mm Xi-2- yi grrremmereemeenssamannasaraanasan Bir İcat Arkadi Averçenko'dan ünlerden bir gün, adı ne burada, ne de orada yazı- hı olmıyan bir memleketin, tayya- Te sansayii fabrikatörünün buro- suna pejmürde kıyafetli bir a- girdi. | — Beni salâhiyet sahibi biri - sine götürünüz, dedi. Kendisine bildirilecek mühim bir işim var. - Salâhiyet sahibi birisine mı? — Evet; tayyarecilik hakkında satılacak mühim bir icadım var; tayyarecilik o sahasında o büyük bir İnkılâp (o yapabilecek bir icat.. Ona kim sahip olursa, düş- man üzerinde mutlak bir hâkımı- yet elde edecektir. Bu beyanat tabii büyük bir a- ika ile karşılandı ve mucit, adı büyük bir hürmetle anılan fabri- katörün huzuruna çıkarıldı. Fabrikatör, (oöbuürleri kadar memnundu. Mucide en fahat kol tuğu ikram ettı ve sordu: — Eh, sayın bayım, bü sizin Jeadınız neymiş, bakalım; öğre - mebilir miyim? — Havada bir hafta kalabilen, bir tabur asker nakline elverişli ve en gayrı müsait hava şeraltine karşı koyabilecek tiple bir hava gemisi inşasına muvaffak oldum. Bu keşlimin sizi alâkadar edebi- leceğini düşündüm. Fabrikatör, mucidin “itimudını sulistimal etmiyeceğine $öZ ver- dikten sonra, mucit taşıdığı ka an bir paketi açtı ve plânlarını masanın üzerine serdi. Fabrikatör plânları tetkik ede rek; “Evet... Dedi, “Plânlannız iddialarınızı haklı gösteriyor. Bu icat için ne istiyorsunuz? — Bir milyon.. Fabrikatör, “Mükemmel!,, de di ve mutabık olduğunu gösterir bir tavırla mucidin elini sıktı. “İŞ te size bir milyonluk bir çek, “Tam bir milyon. Teşekkür cde- rim, eğer başka bir teklifiniz © Jursa, lüfen yine bana geliniz! * * abancı; “tesadüfen yarım- da yeni bir şey daha var!,, Dedi, Bizi hayrete düsürecek bir edir? — Sizin hava geminizi 2 sahi- yede berhava edebilecek ve onu bir un torbası halinde yere sere- bilecek müthiş bir silâh keşfet - tim. Geminiz bu silâh karşısında tamamen kudretsizdir. Fabrikatör kaşlarını çat ve; “Ne?! Sahih mi?,, diye telâş iğin” de homurdandı. “Bana öyle gele yor kı, ne demek istediğinizi peki iyi anlıyamıyorum. Siz, evvelâ halcikaten harikulâde bir hava gemisi inşa ettiğimizi ve sonra ua bu icadınızı yıne kendi Silâ- hınızla mahvedeceğinizi mi söy- iemek istiyorsunuz? Sız hiç utan- muyor musunuz? i — Utanacak ne vı İİ app anlamıyorum. Tayyarecilik san'a- anin günden güne mükemmelleş- tiğini ve hiçbir kimsenin geride kalıp, mahvedilmek lüksüne düş mek istemiyeceğini takdir buyu- rursunuz. Benim, ha, pardon, si- zın hava geminiz - müthiş bir si- lâhtır. Buna karşı mukabil bir si- lâh icadı lüzumu da âşikürdir. — Hım!,. Tabii bu, nazari ola- Tak gayri kabili münakaşa bir ha- kikattir. Fakat pratikte... Eğer bu silâh bana, bir başkası tara - fından teklif edilmiş olsaydı, an- lardım.. Fakat siz, kendiniz... Yabancı, “Allah, Allah!,, Diye söylendi. “Ne farkı var? Doğru su anlıyamıyorum. Farzediniz ki, ben kapıdan çıktım, bıyığımı traş ettim, elbise değiştirdim. tekrar ayni kapıdan girip, kendimi size bir başka adammış gibi tanıttım; farkı ne bunun?!.. Fakat eğer bu şekil size, daha eğlenceli geli- yorsa, bence mahzur yoktur; ye-| dı ki, güzel hatırınız için öyle ol BUN, po çok saçma bir şey söylemiş olduğunun farkına vardı ve biraz utandı; — Bak, bu doğru! Dedi, “Bu- nu kabul ederim. Ben sizin silâ- hınızı, sirf sizin onu, bir başkası- na satmanıza mâni olmak için al- mak isterim. Ne istiyorsunuz? — Bir milyon... Fabrikatör çeki doldurdu ve Mmüucidin sırtını okşıyarak dedi ki: — Vallahi, kabul li lâzım ki, sen çok yaman bir adam sın. — Size itiraz etmek haddim değildir. — Yalnız hava sefinesi değil! üstelik bir de silâh... — Teveccühünüz bayım, Me sele zannedildiği kadar mühim değil, nihayet ber zehirin bir pen zehiri bulunabilir. — Tabii. fakat ne kadar olsa; plânlarımz... — Evet. Pek tabii... Bu silâh müthiş bir şeydir; fakat buna Ni... Mucit tekrar yerine oturdu, fabrikstöre baktı ve dedi ki: — w Fakat bütün bunlara rağ- men size bir sır İfsa etsem nel pe * A aram Serisi... | i idersiniz? Hava geminizi bu müt- | hiş silâha karşı koruyabilecek bir zırh keşfettim. Bu Zırh o derece- de kuvvetlidir ki, silâh onu çize- mez dahi..., Fabrıkatör kudurmuş bir hid- det içindeydi: — Siz beni deli mi etmek isti- yorsunuz? Sizin bu hareketiniz, çok bayağı bir şeydir; alçaklık - tur, haydutluktur! Yabancı kaşlarını çattı Ben alçakça hareket atmi- yorum. Böyle söylemiye ne hak: kınız var? Size sattığım hava ge- misinde herhangi bir yanlışlık mı var? O harikulâdedir. Yahut silühta mi bozukluk var? Zanne- derim, o bir şaheserdir. O haide şikâyetiniz neye? Yoksa ben Sizi herhangi bir şekilde dolandırdım mı? Sahte iddialarda mı bulun - dum?.. — Bana ilk olarak zırkı teklif etmeniz icap ederdi. — Affedersiniz. Tayyarecilik | san'ati ve bilhassa onun teknik İtarafı - eğer sağlam olacaksa - ipkı bir vücut gibi kademe kade- ime inkişaf etmelidir. Sizin teliçin etmek istediğiniz şekildeki atla- mast mümkün değildir. e «sa bir süküt oldu. Fabri- katör düşünceli ve şağkın- dı. Mucit ağzındaki sigarayı par- maklariyle evirip (o çevirmekle meşguldü. Fabrikatör, zırhı kendisine bir! başkasının teklif etmesi lâzımgel- diği şeklindeki mahut protesto - Sünu tekrarlamak istedi, fakât mucidin yine bıyığını traş ettir - mek tehdidinden korkuyordu. m Ne istiyorsunuz, diye s6r - ui, — Bir milyon. — Yarısına razı olamaz musı- Bız? — Henüz aklımı bayım.. Başka birisine götürsem 2 milyon da alabilirim. — Eh, al milyonunu, haydi! Bi zi meh z Mucit diğerlerinin yanına İ yerleştirdi, fabrikatörün elini sık ve kapıya doğru bir adım iler- ledi. Fabrikatör, “bir dakiku!,, diye durdurdu, “zıbın her türlü ateşe mukavemet edebileceğinden iyice emin misiniz? — Tabii. Yani tesir kabiliyat- Jeri, fevkalâde hustisi, yeni silâhlar icat edilmedikçe hiç korku yoktur. — Eh?!, Siz bu şekilde silâhlar icat olunabileceğine inanıyor mu sunuz? — Evet. Hattâ icat edilmişler- dir bile, — Kimin tarafından? — Benim tarafımdan.. — Allah kahretsin'. Ne diye daha evvelden söylemedin bun» ları? — Ne demek istediğinizi anlı- yamıyorüm. söylüyorum ya: Bu silâhlar tarafı âciziden icat e- dilmişlerdir bile.. Fabrikatör, dişlerini gıcırdattız Anlıyorum, anlıyo: Şimdi de bize bu yeni teklif edeceksiniz? oAnhyorum! Sonra da ağzınız tâ kulaklarını za varacak, ve caketinizin altın- dan yeni ve harikulâde bir zırh İprojesi daha çıkaracaksınız değil mi? — Tabil.. — Ve bizi yeni bir milyondan daha ettikten sonra, yeni bir $i- iah ve arkasından da yeni bir zırh daha icat edeceğsiniz öyle mi? rü ie Kn ından bir t Fabrikatör tutam saçından oldu ve hiddetle bağır- kaçırmadım koydun.. Haydut se- Bizi kapana nil, Sırtlan seni! Bari ba ver de, ona her yerde dos küfür edebileyim. ei abancı 'zıpıyarak ayağa Y fırladı. O ana kadar alaycı bir gülümsemeyle kırşan yüzü ki kesilmişti; dudakları bınçla titriyordu: — Sen, istediğin kadar tehdi- de yelten beni! Dedi; bu yüzden he sen daha akıllı, ne de ben da- ba budala oluruz... Sana ismimi vwermiyeceğim; eğer sen, bir par- ça zeki olsaydın, benim çok basit insan mantıkımı anlamakla güç“ İlük çekmezdin. Fakat ne yazık ki, sen bu nimetten dahi mahrum sun. Anlamıyorsun ki, 10 sene içinde yavaş yavaş mahvolmak - tansa 10 dakikada o mahvolmik ayni şeydir... Sana insani deha hitap ediyor; sen ons kapıyı gös” teriyorsun. Fakat bu bana âit de- gil. Herkes sz çok kendini buda- ila ine koyabilir ve en iyi ve İen münasip şekilde kendi kendi- ni mehvedebilir. Fakat görüyo - Tum ki, sende topyekün mahvol-| ma kabiliyet ve cesareti dahi yok. Haydi Allahaısmarladık... 'abancı kapıyı hızla vurdu, ve (Başı 1 incide) İngiliz Hariciye Nazırı ile İm- paratorluk Genel kanı ve 'maiyetlerini taşıyan tren, gara girdiği zaman halk kütleleri arasından yükselen al kışlar ve “Varol, , “yaşa, sada ları dâkikslarca sürmüş ve muh- terem misafirimiz Anthony E- den. bu samimi tezahürata halkı selimlamak suretiyle mukabele etmistir. : Tren durunen vagonlarından inen İngiliz Hariciye Nazırı ile ir John Dil, Hericiye Vekili - miz Sükrü Saracoğlu ve Genel Kurmay ikinci reisi Orgeneral Âsım Gündüz ile müsafahada bulunmuşlar ve her İki taraf re fakatlerindeki zevatı birbirleriy- le tanıştırmıslardır. İstikbal me- rasiminin bu safhasını takiben Riyaseticümhür bandosu İneiliz milli marşı olan “Tanrı, Krelı korusun,, ve “İstiklâl, marşlart- ni calmış ve misafirlerimiz ra- simei ihtiramı ifa etmekte olan askeri kıtayı teftiş eylemiştir. Büyük Britanya Hariciye » rı, kıta komutanının elini sık- miş ve askeri “merhaba asker, diyerek selâmlamış ve erlerimiz gür bir sesle “sağ ol, mukabele- sinde bulunmuslardır. Eden, İnsiliz İmparstorluğu ve Türk milli renkleriyle sils- lenmiş bulunan gardan merasim salonuna gecerken, ayni suretle halkın en içten o tezahürleriyle karsılaşmış ve bu tezahürata mütebessim ve mütehassis bir çehre ile mukabelede bulunmuş- tur, Halkın bu tezahüratı. garın dışındaki büyük mevdanda da en son haddini bulmuştur. Anthenv Eden, bu samimi İs- tikbal gösterileri arasında stış poligonuna kadar halk saflart srasında vürüvüslerine devam etmis ve burada kendilerine tah- sis olunan otomobile Hariciye Vekilimizle birlikte binerek ika- metletine hususi dereler tefrik edilmis olan Ankarapalas oteline gitmislerdir. İngiliz Hariciye Nazırının oto- rhobilini İmparatorluk o Genel Kurmay Baskani Sir John Dil ve Genel Kurmay ikinci reisi - miz Orgeneral As Gündüz'ün bulundukları otomobil takip ey- lemekte idi. Misafirlerimiz. An- karapalas önünde de tezahürat la kareİsnmislardır. İlk resmi ziyaretler Ankara, 26 (A.A) — Bu sa- bah şehrimize gelmis olan İngi- liz Hariciye Nazırı Anthony F- den ile Britanya İmparatorluğu Genel Kurmay Başkanı General Sir John Dill bir müddet istira- hat ve öğle yemeğini hususi su- yedikten sonra İngiltere Elçisi Sir Hüghe Knat- chbuli - Huggessen ile ve rela- wnstinde bulunan zevatla birlikte 15,30 da Çankaya köşküne gide- rek defteri mahsusu imza eyle mislerdir, Muhtörem misafirler bunu ta- kiben Harieive Vekâletinde Sük- rü Saracoğlunu, Basvekâlette Başvekil Doktor Refik Saydamı, Büyük Millet Meclisinde de Reis Abdülhalik Renda'yı zivaret ey- lemsiler ve Hariciye Vekilimizle Basvekil ve Büyük Millet Mecli- si Reisi Ankaravalasta kendile- rine iadel ziyarette bulunmus- lardır. Bundan sonra Büvük Britân- va Genel Kurmav Baskan Sir Tohn Dih refakatinde | İnriltere| Büyük Eleisi ve refaketindeki zevat İle birlikte Genel Kurma- va giderek Genel Kurmav Baş- Yanı Marasal Fevzi Oakmak'ı ve ikinci Başkan Orgönersi (o Asım Gündüz'ü ziyaret eylemiş ve bu! İziyaretler kendisine iade —— Şeytan canını alsın senini.. olün- mustarr, Eden, Şefin Manevi huzurunda Ankara, 26 (A.A.) — Dost ve müttefik İngiltere Hariciye Na- zırı Anthony Eden ile İmparı- torluk Genel Kurmay Başkanı General Sir John Diİl Cankaya- da Riyaseticümhur & köskünde defteri o mahsusu imza ettikten sonra Atatürkün muvakkat kab- rini ziyaret ederek muhtesem bir çelenk koymuşlar ve ebedi Şefin manevi huzurunda eğilmislerdir. Bu tâzim rasimesinde büyük mi- safirlere maivetlerinde bulun - makta olan Yakın Şark İngiliz kuvvetleri Baskumandani Gene- Tal Wavell'in Kurmay Baskanı Generel Arthur Smith ile Tuğ- general Mallaby. Hava Vis Ma- reşali Eimhorst ile mihmandar- 'er vefakat evlemekte idiler, Yine bu zivsret esnasında mi safirlerimiz ebedi Sefin muvak- kat kabri önünde Vali Muavini ile Emniyet Direktörü tarafın - dan karşılanmış ve bir polis adı ne burada, ne de orâda yazr lı olmıyan bir memleketin meş - hur bir tayyare fabrikatörünün bürosunu işte böylece bıraktı, gitti... Kurmay Baş-! TAN — Edenin Ankarada Jik Temasları müfrezesi rasimel ihtiramı ifa eylemiştir. Misafirlerimize refakat | eden zevat Ankara, 26 (A, A.) — İngiltere) Hariciye Navirt Anthony Eden ile| Genelkurmay Başkanı General ir John Dilİ'e aşağıdaki zevat re- fakat etmektedir: İ Orta Şark İngiliz kuvvetleri baş kumandanı General Wavell'in kurmay başkanı General Arihur| Smith, Tuğgeneral Malluby, hava Vismareşali T. Elmhirst, binbası Ferguason, Eden'in hususi kâtibi R. C. Stevensof, Dixon, M. Wright. Dün geceki suvare Ankara, 26 (TAN) — Hariciye Vekili Şükrü Saraçoğlu tarafın- dan bu akşam Ankara Palas öte- linde İngiltere Hariciye Nazırı ile imparatorluk Genel Kurmay Başkanı Sir John DilI şerefine bir akşam ziyafeti verilmiş ve bunu İ bir resmi kabul takip etmiştir. Suvare çok samimi bir hava ve büyük bir neşe içinde geç vak- te kadar devam etmiştir. Suvare- ye Kordiplomatik'e mensup bir çok zevat ile yüksek mahafile mensup bir çok kimseler iştirak! etmişlerdir. Mister Eden, frakinı yanında getirmediğinden dolayı ğe smoking ile iştirak etmiş- ir. Cuma günü, muhterem misafir burada bulunan Türk ve yabancı ızetecileri ve ajans muhabirle- kabul edecektir. Eden Atinaya da Gidecek (Başı 1 incide) kiye ile İngiltere arasında çok mükemmel tedbirler kararlaştı- rılmıştır. Kahire'den gelen ve bugün gazeteler tarafından neşre- dilen haberler burada büyük bir tesir yapmıştır. Bundan başka burada Eden'in Türkiyeye gitine- sinin yeni İnkişaflara başlangıç teşkil edeceği hissi vardır. “Daily Express, bu hususta şunları yazmaktadır: “Eden'in Ankarada yapacağı görüşmelerin yakm hadiseler ü- zerinde süratle müessir olması mümkündür. Avrupanın cenubu $arkisinde, harekâtın pek süratle cereyan etmesi muhtemeldir, Bu- nun icin Hitlerin Bulgaristanda oynamakta olduğu bekletme oyu- nuna nihayet vermesi kâfidir. Bu nunla beraber harbin bu sahne- sinde ve diğer sahnelerde teşeb- büslere girişmek hakkının yalnız mihvere ait olduğu zannedilme- melidir. “Times,, gazetesinin dinloma-| tik muharriri, Eden'in Ankara zi-| yaretinin Türk - Bulgar anlasma- sının İmzalar an bir kaç gün evvel hazırlanmış olduğunu yazmakta ve söyle demektedir: “Eden ve General Dili, İngil- tereden ayrıldıkları zaman bu ve- sikanm muhtemel hükümlerini biliyorlardı. Bundan başka İngil- tere ve Türkiyede bu hususta hâkim olan umumi kansate on- lar da istirak ediyordu. Bu ka naatin, mezkür annamenin Balkanlardaki vaziyette bir şey değiştirmediği merkezinde oldu. ğu malümdur.,, “Times, şunları ilâve etmekte- ip: “Eden ile Gencral Dill'in ziya- reti son dakikada yapilan anlaş- malardan ziyade hadiselerin do- ğurduğu umumi vaziyetle alâka- dardır. Askeri sebeplerle malzeme me seleleri, Türk ordularının sima! hudutlarının ötesinde tahakkuku kabil olmıvan harekâta girismek. tense, hadiseleri beklemek sure- tiyle müttefiklerin davasınni da- ha ivi hizmet edeceği zannını ve rebilir. Kahireden gelen haberlere gö re. Eden ile General Dill'in gö- rüşmeleri çok memnuniyet ve- rici neticeler doğurmustur. Bu arada Nil ordusu dinlenmistir. İki ay zarfında Avusturalya kr- taları nakliye teskilâtını yeniden tanzim ile yolları, rıhtımları ve askeri tesisatı tamir etmeye va- kit bulmuşlardır. Bir cok İngiliz tayyarecisi de kezalik istirahat imkânını bulmuştur. “Daily Express, in Kahire mu hahiri de söyle demekte. “Harbin son alevinin Balkanlar üzerinde görünmesini her gün hekliverız.., Stefani ajansına göre Sofya, 28 (A. Ay) — Eden'in Ankara seyaha' siyasi mahfillerinde. Yunanista- na yardım hedefi ile Balkanlarda karraşslıklar yaratmak bahsinde İngilterenin veni bir tesebbüsü olarak telâkki edilmektedir. Bu; teşebbüs Bulgaristanda takbih e- dilmekte ve Londranın harpcu sistemleri gittikce daha fazla tees İdürle karçılanmaktadır. Solya si- Vichy Hükümetini de Beğenmiyorlar Paris, 26 (A, A)—“D.N.B..: Milli Halk toplantısı partisi mah- filleri yeni Vichy kabinesini “İşbirliği ve montoir görüşmesi hattı hareketi kabinesi, olarak tavsiften imtina etmektedir. “Oeuvre,, gazetesi bugünkü Vi- chy kabinesinin ancak bir kom- promi'yi temsil ettiğini müşahe- de evlemektedir. gand Cezair'de Vey Vichy, 26 (A. A) — General Weygand, Fransız Garbi Afrika- sında 15 gün süren bir teftiş se- yahatinden sonra tayyare ile bu gün Gemi dönmüstür. 'ür'etkârane bir haydutluk Paris, 26(A.A.) —“D.N.B. Parisin merkezinde bir havdutluk vakası olmus 3.700.000 frank a- sırılmastır. Kredi Kommersia! bankası memurları Fransız ban- kasından aldıkları bu paraları el arabasiyle bankalara 2ö! rürlerken hüviyetleri mechul vüzleri maskeli olup otomobil- den inen dört havdudun tecavü- züne uğramışlardır. Haydutlar paraları muhafaza #denlerden birini öldürmüs. di #erini yaralamış ve kaçmışlardır Şarki Afrikada (Başı 1 incide) reket, barikulâde diye tavsif e- dilebilir. Bu küvvetler ayni enerji ile hareketlerine devam ederlerse vasati 2200 kilometrelik bir saha- haya malik olan İtalyan Somali- sinin en cok bir ay içinde tama- miyle işgal edilmesi beklenebilir. İ Simdi Britanya kuvvetleri İtal- van Somalisinin merkezinin do- Aysunda bulunan nehri de geç- mişlerdir. Libyada Alman kuvvetleri Libyada: Afrikadaki Alman kuvvetlerinin Bingazinin 250 ki- lometre cenubundaki sahada ilk defa olarak İngilizlerle karsılaştı- in İtalyan tebliğlerinde bildirili- yor. Bu haber doğru olsbilir. Fa- kat İtalyanların yaptığı kadar velveleye değer mahiyeti yoktur. Evvelâ Almanların bu kadar uzun bir cölü gecerek bu hareketi yap- malarıns pek ihtimal verilemez. Sonra da, halen İngilizlerle te- mas eden kuvvetler, ancak motör- lü bir Alman müfrezesi olabilir ki, bunun da Libya harekâtında mühim bir rolü olamaz. zaten Hür Fransız müstakil ajansı da T.on- dradan verdiği bir haberde İtal van tebliğinde bildirilen bu vazi- yete ihtimal verilmediğini sövle- mektedir. İtalyan tebliğine göre Romu, 26 (A. A.) — “Tebliğ. Simali Afrikada 24 Şubat sabahı Afrikadaki Alman kuvvetleri. ilk defa olarak Agedabia çölünde düşmanla temasa gelmistir. İngi- lizlerin zırh kıtaatı ile yapılan | «pi bir çarpışmada düşmanın motör- lü vesaiti ile tankları tahrip edil miş ve bir mikdar esir alınmıstır. Almanların zaviatı voktur. Tebliğler birbirini tutmuyor. Londra, 26 (A.A.) — Bugün- kü İtalyan ve Alman tebliğleri, “Afrikadaki OAlkman kıtalarına mensup cüzülamların,, Trablus çölünde İngiliz kıtalarına karsı harekette bulunmuş olduklarını bildirmektedir. İki tebliğ arasm- da birbirini tutmıyan zıt iddia- lar vardır. “Reuter,, in öğrendi- gine göre, Trablusta İngilizlerle Almanlar arasında her hangi bir çarpışma olduğuna dair Londra- da sarih malümat yoktur, Keza Trablusta Alman kıtalarınm bu- lunduğunu teyit eden malümet ta mevcut değildir. | Maamefih Sicilya veya İtalyadan cok kü- çük Alman müfrezelerinin Trab- lusa geçebilmiş olmaları ihtimali kabul edilmektedir. Mogadiscio'nun mevkii Londra 26 (A. A.) — Londra da, Mogodiscio'nun müstakbel harekât için büyük bir kıymeti haiz olduğu kemmati vardır, Şeh- rin nüfusu 55 000 kişiden ibaret olup bunun sekiz bini Italyandır. Habeşistan harbinde Mogadiscio İtalyanların Somaliden harekete geçen orduları için bir üs olarak ,070 kilometre Uzunluğunda o - kullanılmıştı. Burada, şimali şar- ki istikametine giden ve cem'an lan dar hatlı iki demiryolu var. dır. Şimale elden vo'lar olduk- ca iyidir, yasi mahfillerinde beyan edildi. gine göre, bir Balkan cephesi kur- mayı istihdaf eden İngiliz ma- nevrası, Bulgaristanın oâzimkâr muhalefeti ile karsılasacaktır. o Bulgarlar ki, mihver devtetlerinin dostluğuna güvenebilerek her türlü ihtimallere karşı koymaya hazırdır.,, | Paristekiler Yeni! İngiliz Filosu Atlantikte Tarama Hareketi Yaptı Londra, 26 (A.A.) — Anava- tan filosuna mensup bir İngiliz kruvazöründe bulunan “Reuter,, muhabiri bildiriyor: İngiliz ana- vatan filosuna mensup gemiler Almân korsan gemileriyle deni zaltılarını araştırmak maksadiy- le büyük bir saha dahilinde ta- rTâma hareketi yapmıştır. Ben bu harekâta istirak eden bir kruva- zörde bulunuyorum. Simdive ka- dar Atlantikte binlerce mil ms- safe katettik. . Gemilerin ken: tayyarelerinden baska bircok tav Yareler de bu harekâta istirak miş ve arastırma sahasının b yük mikvasta (gemisletilmesini temin eylemistir. Bizim #eminin tayyareleri hep birden saatlerce nemuşlardır. LERİ Blk Bulgaristan (Başı 1 incide) İşci mebus Cocks sunu sormuş: tur: “— Bulgar hükümetine haber verilmiş midir ki, şayet Bulgaris- tanın istiklâlini kuvvete mür: caat ederek müdafaa etmediği takdirde Bulgaristan muhasim bir memleket olarak telâkki oluna- cak ve münakalâtı bombardıman edilecektir?,, İşe mebusun bu suali cevapsız kalmıştır. Son Bulgar - Türk arlasmasına müncer olan müzakereler hak- kında da Butler, “İngiliz hüküme tinin bu müzakerelerden tamami- Je haberdar edilmiş olduğunu. söylemiştir. Butler, diğar bir suale de şu cevabı vermiştir: “Şu cihete bilhassa dikatti çe- kerim ki, anlaşmanın mukadde- mesinde, âkit iki memleketin di- ğer devletlerle olan taahhütleri- beyan olunmaktadır. Avam kama ne bu anlaşmanın dokunmadı# Tası azası, © zamandanberi Türk hariciye vekilinin bu hususta ga- zetecilere yaptığı beyanatı da hiç süphesiz görmüslerdir. Liberal Mander'in bir sualine cevaben de Butler, demiştir ki “Müttefikimiz Türkiyenin, ta- ahhütlerini ifa tarzından dolayı tamamiyle memnunuz... Bir işçi mebusun suali Londra, 26 (AA) — Avam Kamarasında İşçi Mebusu Cocks, Sovyet hükümeti tarafından İn- gikerenin geçen 22 Teşrinlevvel- deki tekliflerine vapılan itiraz- lar hususunda, Türk - Sovyet münasebetlerinin ehemmiyetine binaen İngiltere Hariciye Neza- retinin bir telif gayretinde bu” lunmasını ileri sürmüştür. Hari- ciye Müstesarı Btuler Cevaben, “Sovyet hükümetinin bu işi das) ha ileri götürmemekte olduğu- nu,. tekrar etmistir. Bir Nazi taarruzu halinde Londra, 26 (A.A.) — “Af, : “Times,. gazetesinin sivasi mu- harriri, Bulgar - Yunan hudu - dundaki Rodop dağlarının bir Alman ileri hareketini nasıl müskülâta uğratacağını ehemmi vetle kaydettikten sonra diyor ki: “Bulearlar,. 1918 de İngiliz hava kuvvetlerinin baskınına uğ ramıslardı... - “News Chronlele,. gezetesi de söyle yaziyor. o “Yunanklarla Türkler arasında hir askeri an- lama vardır ve Türk sskerleri Trakya hududunda tahassüt et- miş bulunuvor. Diğer taraftan Geperal Catrowx. Menzies ve Yen! Zelanda hükümeti. kendi- lerine ait kıtaları. her hangi cep- hede olursa olsun. General Wr- vell'in emrine vermistir. Berlin teminat veriyor Berlin, 20 (A, A.) — Yarı res- mi bir membaden (bildiriliyor: “Bulgaristan. Almanya ile ik; ve dostane münasebetler idame eden bir devlettir ve Almanya bu dostluğu ihlâl edebilecek hic bir harekette bulunmuyacaktır., Bugün Alman hariciye nezareti Almanların Bulgaristan dahiline sızmakta olduklarına dair düsman propağandasınıtı neşrettiği yalar havadisler hakkında o yukardaki tefsirde bulunmuştur. Bulgarista na Almanların gizli gizli girdik-| lerine dair çıkarılan bu sayinla- rım, ancak umumi dikkati, Safya- daki İngiliz gizli ajanlarının tev- kifi hadisesinden uzak tutmak İ- sin neşredilmekte olduğu ayni Al- man mahfillerince tekrar edil mektedir. Bu savialar, Alman- Bülder münasebetlerini bulan dırmak maksadiyle ortaya atal- ulgar Dobrucasına girdi lerine dair çıkarılan diğer bir ha- beri de reddetmiştir. Alman ha riciye nezaretinde şu cihet teba- rüz eltirilmektedir ki, Alman kı- #alamının Bulgar arazisine girmesi mevzuu bahis dah! olamaz s Japonya - $. Rusyl Ademitecavüz Pak Hazırlanıyormuş * Londra, 26 (A. A.) —“A Fİ Şanghaydaki Japon mahfiller| de mart bidayetlerinde Sovye Japon ademi tecavüz paktı &j tedileceği yarı resmi bir la söylenmektedir. Japonyanın yeni Berlin $ vazifesine giderken Moskovi uğramış ve bazı Sovyet teklif İrinin hükümetince kabul edil ğini söyliyerek, bu anla teshil etmistir. Bu anlaşma birlikte iki hükümet ar vent, Sahalin adası da d muallâk meseleler de h ir. Ayni mahfiller, İbon Haricive Nazırının pek İkında Moskovava giderek 'p imzalıyacağını ilâve etmekteğ ler. İstilâ Hazırlığı Nevyork 28 (A. A.) — Harbiye Nazır muavini Lg Johnson, irat ettiği bir nu demiştir ki: “Hiterin istilâ için 700,000 İl giliz üniforması ile 700,000 pa Şüt imal ettirmiş olduğu dur. Almanya'nın elinde müh miktarda zehirli gaz da vardı nalü Amerika Pa Goam Adasını Tahkim Ediyor Ankara, 26 (Radyo Gazı Japonyanın Uzak şarkta vaziyet, İngiltere - Amerika sındaki tesanüdü o kuvvetlend | miştir. Evvelce Pasifikte mi yen bir müselles dahilindeki haricinde bulunan yerleri tah etmekten çekinen Amerika, sil di bu kararımn dışına çıkm karar vermiştir. İlk olarak G am adası 60 milyon lira tahkim edilecektir. Diğer taraftan Japon başvel Prens Konoye, dün söylediği, nutukta bilhassa Amerika - ponya münasebetlerine temas. derek bu münasebetler hakkı kendisinin asla bedbin olmadı; ni tebarüz ettirmiş ve Japony Uzak şark politikasını ya anlatmak için her çareye El vuracağını söylemiştir. ; Japon Başvekili, Amerikat Japon hedeflerini #öylemiştir. Halbuki, merikka bunu anlamışk lunmaktadır. Anlaşılıyor ki, | ponya Amerika ve İngili sözlerle teskin ederek Hindiç ve Siyam meselelerini halletmi Uzak şarkta nüfuzunu yaymak tiyor. Japonya, bu iki dost aras daki tavassutun bedeli ol: yam ve Hindiciniden hava ve: niz üsleri istiyor. 4 Siyam, belki de Japonyanın | diklerini yerine getirecektir. | kat Hindiçini, Vichyden aldığı mir üzerine bu taleplere kat ven yanaşmıyor... gm Dr. İHSAN SAMİ Gonokok Aşı delsoğukluğu ve Ontüldtların, karşı pex tesirli ve taze aşıdığ Divanyolu Sultanmalhmud Wir ama besi No. 113 İstanbul İdrofil Paşuk Fabrikaları T. A. Şirketinden: | Hissedarlar Umumi Hey Esas Mukavelenamemizin ve çaret kanununun ahkâmma t fikan 25 Mart 941 Sah günü 8 j14 de İdare Meclisi Reisinin 4 kara caddesinde vilâyet o kaj | karşısmdaki 15 No, lu muaye hahesi salonunda toplanacak En az (25) yirmi beş hisse se dine sahip olan hissedarları! gün ve santte Leşriflerinin ve timaı tarihinden nihayet bir b ta evvel sahip oldukları hisse netlerini (o Sirketin (o Yedik Kazheeşme Kirishane sokak | 3/1 fabrika binasındaki mer zine bırakmalarını veya ban dan alacakları makbuzları ge melerini ve mukabilinde duh ve varakası almalarını dileriş İDARE REİS KONUSULACAK İŞLER 1 — 1940 yılı muamelât hesabatına ait İdare Meclisi mürakıp raporlarının okunup tasdiki. 2 — 1940 yıl bilâncosu ile ve zarar hesanlarının kabul tasdiki suretiyle İdâre Meclis zasının ibrast, 3 — Temettüün sureti te “| hakkında İdare Meclisi teklifi kabulü. 4 — 1941 yilr için mürakıp yin ve ücretinin tesbiti, 5 — İdare Meclisi âzasın müddetleri bitenlerin yerle) intihap yapılması, |