bunyanın Siyasi anzarası iltereye ve Amerikanm emniyeti ile alâkadar mem- İeketlere kira İle veya ödünç "larak harp malzemesi verilme. “ine müsaade eden kanun lâyi- mın -esaslı değişikliklere ma tu kalmaksızm- o mümessiller Meclisi tarafından kabul edilme- *İ, hilkümetçe memnuniyetle karşılamaktadır. Amerikanın kendi müdafaası imal ettiği harp levazımı- im 9410 unun İngiltereye ve- Kilebileceği, kabul elilen lar trasında bulunduğuna tltereye. evvelce sipariş etmiş *iduğu 3,5 milyarlık harp leva- Kn da teslim edilecektir. Ayni zamanda, Reisicümhura, rika harp gemilerinden ba- xlarının -bilhassa Okafilelerin himayesinde çok faydalı olan Muhriplerin- kongrenin muva- İakatini almaksızın İn; devredebilmesi salâl Ten esas da kabul edilmistir. Fakat kabul edilen tadiller a- Tasında, (harp İevazımının A- Merikan nakliye gemilerile ve Amerika harp gemilerinin re- İlakati altında gönderilmemesi) kaydini Roosevelt'in kabul et- miyeceği zannedilmektedir. Di- #er cihetten, Reisietimhura ve- İtilen geniş salâhiyetlerin, ica- ında İki meelisin müşterek ka- İharile geri alınabileceği hakk | in âyün tarafından de- İiştirileceği ümit edilmektedir. Bu kanun mümessiller mecli- Minin tasdikinden geçtikten son- İra âyân meclisinde müzakere Bi:lecektir. Ayân mecli: İye encümeni de hir ri, tanınmış şahsi İmerele hakkıdaki fikirlerini din vekle meşguldür. Bunlardan indberg noktai nazarını şöyle İade etmiştir: “İngiltere, Amrikanın yardı- ar ile dahi, Almanyaya karşı nil temin edemi- Yecektir. Biz İngiltereye yar- tim etmekle, harbi uzatmak me huliyetini üzerimize almış ol Yorez. Bugün yapılacak en iyi hk müzakere yolu ile sulhü te- 3 etmektir. Lindberg, harp başlamadan İnt ay evvel Moskov: N, Berlini, Londrayı İiş ve memleketine dönüşünde ihtibnları hakkında Roosevelte | LOKMAN YA, NEDE Bu, şeker hastalığı bahsini aç- okuyucumuzun Suallerine İğim cevapların hemen hep- menfi oldu: Şeker hastalığı İddan gelmez, bundan gelmez. nez i irsi olduğu müsbet. Fakat lan babadan çelen de hasta İn kendisi deği, © hastalığa | dattır, © halde bu istidadı aran sebep nedir? KY ücudumuzdaki şeker nizamı: bozulması... ısa sözle bu kadar basit gö- vin bu işi hakikatte vüöcudün a karışık işlerinden biridir. Ha- mizin deyamı, uzuvlarımızın n mutlaka lüzum olan er yenildiği gibi kullanılmaz. yakm içeri geçerek hmıza karışınca onu ilkin ka Meiğer çeker alır. Şekeri Mizu- kenda şeker olacak başka bir Mi haline çeviren ve bu mad- İ lüzumuna göre şeker haline İlvirerek tekrar kana verir. O- yan büyük ve küçük adaleler a- İlme gene iki türlü munmeleden Japan şekerden hareke? çikarır- ji Beynimizin İslemesi bile şe- İe olduğu yakın zamanlarda | aşama 3 xa Akat şekerin vücudumuza gir pile sarfedilmesi arasmda bir meydana v Lindberg, matbumt tarafı bu raporda: Sovyet Rusyanın ığını, fakat askeri disiplin bakımından diğer mem leketlerden geride bulunduğu- Bu, havacılık bakımından Al manyanın, hiç bir devletin boy ölçüşemiyeceği muazzam bir vet teşkil ettiğini bildiriyor- du. Albay Lindberg, kongre hari- <inde, İnfiratçıların en mühim sahsiyetlerinden biridir. On en hararetli taraftarlarmdan bi ri, sefirlerden | Morrow'un kızı olan karısıdır. Madam Ann Lindborg, ilk teşrin ayının baş- larında dördüncü çocuğunu dün yava getirdiği zamanlarda nes- rettiği bir kitapta, Fransanin, ingilterenin ve Amerikanın ma- zinin kuvvetlerini eşkil ettik- lerini, halbuki Nazizm, Faşizm, ve kommünizm'in istikbalin kov i olduğunu iddin ediyordu. hastahanye gralta kendi rik, fakat kitabını yazdığı için İakbih ediyor ve Roosevelt'in siyasetine tam itimadını bildiri yordu Şüphesiz Lindberg, Kennedy, Johnson, Whealer gibi tanınmış ve mevki sahibi şahsiyetlerin, yardım projesinin kongre tara- İmdan kabulünü geciktirmek hususunda müessir olacakları fakat bu kanunun -bazı ta lerle- kabulüne mani olam; eakları anlaşılmaktadır. Kongrenin, Alman ve adalet ve milletlerin istiklâl prensiplerine uygun bir sulh tek lifi yaptıktan ve buma red ce- yabı aldıktan sonra kanunu ka- bul etmesi de muhtemeldir. - Hava Muharebeleri iŞ iki hafta zarfında İn- giltere adası üzerine ha- va hücumları çok azalmıştır. Buna mukabil son günlerde İn- giliz hava kuvvetlerinin Fran- sadaki Dunkerane, Calais, Bou- logne... gibi istilâ limanlarına karşı taarruzları şiddetlenmiş- tir. Son. günlerde İngiliere adar sına karşı tavare hücumlarının azalması, Almanların yeni ve büyük bir hava taarruzuna ha- zırlanmaları ile izah edilbilir. Adanın istilâsının mümkün o- Tup olmıyacağı, bu hava taarru- zunun vereceği heficeye göre taayyün edecektir. izlerin son günlerde is- tülü limanlarını musirrane bir surette bombalamalarına gelin- ce bumu, kıvamına gelmiş olan istilâ plânı bozmaya matuf hir hareket olarak tefsir edebi riz. Hatırlatalım ki, İngilizler, beş ay kadar evvel, Almanların istilâ plânını yine ayni suretle altüst etmişler ve istilâ için ha- zırlanan ve harekete müheyya bir halde bulunan kücük büyük ve nakliye gemilerinden bir ço- ğunu tahrip etmişler ve kırk el bin Alman askerini denize dök müşlerdi. M. ANTEN HEKİMİN aa a N GELİR? Adaleler işlemez, şekeri sarfede- mez, kanda şeker nisbeti artar. İki tarafın arasında, hormonlar ve vitaminler işe karışırlar. Bun- ların bazıları kandaki şeker nisbe ini arttırırlar, bazıları da azal- tırlar. Bunların Ohepsi yolunda işlerse kanımızdaki şeker nizamı da yolunda gider, Kandaki şeker nisbetini arttıran hormonlar faz- la işlerse, şeker hastalığı gelir © nisbeti azaltan hormon İ; lemezse yine öyle... Hormonların işleri sempati nirlerile müşterektir, bozulursa, şeker hastalığı meyda na çıkar... Bütün bu uzuvların ve vitamin lerle hormonların işleri pek mil- him olmakla o beraber hepsi de pek nazik seylerdir. Hele sempati iri wcazi manasile deği), reekten- vadan nem kapar lar. Onun için havatta pek çok sey kanımızdaki seker nizamı üzerine tesir eder. Yorrunluktan, hey candan, düşmekten, vitaminsiz- likten seker nizamı bozulur; Bil hasen olu hastalıkların hor- morler ve sinirler fizerine tesir- leri pek büyüktür: Bu hastalık- lar müzmin de olsalar, hormon- ları bozarlar, Bundan dolayıdır ki şeker has- talığı, başka hastalıklara nisbetle mn neşredilen) Onlar da; uzuvlar ise karışır: Karaci İyi işlemez, yenilen şekeri . Kanda şeker nisbeti artar. | o kadar çok görülür, jsns. telgrafları şu son günlerde Uzak Sarktan yine heyecanlı haberler vermiye başladılar. Thailan (Siyam) il Fransiz Hindiçinisi arasında pat yan harp Japonların müdaha- lesi ile bir mütarekeye vardığı şu sıralarda Japon hükümet a- damları yüksekten atıp tutmak Yoluna yeniden girdiler."Tok- yoda Japon hariciye nazırı Mat- suoka'nın riyasetinde Thal ve Fransız murahhasları bir sulh esaslarını ararlarken Japon fi- losu Menam. nehri ağızlarında görünmüş. Japon harp gemileri- nin Siyam payitahtının, Bang- kok'un yolu üzerinde işleri ne? Bu hareketin, Japonyanın ara- ya girmek suretile harbi dur- durması hizmetine mukabil, Thai hükümetinden Siyam kör- fezinde üsler istemesi ile alâkalı olduğu söyleniyor. Diğer cihet- ten Japonyanm Batavyava, gön- derdiği bir heyet ile Holanda anı hükümeti arasında müzakerelere de çok ei emmiyet veriliyor. Ja- ponlar, Holandanın bu müstem- İekesinden bazı mühim fedakâr- klar istiyorlarmış; Bütün mah sullerin!z! bize veriniz ve ma“ denlerinizde ve limanlarınızda bep Japon amelesi. kullanacak- sınız. Diyorlarmış. İş bununla da kalmıyor: Japonya o Uzek Şarkta, Avruvada Almanyanın yaptığı gibi, yeni bir nizam ku- racakmış ve bu nizama Holan- da Hindistan da behemehal ka- tılmalı imiş. Holanda Hindista- nınm Tokyo elcisi General Pa- bat, hükümetinin kim tarafın- dan ileri sürülürse. sürülsün, yeni bir nizama iştiraki reddet- tiğini bildirmiş ama kim dinler; Japonlar hâlâ ısrur ediyorlar ve Amerika Birleşik Devletlerinin müdahalesi ihtimalini bile göze aldırdıklarım söylüyorlar. * ronya hariciye nazırı Matsuoka gecenlerde As- ya Çocuklarına hitabı ile buşla- dığı bir nutkunda: “Asya, son iki yüz sene içinde hissettiği Av. rupa ve Amerika tazyikinden kurtulmak üzeredir. Yakmda Sarki Asya memleketlerini, es- ki seref ve serbestilerine kavuş- muş göreceğiz... demişti. Fakat arada küçük bir fark var: Ja- ponlar “Asya' Asyahlarındır.. demiyorlar, “Asya Japonyalıla- İsviçreden Fransaya gelen harp esirleri arasında bir adam - vardır ki, berkesi alâkadar etmektedir. Onları getiren iren Vichy istas- yonuna girdiği zs- man herkes vatanıma kavuşma. inçle bağırışırken iz durmuştur, Yü. akışları da vruğlâk dünya ie alâkası küsilmiş görünen bu esrarengiz asker kimdir? Bu zavallınm - hikâyesi pek acıdır. O harp meydanında ha. fızasını kaybetmiştir. Nereden geldiğinden, nereye gittiğinden, kim olduğundan hiç, hiçbir şey. den haberi yoktur, Ismini bile hatırlıyamamaktadir, Arkadaşları da onu tanımı yorlar. Bize İsviçrede iltihak ği gündenberi hernen hiç ko- zü kederli ve mahsun Japonların Çin Denizi filosu ku- mandanı Amiral Koshiro Oiko- wa erkânı harbiyesiyle harita ü- zerinde bir hücum. plânı hazırlı- yor — Aşağıdaki küçük resim: Holanda Hindistanmın cesur ve faal umumi valisi Tonkheer Tjar- da von Slarkenborgh Slachouwer Uzak Şarkta NELER Hazırlanıyor ? Bir çeyrek asırdanberi Japonya 3 &sasli “gaye için çalışyor. Biri Sovyetleri. . Şarki Sie: - taklaştırmak, İkincisi Av: rı Asyadan ve etrafindi adulardan kovmak, Üçüncüsü de muazzam Çin ülkesini istediği gö- bi tanzim ve idare etmek, Bu âra. da Holanda Hindiriam — Japonlar için: pek İlzumlu © zenginlikterle bulunuyor. Japonya bügün bunlara şiddetle muhtaçtır. ve Holanda Hindistanına karşı gös terdiği yakın alâkamın.bir sebebi de budür. Minili YAPIN 2 Sali Faik Sabri Duran rındır.,, iddiasında bulunuyor lar. Yine Matsuoka beyanatın- dan birinde: “Japonlar bü: tün dünyaya bir Kodo nü mayişi yapmaktan oçekinmiye ctklerdir., diyordu. Kodo ponların sabırsızlıkla bekledile- leri büyük sulh devrini açacak saltanat yoludur. Bu yol Asya- Dın büyük servet ve saadet memleketlerinden © geçecek ve onları birbirine bağlıyacaktır. Bu zincirin baş halkası Japon- yadadır, oradan Mancuryaya ve Çin'e geçer ve Çinden ileride Fransız Hindicinisine ve ora- dan Holanda Hindistanın ka dar uzanır. Bu beyanatı üzerine kendisine mülâki olan bazı ga- ANİ a N Er Yazan: Sevim SERTEL Duşmadı, Söylediklerimizi ya anlamıyor, ya anlamamazlıktan geliyor, diye dert yanmışlardır. Onu yaralı buldukları zaman üzerinde ne bir kâğıt, ne bir mektup, hüviyetini gösterecek hiçbir şey çıkmamıştır. Ve işte İren İsviçreden Vichy garına girdiği vakit diğer askerler aile ocaklarına dönerken bu zavallı da bir hastaneye kaldırılmıştır. Şimdi bu zavallı askerin res. mi bütün gazetelerde neşredil. mekte, kendisini tanımıyan bu adamı başkalarınm tanıyacağı umulmaktadır. Gazeteler, onun büyük resimlerinin altında ko- caman yazılarla halka Şu suali sormaktadır: «Bu adamı Buz?s İanivor. musu- zeteciler, Matsuoka'yı tiğiniz yol Filipinlerden geçmi- yor mu?,, diye sormuşlar. Ja- ponya hariciye nazırı bu sorgu- ya cevap vermenin “Nazik ve güç bir iş,, olduğunu seöylemek- le iktifa etmiş. Bu cevap açık bir dil ile ifade edilmek istenir- se görülür ki, Matsuoka, Japon- yayı şimdi başka yerlerde da- ha mühim işlerle pek meşgul o- lan Garp devletlerine meydan okuyacak bir vaziyette gördüğü halde Amerikadan çekinmekte ve şimdilik onu kızdırmak iste- memektedir. vE B” çeyrek asırdan beri Ja- ponya üç €saslı gaye İ- çin çalışıyor: Biri Rusları. Şarki Sipiryadan uzaklaştırmak, ikin- cisi Avrupalıları Asyadan ve et- rafındaki zengin adalardan koy- mak, üçüncüsü o muazzam Çin ülkesini istediği gibi tanzim ve idare etmek. 1905 te Çarlık Rus. yasını yenerek Koraya ve daha sonrâ Mançuryaya yerleştikten sonra Asya kıtası' üzerine 'âttığı adım! ık sağlamlaşmış gören Japonva Pekin'e karşı açtığı as- ker! hareketleri seneden seneye arttırarak o Şanghay, Nankin, Tonkin derken nihayet Çin mil- liyetçilerinin deniz ile rabıtası- nı kesti, Çin ile açtığı bu büyük sergüzeştin nihayetine varma- dan evvel Avrupada patlıyan büyük harp ona İkinci maksa- dını kolayca temin edecek iyi bir fırsat gibi göründü. Fransa harp harici kalmıştı, İngiltere Akdenizde ve ana vatanda düş manları ile uğraşıyordu. 1939 Şubutında Çinin Hainan adasını sgal eden Japonya o-senenin Martında Fransızların elinde görünen Spratley adalarına yer- esiyor ve: böylece Asyanın ce nubuna doğru sarkma siyaseti: ne pe kadar ehemmiyet verdiği- ni göstermiş oluyordu. Spratley adaları Born&o'nun hemen yanı- başımda, cenubi Çin denizinden Singapur'a ve Holanda Hindis- tamına giden. ticaret yolu üze rindedir. Burasını kuvvetli bir deniz ve hava üssü haline geti recek olan Japonya, Filipinler- den Malskkaya kadar bütün bu memleketleri tehdidi altına ala- bilecek, hususile, Holanya Hin- distanı üzerindeki emellerine kolayes kavuşmak ümitleri pek kuvvetlenmiş olacaktır. Holan- SAY Kan Veren Kadın u vak'a geçen ilkbaharda Mâzlöre İsminde “bir Fransız kasabasmi- da başlamış, ge çenlerde nihayete Ermiştir. Kasüba hastane. sine akın akın ys- ralı gelmekte, doktorlar ilâç ve yardım yetiştirmekte güçlük çekmektedirler. o Güçlük ve yokluk içinde gazete vasıtasiyle halk arasından yaralılara kan verecek gönüllüler aranır, 1k talip, Madam Sauvage is. minde genç bir kadındır. 1906 senesinde Savigny.Sur.Aisne'de doğan bu” kadıncağız,» ayni" za- münda kasabanın. küçük-güze, da Hindistanı Japonlar için pek Wüzümlu zenginliklere dou bu- unuyor. İstikbali bir tarafa bi- rakalım, bugünkü vaziyette bi- le Japonya Çinde başladığı işi bitirebilmek için Holanda Hin- distanından almakta olduğu ba 4 ham maddelere “petrole, de- mire ve kalaya- o kadar muhtaç- tır ki, bunların tedarikinde bir güçlüğe uğramak hiç işine gel mez. Bu cihetle Avrupa harbi başlayınca Japonya €n evvel bu memlekette statükonun muhafa zasıni istemişti. Holanda Alman lar tarafından işgal edildikten ve kraliçesi ve hükümeti Lon- draya iltica ettikten sonra da iki memleket arasındaki iktisa- di münasebetlerin kesilmemesi- mw çalışmıştı I * pe Holanda Hindistan: bütün mahsullerini Ja- ponlara veremiyordu. Diğer Av rupa ve Amerika devletleri ile alınmış taahhütleri vardı. 1938! € gelinceye kadar şekerinin yüz! de #4 ünü, kauçuğunun yüzde dokuzunu, benzininin yüzde 17) sin Avrupaya gönderirdi. Ben zininin yüzde 57 si Avustural vaya, kauçuğunun yüzde 40 1 Amerikaya gidivordu. Bu müş- kül vaziyete rağmen Batuvya| gecen Haziranın 20 sinde Tokyo| ile bir anlasma imzalamış, pet-| rol. boksit, nikel, kauçuk. man-| #enez ve demir gibi ham mad-| deleri irin Japonyanın istekle-| rini karsılamaya çalışacağını vaadetmişti. Cünkü iki milyon kilometre kare kadar mesahası ve 80 :nilyon kadar nüfusu olan bu memleket, bir çok mamul eş- yaya muhtaçtı ve bunların bir çoğunu son senelerde Japonya- dan getirtiyordu. Anavatan düş- man istilâsı altına düştüğü hal- de Holanda Hindistanının is- tiklâlini muhafaza edebilmesi, Ingiliz rna bönzi- yen idari ve siyasi yesinde mümkün olabilmişti, Bu memlekette umumi valinin pek geniş salâhiyeti vardır: Va- li âdeta bir. hükümdar gibidir ve Volksraad denilen millet meclisine dayanarak müstemle- kenin iç ve dış işleini istediği gi- bi tedvir eder. Bugünkü vali Jonkheer Tjarda van Starken- borgh Stachouwer gibi pek u- zun bir isim taşıyan, çok değer- Wi bir şahsiyettir. Vali vazifesi- hin ehemmiyet ve szametine nisbetle genç payi bir) yaşta, 45 inde at harp bulh- ranlari bla lisdn beri, me- suliyetini yüklenmiş bulunduğu memieketin istiklâlini ve Ho- riya bağlılığını ve dahili em ii muhafaza etmekte gös- verdiği muvaffakıyetler kadar Japonlarla temas ve müzakere- İerinde de büyük bir kiyaset Höstererek buzüne kadar sükü- nu temine muvaffak olmuş bu- Tunuyor, Bu hali, Amerika ve Avrupa gazetelerinin siyasi mu- harrirlerinden bazıları, dünya- nin bu karma karışık zamanm- da siyaset. hikmet ve ustalığı- nın: en güzel bir misali olarak Aösteriyorlar. bir vaka daha bildiriyorlar: İngilterede bulun- makta olan Holanda hükümeti tarfından hususi bir vazife İ- le Holanda Hindistanına gönde- rilmekte olan eski başvekil Dr. Jonkheer de Geor,Lizbondan Ba tavyaya doğru voluna devam €- deceği yerde Almanya işgali al- tında bulunan Holandaya dön- müş. Holandanın meşru hükü- meti bu hereketi nefretle tak- bih ediyor ve İngilterenin yanı başımda müşterek düşmana kar- st mücadeleye devam hususun- dok! kat'i kurarını teyit ediyor. Acabu De Geer'e verilmiş olan vazife ne idi? Bu vazifenin müs- temleke umumi valisinin Japon- larla yapmakta olduğu müzake- — tesinin de muharriridir lik defa martın ikisinde kan ver. mek suretiyle bir askeri kurta- rir, Sonra mayısın altısında yine onun kaniyle ikinci bir as. ker kurtarırlar, Aradan zaman geçer, Mözi. öre'i tahliye emri gelir. Her, kes bir yere dağılır. Madam Sauvage da; Saint-Hermine'ye gider ve burada Madam Gidâon isminde birinin yanında bir oda bulup yerleşir Ev sahibi olan bu kadıncağız, yaralandığını duyduğu kocasından bir daha ha ber alamamıştır ve fena halde üzülmektedir, En nihayet bir, gün ona ko- casından haber verirler. Ev. velâ ağır yaralanmış, sonra A ziöre hastanesine kaldırılmış ve| ? orada ona kanını veren Madam Savage isminde cesur bir ka. dm sayesinde kurtarılmıştır. O gündenberi Madam Gide- on; Madam Sauvage'a bir kiracı değil, 'bir misafir muamelesi yaj ır. Zira tesadüfün kendi çatısı altıma attığı bu ka. dım, kocasının hayatını kurtaran fedaidir, Şu KViMDEN | Bir Lira Ceza Dp“ Eminönüne kadar gider y, Yeni camlin ö nündeki dolambaçtan dönerker meydanın öbür tarafındaki durak yerine varmadan kaldırımın ts tüne atladım. Atladım değil ya vaşça iniverdim. Karşıma bir po- Bis çıktı en beni takip ediniz & fendim! Ceza vereceksiniz. Kanun kanundur. Meydanı geç tik, kulubeye girdik. — Bir lira vereceksiniz. — Buyurun... — Siz de makbuzu alım. 'Te- şekkür ederim. — Estağfurullah, Polis hem haklı, hem de nazik olduğu için lirayı seve seve ba yıldım. Tramvaydan atlamak ni zama mugayir bir hareketti. Ber nizama mugayir hareket ettiğin için cezaya çarpıldım. Bundan dı et etmiyorum.. Fa kat beni bu harekete sevkede! sebebi düsünürsek benim de bi raz haklı olduğumu kabul etinek icap edr. Anlatayım: Tramvaylarda izdiham İr faci- ( adır. Fatihten, Aksaraydan gelir Eminönünden göçen tramvaylar da yer bulmak mümkün olmadı durak yerlerinde bosalır boşal. maz demiyorum, fakat durur dur- maz, daha içeriden kimsenin in- mesine vakit mak için bir hücum başlıyor. Bu hücumu söküp geçebilmek benim değil hattâ değme babayiğitin kârı değil, Hücum başlamadan, vatman bir taraftan, biletci bir tarafta, İnecekler var. Sabredin! İ- neceklere yer verin! Diye bağrı- şıyorlar, Müşteriler: — Durun yahu! Ne oluyorsu- rini, bir kıy ziyen tramvaym süzgeçlerinden geçirmeye çalışıyorlar. Geçen gün mütevazi, yemeğini beraber gö- türen bir adamın elindeki seler- tası bile madeni olmasına rağmen tazyika dayanamadı; açıldı, ya ğı donmuş et parçalara, yalancı dolmalar kaldırımın üstüne da- gıldı, Fakat kim anlar, kim dinler? Buna çare, benim yaptığım gibi dürak yerine varmadan İniver- meki Polis bana bu hareketimden dolayı bir lira ceza kesmekle va zifesini yaptı. Fakat tramvaylar» daki büt nizamsızlıkla: rette göbeğini şisirip duranlarm, arabaya istiahından fazla yolcu dolduran vatmanların, memurla- rın, yoleular inmeden hücum © denlerin de kulaklarına birer li- ralık birer küpe assa fena mi 0- Tur? Seyrüsefer memurlarını yalnız atlanacak y: il, biraz da durak yerlerinde görmek İsteriz. Takvimci relerle bir alâkası var mı idi De Geer iyi bir vatanperver © larak tanınmış, memleketine bü yük hizmetler ifa etmiş bir hü kümet adamıdır. £ Christier Historical ismini taşıyan parti nin lideri idi. Kraliçeye ve va: tanma ihanet etmesi hiç beklen miyen De Geer, acaba neden kendisine tevdi edilen vazifey bırakarak Almen işgali altinde bulunan Holancavu döndü? İş te bir çok meraklı sorgular.. Ba: kalım Uzak Şarkta hazırlanmak ta bulunan ve yakın bir âtide patlak vereceğine şüphe olma yan vakalar, bu karanlık vazı yetleri ne dereceye kadar ay dınlatabilecekler. YENİ NEŞRİYAT; Içel — Mersin Halkevi aylık dergisidir. Çukurovanın kurtu » luş yıldönümünü kutluyan öö nel sayısı çıktaştr. mecmuası beş sönedenberi fasi- Bilgi Yurdu — Bilgi Yurdu lasız olarak, neşredilmekte bulu- nan Bilgi Yurdu mecmuasınn 42 inci sayısı fikir ve san'ate ait çe şitli yazılarla çıkmıştır. Varlık — Bu fikir mecmuasının 101 inel sayısı çıkmıştır. Namık Kemal — Doğumunun Üzüncü yıl dönümü münasebe tiyle şahsı, eseri ve tesiri hak kında Ankara Türk Dil Kurumu tarafından Necip Fazıl Kısakü- rek'e yazdırılmış bu mühim eser neşredilmiştir. Türk Ureloji Kliniği — Profesör Fuat Kâmil Beksan'a ithaf ediler 6 met cildin 1 inci sayısı çıkmış» tar,