmak için yapılan tetkikler devam etmektedir. Evvelce Ticaret Odasına davet edile. rek ucuz tipte fanilâ ve çorap nümuneleri imal etmeleri için ken- dileripe tebligat yapılan fabrikatörler, yeni bir toplantıya daha ça- Zırılmışlardır. Bu toplantıda kendilerine ısmarlanan ucuz tip fa- nil ve çorap nümüneleri istenecektir. Ticaret Odasında bu işle sal etmek üzere teşekkül eden komisyon bu nümuneleri muva- fık bulduğu takdirde derhal faaliyete geçecek, fabrika ve imalât- hanelerin bu tiplere uygun esya çıkarmasım temin edecektir. Diğer taraftı an dün bir ayakkabıcı Fiyatları Mürakabe Komisvonuna mü- racaat ederek bir erkek ayakkabısı nümünesi vermistir. İmalâtha- nede, nümunesi verilen ayakkabılardan günde yüz çift ima! edile İl bildiği ve bu ayakkabının 460 kuruşa Komisyon nümune üzerinde tetkikat yapmaktadır. Diğer svokka.| ilabileceği bildirilmistir. bıcıların fikri alındıktan sonra ucuz tip ayakkabı imal ettirilme sine başlanacaktır. v1 İYEDE: İki İhtikâr Suçlusu Mahküm Oldu Mahmutoasada zücceciye max Zazası sahibi İditva ile veni Dos” tahane caddesinde elektrik le- vazımatı satan Kevork fazla fi- e elektrik pili sat- icin dün asliye ikinci ce- za mahkemesinde mahküm ol - muslardır. Verilen karara göre, suçluların dükkânları birer hsf- ta müddetle kapatılacak ve ik si de 25 er lira para cezası öde- vereklerdir. PİRİNCCİ KÖY CİNAYE- Tİ — Eyübün Pirineri kövünde Osmanı yaralıvan ve Mustafa is- mindeki oğlunu da öldüren Ro- sul Çatlar, gecen sene hirinci a- ür cezoda idama mahküm ol - mustu. Bu harekete istirak eden vedi arkadasın da dörder ve ve- diser sene hapislerine karar ve- rilmisti. Temyiz mahkemesi | Resulün arkadasları hskk'ndeki (Okararı tasdik etmis; fakat Resul hak - kmdaki idam kararını nazket » mistir, Dün yeniden vavılan du- rusmada müddejumumi kararda ısrar edilmesini Jİstemir. m; nun da temvizin bozme ilâmr - nın kendisine tebliğ “edilmesini ve ondan sonra 'cevan vereceği- ni bildirmistir. Mahkeme bu ta- lebi kabul etmis. durusmayı baş- kâ bir güne bırakmıştır. yi — Poliste: Bir Seyyar Satıcı Bir Kadını Vurdu Fatihte oturan sevyar Ömer ile Bayram sokağında o- turan Fatma Saniye isminde bir HUTEFERRİK: Halka Taksitle Bina Satılacak Dahiliye Vekâleti yeni bir kanun lâyihası hazırlararva baş- İamıştır, Bu lâyiha Meclisin bu devresinde müzskere edilerek « tir. Yeni Jâvihada büyük sehi lerde: vilâyete ve . beledive' sit emlâkin uzun vâdeler ile ve ucuz fiyatla halka satılması. bu suretle bü emlâkin, binnetice şehir ve kasahaların imarı der- nis edilmektedir, İS BANVASI MÜDÜR ÜĞÜ mum müdür mw, nar. Bankanın İstanbul — subesi müdürlüğüne tayin edilmis ve dünden itibaren ise baslamıstır. Yeni müdüre, yeni vazifesinde muvaffakıvetler dileriz. SÖMESTR TATİLİ BİTTİ — Sömestr tatili yapan Üniversite dünden itibaren ikinci devre tedrisatına baslamıştır. POLONYALI © MÜLTECİ - LER — Dün Polonvalı mülteci- lerden mürekkep 300 kisilik bir kafile İştanbula gelmistir. Mül- teciler buradan Filistine gide- ceklerdit. PİYASADA: 1600 Çuval Kahve Piyssaya Çıkarılıyor İngiliz Ticaret Birliği tarafın- dan Cenubi Afrikadan getirilen kahveler bir müddettenberi güm rüklerde beklemekteydi. İngiliz İTicaret Birliği 1600 cuvaldan 4- baret olan bu kahvelerin pivas İSTANBUL İs Bankası U- i Halis Kay satıcı va satılmasına muvafakat etmiş. | kurtulmuş olacağız. İtir. Bu kahvenin 1200 cuval bir i güne kadar piyasaya verile- kadın arasında Kavda çıkmış. Ö-| cektir, mer kadını bicakla muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Saniye ümitsiz bir halde hastaneye kal- dırılmıştir. YANARAK ÖLDÜ — Pertev- paşa yokuşunda oturan 14 ya - sında Esma mangal yakarken €- tekleri tutuşmuş, muhtelif yer- lerinden yanmış ye kaldırıldığı Gülhane hastanesinde ifade ve- remeden ölmüştür. Edirnede Tarihi Bir Hamam Yandi Edirne, 3 (A, A) Dün ak- şam saat 10 da Belediye karşısın- da tarihi Mezitbey hamamından çıkan yangın sarfolunan gayret ler sayesinde hamamın ahsan kıs. mını yaktıktan sonra etrafa si- rayetine meydan verilmeden sön- dürülmüştür. Türkçe bilen G6 Bümediğim Acaba hazır için, ara sıra “Tasviri Bfkâr,, refikimizle arkadaşça şakalaşmak gafleti yordum: Bereket ki, muhterem refikimi» zin hep eşref saatine gelmiş te, kendi anladığı şekilde bir “Arkadaş şa- kası, ile mukabelede bulunmamış: Va» ziyeti vaktinde kavradığım için, veril miş sadakam varmış! a azetelerde okuduğum şu ilân da, bizim Ankara radyosu tarafın- DÜNKÜ İHRACAT — Dün muhtelif memleketlere 256 bin liralık ihracat olmuştur. En zi- Almanya ve Finlandaya tütün, Fransaya fındık. İsveçe dar: sevkedilmiştir. Bundan baş- ka Almanvsya işlemeli terlik gönderilmiştir. Maliye ve Nafıa Vekilleri Şehrimize Geldiler Nafta Vekili General Ali Fuat Cebesoy dün sabah sehrimize gelmiştir. Vekil, carsamba günü tekrar Ankaraya dönecektir. Maliye Vekili Fuat Ağralı da dün şehrimizde gelmiş ve Eren- köyündeki evine gitmistir. Bir- kac gün sehrimizde kalacaktır. Dahiliye Vekili Faik Öztral in da bu sabah sehrimize gel - mesi bekelnmektedir. i gösteri- T delözim: bir mütercim aranıyor!,, Görüyor musunuz? Bizim lere yine gün doğdu! Asfalt Yol İnşasından iVazgeçilmiyor Vali, Gazetecilere İzahat Verdi İ Şehirdeki asfalt yolların ca buk bozulduğu hakkında yapı - lan neşriyat üzerine Vali ve Be- lediye Reisi Lütfi Kırdar demis- tir ki .— Asfalt yollar hakkında.) bilhassa son haftalar içinde ya: pılan neşriyatı takip ettim. Seh- rimizin vazivetine nazaran bir kısım ana caddeleri asfaltletma hususunda evelce verdiğimiz ka- rarın tadil edilmesi icap edin et- &üc ama caddesini olsun asfalt, 'amakla baslıyacak imar progra-| mi, ilerideki inkisaflara göre. o sehrin alacağı müstekbel cehre ve vazivet üstünde ehemmivetli ve esaslı bir dönüm noktası te - İlâkki edilebilir Yaptığımız tet- kikatta vasıl olduğumuz kanaat alelitlâk asfaltı mahküm edecek halde değildir; dilen üc nevi asfaltlama vardır Ii — Makadam şose üzerine soğuk asfalt kaplama. Bu sis- temde vaılmış yollarımız sun lardır; Topkanı - Cekmece, Me- cidiyeköy - Tarabva ve Hacıos- man bayırı, 2 — Mukadam sose üzerine bez santim kalınlığında beton asfalt. Bu usulde varılan volar: Yeniköy - Tarabva. Edir- nekapı - Topkapı yollarıdır. 3 — Topeko sistemi denilen asfaltta makadam sose veva beton temel üzerine iki kat olarak dösenir Bu nevi yollarımız ise; Ankara caddesi, veni postahane önü gi- bi vollardır. Taksim - Harbiye yolu gibi mevsimsiz baslanması dolayısiy- le müteahhidin de zararını mu- tip olan örialar ve Balıknazar rından Eminönüne efkan kısım- daki bazı tahribat yüzünden hir kısım ana caddelerimiz de tatd! kına katar verdiğimiz. asfaltla- ma programına veda etmenin muvafık olmıyacağı kanaatinde. vim. Demir tekerlekli nakil vasıta- larmın asfalt caddeler verine parkeli yollardan geçirilebilmesi için sevrüsefer idaresi tetkikut yaptı, Yakında buna dair karar İsrımiz bildireceğiz. Seyrüsefe- rin slacağı yeni karar İle bir iki- si müstesna, diğer asfaltir yolla rimiz, daha &z tamir ile muhafa- za edilebilecektir. Tekerlekli va- “saitin yaptığı tahsibat, yalnız te- kerlekten değili ayn! zamanda hayvanların frazatından hasıl o- lan kimvevi tesir ile de oluyor. Atlı arabaların parkeli volar - dan gecirilmesi ile bu kimyevi tesirden de bir dereceye kadar Aydın Vilâyetinin Geliri Artiyor Aydın, (TAN) — Vilâyetimiz gelirlerinde 938 mali senesinden- beri her sene artan bir tezayüt görülmektedir. 938 vilâyet büt- cesi geli? tahakkuku 331.334, tah- silât 630.737, bakiyye tahsilât 1.402 liradır. 939 mali senesi gelir tahakku- ku (muhtelif kisselerle birlikte) 883.937, tahsilât 728.318, bakiy- ye tahsilât 139.404 liradır. 940 mali senesi tahakkuku 916.763 liradır. 940 mali senesi şekiz aylık tahsilât 578.101, ba- kayadan tahsilât ta 63.584 lira- dır. 939 mali senesi sekiz aylık Bizde simdiye kadar tatbik ©! br Yeni ve Eski Edebiyat Davası # Yazan: Naci Sadullah “Veni edebiyat, ın yeni es€ ri olucağını iddia etti Zim “Göl insanları,, mı, Refik Ha lid memnuniyetle, fakat “Tak vimel,, bermutat'istihza ile bekli yor: Okuduğumuz fıkralarında! anladığımız budur. Yelniz “Takvimcei,, nin fıkra? sında, mutlaka düzeltilmesi 18 zım gelen bir hata var; O, bunda evvelki fıkralarında da yaptığ gibi, yeni bir edebiyatın hen doğmadığı kannatinde, — Sabihi Zskeriya Serteli de kendisiyi” bemfikir gösteriyor. Halbuki Sö biha Zekeriya, yeni edebiyat me zwundan bâhis eski bir yazısı daki eüimlelerden birisinin, “Tak vimci,, tarafından lâle kasdiyi ve dalma yanlış tefsir edilmesi den doğan bu hareketten mütees sirdir, Velev lâtile şeklinde d olsa, yeni edebiyatın o münkif | mevkiinde gösterilmemek arzı” sundadır. Ve: “— Ben, diyor, yeni edebiy& tın doğum sancıları geçirdiğin iddia etmedim. Kanaatimi belirt mek niyetiyle yazdığım cüm şunlardı: Yeni edehiyat, şiirde bifj Nüzim Hikmet, romanda ve beğ kâyede bir Sabahaddin Âli miştir. Daha bir çok şahsiyet de yaratacaktır. Fakat bekledi imiz bu İnkisaf gecikiyorsa, bun sebebi, yeni edebiyatın kasırlı değildir. Bu teehhür, içtimai v£ iktisadi bir buhran geçiren i İk cemiyetin müşkül şeraitindeğğ doğmaktadır! Bu cümlelerimle ben, yeni bif | edebiyatın henüz dr ğmadığını idi din edenlerle bir hizaya itilebilifğie miyim? h Bu noktayı ciddiyetle teb ettirdikten sonra, “Takvimci, ni diğer lâtifeleri üzerinde tebesil sümle durmamak için bir sebep” öremiyorum: k Çünkü yeni, yepyeni bir ederi, una, Takvimci gihiği biyatın doğmı meslekdaşların okuyucuları gü düren lâtifelerinden cok daha ci di engeller bile mani olamadı! Divan edebiyatı gibi, altın sara) beşiklerinde değil, etrafı yab dikenlerle çevrili metrük bir kef lubede ve çeşit çeşit yokluklar çinde doğup serpilen o yeni biyatın mevendiyeti, her şeydef| evvel muarızlarının ye münkirl€” rinin bolluğunden bellidir. Hat” di fşrzedelim ki, bizler, me olmayan bir cevherin varlığını leri sürmekteyiz, Yı nlara ne oluyor? in senelerdenberi, yokl unu iddia ettikleri bir vâhim€ ye çalıyorlar? o Senelerdenberi fıkralar, makaleler, broşürler, $İ” irler yazarak yokluğunu isi çalıştıkları şey neydi? İşte size, en munsif müz kitlerden birisi saydığım bir Ti. vimei ki, “Göl insanları, nı “Y İ ni edebiyat,, ın İlk meyvası şek İlinde görmek ve göstermek İsti yor: Üstelik te onun ortaya sını, nâmeşru bir izdivacın yi sulü gibi, müstehzi hir süpheyif) karşılamaya hazırlanıyor, Fakat ben Takvimcinin lâtifeleri kars” sında yeni edebiyata yeni bir mü' dafan cephesi kurmak lüzumu! duymuyorum, Ve “Takvim | fıkrasını dolduran telâkkilerim aykırı satırları cevapsız birakti yorum: Çünkü benim vereceğim e ne kadar kuvvetli olursa olsufl tahsilât ise haliveden 496,950, bar kavadan 52.380 lira idi. lâyelimizin 941 mali senâsi bütcesinin bir milyon lirayı ge- cereği tahmin olunmaktadır. türkçe bilen spiker bulsalar olmaz m dersiniz? ri Bir ilân münasebetile: ünkü gazetelerde Maliye Vekâle- tinin şu şekilde bir ilânı vardı: Dolgun ücretle, *müellik,, e Az şekerli arpa: iryakilerini endişeye düşüren za- rarsız buhranlardan birisi de, git- tikçe artan kahve kıtlığıdır: Bu bula - nın da garip bir cibeti var: Hiçbir yerde çekilmemiş kahve bulamıyorsunuz. Fa- kat nereye gitseniz size: “Halis kahve, elleri deymişken, 'bir de ikram edebiliyorlar. d ilde neğrolunmuş; işin sırrını da açığa vurdu: “ee Radyomuzda üzere, İran, "si sarma aa vi eymen şar lr Babasını Naci Sadullah | Güzeloluk köyünde bir Türk &i İransızca bilen Tı bU | kanlar içinde köyüne dönmeyfii “Göl insanları, nın bilfil N ği nefis cevaba nisbetle harikuğ! İâde zayıf kalacaktır. Bunun içi! dir ki, hiç bir münakaşada bu s€'İ ferki kadar müsterih olarak suf tuğumu hatırlamıyorum! ğ Bir Türk Kizinin Cesareti Mersin, (TAN) — Silifkeni” zının cesaretini tebarüz etti bir hadise olmustur; Güzeloluk köyünde Meh opal adında bir kurt avcısı vaf” dır. Mehmet Topal, köyüne bi #aat mesafede bulunan Pınarbatfi mevkiine bir kurt tuzağı kurut! tur. Avcı, bir kaç gün evvel tü ağn bulunduğu yere gitmis, f8f'j) dalıklar arasındaki tuzağa b kurdun düştüğünü görmüştü” Fakat bir iki dakika sonra tuz#” ğa düşen kurdun yanındaki fun dalıklar arasına saklanmış olsfji diğer bir kurdun ani hücumurf ığramıştır. Mehmet Topal, üzerine atılı kurtla saatlerce böğüşmüş, nih yet kurdun elinden kurtu vvaffak olmuştur. un İntikamı almak #iyen Emine, kurtların oldi yere gitmiş, ikisini de öldürmüğ ve sürükliyerek köye getirmişti