24 Ağustos 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AN E 1 t ABOÖNE BEDELİ Türkiye Ecnebi . 1400 Kr. 1 sene 2800 Kr. 780 * 6 Ay 1600 " | 400 " 8 Ay so0 * 3 150 ” 1 Ay 800 " K İBUGÜN İngiliere » Amerika bHîfukı Etrafında 4'l"azıın: Ömer Rıza Doğrul | lngîltere ile A'merika Birle. | şik Cumhuriyetleri ara- kında bir ittifak aktedilmek üze. te olduğuna dair yayılan şayia- lar, dün Londra ve Waşingtonun salâhiyetli mahfilleri tarafından tekzip edildi. Fakat, ittilak haberinin tekzip edilmesi iki memleket arasındaki görüş ve iş birliğinin gittikçe vvetlenmesine müâni olmıya- tak, belki hâdiseler bu görüş ve İş birliğini mütemadiyen kuvvet. lendirecektir. Mister Churehili, bu harket ve cereyanın Misisipi hehri gibi her engeli aşarak ve her mukavemeti kırarak müte- Mmadiyen ak üt "SOMALİ,, İngilizlerin Ne İşlerine Yarıyordu? ——— Yazan: Faik Sabri DURAN İ Somaliyi boşalttılar ve buradaki askeri kuvvetlerini mu. © vaffakıyetle Aden'e geçirdikleri. ni bildirdiler. Bu kuvvet çok bü- yük olmamalı idi. İngiltere So- malinin müdafaası işini eski müttefiki Fransızlara bırakmıştı. İtalyanlar Habeşistanlaa giden ye- gâne demiryolunun başı olan Cibuti üzerindeki emellerini sak, lamadıkları için Fransızlar bura. da mühim bir kuvvet toplamış. lardı. Fakat Fransa ile Almanya ve İtalya arasında mütareke ak.- tedilmesi üzerine vaziyet değiş- ti, nihayet yalnız kalan İngiliz- ler, Somalinin işgalleri altında bulunan kısmını - şimdilik İtal. yanlara bırakmakta bir mahzur ve tdiyen ilerliyeceğini söylemekle İttifak şayi ortaya çık nediler. Denizlere hâkim o- lan İngiltere, Somalinin düşman ha sebep olmuştur. Fakat bu ha. teket ve cereyanın ittifaktan da uvvetli olduğu tahmin olunabi. r. Çünkü Amerikada büyük bir örüş değişikliği göze çarpıyor. u değişikliğin sebepleri hâdise. lerin mantığına ve hakiki menfa- itlerin icapl uygun olduğ İçin derin bir dikkatle takibe lâ- Yıktır. Amerikadaki Değişiklik : | merika, geçen Büyük Harp ten sonra Avrupada yeni %ir devrin başlamasını bekliyor. u. Amerika, harbe son vermek, mokrasinin emniyet içinde ya- asını temin etmek için geçen üyük Harbe iştirak etmişti, Hiç İmazsa Amerika halkı bu kana. itte idi. Fakat Avrupanın harbe 'bn vereceğine, yeni harplere ha. drlandığı, harp sonunda ortaya meseleleri halledeceğine meseleleri büsbütün karıştır. üstelik Amerikaya olan bor- w tanımıyarak, hatfâ Ameri- ânın yardımını da İstihkar eda: ik hareket ettiği görülünce A. lerikada Avrupa İşlerine karış. hamak için, çok kuvvetli bir ce. *yan belirdi ve bu cereyan bü. Ün Amerika efkârı umumiyesini tecakladı. Bu yürzden Amerika. , Avrupa işlerine karışması ifimali bahis meyvzuu dahi de. ldi. Hele Amerikanın Avruna rplerine uzaktan yakından mü, ahale etmesine zerre kadar İm- Ün görülmüyordu. Fakat hâdf. Mer süratle yürüdü ve Amerika hk mübim bir vaziyetle karşı rşıya geldi. ti Okyanus Arasında : (B ugün, İngiltere, büyük bir harp ile meşguldür. Bu %ıı!o mağlüp olur ve silâhını ike mecbum kalırsa, Amerika h. Okyanusunda galip ve hâ-| xrx bir Almanya ile karşılaşa- . İş bu kadarla kalsa, mesele . Fakat bu kadarla kalmı- , çünkü, Amerika Büyük Ok. usta da Japonya ile karşılaşı. , Almanya ile Japonya ara. aki muvazi hareket, Ameri. iki Okyanus arasında mah. bırakan /bir vaziyet icat ede- Bu vaziyete düşmek ve iki Ok- İhusun ortasında dünya ile te. imkânını bulmadan yaşa. Ak, sonra hu mütecaviz devlet. Amerikaya hulülü ile kar. Aşmak, Amerika için en büyük MMikedir. ıtıııiltemtn bu harpte mağlüp hası, bu tehlikenin tahakkuk ' hesi, günden güne genişleyip Yümesi yolunda atılacak en Vvetli adımdır. hâlde Amerikaya düsen va. — gayet sarihtir, O da İngilte. lin mağlübivetine mâni olacak İşeyi yapmak. gün Amerikada anlaşılmak. Olan hakikat budur. Ve Ame- 'fnın yakında harbe gireceği. yahut İngiltere ile ittifak et. dair ortaya cıkan şayiala. mensei bu hakikattir. İmerikanın da arfık bu haki.: göre, vaziyet aldığı göze İhiyor. — Yurttaş : ——— Hava hâkimiyeti, en kuvvetli lüvaffakıyet —unsuru olmuştur. Vada da üstün olmak için el- *n geleni yapmak mecburiyeti- eline i ile Süveyş Kanalı ve Hindistan yolunun tehlikeye girmiyeceği kanaatinde bulunu- yor. Diğer bir çok müstemlekele. rinde olduğu gibi. Somalide de İngilizler pek az kuvvet bulun. duruyorlardı. Mesahası 176.000 kilometre kareyi —Bulgarista- nın bir buçuk misli— bulan ve nüfusu 344.000 tahmin edilen bu müstemlekede sülh zamanında 400 mevcutlu bir develi müfreze ile 558 kişiden mürekkep bir po- lis kuvveti asayişi temin ediyor- du. 1937 istatistikleri İngiliz So- malisinde yaşıyan Avrupalıların miktarını 2.600. kadar gösteti. yor. Buna başlıca sebep Somali- ngilizler geçen hafta içinde ; İtalyanların eline geçen Berbera'da bir cami HİKÂYE ( Ümhuriyetten çok eski devir- ' lerde Çakmakçılar — yokuşu- nun en İşlek, en kabalık zamanı, Bey, Efendi, Ağa, kadın, çoluk, çocuk, a. Dlcı, satıcı, İşportacı, Arada moloz ta- şıyan merkepler, mevzun adımlarla, “açık gel,, diye bağrışarak, yürüyen sırık hamalları, Bozük kaldırımlar ü- zerinde herkes muvazenesini hayret bir kull ak yü- rürken, sırtında kocaman bir balya ile gelen hamalın “savul,, feryadı ü- zerine kenara çekilmek istiyen biri, önündekinin arkaları terlik tarzında ş basar, papı na basılan İlerlemekte — olduğundan, vÜcudünün ağırlığlle papuç yırtılır.) Papucu yırtılan — Kör müsün be “adam? — Elâlemin papucuna nasıl basıyorsun? Yürümesini bilmi- yorsan, adam içine çıkma, Papucu yırtan — Affedersin bira. der. Allah bilir mahsus yapmadım; bir kazadır oldu. Küsura bakma, — Kusura ba! olur mu? Yep- nin Avrupalıların yerl i elverişli olmıyan iklimidir. Fil. hakika Aden körfezi sahilleri dünyanın en sıcak yerlerinden sayılır. Zeila'da senenin ortalama su. yeni papucum yırtıldı. Ben, şimdi ne yapayım? S YAŞ dedik, “kusura bakma, hoş göı-,,'dedlk. Daha ne ya- payım? Ayaklarını mı öpeyim? — (Biraz daha üstün perdeden), demek affedersin dedin mi iş bitti. Gel kafama bir sopa vur. Sonra bir huneti 29* dir, Ağustı sta 32* o. lan suhunet ortalaması Birinci.. kânunda ancak 27” ye düşüyor... Senede 5* lik bir suhunet far. *kına dayanmak--güçtür. Yazın gölgede 50* bildiren termometre geceleri bile hissedilecek bir se. rinlik kaydetmiyor. omalilerin menşei “Arabis. a de. Ben dayağı yiyeyim. Şükredip oturayım. l . — (Yumuşayarak), ne yapalım be birader? Ne desek lâf anlamıyorsun. İşte şurada bir papuççu dükkânı var. Buyur. Beraber gidelim. Sana bir papuç alayım. — (Büsbütün çileden çıkarak), ne dedin? Hele şunun yediği halta bak, Özürü"kabahatinden büyük, Yaptığı terbiyesizlik yetişmiyormuş gibi, bir e alkıyor. Ben, senin n- S tandır. Yı hicret etmiş olan bazı Kureişliler Ye. dinci asırda Somalide yerleşmiş. ler ve XİTI üncü asırda kuvvetli bir devlet tesis etmişlerdi. XVI ıncı asırdâ bu devletin merkezi şimdi Habeşistan hudutları için.- de bulunan Hararda idi. Bu Arap devleti. XVI inci asırda Galla'. ların istilâsına uğrayarak dağıl- mış ve yerinde küçük küçük sul. tanlıklar ve imamlıklar kurul. muştu. Daha sonraları Zeila ve civarı Yemen İmamlarının ida. resi altına geçmiş ve dolayısiyle Osmanlı İmparatorluğunun bir çüzü olmuştu. Somali kıyıları ile İngilizlerin Aalâkadar olmaları uncu asrın İlk senelerinde başlar, O zamanlarda - Hindistan idaresini elinde bulunduran Şar. ki Hint İngiliz kumpanyası gidip gelen gemilerinin bu sahillerde rahatça barinabilecek limanlar bulabilmesi için Tajura Sultanı ile anlaşmıştı. 1874 — 75 tarih. lerinde, büyük hulya'ar peşinde koşan Mısır Hidivi İsmail Paşa Tajurayi, Berberayı, Bulhar li. manını askeri işgal altına almış ve Hırrı da zaptetmişti. 1884 te Mısır *Sudanında Mehdi isyanı başlayınca Hidiviyet buralardan askerlerini çekmiye mecbur ol- muştu. Bunun üzerine liman. lara İngiliz Aaskerleri çıka- rılmış ve yerli kabile reisleri ve yhlerle yapılan muahedelerle ngiliz himayesi tesis edilmişti. 1888 de İngiliz ve Fransız nüfuz sahaları ayrılıyor, 1894 te İtalya ve 1897 de Habeşistan ile hudut. lar tesbit ediliyor ve 1898 e kadar Aden'e bağlı olarak idare edilen bu arazi önce İngiltere Hariciye. sine,sonra 1905 de Müstemleke. ler Nezaretine geçiyordu. Fakat Somalide İngilizlerin yerleşmesi kolay bir iş ol mamıştı. İngilizlerin başına bir Deli Molla belâsı çıkmıştı. Meh. dilik iddiasında bulunan bu De- li Molla 1899 dan 1904 e kadar İngilizleri hayli üzmüştü. Bir ara lık İtalyanın tavassutu ile mese. le yatıştırılmış ise de 1909 da lacağın papuca muhtâaç miyım? Gö- zünü aç ta bak. (Yavaş yavaş ahali birikir. Kavga tavındadır.) ketin iç taraflarını boşaltıp yer. Jilere bırakarak yalnız sahiller- de tutunmıya karar veriyordu. Fakat bu “yalnız kıyılarda tutun mak,, siyaseti de çok uzun sür- memişti. Çünkü yerli reisler İn- gilizleri kıyılarda da rahat bı. rakmamıya başlamışlardı. 1914 Mayısında Somali Valiliğine ge- tirilen Archer yeniden tedip ha- reketine geçmiş ve bu hareket ancak 1920 de, İngiliz hava kuv- vetlerinin müdsahalesi ile, neti. celendirilmişti. amat zensin hir memlİnket S değildir. Somalilerden bae ka Gallalar, Habeşliler ve Zenci. lerden mürekkep olan ahalinin ekseriyeti deve, koyun, keçi ve biraz da sığır besliyen bedevi ço- banlardır. Yalnız'sahillerde yer- leşmis olanlar balıkcı ve gemici. dir. Ahalinin hepsi Müslüman- dır. Memleketin baslıca ihracatı canlı hayvanlar, zamk ve recina ile bir miktar devekuşu tüyü ve deridir. Müstemlekenin baslıca varida, tı gümrükleri idi. Fakat yaridat masrafı karşılıyamadığı için bu himaye İngiltere hazinesine pek pahalıya mal oluyordu. Her sene 50—-60 bin lira vermekten bıkan İngiliz maliyesi nihayet bu açığı istikrazlarla kapatmayı düşün. müstü. Cünkü müstemlekenin, tatbik edilen tedbirlerle gittikçe kendi yağı ile kavrulabileceği tahmin ediliyordu. Nitekim 1937 de açık bir kaç bin liraya düş. müstü. Fakat İngiliz Somalisin. deki limanlar Habeşistanın bir kısım ithalât ve ihracatını ken- dilerine çekiyorlardı. Habeşist P A PU Yazan: ULUNAY doğabileceğini bize zaman göste. recektir. — Sana papuca muhtaçsın, deme- dimsFakat mademki bir kazadir ol- kızacak ne var? (Etrafında toplanan, lara hitaben:) Yahul! Allah rizası i- çin söyleyin. Bu adamın papucunu yırttım, yerine yenisini alayım; diyo- tüm, İstemiyor, özür diliyorum, kı- zıyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Ahaliden biri, (papucu yırtılana:) — Yok birader, sen de densizlik ediyorsun, Kanı, kanla yıkamazlar, |kanı su ile yıkarlar, Bir kazadır ol- dh, tazmin edeyim diyordm. Bunda | d © GÜZÜME CARPANLAR a ( M atmazel, tam bir ay olu. yor ki yedi kişi ancak üç yataklık yer olan şu divana ben. zeyen tahta sandıklar üzerinde yatıyoruz. Vücudümüzü dinl&ön. direbileceğimiz bir şilte üzerine uzanmak bize ne zaman nasip olacak? — Matmazel, pabuçlarımın ta. banları kalmadı gibi. Yeni ayak. kabı alacak param da yok. Ben ne yapayım? — Matmazel, çocuğum ateşler içinde yanıyor. İki gündür bay- gin yatıyor ve sayıklıyor. Nere. ye gideyim, kimden yardım iste. yim? * Fransanın küçük bir kasaba- sında 12 bin mülteciyi barındı. ran eski bir hapisanedeyiz. Hükümet bunların başına 25 yaşlarında genc bir kız tayin et. miştir. İşte herkesin büyük bir ümitle kendisinden şefkat ve yardım dilendiği genc kız bu- ur. Ve o hazirandanberi, ' hergün bu yukardakiler gibi yüzlerle ta. lep ve şikâyetle karşılaşmakta, her birine ayrı ayrı cevaplar ve. rerek onların günüllerini hoş et- meğe çalışmaktadır. e * müş. Artık üstel Papucu yırtılan — Sana ne olu- yor yahu? ,Bu, benim papucu- Mu yırtmış., Sen ne karişiyorsün, fo. dul herif! Araya giren — Herif mi? —Ağzını topla, Doğruyu - söyledikse, suç mu oldu? — Suç oldu zahir. Üstüne lâzım olmıyan şeye burnunu sokma, Benim de senin kadar aklım var. — Aklın olsa bir yırtık papuç için 3nüne geleni dalamazsın. v — Aklını başına al, ben köpek de- ğgilim. (Papucu yırtan yavaşça sıvışır.) — Sana köpek demedim. Fakat desem de ne lâzım gelir? — Bir kere de bakalım da gonra Börürsün. Ben, adamın ağzını çarşaf gibi yırtarım. (Etrafındakilere:) — Yahu! Böyle münasebetsiz adam slur mu?' Başımıza asesbaşı kesildi. (Ahaliden bir diğeri araya girene:) — Hakkı var, azizim. O, onun pa- pucunu yiırtmış, sana ne oluyor da, aralarına giriyorsun, Bırak kozlarını paylaşsınlar. — (Muhatabına hiddetle bakarak), araya girdikse, sulh edelim, diye girdik. Bu da mı kabahat? Senin vic- danin olsa sen de, benim gibi ya- parsın. — Vay, ben vicdansız mıyım? Vic. dansız senin gibi olur. — Ben, sana vicdi Hapishanenin İçindekiler ş ateş ve hşi D püsküren tankları önün. den kaçan, dağlara tırmanan, or. manlara dağılan, sokakları dol- duran bu binlerce halk, bu 20 nci asır Mmuhacirleri, sessiz bir hazi. rati akşamı bu kasabaya aç ve pe. rişan bir vaziyette ve büyük bir kafile halinde varmışlar ve önle- rine çıkan bu hapisaneye iltica etmişlerdir. Bir sabah buraya uğrayan bir hükümet memuru bu asirdide hapisanedeki mültecilerin yaşa. dığı sefil hayatı görünce gayri. Yaran:ı Sevim BERTEL Mültecilerin Dilekleri - Hapishanenin İçindekiler - Çocuğun Anlattıkları — Buradaki mahpuslar bile daha iyi bir hayat sürerlerdi, di- ye içini çekmiştir. Kızılhaçın bütün — gayretine rağmen Gannat hapisanesindeki bu 12,000 biçare, açlığa doğru hergün bir adım daha atıyor, yokluk, hastalık içinde kıvranı. YOr x»» Çocuğun Anlattıkları ransanın dört bir bucağın- F dan kaçıp gelen biçarelerle dolu Gannet'ın, bu bir zi i hapisanesini gezmek isteyen bir muharrir odalardan birinin kapı- sını açtığı zaman duraklıyor. Gözlerinin önünde beliren manzara, fecidir. Yerde, kırık bir kapı üzerine serilmiş gazete kâğıtlarından bir çarşaf üzerinde yatan ak saçlı, ak benizli bir ih. tiyar kadın vardir. Muharririn i. çeri girdiği saniyede son nefesi- ni vermiştir. Yanında sekiz yaşlarında bir yavru var, Sönük fakat içlerin. de korku okunan iri siyah gözle. rile muharrire bakıyor. Istırabın doğurduğu hayvan- laşmış bir sesle: — Büyük annem.. O da gitti diyor. Yola çıktığımız zaman ya. nımızda iki kardeşim daha vardı. t | Günlerle gecelerle yollarda sü. ründük. Şimalden cenuba, doğru akan yersizler, yurtsuzlar kafile. sine biz de katıldık. Bir gün bu hercümerç arasın. da elinde löververile bir deli pe. şimize takıldı. Günlerin işkence- sine bu delinin de yarattığı kor. ku eklenince kârdeşlerim birer birer yollarda bitkin düştüler ve öldüler. Büyük annemle biz buraya gel- miştik. İki aydır hep belki yarın “Matmazel,, bize birşey yapabi- lir ümidile yaşıyorduk. Şimdi büyük annem de gitti. ihtiyari: Karımn ağrısından şikâyet eden ba, yanlar haylice çoktur: Tabii, karmın aşağıya doğru ve kasıklara yakın kıs. mından,.. Bu sancıyı kimisi yumurta. lıkta, kimisi çocuk yatağında veya her ikisinde yahut onlara yakm baş- kka uzuvların birinde iltihaptan dolayı çeker. Bu sancıdan istırap çeken ba. yanların hemen hepsi pek te sinirli o. lurlar. Sinirliliğin bir mânası da her şeyden çabuk teessür duymak, sık sık Amma bari demiş olayım da, dert olmasın. (Papucu yırtılan da çekilir gider.) (Ahaliden bir beşinci araya girer:) — Ne var? Ne oluyor?. İlk araya giren — Birader, bir a- içime kavga Bun. dan dolayı onların istırabı etrafların. da bulunanların da şikâyetlerine se- bep olur, Bu sancıilardan dolayı bazı evlerde dirlik, düzenlik bile bozulur. Bu da gene, sempati sinirlerinin hastalığı neticesidir. En büyük delili, dam y birinin basmış. Papuç yırtılmış, kavga edi- yorlardı. Ben araya girdim. Papucu yırtılan bana kızdı, Sonra şu adam da bana çıkıştı. Araya girmekle kav- gayı yatıştırmak istemiştim. K Son gelen meraklı — Hata etmiş- sin. Bırak aralarını kendileri bulsün- lar. Belki papucu yırtılan fazla - bir para istiyecekti, — Artık bir papucun kaç para et. tiğini bilmez miyim? Ukalâlık etme- sene yal, — Ukalâ sana derler. Mü ıstırap çeken bayanm sık sık mide ağrılarına, yürek çarpıntıla, rına, bilhassa yarım baş ağrısına ve uykusuzluğa tutulmasıdır. Bunların da hepsi sempati sinirlerinin işi... Yukarda söylediğim uzuvların bi. rinde iltihap olunca, sempati sinirle. rinin ıstırap vermelerine sebep kö. layca anlaşılır: İltihap musallat 01- duğu uzvun nescini gerer, normal ha. linde kendisini hiç hi iyen u. ı.oımn HEKİMİN ÖĞÜTLERİ Bayanlarda Karın Ağrısı Fakat bayanların bazıları, o uzuv. larınm hiç birinde bir iltihap bulun- madan da gene aynı yerde sancı çe. kerler. Evli olanlarda bir iltihap var. dır da anlaşıl demek ü olur, Fakat o günlerini henüz yeni görmeğe başlamış genç kızların da bir çoğu o sançılardan şikâyetçidir. Ev. lenmeden önce ©o uzuvlarda iltihap bu. lunması pek müstesnadır. Şu halde © uzuvların iltihaptan dolayı gerilme- si ve bunun hneticesi olarak uzvun i sinirleri ile kendisini hissettirmesi ileriye sürülemez. Fakat iltihap olmamakla beraher gerginlik çok defa gene vardır. Onun için netice aynıdır. Aradaki fark ger. ginliğin iltihaptan geleceği yerde hor. monların bozukluğundan ileri gelme. sidir... Kadınlarda böbrek üstündeki gudde zaten daha -yavaş işler ve hor. monu olan adrenalin maddesini daha az çıkarır. Kan damarlarını sıkıştıran, onların içindeki tansiyona sebep olan hormon da budur. Bu hormon lüzü- mundan az olunca damar gevşer ve a. rasında bulunduğu nesci içerden sı, lîıştmr, içerden sıkışmak ta gerilmek zuv gerilince kendisini ıstırap vere. rek hissettirir, ktir. Gerginlik ve ıstırap oradan., Bundan başka, hormonların işleri biribirlerine pek bağlı ve bazılarınım. | . | Kuyruk İhtiyacı! aşlığı okuyunca bu kuyr ğu yalnız hayv gördüğümüz çeşit çeşit lardan sanmayınız. Bah istediğim kuyruk, knlıbalıkj lerde bir yere girmek ve bir yerden geçmek için h teker teker birbirinin dizilip kuyruk şeklinde bir | yapmasıdır. İntizam bakımı bu kuyruk usulüne büyük tiyacımız olduğunu görüy Zira izdihamlarda kuyru ğun zararını çektik ve çekiyoruz. Ziyaretçilerin adedi otuz “bin kişiye varan İzmir Fual altı kişi hafifçe yaralanmış, dört çocuk kaybolmuş. Böylı zaların daha beterini müz için bu kadarla savu ğumuza gene şükrettik. Fa dihamlarda neden kaza © İzdihamların yüz bin ki gördüm. Kimsenin burnu madı. Bunun mesuliyetini umumi seyranları tertip re yükletmemeli, kusur bir: bizdedir. (kuyruk” ei Avrupada bir vardır, Tiyatrosundan tutu nakil vasıtalarına hatta gişelerine varıncaya kadar | balığın toplanabileceği yı halk kendiliğinden birer sıraya girer, ve böylelikle kimseyi itmeyerek, kakalan rak gişeye rahat rahat ya lir, Biri gelse de dalgınlıkla riye geçmek istese her — Kuyruğa! Kuyruğa! s yükselir. Bu sayede gişe memuru' maz, hesabında yanılmaz, buk görülür, boşuna vakit bedilmez. Halbuki bizdeki şalık yüzünden kalabalıklı manda tramvaya binmek, hangi bir gişeye soku kale fethetmekten daha gü yor. Gişelerin önünde halk | te yığılmış, eller havada. He: fadan bir ses: ; — Aman evlâdım şu - bil ver, Ter içinde kaldım, b ğim! — Üç költuk deye bir yalvar yakar oldum. — Paranın üstünü eksik ve: — Bir bileto verezeksin. Ağz nın iserisinde öpeyim. Buna karşı en soğ memurunun herşeyi ü bırakıp başını alıp çıkıp giti ğine daima hayret ederim! Hoca merhum çömezi kurt avına gitmişler.İmat inine girmiş, Hoca da beklemiş, o aralık yav düşünen hayvanın ine olduğunu gören Hoca kurtarmak için kurdun kuy na sarılmış. Kurt depel toza dumana boğulan çömezi — Aman Hocam. Toz di na boğuldum! feryadına Haoca: İ — Kurdun kuyruğu kopat demiş, asıl tozu dumanı o görürsün! gi öml ki biribirinin aksinedir. Meselâ, renalin hormonu ile kan ensulin hormonunun işleri pati sinirlerinin ıstırabı bakı biribirinin aksinedir: Birincisi keser, ikincisi arttırır. Ondan kadınlık hormonunun eksik olma: istıraba sebep olduğu muht Nitekim o günlerini muntazam gi ler sancı çekmezler... : herif. — Defol, git. Başımı belâya sokm' — Senden gelecek belâ, araba yü kile gelsin, ( iri, bir yumruk sallar, öteki boğazına sarılır.. O esnada polis yetişir, ahaliden, kavganın se- bebini sorar. Papuç hikâyesini dinler. Döğüşenlerin ikisini de posta 'eder. Karakola götürür. İkl, hasım karako- Tun sofasında beklerler. Bir saat son- ra rapor yapılır, İçeriden “papuç yır. tan,, , “papucu yıı'şıiııı.. diye bağı- rırlar, Tabil, İkisi de aldırmaz. İki Üç saat geçer.) Komiser, (nöbetçi pilise:) — Dışa- rıda iki kişi var. Bunlar, buraya irat kaydolunmadı mı, Şu zimmet defte- rine bak. 1 t Nöbetçi polis, (deftere baktıktan sonra:) — Papuç vakası, diye ben i- ki #adam teslim aldım. Bir getireyim de bakınız, onlar mı? (Mevkuflar içeriye girerler.) Komiser — Papucu yırtan sen mi- sin? — Hayır efendim. na giden bütün yolları kontrol. Tarı altında bulundurmak istiyen İtalyanlar nihavet işte Somaliyi ellerine geçirdiler. İtalyanlar Somalinin ellerine getmesi Üüzerine bu kıyılardan — (Diğerine), sen papucu yırtılan adam miısın? — Yok efendim. — Sizi buraya neye getirdiler? — Efendim. Yolda giderken birisi, birinin papucuna basmış, yırtmış. Pa- pucu yırtan, papucu yırtılana demiş ki “F msa, yırtılan pa. Deli Molla tekrar ayakl ş Londrada Asguith kabinesi uzun Biraleanetmüd m Üzi unutmıyalım. Bu *t bizi, havacılıkla daha yakın- n alâkadar olmıya ve Hava — (ltrumuna âza yazılmıya zorla- karşı yeniden askeri bir sefere hazırlanmanın mânasız bir hare. ket olacağına hükmediyor ve y lalıdır. d Somaliyi baştanbaşa — kuvvetle işgal altına almaktan ise memle. sonra, Mollaya | Kazıl 300 kilometr e Denizin Cenup kapisınin artık yalnız İngilizlerin elinde ol. madığını iddia ediyorlar. İleride vuku bulacak büyük mikyastaki hareketlerin bir mukaddemesi gibi görünen bu işgalden neler Adenin tehlikeye gireceğini ve RE puç: yerine, papuççudan aAYIM ..) Komiser, (Uzun, uzun dinledikten sonra:) — Böyle mühim vakalar bö- nim bileceğim İş değildir. Bunu mer- kez komiseri halletsin. (Yeniden bir raporla iki maznun yeni papuç zaptıye nezaretine gönderilir,) öe X O YUN LAR: Hasan polise ifade veriyordu: “— Bu sabah, Receple beraber kayalıkla- rın üstündeki tepeye doğru çıkıyorduk. Gü- neşin için bir sırada garktan fırtına halinde rüsgür es- meğe bağladı. Bir aralık Recebin şapkası uçtu. Ö, öne doğru eğilerek şapkasını almak istedi. Ayağı kaymca düşüp öldü.,, Bu ifade üzerine polis Hasanı tevkif etti ve *“katil sensin!,, dedi. Acaba, polis bunu ne- teden anladı? | Basit.. Hasan, güneşin doğuşunu — seyret- mekte olduklarını söylemişti. Demek ki, her ikisi de şarka müteveccihtiler ve fırtına da şarktan doğru esiyordu. Şu halde düşen şap- kayt almak için Recebin öne doğru eğilmesi değil, geriye doğru çevrilmesi lüzım gelirdi. Binaenaleyh Hasanım anlattıkları doğru de- Bildi. Arkadı kendisi öldi labilirdi. Hadesindeki tenakuz polise bu kanaati haklı olarak vermişti. YENİ NEŞRİYAT: . | taarruzlarına kargt passif —korunma esasları: Kimyager İzzet Kemal Erksal ta- rafından yazılmış, Ikbal kitabevi tarafından çıkartılmış faydalı bir kitaptır. LE LA Her sene San'atın en nadide incile- rini. En kiymetli harikalarını.. Ve eh göz kamaştıran eserlerini Toplar. 30 Ağustos Zafer Fevkalâde Piyangonun Plânı e Bayramına Mahsus ' İ L İkramiye adedi Ikramiye miktarı Ikramiye tutarı — | Lira Lira İ 1 60.000 60.000 x 1 20.000 20.000. AŞ 1 10.000 10.000 — | 2 5.000 10.000 2D y 02000 20.000 ' 30 1.000 30.000 Şi 300 * 100 30.000 3.000 10 30.000 30.000 3 90.000 30.000 2 60.000 63.345 Yekün ,360.000 —— — Zafer 30 Ağustostadır. Milli Piyango da Izmir Fuarında çekilmek üzere bir Zafer Piyangosu tertip etmiştir. Türkiyenin her tarafımda satılığa çıkarılmış olan bu fevkalâde piyangoda mevcut 300.000 bilet. | ten 63,345 tanesi l İ Tam biletler (2) liraya ve yarı Zafer Piyangosuna siz de bir bilet alarak iştirak ediniz. ceğiniz paralar ebedi Türk Zaferini temin edecek vaşjtalardan biri | olan hava kuvvetlerimize sarfedilecektir. ım biletler (1) liraya satılmaktadir Vere, |

Bu sayıdan diğer sayfalar: