| İ U? y İ t 5, bez iptidat hırslarla temiz elleri. H zi X , | J Vi B “İStken Yikiçı — Erzincan faciası esnasında, ha. AA * evvelki günkü yazıları, ve Si Şra, hu 'hı:h ÂABONE BEDELİ ! m'k'" Ecnebi B , —K CR | m Kr. 1 Sene 2800 Kr. önü kğ 6 Ay 1500 * SizeRİE 8 Ay 800 * K LA s00 * | ::“'—lmnsı posta ittihadına dahil iYan memleketler için abone 5 €li müddet surasiyle 30, 16, 9, ir. Abone bedeli beşindir. | Ac:: değiştirmek 26 — kuruştur. P için mektuplara 10 kuruşluk ea İlâvesi lâzımdır. GÜNÜN: MESELELERİ ükümetin Sevinçle Parşıladığımız Yi Bir Kararı İ 'Efdneııı faciasını gidip, İçinden hi Bgören muharrirler, birçok ya- ©? Yazdılar. Bu yazılardan bilâ is. hemen hepsinde, mahkümlar. var. Ve bunlardan bahse- muharrirler, müttefikan ü veriyorlar: 1 hükmiz ŞA3 dDe binası da yıkılmıştır. Bu bi- &n ” Sağ kurtulan mahkümlardan den hiç birisi kaçmamıştır. Bilâ. bu mahkümlar, enkaz altında t bedbahtlardan birçoklarının ü;lllıınııdı çok büyük hizmet Müşler, - fedakâ 1 y 4 izg ü Skadaşımız Naci Sadullahın, dün: N evvelki telgrafları da, bu ha- Gt ispat eden vâkıâlardan bâhis. Bliıün Hanlardan da anliğilmak Üa dkl, ekseriyetle, toprak kavgası, 'Avası gibi, cehaletin tahrik etti. n bulaştırıp hapishanel dü. 3 L İsveç'e tehlike yolunu gösteren demirbaş Şarl'in Stokholmdaki heykeli.. Baltık Denizinde Karşılaşan KUVVETLER ıkincl Cihan Harbi başlayınca ya kadar umumi bir kanaat vardı: Avrupadaki siyasi ve iktı. sadi kargaşalıkların en evvel kay. Anadolu delikanlıları, hakikatte şacağı yer Akd havzası ola- cağı diliyordu. Polonya ve ki,,"“"’ dleaş ' 1 B ;üohlın tenvir edebildiğimiz gün, İllneluimiı, hepimizi sevindi. er © bir tenhalığa kavuşacaktır. Za. » Türk mahkümlarının, haddi za. ne kadar temiz ve iyi yaradı- n insanlar oldukları, ilk defa Er. Canda anlaşılmıyor. İmralı adası- « ' rmüş, gezmiş olanların anlattık. hi dinlemiş, yazdıklarını okumuş “lar da bilirler ki, en “azılı,, sayı- ç Ş* sanılan katiller bile, ufacık timam, telkin, alâka ve şefkat. k:'i" ünün en iyi i ları arası. Tıştırılabilmektedirler. ncandaki vâkıâlar ise, bu ha. ti, bir defa daha ispat etmekte- :.Bunun içindir ki biz, hiç değilse, ihcanda fedakârlık göstermiş olan ha İâ nıı. ül;üki:.metin yüksek af. a görülmelerini derin bir üçle karşılıyoruz. e dcuklar .E::hleın faciası neticesinde, orta. lan herilımı muhtaç bir halde ka. tok Mluiz vatandaşlar arasında, bir- “R; Sare çocuklar da var, 4 (© kaç gün evvel, Ankara radyo. Si ylvrul._nnn, isteyenlere evlât. h.“:l'llı verileceklerini bildirdi. Bu Gü' bizi, uzun uzun düşündürdü: :_ül ister ki, devlet, bu çocukla. ' ilâ istisna hepsini, doğrudan Tn Ve kendi himayesine sığındır. Bizce Tevler” Yetiştirsin, » Sayıları birkaç yüzü — bile l"'l bu yavruları yetiştirmek, eı;, hiç te büyük bir külfet . _nlukaî. eğer: buna mutlaka ÜMlacak Hevalatta 'çok dalirI a dikkatli ='"Nlmm lâzımdır. cçi?:kü'enl:nz 'İtıı.ınd“d.. 'tuttulın yavruları, minnet —nln lc::ı-i: çeşit yükler altında "lıı:h“. ka armak ta, başarılma- fi tlanamıyacağımız bir vazi. Öz eyıpUnun içindir ki, onları aa öz eviğ d: r kı.donlırı ancak, “ütlarından Ayırdetmi ıii.â::. katiyetle emin oı.ı','ı'ı'f:ğiı:ıî — €manet eyliyebiliriz, Frans Bdi Parlâmentosunda İtinde ŞA0 (ALA.) — Mebusan mec- h td"!h mebus nutkunu söy. an eti Yakkındaki takdiratını Miş ve meclis bu takdirata İkarak iştirak eylemiştir.Yal komünisı mebus aya. îhdö"uku İ ğ Üzerine retsin teklifi lle bu salondan ihraç olunmuş. başkaca Bir hâdise ol- ini ve kaputlarını Ve meclisi terketmişlerdir. Münist mebus ayağa kalk hiçbir mua- :l'p.ıı ilmamıştır. Yedinci komü- Ğ ise celsede bulunmuyor- HH f v hi Garp cephelerinde patlıyan ilk top. lar hemen Akdeniz kıyılarında a- kisler yapacak, ilk deniz harpleri orada olacak, denizaltı gemileri o- rada bütün münakaleyı durdura- cak deniyordu. Herkesin beklediği hareketler bunlardı. Halbuki harp -başlayınca Akdeniz dünyünin-en- sakin bir köşesi olarak kaldı ve Avrupanın başka bir iç denizinin, Baltığın şiddetle kaynaştığı görül. dü. Akdeniz gibi Baltık denizi de medeniyet tarihinin başladığı gün- denberi Avrupada ticari rekabetle. re ve kuvvetli çarpışmalara sahne olmuştur. Garbi Avrupa ile Orta Avrupayı şimal ve şimali şarki merkezlerine bağlıyan ticaret yol. ları hep bu denizden geçer. Baltık denizi Botni körfezine uzattığı ko- lu ile Şimal Kutup dairesine yak- laşacak kadar sokulur ve bir diğer kolu Finlanda körfezinde Rusya- nın kalbine dayanır. stiveyş kanalının açılışından- beri Akdeniz çok işlek bir kestirme yol haline girdiği halde Baltık denizi âdeta bir çıkmaz so- kak vaziyetinde kalmıştır. Her ne kadar Sovyetler son senelerde Le- ningrad ile Beyazdeniz arasında aç. tıkları bir kanal ile Baltığı Şimal Buz denizine bağlamış o'dular, fa- kat ne de olsa bu su yolü hususi bir mahiyette kalır, milletler ara. sı bir rolü yoktur. Sovyetler için bu yeni kanalın büyük bir ehem. miyeti vardır: İstedikleri vakit kü- çük harp gemilerini Kronştad iis. sünden alıp Murmansk'ta açık de- nize çıkarabilirler ve bu hareketi yaparken ne Baltık ağızlarının diı- şında denizlere hâkim olan İngiliz donanmasından, ne de Baltığın iç tarafında dolaşan Alman filosun. dan korkuları olmaz. Bugün Baltık Denizinde hâkimi. yet Alman donanmasının elinde- dir. Bu iç denize Danimarka ile İs. veç arasında Kategat boğazından girdikten sonra Danimarkaya ait adalar ile Jutland ve İsveçin ara- sındaki Sund, Büyük Belt, Küçük Belt boğazlarının birinden yol bul- mak icap eder. Bunlar arasında büyük harp gemilerinin geçmesi. YAZAN: ; Faik Sabri Duran tık denizi açık denizlerle bağlılığı kesilmiş, âdeta pek eski geoloji de- virlerinde olduğu gibi hi; göl ha. line gelmiştir. Sovyetler tarafın- dan rahatsız edilmedikçe ar'tık Bal- tık denizinde Almar.yanın | ekine. cek bir ciheti- kalmamıştır. Bal. tıktaki bu vaziyet Almanyanın ik- - tısadi durumu bakımından çok e. * hemmiyetlidir. Almanya bu hâki. miyet sayesinde harp sanaylini besliyecek olan ham demirini es- kiden olduğu gibi İsveçten rahatça tedarik edebilecek, yine bu yoldan kereste, sellüloz, gibi ham madde- ler ve çiftlik mahsulleri gibi yiye- cekler getirtebilecektir. Sovyetler ilişmedikçe Almanyanın Baltık üze- rindeki Stettin, Königsberg, Dan- zig, Gydnia, Lubeck, Memel gibi Hmanları faaliyetlerinde devam e- debilecek, bu vaziye: müttefikle- rin Almanyaya karşı Şimal deni. zinde kurdukları sıkı ablokanın te. sirini tamamile ortadan kaldırama- makla beraber Almanyanın muka- vemetini uzatabilmesine yardım et- miş olacak.. İşte Sovyetlerin Bal- tik Nevralji sinir ağrısı demek ol- duğunu bilmiyorsanız, bahtiyarlı- ğınızı tebrik ederim, o ağrıyı hiç çek işsiniz d ktl: O halde bu yazıyı okumaktan vaz geçebi. lirsiniz... Fakat bu türlü bahtiyarlar, ka- rın ağrısı çekmediği için, midesini diz kapaklarında zanneden adam kadar az bulunur. Sinir ağrısı çek- miş olanlar da onun hekimlikte a- dı nasıl olduğunu pek iyi bilirler. Onun için bu yazı okuyucularım- [ LOKMAN HEKİMİN- - ÖĞÜTLERİ Nevralji Çekenlere Yemek müzmin mikroplu hastalık çeken- lerin, bir de, gebe ve emzikli ba- yanların bu vitamine ihtiyaçları daha fazla olur. Buna karşılık çokça et veya albüminli sebze yi- yenlerle çokça şağlı yiyenlerin B 1 vitaminine ihtiyaçları azalır. Şimdi y ğ y KI 5 B 1 vitamini yüz gramda bir mili. gramın binde biri olan mikrogram kesabiledir. Bir günde lüzumlu 0- lan vitamini her yemekte mili- gram hesabile bulmak mümkün ol- dığından, mikrogram hesabı za- K de, dan birçoğunu alâkadar edecekti sanırım. Sinir ağrılarının birçok türlü sebepleri varsa da, B 1 vitamini ü- zerine 'tetkikler ilerledikçe © se- beplerin en büyüğü, bu vitami- nin eksikliği olduğu meydana çık- maktadır. Zaten B 1 vitamininin keşfedilmesine sebep, Japonların vaktiyle fazla kibarlık göstererek, pirincin kabuklarını büsbütün a- yıkladıktan sonra yemelerinden i- leri gelen Berberi hastalığı ol- muş ve hastalığa mâni olan vita- minin pirincin kabuklarında bu- lunduğu anlaşıldıktan sonra, o has talık ta geçmişti. * O vakittenberi sinirlerin muva-. zenesine hizmet ettiği bilinen B 1 vitamininin şimdi, ©o büyük sinir hastalığından başka, bayağı sinir ağrılarına da mâni olduğu anlaşıl- maktadır. Ondan dolayı B İ vita- mininin hulâsası demek olan ve ruri olmuştur. ğ A — Albüminli o vitamine ih- tiyacı azalttığından olacak, etler- de onu pek aramamalıdır. Yalnız sığır etinde biraz, tavuk etinde daha fazla... Yumurtada yazın az, kışın hiç... Süt ile yoğurtta az, peynirlerde pek yağlı olmazsa hiç. B — Ekmek esmer olursa, yüz- de 200 mikrogram, fakat francala. da ancak 32... Pirincin kabuğnnda yüzde 2 miligramdan fazla, fıl_:ıt nrleketleğine " yerleğı YA ve Finlandaya karşı yaptıkları ha- reketler karşısında Almanların göz yummalarının bir sebebi de bu nokta olmalıdır. Fa.kat bu vaziye* hakkında Şi. mal memleketleri ne düşü. yorlar? İsveç, Norveç ve Danimar- ka birinci Cihan Harbind2 olduğu gibi bu sefer de bitaraf kalacakla. rını bir kaç defa tekrar ettiler. Bununla beraber bitaraf kalmanın bu memleketler için harbe karış. mıya yakın sıkıntılar ve zararlar hazırladığını da tecrübe ettikleri i- çin pek iyi bilirler: Meselâ Norveç, geçen Büyük Harpte, 1914 ile 1918 arasında 1.280.000 - tonilâto hac. mine varan 831 vapur kaybetmişti. İsveçin gemi kaybı bu kadar çok değil: 280 kadar, fakat bütün tica- reti felce uğramış, dışarıdan bir şey getiremez olmuş, nihayet 1917 den itibaren şeker, patates, etin halka vesika ile dağıtıiması zarüret ol- muştu. Süt yalnız çocuklara ve has- talara verilebiliyordu. Mamul eş. yarnedreti sön dereceyi bulmuştu. Bugün Şimal memleketlerinde va- ziyet aşağı yukarı birinci Cihan Harbindekinin - aynidir. İsveç ve Norveç vapurlarından bir çoğunu Alman denizaltıları batirdılar, bir kısmı da mayinlere çarparak deniz. lere gömüldüler. Müsadere edile. rek İngiltere limanlarında toplanan hamuleler koca yığınlar teşkil e- diyor. Kendine göre, ehemmiyetli bir endüstrisi olan İsveçte fabri. kalar ham madde sıkıntısından mu- attal kalıyor, demirini ve çıkarabil- diği yiyeceğe ait maddelerle ma- mulâtını yalnız Almanyaya sat. mak vaziyetinde kalan İsveç iktı- sadi ve mali bir buhranla karşıla. şiyor. Bu sıkıntılar yetmiyormuş gibi Sovyetlerin Finlanda üzerin. deki tazyikleri de ayrı bir endişe doğuruyor: Sovyetler Finlandayı çiğneyip geçecek olurlarsa acaba nerede duracaklar? Yoksa iki üç asır evvel olduğu gibi Rus ve İs- veç orduları yeniden biribirlerile Gönüllü — Köpeklerden Bir Kıta Teşkil Ediliyor ransız ordusu, köpek toplamak için bir istasyon vücude ge- tirmiştir. Bu köpekler hem hediye, hem emanet olarak kabul edilecek ve harp sonunda sahiplerine verile. cektir. Toplanan köpekler, bir terbi. ye kampına sevkedilecek ve bir kaç hafta talim gördükten sonra, devri- ye işlerile, Salibiahmer hizmetlerile, posta ve nöbet işlerile meşgul olmak üzere cepheye gönderileceklerdir. En çok tercih edilen köpekler, Al. sas cinsi ile kurt köpekleridir. Sebe. bi, renklerinin cephe işlerine müsait olması, ve zekâlarındar daha fazla istifade edilmesidir. Köpekler talim gördükleri sırada, yalnız bir asker tarafından idare edi. lecek ve cephede de ayni askerin ne- zareti altında çalışacaktır. Devriye işlerinde çalışan köpekle. rin vazifelerinden biri, düşman gö. rür görmez havlamaktır. Nöbet va. zifesinde bulunan köpekler, Al K hesabına av yapıyor, sonra bunları bırakarak Fransız askerlerini alıyor ve Almanların bulundukları yere gö. türüyorlar, Posta işlerile meşgul olan köpek. ler siperlere gidiyor, karargâhlar a. rasında irtibatı temin ediyor. ve mektupları yakalıklarına bağlı bir kutu içinde taşıyorlar. Salibiahmer köpekleri, yaralı as. kerleri bulmak ve sediye taşıyanları Hindk ötürmek için uıb: ye ediliyorlar. Halih da — topl. gönüllü köpeklerin sayısı bindir. Ve bunlar bir gönüllü kıtası teşkil ede- ceklerdir. et 'e Kansere Karşı Harp Fenniıı en müthiş kuvvetleri, kansere karşı seferber olmak. tadır. Bu yeni taarruz, Amerikanın Kaliforniya Üniversitesinde — temer. küz ediyor, doktor Margra Lewis ta. fından idare ediliyor ve kendisine karşı karşıya mı gelecekler? On yedinci asırda Avrupada birinci derecede bir askeri devlet haline gelen İsveç, Ba!tık denizini bir İsveç gölü haline ge. tirmek istiyordu. Prusyalılara, Leh lere, Ruslara karşı bir çok zaferler temin eden, İsveçin genç Kralı Demirbaş Şarl (Charles XIT) hır- sına bir hudut çizemiyor, takat Hohenzollern'lerin için için hem Polonyanın, hem İsveçin parçalan- masını hazırladıklarının farkına varmıyordu. Şarkta, Moskova et- rafında yeni bir kuvvet doğmuştu: Herkes bizim için çalışıyor fikrin. de olan Büyük Petro, İsveç ile Po- lonya arasındaki nihayetsiz boğuş. maları haz ile seyrediyor ve Al. manlar komşularının bu kavgala- rını körüklemekte devam ettikçe Vistül yolları bize açılıyor,, diyor- du. Çar, Rusyanın büyümesini te- min için Baltık devletlerinin da- ğılmasını beklerken bu kuvvetler aralarındaki nihayetsiz geçimsizlik- lerle ona hizmet etmiş oluyorlar. dı. Garibi şurası ki, Alman prens- leri de, bugün Nazilerin yaptıkları gibi, bu karışıklıklardan istifade etmesi için Çarı teşvik ediyor ve Ruslara Avrupanın <apısını açı. yorlardı. Senelerce uzayan ve yeni Tür- kiyenin doğması ile ebedi. yen gömülen Şark meselesinin to- humları İşte o günlerde atılmış o- 'luyordu. Baltık kıyılarından Ka- K FAO ra kadar ihtiyar Avrupanın kabuğu ayıkl d göre pek azalır, hiç ayıklanmamış pirincin tanelerinde yüzde 200 mikrogram. Kuru sebzelerde iyi: 240 dan 300, soya fasülyesi bulur- sanız, onda 600 mikrogram. Mevsim sebzelerinin en iyisi be. zelye taneleri, yüzde tam bir mi- ligram, Sonra karnabahar 200, lâhna 160, ıspanak 140, salata 120, türp 120, havuç 120, Jlâhna 160, kimyada sentez usulünde yap anörin nevraljilere ilâç olarak lanılmaktadır. O ilâcı, şüphesiz, ancak hekimler yazarlar ve onlar şırınga ederler. Fakat nevraljiye tutulmamak, ne imkân verecek derecede derin olanı, yalnız Büyük Belt boğazı- dır. Almanlar harp zuhur eder et- mez bu geçitleri tutmuşlar ve ma- yin tarlaları ile buraları yaklaşıl. maz bir hale koymuşlardır. Bu teh- likeli saha önünde de Alman kon- trol gemileri ve tahtelbahirleri dolaşıp durmaktadır. Böylece Bal. ona sonra, tedavi et. tirmekten daha d bütün şark sınırı boyunca - Rus ta- mahi Alman prenslerinin suç or. taklığı ile birleşmiş, müthiş bir fe- sat ocağını alevlendirmişti. Hesa. ba göre mesele Rusyanın istediği gibi halledilecek ve iki safhaya ayrılacaktı: Önce Şimalde İsveç ve Polonya yerine Rusya geçecek, son I 80, patates 80, di tes 80, kul. — yer elması 70 mikrogram. ra cenupta Osmanlı İmparatorluğu. j Demek ki, nevralji çekenlerin | nun taksimi ilecekti. Şarl XTI işlerine yarıyacak hıyl;' sebzeler vardır. € TiZ Yemislere gelince; bu mev simde en iyisi kuru yemişlerdir. Fındıkta 400, cevizde 300, kestane- iyi olduğ nevralji çekenlerin, ondan karun. mak için, B 1 vitaminini tabit ola. rak hangi yemeklerde bulacakla- rını bilmek elbette faydalı olur. de 180, bademde 100 mikrogram. Elma 80, armut 60. Portakalda - 200, mandarinada yok... Kuru kayısı 88, kuru erik li hastatıktan yeni/ İnsahı gün itamini. — 180, kuru üzüm 40... Muz viyebi. ne ilıtiy'l::ımlr ile zdeı:il:g:ıım ara- — İecek kadar zengin olup ta, B 1 Ve sında tahmin edilir. Bununla bera- — t '_" her mmıkıçı ber çok şeker yiyenlerle, mideleri — mal ğinı hesap etmezseniz, o.. ve karınları bozuk olanlı ateş. — nun yüz g bu tam 100 mikrogram bulursunurz. 1700 den 1720 ye kadar önce Nar- va'da sonra Pskow'da, Ruslara fe. na halde bozmuştu. Fakat Büyük Petro memnun oluyor ve her he- zimetinden nihayetsiz dersler alı- yordu, Bu hezimetler en büyük zaâ« ferler kadar onun işine yarıyacak- tı. Çar ile yaptığı bir mülâkatta Polonya kralı ve Saksunya elek. törü August Il, “Sen keyfine bak, ben İsveçlileri Polonyada avutu. Tum,, vaadinde bulunmuş ve Şar- doktor Warren Lewis yardım ediyor. Bunlar, bilhassa atomları parça- lamaktan elde edilen ve şimdiye ka. dar istihsal edilen enerjinin en kud. retlisi olan enerjiden istifade edi. yorlar. y t Bugüne kadar kansere karşı en fazla muvaffakıyetle kullanılan kuv. vetler, radyum ile X şuaıdır. Fakat tecrübeler, atomu Cyclotron ile par- çalamaktan elde edilen neutron şuaı. nın, eşsiz kuvvette olduğunu göster. Bu şua, yalnız insanlar üzerinde değil, nebat hücreleri üzerinde de tecrübe olunmaktadır. Bu maksatla eteiş bü Srsm ayrı tesbit olunuyor. Şimdiye kadar anlaşılan bir haki- kat, bu şuaın kanser üzerinde X şu- aından daha çok müessir olduğudur. Fakat bu tesirlerin sıhhatli ensaç ü. zerindeki tesirleri henüz lâyıkile an. Taşılamamış bulunuyor. Bu cihet te, anlaşıldıktan sonra yeni şuadan çok büyük istifadeler temin edilecektir. - Sarayları ve Otomobilleri Olan Dilenciler Bükreş, 10 (A.A.) — Stefani: Birçok dilencilerin tevkifi netice- sinde burada bir skanda! çıkmıştır. Bu mü betle Bükteşte tazamn bir Dilenciler cemiyeti mevcut oldu- ğu ve bu dilencilerden en tanınmış olanlarının otomobilleri, sarayları ve sayfiyeleri olduğu anlaşılmıştır. PFi Saksonyalıları, Polonyadan kov- mıya dayvet etmişti. Böylece Şarl XII. beş sene Polonyanın s“iyaset , bataklıklarında saplandı kaldı, Di. yetlerle uğraşacağım derken za- ferlerinin mükâfatını toplayamadı. Nihayet Poltavada —müthiş bir hezimetle karşılaştı. Bender'de ka- çarak Türklere sığındı. O hezimet. ten sonradır ki, İsveç bir daha be- lini doğrultamadı ve Rusya Av « rupa büyük devletlerı arasına gir. di. Bu zaferin ertesi günü, büiün Alman prens ve hükümdarları ça- rın zaferini tebrike koşuyorlardı. Polonya senyörleri Büyük Petro'- nun ayaklarına kapanarak arzı u. budiyet ederlerken yeniden Po- lonya kralı unvanını alan Sakson- ya elektörü Çara Baltık eyaletle. rini hediye ediyor Prusya kralı Fre drick I. Polonya ve İsveçin taksimi için plânlar getiriyor ve THanover elektörü Dük de Meklenburg, mi- — ras dağıtılırken acaba geç mi kal. dım endişesile Çara hürmet simlekrini k K| arza UY ve ta- — İltr «