27 Şubat 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

27 Şubat 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN Dünyanın Siyasi Manzarası 1 — Fransanm işgal altında bulüs sssa Paris tikça #enaliştın Mareşal Pö- ialo'n bu vaziyete çare bulmak içn büyük yuysetler sarfettiği gö- anm yakında İngiliz sk, dağılmak esiyle | bütün ve zayıf cephelerde gösteren emarele böyle bir tai dır ki, İspany lerinin yanında hu Sirnali çoğalseaktır. 2 başladığı zazan- mihver devlete Fransanın Vaziyeti : areşal Petaln'in, tam sa. lâhiyelli beş nazırdan mürekkep yeni bir kabine teşkil Gtliğini ve İktisadi sahada Ak manya ile işbirliğine kat'i suret- te karar verdiğini ajanslar bil- dirdiler. Fransanın inşe* vaziyetinin, Mareşall çok endiyelendirdiği muhakkaktır. Son gelen haberler, Fransa- kâfi geleceğini bildirmektedir. İngiliz kaynakları da bir kaç ermişlerdi: kn Almanların aleyhinde yap- tezahürleri cezalandırmak > iksadiyle, halka 40 gün pata- tes vermemeyi kararlaştırmıs: bu vaziyet üzerine aç kalan halk Miayişler yapmışlardır. Bu mahiyetteki hareketlerin, Alman isgali altında bulunan etlerde: Belçikada, nimarkada da vu- rad» im geldiği Yosu da tasdik etmektedir. Bu harpten evvel v €n mamür ve müreffeh bir mem Ieketi olan Fransada, burün hal- kın yiyecek ekmek, ısınacak mahrukat, tedavi için ilâç, ço- etklar için süt bulamadığı, sa bunun nadir Jüks eşya haline geldiği acı bir hakikati İşgal altında o bulunmayan Fransada yaşıyan 15.000.000 in- sandan 900.000 i yedi yaşından küçük, 1.500.000 i yedi ile on dört yaşları arasında çocuklar olduğu tahı edilmektedir. Bu çocukların büyük ekseriyeti, kâfi gıda alamamaktan, ilâçsız» Lktan muztariptirler, Fransanın işgal altında bulu: Ban kısmında ve te de inşe vaziyeti İenalaştığı bildirilmektedir. Pariste çocuklar arasında 0ç- dınlara hücum ederek erzakla- tını ellerinden kapmaları, yece- leyin mağazaların kapılarını kırmaları, ve bazı pazar yerle Yinde kargaların satılması gibi haller, iaşe mlşkülütinm nasıl bir hâd devreye girdiğini göster» Meye kâfidir. Fransanın İaşe sıkıntısının €- &ws sebebi, biç şüphesiz, Alman İstilâ kuvvetlerinin gıda mad- deleri stoklarına el koymaları ve Mahrukat yokluğu yüzünden trenlerin ve kamyonların işliye- memesi neticesi mevcut mahsul- Merin de memleket icinde nor Mal bir şekilde nakil ve tevzi #dilememesidir. Bugün bu tev- ?i meselesinin halli ancak Al Man yardımı ile halledilebilir ve dir ki Mareşal Petain, mine çalışmaktadır. Bu inse sıkıntısının diğer hir #ebebi de, İngiliz ablokasdır. İngilizler, Fransaya verilecek &vda maddelerinden Almanların İstifade edeceklerinden endişe #derek bu ablokayı sıkı tutmak- tadırlar, Fakat, Almanya ile askeri iş birliği yapmıyarak bitaraflığını Muhafaza eden Pransaya, İngil İsrenin böyle bir yardımının. İngiltere lehine siyasi bir hare- olacağı tahmin edilebilir. İspanyanın Vaziyeti: ii da, İngiltereye ve mihver devletlerine karsı Mz çok Fransanın vazivetinde- © ve ayni tazyiklerin tesiri al. tında bulunmaktadır. İspanya por İkaracak şekilde ve muntazam ABONE BEDELİ Ecnebi 1400 Kr, Herne (O 2io0 Kr, 750 » Bay 1900 «İİ #0. iAy 800 150, tay 30 » aç kalmamak için İngiltereye ve! Amerikaya muhtaçtır. Fakat General Franco, ideoloji ve em- peryalist gayeleri bakımından mihvere bağlıdır ve minnetlar- dır, Dahili harpte İspanyanın bü. tün gida stokları tükenmiş, sa | nayi merkezleri tahrin edilmiş yüz binlerce müstahsil insan öl müs, vevahut memleketten kaç- miylardır. Bugün İspanyol milleti, İngil- tere ve Amerikanın yardımı ile ölmiyecek kadar gıda bulabil. mektedir. İspanyanmi İngiltereye ve A- merikava karşı bu tâbiiyeti do- layısiyle Franco'nun, askeri va- ziyet Almanvanın lehine değiş- medikce, mihverin yanında har- be girmesine İntizar edilemez. Franco, bir kaç ay evvel İn- gilterenin müskül vazive kaldırarak bu sehirde İ: wn idari ve askeri hâkimiyetini tesise cesa- ret etti, İngilizler o zaman bu harekete bizzarure istediği mu- kabelede bulunamamıs ve me seleyi müzakere yolu ile hallet- meyi daha muvafık bulmuşlar. dır. İspanva dn. İngilterenin son Jar zarfımdaki muvuffakıvet. lerini gözönünde bulundurarak, daha ilerisine gitmekten çekin- miştir. Fakat İngilterenin Wad- rit sefiri ile İspanya hariciye na- ırı arasında, Tanger meselesi hakkında avlardanberi devam Bulgaristan Kralı Boris bir merasim esnasında ime bilmiyenler, anl- yanlar anlamıyanlar hab- re yazdılar, habre konuştular. Fakat biç biri, yahut pek azı objektif olarak mütalen edebil- di. Çünkü dava yanlış olarak or- taya konuldu, Bütün mesele, Ba'kanlardan ibaret olduğu zan- nına kapıldılar: Almanlar Balkanlara inecek. Ingilizler Balkanlara çıkacak. Balkanlar dostluk, sulh ve bi- taraflık kararlarından ayrılmak istemiyorlar. İngilizler bir Bal- kan cephesi kurmazlarsa Alman lar gelmiyecek. Almanlar akın etmezlerse İngilizler duracak. Balkanlar! Balkanlar! Artık kabak tadı vermeğe başladı. Balkanlar diye ortada bir me- sele yoktur. Ortadaki mesele ve realite başkadır. Balkanlar müs- bet veya menfi ne olursa ol- sun ikinci, hattâ beşinci p'ânda eden müzakereler, “İngiliz ma» hafili tarafından müsait bir şe- kilde cereyan et! söylenmesi ne rağmen- henüz müsbet surette neticelenmemiştir. ngilterenin 'Tanger meselesi üzerinde büyük bir hassasiyet göstermesi gavet tabiidir. İngil siyaset adamlarından biri: “E- ğer Cebelitarık Aklenizin h- tarı ise; 'Tanger onun kilididir.,, lemisti, Filhakika Tanzer ağır toplarla tahkim edilir ve burada deniz ve hava üsleri tesis olu- nursa, Cebelitarık'ı ve Akdeniz- le Atlantik arasındaki seyrü- seferi tehdit edecek bir yaziye- te çelebi General Franco'nun -imkân basıl olunca o tarafa geçmek ü- zere- mihver devletleri lehine olarak gayri muharip vaziyette beklediği muhakkaktır. Franco'nun harbe müdahale edeceği vaziyet ne vakit hasıl olacaktır?. Geçen gün ajanslar, Alman- hder felâketi için 3 motörize müfreze- nin İspanya tarafından kabul edildiğini haber verdiler. Bu, Almanyanın Cebelitarık'a doğru Garbi Akdenizde bir harekete i binagicı olarak te arel pek yakında. İn- giliz kuvvetlerini | şasırtmak, dağıtmak ve zayıflatmak gaye yle, bütün cephelerde: Simal denizinde, Balkanlarda, Sarki ve Garbi Akdenizde büyük mik. yasta taarruza gereceğini gös- teren emareler çoktur. Ancak böyle hir tnarruz baş. ladığı zamandır ki İspanyanın mihver devletlerir'/” yanında harhe girmesi ihtimali çoğala- caktır, M. ANTEN Türkiye Kros Birinciliği Bu Pazar Yapılıyor Türkiye kır koşusu birinciliği 23 mart pazar günü Izmirde pılacaktır. İnönü | koşusu nümi verilen bu musabakanın hakiki | Türkiye birincisini meydana gr) geçmesi için hazırlıklara baş -| lanmıştır. Takımlar dört kişi -| den mürekkep olacak ve bunlar- dan üçü derece alacatır. Bu müsabakaya bir hazırlık olmuk üzere 23 martta memleke- tin muhtelif yerlerinde grup bi- rinellikleri yapılacaktır. Centilmenlik kupası 1940 - 41 mevsimi centilmenlik kupasının hangi takıma verilece- Ai hakkında hakem komitesi tet- kiklerde bulunmaktadır. Kupanın hiç bir oyuncusu ce- kalır, Meselenin aslı ve düğüm noktası Ingiltere - Almanya har bidir. Her iki tarafın harbi kendi zaferine ulaştırması dava- sıdır, Dava Bülkanlardan bin misli daha büyüktür. Ve bü davayı dört bakımdan mütalea etmelidir: 1 — Almanlara karşı Akde- nizde İngilizler; 2 — ingilizlere karşı Akde nizde Almanlar; 3 — Ikisine karşı Balkanlar; 4 — Bu davanın harbin ne- ticesine olacak tesirleri. Birer birer ve kısaca gözden geçirelim: Nr Akdenizde hâkimiyet ve, yeni yeni fütuhat va- zifesini Kalya taahhüt etmişti. Italyanın yürekler acısı vaziye- tü Almanları epeyce müşkül bir mevkie soktu. Bu vazile- yi Almanya tek başına üzerine almak mecburiyetinde kaldı. Almanya kendi bakımından - Balkarılar bir yana kalsın, fa- kat - Yunanistana inmek mec- .buriyetindedir. Bu asma yapra- gının her köşesinden, her üs- sünden, her deniz girintisinden istifade etmek ister, İngiltere- yi Akdenizden çıkarmak için, buna ihtiyacı vardır ve bu ihti- yaç kendi indinde hayatidir. Bilhassn Golos - Aya Saran- da - Mataban müsellesi üzerinde bir akmcı Almanya, Ingiltere işin hiç hoşa gitmez. Bundan başka İngiltere tarafından her nedense şimdiye kadar işgal © dilmemiş on Iki ada var. Bun- XX Pantalarya ve ötesi var. Böyle bir üsler manzumesini elde e- den ve hava kuvvetlerini orala: ra teksif eyliyen ve hattâ al. yan donanmasına €l kovan bir Almanya Süveyşten Cebelita- rika kadar acaipçe bir Alman- ya olur. Niçin bunu yapmak ister? Ar- kadan vurulma endişesinden Öldürmenin Idürmenin Fiyatı: Bverivetin geçirdiği harp- ler her seferinde bir mik- E) 'or daha terakki et- İZİEİ nekte; düşmanı öi 5 İürmek için kulla - nılan vasıtalar git - ikçe daha müthiş ve âna svcxunç olmaktadır. Eski zamanlarda barp vası- tası olan vahşilerin kullandığı mızraklarla bugünkü tanklar ve tayyareler arasında biç şüphe- siz ki, amansız bir fark vardır. Bir Amerikan gazetesinden naklediyorum: Sezar zamanında bir adami öldürmek için yapılan masraf 75 sente yâni takriben 150 ku- ruşa mal olurdu. £a almamış olan Beşiktaş birinci futbol takımına verileceği anla- sılmaktadır. “Geredede Eğitmen Kursu Gerede 26 (A. A.) — Şehri- mizde beden terbiyesi genel di- rektörlüğünün açtığı eğitmen'ere mahsus tekâmül kursu dersleri- terbiyesi mükellefleri de pazar ne başlamıştır. Gerede beden günleri eğitmenlerle birlikte tat- bikatlara iştirak edeceklerdir, Napolyon zamanında bu fiyat adam başina 3000 dolara yâni 6000 liraya yükseldi. Amerikanın meşhur dahili harbinde mühimmat imalinin artmusiyle beraber bir adamı öl- dürmek İçin yapılan | hazırlık masrafı 5000 dolara yahut on bin Türk lirasına çıktı. Bu Takam umumi harpte bundan da korkunçtu, lardan baska Misina - Sicilya -| Balkanlar! Balkanlar! Artık Kabak Tadı Vermiye Başladı Balkanlar diye ortada bir me- sele yoktur. Ortalıktaki mese- İe ve realite başkadır. Bal kanlar müsbet veya menfi ne olursa olsun ikinci, hatti be- şinci plânda kulır. Meselenin esli ve düğüm noktası İngilte- re - Almanya harbidir. Her İki tarafın harbi kendi zaferine - laştırması davasıdı Dava, Balkanların bin misli daha bü» yüktür Nr mn i AKA GÜNDÜZ lamadığı takdirde bütün Ak- denizi ve Afrikayı elinde tu- tan Ingiliz ablokasının dehşetli bir hal alacağından dolayı İs- ter. Kendi noktasından, mu- vaffak olursa, en basit askerlik İL EE Hareketsizlikten Şişmanlık İhtiyaçlarından fazla yemesini sevenler, mümkün olduğu kadar az hareket etmeyi de severler. Kimisi -masa başında çalışanlar gibi- mesleği icabı olarak hare- ketsizliğe ahışır ve vaş yavaş hareketsizliğin tiryakisi olur, Ha- rekete lüzum olduğu vakit bile oturduğu yerden kımıldamak ho- şuna gitmez. Vücudün ihtiyacından fazla yemek insanı şişmanlattığı gibi, yediği gu çıkan kalorile- ri sarfecek dereceden sz hareket etmek te insanı şişmanlatır, Bun- dan önceki yazdığım yazıda g terdiğim nazari misalde söyledi. gim 65 kilo ağırlığındaki insanın yediği yemekler ancak 2300 kalo- ri verecek kadar olsa da bu insan bütün günde yaptığı hareketleri 1800 kalori sarfederek dereceye indirirse gene günde 200 kalori ve ayda 600 gram ağırlık biriktir- miş olur... Bu misal, bir hastalıktan do- layı hareketsiz kalmaya macbur olanlarda da gerçek olur, Ateş getirmeden insanı yatakta yatma ya mecbur eden hastalıklar da: Yugoslavya Kral Naibi Prens Paul tedbiri olarak, İngilterenin Ak- deniz donanması rasıtığe ve At- lantiğe çekilecektir. Buna binsen Almanya mü- nasip göreceği bir anda bu plâ- Dı lâtbike — çalişacakur. Yani Balkanlar ne çeşit mütalealarda bulunurlarsa bulunsunlar bu, böyle olacaktır. * * — Inguizler marbin Be de- 2 mek ulduğunu ve nasıl yapıldığını, henüz elddi bir harp vermemiş olan Almanlar- den daha iyi bildiklerini bir çok maddi ve ciddi misallerle isbat ettiler. BütünAfrika, Malta, Gi- rit falan ellerinde-iken ve Ital- yayı bertaraf çttikten sonra Ak- denizin tâ ortasında bir Alman- yanın çöreklenmesine müsaade etmiyeceğini bilip söylemek bü- yük bir kehanet sayılmaz. Ve imperator'ükla mezlâm be şeriyetin bahis mevzuu olduğu bir muazzam davayı Balkanlar rın kara gözleri hatırı için yüz östü bırakmaz. Bıraktığı tak- dirde İngilizliğinden vazgeçmiş olur Bunun ve birinci msddedeki noktai nazarlar içindir ki ingilk tere kendince münasip görzceği bir zamanda ve bir atiklikle is- tediği yere çıkâcak ve kimseye sormıyacaklır. Almanya inerse, Akdenizde ki Ingiltereye taarruz için ine- cektir. İngiltere çıkarsa var- marları iltihabı, adaleleri gevşe- ten felçler, vücudün bir tarafın- da kemik kırılması Bir de ilk ihtiyarlıkta insanın sişmanlamaya başlaması ayi se- beptendir. İnsan gençliğinde çok bareket etmeye alışmış olsa bile ihtiyarlamaya haşlayınca yorgun. luktan hareketsiz kalmaya mec- bur olur. O zaman yemeklerini a- zaltmazsı, tabii olarak şişman- lar... Sonra ikinci ihtiyarlık ge- lince -aksine. zayıflar, çünkü vü- cudünün suyu çekilir; Son ihti yarlık vücudün içindeki suyun a- zalması demektir. Vücudün sarfiyatı az ollmasın. dan başka, şişmanlığa iklim ve imevsim de sebep olur: Yediğiniz yağların vücudümüzdeki başlıca vazifeleri vilcudün tabii harare- tini muhitin hararetine karşı mu- hafaza etmek olduğundan sicak dimlerde, sıcak mevsimlerde vücut daha az yağ vakar. Yakıla. getirir, Bu da insanın yediği yemekle- rin mikdarını iklime göre mev. sime göre uydurması lüzumunu anlatır: Bilhassa şişmanlamaktan değil..Ancak buna muvaffak 0-İ Müzmin romatizma, kara kan da-| korkanlar için... yağlar birikir, sişmanlık |metli lığını müdafaa için çıkacaktır, Bu muazzam varlık yokluk de vasında Balkanların yeri yok- tur. x İğ Tkiğhin karşısında Bal kanların du bazı günâ du- rumları olabilir: Ne Bulgarya, nede Yugoslavyanın tek biş larına bir mukavemete Yanaş- mıyacakları bilhmiyen haki- katlerden değildir. Ve bunds baklı olduklarını itiraf etmemek insafsızlıktır. Dost'ar eve, Bur- garya seferel Bunu bekleme- meli, Dostlar gazi, Yügoslav- ya şehitt Bunu da ummamalı Eğer toprak ve istiklâl mü- dalaası mükades birvazife | is€ nen beraber kanca beraber Çünkü Bulkan'ar bir küldür Ve bundan ayrılan sürüden ay- Fılmış kuzuya döner. Böyle bir şey olduğu tak de asker ve plânlı olan Alman- ya muhakkak çok düşünür. Yol Suz, geçitsiz Balkanlarda iki milyonluk bir müdafas ordusu hele bu ordu Balkanlı olursa iş değişir. Balkanlar ne Dani- markadır, ne Transilvanya. Ge- çen Umumi Harpte bir avuçluk kahraman Sırp ordusunun Kay- zer ordularını aylarca neye ce virip (odöndürdüklerini cihan tilir Ve bügünkü Yugoslav- yada o günkü Sırbiya değildir Fâkat böyle bir yekparelik 0- İamaz-a bütün tefsirler, maka- leler, doğmatik kehanetler, hep- si politika severeliBinden iba- ret kalır, Ve Balkanların ileri de dert yanmaları hakkı kel- Yaz, LİN 4 gi meme ekleye 9 tesirleri ne olabi- ir? Bir çokları her nedense bil- mem (Almanyanın Balkanlara menfaati var?) gibi ik bir sual ortaya atı- Menfaatleri şudur: İtalyanın ortadan o kalkmasiyle o dehşet kesbetmiş olan eblokanın ce- nup cephesini boydan boya ya- Tıp elde etmek. Bu suretle r>n- rit etmek, ki Musul, Bakü, P-3- ra petrolleri bu geniş bölgenin arkasındadır. Bunların harbin neticesine sir olacak menfaat! Togilizlere gelince orlar da bütün bunları müdafaa ve has- mini geniş bir cenup battı ©-8-| rinde tazyik ederek harbin ne- tieesini çabuk elde otmek ister- ler, Deta iste budur, Şimdi akla şu gelir: Türkiye ne yapacak? Türkiye ittifakla. rına ve taahhütlerine türkçe sa- dık kalacak. Gününde ne yapa" cağım veya me yapmıyacağını kararlaştırmak O hakkı o ancak müstakil ve hür Türk'yseu'r. Başkalarına izahat verip ve memek bizim bileceğimiz istir HALKEVLERİNDE Halkevleri Balosu Cumhuriyet Halk Partisi İs- tanbul teşkilâtı tarafından Hak kevleri menfaatine tertip edilen balo 1. Mart 1941 Cumartesi gü- nü akşamı Teksim Beledive ga zinosu salonlarında verilecektir. Menfaati Halkevlerinin tekem - mülüne ve içtimai yardım işleri- ne tahsis edilmiş olan bu balo sehrimizin iktisadi ve mali mu- hitlerinde ve diğer zevat nezdin- de alâka ve sempati ile karsılsn muştır. Bu balo için pek kıy- hediyeleri ihtiva eden bir piyango tertip edildiği gibi bir zamandır bayanlar xomitesi tarafından itina ile hazırlanmak- ta olan Çicek köşesi de ba lonun pek cazip bir hususiyeti sayılacaktır. Cihan Harbinde yapılan mü- himmat masrafı edam başmna taksim edildiği zaman 21,000 dolar rakkamı elde ediliyordu ki bu bizim para ile takriben 40,000 liradir. Bugünkü harp henüz bitme - miştir, Fakat yapılan tahminle. re göre muharip devletler her öldürdükleri adam için takriben 50,000 dolar yâni bir 100,000 Türk lirası harcıyacaklardır. Korkunç rakamlar! Bereket versin ki, milletlerin müvaffa- kıyetleri dalma. servetleri ve mühimmat kuvvetleriyle müte- nasiben olmuyor. Muhakak ki bu İşte milli irade kuvvetinin de mühim bir rolü var. Italyan - Yunan harbi bunun €n güzel bir misali değil midir?* ALİNİZ Yazan: Sevim SERTEL a Yİ e Nasıl Hareket Ederler? H telif o vaziyetlerde al - dıkları kendilerine o mahsus hareketleri vardır. Meselâ, sar- hoş olduğu zaman oo bir Fransız ilânı aşk €der. Bir İn- giliz derhal yumruğa sa- rlır, kavga eder, Bir Alman derhal şarkı söylemiye başlar, Bir Amerikslı ise hemen yüzü- ne bir ciddiyet vererek bir nu- tuk söyler . Bir ingiliz ayakta, bir Fran 8iz oturarak, bir Amerikalı bir aşağı bir yukarı dolaşarak, bir İrlândalı da iş işten geçtikten #onra düşünür. Cemiyete karşı koymak için bir Fransız ihtilâl çıkarır. Bir Amerikalı demokratların. tağta- b er millet halkının müh- fına geçer, bir İngiliz ise vazi - yeti derhal yazar, filmlerde Almanların is-| tilâ ettiği yerlerde nümayiş ya-| halkın can ve gönülden el- Yerini kaldırarak Nazi selâmı | verdiğini sinemalarda görmü - şüzdür. dyo istasyonu - oleyan bu se- Bir İngiliz ra: na göre candan lâmların aslı şu şekildedir: Şu veya bu sebeple halk bü- yük bir meydanda toplanmıya davet olunur. Evvelâ bando mu zika çalar, halk heyecana geti rilir. Sonra oparlörden o diya- lisanından, faraza fransızca rın bir ses: “Almanca bilmiyenler elle - rini kaldırsınlar, der . Tabii buradan ötesi kolaydır. Bu suale cevap vermek için kal kan etler sayısızdır. Tam bu an- da bu sahneyi filme almak ise işten bile değildir. - | gün günah çıkartan Alfo: Times gazetesine Asalet İrat mıdır ? jepanyanın sön Kralı On Ü- i Alfons'un ölmek üze» ına dair gezetelerde bir i haber okudum. Kralm sahsi ser- veti otuz beş milyon İngiliz lira- sıymıs. Alfons daha İspanya tahtu dayken bir gün sokakta tebdil geziyormus. Tramvayda bir ame- le ile konusmuş. İşci sormuş: — Ne isle mesgulsün? — Bahadan kalma bir ticaret leti 'asıl iyi kâr edivor musun? — Fena değil Memnunum. — İşler kesat olursa. — Bana dokunmaz Hükümdarların böyle tebdil insanlara karışmaları büyük bir hadisedir, bu gibi va- kaları gazeteler hir fevkalâdelik gibi kaydederler ve o hükümdar rin demokrat bir adam olduğu! pehpehliyerek yazarlar, On Üçü cü Alfons'un ticarethanesinin ha» kikaten işlerin durgunluğundan müteessir olscak mahiyette ok madığı, otuz beş milvon İngiliz lirası kârla isten çekilmesinden anlasılıyor. Zira alandan da sa“ tandan da komisyon almak sure- le, hem iterek hem çekerek ke: sen bu testere kılıklı asırlık ti- earethanenin büyük ( defterine kırmızı kalemle “Paydos, keli- mesini yazan İspanyol milletini kanından emilen bu milyonları karşısında derin derin düşünme» mesi kabil değildir. Alfons'un oğullarından biri sermayeye dokunmamak icin Ce- nubi Amerikada zengin kız avi uğrunda öldü. En küçükleri ak tın parmaklıklı bölmeli mermerli, gümüs kakmalı » lar yaptırarak domuz beslemeye meraklıdır. Bir diğeri bilmem Era tereddi cinnetiyle malül ür, Ve bir milletin #liklerinden sızdırılarak çekilen milyonlarla bu alık, sersem, salak döller in- sanlığın basina belâ olmakta de- vam edeceklerdir. milyon safdili yam- maz, yıkılmaz bir irat şekline sokan yüz otuz kiloluk diğer bir sefihin de yakında terazinin gö- İzüne oturarak ağırlığını elmasla tarttıracağını Fransız gazeteleri yanyorlar. Bunu © düşündükçe hangi asırda yaşadığımızı hayret- le soruyorum. İnsanların saffetine mi acımalı? İ Yoksa hu saffetten istifade etme- sini bilen bu heriflerin mahareti- De imi saşmalı? Asalet, irat temin edici bir hak değildir. Papasların Romada her un su fatıma buladıkları zeytin yağını İspanyol milleti şimdi ekmeğine bile katık edemiyor. Üç milyon safdilin -din ve mezhep namına- omuzlarına çö” ken 130 kiloluk basbelâsına ge- lince: Bu yükü çeken zavallıla" rin hallerine acımamak elden gel- mez, Fakat ne denir? “Beşerin böyle daliletleri var Putunu kendi yapar, kendi tepar, Takvimci Devlet Şürasının Yeni Tayin ve Terfileri Ankara, 26 (TAN) — Devlet Şürasında münhal bulunan ikinci snif uavinliklere üçüncü sınıf müavinlerden Şükrü Savaşeri, Samim Bilgen, Rasim Orgörün, inci sınıf muavinliklere de bi rinci sınıf mülâzımlardar Neza- hat Yürekli, Mahir Manyoli birinci sınıf mülâzmmlıklara İk: ei sinif mülâzımlardan Kâmran Dinç, Lâman Akyol terfian ta- yin edilmişlerdir. SUPLANTILAR: Veremle Mücadele Cemiyeti Veren Mücüdele Cemiyeti 1 Mari Cumartesi günü ssat 14 de toplana- emen hepimiz birçok|eak ve Cemiyetin daha verimli bir şekilde çalışması için yeni kararlar verecektir, İçtimads Cemiyetin yıl uk mesa! raporu okunacak ve yeni İ- İdare heyeti secimi yapılacaktır. ( İlân Fivatlar: mmm iii TAN Gazetesi Başlık maktu olarak 754 J inci sayfa santimi 504 2. » . 30 1 ” . 100 Si. » . 7 İlân sayfasında ,, 50

Bu sayıdan diğer sayfalar: