Beşiktaş - Vefa Maçı Beraberlikle Bitti ün Şeref stadında haftanın en mühim kar; taş - Vefa arasında oldu. Bu neticesi en ziyade Fenerbahçelileri alâkadar ediyordu. Beşiktaşın Gala" fasaray mağlübiyetile Fenerbahçe İle aralarındaki puvan farkmın üçe inmesi sarı lâcivertlileri ümide dü- şürmüş, Beşiktaşın yaptığı maçın şampiyonada rol oynamak noktasır- dan alâkalı olmasına sebep olmuştu. Çünkü Fenerbahçeliler için bütün ümit, Beşiktaşın bir takımâ takılma. sı, hiç olmazsa bir beraberlik yap. ması idi. Dünkü Vefa - Beşiktaş ma- çının neticesi Fenerlileri şampiyona- da Beşiktaşla aralarındakı maçın ga- Mibiyet farkı kadar müsavi vaziyete sokmuş ve ümitlerini yüzde seksen denecek kadar kuvvetlendirmiştir. Çünkü Vefa - Beşiktaş maçı çamur deryası halindeki saha üzerinde 0-0 berabere neticelenmiştir. Maçın Tafsilâtı Havanm çok fena olmasına rağ- men sahada oldukça mühim bir ka. labalık kütlesi toplanmıştı, Ahmet demin idaresindeki bü maçta ta- kımlar karşılıklı şu kadrolarla dizi- diler; Beşiktaş: M. Ali - İbrahim, Taci - Fey. xi, Rifat, Hüseyin - Eşref, Şeref, Hakkı, Cihat, Hayati, Veta: Safa - Vahit, Guro - Muhteşem, Kiti, Şükrü » Necip, Hakkı, Sulhi, Hü- seyin, Mehmet, Oyuna Beşiktaş bayladı. Ve mua. vin hattında kırılan bu hücumdan #onra oyun mütevazin bir şekil aldı. Dakikalar ilerledikçe Beşiktaşın ağır basmıya başladığı görüldü. Fakat muavin hattında oynayan Mühteşe. min ve kalede Safanm güzel oyunla” rı gol kaydına mâni oluyordu. Niha. yet hücum sırası Vefaya geçti ve ol- dukça tehlikell hücumlar yaptılar. Beraberliği bozacak gol bir türli kaydedilemiyordu. Oyun, tel tevazin bir şekil aldı. Hücumlar kar şılıklı oluyordu. Devre de bu suretle! # 0 . O golsüz olarak beraberlikle ne. celendi. ç keli, İkinci devrede vaziyetin vahame- | Dakik tini anlıyan siyah beyozlilar, canlı); Takım Beşiktaş G. Sare Fener Vefa Beykoz İst. Spor Kasımpaşa Süleymaniye Topkapı Hilâl p maçı İbrahim, Dânl Dün Kadıköyünde yapılan kır koşusuna Süleymaniye - Hilâl eref stadında Süleymaniy» ile Hilâl arasında yapıldı. Şazi Tezcanın ida. resinde yapılan bu karşılaşmada ta- kımlar şu şekilde çıktılar: Süleymaniye Hadi ““Bürhümi, Reşit, Orhan, Hikmet - Seyfi HUAk: Murat - Âk eymaniyenin hücumla iştirak eden atletler “Ün mean İren hüzünden Klüplerin. Puvan Vaziyeti Mg MA 52 60 46 37 30 Ri! 2 19 1 6 —l mel remmmml değişmeden 2 - 1 Süleymaniyenin ga- Jbiyetile nihayetlendi. FENER STADINDA F enerbahçe stadında günün ye- güne karşılaşma ray ile Kasımpaşa 1 Tim tar. Hakem Samimi late LİR DE Bun ilk devresini Galatasarsyllar 3 - O galip bitirmişlerdir. İkinei dev. İre yine Galatasara “İtında dev kize çıkmıştır. C ine dokuz dakika varken fazia tan Kasımpaşa oyuncularından beşi sahayı terketmiş ve hal de oyunu tatil etmi: günün birinci V Galatasa. tılar: Mahi” 3 Süleyman, lataşporu 8. —0. Anadoluhisar , Ans- bir oyün oynamıya başladılar, Maç, çok zevkli geçiyordu. Fakat Vefalı. ların bu oyun karşısındaki canlılık- ları gol kayda mâni oluyordu. Bu srada Hayati, muhakkak denecek bir gol fırsatı kaçırdı. Bunu Vefalıların kaçırdığı bir fırsat takip etti. Devfe- nin yirminci dakikasından sonra hâ- kimiyet Vefalılara geçti. Bu tezyik, Beşiktaşlıları çok müşkül vaziyetlere soktu. Artık siyah beyazlılar da bu tazyik karşısında beraberliği kabul edecek bir hal almışlardı. Zevksiz bir şekle giren oyun bu suretle, gol. Süleymaniyelilerin bu tazyiki 15 inci | dakikada ilk semeresini verdi. Mer. kezden yapılan bir hücumda İbra- him, önündeki müdafii atlatıp takı. İminın birinci golünü yaptı. Biraz sonra Daniş, Hilâl kalecisinin hata- sından İstifade ederek ikinci golü çı- kardı ve devre 2 - 0 Süleymaniye le. hine bitti, İkinci devreye Hilâl takımı büyük bir enerji ile başladı ve bu yüzden oyun üzerinde hâkim vaziyete geçti. Devrenin ortalarına doğru bir korner İ atışından, Orhan, Hilâlin yegine go- hakem Refik Osman tarafından oy satılmamıştır. İkinci Küme Maçları Ikinci küme klüpleri arasında ter- tip edilen lig maçlarına dün Şeref ve Taksim stadlarında devam edil - miştir, Taksim stadında Karagümrük — Davutpaşaya 1 - 0, Beyoğlu spor. Galata gençlere 6 - 0 galip gelmişler- dir. süz olarak O - O berabere kapandı. Bu hakikati kendi kendime olduğu çibi sana karşı raftan çekinmiyeceğim Belkıs.. Füihakika Nihal. lere İstemiye istemiye gitmiştim ama orada buldu- ğum neşeli bır toplantı beni hemen meşguİ etti ve on beş gündenberi geçirdiğim münzevi, bitez mağmum haystın hatırası yavaş yavaş kalbimden s'iindi. Mut. laka, yaşların dedikleri gibi, gençliğim bunda da galip gelmiş, beni bir hayal, bir vehim uğruna sara- np solmaktan kurtarmıştı. Oyle ya, Mehmet Beyle geçen bir kaç gün hayal ve vehimlerle dolu değil miydi! Tekrar çılgın bir eğlence buhranı beni sarmıştı. O günden soura rahat nefes alacak zaman bulma. dan, sabahtan akşama kadar gezip tozdum; güneşin doğmasile batması "arasında geçen saatleri hep evin dışında geçirdim. Yavaş yavaş, onunla geçen zaman- lar içimde uzak ve tatlı İle karışık acı bir hatıra bi. rakarak silinmiye, geri geri giderek, kaybolmıya baş- lamıştı. Eğer biç beklenmedik bir vaka olmasaydı, belki de yaz tatili bitip Istanbula döndüğüm zaman belki de tarnamile unutmuş olacaktım. Bir gün oğle yemeğinden sonra yengemle tarasada kahvelerimiz? içerken postacı küçük bir paketle bir mektup getirdi. —- Adanadan taahhütlü bir mektup ve paketvar. — Adansdan mı, kimin samma? — Ayşe Kurtel... Büyü! bir hayret ve heyecanla makbuzu İmza ettim. Yengem de benim gibi şaşmıştı. — Adanads bir arkadaşın mı var kızım? — Hayır yenge, bu mektubun kimden zeldiğini anlayamadım. Ona yalan söylemiştim. İçimde garin bir heye- İlünü yaptı ve müsabaka bu va: Şeref stadında Feneryılmaz - Gi Bir Dakikalık Bir Zasf Yüzünden Bütün ssadetini Bozan, Hayatını yıkan, sile Babasının Romanı TÜRK ARTİSTLERİNİN ŞAHESER Bas Rollerde ERTUĞRUL MUH CAHİDE FERDİ TAYFUR - NECLÂ - N SUAVİ SAİT - GÜLSER İSTANBULDA İPEK - MELEK ANKARADA YEN i ve M İZMİRDE ELHAMR Sinemalarında Birden Filmin İlk şeref Temelli 14 Şul si dn Verilecektir. Bu iiryaktadır Kudret GABY MORLAY ELVİRE POPESCO MARGUERİTE MORENO ANDRE ve ERİC ven STROHEİM Bütün dünyada iikelerde erile Fransız Sunayıne dülme şahese LUCİEN kdirlerle Bütün kazanan en büyü DUVARLAR ARKAS esterler Bu Perşembe Akşamı LÂLE Sinemasında & " HYATROLAR | Majik Saç Eksir Şehir Tiyatrosu Drum Kısmında g O KADIN © Halk Opereti GLA MABKOT © Aoluyu 3 - O mağlüp etmişlerdir. Taksim stadında zapılması icap «- den Beykoz - Topkapı maçı tehir e- dilmiştir Sm Dünkü Kır: Koşuları 'darpaşa lisesi tarafından tertip | edilen kır koşusu dün Fenerb stadı ile Moda yolu "zerindeki 3300 metrelik mesafe tar Bölge Sanat, Haydarpaşa ve Kole jin iştirak ettiği bu koş 12.299 dakika Vlâdimir birinesliği Bölge Sanatten Ahmet ikine | Haydarpaşadan Abdul üçüne ğü almıştır. Takım 'tibarile de Hay. darpaşa 22 fena puvanla birinci Kolej 26 fena puvaala ikinci, Bölge Sanat te üçüncü olmuştur. Kadıköy halkevi tarafından tertip edilen 4000 metrelik mesafe üzerin- deki koşuda Fenerbahçe klübünden Hilmi Atlet, Rıza Maksut birinci ol- muştur. üzerinde yapılmış. RA SR Ortaokul son sinif, ğımız ingilizce, kimya kursları kay günü nihayet veriles kadar Beşi ter kazandıran BAROUX BETTY STOCKFELD im eml kkak unız. Derhal tesirini gö- SAÇ: SABUNU e AT ri a HALKEVLERİNDE: lktaş Halkevinde lerok kayıtlarını yaptırmaları 18- ANKARA RADYOSU Türkiye o Radyodifüzyon & Postaları Radyosu Ankara Radyosu Dalga Uzunluğu 317 m. Di Ben 20 Kw. 1648 m. (OİB? Kes 120 Kw. Pazartesi, 12. 2. 1940 1230 Program ve Memleket saat ayarı, ieoroloji haberleri 0 Türk Müziği (PL), 1330 - 1400 a Karışık Müzik (PL). 18.00 Program ve Memleket saat ayarı 1805 Müzik: Radyo car orkestrası, 1840 uişma (Umumi terbiye ve beden ter- 1855 Serbest saat, 19.10 Memle- ayarı, Ajans ve Meteoroloji ha- berleri, 1030 Türk Müziği, Çalanlari Ve- cihe, Fahire Fersan, Refik Fersan, İlkar, ta ?2—Dede- Ras Kârı Natıik (24 makam), 3 — Süreyyı Bey - Nihavent şarkı: (Surigi lin iken), 4 — ler İlkar - sarkı: (Dünyaya değişmem seni), 5 — İs. met Ağa - bir. bulsam şark İDİR. SİN EVİN - EN la ber ey nevcivan), ade, izli: Halk türküleri, İne bolulu Sarı Fecep. 20.13 Konuşma (Fe İ ve tnbint bilgileri), 2030 Türk Müziği ŞdRMELEK Mİ vedin Rıza Konseri. Calanlar: Vecihe PE MELEK " Rüşen Kam, Reşat Erer, Cevdet Kozan dg 11015 Müzik ük orkestra (Şef: Necij # Çoruk Prens öpere Vie ti, 3 — Shraderi Akşam İ ça), 4 — J. Brahmar Macar dansı, Ng 30 8 — Gabrlek Vala, 6 — er: Dinle Keman ne söylüyor! (Tango), Merleket saat ayarı, Ajans ha at, Esbam - Tahvilât, Kambi yo - Nukut Borsası (Fiyat). 22.30 Müzik Cezband (PL), 2325 - 23.30 Yarınki pro gram ve kapanış, —— — MR INDA ş ASKERLİK İŞLERİ $ ON Askere Davet Fatih eşkerlik şubesinden: 1 — Hendı hiç askerlik yapma cezalı, cezas 316 — (335) dahil doğumlu (Deniz) sin ına mensup erat askere sevkedilecekler» d LEFOR 4 İ ? — Şubede toplanma günü se 940 pazartesi günüdür. 3 — Bu eelpte bedel kabul edilmez. 4 — Mükelleflerin tayin kılınan gönde şubede hazır bulunmaları ilân olunur, . Beyoğlu Yerli Askerlik Şubesinden: aşağıda yazılı şahısların askere 19 Şabat kereklen- Mayın et cüzdanlarile hemen müra- cantları, bunlardan hariçte olanlar varsa mektupla adreslerini bildirmeleri ip Körlere yen'| olunur Karabaş Külhan çıkman 11 No, da Recep oğlu Hakkı: 332. Galata Mahmudiye Abaca çıkmazı 3 No, da Heran oğlu Neşet: 329. Galata Bereketzade mahallesi OKüçük Hendek sokak Rıza oğlu Müstafa: 324. Galata Arapcan vlusu ODeruni sokak No. 19 da oğla Ali: 322. Taksim Yeniğeşme Mehmet efendi 99- o. 11 de Hasan oğlu Sabahattin; 320 yade Yüzbaşı Halil oğlu Hasan: 324 (21513). Süvari Teğmen Mustafa oğlu Nâzim: 324. Levamm Asteğmen Yudua oğ» (3467), binbaşı Ahmet 299 (328 — 35), Pi n Ariz Refik oğlu Mustafa s0). pr kız talebelerim!z ti mi ik, fizik ve işlerine çarşamba ektir, Arzu edenlerin iktâş Halkevine mü- Eminönü Yerli Askerlik Şubesinden: Şubede kayıtlı yedek veteriner ssteğ men Osman Cemal oğlu Ahmet Hamdi nin (20772) kısa bir müddet içinde şube ye mürnesati, Yazan: MUAZZEZ TAHSİN BERKAND can bana bu zarfın ondan olduğunu anlatıyordu. Fa. kat yengemin yanında hislerimi açığa vurmamak İ- çin bir bahane İle odama çıktım ve zarfı yırttım. Duygum beni aldatmamıştı, ince bir kâğıt üze. rine iri bir erkek yazısile çizilen bir kaç sutırlık mek- tup ondandı. Birdenbire zihnim karıştı, bir aydanberi vermş olduğum kararlar altüst oldu, uzaklaşmış zan- nettiğim hayal, bütün canlılığı ile karşımda tecessüm etti, O kadar helecaniı idim ki, onun mektubunu he. men okumarçak İçin bir iki saniye gözlerimi kapa. yerak kendi içime daldım ve bir parça soğukkanlılı- amı bulduktan sonra kâğıdı açarak okudum. Müte. akıp günlerde o bir kaç satırlık yazıyı o kadar çok tekrarladım ki, sana ezberden söyliyebilirim: Ayşecik “Bir gün, Bostancıdaki köşkün bahçesinde, ba- na gezdiğim gördüğüm uzak memleketlerdon bahse. derken gözlerinde derin bir hasret tütmüş ve “Kim bilir o yabancı diyarlardan ne güzel şeyler getirdi. niz!,, demiştin. Hatırlayor musun? “Bu sabah, o uzak diyarları bana hatırlatan bir çekmece içinde bir çok güzel şeyleri seyrederken eli. me inee işler.miş sedef bir Japon kelebeği geçti. Bunu aldığım mağazadaki ihtiyar bir Japon satıcı, çekik gözlerini slizerek, bin bir renkli kimonosunun yarık- lardan çıkan küçük ellerini sallıyarak bara: “— Bu kelebeği ince bir zincirle boynunuza ası. nız, onu üstünüzde taşıdıkça bütün istekleriniz yeri- ne gelecek “Des O zaman bu sözlere gülmüştüm; bu- gün onlar beri düşündürdü. “Japon satıcının uğurlu saydığı minimini bön ince bir altır zincire asarak bir kutuya koydum, mektubumla postaya verip sana yolluyorum. “Senin iri çocuk gözlerinde, büyk saadetler bek. liyen, onu arayan ışıklar görmüştüm. Bu ışıkların sönmemesini bütün varlığımla istiyorum. “Japon böceğini boynuna as. Dileklerin, emel. lerin inşallah yerini bulur Ayşecik.,, Ellerim. ttriyerek kutuyu açtım. Sedef üstüne altın kakmalı, tüy gibi bir kelebek, gözle görülemi- yecek kadar ince bir zincire takmıştı. Ne güzel, ne kıymetli, ne cici bir şeydi bul Biraz evvelki ihtiyat. kârlığırm unutarak koşa koşa merdivenleri indim, bir elimde mektup, bir elimde kutu ile yengems koştum. — Yenge, büyük bir sürpriz, taahhütlü mektup ği bakınız kimaenmiş! Kadıncağız, elimdeki kâğıdı alarak bir kaç satır- Uk yazıyı tekrar tekrar okuduktan sonra mahtazasi içinde ihtişamla yatan kelebeği avucu içine koyup uzun uzun seyretti. Bir şey söylemiyor, na bir hay- ret sesi, ne de bir tasvip kelimesi ağzından çıkmıyor. du Yüzünü bana kaldırdığı zaman kiryaklerinin v. cunda akmıyan iki damla yaşın parladığını gördüm. Benim sorgile ona mıhlanan gözlerimden kaçınak İs- tiyormuş gibi uzaklara bakarak bir kaç dakika dalgın dalgın düşündü. Yüzünde derin bir açının izleri gö- rünüyordu V kadar dulmıştı ki, benim meycudiye- timi unuttuğuna eminim. Ben de bir söz söylemiye cesaret edemeden onu seyrediyordum. Bil'niyorum de kadar za'nan böyle kaldık. Onun içini çe erek: — Zavalı! Diye murıldandığını işiu eseydim belki de hiçbir şey söylemeden sessizce yan ıdan ay- rılacak, onu kendi hatıralarile başbaşa bizal icaktım. Fakat bu kelime ve “Zavallı, derken yenge iin ağzı. nın iki tarsfında beliren acı çizgiler benim. çimdeki merakı büsbütün arttırdı. —Niçin? Niçin, bu adama bir düzüye » iyorlar? Onur dünyalara meydan okuyan mesut ts rlarına, servet ve sâmanına, gözlerindeki canlı işik ra rağ, wen biçin ona karşı dalma bir hastaya yapı. n tatb ve müssmahakâr muameleler yapıyorlar? O. m et- rafmı saran bu esrar tülü nedir? B' cevopsuz sualleri kendi kendime tekrar arken bir tarafta da beynimin gizli bir köşesind , ben pek farkında bile olmadan, mühim bir kara verili. yordu: Bu esrar perdesini hemen şimdi yırt sak, ar kasında gizi duran vakayı veyâ macerayı ö. enmek.. Devam var)