Tan 26 Ağustos 1940 sayfa 3 | Gaste Arşivi

26 Ağustos 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

26 Ağustos 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— —— 26 . 8.940 4 TAN ABONE BEDELİ 'Türkiye Ecnebi (N400 Kr. 1t sene — 2800 Kr. 750 * 6 Ay 1500 * 400 " 8 Ay so9 * Kıso * 1 Ay 800 * BUGÜN hrp - Hırvat , İnlaşmasının hidönümü Yazan: Ömer Riıza Doğrul ugün Sırp - Hırvat anlaş. TAN MODERN HARPTE HAVYACILIK 918 den çok farklı olan bu. 1 dâa d in sevkulceyşi vaziye- B ması, birinci yıldönü tgeçiriyor. Sırp - Hırvat an. işması, Yugoslavya Bırliğinin & sağlam temeli sayılır. Yugos. İyyayı teşkil eden sunsurlar ara. hda bir takım ihtilâfların hü. Üm sürmesi, bu ihtilâfların mü- âdelelere — sebebiyet vermesi, lgoslav Birliğini sarsan ve ya. âncı ihtirasları da ir âmildi, hrvatların Sırplılarla müsava. hi tanıyan anlaşmanın imzasi. 'bu âmil ortadan kalkmış, Yu- dslavya Birliği ti ve kıyıların müdafaa şekilleri değişmiş bulunuyor. Düne kadar kuvvetli bir donanma ile sahille. rini müdafaa etmek imkânlarına malik olan devletler artık deniz kuvvetlerinin ve barikadının ge. risinde emniyetle oturamayacak- lardır. Aynt hakimiyeti havada uyandıran | Kurmak ve gene havadan gele. Geçen sene bugün fcek taarruzlara karşı tedbirler al. 'mak | zarureti kendiliğinden doğ- muş bulunuyor. Fakat büsbütün de donanmadan vazgeçmek doğ. kuvvetlenmiş Tu olmaz. Kıyıların muhafaza. * bu sayede Yugoslavya dahili sında gene deniz kuvvetlerine fikrara kavuşmuştu. Yugoslıv.'yer verilecektir. Esasen sahilleri Anın milletlerarası mevkiini de ikviye eden bu anlaşmanın yıl İnümüne kavuşmak, her halde Ütün Yugoslavyada sevinç teza. Ürlerile karşılanacaktır. Kuv. Mli ve birleşik bir Yugoslavya, İphe yok ki, Balkan Birliği ve an sulhü için mühim bir İvvettir. tinci Kışa Doğru : arbin ikinci bir kış geçirip geçirmiyeceği — meselesi, kadar l linan, bir ihtimaldi. Bu ihtimal = sonra kuvvetli bir tahmin iyetini aldı. Şimdi de kati hakikat olmak istidadında ve lundadır. Artık harbin bir kış â geçirip geçirmiyeceği üze- hde tereddüt eden yok. Kaç fazla olan memleketler bu nok- tayı göz önünde bulundurarak günün havacılığı karşısın. aç YUZaN A. AHISKAL * donanmalarını kuvvetli tutmağa çalışmaktadırlar, Bu halde de do. nanma sahillerini yakından mü. dafaa edecek değildir. Harp ge- mileri, açıkdenizlerin en güzel müdafaa hattıdırlar. Napolyonun istilâ hazırlıkları karşısında Ami. ral “Nelson,, memleketini * “Tou. lon,, önlerinde müdafaa , edeceği. ni söylemişti. Zira, gemilerin sa. hil boyuna dağıtılmasile bir mü. dafaa sistemi kurulmuş olamaz. Bu takdirde donanma cüzlerini birer birer yakalayan düşman HİKÂYE “ Yazan: çık duran pencereden, erken yaz gecesinin uzak gürültüsü, geliyordu. Penrereye çıktı.Komşunun Tadyosu bir eski Entderün şarkısını barbar bağırıyordu. Sokakta hâlâ hirbirlerini koövalıyan yalınayak ço. cuklar vardı. Beşiktaş önlerinde bir, iki gemi, neşesiz, yorgun, denize çö- melip kalmış gibiydi. k Çanakkalede doğmuştu. Kendi kü- Ççük şehrini, kendi kahraman denizini düşündü. İstemeden eli, y di IÇ SIZISI Rüveyde Sinanoğlu e Ti çıkmış olan adamı gördü; lâkin Böz- lerini karşıya, Boğazın - sularına çe- virdi, Fakat Cevat yanına oturmuştu. Gözlerini küçüğe Gdikmiş, tuhaf bir hüzünle susuyordu. Nihayet sordu: — Demek, doğru! Genç kız cevap vermedi; yüzünü de çevirmedi. Cevat o zaman, eğilip gü- lerek yanağını okşadı: — Güzel çocuk! Senin değil mi? Ruhi evine girdiğin gün seni Bgö- daha geçireceğini düşü İk, İngiltere Başvekiline göre, 'MI ve 1942 seneleri de harp İhnde geçecek. 1941 hakkındaki Ükmü şimdiden tahakkuk et. |öktedir. Daha ilerisi hakkında, İ ise istikbale aittir. ki masanın üstünde duran albüme gitti; istemeden onun içinde, Cevadın masum yüzlü fotografına daldı. Cevatla küçükten beraber büyü- müştüler. Tâ küçükten de sevişmiş.. tiler. Babaları, onlari evlendirecekti. a Düğüne' yakın bir sirada Cevat, tahmini kıkü kendisi de 42 ait ikmünde mütereddittir. 'akat göze çarpan facia, har. , kışa doğru yaklaştıkça şid- ni arttırması ve tahribatını işletmesidir. Kış mevsimi, 'tınaları, kasırgaları, karları ve hırpalamak — yolunda meden birbirini yere sermeğe taşıyor. Fakat kış gelmeden iki taraf- hiçbirinin yere serilmiyeceği hakkak gibidir: Gerçi Alman. harbe bu derece şiddet aktadır. Bu mukaddemenin 1 ne zaman geleceği ve Al. ihyanın sadede ne zaman gire. i kestirilemiyor. Fakat Al. ifya sadede girse de, yani hareketine girişse de har- yine bu sene bitmesi bek. yor. Çünkü ihracı takip e. hâdiseler meçhul. ubu Şarki Köşede : | | ngiliz - Alman harbinin bu | mahiyeti aldığı bu sırada, (Alık, mihvercilerin teşebbüsi- tdaha fazla karışmaktadır. ihverciler; Romanya ile Ma. İStan arasındaki müzmin ih. fin hallini istediler ve bu iki 'nleket mümessilleri bunun ini aradılar ve bulamadılar. İlacaristana göre Romanya, Ver devletlerinin arzusuna fabık bir tarzda hareket et- ekte ve anlaşmak yoluna er dikmektedir. Omanya ise, anlaşmak niye, hareket ettiğini ve Bulgaris. h kolaycacık anlaşarak bunu * etliğini bildiriyor ve Ma. Ilrm anlaşmıya yanaşmak İs- itdiklerini tebarüz ettiriyor. taraf arasında anlaşma e. knl A . içın. i$ Y ü kesilmiş olduğu halde, son hî tebliğ müzakerelerin tek. Açılması ihtimalinden bahse- 'du. -ı“:ıt iki taralın anlaş ih. keafe | —-—.-—-.--.-— âzami eti gösteriyor ve iki taraf kış | tmesi istilâ mukaddemesi sa- | g 4 a götürmüştü. Ora, da, ona ağır bir ameliyat yapılmak lâzım geliyordu. Fakat, babası hastanede ölünce, memleketinde başka kimsesi kalmı- yan Cevat, bir daha dönmemişti. O- na, artık bir şey de yazmamıştı. Ad- resini bile bilmiyordu. İkinci yılm Yametlerile muhariplerin bir. sonunda genç kızın babası da ölmüş, |Hine karşı zulmüne sed çekme. | bir eski borç yüzünden ellerindeki h önce muharipler, birbirleri. | tef gelir olan iki dükkân da - satıl- mıştı. Bir iş bul Çanakkal, tenler olmuş. Herkes biliyor. Ruhi mi? Bu adam bir hemşerileri idi. Doğru, bir gün onun evine git- mişti; o günlerde Çanakkaleye gide, cek biri ile kardeşlerine bir emanet göndermek için, Onu, çocukluk günlerindenberi bes Tediği emellerile yıllarla bırakıp u- nutan bu adamın suratını “alçak!,, diye tokatlıyacak oldu. Lâkin ılın lâ- fina bakan, hakikati aramıyan, bir düşküne doğruyu söylemek neye ya- rardı? Onu yaralamak gerekti: — Evet; dedi; benim... Sonra ' kalktı; yürüdü. O anda tek - iç sızısı, o yavrunun gerçekten kendisinin olmamasındandı. den havaya karşı müdafaa ava Taarruzuna arşı Sahiller Nasıl Müdafaa Fdilir ? tahrip etmek imkânına malik o- | ......... lur, Düne kadar, toplu olarak ve uzaktan kıyıların müdafaasına e. hemmiyet veren İngilterede, y;r. e taryalarının çalışmalarına — do. nanmanın iştirak ettirilmediği görülüyordu. Ve umumi olarak deniz kuvvetlerinin tek başıha İngiltere sahillerini müdafaa e- demiyeceği de malümdu. Buna karşı yer, hava ve deniz kuvvet. lerinin müşterek çalışmalarile birkaç manevra yapan Britanya İmparatorluğu, yüksek irtifadan gelecek ağır yüklü bombardıman tayareciliğine karşı pek de hazır bulunmadığını anlayarak vaktin. de ve süratle müdafaaya iştirak edecek av tayyareciliğinin teşki. lini esas tutmuştur. Burada do. nanmanın rolü, kıyılar açığında kuracağı dinleme ve gözetleme postalarile müdafaa tayyarecili. ğini düşman akınlarından haber- dar etmekle başlar. Denizlerden olacak taarruzlar ağır ve çok uzaklardan karşılana. bilir vaziyettedir. İngiltere do. nanması; ateş küdreti fazla, seri gemileri sayesinde ve tayyare devriye kollarının yardımile bu imkâna maliktir. Havadan gelecek akınlar daha çok süratli ve âni olurlar. Bun.- lara karşı müdafaa vasıtalarının her an uyanık bulunması eder. Bu hazırlık muhakkak ki büyük masraflara yol açar. Ge. milerin dinleme postaları halinde vazife almaları, seri av tayyare. lerinin devriye gezmeleri, yer müdafaa vasıtalarından makine- litüfek ve topların ışıldaklarla birlikte çalışmaları, baraj balon. larmın korkulu bir perde kurma- sı sahilleri mutlak yakın bir em. niyet altına almıştır. Bu şekilde hazırlandıktan son- ra hareket serbestliğini tam ola. rak hasma bırakmak doğru bir hareket olmaz. Bütün müdafaa vasıtalarını temerküz ettirerek a. çık gedikler bırakmak ve hasma bunu hissettirmek müdafaanın kudret'ni kıran ve sadece de. niz kuvvetlerile kıyılarmı mü. | teyzesi ile kalacak olan iki küçük kardeşine medar olmak üzere kalkıp İstanbula gelmişti. Bir aydır, Beşiktaşta bir hemşeri ailenin evinde kiraladığı tek odada hayatını geçirmekte idi. Zeki bir kız- dı; iyi de okumuştu. Amma bu iki meziyet, ona karşı kapalı durmakta inat eden kapıları açmıya yetmiyor- u, Dalgıu, albü_mün yapraklarını çe. virirken, gözüne, — bir mektep arkadaşının iki çocuğile çıkardığı fo- tograf ilişti. Onlara, bakarken, kendi kendine düşündü: Çapkın bir büro şefinin yanında çalışmaktansa, bir küçük yavruya, kadınlığın bütün şef- katile iyi bir dadı olmak daha şerefli bir işti. Gazetelerin küçük ilânlarını Gikkatle takibe başladı. ir Birkaç gün sonra Bebekte bir villâ- nın bahçe kapısından girerken, akşam güneşinin menekşe Trengi son ışığı karşı evlerin çatılarında kararıyordu. Bir an Cevadı haâtırladı, Ağlıyordu. Göz yaşlamı içine akiıttı. Sonra yü- zünde güzel bir gülümseme çizgisi ya- tatmak için kendini zorlıyarak açılan kapıdan girdi. Evin h hemen işti. Gü- ğ Askerlik İşleri Şubeye Davet Fatih Askerlik şubesinden: Fatih Askerlik şubesinden: 940 — yoklama- sında şübeye gelmiyen mühtelif sınıf ve rüt- beden aşağıda isimleri yazılı subayların şubes ye gelmeleri veya vaziyetlerinden şübeyi ma- İümattar etmeleri ilân olunur: Lâleli Fethibey caddesi No, 18-3 yüzbaşı 3458 sicil Mehmet Ferit oğlu Tacettin Çınar; Kürtulüş caddesi No, 173 Gülmezbağ apartı- manı asteğmen 15318 sicil Hümit Rıza Kolö- |Ten; Cerrahpaşa caddesi K 80 kağı No, 8 de yarbay 321-777 Ismail oğlu Ali; Fatih Fevzipaşa caddesi No, 12 de al- 'bıy 170 siçil Osman oğlu Eyüp — Yargın; Balat Kasımgünani Aynalıbakkal sokağı No, 28 de önyüzbaşı 1533 sicil Mehmet oğlu Şev- ket Çetilkale; Boğaziçi merhum Haşim Bey | kanesi 312-2 sicil Ahmet oğlu Halim Çetin; Fatih Sarıgüzel Uçaklı sokuğr No. 34 321-41 sicil Hakkı oğlu Hüseyin İlhami Özün; Vi- ranpaşacamii sokağı No, 8 de asteğmen 31502 sicil Salim oğlu Mazhar, (son) * Eminönü Yab. As. Sub E- minönü, Fatih, Eyüp kazalarında o- turan ve Şubemizde kayıtlı bulunan zel, tatlı bir esmer taze idi. Zengin dö, şeli villâda bir ev, iki yaşında bir kiz çocuğu, iki de hizmetçi kadın yaşıyor- lardı. Evin beyi Diyarbakırda yol in- şaatında çalışan bir müteahhit mü- hendisti. Genç anne ona kızını anlattı: — Çok zeki bir yavrüdur, Yalnız ben rahatsızım; kendimi lüzümu ka- dar ona vermedim. Onun için kaprisi biraz fazlacadır. Kendinizi ona sevdi- rirseniz, sizi hiç üzmez,. Daha iki hafta sonra, küçük Güler- in o arkası kesilmez soysuzlukların. dan eser kalmamıştı. Genç kadın sa- kin bir hayat yaşıyordu. Orada bir yıl kalacak, sonra biriktirebileceği bir kaç aylık geçim parası sayesinde is- fikbali olan bir iş aramıya rahat ra- hat koyulacaktı. Lâkin bir yılın sonunda Gülerinden di G ayrıl i o küçük el elin- Vi çok zayıftır. Romanyanın, âaristan ile de anlaştıktan , Macaristandan başka bir ttle ihtilâfı kalmadığı için, taleplerine mukavemet nları artmıştır. * bakıma göre, mih |biri Macaristana, biri de yaya daha fazla müzah * K de ve o küçük kollar boynunda olma- dan nasıl geçirebilirdi! Bir yıl daha kaldı. Bütün günleri, küçük Gülerin yanında geçiyordu. Mesu: değildi; amma içi rahattı. Ça- nakkaledeki iki küçük kardeşini ele muhtaç bırakmıyordu. ir gün öğleden sonra, AŞ Bebek Kösterdiği için bu iş sürün- l& kalmaktadır. Sürünce. Bir bankta yalnız oturuyordu, Güler elini blüzün, den göğsüne sokmuş, uyuyordu. sonu olacak? Belli değil. Dtç Rize hallı 316 : 335 doğumlu er- lerin hiç askerlik yapmamışların bi- rer ikamet senetleri ve nüfus cüzdan- larile birlikte şubeye gelmeleri ilân olunur, b g K Beşiktaş Askerlik şubesinden: Şubemizde kayıtlr 314 doğumlu emekli pi- yade Üsteğmeni 3382-74 kayrt numaralı Ah- met Şevki oğlu Abdülbaki Kıvanç, 299 do- Bumlu Jevazım binbaşısı $21-49 kayıt numa- ralı Ali oğlu Sabri Kıldacı, 333 doğumlu le- vazım teğmeni 48739 kayıt numaralı Kasım oğlu Seyfettin Yatağan Ata acele gçubemize mücaatleri, etmedikleri takdirde 1076 — sayılı kanunun maddel mahsusu mücibince — bhakla- rında kanuni muamelenin — tatbik — edileceği ilân olunur, * Aşağıda künyeleri yazılı tubay ve erlerin gok acele gubemize müracaatları. 3-1148 sırada Muh. astğm. (18659) Hakkı ©. 1315 doğumlu Necdettin: 1-344 sayıda piyade astğm. (14774) Abidin oğlu 181t Tevfik. 6-2097 sayıda hekim önyüzbaşı — (35882) Abdurrahman oğlu 1303 doğumlu Ömer, 3-972 sayıda topçü astğm. (41955) Yahya Oğlu 1323 doğumlu Ahmet Adnan. 2-53S sayıda piyade astğm. (13217) Mus- tafa Zekli oğlu 1312 doğumlu Mehmet Nüz- het 9-360 sayıda 8 inci smıf hesap memuru Salih oğlu 1304 doğumlu Fahri, Oto nakliye 324-30 er Ali oğlu Nusrettin. O*to nakliye 327-1138 er Kümil oğlu Ahmet. 4-1572 sırasında kayıtlı d. yol ydk. teğimen dafaa edeceğini sanan bir mem leket” aldanmış sayılır, Ha va yollarile olacak taarruzla. rın müdafaasında mutlak surette havacı zihniyetile hareket edil. miş olmak esastır. Donanma ha. vacılara sahil müdafaasında yar. dımcılık edecektir. Kudretli bir surete teslih edil. miş bombardıman tayyareleri ta. rafından yapılacak taarruzlar e. sas itibarile birkaç mil açıklara sürülmüs olan deniz ve hava dev- riye kollarile karşilanabilir. Fa. kat gen'ş bir hava gözetleme şe. bekesinin daimi olarak faaliyette bulunmasının güçlüğünü de ka- bul etmek lâzım gelecektir. An. cak birbirini tamamlayacak deniz ve hava gözetlemes'nin ihtiyacı olan malzemeyi hazırlamak ol. dükça geniş masraflara ihtiyaç göstermektedir. Büyük Harbin neticesinde iyi- ce anlaşılmıştır ki, kusursuz bir devriye şebekesi nekadar emni. yetle faaliyelte olursa olsun, coğ. rafi şartların uygun hallerinde bile düşmana karşı esaslı bir ted- bir alınmış olduğu kanaatini ver: merrcelidir. Vazifesi sadece bir gözleme ve ya mukavemet olmak üzere bir hattın idamesini isteyen taraf yer ve zaman intihabında serbest bulunmağa mecburdur. Hasmın hareketlerine bağlı kalarak bek- lemek havacı zihniyeti değildir. Kıyıların müdafaası işinde ar. tık denizlere bağlı kalmak düşün. cesi feda edilmelidir. Eski harp usüllerini yenileyecek bir sınıf ortaya çıkmıştır. Sabit müdafaa- nın da hava taarruzlarına karşı koyamayacağını söylemek lâzm. dır. Sadece sahiller için değil, hudutların müdafası için de hava müdafaa birliklerinin mevcudi. yeti lüzümuna kanaat hasıl olr muştur. İngiltere İmparatorluğu hu. dutlarını, sahillerini müdafaa et. mek kudretinde bulunduğunu söylerken, sabit müdafaa teşkilâ. tından ziyade oynak hava birlik. lerinin kabiliyetine güvenmiş ve inanmış bulunuyor. Çünkü hava taarruzlarına karşı havadan mü. Birden karşısında, o artık kalbinden 153985 sicil numaralı Süleyman oğlu — 1318 Mehmet, foğumlu dafaa masraflıdır, fakat muf.lakl tır. icap | ları d. Yazan: Kocamdan ünyanm her tarafındaki İn- giliz radyoları geçenlerde etrafa şu haberi vermiştir: “Tutunuz, açıkdenizlerde ras. geleceğiniz, yahut bir limana gir. mek isteyen “Çueen Annn,, purunu hemen durdurunuz!,, “Çucen Ann,, vapurunun hi. kâyesi şudur: « Harbin ilân olunduğu sıralar. da İngilizler Cenubi Afrika manlarında bulunan Alman ge. milerini esir alıp gemicileri içeri Afrikadaki kamplara 'şöndermlş. lerdir. Aradan zaman geçmiş, İngiliz. ler bu Alman gemilerini İngil. tere hükümeti hesabına çalıştır- mağı düşünmüşlerdir. Bunun ü. Zerine bu esirler oradaki rıhtım. larda iş görmek üzere sahillere naklolunmuştur. ğ Bunlardan 120 kisi de Port Elisabeth'e getirilmiştir. Vazife. leri, gelen giden gemilere yük ta. şıyıp indirmektir. İşte bu 120 AlL man bir hafta evvel Çueen Ann vapuru rıhtıma geldiği zaman şöyle bir*plân kurmuşlardır: Bu gemiye taşıdıkları eşyanın çoğu top tüfek olacaktır. Böylece istedikleri cephaneyi gizlice am. barlara yerleştirdikten sonra bir gece iş sonunda vapurdan - çıkip, evlerine dönecekleri yerde gemi mürettebatını birer birer sımsıkı bağlayıp denize açılacaklardır. Kendileri de gemici oldukları i- çin vapuru kullanmakta tabii müşkülât varid olamaz. Bu plân muvaffakiyetle tatbik Vâ- Sevim SERTEL Kaçan Alman Mahpusları Ne Haber? kesiyor ve bitkin bir halde ve yalvaran bir sesle: — Mösyö, diyor, kocamdan ne haber var, kuzum bana söyleyi. niz. Ondan haber almayalı dört ayı geçti. Gece rüyalarıma giri. yor. Siz dünyanın öbür tarafla. rından geliyorsunuz. Belki onu gördünüz. Belki onun hakkında malümatınız vardır. Kuzum bana H.|kocamdan haber veriniz. İşte Fransanın ufak bir kasa. basındaki eski Gannat hapisane. sine iltica eden bu binlerce hal- kın bugünkü acıklı hayatlarından bir iki sahne... OYUNLAR 7 vv vv <ai $>a> Bir Kere Soyunm Bulunduk! lâjlarda şişman, zayıf, g' ihtiyar, güzel, çirkin ,şit çeşit adam bulunur, Ben ifarkları şimdiye kadar y vücut biçimlerinde görürd Şimdi bir çeşit daha türedi k hem kıyafet, hem de düşünce iti barile hepsinden baskın Bunlar plâja denize girmek, g neş banyosu almak ve yahut d nize giren tanıdıklarile beral bulunmak için gelmiyorlar. Sade. ce herkesi seyrederek bu tabiili; karşı olan nefretlerini dudakl rını bükmek suretile gösteri için geliyorlar. Geçen hafta plâ; lardan birine gittim. Bir iskem ye uzandım. Yanımda bir se — Aman şu hamam soy, fâbi karıya bak, Töh! Kepi üedi. Yavaşça başımı çevirdim. a kalarından topuklarına kadar yahlara bürünmüş, başlarını gene sıkıca sarıp sarmalamış kaç kadın sanki eleğimsağmal altından geçip dişileşmiş katol papazları! Gözlerim etrafı seyrede: >>ac >> < u- < w v vv v”'u A'A A At JA AŞ w v vv kulaklarım ister İstemez mu verelerini dinleyor: — Şu kıza bak kardeş! Yanın. daki herif dostu mudur, ne 4 — Teyze! Şişman karıyı dün mü? Ayı balığına benziya! —A! A! Mavi donluya bakı Nerede ise kumaş çatlayacak, tarafı meydana çıkacak, Her miemlekette böyle pürit!i ler vardır. Bir tarzın aleyhii İyte sizç Gört tane kupa doküzlüsü! Bun- lara dikkatle bakınız! Içlerinden biri yanlış- 41r. ÂAcaba hangisi? Bir ?lıüı cevap veriniz. düşünseler de hiçbir zaman, ta bir eğlence yerinde bile nenleri tenkit etmezler ve p gördüklerim gibi gözlerinden edilmiş olacak ki, bir gece Gucsen Ann gemisi li d kaybolan 120 Alman esirini ara- maktadır. İngiliz radyo istasyon. a: “Ovecen ÂAnn,, gemisini durdu. runuz!, diye feryada başla. mışlardır. * * Kocamdan Ne Haber? B u zavallı yavrunun elemile içi bükülen muharrir, onu elinden tutarak dışarı çıkarıyor, odanın kapısını ihtiyar kadının ölüsü üzerine kapatıyor. gü. or. Zze. Koridorda karşısına genc, zel, sarışın bir kadın dikili Saçı başı darmadağınıktır. rindeki elbisenin rengi kestirile.- cek gibi değildir. O ısrarla muharririn yolunu olmuştur. Aynı zamanda zabıta |- SUAL - CEVAP S: Köy enstitüleri nerelerde açılmıştır? C: Karsta 200, Trabzond. h OM z gA SAÇ Mine ları bu zevkin tahassürünü mütecaviz, haksız tenkitlerle meğe yeltenemezler. Fakat soruyorum. Bunl: burada işleri ne? İnsan, n 250, Kayseride 2$0, Samsunda S0, monuda 150, E: 200, Kasta- ve rul hatsız eden bir Balıkesirde 40, Izmirde 210, Lüleburgazda 100, Seyhanda 160, Ispartada 80, Antalyada 60 talebe okutacak olan köy enstitüleri açıl- mış bulunmaktadır. * S: Köprünün Karaköy ciheti de Eminönü ciheti gibi yükseltlecek mi? C: Gelecek sene Köprünün Karaköy kısmı- fın yükseltilmesi de düşünülmektedir. Bu kı- sım da Eminönü ile aynı seviyeye çıkartıla- gaktır. * S: Nakliyat şirketleri veya posta vasrtasi- le buradan Basraya paket göndermek müm- kün müdür? C: Posta vasıtasile beş kiloya kadar paket zarayı seyretmek için tep tırnağa kadar siyahlara bürü rek güneşin altında e kavrulur mu? Fakat yazık! Bunlar bir kere giyinmişlerdir ve artık soyunm İct, 1 | de soy eski kalyonculardan Hüseyin şa çıplaklarının giyinemedil gibi. Tiryakinin biri zemheride meydanından gecmeğe mech olmuş. Kar, tipi, fırtına! B adam kürklere bürünmüş; bi gönderilebilir. Nakliyat şirketleri — vasıtasile daha büyük ve daha ağır eşya da gönderile- bilir, etmek usulü, — ilâçlarla tedavi etmek usulünden daha eskidir. Bil. diğimiz hekimlik daha meydana çık- madan çok zaman evvel, hastaları kaplıcası olan yerlere götürürler, o- ralarda bir taraftan afsun ederler, bir taraftan da kaplıcaya sokarlardı. Kaplıcaşı olan yerler, hemen dai- ma, tabifatin en güzel iklimleri oldu- LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ : KAPLICALA RIN TESİRİ lıklara neden iyi geldiği de anlaşılı. yor. Çünkü yeni yapılan tecrübelerin neticelerine göre, kimya terkibi ba- kımından birbirinin aksi gibi görü- nen, kaplıca sularının ikisi sempati | sinirlerinin muvazenesine hizmet e- diyor: Meselâ kimyaca birbirinin zıd- d olan iki kaplıca suyunun ikisi de devamlı pekliği geçiriyor. Pekliğin kaybolması da sempati sinirlerinin Bundan, sonradan gelen ve afsunlara i dıkları gibi, kaplıcal te- sirini de fence izah edemiyen hekim- Işr, daha yakın zemanlara kadar, kaplıcaların verdiği faydayı iklimin güzelliğine atfederlerdi. Kaplıca suları tahlil edildikçe, on. ların terkibinde bulunan pek az miktarda madenler, bu suların tesi- Tini iyice anlatamadığı gibi, kâplıca sularında bulunan radiyasyonlar da, doğrusu, tam kanaat — verememişti. Güzel iklim, pek az miktarda ma- denlerin çıkardıkları iyonlar, kaplıca sularımın çıkardıkları radiyasyonlar, bunların hepsi iyi, fakat onların vü- cut Üzerine tesiri ne vasıta ile olur?l Bit kaplıca — meselâ bizim Yalova ve Bursâ kaplıcaları — birbirine pek te yakın olmıyan türlü türlü hasta- liklara iyi gelir. Burası herkesin ve hekimlerin görgülerile sabit, fakat nasıl oluyor da bu tesiri yapıyor? Kaplıcaların faydalı tesirine vasıta olan şey, şimdi yavaş yavaş izah e. dilmeğe başlıyor. Kaplıca sularından bazılarının belki ayrı ayrı uzuvlara faydası vardır, fakat hepsi i |.bir ne iyi bir alâmettir. Zaten, soğuğu, sıcağı, havadaki e- lektriği, rutubeti, kısa sözle muhiti- mizdeki iklim hollerinin hepsini bize hissettiren ve o hallerdeki değişiklik. lere karşı vücudün muhafazasını te- min eden, meselâ sıcakta terliyen, s0- ğukta ısınan dalma sempntik sinirle- timiz olduğu İçin, kaplıca sularında- |ki maden iyonlarının, radiyasyonla- rın ve henüz bilemediğimiz bnşknf şeyler varsa, onların da gene sem- | patik sinirleri vasıtasile tesir etmesi | tabil görülür. İnsanın bir uzvunda hastalık olun. | ea, filân kaplıcanın hastâa olan o uz- vu Üzerine tesiri sempatik sinirleri vasıtasile... Fakat, bir uzuvda hasta- hk olunca; ona hangi kaplıcanın İyi gelcceğini hekim tayin eder. Ancak, birbirinin aksi gibi görünen kaplıcaların bile daima sempati si-! nirlerinin muvazenesine hizmet et- tiklerine göre, uzuvlarının birinde belli başlı bir hastalığı olmıyanlar, kaplıcaların hepsinden istifade e- debilirler. İşin esası, bir kaplicaya yakın bulunmakta, yahut vakti olup üdd kadar gide- sinirleri vasıtasile tesir ettiği fikri gittikçe kuvvetleniyor. rek, orada kâlabilmekte... Kaplıcalar Bir kaplıcanın türlü. türlü hasta- yalnız. hastalıkları geçirmeğe — değil, hastalıktan korunmaya da yararlar. ŞEK SEVK » M “SUBAYLARIMIZA: Her Subaya gerek hazerde, gerek seferde büyü faydalar temin edecek olan Bt EeLAİ . UHAREBE esdrini tavsiye ederiz. Eserin müellifi : TUĞGENERAL ASIM ALTUĞ'dur. Her sahifede renkli krokilerle malümat verilmiştir. Fiatı: 2 Liradır. Satış yeri: Hilmi Kitabevidir. nunu, kulağını şallarla bembeyaz kar sahrasına dalm Titreye titreye yürürken na Hüseyin Paşa çıplakları hiri çıkmış. Tiryaki böyle bir ada kolları çıplak, göğsü b <adar açık birini görünce ymış: L — Aman evlât! demiş, Üşü yor musun? Kalyoncu: — Üşümek te lâf mı im Tir tir tilreyorum amma ne payım ki bir kere soyunmuş b lunduk! M Takvimci — Küçük Memleket Ilaberleri GÖRÜLMEMİŞ BIR YİLAN — Akdağda bir vadide koyunlarını — oötlai olan Kızlar Mehimet Ağanın 18 yaşındaki zı, kayalar arasında bir hışırtı düymüş Vi sesin geldiği tarafa baktiğı saman deve gibİ birgey görmüş ve biraz daha yaki bunun çimdiye kadar işitilmemiş büyüklü ve insaa kalınlığında bir yılan olduğunu an lamıştır. y Zavallı kızcağız körküsuttlar hemen koşmuş ve ku dah geçenleri ürken Küylüler bu gö rülmemiş ejderhayı ! çıkmışlarsa da bulamarışlardır, SILIPKEDE da CINAYET —— - Billik (TAN) — Büyükdeğirmen köyünde bir yet olmuş ve Müstafa adında bir öldürülmüştür. Semarci Mustalfa ile ayaı den Ömerin aralarında kadın yürüğden vekce bir iblilâi varmış, İki rakip köy'di karyılaşmıylar, münkaşaya başlamışlar, ni cede Ömer Mustafayı brçakla vurarak öldür: müştür. Ömnter yakalanmıyştır. « YALOVADA BIR YARALAMA — vada Çiftlik köyünde Zübeyir Aktaş bif köylü, çocuklarını sünnet ettirmiş ve bu betle hjr de düğün yapı Ç Düğünde çok farla içki içen Mehmet Ayı demir, bir aralık tabancasını çekerek rasgele ateş etmeğe başlamıştır. — Kurşanlardan | tanesi davetliler arasında bulunan Sait Aka- yın kalçasına İsabet ederek ölümlüne olmuştur. * Karabükte demir fabrikalarında çalışa işçiler için her biri iki odalı olmak lizere küçük ev İnşasına karar verilmiştir. Yurttaş : Hadiseler havalarıma hâkim ola, | mıyan milletler için muvaffakıyet | B ümidi kalmadığını isbat etti. Bu | hâkimiyet her tayyarenin arkasın. da on ekip uçucu insan bulundu- |— rarak kolayca temin edilebilir. Ve | çok pilota malik olmak havacılığı güvenilir bir kıymete ulastırmak | demektir. Hava Kurumunu aza ya. zılarak yardımlarınızı! muntâzam yaparsanız, güvenilen bir havacı. hik mutlaka hak'kat clacaktır. el

Bu sayıdan diğer sayfalar: