Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
-| GELENLER - ğ Yazan : E. D. - Ümit Verici Haberler Veriliyordu.. 4 Radyo, hemen fasılasız devam e- den tayyare hücumlarını bildir- $ , mekten vazgeçmişti. Bunun yeri- 3 ne, Alman şehirlerinin müttefik- B ler tarafndan bombardıman edil- ı dikleri ve Berlinin Varşovadan fazla hasar gördüğü hakkında * ü- mit verici haberler vermiye bâş- lamıştı, . . — İki Günlük Hülâsa | — Polonyada ve Varşovada halk ya- Ü bancılar! a konuşmak is- d h temiyor, rusçayı tercih ediyordu E Muhtemel bir tehlikeye karşı Po- lonyada her türlü tertibat alınmış idi, Bu arada memleketin dört bir R etrafına siperler ve sığınaklar ka- b zılıyordu, Hattâ bu işte tarınmış ailelere mensup kadınlar bile ya- lnayak — çalışıyorlardı. Nihayet, N hiç beklenilmiyen bir gün ve sa- | atte sabahleyin uykuda olan halk tayyare ve bomba gürültülerile uyandı. Bu gürültüler, tıpkı bir harp gürültüsüne benziyordu, Ev- velden hükümet mühim ve bü- yük bir hava tecrübesi yapılaca- ğini ilân ettiği için, bidayette Çeviren : Y.K. [ Nihayet, radyo, hemen fasıla- sız devam eden bu hücumları bil- dirmekten vazgeçmişti. Bunun yerine Alman şehirlerinin Mütte- fikler tarafından bombardıman e- dildikleri, “Berlin Varşovadan fazla hasar gördü,, gibi ümit ve- rici haberler neşredilirdi. Birisi, radyo ile, hükümet merkezinin maneviyatını yükseltmeğe çalışa- Dükkânında Hırsızlık 5000Tır;|—ık— Altın Bilezik Çalmışlar Bir kaç gün evvel Kapalıçar- şıda, bir küyumcu dükkânı so- yulmuş ve beş bin İiralık altın bilezik çalınmıştır Kırız isminde ve ötedenberi kuyumcuların altın bileziklerine kakma tezyinat yapan bir kuyum cu, sabahleyin dükkânına geldi- Zi zaman çırakları çekmecedeki altın bileziklerin çalınmış oldu- rak: “Sabrediniz! Kanadadan bi- ze yardım geliyor! Oradaki Po- lonyalılar Varşovayı müdafaa et- mek için, Paderevski'nin idaresin de, bir ordu kurdular!,, diye ba- ğırıyordu. Bu müthiş günlerden birinde, ricat eden Polonya ordüları Var- şovayı doldurarak orada yerleş - meğe başladılar. Şehir etrafında ğunu söylemişler ve kuyumcu da hadiseden zabıtayı haberdar et- ir. Çalınan bilezikler Kırıza ait değildir ve işlenmek üzere diğer ğ;yumculnr kendisine vermişler- Sabahleyin dükkân açılırken kilit ve bileziklerin bulunuduğu çekmece kilitleri tabit vaziyette görüldüğünden, yeknazarda hır- lığın dükkân dahilinde biri ta- dekler kazıldı. Bahçelere, açık yerlere, ve hattâ cephane sandık- lariyle doldurulmuş evlerin avlu- larına ve hemen bütün binaların damlarına tayyare defi toplariy- le mitralyözler yerleştirildi. Böy- baları Polonyalılara ait mermile- ri patlattığından, Varşovanın dü- çar olduğu emsalsiz tahribat bir kat daha artmış bulunuyordu, Bir çok mahalleler bu suretle herkes bunu tecrübe tı. Fa- kat sonradan her şey anlaşıldı. Artık harp başlamıştı. Alman tay- K yareleri Polonyanın birçok yerle- j rini ve bu arada Varşovayı İöğüp - duruyorlardı, —— ' “— Dikkat! Dikkat! Düşman tayyareleri Varşovanın üzerin- | de!” Alârm işaretiyle kesiliyor- o dü! et e Dikkat, dikkat, yaklaşıyor! K Radyu ile neşredilen tehlike K işaretinde kendine mah- süs bir şiir vardı; delişet ve he- yecan dolu bir şiir... Alarm, he- men istisnasız, düşman tayyare- lerinin hududu geçtiğini bildi - ren: “Allo! Allo! Dikkat! Dik - / kat, geçtiler!,, sözleriyle başlar- “dı. Bu - mukaddemeden sonra, | herkes, tayyarelerin hükümet /— merkezine yaklaştığını bildireti “Allo! Allo: Dikkat! Dikat! yak- laşıyorlari,, feryadını beklerdi. — Arasıra, tayyare defi toplarına, radyo ile “Koma, 21; kuda, 44,, ve sane gibi gizli kumanda ve- |rilir ve arkasından ağır topların ğultusu ve mitralyözlerin ta- kırdısı işitilirdi, Bunu ekseriya, hükümel merkezinin tehlikede olduğunu bildiren; “Allo! Allo! Dikkat! Dikkat! Varşovada ha- va tehlikesi olduğunu bildiriyo- ! Varşovada!,, alarm işareti kip eder, ayni zamanda cana- var düdükleri ötmeğe başlardı; fakat bunların sesi, atılan bom- baların gürülütüsü içinde, ekse- Tiya işitilmezdi. Akımn sanki sonsuz gibi görü - n gitmiş olduğunu bildiren: “tehlike bitti,, sözlerini bekliyor- Fakat radyo, arzu ettiği - bu haber yerine, bize Şo- -pen'in “Polonez” ini, veya “Ma- ka”, “Krakovyai” gibi bir musikisini, veyahut ta mil- li Polonya havalarını sunar ve ettiğini bildirirdi. Nihayet, spi- ker kendi neşesini gösteren se- siyle: “Allo! Allo! Dikakt! Dik- t! Varşovada hava tehlikesi ir! Varşovada!,, diye hay- 'arak tehlikenin bitmiş olduğu- 'nu bildirir ve herkes geniş bir es alırdı. Düşman tayyareleri gider, fa- yerlerine çabucak başkaları di, Biribirinden devamlı hü- sonu yoktu, —yetmiş tayyarenin iştirak ettiği beş sa- tırlıyorum. Hepimiz evimizin dış kapısı altında duruyor, korku ve heyecan içinde, bombanın evimi- isabet edeceği anı bekliyor - üş olmamak için sokağa fırla - miz hans volmuştu. Bodrüm ve sığı - naklara saklananlar, ekseriya, enkaz altında kalıyorlardı. Bom - bardıman esnasında zavallıları kurtarmak imkânsızdı. Varşova- nın düştüğünden iki ay sonra en- kaz altında kalmış sığınaklardan birinde, diri insanlar bülunmuş- tu, Ateş altında yaralılara bile yardım edilemezdi. Meşhur dram artistlerinden birinin yüzündeki ufak bir yara vaktiyle sarılmadığı için, kangren olarak onu öldür- müştü. Anlattığına göre, bomba- nın isabet ettiği bir evde otu- ranlardan, bir kadın sokağa fırla- mağa muvaffak olmuştu, kocası i- se içerde kalmış ve yıkılan bir duvarın enkaziyle örtülmüçtü, Kendisine hiç bir şey olmamıştı. Karı koca bir kaç gün birbiriyle konuştular, fakat kadın kocasını kurtaramadı ve zavallı, karısın - dan bir kaç adım mesafede açlık ve susuzluktan ölmüştü. Bir kadın bombardıman esna- sında doğurdu. Kendisini, yıkı- lan evinden, yanındakine götür- meğe muvaffak olmuşlardı, fa- kat çocuk unutuldu. Bir kaç sa- at sonra, çocuk, sağ ve salim ola- rak; yıkılmış evin ankazı arasında bulundu, (Devamı var) pannlare CB ÜĞ ö demmarbkin Mücevherin Kıymeti 11 «Bin Lira İmiş Mezat işleri müdürlüğünden: 6 - 2 - 941 tarihinde idaremiz mücevher şubesinde satılmış olan bir çift pırlanta tektaş küpenin muhammen kıymeti (11000) lira olup sahibinin — muvafakatile le evlere isabet eden düşman bom | hırsı "deki pasaportlar ,miş, kendileri de tevkif olunmuş- rafından yapıldığı şüphesi hasıl olmuş ve tahkikat esnasında bu cihet üzerinde durulmuştur. Fak_at bu sırada çarşı esnafın- dan birisi sabahleyin kapılar açı- hp herkesin içeri girdikleri sırada ızlığın yapıldığı dükkânın karşısındaki bir yaldızcı dükkâ- nında siyah gözlüklü bir şahsın gizlendiğini gördüğünü bildirmiş- tir. Bu ihbar ayni şekilde diğer biri tarafından da teyit edilmiş, diğer bir esnaf ta akşam dükkân- lar kapanacağı sırada ayni dük- kânda siyah gözlüklü tanımadığı bir adamı görmüş olduğunu söy- lemiştir. Zabita bu ihbarlar üzerine tah- kikatı bu cihetten de' derinleştir- meye başlamıştır. Kara gözlüklü adam aranmaktadır. Poliste:_ Dün İki Sahtekâr Tevkif Olundu Sahte pasaport taşımak ve pa- saportlar üzerinde tahrifat yap- maktan suçlu Mihal ve Aloviz i- simli iki eenebi dün yakalanmış ve adliyeye verilmiştir. Üçüncü sulh ceza mahkemesinde duruş- maları yapılan suçluların ellerin- — —— 8-2-0941 TAN Milli piyanko dün şehrimizde çekilmiştir. Bu resimde, oto- matik kürelerin önünde durarak den küçükleri 5 çekilen numaraları işaret e- görüyorsunuz. , Şehrimize Pek Çok Eşya İthal Edildi Son günlerde Karadeniz yolu ile Orta Avrupadan, bu meyanda Almanya ve Bulgaristandan kül- liyetli mikdarda ithalât eşyası gel miştir. Gelen eşya arasında piya- sanın ihtiyacını karşılayacak de- recede eczai kimyeviye ve tıbbi- ye, anelin boyaları, radyo maki- neleri ve aksamı, fotoğraf malze- mesi, demir eşya ve malzeme, mo tör, çivi, elektrik malzemesi, kun- düra malzemesi, amonyak, ipek ipliği, cam ve cam mamulât, fötr şapka vardır. Bu meyanda 15 ton gazete kâ- Rıdı, 22 ton sarğılık kâğıt, 4 ton afiş kâğıdı, 7 ton tatron kâğıt, 3 ton glorya kâğıt, 5 buçuk ton karton, 30 ton sigara kâğıdı ve 10 ton tahta mukava vardır. Roman- yada da 550 ton makine yağı gel- miştir. 4 TİFTİK BİRLİĞİ KONGR Sİ — Tiftik ihracatçılar birliği, dün ticaret odası salonunda sene- lik toplantısını yapmıştır. Bu top lantıda idare heyeti seçimi yapıl- dıktan sonra, bütçe üzerinde mü- nakaşalar olmuştur. Bu münakaşa sonunda da tiftik birliğinde bir talebe yerine altı talebenin staji- yer-olarak çalışmasına karar ve- rilmiştir. İHRACAT İŞLERİ — Alman ai at de v ibir dere edil- lardır. KARISINI YARALADI — Tak simde Sazlıdere caddesinde 75 numaralı evde oturan 60 yaşında Toma ile karısı Avangiliki arasın- da 5 lira yüzünden bir kavga çık- mış, Toma, karısını bıçakla göğ- sünden ağır surette yaralamıştır. Yaralı hastahaneye kaldırılmış, suçlu yakalanmıştır. KULAKSIZ İHTİYARIN HÜ- VİYETİ — Geçenlerde Küçükpa- zar karakol civarında yedi yerin- den yaralı ve kulağı kopuk ola- ö bul ihtiyar hastahaned ölmüştür. Bu ihtiyarın 70 yaşında Kemahlı Hüseyin oğlu Nuri ol- duğu anlaşılmıştır. Nurinin bir kamyon altında kalarak yaralan- dığı tahmin edilmekte ve kaza- yı yapan kamyonun hangi kam- (9370) liraya satılmıştır. yon olduğu araştırılmaktadır. milyon 200 bin lira tiftik, 50 bin liralık keçi kılı, 30 bin liralık kit- re satın alacaktır. Ticaret Vekâ- leti bu malların satılmasına tif- tik ihracat birliğini memur et- Hi Dün muhtelif memleketlere 360 bin liralık ihracat olmuştur. Bu malların arasında Almanyaya gönderilen tütün bulunmaktadır. İsviçreye de barsak, susam sa- tılmıştır. AYAKKABI KOMİSYONU — Fiyatları mürakabe bürosunda, ayakkabı fiyatlarını tetkik etmek için bir komisyon kurulmuştur. Bu komisyonda Sümerbank Bey- koz fabrikasının ayakkabı müte- hassısları ve sanayi birliği tarafın dan gönderilen bir deri mütehas- sısı bulunmaktadır. Komisyon a- yakkabıyı pahalılaştıran unsurla- rı tetkik etmektedir. Maarifte: 9 Sanat Mektepleri İki Devraye Ayrıldı Maarif Vekâletinin ittihaz etti- ği yeni bir karara göre badema sanat okulları iki devre addedile- cek ve birinci devre olan ilk 3 sınıfı bitirenlere de diploma ve- rilecektir. Bu talebeler fabrika- larda kalfa olarak çalışabilecek- lerdir. Son 2 sınıfı bitirenler de sanayi müesseselerinde usta ola- rak iş alacaklardır. Bu kararı talim ve terbiye he- yeti tasdik etmiştir. YENİ KIZ ENSTİTÜSÜ — Ni- şantaşında açılacak kız enstitüsü- nün hazırlıkları ikmal edilmek ü- zeredir, Enstitü yeni ders yılı ba- şında faaliyete gececek ve bu faa- liyet başlayınca Beyoğlu Akşam Kız sanat okulunun faaliyetine nihayet verilecektir. Akşam Kız sanat okulunun tedris kadrosu yeni enstitüye geçecek, bütün malzemesi de oraya devredilecek- ir, YENİ MEKTEPLER — Maarif Müdürlüğü Vefada bir karakol binası ile Beşiktaşta iki medre- senin ilk mektep haline getiril- mesine karar vermiştir. REKTÖRÜN ÇAY ZİYAFET- LERİ — Üniversite Rektörü dün fen fakültesi talebelerine çay zi- 'yafeti vermiştir. Bugün çay ziya- feti yoktur. Yarın bu yıl liseler- den Üniversiteye iyi derce ile gelmiş olan talebelere çay ziyafe- ti verilecek ve bu suretle-Rektö- rün talebeye vardiği çay ziyafet- leri sona ermiş olacaktır. Ziraat Mühendisleri Birliği Kongresi Ziraat mühendisler birliği bu gün Ankara halkevinde umumi bir toplantı yapacaklardır. Bu toplantıyı ziraat vekili açacak ve aglebi ihtimal vekil bugünkü zi- raat davamızda mühndislerimi- zin mühim rolünü tebarüz ettiren bir hitabe irat edecektir. Önümüzdeki istihsal mevsimin- de Amerikandan memliketimize gelecek olan ziraat makinelerinin işletilmesi ve halkın bunları kul- lanmaya alışması için ziraat mü- hendislerimize büyük vazifeler teveccüh edecektir. Toplantıda birliğin nizamname- sinde yapılacak esaslı tadiller de * J Kooperatif Reisi Cevap Veriyor Elde Edilen Kâr Hesaba Geçiriliyor Dokumacılar kooperatifi 'hak - kındaki neşriyatımız alâkadarlar tarafından ehemiyetle karşılan - mış, kooperatif reisi Yahya Yıl- maztürk te matbamıza gelerek i- zahat vermiştir. Yahya Yılmaz- türk demiştir ki: “— Kooperatifimizin 295 or- tağı vardır ve ilk sermayemiz de ortaklara onar liralık hisse sene- di vermek suretiyle toplanan 2950 liradır. Kooperatif denildiği gibi yalnız iplik satışından senede 38 bin lira kâr temin etmekte değildir. Her pakette temin edilen 45 kuruş kârın 25 kuruşu ipliği satın ala- nın hissesine eklenir, geri kalan 20 kuruş kârdan da kooperatifin idare masrafları, maaşlâr çıktık- tan sonra artanının yüzde otuz beşi ikramiye, muhtaç esnafa yar dım, açılacak kooperatif bankası için ihtiyat olarak ayrılır ve üsl tarafı sermayeye ilâve olunur. Sermayemiz de Halk sandığında aynen mahfuzdur. Kooperatifin günü gününe ip- lik tevzi edememesinin sebebi fab rikanın bize yalnız 20 numara ip- lik ver inden ileri gelmekte- dir. Eğer bize 4, 6; 8, 10, 12 ve 24 numara ipliklerden de hafta- da 60 balya verilirse ortada me- sele kalmaz, esnaf ta hariçten 9 liraya iplik almaktan kurtulur. Yüzde iki komisyon lesine Karşılıklı Demagoji ! . Yazan: Nacı Saduıllah Ynzılarında hemen her gün p tenkide müstahak nokta: — lar sezdiğim halde, Ebüzziya zad€ Velide bu sütundan hitap etm€ yişimin canlı sebebi, dostum Ni> — zamettin Naziftir. Sanırsınız ki, Tasviri Efkâr ba$ muharririnin hatalarını tenkit v€ ya teşhir etmek sade Nizamettir Nazifin tahtı inhisarında huluna? gündelik bir haktır. Ve kıskanı lacak büyük bir mazhariyet ol madığı içindir ki, Nizamettin Na zifin bu hakkına, en mevzusu? kalmış meslekdaşlar bile tecavüz | etmiyor. Fakat Nizamettin Nazif, dün- kü yazısını dolduran demagoji ile, bu hakkını sui istimal etmis bulunuyor. Ebüzziya zade Veli! tarafından yazılan, ve Nizamettin Nazifin dünkü hücumuna maruz kalan baş makalenin serlâvhası 4 “Peynir meselesi,, dir. Tasviri Efkâr sahibi makalesin de şöyle buyurmuş: “— Peynir meselesini, dahili işlerimiz itibarile günün en mü- him meselesi addedebiliriz: Çün- kü kendimizi bildik bileli, mem- leketin ekseriyetini teşkil eden sınıfın başlıca gıdasını ekmekten sonra peynir teşkil eder!,, Dahili “iş,, lerimizin mikyasını - peynir meselesi derekesine indi- ren ve nüfusumuzun ekseriyetini teşkil eden sınıfın kuru ekmekle peynirden başka gıda bulamadı- — ğını iddia eden bu cümleler, giz- — li bir istihza maskesi altında sırı- tan âşikâr bir demagojinin mah- sulüdür. Şimdi bir de, Nizamettin Nazi- fin bu cümlelere cevap olarak İ | B İ | | gelince,biz esnaftan mal alıp sat- ma işine 20 gün evvel başladık, 20 günlük tecrübe bize bu işin yürümiyeceği kanaatini verdi. Çünkü esnaf verdiği mala karşı iplik istiyor, biz de iplik veremi- yoruz. Bunun için esnafı serbest bıraktık. İsterse bize para muka- bilinde mal satar, biz de o malı alır satarız. İsterse kendisi satar. Bu takdirde de kendisinden ko- misyon almayız.,, Belediyede: Ekmağe 10ParaZam Yapılması Muhtemel Un fiyatlarına çuval başına 20 kuruş zam yapıldığı için ekmek narhı yeniden tesbit edilecektir. Ekmeğe 10 para zammedilmesi ihtimali vardır. FAYTON ARABALARI Taksilerin münavebe ile çalışma- sı üzerine Mudanya ve en şehrimize lândo ve fayton gelme- ğe başlamıştır. Bu arabaların şeh rimizde yolcu taşımalarına müsa- ade edilmiştir. Emniyet 6 ıncı şu- be müdürlüğü arabalar için E- minönü ve Galatada durak yer- leri göstermiştir. Diğer semtler- deki Hdurakların tesbitine başlan- mıştır. diği söyleniliyor, ve soru- luyor: tıpa tıp £ S on Posta,, refikimizde, kendi- .sini olduğu kadar adını da tu- haf bulduğum bir roman intişar ediyor: Okuyucuların bazan en sağlam kaynak- lardan verilen havadislere bile inanma- dıkları bir devirde, sanki “roman,, 1 doğ- ru zannedenler de varmış gibi, “Son Posta,, refikimizdeki esere: “Yalan,, 1s- mi konulmuş. ; Hem o “Yalan,, isimli roman da, Bayan Mebrüre Sami tarafından türk- çeye başka bir lisandan naklediliyor- müş. Şu halde, belli ki artık “Yalan,, da bir ithalât metardır. Fakat bu sırada ha- riçten yalan ithal etmemize ne lüzum var? Bu gazete bolluğunda ortalıkta bir de yalan buhranı başlıyamıyacağına göre, Bayan Mebrure Sami... İhtikâr ya- pıyor! Fakat bayanların hemcinsleri tara- fından yapılan bu ihtikârdan - hiç bir korkuları yoktur: Çünkü onlar istedik- leri zaman, istedikleri kadar yalan bula- bilirler!.. Ö uK Top Bulamamışlar ! mak lâzımdı. Fakat bu tedbiri: de lüzumsuz olduğunu pek ça- anladık. Bir bomba tam kar- şımızdaki eve isabet etmişti, Bü- n evdekiler, bizim gibi, dış ka- pısında duruyordu ve hemen so- ğa fırlamışlardı. Fakat ikinci bomba tam ortalarına düş- Zavallılar bir sevkitabii ile geriye, evlerine doğru, çekilerek yıkılan binanın enkazı altında gö- müldüler. Hiç biri kurtarılama- KSK A vetotunun marut & çı yapılacakmış. Kararlaştırılan satte ta- kımlar sahaya çıkmış, hakem mevkiini almış, fakat yerlerinde sabırsızlanan se- yircilerin teşviklerine rağmen,maç ya- pılamamış: Çünkü... top bult Ş Bir İthalât Metaı ğ Vur Patlasın. rından birisiride bir futbol'ma-TTSM'1sgmnoz notlogu. akında, veremle mücadele ba- losu varmış. Yine gazeteler - “— Ulan, şu halimize baksana Bi- zimle eğlenmesinler de, kiminle eğlen- sinler?,, de göze ânlardan öğrendiğ göre, veremle mücadele balosundan son- ra, kimsesiz çocuklar balosu, ondan son- ra da düşkün san'atkârlar balosu verile- cekmiş... Bu proğrama, çıplak mektepliler konseri ile, işsiz artistler suvaresi de ek- lenebilir sanırım.., 4 Bu havadisleri okuyunca, insan ne- redeyse veremlilerin; kimsesiz çocukla- rın, düşkün san'atkârların, fakir mek- teplilerin işsiz artistlerin hülâsa, talisiz Tünel de Geçemiyeceğiz ! tobüslerin motörlerinden, lâs- O tiklerinden, tramvayların ban- dajlarından sonra, nihayet tünelin kayı- şı da eskimiş... Ve bu yüzden, tünelin bir mühdet sonra işletilmemesi muhte- melmiş.. Görüyor musunz başımıza geleni? Yaya kaldığımız yetişmiyormuş gibi ya- kında,.. Tünel de geçemiyeceğiz!. x * Eşeklere Tarziye! vatandaşların art düa edecek Çünkü bu talisizleri kurtarmak niyetile kurulmuş bulunan hayır cemiyetleri, memleketi âdeta düğün evine çevirdi- v der: Onlar î:]);ennd!':r vur kîaetılııâmilîıl !.og- nasın, iliyor.. Teve i de Ş ı.çaı(esm.?ğihny:ü kendine zevk etmedir âlemde hüner Dememiş?. Geçenlerde, tanınmış bir müesse- sede kimsesiz çocuklar menfaatine bir balo veriliyordu. Bu müessesenin kapısı önünd İ sokakta titriyen iki Bana sorarsanız o maçı tertip eden- lerin bu top bolluğunda bir tanecik top bulamayışları olsa olsa kendi gafletleri- nin neticesidir: Ayol, son zamanlarda muhtekirlerin şerrinden, az vatandaş mı top attı? çıplak çocuğun konuşmasına kulak mi- safiri oldum. Birisi: “— Ali be, dedi, buradaki balo bi- zim baloymuş... Diğeri kemali safiyetle cevap ver- aksilerin — tahdidinden sonra İstanbula civar şehirlerden lândolar, paytonlar getirtilecekmiş... Şu vesaiti nakliye buhranı yüzünden, kim- bilir başımıza daha neler gelecek? İster misiniz? Bu gidişle yakında, vaktiyle şehir meclisi karariyle İstan- bul şehrinden hudut harici ettiğimiz e- şeklere tarziye verelim? * * Kim Doğurmuş ? B u patırtı arasında ortalıkta bir de intihal münakaşası var: “Ercüment Ekrem,, imzasiyle neş- rolunmuş bir hikâyenin, maruf ve beynelmilel Fransız edibi “Duhamel,, tarafından — yazılmış bir hikâyeye Bu Gidişle... #“— Acaba, hikâyenin asıl müellifi kimdir? Ercüment Ekrem mi, yoksa Jorj Dühamel mi?,, Bence o hikâyeyi, “Dühamnel,, do- ğurmuş olacak: Çünkü onun ismi.... “hamil,, e da- ha yakın!.. * * Gecikmiş Bir Mektup ! azıl Ahmet Aykaç'ın yazdığı bir yazının serlevhası da şu: «— Öbür dünyadan gecikmiş - bir mektup!,, Bu teehhürden belli ki.. Oranın posta idaresi, de bizde!., " * B izim refiklerimizden bazılarına garip bir hal ârız oldu: Taze havadis, taze nükte, taze fikir, iyi hi- kâye, güzel roman vermemelerinin kll- surunu, okuyucularına başka hizme!.ker—_ de bulunarak teiâfiye çalışıyorlar. Bi meyanda, bizim mesleğe uymıiyan va- zifeler görenler de var: Kimisi çöp ça- tanlık ediyor; kimisi bedava ev tellâllığı yapıyor. Bazıları da okuyucularına: “.0. Ne derdiniz varsa, bize bildı- rin: çaresine bakalım!,, diyerek, kendı- bulunduruyor. Bu gidişle, o, refiklerimizin okuyu- cularından birisi,yakında evine gazetz- sini bırakan müvezzie şöyle bir emir verirse, hiç şaşmayın: *— Evlâdım; yarın idarehaneye uğ- rayınca patrona selâm söyle: fakirhane- ye bir muharrir göndersin; büyük te- mizliğimiz var!,, Naci Sadullah yazdığı şu satırlara bakın: j “—. Behey arkadaş: Sokak sos- yalizminin hatipleri gibi konuş- — mak, sana yeni mi ârız oldu? Her- kes bilir ki, bu memlekette köy4 lünün ve işçinin gıdası asla ek- mek peynire inhisar etmez: Türk köyünde bulgur vardır, çorba vardır, badem, ve fındık' vardır. Et, ve balık vardır. Tahan pekmez vardır. Yumurta vardır. Tavuk, ayran yoğurt,üzüm, zey- tin, incir vardır. Türk işçisine gelince, onun istifade ettiği mad- di imkânlar, çok esnafın ve hat- tâ tacirin imrenip, üz€nip ulaşa- madığı bir mertebededir!,, İnsana Türk köylüsünün bir saray kilerinde yaşadığı hissini veren, ve Türk işçisinin fakir gün deliğini bir tüccar kazancının fev- kinde göstren bu cümleleri doldu- ran mübalâğa, ayni derecede âşi- kâr bir demagojinin mahsulü de- ğil midir? Ayrı ayrı niyetlerle yapılan bu karşılıklı demagojiler, mana ka- litesi bakımından tamamen ayni seviyededir. Hakikatin dibine da- rı eken bu karşılıklı demagojinin mazarratını tebarüz ettirmek ih- tiyacını yenemediğim içindir ki, öteden beri seyircisi kalmayı mü- reccah saydığım bir çatışmaya karışmış bulunuyorum: Belli ki, j Nizamettin Nazif te, Ebüzziya za- de de, Türk köylüsünün, ve Türk işçisinin ne yediğinin farkında değildirler. Eğer farkında olsalardı, karşı- | lıklı bir demagoji yapmaktan hiç — bir fayda ummazlardı. Ve eğer farkında olsalardı, bi-. lirlerdi ki, demagoji, Türk köy- lüsünün ve Türk işçisinin hiç ye- mediği şeydir. * Vilâyetin Yeni Sene Masraf Bütçesi 4515,618 Lira . Olarak Tanzim Edildi — Şehir meclisi, dün Valinin ri- yasetinde toplanmış, bazı evrak ait oldukları encümenlere hava- — le edildikten sonra Taksimde ye- — | ni açılan bir sokağa Sarnıç soka- — | ği ismi verilmesi kararlaştırılmış- — tır. | Dünkü içtimada, azaya vilâyet — masraf bütçesi tevzi edilmiştir. | Vilâyetin yeni bütçesi 4,515,618 lira 88 kuruş olarak tanzim edil- | miştir. Meclisin bazar günkü iç- timaında müzakere edilecek olan bu bütçede önümüz?ekı s€ne vi- lâyet, vo) ve köprülerinir tamiri- ne 105,339, Maarif-işlarire 2,216 867, ziraat ve veteriner işleri i- çin 167.312, sıhhat işleri 'ein 140. 010, diğer muhtelif isler için de 859,795 lira tahsis edilmiştir. Fevkalâde bütçe ile inşasına başlanılan sosalarır ikmali için —— de 268 bir: lira ayrılmıştır, | Ayrıca 3 yıl'ık yol programı- nın devamını temin maksadile —— 279 bin lira tahsisat konulmuş- tur KAT Te