29-5.940 29 MAYIS 940 AN pik tone BEDEL! ya Ecnebi diğe Ke. a sene 200 Kr. a 0 ay 1 ) iz sAy . 1tAy 4. » | eraramı porta tttihadina “lmıyan cremleketler için bedeli müddet sırasiyle ri Abone be- değiştirmek vap İçin mektup- 10 kuruşluk pul güvesi Jâzımdır, MALL Şİİ * Ekmek di di esi “İ, 1 meselesi hakkında 1 etkikatu ve vesnike müs- İyatımızm uyandırdığı Wi genişliği, mütemadiyen bulunduğumuz şikâyet mın e giltikçe kabaran in teşkil etmesinden de aktadır. aşlılardan, o Kadıköylü. Sonra, Üsküdarda oturan mız da dert yanmı. lar. Onlardan aldığı. uplardan birisinde de. arananı “Yeni Çeşme", Kapa), (Balaban), (Çifte Fi Bİ (Devecioğlu) ferınları ka. : indır, Üstelik te, Ba iL Siten kapatan Ekmekçiler Şir. Skardığı ekmeklerin hamuru De muvafık değildir. Tevzi Azalması yüzünden, bale ei) ka müşkülür çektiği de a. bu vaziyet, 18 zama, bi sürüp gidecek?, bunlar, ortaya, artık, 1 Sötüirmez bir hakikati çı tladır. Biz, bu hakikati is. makta usanmış bulu. Fakat maalesef, hâlâ, mızın, alâkadar makam. ndan ciddi bir alâkaya ğ Sunu görememekteyiz. İle alâkadar bulunan İk. “at Müdüriyeti bize ev iyöket Böyle bir şey yap. den bir cevap ver. iz, bu kabil tekzip. |? bir şey başarılamıyaca- | *(mak niyetiyle, iddis- sttik. Bu vaziyet kar. DİNİ, ezin imkânını bulamı. retkikat yaptırı. Anliyacağız!,, he oluyor, tetkikat ha. Yapılıyor mu, hâlâ alın. Belice yok mudur, ispatı a Pılmiş olan bu bariz ha. aşılması bu kadar güç Ve İktisat Müdüriyetinin, Ser Şirketinin ekmeğine li bu lâkaydisi, niçin bir 4 ermiyor? yi, İktsnt Müdüriyetini |. birer cevap bulmayı yokması, hiç te isabetli annn içindir ki, bu ma. Mİkettik bize sözle cevap ve- “ Ekmekçiler Şirketine 4 İyesini bekliyoruz Ve bekletilmemeyi de bir ”X temenni ediyoruz. Tasarrufu tk ak Küzeteleri, altı sayfa ©- çıkıyorlar, a bundan fazla azal. iniktin görülemez sa. v Ge garetelerimizin bü- GN daha daralmış bir gide, üzerlerine düşen Şiyikiyle başarmaları değildir. Fakat, kâğı- il t etmenin, gazete 7 azaltmaktan başka mudur? Biz, bu suale iy, bulmayı düşünürken, a verilen yeni bir irladık: Bugün, Fran- ncılar, satlıkları öte. wi yapılmaları zaru. Müstesna— kâğıda sar. Yapılan hesap ta, bu ta &€ edilecek kâğıt mik- Yi. büyük olduğunu he buna benzer bir ka. çit, ve hiç kimseyi za- |, *dan bir mikter daha ç edebiliriz, hem de Yekâletler tarafından Şivan çıkarılan broşür. i, kitapları gözden ların üzmez olan. İk a posuna çıkarmıya de- vazgeçebiliriz; ize geçen bu neşri. da Tüzumsuzlarının a Ypatarladığımız içindir J Vw tedbir almakla bir / arttırabileceğimize Gazete | TAN — — Haziran Ayı: Imtihan Mevsimi Gülcemal | Yazan: B. Felek | İmtihan Mevsimi pa ayı ötedenberi genç. lerin hiç sövmedikler) bir mevsimdir, Ne baharın tabiata verdiği renkli neşe, ne kuşların bu ne. şeyi terennüm ©den cıvıltıları, Be çiçeklerin çayırlara tablo yapışları, bulâsa hiçbir güzellik onlara bu ayı sevdirmez. Çünkü bu ay imtihan ayıdır. İmtihan nedir? Rivayet ederler ki; bir karp 6snasında çadırında uyumakta olan Napoldon'u bir iş izin u- yandırmışlar, İmparator, bu uyandırılıştan biraz ürkmüş ve sebebini öğ- rendikten sonra: 8” — Aman pek korktum. İmti- hana giriyorum, sandım. Cevabını vermiş, derler. Biz kendisinden işitmedik ya! Ha- kikaten bu imtihan denilen nes. neye on beş sene mektep sırası aşındırdığım ve her sene İmti- hana girdiğim halde bir türlü slışamadim. Şimdi bile İmtihan lâfını hoş karşılamam. Bizim zamanımızda sınıflar imtihanla geçilir, bati mektep. lere imtihenla girilirdi. Şimdi- ki gençler bir yeyip, bin şük. retsinler, Hiç unutmam, hukuk mek. tebinde o zamanki Medeni Ke- nun olan Mecelle Şerhini sayfa üzerinden ifadeye şimdi imkân bulamıyorum. Fakat kitspların sıklet! beş buçuk okka idi. Biz, böyle okkalı kitaplar o- kuduk, & SEN O zamanlar, imtihan mevsi. minin haziran, hattâ temmuza tesadüf edişi, o gençliğin (a biat güzelliğinden istifade c- dememesini mucip olurdu. Sa. bahleyin erkeöden başlıyan ça- Tışmalar, öğle ve ikindi sıcakla rında tahammülü müşkül bir hal alır ve tam o sırada bir ta, raftan adamın başına hele he.! Isler gelirken, öbür taraftan kara sinekler kâh burnuna, kâh ULMACA Bugünkü Bulmacamız 12734864189 Aİ Kan SOLDAN SAĞA: 1 — Para konur - Vapur. 3 — Bir isim » Bir Fransız şeliri, $ — Bir no- ta - Orası « Bir zota, 4 — Eksiklik, sakatlık. 5 — Yarım - Mesafe ölçüsü. 6. — Bir zamir - Güç, kudret - Bir zamir, 7 — Bir nota - Ekmek - Erke. 5 — Üye - Büyük. 8 — Kifayet » Vesa, YUKARDAN AŞAĞI 1 — Baş - Ot biçer. 2:— Mükertmel - Cefa, 3 — Bir rota - Mensup -Su- gunu bağışlamak, 4 — Ağacık yer. $ — Bir böcek - Bir kaza merkez, 6 — İri Y — Geniglik - Mersup - Çikintı, 8 — Uzaklığı bildirir - Bir üz rengi, 9 — Vasletmek - Ramazan- da olur. . DÜNKÜ BULMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ SOLDAN SAĞA: 1 — Dicle - Asi, 3 — İki - Nişsn. 3 — Lie » Akit 4 — Amin » Ma. 5 — Ki - İken, 6 — Nole - Ar, 7 — Pik - Nâs 8 — Ga - Hin g —İt- Ip. YUKARDAN AŞAĞI: 1 Dilek - Ege, 2 — İka - İnşa. 3—CMA-AL4—MI-OLE— Zin - İken. 8 —İane - Ahl 7— Aşk > Masin, 3 — Saim, 9 — İntaç » Âti, kulağına, kâh çenesine konup, adamı deli ederdi. Bir defasında üç kara sineği tepelemek için bir buçuk sat odanın içinde, elimde süpürge ile pala çalmıştım. Şimdi imtihanlar nasıldır? Talebe olarak bunu ölçmeme imkân yok. ka Lâkin hayat imtihanları şu sırada Garp devlet ve milletle- rini hayli sıkıştırmaktadır. E. ger vaktlle derslerini iyi yap. puşlarsa, bu imtihandan mu- vaftekıyetle çıkar, diplomaları" nı alırlar. İyi hazırlanmamışlar. Sa, iş ikimale kalır. Gül ) e Param Uzun boylu, narin, biraz yaşlı olma. sına rağmen hâlâ çizgisini mu- hafaza eder. Dünya görmüş, batti Amerikaya gitmiş, orada bilmem ne sebeple birisi tara- fından kapatıldıktan sonra tek- rar memlekete dönmüş, tecrü. bedide...... teknedir. Gerçi bu isim bir eski saraylı veya ba- İyik adımı O andırıyorsa da, maksat bu kabil bir hatundan değil, şu eski gemiden bahset mektir. Bu geminin ahiren 140 bin lira kadar bir para ie salılığa çıktığını gazeteler yaziyor. Gemiler de inek ve öküz gi- bidir. Süt verir, çift sürerken, | sahibinin gözbebeğidir. Lâkin! sütten veya takattan kesildi mi derha) kasaplık olurlar. —— i ar Gemilerin de vaziyeti bu. Ikisi arasndaki fark, birinin mezhaha tarikile köfte olup gövdemize inmesi, ötekinin eri- tldikten sonra gülle yapılıp, şunun, bunun başına patlama. sıdır, Onun için ben, iktiysrlamış bir öküzü, hurda bir gemiye bin defa tercih ederim. Çünkü birincisi karnımı doyurur, öte- ki de mslüm.. Yakın Şarkta Nazi Kültür Propagandası Nasıl Çalışıyor? Bu rapor maruf Alman tâbilerinden Dr. Kurt Köhler, eski Bağdat Arkeoloji Müzesi Müdürü Dr. Olaf Kurkman ve Tahran Alman Arkesloji Enstitüsü Direktörü Dr. Wilhelm :,9 5.90 Eilers tarafından kaleme almıştır. Diğer kısımlarını daha evvel neşrettiğimiz bü raporun bugün de İrana taallük eden son kısınını okuyucularımıza veriyoruz. e aman mn ma — Niro bugün Yakın Şar. kın en &uvvetli vedi. ğerlerine örnek olan devleti, yani Türkiye kendisini barpte İngilterenin dü yapan vaziyeti katiyen değiştir. miyecektir. Türkiye bizim tabii dost ve müttefikimiz olm:ya mecburdur. Bunu uzun deliller. Je ispata lüzum yoktur. Fakat bilhassa ehemmiyetli olan nok. ta şudur ki, bütün Yakın Şark hinterlandı, Avrupanm emper. yalist iştahlarına karşı asırlar. danberi set vazifesini gören ve bunu son zamanlarda bilhassa kuvvetle takviye etmiş bulunan "Türkiyedeki inkişafı dikkat ve ümitle takip etmektedir. Bu. gün Suriye ve Filistin sahile. rinde — ve bilhassa açıktan a“ çığa Irakta — ilk istiklâl sar. hoşluğundan üyenanlsr, Türk idaresini kaybettiklerine acı acı esef etmektedirler, Fakat haki. katte İngiltere Irakı, hattâ a8. keri bakımdan bile (Royal Air Force) sımsıkı elinde tutmakta- dır ki,bu da hem İraktaki İn. giliz mandasının nihayete erdi. fi hakkındaki iddia ile ve hem de İrakın “Müsavi haklara ma- lik bir âza, olarak girdiği Mü- letler Cemiyeti ile istihzadan başka bir şey değildir. Bu ger. gin vaziyete müdahale etmemi. Zin doğru olmıyacağı şüphesiz. dir, fakat bir öndere muhtaç olan Şark, gözlerini Türkiyeye çevirmiştir. Şu halde bu önde ri kazanmak için elimizden ge. len her şeyi yapmamız lâzım gelmez mi? Muhakkak olan bir şey varsa o da, Türkiye saye. sinde Avrupa devletlerinden bi. risinin Yakın Şarkta müessir bir rol oynıyabileceğidir. İngil- tere bu sahadan çekildiği tak. dirde, karşımızda rakip olarak yalnız Fransa bulunacaktır. lakat Şark bize karşı sem. pati beslemektedir. Bu, İngilterenin irtikâp ettiği hata- lardan ziyade Alman ruhunun hususiyetinden doğmuştur, Şarklı, bizim hileden âri dü- rüstlüğümüzü nasıl anlıyorsa, ruhi sahads da mistik #pokü. lâsyonlara olan temayülü ile tabit olarak Almanın Faust fel- sefesine karşı bir yakınlık du. yuyor. Bu suretle birbirinden tamamen ferkir, hattâ birbirine zıt şartlar içinde husule gelmis iki kültür dünyasının, hakikat. ler âleminin dışındaki mihrak poktasında birleştiğine hayretle şahit oluyoruz. (Bunu takip eden kıımda muhar. rir, İngiliz politikasının Yakm Şark. taki hatalarından — bahsetmekte ve bundan istifade yollarımı araştır. maktadır, Almanyanın Şar milletle. ri nerdinöe marlâm telüikki edilmesi Kihi bir fırsattan istifade edilmesi lizim geldiğini ve onları bu kanaat. lerinde takviye etmek için her çareye Daşvurulmasını tavsiye ve sözlerine söyle davam etmektedir.:) Bü İngiliz politikasının bir faslı daha geçenlerde çok garip bir şekil almıştır. 1915 yılında Merkezi Şam olersk kurulacak olan hilâfet yerine Araplara, bütün dünya yahudilerine Bal. four Deklârasyonunun neticesi bildirilince, müslümanların hld- detine payan olmamıştı. İngi- Wzler taralından bazan maha- retle tahrik ve her zaman isti. fade edilen ve Ağlama Duvs- rında olsun, başka yerlerde ol. sun her sene tekrarlanan kanlı çarpışmalar bunun güzel bir misalidir, Onun için Almanya. da yeni bir durum kendisini göstermeğe başlayınca Şarklı. lar bunu imtisale şayan bir is. tiklâl mücadelesi telâkki etmiş- lerdir, Bu sebepten Hitler, bir kurtarıcı olarak takdir edilmek- tedir. Benimle beraber seyahat eden çok gezmiş bir Suriyeli bir gün bana dedi ki: “Nebu. kadnezar ve Hitler insaniyetin hakiki iki kurtarıcısıdır., Cid. di bir niyetle yapılan bu teş- bih, her ne kadar bir Garplının kulağına tuhaf gelirse de, mü. nevver bir Şarklının vaziyeti görüş ve onu kuranın dektrin. Yerine bağlı olan düşünme sis. temine bağlayış tarzını akset. tirmek itibarile şayanı dikkat. tir.Ve biz de bu telâkkiyi tema. di ettirmek meeburiyetindeyiz. o Sıralarda bütün Şark ge- zeteleri, Almanya bak. kında sayfalarca malümet veri. yorlar, iradolunan #iyasi hu. tukları sütunlarca heşrediyor- lar resimli gazeteler, Alman. yadan' gelen fotograflarla dolu bulunuyordu. İranın tanınmış resimli mecmussi “İran - e Bas. tan,, o zamandanberi, başlığı- nm üzerinde bir gamalı haçla intişar etmiş ve birçok yerler. de ayni sembolü tâşiyan yeni mecmualar çıkmıya başlamış. tır , Fakat bu alâka ve heyecan uyandıran şey, Alman hükü. metinin sade yahudiler mesele. sinde aldığı karar değildir. Ye. ni kurulan nizamın diğer bir. çök noktaları da Şarkta büyük bir alâka uyandırmıştır. Şimdi. ki İran hanedanı Führer pren- sibi taraftarıdır. Bu sebepten İtalya ve Türkiyenin yanıbaşin. da Almanyada orada büyük bir otoriteye maliktir. (Burada maharrir Doktor Köhle. rin makağdemede zikrettiği prensiple re dayanarak Alman propagandasının İrundaki muvaffakıyet imkânlarından üzün uzadıya bahsetmekte ve bunun yollarını sahifelerce devam eden iza, hatla göstermeğe çalışmaktadır. Mu, harrir Fransanm Jisan ve edebiyatın” tanıtmak ve öğretmek yolunda eriş miş olduğu muvaffakıyetleri misal 6. infak göstermekte ve İranda besle, nen Alman sempatisinden İstifade €. dilerek asıl büyük maksat olan hayat #ahası politikasının kendisine gaye ittihaz etmiş olduğu hedeflere eriyi. leceğini tahayyiil etmektedir.) Takip ettiğimiz gaye harpten evvel olduğu gibi, kolonyal menfaatler temin etmek değil- dir, hedefimiz bilâkis bu mem. leketlere sükünetle nüfuz et. mek, Yakın ve Uzak Şarkta bir zamarlar Bağdat demiryolunun vaadetliği hayat imkânlarını elde etmeğe çalışmaktır. Bu ya- | rı başarılmış eserin, İngilizle-|” rin hodbin ve aşırı vatansever ellerinde parçalandığını, kum. lar arasında mabvolup gittiğine şahit olan yurt dışı vatandaşla. rımızın bundan dolayı teessüf duymamalarına imkân yoktur, Tunadan Basra körfezine ka. dar bütün Şark âlemini kazan- mak, Avrupanın O kollarımıza sardığı demir zincirleri kırmak demek olacaktır. Harpten evvel olduğu kadar şimdi de bu bir hakikattir: Av. rupadaki düşmanımız Fransa, bütün dünyadaki düşman ise —BİTTİ— » (1) "İrense Busta” mecmudsi Alman propaganda nezaretinin bir naşiri efkârmdan başka bir gay de- gildi, Mezmuanın bütün masrafları. ni ve kullandın bülün klişeleri Berlin temin ediyordu, Bu mecrmu- arm müdürü, Şelh Self Azad, Tah- Tar'ın kale kapısında mazaik halin- de resmedilmiş bulunan bir gamalı haç keşfettiğinden dolayı Berlin'de maruf olmustur, Âşık Casus - Esperanto Dilindeki Film - Harp Fena Şey Değilmiş! Iman Beşinci Kolon'unun ne kadar büyük bir teş. kilâta malik olduğunu her gün okuduğumuz gazetelerden ve işittiğimiz vakalardan öğreniyo. ruz. Her çareye baş vuran AL marlar bu meyanda düşman e linde çalışan tebaalarına bil. hasa güveniyorlar. oOBunların hizmetçilere, hastabakicılara va. rıncıya kadar hepsini elde edi. yorlar. Geçenlerde bunlardan bir tanesini İngiliz polisi gayet tuhaf bir tesadüf eseri olarak meydana çıkarmıştır. Martha, bir İngiliz hastane. sinde çalışan 19 yaşında Avus turyalı bir kızdır. Gönül bu ya; Martha Taury isminde bir Ma. cara âşıktır. Senelerdenberi se. vişen bu iki genç nihayet evlen. miye karar veriyorlar. Fakat İngilteredeki bir kanuna göre kızının yaşı küçük olduğu için, ancak ailesinin muvafakatiyle evlenebiliyor. Martka'nın ebe. vekni Avusturyanın ufak bir köyündedirler; fakat son harp telâşında Amerikaya gitmek ü- zere ortadan kaybolmuşlardır. Şimdi Martha'nın müracaati ü- zerine İngilizler Martha'nın ai. lesinin muvafakatini almak için faaliyete geçiyorlar. Evrak el. den ele dolaşıyor. Aradan gün. ler geçiyor. Derken bir gün İn- gilterede bu tahkikatı yaptiran dairenin müdürüne, Avusturya. daki adamından şöyle bir haber geliyor: — Martha'nın silesini bula. madık; fakat bu münasebetle yaptığımız tahkikat neticesinde kendisinin İngilterede Almanya namına çalışan bir casus şebe. kesine mensup olduğu anlaşıl. mıştır. Tahkikat evrakı ve vesa- ik bu mektuba rapten gönderil. mektedi: ir. Esperanto Dilindeki File âdiselerin ne kadar sürat. le - değiştiğini, dünyada katiyetle güvenecek bir tek şey kalmadığını gösteren güzel bir misal de şudur: Şon zamanlarda İngilizler şöyle bir film çevir. miye başlamışlardır. Furgson İskoçyalı bir kaptandır. Tam 25 senedenberi birik. tirdiği para İle nihayet yeni bir gemi satın almıştır. İlk se. Yâhatinde gemi bir Alman ma. yinine çarpar ve batar. Dalga. ların sürüklediği zavalı Fur- guson kendini bir hayırsız ada. da bulur, Tesadüfen adanın ö. bür tarafında birkaç Alman gemisi geceyi orada geçiriyd larmış. İskoçyalı kalkar, ge yarısı bunların gemilerini çi lip kaçar. Bu sefer bir tah bshirle çarpışmlar. Böylece hâdiseler devam eder. Kâh ig rada kazaya uğrarlar, kâh b kaptanın başi dan bin türlü mecera geçi Film, nihayet bunların il ettikleri Şimsldeki bir lim İskoçyalının, bir otel sal kiz ile evlerieesi ve burü yerleşmesile bitiyor. Şimdi işi #uterasan tarafı şu: Birkaç : De sonunda ortada hangi Şimal devletinin kalacağını saplıyamıyan İngilizler, işi sağ lama bağlamak için bursya bi isim uydurmuşlar, ve Filmi « keranlo dilinde çevirmişlerdir. Harp Fena Şey Değilmiş! Şreiterenin müdafaası çin yapılmakta olün hü malı hazırlıklar berdevamdı Bunlar meyanında çocukları emin yerlere nakline bilh ehemmiyet veriliyor.Bu: biri olan küçük Lwiz, bir çi şırcı kadının kızıdır ve bütü ömrü annesinin şehirdeki ku besinde geçmiştir. Derken bi gün geldiler, onu da evinden dılar Diğer birçok ço r beraber bir trene koydular, Lutz, ilk defa olarak yeşillikler (gördü; arka buldu, Derken kömür w lerinden geçtiler, yüzleri siyah ameleler gördüler, 8 tren ormanlara tırmandı, bi da sarp yamaçlara çıkan ler gördüler, Sonra birçok kö rülerden geçtiler. Dahası var... Birdenbire karanlık oldu tünelden geçtiler. Velhasıl bi hâdise, ötekini takip etti Tren de gayet şirin bir mü vardı, Lulz'e şekerler, çikols talar verdi. Sonra Luiz, denli gördü. Daha sonra bir orma daldılar, burada kuşların sesi rini işitti, Köylerden geçti; şili di Luiz, bütün bu gördüklerim birbirine katıyor ve gece b küçüklerle beraber misafir cakları köşkteki mürebiyaye | Du yatağa koyarken şöyle d yormuş: ği — Bu harp hiç te fena Şey değilmiş! Bakın onun Sai sinde ne çok şeyler gördümi. Laiz, üç yaşında bir z dur, Ve işte harp hakk düşüncesi, LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ | Çocuk Tifoya Tutulursa... Kendi kabahati değildir. Bun. dan dolayı, sokakta oynamış, yağmur altında kalmış, çamura batmış, soğuk almış diye kendi. sini paylamıya hiç bir hak yok- tur. Çünkü bir memlekette tifo aşısı her istiyene, hem de hiç masrafsız, yapılınca bir çocuğun tifoya tutulması onu tifo hasta” lığına karşı aşılandırmış olmu. Yan annenin, babanın kabaha. tidir. Bu zamanda, çiçek aşısına ç aşılandırılmış olmıyan bir çocu. ğun çiçek hastalığına tutulması onun ailesi için nasıl bir mede- niyet hatası sayılırsa, bir zaman sonra, çocuğun tifoya tutulma. sı da öylece bir medeniyet hata. s1 olacaktır: Aşı ile korunulması en kolay olan iki hastalıktan biri çiçek, biri de tifodur... Vökiâ, tifo hastalığı çocuk Tukta —bülüğ yaşına kadar na- dir görülür, Fakat nadir görül mek hiç gelmez demek olmadığı gibi, çocuk büyüdükçe hastalı. ğin gelmesi imkân artar... Ço- cuğun hastalara daha ziyade &0. kulacağı, tifo hastalığı getiren yiyeceklerden ve içeceklerden daha az sakımacağı hesaba katı, lınca yaşının tazeliği kendisi hastalığa karşı ne kadar koru. sa, kendisinin tabii ihtiyatsızlığı bulaşmak ihtimalini arttırır. Tifo hastalığı çocuklarda hir- denbire kati alâmetlerle meyda. na çıkmaz. İlk günlerde yalnız hir kırıklık, halsizlik. çocuğun yemeğe iştahı kaçar, dili pasla. nır. Halini anlatacak yaşta bu. Tunursa biraz bas ağırısından, bel ağrısından şikâyet eder. Ki misinin de biraz burnu kanar, Çocuğun böyle burnu kan vakit, sonradan haytalığı te edecek hekim için ehemn alâmet sayılır. Onun için çocn. ğun burnumun kanaması az da olsa dikkat etmek lâzımdır. Çocuk rahatsızlığını böylece bir kaç gün sürükler. Pek | hasta görünmediğinden Yi ia yalmak istemez. Sıcaklığı derecesi alınırsa o ilk gü 38 ile 39 arasında bulunur. Son Ta sıcaklık derecesi artsa da ya tutulan çocuğun baygın ması müstesnadır. Hararetinii 40 derece olmasına karşılık, ei çoğunda tek alâmet yalnız risinin, elle dokunulduğu vakit pek seak olmasıdır. a Hastalık yirmi gün kadar de. vam eltikten sonra ateş normal dereceye düşer, rında daha önce bile... K de sürüklenir. Bu hastalığın çocuklarda tığı ihtilâtlar da çocuk olmuy lardakine nisbetle pek kan gelebileceği ve barsağın de- linebileceği daima hatırda tu tulmalıdır. Onun için çocuğun tifoya tu. tulduğundan şüphe edilince, he kim onu görüp tedavisini terti, edinciye kadar. yalnız sulu lerle beslemek lârumder: Süt, ayran, sebze suyu, Jimonnfa, Ismur suvu ve bol hol kaynatık. mış bayağı sm.