TAMTI TKETEDİRTSESTU Tena 2200 Kr, 109 -İMihver Siyaseti Yazan: Ömer Rıza Doğrul Imanya Hariciye Nazırı Von Ribbentrop'un Re. MAYI yiyareti, siyasi mehafili İmetenli ediyor, Acaba mihver ri- Salihi başbaşa vermeye sevkeden amil ne? Pörlodigve bir balran $u? İşlerin rast gitmemesi mi? Acaba İtalya, İngilterenin işgal İ çöllmemiş olmasına mu kızdı da İn Ribbentrop onu teskine İçiyor? Yoksa Tunus ve Korsi. İ Bibi Fransaya sit yerler hâli İ ltalyaya verilmedi de İtalyaya İle tavsiye etmek mi bie diya Mısıra karşı yapı- masını İstedi de Alman; mütehasyız mek icap, görüyor? Yahut İspanyanın hâlâ İ mihver hesabına harbe karışma- ğ kimi yüzünden onu da har. İ aran lemek için bir çare mi İzka mihver kaynakları bu İ pğimallerin birinden de bahset. Bafa Mihver kaynaklarına gö- pe müllâkat, iki müttefik dev. sete fından takip olunan siya. ğ icaplarındandır. İMlihvercilere Göre 3 | verilere Göre | (si mütteie devlet, Avrupa İzmi: a Yeni bir düzen vermek zen »dedir. Avrupaya yeni dü. <izmaj ermek, yeni bir istikbal lam Avrupanın mukaddera- / şe bir istikamet tayin et. İni. , gayet mühim, gayet ge. İni bir iştir ve bu iş dolayısile weseleleri halletmek lâ- İbir çok Yrmdır, İ Mihver kaynaklarının ziyareti İl tarada tefsir etmelerine bir İni geek yok ama, Avrupaya ye. İmid üzen yermek, Avrupayı ye. İde tensik etmek gibi işler sulh İşidir ve ancak harbi bitirdik. İsen, Bibi zafere bağladıktan İltaş a bozarılacak «işlerdendir. harlı, © bâlit'devam ediyor ve n bağlanacağı metice, hâlâ İma zor stmemiş bulunuyor. AL esli —öeiltere harbi bütün maki, bin kış gelme. İdem biteceği hakkımdaki, DüfüS b boşa gitmek üzeredir. böertleşme > — Seşme ; X a bir yük ve neticesi meçhul Gere İs meşgul olmaktadır. was, İtalyanlar Libya - Misir lu Üzerinde bir nebze iler- Hlerdir, fakat burada harp üz başlamamış bile sayılabi. ya hn a Takar ki Avrupa, Almanya ile lm altındaki yerler. harbin neticesi medeni yep eni Tün ma ASİYE bu merkezde olduğu. Şire, mihver zicalinin başbaşa uymalarını bie dertle Simek yanlış olmaz. — Ben nereden bir, Olen dudaklarımı izan m ear sir öne iş ba yapmak Mim gele Bir Te Olga haykırdı: — Evet, böyle bir Mete yazı , İrüyoruz. i böy. ir tomasa İtizum görülüyor? | İşgali Şark kün, ibüret değildir. ve hiç bir |rine vâkıf bir adam bulundur. eni — Biraz eiddt olunuz rica ede. jrim, — Ben de bir parça çikolata isterim. — A. Çikolatamı elimden kap- Hırsız! Yanımda duran zat ikide birde loşça salonun ortasındak! sahan. lığın üzerine fırlayarak haykarı- yor: — İki? Karşımızda ufacık bir ekran var, Ortalık kararıyor ve Onbe. İşinci huyi devrine ait bir filmin | daima tekerrür eden aksini gö. tı. Krtuğrul Muhsin, sıvalı kolla- le bir “metöransen,, den, ziya. in müştereken yapıl.) de sanat hurdâsile güreşen “bir pehlivan gibi aramızdan hışımla geçiyor. Stüdyoyu bana ziyaret ettiren İhsan İpekçi anlatıyo; — Yukarıda Sadettin Kaynak çalışıyor. Yan taraftaki odada Muhlis Sabahattin filmin beste. sile 0x. Burada gördüğü- nüz veçhile dublaj yapıyoruz. İ. çeriki salonda “Kahveci Güzeli, nin son sahneleri çevriliyor. Bu ne faaliyet! — Kahveci Güzeli hakkında biraz tafsilât istiyordum. Beraber dublaj odasından çık. tık. Filmin çevrildiği büyük sa- londayız. Karşımda tam manasi, le alaturka bir salon var. Sedir. ler, tiftik post, kavukluk şeklin. do iki raf, Sedirin arkasında ni denilen kitsp kaplarım andıran motif hiç fena değil, Du- var tezyinatı tamamen aynı Üs. lüpla yapılmış kartonpiyer. De kora gösterilen bu itina filim ü. zerinde daha başka türlü görü lecek. Zarf güzel, şimdi mazruf- ları düşünüyorum. Başlıca rol? — Münir Nurettinle Hazımda. dır. Size mevzuu anlatayım... Muhatabımın sözünü kestim. — Hiç bir şey söylemeyiniz. Ben çalişma tarzınızı görmek için geldim. Gerek-filmin “mev. #uunden, gerek artistlerin şahsi. yetlerinden bana bahsetmeyi niz.. Bunu sonraya saklayaca. ğim. Çevirdiğiniz filimlerde (mo- dern) mevzular intihap etmiyor musunuz? — Avrupa ve yahut Amerika İilimlerile rekabet korkusu bizi bunda tereddüde düşürüyor. Halbuki “kostüme, ilimlerde gerek öâdst, gerek mevzu ve bilhassa şarka hâs olan inceliklerde ecnebi filimlerile re. kabet edebilmek için elimizde kuvvetli kozlarımız vardır. Bu noktalara dayanabiliyoruz. Muhatabıma hak verdim, Çün- kü daha dilsiz filimler zamanım. da Amerikalıların çok muht bir (mizansen) le çevirdik! “Bağdat Hırsızı, nda teferruata ait öyle kusurlar vardı ki filim şirketlerinin milyonlar sarfettik- leri halde aralarında bdetle, mak zahmetine ve masrafına katlanmamalarına şaşmış kalmış, tım. “Kahveci Güzeli, nde belki başka kusurlar olabilir. Fakat herhalde camie gidenler misa. firliğe gider gibi kapıyı çalıp iba- , ANNİE VİVANTI Kalemin ucu dudaklarımda, sor dum — Emin olmadıklarımm adların da yazayım mı? Bir “Kahveci Güzeli,, “Kahveci Güzeli,, nde Münir dete gitmiyeceklerdir. Arcak bu noktalarda ecrebi' filimlerinin bizimle rekabet edemiyeceklerine ve e Dün filmin başlıca kadın ar. tistlerinden Nevin Sevâlı gör. düm. Makiyajının filmin Çin di- yarma ait bir pasajına pek mu. Vafık düştüğünü: kaydedeceğim. Yüzünün hututu bana . şimdi ar- TAN TÜRK STÜDYOSUNDA Film: azeteciliğin gayet güç ol. duğu bir devirde yaşıyo. ruz. Bilhass” deliler nezdinde ça- lışan gazete muhbirlerile hükümet a. rasında / ek seriya anlaş. mamazlıklar çıkıyor. İşte bü kabil hö- diselerin en mühimi Japonyı seneki ua oum Şir. Bu memlekette çalışan bir A. merikeli gözeteciyi hükümetin höşuna gitmiyen bir havadis ver. diğinden dolayı bir gün ansızın tevkif etmişlerdir. Mesele hemen beynelmilel alâka uyandırmış, bütün dünya matbuatı bu vaka | üzerinde durmuştur. Işin sarpa| sardığını gören Japonlar bu sefer | kendisine, gizlice memleketi ter. ; ketmesini, ortadan sıvışmasını| tavsiye etmişlerdir. Bu defa da Amerikalı; — Yağma yok, demiş, siz bana bir suç itham ettiniz. Şimdi bu. nun doğruluğunu İspat ediniz. Böylece aylarla hapisanede ka. Nurettin, Hazım ve Sabahat geçmiş gitmiş ve unutulmuş olan oria Svanson'u hatırlat. r t. Kompozision rollerde sahnede |lan gazetecinin sail ge de iyi bulduğum Talâtın rolünde | f8Yet enteresan iyim de makiyajı kadar muvaffak ol. gezmiştir. ipeğin zaasımi temenni ederim. Filmin) yi. gazetecinin ayağından pa 19 manzaraları, gördüğüm fotoğ- | pa j5 5 lir. Bek raflardan anladığıma göre mü. bini a Di aa n kemtel bir dekorda çevrilmiştir. en pub Gilan Kahveci Güzelini gözleyoruz! | 7 : ULUNAY |yok da ondan cevabını vermiş. LL TATE AI | NEFES DARLIĞI irtma denilen nefes darlığı hasta. lığımı, adı çokça işitildiğinden dolayı, yüphesiz bi Jukta, gençlikte, olgunlukta, ihtiyar. İikta bile İnsana masallat olabilir. Ne. fen darlığı nöbetleri vakit vakit, ân ziyade geceliyin, birle üç arasmda! meydana çıkar. Nöbete tutulan iman sarpmarak yataktan kalkar, nefes ala- | iadığmı, tıkandığını zannederek pen. cereleri açtırır, Halbuki rahatsızlığı nefes alamamaktan değil, nelesini Çı. karamamaktandır. Hastanın o kadar İstıranlı hai e dekilerin de hepsini ayağa kaldırır. Hekimleri de gündüz” yorgunluktan sonra baklı ve tatir uykudan haldir mwya en ziyade sebep olan hastalık. lardan biri budur. Yarım naat, bir saat —nfistesna 6- Yarak daha uzunca bir mtddet— sonra nöbet yavaş yavaş bafifler ve bösbü. tin geçer. Bir varmaş, bir yokmuş gi. bi. Bu hastalık nöbetine tutulanlar bile çoğunun, istatistiklere göre yürde Yirmi ber, oturunun akelğerlerinde de verem hastalığı bulunur, İki hasta bulunacağını hatıra getirir, İİ A cak bundan dolayı pefes darlığın da verem mikroplarınn hasıl ettiği bir bastatık olduğuna hükmetmek doğru olmaz. Nefes darlığı hastalığınm asıl sebe. GIiRGE bi verem O mikroplarından başkadır. Astma hastalığınm sebebi nefes dar. İığından başka türlü alimetler de çı- karabilir, Burada verem hastalığının Befes darlığı ile birleşmesi, veremin o hastalık alimetlerini nefes boruları Brerine çekmesinden ileri gelir. İki hastalığın arasmda münasebet Be olursa olsun, çok dikkat edilmiş ve bugün söylemek istediğim bir nokta yardır: Nefes darlığı nöbetlerine te. tulan veremlilerde hastalığı Kendisini Per yatırmışlar, üstüne kâfi örtü ört. memişler ve yemeklerini çatal lerdir. yer yatağında yerine yün şişini andıran kendi tahta çatallarile yedirmişlerdir. Halbuki, bunları k om. lara mahsus bir sanattır. Netice. de Amerikalı uzun müddet aç kalmıştır. Fakat bütün bu merasimlerin en gülüncü, üzerine sefirlerinin verem hastalığınm ilerlemesi | için müstesna şartlar İlermder: Meselâ her hangi bir sebepten sişsde zayıfla. mak, karaciğeri çok yoracak olan fns- ia işret.. Bu müstesna şartlar yerine Geleyince verem hastalığı iterlemer. | husust suretta gönderdiği. kürk emek ki nefes darlığı hüstahığı in. | ö esine raj , dd çak ina m | e örme men BE »eraber, verem hastalığım li. “> — pamami arletni İbaş göstermiştir. Doktor burnu nun deliklerini açmak için ona içi enfiyemsi bir ilâç dolu ufak bir tüp vermiştir. Bunu burun tutulanlarda tiröld | deliklerinden çekmesi lâ. Önen için verem | zımdır. hastalığı da gelmiş olsa bile çabuk lerliyemez. l Okuyucu Dilekleri Adaya Vapur Seferleri Desiayolları idaresi, Adalar hatir zak ta ifesini bu Baftıdan iribarez değişerek pa ini Vüzbüka karar vermiştir. > Baz ilem akçamları vom harekat e Bu ufak tupu bile gazetecinin eline teslim etmemişlerdir. Gün. yük bir elddiyetle bu baş par. tüpü geti- altında bi. rer defa sağ ve sol burun delik. lerine çekmesine müsaade eder. miş. Bundan sonra da kendisine HİKÂYE gidilen #ör önüne gerirecek hiç olamam be posa kara dohunulmamasını temesmi ediyorlar. Bap sarı dükkani eebederiz. Kartal Camisi Kartaldan yasiyor: ir kız geldi; içinde pastalarla bonbonlar dolu camekân tez- baryas sabakları çersiden çıkarmakta ie de bu bal Bakın boyuna etmemektedir. Ba, Balatta Ayam caddesinde Mali | Bektörk anıl yazılıyor “Eybp ezik mahkemesinde aleyhime aerlan hir dava işin Şeker bayramının ihimel günü. me bir ein yarakmmı didem, gittim, mephkame yalıyı, bir daha 29 Gris alem, ma bie şeyi imdi Gğreciyecem hi bipee mahkm alma bezle siler gibi yaparken, yorgun güz- lerini yüzüne diken garsona bir şey- verem Üerlemez. Nefes darlığı öle birleşen kaja, Culya Terlerkaja, Kiye? tiya, tesi arlistlerinden biri, bir çinge annemin. #kinci hizmetçisi, Otrada' RÜVEYDE SİNANOĞLU ye dan bir köylü, Otzada'dan başka bir Köyün, bevim hizmetçim, Tiokanın dütanası, Poltavalı bir genç kız, Pren- Popovs, Nodina Grigörlevâkâj; hiz, metçi Tanin, Pandalcnnn Kirkorova, Bayan Likoscina, Anna Putacb, Anna Putseh'un. teyzesi, Wanda adında bi- Hi, Berlin otrenindeki Pranmz kz, Kiyef'te Olympia akirislerinden biri, Kontes Saltykova, arabacımızın kizi, Bayan Koenigsberg, Olga Siolize'nin yeğeni; Olga Stetiee, Norveçli bir Bas yan, , Hyören'de bir İtalyan akisisi, Tina edinda biri, Nidia Verlena, Buyan Shaub, L8öntine, bir Alman dadı, Böhemyah bir Barones, Bayan Vassileyn, “Bayan “VasiMeva'nin kiz” kardeşi, Bayan Vassilleva'nın yeğeni, Bü mslitada, Olga beni durdurdr. — Yeter, dedi; birax konyağın var m? Biraz kendine gelinte —— Cörüyormun ya, . dedim; benim Ge ayni parfümü kullanmam, ayni terriden giyinmem İamamile fayda- szdir. “İğeveeyim, değil mi? Sen olsan, böyle kasından, nedikleri gibi, isteksiz konuşan, is. teksiz içen, isteksiz yiyen öbek öbek müşterileri seyrediyordum. O kızın birini beklediğini hemen anlamıştım. Hemen de durmadan 80- kağa doğru bakıyor, giren müşterile- ri, tabi erkekleri, erkellerin de genç lerini süzüyordu. Garsonun Umonatayı, kar- daki duvar esatinin dakiksları ile kendi kol saatinin dakikaları arasın- da yudum yudum içerken, önce da- kiraların, sonra çeyrek sanilerin ge- tişine üzüldüğü belliydi. Arada çantasından bir mektup çi, karıp okuyor, sonra yine sanle bakı- yor, mektubu tekrar çantama ko- yuyor, tekrar etrafına bakınıyordu. Mutlaka, mutlaka öyle idi; tasav- vur ettiğim gibiydi Birini bekliyordu, Sinirlenmişti; pek üzülüyordu. Ben, ona dalmıştım. Ben de öyle özülü- yordum ki. Ne güzel ağırı verdı! O benim te- lefönda işitüğim, sicak ve yumuşak ses, ancak bu kadar kırmızı ve Şü- tel bir ağızdan çıkabilirdi. ! b benim o, eşi emsali olmıyan çe. Bu nasl oburte Olga, İste da yüzünü yelliyenekz — Sus, dedi; bundan bahsetmiye- Um, Sonra, tamarille altüst, çıktı, gitti. vn Ertesi günü kendisini tekrar gör, düğüm zaman, çok Sinirli idi, Amma ben sözü, yüreğimie yer eden mev- sa getirdim: Vasiliyi tekrar teshir etmek, — Kölar ir ger değil bilirim, di- — Hâyır. Doğrüm, hayır, amma düm. ki. Belki, Bü- — Sen kocanı seviyorsun. Belki, bütün ona rastlıyan kadınların ken- disine' şık. olduklarını — sanıyorsun O liste, bak, bana öyle geliyor ki, bu zanlara göre yapılmıştır. Hüzünle başımı salladım. Olga do- vam etti — Meneli; tasavvur edebilir misin kiş bee dek Sözünü kestim; onun hesabına, #aç- atılma dibine kadir kızardığımı hiz, #ettime i — Oh. Fakat meyet.. — Cünkü, “öyle olsa, onm tekrar teshir etmen için Sena yardım ede- — Ah, ben hesopte değilim. Een ları ilkin ben onu telefonda aradim. ve beni | Ezt8si günü de o beni, Böylelikle ar- ri İçok günler, 44 Şişilden Taksime ka” “DEVAMI VAR) İder kanalizasyon boyunca uzanan bir yapardın... Olm kızardı; gülümsedi öptü. de üç defa bir muhafız bü-|fi NE YAPABİLİRDİM? Yazan : Rüveyde Sinanoğlu Paraşütçünün Macerası üzerinde: “Nezle #lâcı kullanıl mıştır, yazılı bir kâğıt imzala. gidi Amerikalı gazeteci Japon ha. pishanesinde bulaşık yıkayıp tah ta siledursun, öbür tarafta resmi ve gayri resmi mahafil durmadan işlemiştir. İş gazeteciler Krah Hurst'un hattâ Reisicümhur Roosevelt'in İ müdahalesini davet etmiş ve ni- | hayet Yeni Dün; yarın gazetecisi, bir daha Japonyaya ayak basm&. mak şartile serbest birakılmıştır. *» Paraşütçünün Macerası yn içinde ateş, Üze- rinde ateş, her yanında s- teş var. Almanlar mütemadiyen ZE bombalıyor lar. İngiliz- ler mütema. tur: Bir İngiliz tayyarecisi, kendi. sini dört taraftan saran düşman tayyarelerile tam bir saat müca. dele a sonra e ateş al ve düşmeye YOR, güliz tayyareci metanetini kay. 'betmeksizin peraşütünü açıyor ve kendisini boşluğa atıyor. — Fakat, düşman insafsızdır, sefer beyaz şemsiyenin altında ufacık bir nokta gibi görünen tayyarecinin üzerine ateş açıyor. O ise sukutta devam ediyor. Bir aralık ayakları yumuşak bir şeye | ** sürülüyor. Dikkatle kriz gö- rüyor ki garip bir tesadüf eseri olarak İngilizlerin bir müdafaa vasıtası olarak kullandıkları ba. lonlardan birinin üzerine inmiş. tir. Malüm a. ; lerle zemine. olan bu balon- ları muayyen bir yüksekliğe w. tr ve sonra ayni eiddiyetle geri | £ ermiş. tere batmıştı. — Mayır ola, dedim, hal ne? Yeni kapıcı imiş. dum; düşündü. — Birinel dairede miydiniz? Biz geldik geleli boyuğ! ha mektuplar, gazeteler geliyo — Bana neye göndermediniz” — Bilmem. Eski kapıcı hir kâS git bırakmıştı ama galiba çoğ cuk yırttı, Biz de mektupları kapıcıya gönderdik. Ona run, Kurtuluşta tramvay yoz) lundan sap, yokuşu in. Ufak mey danda iki katlı ev. Önünde tulumbası var... Çok dolaştım. Önü frenk lumbalı evi bulamadım. döndüm. Yeni kapıcı ile güçl eski kapıcıyı bulduk. Mekinplart| gene apartımana göndermiş. Yes koşa postaneye geldim. Müracaat gişe sine derdimizi döktük, | tanelerde herkesin göreceği yer. İn.) de bir camekân bulunur, — Bizde öyle şey yoktur! 'ostaneden çıktım, sana yasi ben ne yapayımığı| yorgunluğunu çıkar. Sonra sana şa fıkrayı anlatayım, biraz hide muş. Mesele İstanbula akseder, tali kik için bir adam gönderirler. Mü fettiş meseleyi sorar, çurtup düşman tayyarelerinin ö.| ”“x. nüne mânia olarak dırlar. Husus! nöbetçiler aşağıda önün hareketini takip etmekte. dirler. İşte bu kazazede tayya- reci buraya düşünce yukarıda bir evkalâdelik Zan Me meni üler ebe egm le üzerinde bir İngiliz askeri bul. muşlardır. Tayyarecinin bu ke. dar büyük bir macera ne rağmen hiçbir yarası yoktur. telin iki ucundan, bir Temmuz sa“ lerimizle sevişiyorduk. Meşhur dar. bameselin inadına, gözlerimiz. birbi. rinden ırak kaldıkça, gönüllerimiz birbirine yapışırcamna yaklaşıyordu, Bu buluşmalarımız, orta çağ gatelâ rında görülen aşk rüyalarındaki bü- bışmalar gibiydi. Ben onu, sesine, konuşuşuna göre, tıpkı bu sabirsiz tekilyen kız gibi, esmer, ince ve 23- rif tahayyül ediyordum. Acaba © muydu? masasına serdi, Tahımi, O Mi, Dün kendisine her zamanki gibi, evden tele- fon ederken, yanıma #nnem gelmişti; bem de tam artık bir yerde buluşma- Muz rica edeceğim sırada. O zaman; — Şimdi bir şer, diyemem, körde- Şimli! demiştim. Anlarsın ya, Amma ben sana ökşema bir mektapla bil- diririm. Her halde ricamı kabul et- meni rica ederim. O mektupiz, ne olur, ne olmaz, bir gef yapmamam için, önüne bir TAN nçmasını yazmıştım. Mutlaka o idi; omma ben ne ya- pabilirdim, Allahim? iki partilik koeik, 2 — Canlı resimler. Genç kız, bu sırada bir 'TAN açıp, | sar. #ki yüz lira daha versin, onu sermesi ye yapıp bir iş tutayım. Kazandığı para ile yüz lira borcumu öğiyeyimei Mahkemeyi dinliyen tahkik meme Tu, perdeyi aralar: — Kadı etendi, der. “Ton vursan mısın? Yoksa ben vurayım mi? EK 23 4 5 6 7 8 - atım ayağındaki, 7 — Geli re » meta, 81 Bezen mesken 5 — Mei Yukardan ayağı: Haligte bir semi » Bp kenarlarını gizlice yurrukladığı ms sada otururken, garson pertalonuiği bir fincan kahveyi döküvermiyti, BUS rada, bu pasla ve borbac dolu eği mekânl tezgibi arkasmda, gere muh temizletmek için aldığı panialösi Bumu getirmesini bekliyordum. a SİNEMASINDA Boris Karloff (Frankenştayn) © Şimdiye kadar yarattığı rol