10 Mart 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

10 Mart 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kA TRO afeşantanlar ir tarihte Mısırda bulundu.|tertibat, ayni sahne: burada fazla Hum zaman bir dostum ile olarak bir “hoparlör, var. Saz he. "Kahire,, de yerli bir kafeşantana Yeti bir tarafı işgal ediyor. Sahnenin gittik. Oldukça geniş bir galon, bir;nil inde yine eyni iskemleler ü. köşesine ufak tahtaboşumsu bir sah. zerinde hanım kadın oturmuş akça De yapılmış, üstüne sıra İle İskemle. pskça tazeler. Tebessümsün heye. ler dizilmiş, ortada ferah ferah 12 çehreler. Mümeyyiz karşısın. kişi sığacak kadar geniş, İna süt veren bir anayı temsil etmek- kırmızı kadife bir koltuk. Koltuğun etrafındaki iskemlelere entarili pan. t'onlu, hırkalı mintanlı, tek tek ço. Faplı, mestli, yemenili, sarı v yah potinli birkaç adam otu Kimisinin elinde ud, kimisinde dar | buka zilli maşa. Birdenbire Misir mar | p çalınmağa başladı. Sahnelerin ni. i perde aralandı. Koltuk. adam girmiş, en aşağı 125 kiloluk bir kadın göründü. Seyirci. ler naralarla tepinmeğe başladılar. Kadır, bu cuşu huruşa karşı soğa sola tebessümler savurarak, tahtına calis olan bir İmparatoriçe gibi kol. tuğa oturdu. Bittabi kanape su koltukta da yer kalmadı. Gözleri ağrıklı, tıraşı uzamış bir sazende entarisinin altından jartiyesiz çora- bının üzerine dökülen kirli beyaz donlarını göstererek bu kocama, san dretnoluna sedefli, kırmızı ma.| vi kördelâh bir ud verdi. Kadını u.| fak bir dolaşıştan sonra bir şarkı söyledi.. Karar verdi. | O zaman bütün seyirciler, yangın gıkmış veya büyük bir felâket gel. miş gibi bir ağızdan bağırmağa baş.! ladılar. Gürültünün derecesi tasay. yurun fevkinde iâi. Birçokları sah.| Beye hücum etmişler, şişman kadı.| nın gırtlağına saldırıyorlar, salla! yorlar, bir kısmı da. ellerindeki so.) paları rastgeldikleri yere vuruyor. lardı. Titreyerek arkadaşıma Sor. dum: — Kadin fena bir şey söyledi ga. Uba. Ne yapsak? Yavaşça sıvışalım mı? Güldü, — Hayır dedi. Bilâkis, bu, alkış. tır. O yaptığı nağmeyi bir daha isti yorlar. İşitmiyor musun hepsi “ke.| man!,, Diye bağırıyorlar. Hakikaten de kadın memnun tekrar ediyor: — Hadır Ya Bey! Hadır Ya Sey: Fakat gürültünün önüne geçmek kabil değildi. Derhal beş altı kişi geldiler. Kocaman ellerini birbirine çarparak: — Üskütü! Diye bağırmağa VU. er Yadılar. Meğer bunlar halkı süküta davet memurları imiş. « Güç belâ herkes sustu. Kadın tek. rar başladığı zaman arkadaşıma: — Ka'k, gidelim. Dedim. Zira bir Karar daha verirse bu sefer mutlaka “idürecekler... 'Bağdatta iken yine e yerli bir kafeşantana gittim. Ayni dekor, ay.| Bi mizansen. Orada gördüğüm coş- kunluk sadece muganniyenin şarkı. sına halkın iştiraki idi. Bir de fazla olarak sahnenin nihayetinde iskem. leler üzerinde mütevekkilâne kadın. Jar oturmuş hepsi de artisiten ziya. de kocasının çoraplarını yamayan| ve yahut çocuğunun bezini değişi meğe hazırlanan bir ev kadını hali vardı. Sıra ile çıktılar, söylediler, 6: nadılar.. Herkesi aşka getirdiler, bil. hassa darbukacıları hoplattılar, Ah . diler ve hiç bir iz bırakmıyarak git. . İtiler canlı birer gramofon pilâkları gibi birer birer akudular. Sonra hep bir. den ayağa kalkarak beraber 'söyle. amerenin can alacak yeri Sa.| fiye idi. Suvare elbisesile geldi. Bu küvvetli muganniye hakkında söyle. necek bir şey yoktur. Fakat bu ka. dının yeri burası mı? Bir lâhza göz. lerimi kapıyor, onun o muazram bir operada, lerce artistin doldurdu. ğu bir sahnede meselâ (Verdi) nin! bir (Ayda) sını oynadığını tasavvur ediyorum. İ Bu ses bütün musiki #letlerini bütün (koto) heyetinin fevkine çıka. ! cak, dalgalanacak. O kuvvetli grt ktan fıskiye gibi fırlayan nağmeler elerin billürlarına çarparak her rafa te P taları gibi dökülecek... Perde yavaş yavaş inerken bütün salden alkışlar, çiçekler, tebrikler... Silkirdim, bu tatlı rüyadan uyan. dım. Hakikat işte karşımda duruyor: Koltuğunun altına sıkıştırdığı dar. bukasinı ellerinden ziyade $açsız ba. şı ile çalan darbukacı! Bazan o ka. jdar coşuyor ki zannederim birkaç akşam sonra bir kazaya meydan ve rilmemesi için iskemleye bağlamak i te, bir tarafında da (Türkiye Cümhu» | İriyerden Fatma, Necibe, Eminönün- Madalya Alacak Kadınlar . Altıdan fazla çocuk analarına ve- rilecek madalyalar hazırlanmış ve| bunlardan şehrimizdeki anslara ve. rilmek üzere 190 tanesi İstanbul sıh- hat işleri müdürlüğüne gönderilmiş” tir. Madalyaların bir tarafı, çocuğu. riyeti 923) ibaresi bulunmaktadır.) Çok çocuklu ailelerden bir kısmına nakdi mükâfat, bir kısmına dalyalar verilecektir. & Mac gelmiş bulunan analar şunlar Üsküdarda Mediha, Esma, Fatma, Hafize, Fatma Zehra, Remziye, Fat- ma Adile, Seniha, Hayriye. Zeynep Naciye, Ayşe, Ahsen, Fatihte Ayse, Emine, Zübeyde, Zekiye, Zehra. Ne- cibe, Pirdevs, İffet, Ayşe, Şevkiye. Naciye, Fatma, Zübeyde. Beyoğlunda Zeynep, Esma Saniye, Meryem. Be.| şiktaşta Hafize, Gülsüm, Hatice, Şa-| ziment, Rendi, Zehra, Hatice, Kar- taldan Remziye, Fatma, Emine, di. ğer Emine, Kadıköyde Kâmile, S: den Fatma, Hâmide. Rukiye. Selma, Münevver, Lütfiye, Silivriden Ruki. ye, Eyüp kazasından Merzuka. İm Pahlivan Faik Dün Defnedildi Vefatını teessürle haber verdiğimiz Jlâzım. Haydi bu şekli de kabul edelim. Fakat saz heyetine bir “Smokin, giy. | rmek de o kadar güç mü Buffik. rimi bir dostuma söyledim; — Bir kere siyah caket, yollu pan-| talon giymişlerdi. dedi. Herkes alay! etti. “Aman Bayım! Bu akşam pek| resmisiniz!,, dediler, Ne çikar? Bunu söyliyecek kadar İufak düşünceliler görenek kaidesine | uyarak bir hafta sonra oraya mo. kinsiz gelmezler ve her şey gibi bu| da böyle olur, Dünyanın herhangi bir memleke. tinde yüksek bir kantatris olabilecek bu kadına bir opera sahnesi veremi. yorsak, hiç olmazsa ona lâyık bir Jalâyiş yapalım, Safiyeyi “halkın muganniyesiz 6. larak kabul etsek dahi bu fikrin dü. şündüğümüz noktaya mani olabilece. ğini zannetmiyorum. Sanatkâr, yük. seltmeki sanati yükseltmektir. “Ben görgülerimin bende husule getirdiği intibah ile düşünüyorum. Meselenin bir de ticari kısmı varsa o benim mü. nakaşaya salâhiyettar olmadığım bir ULUNAY Zimmet Suçlusu Bir Kadın İnhisar muhasebe sicil memurların dan Ayşe Makbule, inhisar tütün a- melelerinden bir kısmını çalışmadık- ları halde çalışıyor göstererek Iki bin liradan fazla bir parayı zimmetine geçirmiştir. Bu suçtan dolayı seki. zinci asliye ceza mahkemesinde mu- hakeme edilen Ayşe Makbule: — Ben bir cahillik ettim. Bu pa- bu darbuka! *kk Geçen akşam Taksim meydanında | bir musiki mahfeline gittim. Ayni! İrayı ödeyeceğim, demiş ve suçunu (Faik Yiğinerin cenazesi, Jün Alem- İnde kılındıktan sonra Gümüşsuyun- | eski ve kıymetli güreşçilerimizden dar Sağkk yurdundan alınarak Eyü. be getirilmiş ve namazı Eyüp cami- daki ebedi istirahatgâhma göz yaşları arasında tevdi edilmiştir, Cenaze merasiminde güreş fede.| rasyonu erkânı, güreşçiler ve spoax larla merhumun arkadaşları ve dost- ları kalabalık bir kütle halinde ha. nr bulunmuşlardır. e Federwyonla muhtelif teşekküller ve merhumun| arkadaşları kabre çelenkler koymuş- lardır. Mezar başında genç ölünün | hayat ve hizmetleri anılmış, hatırası taziz edilerek merasime nihayet ve- rilmiştir. | BORSA | 0-2.54 BUGÜN SIZI KAHKAHALARLA GÜLDÜRECEK İPE Sinemasında NEŞ'E ve ZEVKLE SARACAK MİSLİ GÖRÜLMEMİŞ BİR ŞAHESER ZAFER Dönüsü LOREL TÜRKÇE SÖZLÜ FİLM! YARATANLAR Dünya sinema kahkaha kralları HARDİ İstanbulda ik defs ve nev'inde yekta bir film Cücelerin | Korkunç Şehri | Tamamen Cüseler tarafından oynan- miş fevkalâde macera filmi, Eğlendirici || ve şaysnı hayret. Xx A keştolundu.. Filmini yarattıkları LÂLE İnsaniyete şeref veren... İlâveten: Renkli MİKİ. Bugün saat 11 de ten tir matine Piyano Konseri Konservatuar Piyano Profesörü Ferdi von Ştatzer geçen sene konser watuarı Ikmal et.| miş olan talebesi Popi o Panayotidis| ile iki piyanoda 12 Mart salı günü sa. at 2i de Fransız tiyatrosunda | bir Körserwesumaleti Proğuamda: zart, Brahms, De. bussy, Strawinsky ve Liszt'in bazı eserleri ve Ferdi von! Ştatzerin kendi bestelediği üç dans vardır. Mo, KONSER FERDİ Von ŞTATZER Konservatuar Profesörü POPİ PANAYOTİDİS Konservatuar Mezunu | ikrar etmiştir. Mahkeme şahitlerin celbi Için başka güne kalmıştır. 12 Mart 1940 Salı saat 21 de FRANSIZ TİYATROSUNDA Susuyorler.. Ikisi de biribirinden korkarak bir şey söy emiyorlar, fakat her şeye rağmen ikisi de be- raber olmaktan mesutturlar. Bostancıya geldikleri zaman kırların manzarası Ayşeye bütün düşüncelerini, bütün üzüntülerini v- mutturacak kadar büyük bir hayranlık verdi. Tabiat bahâr elbisesini giymiş, mor erguvanların, leylâkla- rih ve şalkımların baş döndürücü kokuları ortalığı bürümüş, ince menekşeler yer yer kırları süslemişti, Ortalık baştan başa yeşil ve mordu... Genç kız elindeki çantasını yeşil çimenlerin ü- zerine atarak kendisi de otların üzerine uzandı. — Bir dakikacık şurada oturalım... Mavi esvabile ve yanında duran çantasile, mek. tepten kaçıp kırlarda dolaşan haylaz bir talebeye benziyordu. — Yengen ve dayın bizi beklerler Ayşe. — Kuzum Amiral, bu güzel günde böyle man- tıklı sözler söylemeyiniz, kırların bu letafeti size de gülmek, koşmak, bağırmak, otlara yatıp yeşilliğin nem kokusunu. yakından koklamak ihtiyacını ver- miyor mu? — Hayr, kızım, güzel bahar manzarası bana bilâkis derin biz hüzün veriyor. Tabiatin güzellikleri ekseriya gençlere neşe, yaşlılara yeis verir.. Ayşe hayretle başını çevirerek Mehmede baktı. Biçimli vücudü, kırışıksız yüzü ile o kadar genç gö- rTünüyordu ki, kendisinden bahsederken “yaşlı, ta- Birini kullanması bile gülünçtü, — Siz bugün hasta mısınız, Amiral? — Hayır... Cevabı sertti; fakat hakikstte bu Maine sonu KM andan Yazan: MUAZZEZ TAHSİN BE onun yanına otlar üzerine uzanarak bu bahar kadar taze kızı kolları arasına almak, onun kumral saçla. rından intişar eden kokuyu yakından koklamak ıh- tiyacile titriyordu. — O halde siz de otların üzerine uzanınız. Yen. gemle dayımı beş, on dakika bekletmekten ae çıkar? — Kimseyi bekletmekten hoşlaşmmam; haydi yürü Ayşe! — Peki... Şımarık bir çocuk somurtkanlığı ile şerinden kalkarak yürümiye başladı. Artık yanındaki adamla meşgul olmuyormuş görünerek önden gidiyo: ve ko- nuşmuyordu. — Darıldın mı küçük — Tabii... Kaç aydanberi sizi görmemiştim: ba- Ba karşı bu derece değiştiğinizi tahmin edemiyordum. — Değiştim mi? Sana karşı değiştim mi ben Ayşe? — Şüphesiz... Siz eskiden böyle mi idiniz; Beni şımartmaktan hoşlanır, bütün tavırlarınız ve 867. lerinizle bana dost olduğunuzu isbat ederdiniz. Hiç beklemediği bu şikâyet Mehmedi şaşırtmıştı. tıp'ona ko b rinde yanıl RKAND söyliyerek onu temin etmek arzusile içi yandığı hal- de yine bir kaç saat evvel vermiş olduğu kararı ilk hamlede bozmağı İzzeti nefsine yediremedi. Kendi kendisinden utandı. — Beni affet Ayşe; bugünler işlerim dolayısile canım. Pek sıkılmıştır. Yoksa sana karşı her zamân samimi bir dost olduğumu biliyorsun. — Artık buna inanmiyorum. — Ihanmalısın Ayşe, benden şüphe etmiya hak. kin yoktur, anladın m:, hakkin yoktur, seni bundan menederim Gayri şuuri bir hareketle genç kızın ellerini tut- muş, sinirli bir sesle ve heyecanla söylüyordu. Ayşe de dudaklarının titrediğini. gözlerinin yaşardığını belli etmemek için tekrar şaka etmek mecburiyetini hissetti: — Emredersiniz Amiral. Fakat biz böyle kavga ederek vaki! geçirirsek eve sahiden geç gideceğiz. Biraz çabuk yürüyelim mi? Arif Beyle Seniha Hamm. Tevlâker Koala api rciliği çürük alilidar arala, aras bekliyorlard. | yazli. ekac Aşk... Zarafet... Kabkaha.. Zorla GÜZELLİK OLMAZ Loretta Young * ve Cesar Romere'nun Fransızca #özl0 en son ve en büyük müvaffakiyı FOKS JURNAL Havadisleri İlâvetan: İstanbul Türkiyenin ineisidir. ? kesımiık Türkçe ieahatlı ve muslieiii Film EL TANER EK EE Göz kamaştıran bir nur.. yetişilmesi mümkün olmıyan meçhul bir âlem Amerikanın en parlak 3 yıldızı POL MUNİ... ANİTA LOUİS... DONALD WUDS Beşeriyet tarihinin en ıztıraplı takat en parlak! bir devri olan LOUİS PASTEUR'un HAYATI Fenne taç giydiren ızlıraba sükân veren bu büyük inkılâp eserini memleketin bütün fen adamlarına nevverlerine müstakbel âlimlerine en büyük bir gururla tavsiye eder. Paramunt Jurnal DANİELLE DARRİEUX KALB AĞRISI | ———— MARİE ANTOİNETTE NORMA SHEARER — TYRON POWER Misline rastlanmamış bir muvaffakiyetle KADIKÖY OPERA Durmasın BİP kaç gün daha devam ediyor. Yanmaz 701: 60521 anma TİYATROLAR Şehir Tiyatrosu Dram Kısmında g O KADIN © Komedi kısmında AKES YERLİ YERİNDE © Halk Opereti İÇA) 20Z0 DALMASLA Ayrıca proğramda: CUMHUR REİSİMİZİN DOĞU SEYAHATLERİ ve FOKS JURNAL, en son dü Bugün saat 11 de tenzilâtı HALK matineleri Bugün SAKARYA Sinemasında sa ya ve barp haberleri — EE eR Ze) ANKARA RADYOSU Türkiye ( Radvodifüzven | Postalaf! Türkiye © Radyosu Ankara Radyosf Dalga Uzunluğu sitm Me Ke Ke 141 m 182 Ken 129 Kef Pazar, 10. 3. 1940 1230 Program ve memleket sast ayari 35 Ajans ve meteoroloji haberleri, 12.80 k; Karışık program. Okuyan: Ci lanlar: Cevdet Çağla, Fahri Ko" Bardakoğlu, İzzettin Ökte, Bas” 1330 - 14.00 Müstk: Küçük or kastra (Şef Necip Aşkın) 1 — Robert Stolz: Viyanada ilkbahar, 2 — Iwdvig Siede Aşk haberi (Bal müziği). 3 — Prled Valter Rüya (Keman solo Wi orkestra için). 4 — Grieg Pergünt sulti. 8 — Joh. Sirausr Artist hayatı (Vale 18.00 Program ve memleket sant ayari 18,05 Müzik: Radyo car orkestrası, 188 Cocuk saati, 18.55 Serbest saat, 19.10 Mars“ leket sani av m. ajans ve meteoroloji h#* ; 19,30 Müzik. Çalanler: Rusen Karti , Kemal N. Seyhun, İzzettin Ökt8 2) Okuyan Muzaffer İlkar 1—5 peşrevi, 2 — Sadullah Ar e: Surldil ağır sema! (Beni ey köne fem). $ — İsmet Aba: Süzidil şarkı (Üle" tin gecti efendim arası), 4 — Suzidil şar Xı (Cina gamı aşkınla perişan gezer gl dum), $ — Lemi Suzldil şarkı (Tarı kal bün inliyor). b) Okuyan: Melek Tokgöz 1 — Şemsettin Ziya: Sataraban şeri (5. | voncn nel). 2 — Sadesti gr BRE, |ban sarkı. (Gecemiz Kaprarak, İren şarkı (Bahçelerde ağlama)” €) Okuyan: Azize Tözemi 1 — Uşşak şarkı (Salıp sevdaları) 9 Udi Zeki: Uşşak şarkı (Dağlar dayanma eninine), $ — Uşşak türkü (Menekşe kef, kulu yarim). 20.18 Konuşma (Tarihten sayfalar), 2030 Müzik: Fasıl heyeti, 21,00 Müzik; Merit Inma ve köçek havaları Cwtihlar: Hakki İ Derman, Şerimtei” Yazan Gür, Hamdi Tef her 21,15 Müzik: Oda müziği - Brahmfi İ Keman ve piyana için 3 öncü sonat (Hİ minör. Gilbert Back “Keman”, Zugms yer “Piytno” ); 2145 Müzik: Senfoni müzik (PL), 2215 Memleket saat ayari İ ajans haberleri: zirast, esham « tabvitik İ kambiyo - nukut borsam (Fiyar), 228 Ajans spor servisi 22.40 Müzik: Caz | (PL). 23,25 - 2330 Yarınki program # kapanış, Warner Baxter LAR leri Genç mü. K —— — Ecnebi İstasyonlarında Türkçe Neşriyat Londra 31 ve 19 metre üzerinden sef 18.55 de; Paris 40 metre Üzerinden 20,25 de; Roma 31 metre üzerinden ve dalgada Roma ikiden sasi 21 de, — Birader bu ne ihmal, bu nehainliki Bizi hiç mi göreceğin gelmedi? — Kinaye etme Arif, bu son aylarda işlerim ba. şımdan artırıştı. Vallahi her gün aklımdasınız. — İnanmayın dayı, Amiral tepeden lırnağa ka dar değişmiş, geçen seneki adam değil... Genç kızm sesindek) titreyiş Mehmede garip bir sevinç vermişti. Onun kinaye etmesi, onları arama» dığı için şikâyet etmesi kendisile alâkadar olduğunu | isbat etmez miydi? — Siz Ayşeye bakmayın, muzibin biri <. Hele bügün bahar havası tamamile başına vurmuş... — Ne güzel gün değil mi? — Bir deniz gezintisi yapsak nasıl olur? — Yok canım, daha zamanı değil... — Yenge, bize ne sürpriz hazırladınız? Karnım pek acıktı. Sizin de.. Değil mi, Amiral? Umum:yette daha serbest konuşabildikleri için | ikisi de biribirile şaka etmiye tabii ve ber zamanki konuşmıya başlamışlar ve yavaş yavaş neşoleri avdet etmişti. Leylâk ve salkımlarla örtülü tarasada çay içer» lerken.-Seniha Hanımın onlar için kendi etile hazır” ladığı kekleri. bisküileri yerken gülüyorlar, geve- zelik ediyorlar. bin bir muziplikle biribirlerımi kiz dırmiya câlişiyorlar ve bundan garip bir saadet du- yuyorlardı. Bilhass. Mehmedin o kadar sevinçli bir yüzü var | dı ki, bir ara Ari! dayanamadı. onunla şaka elti: Ser Kizder kaerran sev mutlaka kışın soğuğu ve karı idi. Güneşle beraber sen de kırlangıçlar gi geldin, artık bundan sonra sık sık yüzünü bize gi |

Bu sayıdan diğer sayfalar: