15 Şubat 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a MReted Ce ASKERİ VAZİYET Teâedelen Avlonya'nın Başlıca Anahtarıdır (ASKERİ MUHARRİRİMİZ. YAZİYOR ) Cenubi Arnavutluğun 1000 - 2000 ir- tifalı birçok dağlık mintakaları içinde şarktan garba doğru takriben 240 ki- lometrelik bir genişlikte uzanıp gi den Yunan - İtalyan harp cephesin- de, ve daha doğrusu hel mış, düşman taarruzlarını karşılamak Buretile — ellerinde bulundurdukları mühim mevkileri muhafaza etmekte iktifa etmişlerdir. Bunun içindir ki; Yunan kttalarının — Avlonyaya sahil şu son iki hafta zarfında pek çetin ve kanlı çarpışmalar olmuştur, İtal- yan hesinin üçüncü Başk d General Cavallero, cephe kumandan- lığını eline alır almaz, ilk tephe Baş. kumandanı General Prasca'nın Pin- dos dağlarında tecrübe edip tam bir hezimetle —neticelenen eski yarma ' plânına tekrar avdet etmiş ve ordu- suna cephenin şimal ve orta bölge- lerinde birçok mevzil taarruzlar yap- tırarak Yunan hatlarında bir gedik açmak istemiştir. Bazı cephe bölge. lerinde ve bilhassa geçit yerlerinde üstüste on ve hattâ on beş defa tek- rarlanan bu taarruzlar, sarfedilen â- zaml güyretlere ve heder olan kan- lara rağmen, hiçbir netice verme - miş, Yunan ordusu taarruzda göster. diği kabiliyeti müdafaada da göste- rerek bütün İtalyan hücumlarını kır- miış ve püskürtmüştür. Hattâ, son haberlere göre, General — Cavallero taarruz taktiğinden vazgeçmiye mec- buür ölmüştur. İtalyanların başlıca gaytleri — Kli. sura boğazını istirdat etmekti, Bu boğaz yerinin yanıbaşında ve cephe hattının ancak sekiz kilometre önün- de kalan Teredelen'in elân Yunan- hlar tarafından zaptedilmemiş olma- sının sebebi de, bu noktaya yüklenen mütemadi — İtalyan — taarruzlarıdır. bölgesinden 12, Tepedelen yolu üze. rinden de 24 kilometrelik bir yakın- hğa kadar yaklaşmış olduklarına da- ir bazı Amerikan kaynaklarından ve- rilen haberlerin mübalâğalı olduğuna şüphe yoktur, Tepedelen ile Avlonya arasındaki şose yolu mesafesi 87 kilometredir. Aylonyadan sahili takiben Yunan iş- gali altında bulunan Himara merke. zine kadar giden diğer şoöse yolu ise, takriben 50 — 60 kilometreliktir. Yunan kıtaları Avlonyaya doğru bu yollar üzerinde ileri harekete devam edebilmek için, Tepedelen boğazın - daki İtalyan müdafaasını yarmak mecburiyetindedirler, Tepedelen su- kut etmedikçe, Avlonya yolunun âa- çılmasına imkân yoktur. Fakat bura- sı sukut ettikten sonra, İtalyan cep. hesinin bütün garp bölgesi de, baştan başa sarsılıp yıkılacaktır. Tepedelen etrafmda hemen hemen bir aydan fazla bir zamandanberi devam edip giden kanlı muharebelerin ehemmi- yeti bu kadar büyüktür. Tepedelen, Avlonyanın anahtarıdır. Yunan ordu- sü bir kere burasını ele geçirdi mi, artık Avlonyaya karşı serbest serbest hârekete geçebilir. Avlonyanın ikinci bir anahtarı daha vardır ki, o da sahil bölgesinde Himara'da — Logora geçididir. Avlonyanın tehdit — altına alımabilmesi için, bu iki —anahtarın Son haftalar zarfında Yunan kıtaları yeni ilerleme hareketlerini yapma- hiç olmazsa birisi, taarruz ordusunun eline geçmelidir. Uzak Şarkta Beliren Yeni Tehlike N (Başı 3 üncü sahifede) göstermektedir. Bütün tehditlerine ve-nüma- , yişlerine rağmen, Japonyanın Amerikaya karşı fiilen harbe girmeye cesaret edemiyeceğini tahmin ettiren sebepler çoktur: Üç senedenberi devam eden ve Japonya lehine neticelenmek ten uzak bulunan Çin harbi, Ja- ponyayı mali ve iktisadi bakım- dan çok yıpratmıştır. Geçenler- de bir Tokyo gazetesinin yaz- dığıma göre Japohyanın -bir se- nelik harp masrafı 6 milyar ye- ne baliğ olmuştur ve Japon mil- letinin hayat seviyesi 9o 40 nis- betinde düşmüştür. Japonya, kendisi için en bü- yük bir tehlike teşkil eden Sov- yetlerle anlaşmış değildir ve bu yüzden, Amerika ve İngiliz kuvvetlerini en nihayet mağlüp etmeye muvaffak olsa bile, harpten büsbütün bitkin bir Profesörlük Tevcih Edilen Ziraat ve Tabiat Doçentleri Ankara, 14 (A. A.) — Yüksek Ziraat enstitüsü ile Tabii ilimler fakültesi doçentlerinden aşağıda isimleri yazılı olanlara profesör - lük ünvanı tevcih edilmiştir: Ziraat fakültesinden Dr. Ke- rim Ömer Çağlar, Dr. Ekrem Rüş Dr. Esat Ahmet Bozkaya,. 'Tabii ilimler fakültesinden — 'Şevket Ahmet Birand. Patlayan Bomba İzmir, 14 (TAN) — Ödemişin Uslubey köyünde 13 yaşında Mehmet, tarlada bulduğu bom - bayı küurcalârken patlamış ve Mehmet ağır sürette yaralanmış- halde çıkacak olan Japonya, tır. Hetlatle Sovyetlerin bütün kabul etmeye mecbur olacak ve neticede, Uzak Şarkta, Japonya değil, Sovyetler hâkim olacak- tır. A Ç . g AY i yo- lun üzerinde bulunan Filipin a- daları ve bu civarda harekette bulunacak olan Amerikan ve İngiliz harp gemileri, Japonya- yle . Y Htekdön lli AU yı bu ham madde kaynakların- dan da mahrum edebilecektir. En nihayet bu Amerikanın da asgari Japonya kadar kuvvet- li bir donanması olduğunu ve buna İngiliz ve Avusturalya kuvvetlerinin inzimam ettiğini unutmamak lâzımdır. M. ANTEN tü İzmen, Dr. Salâhattin Batu,; Avusturyada Alman Kıtaatı Toplanıyor (Başı 1 incide) müracaat için emir almışlardır. Kıtaat ve bilhassa paraşütçüler, her tarafta hararetli bir surette talim görmektedirler. Garpta hiz mete ayrılmış olan erler yeni model bir gaz maskesiyle teçhiz hedilmişlerdir. Constance gölü kı- yılarında ihraç talimleri yapıldı- ğı haber verilmektedir. Başlıca hedef Londra, 14 (A.A.) — “Times,, in diplomasi muhabiri yazıyor: İstilâ etmek tasavvurunda bu- lunduğu memleketlerin manevi- yatını kırmak, Hitlerin mutat Manevrasıdır. Hitler daha ev- velden Makedonya komiteleri i- le temasa girişmiştir. Almanlar, Bulgaristanı istilâ etsinler, et - mesinler, Balkanlardaki başlica gayeleri, İtalya ile sulh akdine icbar etmek için Yunanistanı korkutmaktır. “Daily Herald” m diplomasi muhabiri yazıyor: Almanlar, Balkanları elde et- mek hususundaki arzuları ne o- lursa olsun, bunun için harp et- mek niyetinde değildirler. Al - manlar, Balkanları evvelâ blöfle kazanmak istivorlar, Selâniğe doğru bir yol Londra, 14 (A.A.) — “Times,, gazetesinin askeri muharriri ya- zıyor: Almanlar derhal Yugos - lavyaya hücum etmemiye karar verecek olurlarsa, Rupel Boğa - zından Selâniğe doğru bir yol bulabilirler. Sayet Yugoslavyaya hücum edecek olurlarsa, Yuna- nistanın maruz kalacağı tehdit daha kati olur. Alman noktai nazarına göre, meselenin başlıca mechul unsur- ları, Türkiyenin hattı hareketi ile İngilterenin müdahalesi im - TAN S_pot: V;eybolün Dünkü Galipleri Erkek mekteplerinin voleybol maçlarına dün Eminönü ve Be- yoğlu Halkevleri salonlarında devam edilmiştir. Eminönü Hal- kevindeki müsabakalarda Yüce Ülkü ile Vefa karşılaşmış ve Yü- ce Ülkü galip gelmiştir. Ikinci maç Şişli Teraki ile Taksim lisesi arasında yapılmıştır. Bu oyunda Şişli Terakki galip gelmiştir. Beyoğlu Halkevi salonunda ilk maç Haydarpaşa ile Boğaziçi ara- sında idi. Haydarpaşa üstün bir oyundan sonra maçı üç sette ka- zanmıştır. İkinci maçı Işık ile Darüşşefaka yapmışlar ve Işık üç sette galip gelmiştir. Yeni hakem komitesi Maçların hakemlerini tayin et- mek üzere İstanbul bölgesinde bir hakem komitesi vücude geti- rilmiştir. Komite âzaları şunlardır: Mus- lih (G. S.), Sabih (F. B.), Emin (. S.), Nurâ (İ. S), Saim Tur- gut (V.) İstanbul - Ankara takımları arasında güreş Istanbul güreş ekibi 8 martta Ankara güreşçileri ile karşılaş - mak üzere martın ilk günlerinde Ankaraya hareket edecektir. ——————T:Z.—— Eski Bir Husumet Yüzünden Cinayet Izmir, 14 (Tan) — Eski bir hu- sumet yüzünden Turan Ali, Gazi- ler caddesinde sıvacı Hakkıyı al- kânıdır. Türkiye, hiç korkacağa benzemiyor. İngiltere ise Bal - kanlarda olsun, başka yerde ol- sun, kendi kendilerine yardım etmiyenlerin yardımına koşamı- yacağı bedihidir. Almanya — Yunanistan Berlin 14 (A. A.) — Berlindeki Yunan elçisinin Alman hükümet merkezini terketmek niyetinde olduğuna dair bazı yabancı mem- leketlerde yayılan iddialar hak- kında sorulan bir-suale cevap ve- ren Alman Hariciye Nezareti söz cüsü, bü Hhusüsta Berlinde hiç bir malümat olmadığın söylemiş ve Alman - Yunan münasebet- lerinde kayde değer bir değişiklik mevcut olmadığını ilâve eyle- Londradaki Romen elçiliği Londra, 14 (A.A.) — “Reuter,, Romanyanın Londradaki Masla- hatgüzarı Florescu ile Rumen Matbuat Ataşesi Murgu, Bükreş hükümetine istifalarını vermiş ve bundan Londrada Hariciye Neza- retini haberdar etmişlerdir. Se- faretin Londradan yarın tayya- re ile ayrılacak olan alti memu- rü uzun vâdeli bir ihbarda bu - lunmadan hareket edebilen . tali derecede memurlardır. İstifa e- den iki zat, hükümetlerinin Al- man tahakkümüne boyun eğme- sini kabul etmemektedirler. Lon dradaki Rumen Sefiri Tilea, ser- best Romanyalılar arasında bir tı kurşunla öldürmüştür , ö İDFADAZ T leliğr LK teller SA Gemlikte Bir Cinayet Gemlik, (TAN) — —Armutlu nahiyesine bağlı Koyundere çift- liği hissedarlarından Mehmet ile İdris Kaptan ve yeğeni Mahmut arasında kavga çıkmış, Mehmet İdris kaptanı ağır surette yara- lamış ve yeğeni Mahmudu öl - Francala Fiyatı Belediye buğday fiatlerinin artması üzerine francalâ narhına 20 para ilâve etmiştir. Bugünden itibaren francalânın kilosu on do- narhı değişmemiştir. Kilosu on dört buçuk kuruştur. hareket vücude getirmiye gay- ret etmektedir. İstifa eden Mas- lahatgüzar Florescu, şunları söy- lemistir: “Bugün bir Romanya mevcut değildir. —Memleketimizde nazi tahakkümü vardır. Bu tahakkü- me karşı elimde bulunan bütün vasıtalarla mukavemet edece - ğim. İngilterenin uğrunda mü- cadele ettiği ideallerin nihai za- ferine tam itimadım vardır. To- taliter rejimde kuvvetle hak a- rasnda fark yoktur. —Almanya, General Antonescu'nun dostu veya müttefiki değil, fakat efen- disidir.,, kuz kuruşa satılacaktır. Ekmek | 4; Sicilyada Fedailer (Başı 1 incide) ika etmelerine meydan verilme - miştir. Paraşütçülerin esir edil- meleri esnasında bir çarpışma ol- müuş, muhafız efrattan biri ile a- haliden bir kişi yaralanmışlardır. Ege denizinde bombardıman tayyarelerimiz, yekdiğerini takip eden dalgalar halinde Hanya ci- varında bir hava üssünü bombar. dıman etmişler ve yerde bulunan dört tayyareyi tahrip eylemişler- dir. Düşman tayyareleri, 13 şubat sabahının ilk saatlerinde Rodos a- dasına bir miktar bomba atınış- lardır. Italyan ve Alman tayyareleri, Malta'nın deniz ve hava üslerini bombardıman etmişlerdir. Ala.an avcı tayyareleri, “Hurricane,, ti- pinde dört tayyare düşürmüşler- dir. Afrkada İtalyan zafri (!) Ankara, 14 (Radyo gazetesi) — İtalyan gazeteleri, Afrika hare- kâtını tevil etmiye başlamışlar. dır. Bu gazetelere göre, İtalya kumanda heyetinin Afrikada ma hirane bir plân tatbik etmesi ne- ticesi İngilizler Afrikanın içine yayılmıştır. Bu gazetelere inan - mak lâzımgelirse zaferi İngiliz. ler değil, İtalyanlar kazanmıştır. İngiliz resmi tebliği Kahire, 14 (A.A.) — Umumi karargâhın tebliği: Eritrede, Ke- renin işgalini istihdaf eden hare- kât devam etmekte, diğer ta - raftan kıtalarımız Arrezaya doğ- ru sarp arazide mütemadi ilerle- mektedir. Habeşistanda, vatan - perver Habeş kuvvetleri, bizim faaliyetimizle işbirliği halinde, kontrolleri altındaki mintakala- rı mütemadi surette genişlet- mektedir. Diğer cephelerde va - ziyette değişiklik yoktur, * Londra, 14 (A.A.) — Eritre - deki Keren etrafında çetin mu - harebeler cereyan etmektedir. Bununla beraber bu muharebe- lerden ne fevkalâde bir şey, ne icabettiği ilâve ediliyor. İtalyan teblilğine göre Roma, 14 (A.A.) — Ordu ka- rargâhının 252 numaralı tebliği: Sarki Afrikada Keren mıntaka- sında düşmanın yapmış olduğu bir taarruz püskürtülmüştür. | Djiouba nehrinin öte tarafındaki | mıntakada başıbozuk kıtaatımız, | üşmanın ileri hareketini anu-| dane mükavemetleriyle işkâl et- mişlerdir. Alman hava kuvvetlerine men sup tayyareler, düşmanın Sire- naik'deki hava üslerini şiddetle bombardıman etmişlerdir. Han- garlara ve barakalara isabetli endahtlar yapılmış ve yerde bu- lunan birçok düşman tayyaresi mitralyöz ateşine tutulmuştur. DRAM KISMINDA Bu akşam saat 20.30 da EMİLİA GALOTTİ KOMEDİ KISMINDA Gündüz 14 te Çocuk Oyunu 'Akşam saat 20,30 da de seri neticeler beklenmemesi | MEVLUT Divanı Muhasebat âzalığından mütekait kıymetli maliyecileri- mizden merhum Hasan Zeki A- pakın ruhuna ithafen yarınki Pa- zar günü öğle namazını mütea- kıp Erenköyünde, istasyon kar- şısındaki Zihnipaşa — camiinde Hafız Bürhan ve 'arkadaşları ta- rafından mevlüdü şerif okuna- caktır. < HALKEVLERİNDE: Konser ve Temsil Eminönü Halkevinden: Cumaresi akşamı saat (20.30) da İstanbul kon- servatuarı Şehir armonisi şefi Cemil Dölener idaresinde, bir konser vere- cektir, Pazar akşamı saat (20,30) da muharrir İsmet Hulüsi tarafından (Türk sahnesinde kadın) mevzuunda bir Konferans verilecek ve Evimiz temsil şubesi (Geçimsizlik) kömedi. 15-2-0941 .- . RADYO y | BUGÜNKÜ PROGRAM 8.00 Program — |18.03 Orkestrâ 8.03 Haberler 18,40 Türkülel | 8.18 Müzik (PL)| 1900 Konuşmt 8,45 Yemek lis. a CA |) 445 Yemek Tse | Yoi semallet l * 19.30 Haberlef 13.30 Program 1945 İncesaz | 13.33 Şarkilar 13.50 Haberler 14.05 Şarkılar 14.20 Riyaseticüm hur bandosu 15,00 Cazband 15.30 Konser 2015 Radyo #İ) zetesi —— 20,45 Şarkılar | 2115 Konuşmi î 21.30 Orkestrâ || 22.30 Haberlef |' 22,50 Cazband |! 23,256 Kapaniş | V edecektir. Bu konser ve temsile #i mek istiyenlerin giriş kartlarını #j * 18.00 Program sile (Saadet Perdesi) piyesini temsil romuzdan almaları rica olunur. h ga Bugün SAKARYA Sinemasında 'ıı Halkın ısrar ve talepleri üzerine 2 muvaffakıyetli film. Mavi Tuna Şarkısı Fransızca nüshası | ROD SANDOR ve meşhur Orkestrası CALBEBRİP GİNETTE LECLERC İle beraber nefis bir Her eserleri kudrete bir n | | | KÇosenaslar:2,30 - 5,30 ve 8,30 dafl 7 - ve 9,45 de | HOLLYWOOD...| WHOLLYWOODW Fransızca sözlü film — | James Gagney — Evlyn Dav| Seanslar: 1 (tenzilâtlı) — *& Bugün SÜMER Sinemasında | REJEAN'ıan ve ANDRE BRULE tarzda yarattıkları İ METROPOLİTEN (HAYAT GÜZELDİR) Hareketli, Hakikatli ve İhtiraslı büyük aşk filmini mutlakâ|, gidip görünüz. Bu filmde sizi Parisin esrarengiz gecelerini|| ve sokaklarını dolaştıracaklardır. Busün sant 1 de tenzilâtlı matine. Her filmleri şerefe — | ilk defa olark büyük SKANDAL Bugün saat 1 de _ Senenin en BU KADIN Baş Rollerde: HEDDY LAMA ve TÜRKCE SÖZLÜ NÜSHASI İPEK bir yükseliş olan FERNAND GRAVEY — CAROLLE LOMBARD | bir filmde birleştiler. Bugün L ÂLEde Göreceğiniz Fransızca: KORKUSU | Mevzuunu meşhur bir Yıldız'ın Lüks ve esrar dolu hayatından || çılgın bir aşkın sarsılmaz cesaretinden alan Parisin barlarında | başlayan garip bir aşkın romanıdır.. İ DİKKAT: İki Harp Jurnalı Birden 1 — Türkçe Britiş Paramunt Jurnalda en son harp vakalarıi 2 — Ingiltere harbe nasıl hazırlanıyor. (Türkçe) | tenzilâtlı matine, yi nefis filmi ” RR | SPENÇER TRACY — | ORİJİNAL DİLDE NÜSHASI MELEK Sinemalarında müthis bir muvaffakıyetle gösterilmektedi Ayrıca FOKS, dünya havadisleri. Bu gün ssat 1 ve 2.30 da tenzlâtlı matine: KİRALIK ODALAR Bu sözleri söylerken Şerminin aldığı tavır kocasının yüzüne kan çıkardı; tutmağa müuvaffak oldu ve birdenbire: fakat kendisini tekrar çıktığınızı mektup getirdiğini ve öğle yemeğini fabrikada ye- dikten sonra otele Mitatla döndüğünüzü ve söylediler. Bunun üzerine: — Acaba nereye gitti? Diye sordum. Kapıcı — Belki de buraya gelmekte başka bir mak- sadım vardı? Belki de sizi görmek için geldim. Dedi. Şermin meyus bir tebessümle mukabele etti: — Böyle bir şeye ihtimal veremem. — Bazan hiç ihtimal verilmiyen şeyler de o- labilir. Bir saniye durduktan sonra denize atılmağa karar veren bir adam azmiyle ilâve ettiz — Jaleyi gördüm. Şermin kalbinin çarpıntısını susturmak için- miş gibi, yavaşça elini göğsünün üzerine koydu. Kocasının koyu ve bulanık gözleri tecessüsle onu tetkik ediyordu. — Sonra Bu tek kelimeden başka bir şey söylemesine imkân yoktu, çünkü kocasının hemen o dakikada Jaleye olan aşkını itiraf edeceğini zannediyordu. Jale, mutlaka ona her şeyi söylemişti ve karısı- ni vazıyetten haberdar olduğunu öğrenince Ne- jat, boşanma lesini k k için h yola çıkmıştı. y Ancak, onun bir şey söylememekte devam et- tiğini görünce sabrı tükendi ve sualini tekrar etti: — Sonra? Nejadın sert sesi orada yükseldi: — İzdivacımızdan memnun olmadığınızı ken- disine söylemişsiniz. Buna pek şaştım. Harice kar- şı bilâkis mes'utmuşuz gibi komedi oynamak hu- sustunda mutabık kaldığımızı zannediyordum. Bu sözler Şermini o kadar şaşırtmıştı ki güç- lükle konuşuyordu. — Ben mükavelemize riâyet ettim amma Jale hakikati anlamış... Aramızda ne gelip geçtiğini öğrenmesi için büyük sebepler yok mu? — Ne gib sebepler? Ona karşı duyduğum aşk mı? Nakleden: Muazzez 'Tahsin Berkand — Demek benim onu sevdiğimi zannediyor- sunuz? a , — Sevildiğine emin olmıyan bir kadın onun söylediği şeyleri söyliyemezdi. — Biz de onun sözlerine inandınız. — Umumiyetle onun lâflarına pek inanmam amma bu defa dedikleri sizin sözlerinizle pek uygun düştü. — Ben size ne demiştim? — Birisini sevdiğinizi ve onun da aşkınıza mu kabele ettiğini... Nejat kulak yırtıcı bir sada ile güldü. Bu zaman luNt;â bl-rşğ nus-DŞçemföyp emföyp öyp — Bunda gülecek bir şey görmüyorum.. Diye bağırdı. — Hakkmız var... Her zaman Jalenin sözle- rinden niçin şüphe ediyorsunuz? Demek yalaneı- nın biridir. » - — Bu derece kat'i bir hüküm veremem am- ma, çok asabi ve mübalâğa etmeği seven bir insan olduğunu biliyorum, B ! Ö 'Eğer op SiZE YRİRA töğleğliğini kabul e- dersek ban dediklerinin de uydurma Şeyler oldu- ğüna inanmak lâzım... Doğrusu bu; değil mi? — Size ne dedi? Genç adam tereddüt etti. — Hiç! i , — Doğruyu söylemiyorsunuz Nejat. Bir da- kika evv&l, maskesiz mücadeleyi tercih ettiğin- den bahseden siz değil miydiniz Nejat bir adım ilerliyerek karısının karşısın- da dimdik durdu, gözlerini ona dikerek şu ceva- bi verdi: eee Bana, 4 y 4 FA TEFRİKA No. 57 Bu defa gülmek sırası Şerminindi. ) * — Hareketimle aksini isbat ettiğimi zannedi- yorum. — Beni tercih ettiğinize pişman olduğunuzu söyledi. — Filhakika, pişman olmak için sebepler az değil amma, yine sizi sevmiş olduğuma teessüf &t. miyorum. ü f Nejat biraz daha yaklaştı ve heyecanını boğ- mak istiyen kısık bir sesle sordu: — Beni hâlâ seviyor musunuz? Karısının cevap verecek kuvveti bulamadan sadece' başiyle “evet,, dediğini' görünce rahat bir nefes aldı ve kelimeler üzerinde ısrar ederek şu sözleri söyledi: — Ben de Jaleyi sevmiyorum; hiç bir vakıt sevmedim; hattâ böyle bir sevgi aklıma bile gel- medi... Bu sözlerimin sizce bir ehnemmiyeti var mı? O dakikada karısının kalbinin ne derece kuv- vetle çarptığını bilmiş olsa bu suali sormazdı. Esasen onun cevap vetirken sesindeki titreyiş en büyük itiraflardan daha beliğdi. — Büunu biliyorsunuz Nejat. Aralarında derin bir süküt oldu. Duvardaki saatin tiktakı duyulüyor, çok uzaktan bazı gürül- tüler geliyordu. Bu sükütu Nejadın yarı mahcup, yarı heyecanlı sesi yırttı. — Hakikat şudur: Ben buraya sizin Mitatla beraber olup olmadığınızı anlamağa geldim. Şermin hayretle onun yüzüne baktı. — Demek bir düziye “yalnız İp bir şey bilmiyordu.. Hizmetçi kız, bir akşam ev- vel ona “Çifte bakkal,, mahallesinin ne tarafta ol- duğunu sormuş olduğunuzu söyledi. Bunun üze- rine tereddüt etmeden peşinizden gittim. Nejat bu hikâyeyi karısının yüzüne bakmağa cesaret edemiyerek ânlatmıştı. Şermin kaşlarını attı: ' £ — Aramiızda geçen vaka ne olursa olsun, ka- rı koca vaziyetimiz ne şekilde bulunursa bulun- sun, evvelâ kendi şerefimi, sonra da taşıdığım ds- min şerefini vikaye için elimden geleni yapaca- ğima şüpheniz olmasın. Böyle bir şüphe zihninize geldiği için benden derhal af dilemeğe mecbursu- nuz Nejat. Nejat hafifçe tebessüm ederek, — Affedersiniz.... dedi. Şermin gülmedi. Bilâkis, bütün vücudüne bir gevşeklik, bir yorgunluk ârız olmuştu. Başını koltuğun arkasına dayayarak bir zaman öylece kaldı. Bütün gün geçirdiği korkulu ve heyecanlı dakikaları unutmak istiyordu. Gözlerini açınıca tatlı ve sakin bir sesle kocasına hitap etti: — Aramızdaki mâneyvi karanlığı aydınlattık sanırım; lâkin anlıyamadığım daha bir nokta var: Giresünda Mitatla beraber bulunduğum şüphesi, sizi niçin tâ buralara gelecek kadar alâkadar etti? Kocası bir an düşündükten sonra cevap verdi: — Hiç bir erkek, bilerek ve istiyerek gülünç bir vaziyete düşmeğe razı olamaz. Bu cevap onüun bu mevzudan uzaklaşmak ve sözü kısa kesmek istediğini isbat ediyordu, fakat Şermin bunu anlamamazlıktan gelerek devam etti: — Buna emin misiniz Nejat? Nejat kısık ve sert bir sesle: — Başka söyleyecek bir sözüm yok... Dedi. Genç kadın fazla israr etmeden lâfı değiştirdi. Akşam y ğini Şerminin odasında yemeğe karar vermişlerdi. Yemekten sonra Nejat belli et- diye sormanızın sebebi bu idi. — Vapüurdan çıkınca doğru buraya gelip sizi sordum. Sabah fabrikadan bir adamın size E di a İ ÇA b K ” Ü den etrafını müt is nazarlarla tetkik eder - ken yandaki odaya açılan kapıyı gördü. bir| (Arkası Var) X B aa BULMACIİI Soldan sağa: İ — Bir - ek 2 — Kirletmek 3 — Bir W ve - ter okunursa: eserler * Bir müstemleke - iskambilde ” hK 5 — Çok fakir - iymi emir 6 — pek iyi - sı i emir 7 — Ters okunursas bir ta - meydan - alan 8 — nota - Bir yarım ada 9 — İZ, met iş - tavaf eden. Yukarıdan aşağı: 1 — - €v bark 2 — Zemin - bir mü her 3 — Ters okunursa: di kıtalarından biri 4 — Bir ot , havza 5 — Dedikoducu 6 — | min - Müsterih 7 — Fakat «? ra konur 8— Meseleler - bağ edatı 9 — Bir ağaç - suçunu ğışlamak. Evvelki bulmaca - Soldam 1 — Sardinya 2 — Ad - 3 — Aran.ard — Diriltmek | Hiy - mi < ise 6 — Takağ- — Tare -ard 8 — Şirk -et aksam - atn, ğ Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: