JPOLONYANIN; — "BAŞINA GELENLER. Yazan: E.D, . Polonyadaki | Cehennemden Kurtulanlar —— — —— Romanyâya döndüğüm zaman har kaz hayret ediyor ve “bu cehen- nemden bir mucize sayesinde Xur- tuldunuz,.. diyorlardı. Mahvolmuş Polonya, zaralı, aç halkiyle bir- likte çole geride kalmıştı. onu unutamıyorum, Polonyaya Bükreş sokaklarında tesadüf edi, yardum. Onu Romanyayı doldu- Tan: Polonya mültecilerinde görü- yorum, —11— Bununla beraber arkadaşımın "endişesi gitgide artıyordu; Git bızi yataklı viğona odavet et- tiği zaman, bu endişe mülhiş bir korku halini almıştı. Yeni © Yerimizde bizi bembeyaz çarşaf» İı yataklar bekliyordu, kompar- timanın İçi o kadar sicaktı ki, harbin başlarıgıcındanberi | ilk defa soyunarak, rahat bir yatağa girebildik. # “ ikinci yemek : * F K bütün kilit ve mandallari;. | saadetin ne kadar devam ettiğini | yanıp yataklarımızdan fırlamış. korktum; fakat, ne yapabilirdik! | ça açmıya karar verdim. Önümüz temediğimiz bir akşam yemeği!, bol yemeğe alışmadık. Fakat, uy.| İkimizde pencerenin önünde du. dolu; tamamen yıkılmış istasyon Mis ünit etmediğin halde, | da çektiklerimin . bir mükâfatı gelmişti, Hemen Romanya genel — benimle çok alâkadar olup, lü « rak beni öğle yemeğine davet manlarda Almanyada âdet oldu. Fakat, geçirdiğim yoksuzluk saraydan getirtilmiş ve Berlini şehir görüyordum. Caddelerde yı — hat yürüyebildiğime inanamıyor- yük bir ehemmiyet verdiğinden, © hayatında kuvetle hissediliyor - nında, müstemlekelerin Almanya riciye Nazırı Ribbentropla ayni © konsolosumuzu görerek âdeta mesilleri memleket kanunlarma * * Neler anlatıyorlardı ? “ maştam. Geç vakit kalkacak trene hamalı beni kaybetmek endişesi. di. Bütün gece koridorda durmak Fakat | EŞİ te konuştun Ordu bakiyelerile birlikte mem. leketini ısrarla müdafaa eden si. vil halka karşı tatbik edilen müt hiş yıldırım harbinin bildiğim taf silâtını tekrar dinledim, Bu ara: da Varşova teslim olduktan sonra düşmana silâh atan Polonyalı ka Idınlardan bahsedilirken askerler gülerek: “— Bu yaptıklarına mukabil onları işte bu ellerimizle astik, Diye ilâve ettiler. Nereden geldiğimi öğrenen yol| cular, bana ta Budapeşteye kadar çok iyi muamele etmişlerdi. Fa-| kat, bunu mukabil müteaddit falar bütün görüp işittiklerimi anlatmak mecburiyetinde dım. # Eskiye rücu ; V arşova bombardımanı esma. sında ölmüş sanılara lıştığım müesesenin tedi sinden lüzumundan çabuk bir te- döneceğimden artık tamamile f- midini kesen evdekilerle, sevinç. ten ağlaşarak, buluştuk. Üniversitede de beni barikulü. de bir tesadüf bekliyordu; öbür dünyadan gelmiş bir ruh gibi, o. raya girdiğim zaman Prof. J: (açılış nutkunu okumuya he İniyordu. Hiç kimse benim olduğuma inanamıyordu. Her nasıl kurtulduğumu, nasıl m lekete dönüşümü merakla $0' yordu. Profesör Jorga ise, görünce bermutat sakin sesile: “ Bu cehennemden bir muci 2e sayesinde kurtuldunuz... De« Hayatım yine eski yoluna çi İmişti. Tekrar kitaplar, kütüp neler, dersler... Etrafımda tekrar eski, alelâde alâkalarınm pesinde korsan dertsiz insanlar. Makvolmuş Polonya, savallı aç halkile birlikte çok geride kalmıstı. Fakat onu unutamıyo - rum; Polonvava Bükreş sokekla- rinda tesadüf ediyorum, Onu, Romanvayı dolduran Polonya mültecilerinrie görivorum Onların İslâv yürlerinde hek- larını seciyarum. onların mânalı lisanında Sesini isitiyorum des nü kal - dede sur ratle İsmim silinmişti. Bu sebeple | 168 numaralı İki Mavuna * 3 Yaralı Var İnfilâkın Sebebi Tahkik Ediliyor Dün saat 15 te Haliçteki Künk- İçükapı iskelesinde Başağa adlı romörkörün kazanı patlamıştır. İ İnfilâkın tesiri ile hem bu mörkör, hem de Liman İdare n407 numaralı mavnasi par- Janmış ve batmıştır. Romörkörün makinisti Abğul- lah ağır surette yaralanmıştır. Tayfalardan Hamdi de boğul- müştür. Bu sırada İskelede bulu- nan Ali ve Mahmut isimli iki kişi de yaralanmışlardır. Yaralı- İlar hastaneye kaldırılmışlardır. ilâkin neden ileri geldiği he- x anlaşılamamıştır. Tahkikat | yapılmaktadır. Parasını Kızılaya terk eden kadın Birkaç gün ovvel Kasımpaşa- da, damadı Halil Yalçıner tara- fından bıçaklanan Esma, dün hı hastanesinde ölmüştür. İ Esma ölmeden evvel verdiği ifa- söylemistir: Emniyet sandığında 8 bin liram var. Damadım bumu İste- & ve vermediğimi görünce, beni bıçakladı. Ben bu yaradan kur- tulamazsam, onu kızıma veya damadıma vermeyiniz, Bu para- yı Kızılaya terkediyorum,, de- miştir, Ceset morga kaldırılmıştır. İki tramvay çarpışlı - Aksaray hattında numaralı tramvay ile "Topkapı - Sirkeci tramvayı arasında Aksarayda bir çarpışma olmus, her Ikisi de eheramiyetli surette hasara uğ- ramıstır. Rüşvet alıyormuş Beyoğlu Belediye şübesi kâtip- lerinden Nedim Galatada Ah - tüncüden ge- rahsatiyesi el rüşvet alır n suç Üstünde yakalanmıstır. O: isliyen Üniversiteliler Tayyare İle Uçtular “Tıp, Hukuk ve İktısat Bakli- teleri tale dün 250 kişilik bir grup, helinde Yeşilköydeki Nuri Demirağ tayyare uçuş mey darına giderek yerli tayyareler-| Je uçmuşlardır. İ besi ; Gi Battı, Bir Ölü | TAN Karaman: 75 Kıvırcık: Ticaret Vekâleti, her on bit edilmek üzere İstanbulda et fiyatlarına narh köy- muştur. ——— Ticaret Vekâleti Ete Narh Koydu 70, Dağlıç:i 80 Kuruş! beş günde bir yeniden tes- : i Bir marta kadar muteber olacak olan yeni et narhı- na göre Karaman 70, dağlıç 75 ve kıvırcık ta 80 ku- ruşa satılacaktır. i (ONarhtan pabahet satanlar cezalandırılacaklardır. İplik İhtikârı Jpek İpliği, Ipekli Kumaş Fiyatı arttı Manifatura Üzerinde Spekülâsyon Yapan Bir Baba Oğulun Son birkaç gün iğinde piyasa- da ipek ihtikârı başlamış ve ipek ipliğinin kilosu 16 liradan 20 Ji- raya yükselmiştir. (Fiyatların ârlmasını icap ettiren ehemmi- yetli bir ihracat yapılmadığı ve istihlik (o fazlalaşmadığı halde, baslıyan bu vükselişin tamamiy- le suni olduğu ve ipek üzeri. ne geniş bir spekülâsyon yapıl mya başladığı anlaşılmaktadır. Malları Zaptedildi tüccarı olmadığı halde, Tnanifa- tura ticaretine kalkışan bir ba- ba oğul hakkındaki tetkiklerini bitirmişlerdir. Baba ve oğulun spekülüsyon maksadiyle piyasa - dan bol miktarda mal topladıkla- rı sabit olmuştur. Fiyatları Mü- rakabe Bürosu, Milli Korunma Kanunüna istinaden bu ticaret- banenin mallarına el koymuş- tur. Bu mallar, Fiyatlar Müra- Söylendiğine göre, iki marul kabe Bürosunun kontrolü altın- firma, Bursadan külliyetli ipek mübayaa etmiş ve fiyatlara hâ- kim olmuşlardır. Bunun ilk neticesi olarak pir yasada mevcut ipekli kumaşlar birdenbire beher metrede 20 — 30 kuruş vükselmiştir. Yün ipliği İşi Piyasada elişleri için yün ipli- ği mevcudu kalmamıştir. Bu va- ziyeti kollryan bazı tüccarlar, sa- için satilan yün iplikleri çi- i , elirleri icin hazır- ş iplik line getirmekte ve bunları yüksek kârla satınak yolunu tutmaktadırlar: İhtikâr yapan baba oğul Fiyatları Mürskabe Bürosu kontrol memurları, manifatura da piyasaya satılacaktır. Talebe Yurtları Teftiş Ediliyor Birçok hususi ve resmi talebe yurtlarının gece geç vakte kadar talebenin dışarıda kalmalarına müsaade ettikleri görülmüştür. Bu yurtlarda yemeklerin kâfi derecede kalörili olmadığı, ya -| taklarda bit bulunduğu, yemek! pişirme yerlerinin “ço! il bir şekilde yapıldığında, kâyet edilmiştir. Maarif Vel İeti müfettişleri bu hususta tef- tişlere başlamışlardır. i)bu zararı bir baska hat le kapamak için Kadıköy, Ada-. İşçi | Büroları Kuruluyor ——— İşsizlere Devlet İş Bulacak İktisat Vekâleti, muhtelif $8- hir ve kasabalarda iş bulma bü- roları tesisine karar vermiştir. | Bu büraların ve şubelerin kurul. ması ve faaliyeti için icap ede cek masraf hem devletin umu- mi bütçesinden ayrılacak, hem de vilâyet ve belediye bütcele- rinden tahsisat alınacaktır. bürolar kurulunca Belediye: | kontrolü altında bulunan “müs- tahdemin idarehane,, leri lâğve- dilecektir. Şehrimizdeki mevcut iki müstahdemin idarehanesin - den birisinin çalışması gayri kanuni görüldüğü için, bugün - lerde seddedilecek, diğeri de kendiliğinden kapanacaktır. Cün kü bu idareheneler vasıtasiyle iş bulan sütnine ve mürebbiye Gibi, halk ile temas eden hizmet erbabının sihhi musyeneleri kon irol silememektedir. Belediye müstahdemin mü- dürlügüne, İş Kununu çıktığı 15 Haziran 936 tarihinden simdiye kadar kapıcı, sütnine, hizmetci ve uşak olarak 2500 kişi kayde- dilmiştir. Bunlarm pek 4x mik- tarının çalışma karneleri mev - cut bulunmaktadır. Adalar ve Kadıköy Vapurlarını Belediye İşletmek İstiyor Haliç vapurları idaresi, Bele- diyeye müracâat ederek bu sene de çok ziyan edildiğini izle ve geniş miktarda yardım miştir. Belediyede yapılan “iz toplantıda o Hsliç vapurlarının hesapları tetkik edilmiş ve ilk İis olarak idarenin zarardan kur tarılması için Eyübe işliyen oto- büslerin sahili takip etmemeleri ve Köprüden Eyübe direkt pos- talar fhdası — kararlaştırılmıstır. Belediye, Münakalât Velkletine vaziyeti bildirmiş ve Haliç purlarının ya Denizyolları ti: resine devredilmesini, yahut ta n kâriy- iyen vapurla” lar ve Yalovâya devredilmesini rın Belediyeye teklif etmiştir. BİTTİ Karagözden Baltacıoğluna vw Hak! Bugün başıma hir iş geldi veli. nimet! O iş basima gelir gelmez çaresiz kalarak sana bu mektubu yazıyorum. Senin (Karagöz) hakkımdaki konferansı- at dinledikten sonra yüreğim cesaret ve ümitle dolu eve gidiyordum. Konferans. ta Karagözü ve karagözcülüğü bir haştna ihya ettin, çıklındı. (Acaba bize tekrar gün mü doğuyor?) diye şüphelenmi tm. Cami avlusundan geçerken 1şkir- lağı andıran kasketime bir kar topu isa. bet etti. Dönüp baktım: Sekizle on yaş” İarı arasında beş, altı yavru, elleri ve burunlarının ucu kıpkırmızı kar topu oynuyorlar. Bir tanesi, ileride harıl harıl yuvarlak gülleler imal eden arkadaşına seslendi: — Ulen, önüne baksana bahanm külâhını yıktın Gülleci başmın keyfi kaçmasın di- ye müdahale ettim: — Zarar yok evlât, ben şakadan an- Tarım, — Şaka değil, bey amca, mu“ Merebeye tutuştuk tutuşalı bu münas*. betsizliği yapıyor. Bilaraflara saldıcı- yer, harbi genişletecek. — Ne yapacak? Ne yapacak — Yeni nizam diye bir şeyler tut- türdu. Şu kafası yarılanı görmüyor imu- sun, Öce ona: “Seninle hiç bir alış ve. rişim yok, sen kenara çekil, ben şu kâ- yıkçmm oğluyla kozumu yaplaşaca - ğım!,, Dediydi. Kimbilir sahi mi zannet- ti bu ahmak... Boş bulundu. İşte kafası yarıldı. Şimdi de oturmuş ağlıyor, Hakikat, çocuklardan birisi kenara çekilmiş sessiz, sedasız ağlıyordu. Be- Bimle konuşan oğlanın dünya işlerine vkla erer, cin gibi zeki bir çocuk oldu- ğunu anlayınca kendi istikbalim hakkın» da da bir imtihan kurayım, dedir — Banı bak yavrum, diye gü'üm- Elendi mü seversin, sinemayı mı? — Karagörün lâfı ma olur hı «a, elbet sincmayı sev. — Doğru mu ya... Karagöz bizim * milli oyunumuz bir defa... Sonra Kara- gözde hikmet vi Hakikat var, An'ane var. Sen öğretmeninden işitmedin mi? iş zaman olur ki hayali cihan de er (1) derler. Meselâ, Karazözün şekil lerini birer metre büyültsek büyük per- delerde oynatmağa başlasak. Sinmayı bırakıp Karagöze dadanmaz mısın sen? Bu esnada harbi etrafa yaymak is. fiyen çocuk benim zeki mubatabımın upemizin kapısını mevcut — Je kilitliyerek birkaç dakika son-| İ ra derin bir uykuya daldık. Bu © bilmiyorum. Birdenbire, kapımı. | zin giddetiş çalınmam üzerine ü dik. Kapımızı hemen açmamız © Gemrediliyordü. Bu sefer Ben de “ Korkudan titriyen genç kizin ri- calarıma bakmadan kapıyı yavaş. 46... yine ayni tepsi; yemek ve © meyvalardan mürekkep, hiç bek- © Doğrusu, hiç yemek istemiyor - duk, Harp zamanında bu kadar kumuz kaçmıştı. Heyecan göçir-! diğimizden tekrar uyuyamadık. ruyor, trenimiz, Heile Hitler! di. ye selâmbyan, Alman askerlerile lardan geçiyordu. * Eve dönüş : evime tam münasile rahat — dönmüştüm. Bu, sanki Polonya- idi Hususi tren Berline sülh zama | nında olduğu gibi, tam saatinde könsolosluğuna götürülerek kon. solosa takdim edildim. Kendisi © zümlu vizeleri yaptırarak Bükre. © şe kadar bir bilet almış, fazla ola! etmişti. Ailesi beni çok samimi! kabul ederek, yemeğinin son za- ğu üzere, yalnız bir kaptan iba- ret olmasından çok sıkılmıştı. we sıkıntılardan sonra, bana her sey" güzel görünüyordu. Yemeği bir masal şehri sandım; sağlam, bombalarla tahrip edilmemiş bir kılan binaların altında kalmak endişesine kapılmadan, rahat ra. dum. Almanya benzin tasarufuna bü otobüsler Berlin sokaklarından çok seyrek geçiyordu; harp şehir du, Hava taarruzlarına karşı ko. runma tedbirlerinin izahatı ya - için elzem olduğunu beyan eden afişler yaptırılmıştı. Alman Ha. evde oturduğu halde, dünya ha.| 'vadislerini rahat, rahet dinliyen | — korkmuştum, Gülerek; © “— Ecnebi devletlerinin mü - “ riayet etmemek İmtiyazına ma - liktir.,, Diye izah etti. MM sipeve isafirperver konsolosun €- vinde skşama kadar kal. yetişmek için zifiri bir karanlığa © boğulmuş şehirden geçtim. Ger le elimi tutuyordu. Viyanaya gi. decek olan tren askerle dolu gel yeşim kalarak, Polonya vi in gelen. diy) zabit ve mizi. Yrm) sekin. İM 2k boş böğrüne yaman bir gile yapıştırdı. MN ENE AN x gibi olan zekâvetli yavrü, soluk soluğa çıkıştı: — Beni bu hayat memat mücadele- si sırasında saçma, sapan sözlerle lâfa tuttun efendi amca! Sana kısacasını süy- Biyeyim mi? Besbedava oynatsan deği ya, üstelik bir de susamlı simit v: oynalsan ben sinemadan caymam. Haydi aradan çekil de işimize bakalım. A # Sana da acıdım, bana da! 'ürüdüm velinimet! Sana da ae'- dun, bana da acıdım. Bırak bu Raragüz davasını Allasen. İşimi bitir- miş, köşeceğime çekilmiş oturuyordum. İnsanları durup dururken vahi re düşlirmek iyi sayılmaz, Bugün esmi #usunda anladım ki beni bir metre bü- İnek değil, adam boyuna çıkarsan ye- he funile... Ortasına değbek geçirilmiş boyalı deve derisine metelik veren ma- halle çocuğu kalmamış. Akıl için yel bir velinimet! Benim yol, simit verme. cesine oynatsan çıkmaz, Filhakika, aramızda altı karış bebe- ruhiler, tarçın beyler, cihan yandılar, Tussuz Bekirler çok, Yalova sefasının da moda olduğu, malüm amma, küpe gi- recek budala ve bu a adi budala- selim, sana bir şey soracağım, Karagöz sidir... Diye el yazmasiyle iki nüsha yaz» dırıp, alın varakla tezhip ettirdikten sonra Köprülü kütüphanesine ihda bu- yurmanıza!.. Halbuki âsarınızı pekâlâ linotiple dizdirip rotatifte bastırarak neşir ve tamim ediyorsunuz. (Fen) in bir ucun - dan İinotiple rotatifi kabul edip öteki ucundan var kuvveti sesli sinemaya vermek davası gildedik yetde hayal per- desi kurmak Belimizi büken geyler: mma diyeceksiniz. ki alfabe harfleri de kalübelâdan kalma- dor, eski diye kullanmıyalım mı? Hak- lısınız. Amma küçücük bir nokta var velinimet: Alfabeyi sosyoloji yazmak için kullanmalı. Siz Mızraklı İlmihal tabolunsun buyuruyorsumuz. Beni cami avlusunda kar topu oyni- yan oğlana rezil ettiğinizden yüreğim kabardı da dobra dobra konuşuyorum: İstersen cedadımın nerede metiun olduğunu keşfet, üstüne türbe çık! Is- tersen eski kılığıma gireyim, bir maruf heykeltraşa büyük çapta bronztan hey- kelimi yaptır bir meydanlığı rekzeyle. İstersen (Karagöz ve karagözcüler klü- büj aç. Mukavvaları tavada üskümrü kızartır gibi, kızart ta birer metre, iki. şer metre, üçer metre uzunluğunda ka- ragöz şekilleri kes, biç! Ciltlerle Kara- göz piyesleri yaz! Bunlardan hiç bir şey çıkmıyacaktır. Nasıl anlıyor musun! Bizim beli. mizi fotoğraf, elektrik, studyo, artist, yâ ni yeni hayat büktü, Gayri iflâh olmayız velinimet, Bu, hüsnüniyet meselesi, valanperverlik, an'aneperestlik mese - lesi değil, Tramvay yolu yapalım mı? Yoksu sürücü beygirleriğle mi iktifa e. delim? Tren yolu mu döşiyelim? Deve kervaniyle işi idare edebilir miyiz? Pos- ta servisleri lâzim mı? Yoksa dileyen mektubunu sılacı beklesin de hemşehri- sine veri mi versin? meselesidir. Haydi gel, hayali bırakalım, kam- yon üzerinde seyyar sinemalar olurmuş, köylüye o biçim gidelim, millete ucuz paraya Lerel Hardi dublajı gösterelim. Maksat güldürmekse medeni bir şeye öğrensinler, Ben işte bu mektubumla Karazöz- lükten istifa ediyorum. Sen de, rica &- derim, Karagözcülüğü bırak, Zaten ortada bol bol rezil olan be- nim! Bak Hacivat köpoğlusunun sesi sadası çikiyor mu? Kaç zamandır orü- da yok. İşte haberin olsun: Herif sakalı bıyığı kesti, Sırtma yeni biçim uruba, başına melon şapka giydi. Seyyar trup- lardan birisine kapılandı. Şimdi Anado- lunun kimbilir neresinde /Demirhane madürü) ne siper * Hakikat ) perdesi; E orkuyorum, birl daha z zubhür & decek, o da: (Meddahlarımız ne- rede? Hani ya, bizim o mükemmel med- dalılorumız. Hakiki halk san'atkârları - miz; asıl san'at odur. Ne Karsgöz. ne tiysiro, Bunlar bep uydurmadır. Biz meddah isteriz, Ah ne alâ idi! Eline bir mendil alır kahvenin ortasındaki masa» nın üstüne çıkar otururdu. Mendili ka- fasına örttü mü kadın, başmı açtı mi çorbacı, fes giydi mi beyefendi olurdu. Durmaz, dinlenmez söyler, söyledi suratım şekilden şekile getirirdi, (2) le de meddah devrine gideceğiz. Bizi sanat alanında paklasa paklasa meddah- ık paklar. Her kim itiraz ederse resmen yatan, millet hainidir.) Diyecek diye ö- düm patlıyor. Bunun sonu gelmez velinimet! A- ramızda konuşuyoruz va, ortada zaten sana da bana da kulak asan yok! Şim- dilik (en mükemmel hayali Hazım) bi- le görmüyor musun Şehir tiyatrosun- den çekilip Karagümrükte Osman Rei- sin kahvesine hayal perdesi kurmadı. Demek erbabı bu işten hayır çıkmıya- | © cağını çoktan anlamış. Gel etme, zel yapma! Devlet parasiy. le harıl harıl fabrikalar açılıyor, el bir- liğiyle bir gayrete gelelim de Halk Par- tisine mi olur, Maarif Vekiletine mi o- lur, Başvekilin şahsma mu olur, yalva- ralım da bir (devlet konservatuvarı) gi- bi bir (devlet stüdyosu) açtıralım. (Bobstil) ler (stil; Tikten e hakiki Boblar, Tomlar, Caklar gibi o perdede y wöslersinler. Sen becerebilirsen senaryo yaz. nada aralıkta belki bir tigüranlık dü. wr. Geçinir gideriz. Hakikat perdesi odur. Bu devirden sonra perde kurmak istiyen babayiğit ancak o türlüsünü kurmalıdır. Baki Hüdaya emanet ol ve- Abdiâciz KAR, Epimet! #4 Xx (1) Ne dersin velinimet buradaki (hayali) kelimesini kullanamaz mısınız bir konferansta, K.G. (2) Senin rejisörsüz, makyajsız, de- korsuz, piyessiz tiyatro diye tutturdu - ğun makasın antikası işte bu meddah- tır. Bu hususta cebimde Hacivadın sana hitaben yazdığı bir mektup var. Onu o başka e Zaman yollarım, K.G. Zalim Hoca: i Zaman Yazan : Naci Sadı'lah hurehill, çeşitli derin 1 uğultulu akisleri hâlâ (e: vam eden son nutkunda, yeri zünde ilk defa olarak Atatürk tarafından ortaya atılan bir ha- kikati bir defa daha tekrarladı. Zaman zaman, “Balkan am tantı,, , “Balkan bloku, , “Bal: kan ittihadı,, , “Balkan ittifakı, terkipleriyle ifade olunan bu ha: kikat.... in Tam zamanında cephe tutmak tan, hirlik kurmaktan kaçımmıs ve bol keseden savrulan temina: ta aldanmış milletlerin uğradık- ları o âkıbetlerle bircok deliller bulmus plan bu hakikat... Bu siyasi sulkastlar, siyasi si niyetler, siyasi suistimaller dün- yasında her dalebi, her teklifi, her vaadi, her sözü hayra yoran ga” illerin daima iş işten gectikten, düşman hududu astıklan ve bü tün kurtuluş ümitleri kaçtıktan sonra kavrıyabildikleri bu haki- kat, artık bütün meçhulleri mey madan, bu âşikâr hakikati göre memek mümkün değildir. Bu iti- barla, eğer bu hakikati hâlâ öğ. renememiş bulunanlar varsa, onları mutlaka tenvire o çabala- mak tamamiyle bevhude bir zah mettir Cünkü nasihat veya tav- siye, ikax veya İrsad, ihtar veya ima gibi manevi sadakalar, an- cak hüsnüniyet veya mantık sa- hibi muhatap bulanlar tarafın - dan harcandığı takdi mah: line masruf sayılabilir. Hüsnüniyetten ve mantıktan mahrum bulunanlar, hayatın en faydalı dersini kendilerine fise- bilullah veren altın yürekli akıl hocalarına bile yuf çekecek ka- dar vankör ve kördürler: Körle- re ancak kendi anlıyaeakları dil. le yol gösterilebilir. Ve körlerin anladıkları Hsanı acı bir bhelâ- gatle konusan zalim hocanın is“ mi de: “zaman,, dır, Mahkemelerin Nöbet Saatleri Uzatılacak Adliye Vekili Fethi Okyar dün Valiyi ziyaret etmiştir. Vekil kendisiyle görüşen bir muherri- mize üç, dört gün kadar daha şehrimizde tetkiklerine devam edeceğini söylemiş ve demiştir ki: '— Cürmümeşhut mahkeme- lerinden iyi randıman almakta- yız. Cürmümeşhut nöbetçi mah- kemelerinin gece daha geç vak- te kadar çalışmalarını düşün - mekteyiz. İstinaf mahkemeleri hakkında yeni kararlar almış bu» Tunuyoruz. Usule ait kanunlar- da bazı tadilât yapılacaktır. Mil W Korunma Kanununun Son fâ- dilâtı muhtekirler hakkında da- ba şiddetli ahkâm: ihtiva ettiği için, in lehine olmuş ve ilk tezahürlerini göstermiştir.,, ia een ; | Belediyede: Kooperatif Yağları Sıhhate Muzır Değil | İstanbul Belediye o Koopera'i- finin imel ettirdiği mahlât yağ- ların sıhhate muzir olduğu ve halkın, hicbir şıdat maddesi bu- lunmıyan bu yağlardan şikâyet ettiği, Ankara Belediyesinin de 500 teneke yağı İstanbula geri| gönderdiği yazılmıştır. Alâkadarlar verdikleri ma >! lümata göre, Ankara Belediye -| sinin yağları geri yi ge vakası çok eskidir ve de yağlar sıhhate muzir olduğu için değil, etiketlerde makü | kelimesi bulunmadığı için geri gönderilmiştir. İstanbul Belediye Kooperati- finin yağları ümidin fevkinde bir rağbet görmüştür. Bu rağbet İ karsısında rekabet imkânı bula” mıyan bazı *ücearlar bu kabil neşriyata yol acarak Kooperati- fin çok ucuz sattığı mahldt vağ” larına karşı rekabet o imkânları aramıya başlarçıslardır. Sıhhat Müdürü bu bususts demiştir ki: “— Biz kooperatiften sık sık nümüneler alıyoruz ve tahlil et” tiriyoruz. Simdiye kadar muzif yağa rastlamadık. Bu yağlafı mütehassıs ustalar tarafından İ mal edilmekte, bu imalât 78" man zaman kimyağerlerin kon üne arzolunmak!