Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Berlinden Varşoyaya gelen bu tren bazı diplomatları getirmişti. Ayni şekilde Varşovadan da vize dmııbuıumıelui Almannyn__ maktan çekinen bombalara da tesir etmiş olduğunu düşünüyor- dum. O esnada genç kız çok endişe H idi: Haklarında bir çok fena şeyler işittiği Alman zabitleriy- le dolu bir trenin içinde bulun- nan, bizim gibi iki kadına tür- lü türlü Mmünasebetsizlikler ya- -( P TAN Hayatı Ucuzlatmak İçin Tetkiklere ve Tedbir Alınmıvaî Başlandı Trikotajcılar Her Sınıf Halkın Kullanabileceği Yapacaklar ve Lüks İmalâttan Vaz Eşya Geçeceklerdir. Deri ve Kumaş İçin de Yeni ve Esaslı Tedbir Alınıyor Hayatı ucuzlatmak için sanayi üesseselerimizin, lüks ve müte. nevvi l ziyade halkın mdııdrü!düüııbî,bnu—m binmek müsaadesini alan dinlar da vardı. Bunhr?olnnyı teb dan Alman l Bunlar, karşı fevkalâde na- zik davrandıklarını bizzat tec- rübe ettiğimi söyliyerek, zaval. idi. |lıyr elimden geldiği kadar teselli egor ve, çalıştım. Y” İi ya Jarı anlatıyorlardı, Görmüyor di- yordum. Bizim kupeye giren bi- le yoktur, bundan başka bızım faret larımız da bizi birinci derecede ihtiyacı olan malları imal etmeleri lüzumun - dan bahsetmişti Neşriyatımız, alâkadarlar ta - rafından ehemmiyetle nazarı dik kate alınmış, çorap ve fanilâ fab. rikatörleri.dün ticaret odasına çagınlnnk umumi kâtip Cevat eyep 'Tepioknungnag spusiy yuâe ne korkuyorsunuz?,, * * Mükellef bir yemek nız bir kadın Varşovada kalmış- tı. Birdenbire kapı açılarak oda- Mıııuuuer Vırşovıda Moger Beıhnden Varşova- ya, bütün — sefaretlerin mümessillerini getiren hususi bir trem gelmişti. Aralarında Rumen sefareti müşavirinin de bulunduğunu görerek hemen o- raya gittim. Polonyada kalmış bütün Rumenler müşavir D'nin etrafında toplanmışlardı. Bu a- rada, bir kadın muhasara esna- sında kocasımın sokakta nasil öl- — düğünü anlattı. Bir mermi par - çası zavallı adamın karnına isa- bet ederek içinde bütün varını taşldiığı kuşağını paramparça et- mişti. Müşavir, eve çabuk dönmiye- ceğini söyliyel Alman marklarından bir miktar verdi, çünkü Polonya parası kıymeti- nin yarısını kaybedip 1 jolt ya- rım marka geçiyordu. Müşavir evime götürmek üzere; bir de mektup aldı; fazla bir şey yapa- — madı ve hususi trenle Berline gitti. * 4 y Hususî trende vıirşovay! wâetmeğe mu - vaffa!k olduğum soğuk Sabah!eyh Almun komutanlıgı. na gitmiştim. Hususi trenle Ber linden geler Almanyanın sabık — Polonya elçisinin bana vize vere- bileceğini soylediler Onu, bir ıaat €evvel garda, daha dıogmsu lar garim — bulund gerde görebilmem mümkündü; emen oraya gittim - Diplomatları beklerken, bu hazin, yıkık memlekete 'sanki başka bir dünyadan gelmiş, muh teşem trenin önünde, peronda geziyordum. Birdenbire vagon- Vi bir tavırla, T am bu esnada kapı çalındı, arkadaşımın benzi uçmuş- tu; endişe ile yüzüme baktı... Ku tren (öni Dü riyasetinde bir top - lantı yapılmıştır. Cevat Düzenli, fabrikalarımı - zın her şeyden evvel her sınıf halkın kullanabileceği çorap, fa. nilâ, kumaş ve gömlek imal et- meleri lüzumunu tebarüz ettir- miş ve bu hususta fabrikatörler. den söz almıştır. Fabrikatörler pemize yaveriyle berab komutanı gelmiş ve çok terbiye. hareketten evvel yemek yeyip yiyemediğimizi sor du. Menfi bir cevap verdik. '— O halde garsonu size gön- deririm, dedi. Siz maattessüf 10- kanta vagomuna gidemezsiniz .,, Bir kaç dakika sonra, önümü- ze elinde türlü türlü yemeklerle idolu kocaman bir tepsi tutan bir garson çıkmıştı. — Arkadaşımla mânalı mânalı bakıştık ve gar- son gittikten sonra, aç kurtlar gibi, yemeğe atılarak harbin başlangıcındanberi ilk defa ola- rak karnımızı iyice doyurduk. (ARKASI VAR) Poliste: pi AUKT SELLRR DA ; . pi Zincirlikuyuda . çe Bir Ölü Bulundu Dün sabah Zincirlikuyuda Gül tepe gazinosu civarında içi su do- lu bir çukur içinde bir erkek ce. sedi bulunmuştur. Beyoğlunda Bayram sokağında kahvecilik ya pan Kâzıma ait olduğu anlaşılan cesedin üzerinde hiçbir yara be- re yoktur. Ceset dün adliye dok- toru Enver Karan tarafından mu ayene edilmiş ve morga kaldırıl. mıştır. Tahkikata devam edil - mektedir. Kâzımın sarhoşhıkla y üsü baoğöğulduğu tah edilmektedir. İHTİLÂS YAPMIŞ — İnhisar. lar idaresinin Cibali tütün fabri.- kası veznedarı Ahmet Künçer defterlerinde — tahrifat yapmış, zimmetine 5 bin lira pa: ra geçirmiştir. Dün suçlunun e- vinde arama yapılmış, paranın bir kısmı bulunmuş ve müsadere edilmiştir. Doğruca adliyeye ve. rilen veznedar, üçüncü sulh ceza. da isticvap edilmiş ve suçlarını kısmen itiraf ettiğinden tevkif o. — lar Polonyadan hususi trenle ay- — Tılmak müsaadesini almış, Po- lonya tebaasından Almandı “— Demek hususi trene ka- — dınlar da kabul olunuyor,, diye rar verdim. Tren komutanını kolaylıkla buldum, Bu terbiyeli, nazik Alman zabiti derdimi he- * izdeki hafta içinde odaya | / bir rapor vereceklerdir. Bu ra - por fabrikatörlerin de iştirak et- tikleri bir komisyonda goruşule. cek, hazırlanacak halk tipi nü - müuneler de Vekâlete gönderile. cektir. Kumaş fiyatları Bütün yerli masnuatın ucuzla. tılması için çalışılmaktadır. Tri. kotaj mamulâttan başka kumaş sanâyii üzerinde de tetkikler ya- pılmakta, İktısat Vekâleti yerli kumaşların pahalı satılmasındaki sebepleri araştırmaktadır. Ku - maş fabrikatörlerinden mürek - kep bir heyet bu hususta izahat vermek üzere Ankaraya gitmiş- tir. Deri sanayiinin de bu çerçeve dahilinde tanzimi için tetkikler yapılmaktadır. Derilerin cins ve nevilere ayrılması takarrür etmiş gibidir. İktisat Vekâleti sanayi tetkik heyeti reisi Şevket Sürey- ya şehrımızde u işle meşgul oL mıktadır vo dn.n dericilerin bir Sabıuı ıauayü Halkın aldanmaması ve alda- tılması için sabun nevileri ve ev safı hakkında da yeni bir nizam- name hazırlanmaktadır. Bu ni - zamnameyle âdi sabunlarla ko - kulu tuvalet sabunlarında ne miktar yağ ve diğer iptidait mad- delerin bulunacağı tesbit edil - mektedir. Nizamnameye uygun olmıyan kokulu sabunların satıl- masına müsaade edilmiyecektir. Mıntaka iktısat müdürlüğü, sa- bun nizamnamesi hakkında, sa - bun imalâthanesi sahiplerinin fik rini sormaktadır. Lüks mağazalar işi Fiatları mürakabe komisyonu umumi masrafları fazla olan ma- ğazaları lüks mağaza diye kabul etmişti, halbuki Ticaret Vekâleti, lüks mağaza tâbirinden, içinde lüks ve antika malların, satıldığı bir | mağazaları kasdetmektedir. Mü. cevherat mağazaları da lüks ma- ğaza sayılmaktadır. Maamafih lüks mağazalar hak- kında Ticaret Vekâleti henüz kat'i bir karar da vermiş de- gildir. Müstahdemin Hakkında Yeni Kararlar Alındı Bütün Müstahdemler Muayene Olacaklar Dün toplanan Şehir Meclisi Türk okutma kurumuna yardım için beş bin lira verilmesi ve Ha. seki hastanesine Tıp Fakültesi hesabına on beş yatak ilâvesi tek liflerini bütçe encümenine hava- le etmiştir. Zeynep Kâmil has - tanesindeki depo, hademe ve he- kımler için ayrılan yerlerin te- davi için kullanılması ve burala- ra elli yatak ilâvesi için 6000, hastanede çamaşırhane tesisi için de 1500 lira ayrılması için veri- len takrir riyasete havale edil. miştir.-Taksimden Tophaneye i- nen yolun plânı tetkik edilirken münakaşa yapılmış ve neticede bu yolun genişletilmesinin esas olarak kabul edilerek tatbikatın tehiri kararlaştırılmıştır. Meclis dünkü içtimamnda halk ile temas eden hizmet ve san'at erbabile te- mizliğe müteallik işleri görenler giıda maddeleri yapan, satan ve verenler hakkında yeni hüküm .- ler de kabul etmiştir. Bu hüküm. lere göre; mürebbiye, sütnine, hizmetçi, aşçı, çamaşırcı, uşak, hamal, şoför, arabacı, kayıkçı, |berber, gıda maddeleri yapan, sa- tan veya verenler, süthanelerde çalışanlar, süt satanlar sıhhi mu ayenelerini yaptırmıya, ehliyet vesil almıya ve belediyeye Bornovada Heyelân Oldu, Bütün Şehir Susuz Kaldı Izmir, 14 (TAN) — Bornova- nyn Çam köyünde geniş bir saha dahilinde heyelân olmuştur. Bu heyelân neticesi içme suyu tesisa- —— |tı bozulmuş ve Bornova susuz kalmıştır. Müteterrik; Mulfepede Plâj Şehri Kuruluyor Ankara bahçeli evler koopera- tifi yeniden ayrı bir kooperatif tesis ederek Maltepede bir plâj şehri kurmıya teşebbüs etmiştir. Bu maksatla Maltepede yedi yüz dönüm arazi satın almıştır. Bu « raya asfalt yol yapılması, elek - trik, havagazı ve telefon tesisatı kurulması temin edilmiştir. Mal- tepe plâj şehri olarak inşa edile. cektir. Ayrıca klüp, gazino, tenis ve diğer spor şubeleri için yerler ayrılacaktır. TALEBE KAMPI — Şehircilik mütehassısı Prost ilk mektep ta- lebesi için Floryada daimi bir kamp yeri tesisi için bir plân hazırlamıştır. Köylerdeki seyyar mektep barakaları buraya getiri. lecek ve ayda on beş lira ile okul talebesinin sbu kamptan istifade etmesi temin edilecektir. Süt Mes'elesi Her Gün 1 BinKilo Kaymaksız Süt Satılıyormuş Dün sütçüler cemiyeti yılhk[ kongresini yapmıştır. Kongrede | okunan rapora nazaran her gün | şehrimizde yedi bin kilodan faz! 1 la kaymağı alınmış manda sütü satılmakta ve yıpılan kontrolle- | re rağmen bunun önüne geçile . memektedir. Bu suretle de halk noksan gıdalı sütü halis süt fia. tı üzerinden almak suretile iki defa zarar görmektedir. Üstelik bu sütlere bol miktarda su katı- | larak sütün yağ miktarı binde yirmiye düşmektedir. Geçen sene bu hususta beledi- yeye müteaddit şikâyetler ve mü racaatlar yapılmış, fakat müsbet netiçe alınamamıştır. Hastanele. rin sütü müteahhitlerden tahlil etmeden almakta bulunması da süt hilekârlarına cesaret vermek. tedir. Son günlerde müstahsil olma- dan ve mandırası bulunmadan süt müteahhitliği yapanlar çoğal. mış ve şehrin sıhhati bu yüzden daima tehlikeye maruz kalmış - tır. İçinde halis süt bulunan kap— lara kırmızı, yarı kaymağı alın mış süt bulunan kaplara yeşıl kaymağı tam almmış süt bulu - nan kaplara mavi renkte etiket konulması mecburidir, Buna rağ men bütün süt kaplarına kırmızi etiket konulmaktadır. Muhtelif cins hayvan sütlerini karıştırmak yasaktır. Buna rağmen şehirde satılan sütlerin mühim bir kıs. mı inek sütü ile karıştırılmakta. dır. Şehrin Kasımpaşa, Kumka. pı ve Samatya miıntakalarında makine ile yağı alınmış ve gıda miktarı kalmamış süt satılmak- tadır. Beyoğlu kısmında da su katılmış süt bulunmaktadır. Mu. hallebiciler halis sütün kilosunu 30 kuruştan almaktadırlar, Şehrimizde sütün yağını almak için 338 makine çalışmaktadır. An kara ve İzmir belediyeleri sütün yağını alan makineleri yasak et. mek suretile kendi şehirlilerine halis süt içmek imkânını vermiş. lerdir, kaydolunmıya mecburdurlar. Süt nine ve mürebbiyeler işe başla - madan evvel ve sonra her altı ay da bir sıhhi muayenelerini yap- tıracaklardır. Berberler, gıda maddeleri yapan, satan ve veren ler, umuma mahsus yapılacak, yıkanacak, temizlenecek yerler- le eğlence yerlerinde çalışanlar çamaşırcılar, hizmetçi, biletçi ve kapıcılar da her üç ayda bir sıhhi muayenelerini yaptıracaklardır. Şehir Meclisi salı günü yine toplanacak ve belediye zabıtası. nın diğer maddelerini müzakere edeceklerdir. Bir Köylü Bir Kaplan Yakaladı Adanada çıkan Türksözü gaze.- tesi yazıyor: Kozanın Gedikli köyünde Hü seyin oğlu Hamza, kurt tutmak için bir kapan kurmuş, fakat bu kapana bit kurt yerine bir kap - lan tutulmuştur. Hamza, tuzağa düşen kaplanın feryadını işidi kurt y Hayyam ın Sözü Yazan : Naci Sadullah Hnyyam: “Yılanın başını da- [. ima düşmanının yumruği- le ez: Düşmanın galip gelirse yı- lan ölür, yılan galip gelirse, bir — düşmanın eksilmiş olur!,, demiş. Bu sözleri hatırlayanlar, bugün bütün dünya milletlerinin politi- — kasına hâkim olan müşterek — “tandans,, ın en isabetli teşhisini: “Hayyamizm!,, kelimesile koyar- lar: Çunku bazı milletler, kendi llat — olan yahancı menfaat,, yılanının ze- hirli başını, bir başka düsmanı- nın yumruğile ezmek istiyor. Bu arada, göğsümüzü gere ge- re iddia ve isbat edebiliriz ki, bir düşman yumruğu olmamak, ve bir yılanı düşman yumruğile ez- memek isteyen müstesna bir mil- lettiz. Çünkü, hiç kimseye karşı düş man değiliz: Ve bizi zehirlemel isteyecek olan her hangi bir düş- manı bizzat kendi yumruklarımız la ezecek kadar da kuvvetliyiz, Bilâistisna her milletin, bu ba- kımdan Türkiyeye — benzemek mazhariyetine kavuşacağı gün- dür ki, milletler arası politika- sı, huyuk riyakârlıkların lekesin- den ki ik imkânını bula- caktır! ? Adliyede Yeni Terfiler Muddeıumumılerden Terfi Edenlerin Listesini — Veriyoruz Ankara, 14 (TAN Muhabirin- den) — Adliye Vekâleti Eylül 1940 tarihinde iki senelik müd- detini ikmal eden müddeiumu- milerim listesini hazırlamıştır, aynen bildiriyorum: Altıncı dereceden terfi edenler Kayseri müddelumumisi Feyzi K3 ken. Yedinci dereceden tercihan terfi edenler A dan Hüseyin h ! Yedinci derceden. terfi edenler Elâzığdan Nuri Önler, Adapazarın, dan Nusret Tücer, Burhaniyeden Sul- hi Çiloğulları ve Malatyadan Zeki Bilgin, Sekizinci dereceden tercıhaıı terfi edenler dı zannı ile dışarı Iırlamış, fakat kapana tek ayagındnn yakalan - Sabri Kösebay ve Ce« lâlettin Köseoğlu, İneboludan Hik < met Tüzel, Bas'tan Recai Özmen, mış olan kapl uğ- ramıştır, Kaplanla Hamza arasında tam 20 dakika devam eden bir müca- dele olmuş, bu mücadelede Ham- za sol kolundan iki derin yara al- mıştır. Hamza kaplanı öldürmüş- tür. Fakat kendisi de tedavi edil. mek üzere hastaneye kaldırılmış tir. Kırklarelind H İstanbuldan Übeyt Glisarlıoğlu, Cebe- libereketten Rüştü Kıyıkcıoğh.ı. baş — İ muavinleri: İsmail hoğlu ve Ziya Sekizinci dereceden terfi edenler Boludan Zahit Tar, Çorumdan Kö, mal Tan, Burdurdan Zeki Dalotay, Edirneden Âşir Aksu, Sıvastan Baha | Soysaı. Andirinden Şükrü Sancar | Had Ayşe'den Nurullah Ataç'a Mektup Bıy Ataç! (Ayşe) ııiıııda bır kadına yazıp ğiniz yerde da- bu kitapları boy sırası neden dizmiş? iıııı hlgınhkla nmlbu)ı lladığ a DA okuyorum., Niçin “larla beraber Berline kadar git- . mek müsaadesini vererek: “— .Am:ak, gidip eşyanızı alabil- meniz için vakit kalmadı.,, de- di. Fakat, ben bü nadir fırsatı eşya yüzünden kaçıramazdım. rende benim gibi bn-kaç tı- bu bıyının soy adını da kullanmıyor- sunuz? Ben bir başka Ayşe sıfatiyle bu ihmalinizden şikâyetçiyim. Gittikçe beni âleme rüsvay edecek. siniz. Tanıdıklar, benim edebiyatla meşgul olduğumu bildiklerind “Süe tar ve en parlak mısraı size söyliyece- Failâtün, failâtün, failâtün fa- ilün ! Bunlar neler yaın.rlır?) diye meraka düşenler yanlarında birer ansiklopedi getirdiler, O zaman ilim meydanında u- zun uzun boru öttüren dehriler, allâ- meler, ukalâlar birer tarafa savuştu. Şmıdı oyle çıçegı gobegınde ( ıyaklı ku- (kırk (her telden çalıp oynar fıloıoilanmız) lmadı. Fakat ilim cihetinden yapılan ı ve bir (münekkit tıcı) imal etmenıu uzun boylu göz y Şair o adamdır ki her şeyden evvel hayat ku;ıımdı bir tek mısra ıoyleyip bu kısmi temizlikten edebiyat ciheti - daha çok su götürdüğü için olacak - . yakasını kurtardı, Mısra müptelâları, “şiirde mâna a- 1,, diyenler işte bu satırdan kur- mıvdî ezberleyiniz. Ayrıca mâ kolayca kın bu Ayşe sen olmuyasın kardeş?,, di- yorlar. “Vallahi, Iııllıln ©o Ayşe ben Zzı ümit ediyorum. Derlııl W (Fı'lıh-leı' ve İi ) başlıklı değilim!,, diyorum erlar. Ay- şenizin :ıy adını lütfen ve merhame- ten ilâve emıoııı rım içın yızdığım den birini , yazarsınız, * * Mısra sevmenin faydaları ı T lili daba vardı. Hi İi- kinci mevki bir vagon tahsis &. dildi. Kupe arkadaşım, fevka- lâde güzel, Polonyalı genç bir kızdı; Bolivya tebaast olduğun- dan, Bolivya konsolosunun yar- dımiyle bu trene binmişti. Genç kız bana felâketini an- lattı: Varşova bombardımanı es- nasında beş dakika için evden — çıkmiştı. Geri geldiği zaman ne -— ev, ne de evdekiler yerinde kîî- lı vauıya biraz elbise vererek evme almış ve Bolivyı tavsı.yı etmişti. Orada, genç kızı barındırıp, kendisine yardım et- — mişlerdi; şimdi, eskiden Bolivya- -— ya iltica etm(;â akrabalarının ya- bu mek lüm razı olmadı. Biraz sizden ve ede- biyat sdrüşünıiıden lııhıedıeeeğım. Son de Ayşe- ye: “Ayşe, söyle senin için kimden nef- ret etmeliyim.,, Gibi bir söz sarfetmiş- siniz. na da yolluy Vıktiyle (Ke'ıbnn) nıhııdı bir baya-*' Rlbet yarar. Mun sevmek nedir? ne faydaları aolur? Arzedeyim: Bir mısra; tren yolundan kesilip a- lınmiş bir karış uzunluğunda ray par- çasıdır. Yâni ne raydıu, ne ray değil! € ray parçası. Bir işe yarar mı? At nalr olur. Civata başı olur. - Yâni somun olur - birisinin ka- zamanları hatırlıyor musunuz. Haııinm,ıggnm adamcağızın başını ya- (Müsavat) diye'ntakaleler kalemt al - devri. “Kayıkta olmanın hicabı vardır.,, Diyordunuz. Sonra ne oldu * ? Divanlardı | > başladınız. “Her şeyden evvel müzik,, diye feryat ediyorsunuz. Sizin için bir hakikat: Değişiyorum zannediyorsunuz. Halbuki dönüyorsu- nuz, İkisi ayrı ayrı şeylerdir. Şimdi madem ki: “maksudu eserse | mısrar berceste knhdır' lumaatuıdesı- niz, dünya ı“ ünd. l rar. Lâkin hstünden vıgonlum ve lo- l iflerin geçip g git Böyle bir muazzam iş ıomhüııııi in, Bay Ataç, milyonlarca, milyarlarca ka- rış rayın birbirinden koparılmamış ol- ması, yanyana bulunması ve bunların iki müvazi çizgi halinde uzaması, sağ- lam bir zemine mantıki mühendis he- sabiyle döşenmiş-olması lâzımdır Amma diyorsunuz ki (Ben şiirin bir işe yaraması icap ettiğine kani de- ğilim.) Yağma yok, Bay Ataç, / ramısra yalmanıza bu düşünülüp minı mmnıyıı:ık sou de- ül at 4 tulanlardır. H D bir lâfı “Mânasız şiirin de bir miııııı var- dır. Yazan budaladır.,, işti. Mısracıkları neden seviyorsunuz? Bence bütün hüneriniz burada: Seydiği- niz şairler, yaşlı olsun, genç olsun, en büyüğünden en küçüğüne kadar hep mısra ınııtkirlındırhr Mıırıcı mü- vardır, fırsatını düşürdükçe: “Bu işler böyle kalmaz, bir gün gelir düzelir.., der, Elbet edebiyatta da bu işler böyle kalmaz, bir gün olur . düzelir. Nazif Yaşar, Mudanya « dnn Basri Özkan, Saraydan Hikmet Sönel, Niğdeden İsmail du, Artvinden Hamdi İyigün, Mesudiye- den Abdüllatif Akalın, Bigadan Hak- kı Çağırankaya, Karşehirden — Fevzi Altıok, Zileden Sulhi Uluca, Siverek- — ten Abdullah Buker, — Sarıkamıştan Tevfik Erpağ, İstanrbuldan Lütfi Kay. nak, Ağrıdan Sülhi Ural, Ünyeden — Hikmet Birer ve Alucradan Abdul- , lah Şen. T Dokuzuncu dereceden tercihan terfi edenler Mürüvvet Tüzünkan, — Bolvadinden Necati Erdoğan, Dursunbeyden Ce- mil Akdoğan, Kayseriden Sabri Ev- türk, baş müddeilumumi muavinle - h rinden Ekrem Gökvardar ve Adana- — İj dan Şerafettin Gökmen, Dokuzuncu dereceden terfi edenler Kemalpaşadan Salih Oy- güzel yazıy & Sııde bu- telif tarafı olduiunu eskidenberi se- xıyordum Meğer (asri ve edebi aşk ları) isimli bir kitap yazabilir. nekkit olmakla iki devrin müuş oluyorsunuz. Bir çesit odebıııat diplomatlığı. * x Bir gün elbet düzelir elelim istikbalin ne olacağına: Eskiden bizde, bir takım deh- vardır. Kimi riler, allâmeler, ukalâlar (ıyıklıkatüplıım ) kimi (kırk anbar) çentlerin hakiki doçent olanları, yâni ttikleri yerde (Bar nasıl işletilir?), :mtegjl:ıııe ııısıl yuriu-’) mevııılaruıı ei mişsiniz. Bu da bir şeydir. Gönül alış verişi bugün yüzbeyüz oluyor amma, kaleme büsbütün iş düşmüyor zannet- memeli, Onun da sıirası geliyor. Lâkin şimdiki âşıklar bir tuhaf, önce kurşunu atıp sonra nişan alıyorlar. Bu da dünyanın ters döndüğüne bir sel misaldir. Sizi çekemiyenler, (kırkından sonra saz çalıyor!) dlyorlu. (Saz çalmak) öy- le bir zenaattir ki (çalmak) fiiliyle tâ- rif edildiği halde ıyııı ve âdi sayılmaz. Bir insan, pekâlâ, kır! sonra da (sazende) olabilir. Asıl felâket kırkı- nızdan sonra (hânende) ölmanızdn idi. Gıyabi hür i Bay Ataç. man Eskişehirden İrfan Bağdeş, Ve. zirköprüden Servet Yener, İstanbul- dan Hicabi Dinç, Trabzondan İsmet Ulay, Vandan Ömer Yörükoğlu, Mas — nisadan Talât Özpolat, İstal Turgut Oktay, Denizliden — Cemil — Mümtaz- Söylemez, Tokattan — Nuri Ocakçıoğlu, Gümüşhaneden Ali Öz. demir, Gönenden Sadık Yırcalı, İs « tanbuldan Ziyaettin Yazgan, Orhafl Tığrak, Edip Ünal ve Tahsin Okur, Ankaradan Fuat Börekçi, Finikeden Hamit Selekler, Çaldan Nail Çelebi- — oğlu, İstanbuldan Sadrettin Berk, Vı h | Fehmi Çakıl ve Cevdet Özpay, Bolus — | dan — Galip Parlas, — Merzifondan Mustafa Somer, Yalovadan Hakli Talimcioğlu, Sındırgıdan Nüusret Te — kin, Yozgattan Kamer Gerçek, Gör « || desten Hikmet Tırhan, Emirdağdüfi Hakkı Akman, Erköyden Muımms" Bahşı, İzmirden Kemal Berkardâı " | Eskişehirden Besim Altıok, Tiredi İKemal Berk verfdilivriden Necaji |