3 Sonkânun 940 — TAN ABONE BEDELİ Türkiye Şi Ecnebi EYAE n öüğeli 1400 Kr. 1 Sene 2800 Kr. 00 ye BAY J.. 1800 ” 400 » 8 Ay soo ” 150 * 1 AY Mös ” Milletlerarası posta ittihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet surasiyle 380, 16, 9, 8,6 liradır. Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 — kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lAzımdır. Teşkilât Yavaş Çalışıyor alk, zelzele felâketi dolayısiyle, büyük bir heyecan içindedir. İHerkes varını yoğunu verecek, felâ. 'ketzede daşlarının yard ikoşmak istiyor. Bu yardımları toplıyarak kanali setmek vazifesini üzerine alan yardım tteşkilâtı da geceli gündüzlü faaliyet. tedir. Fakat bizce bu teşkilât yavaş çalışıyor. Evler, yardım komitesine verilmek üzere hazırladıkları eşyayı toplıyacak heyetleri bekliyor. Bir iki semt müstesna, bu heyetler, hâlâ ka- pr kapı dolaşıp eşya toplamıya başla. mamışlardır. Yardım sürat istiyor. Gönderile- cek eşyanın kıymeti, mahalline var- ma zamanının kısalmasıyle artacak- tır. Ne kadar az zamanda ne kadar çokjeşyı gönderebilirsek o kadar va- $ ve ölü kurtulacaktır. Biraz sürat istiyoruz. K ağ Yeni Otobüs Yolu . Beyoğluna çıkan otobüsler; bir kaç gündür, Dolmabahçe ve Gazha. ne yokuşundan dol. ee çıkıyorlar. Çok yerinde bir iş! Seyrü- sefer, mürur ve ubur, umumi inti. zam ve selâmet namına bu kadar iyi karar ve hareket - tarzi'pek çok za- mandanberi görülmemiştir. Fayda. lar meydanda: 1 — Otobüs işletme hakkı verilir- ken, çok dar ve izdihamlı olan Kara- köyden ve Bankalar caddesinden yukarı çıkış müsaadesi gibi yanlış bir harekt düzelmiş olüyor. 2 — Biraz serbestliyen — yoldan binlerce şehir halkını taşıyan tram. vaylar ve diğer nakliye vasıtaları. nın geçişi kolaylaşmış ve çabuklaş. mış olduğu halde mahzur ve tehlike ihtimali yüzde elli azalmış bulunu. yor. 3 — En iptidat seyrüsefer kaide. lerine bile aykırı olarak otobüslerin Balık d Tarlab #deri Beçişi ve bu cadde boyunca Taksi. Me gidişi ortadan kalkınca Tarlabaşı Yolunu tek — istikamet yapmak ve böylece otobüsler de dahil olduğu de bütün nakliye vasıtalarının araköye inişini de kolaylaştırmak Ve süratlendirmek imkânı elde edil- Miş bulunuyor, — 4 — Tarlab n Hal d ::llm Taksimden evvel inen yolcusu ta “nnu_yaıı otobüsler de kârlı, Çün. İh'_'dl, düz ve muntazam bir yol. Zgittiklerinden dolayı hem ben. zinden tasarruf Kit v -& Y:D_Wol'lıı:, heı:ı Va. eee ee aaazcuıuaaaaadgaaıaıdmmin dt y * v İ gi ÇARŞAMBADIR ÇARŞAMBA)| Ya Ben Yapsaydım! ' Yâzan: B. Felek Y ılbaşı beni yıldırdı. Öyle-bır girdi ki; yüreğimize hançer girse, çok daha mülâyim olurdu. Yer yer zelzele, yer yer su bas- kını. Can telefatı, servet tahriba- tı. İnsanın “Acaba, yedi kudret bu yaptıklarını beğeniyor mu?,, di- yesi geliyor. Size bu münasebetle bir bekta« şi hikâyesi nakledeyim: Böyle hâ. diselerde insanın söylemek istedi- ğini ancak bir bektaşi ağzı ifade edebilir. Bir gün bir bektaşi dervişi, bir dere kıyısında ayaklarını yıkı. yormuş. Biri üç, dört yaşında, öte. ki kucakta iki çocuğiyle bir kadın, dere kenarına gelip karşıya geç. mek istemiş. Derenin diz kapak- larına kadar gelen derinlikte bir geçidi varmış. Kadın, üç yaşında- ki çocuğunu bektaşiye emanet e- dip, küçükle birlikte dereye gir- miş ve karşıya geçmiş. Küçüğü o- rada bıraktiktan sonra, diğer ço- cuğu almak üzere tekrar bektaşi- nin bulunduğu kıyıya dönerken, nasılsa ayağı kaymiş ve dereye yuvarlanarak, akıntıya kapılmış, “Aman, zaman!,, deyinceye kadar da boğulmuş. Bu sırada anası, ken dini: bıraktığı için, karşı yakadaki bebek ağlar, anasının suda kay- bolduğunu gören diğer çocuk ta bağırırmış. Bektaşi bu feci man- zaraya baktıktan sonra, gözlerini yukarıya dikip: 4| — Şunu ben yapsam, ne derdin ya rabbi? 5 Demiş. Vaziyet aynidir. Daha feci ve daha beliğ olmak farkile, MaviBoya! aka olsun, diye arkadaşlar- dan birine, diğer bir arka- daş Blö dö metil denilen ilâç ka- rıştırılmış bir şeker yedirmiş. Bu- nun ilk tesiri, yiyenin dilini ma. viye boyamaktır. O esnada hazır bulunanlar, şakanın bu tarafı ile eğlenmişler. Lâkin bu ilâcın ihin. ci bir hasleti de küçük suyu mas- mavi yapmasıdır. Arkadaş ertesi sabah ifrazatının — çivit renginde olduğunu görünce, kendi kendine düşünmüş: — İçki içmem ki: yanlışlıkla mürekkep şişesini yuvarladım, di. yeyim.. Ve aklına gelmiş: — Hal!,. İlâçtan olacak, demiş. Diyorlar ki, bu “ilâcın boyası bir hafta sürer. O işi şakaya vuruyor: — Ne yapalım' Biz âlemin gö- zünü boyarız. (Gazetcidir 0!) baş- kaları da bizim.. — Özünüzü... — Evet özümüzü boyarlar. Çıkmıyor Vesselâm ! — Çıkmıyor vesselâm! .— Leke ise İspirto ile sil! — Hayır.. Leke değil. — Çivi ise kelpeten lâzım. — O da değil, be birader.. Şey.. — Mantar ancak tirbuşonla çı- — Canım bırak zevzekliği o da ş değil.. Çıkmıyor dediğim. , — Azı dişi mi dersin? — Hayır.. Yılbaşında çıkacağı. nı bekliyordum.. — Ha! Apartımandaki kiracı olmalı?. — Aman be yahu! Birak ta söy- liyeyim. — Ben senin ağzını mı tutuyo- rum, çıkmadı, diyorsun. Muhak- kak sünbül soğanı diktin. — Of. Çatlıyacağım. Çıkmadı, dediğim bunlar deği!., Piya., — Ha!l! Piyasaya mal çıkmadı, diye hayıflanıyorsun! Biraz bek- le! Ismarlandı. Yakında gelecek. — O da değil anam, © da değil. — Öyle ise muhakkak uskumru çıkmadı, diye keder ediyorsun. — Allah aşkına... — Belki de balık kavağa çıkma. dığı için teessüre düşmüşsündür. — Değil, değil, değil. Piyango çıkmadı be adam! Piyango.. — Hal!l!! Öyle desene kardeş! O bana da çıkmadı... — Öyledir de, neden sesin çık- mıyor ya? Şe_y)_'îır Satıcı S atmak bir hünerdir, derler. Mal satınak, caka satmak. kurum satmak! Hepsinin birer u- sulü var. Bizde de satıcıla> vardır. Ku. rum, caka ve mal satıcıları. Ben bunların içinde yalnız sonuncusile alâkadar olacağım. Üst tarafının sattıklarına metelik vermem. Siz de vermeyin! İşe yaramaz şey sa- tarlar. Mal satanların da seyyar kısmile meşgul olmak istiyorum. Seyyar satıcı, bence şehrin şen- liğidir. Geçenlerdea vir gazeteci arkadaş, “bunlara yolları kesmek hakkını vermemeli,, diyordu. Haklı söz ama, bunları da önü. ne gelen yerden sürüp kaldırmak doğru mudur? Ben, Pariste, Lon. drada, Balkan şehirlerinin birçok- larında da seyyar satıcıların so- kağa sergi yaptıklarını gördüm. Hele 924 ten beriye doğru kaç defa Paristen geçtiysem., büyük bulvarların geniş yaya kaldırım- ları üzerinde bin bir çeşit tuhaf şeyler satanların akşamları ora. ları nasıl şenlendirdiğini pekâlâ bilirim. Bizde bu seyyar satıcıların da- dandıkları yerler mahduttur. Bs lıkpazarı, Bahçekapı, Sultanhama- mı ve civarı. Buralardan da bun. ları uğratınca, nereye gidecek.. “— Efendim! Mahalle içlerinde satsın!..,, Nasihatini tutsalar, bu adamla- rın açlıktan nefeslerı kokar. Bun- lar, fakirdir ve zayıftırlar. Kanun da, kanunu tatbik edenler de onun nüvaziş yollarını bilmelidirler ki; icabında zayıfları hırpalamasınlar. Son Zelzele Niçin Çok Geniş Bir Sahada Tâhribal Bu yazımızda, son zelzelenin niçin Erzincan havalisinde ve çok geniş bir sahada şiddetle hissedildiğini, bunun hangi sebep- lerden ileri geldiğini araştıracağız: Esasen şimdilik memleketimiz için araştırılması lâzım gelen esas- lı nokta da budur. Çünkü harabe- lerin yerinde yeni şehir ve kasa- baları, kurarken derhal başlana- cak iskân işlerinde bilhassa bu sa« hanın yeryüzü ve yeraltı hususi. yetlerinin daima nazarı itibara a- lınması lâzımdır. Şunu derhal zikredelim ki, zel- zele sahaları ile memleketin yer yapılışı arasında çok sıkı ve bariz bir münasebet vardır. Nitekim memleketimizde eskiden ve son zamanlarda tetkikat yapmış jeo- loklar, muhtelif yerlerde arzın son Yazan: Ismail Yalçın l Nudu ST İnşiKâk hathı, Çisar adin G - iale AA “'.’.'.'x MAdm ee yArIRI, KK ',V.Jııunw:ı-ıv ü Tabton” Gresun — $ “-emca” e nni devirlerinde husule gelmiş yeni inşikaklar (Fay) tesbit etmişler. çıkışta on d Yorlar, 5 — Bu işte olsa olsa otobüsle Te- ı:uıı çıkmak istiyenler zarar et- ulunuyorlar, Fakat binlerce ve halk.m menfaati mevzuu a bir kaç kişi düşünüle. akika kazanmış bulunu. Mmiş bahsolunc Mez, Kaldı ki müşterek I Yolcular ta Yan taksiler sayesinde yalnız Tepî Ye bu müşterek taksilerin aleyhinde ulunmak istemiş — olanların itirazı d_ı halledildi. İzdihamlı yoldan tak- siler değil koca oötobüsler çekildi. Çok iyi ve yerinde bir hareket. Pasaportsuz Yolcu Taşımış Romanyadan — pasaportsuz lehmet ve Mahmut isminîiıe”iâ Türkü kaçırdığı anlaşılan motörcü Mehmet, zabıta tarafından yakala- Darak, adliyeye verilmiştir. İlk sor- Büsu yapılan Mehmet tevkif edil. Memiştir. . ÜE N li 5* dir. Zelzelelerin çok ve şiddetli ol. duğu İzmir, Kırşehir, Dikili şehir. leri ile bunların etrafındaki köy ve kasabalar bu inşikak sahaları. nm tam üzerinde bulundukların. dan zaman zaman çok zarar gör- müşlerdir. Acaba yeni ve şiddetli zelzelenin olduğu Erzincan mınta- kasında da inşikaklar var mıdır? Varsa hususiyetleri nelerdir? Bir senedenberi jeoloji ve mor. foloji tetkiklerimize mevzu olan ve halen üzerinde bulunmakla, his. setmekte olduğumuz şiddetli sar. sıntıları ile büyük felâketlere tek- Tar Ş bir sahne olabileceğini sık sık bizlere hatırlatan bu saha- da, kırılma ve çökme şekilleri var- dir. Pek bariz olan bu şekillerden bazılarını dikkatle müşahede et- mek çok şiddetli olan yer sarsın- tısının sebeplerini gösterecektir. Şöyle ki: Bu mıntaka, büyük dağ sıra. larının Şark — Garp İstikametin. | de-ve inkıtalı olarak uzandığı- bir - sahadır. Yüksek dağların arasında genişliği az uzanan ovalar vardır. Zelzele Mndaü çöküntü ovaları ve çok sarsılan — yerleri gösterir harita Yaptı diye, Bayburt kasabaları ile Ce. nupta bulunan Amasya, Tokat, Za- ra, Hafik, Kemah, Pülümür (Şim. di de sarsılmaktadırlar) .şehirlefi ikinci derecede zarar görmüşler- dir. Görülüyor ki bu inşikak hat- tının Şimal ve Cenubunda bulunan sahalar ve üzerindeki şehirler da.- ha az ve ayni şiddetle sarsılmışlar ve sarsılmaktadırlar. Netice olarak şunu kaydedebili. riz ki: Şarkta Muş ve Vangölü çu- kurlarına, Garpta Yeşil ve Kızılır. makların şayanı dikkat dirsekleri- ne istikamet veren bu yeni ve bü- yük inşikak hattı boyunca ve ci. varındaki çukur ovaları meydana getiren daha küçük inşikakların üzerinde bulunan şehir ve kasaba. lar, daima şiddetle sarsılmak teh- likesine maruzdur. Binaenaleyh, iskân ve imar işlerinde bu cihetin de göz önünde bulundurul zaruret vardır. nedir%'.. Bu oluğun şei, başka çöküntü ovalarını da ihtiva eden bu mr kada ancak bir inşikak 0- Bu ovalar muayyen bir istikamet üzerinde dizilerek vâdilerle bera- ber yer yer genişliyen uzun bir 0- luk meydana getirirler. Bu oluk Kızılırmaktan Fırat nehrine ka- dar, Kelkit çayı boyunca Suşehri ve Erzincan üzerinden geçerek de- vam eder. Dağlar, bu oluğun kena- rında dik yamaçları ile inkıtaa uğ- rarlar, ve mıntakanın mühim ne- hirleri, kolları ile beraber bazı kı. sımlarında bu oluğu takip ederler. Bundan başka mmtak çökün. tü ovaları dağların arasında başlı- ca çukur - sahalar olarak bu oluk boyunca sıralanırlar ki en mühim- leri Şarktan Garba doğru- şunlar. dır; Erzincan, Suşehri, Niksar ve Erbaa ovaları: : a labilir. Çünkü üzerinde çöküntü ovaları bulunduğu gibi kendisi de inkıtasız bir hattt müstakim ola- irak uzanıp mıntakanın mühim a- kar sularını bir sıraya dizmiş bu- lunüyor. Bundan başka bu saha en yeni indifaı araziyi fazla ihtiva et- mekle beraber yeni indifaı arzinin kapladığı kısımlar, iyetle in. şikak istikametinde uzanır. İşte Arz tarihine nazaran yeni olan bu inşikak hattı boyunca ara. zi iyice yerleşmemiş olduğundan zelzele geniş bir sahada ve çok şiddetli olmuştur. Nitekim çok Za- rar gören Erzincan, Suşehri, Nik- sar ve Erbaa şehirleri ile civarın- daki köyler, ovalar üzerinde bu- 1 ikla beraber inşikak hattının Beş yüz elli kilometre de uzanan ve dibi uzun çöküntü o. vaları, bataklık ye nehirlerle işkâl edilen bu büyük oluğun menşei - Şimalindeki Samsun, Ordu, Mesu. da fena bir tesadüf olarak tam üze- rinde bulunurlar. Bu hattmm biraz Norveç Veliahdinin Mühim Bir Hitabesi Oslo, 2 (A.A.) — Ecnebi memle. ketlerde yaşryan Norveçlilere hita. ben radyoda bir nutuk söyliyen Ve. liahd Prens Olaf, Norveçin şimdi pek ciddi bir vaziyette bulunduğunu söy- Propagandanın Alfabesi Yazan: Belkis Halim SYN , PASRLI yle Ç A şehirleşmiş köylerini hemen — — hemen ortadan kaldırmış, kapitaliz- — min en son haddine varmış bir mem- leket olduğu için kapitalist cemiyet. lerinin karakteristiklerini en bariz — biz veklliş. Ybosal örmek l i kün... Bunlardan bir tanesi de teşki. * lâtçılık Amerikada her silnndal | her köşede bir teşkilâta, bir cemiyete rastlarsınız. Herhangi bir şehrin te« lefon defterinde yalnız “çocuk,, ke. — limesine bakın, belki on, on beş tane — cemiyet adı bulursunuz. Çocuk me- % selesinde olduğu gibi her sahada — da böyle.. Bön dullar cemiyeti, bön — mahpuslar kardeşlik cemiyeti gibi —t: akla gelmiyecek seksen bir türlü teşkilât var. Geçen Birinciteşrinden beri de “Propaganda tahlili şirketi,, diye bir teşkilât daha ortaya çıktı. - —— İdare heyetinde bir çok üniversite — profesörleri bulunan ve maddi bir menfaat için teşekkül etmiş bir var- lık olmadığını iddia eden bu şirket abonelerne aydan aya basılmış birer — mektup yollıyarak piyasadaki pro. dalara karşı gözlerini açtırmı. ya yardım ediyor. x Abone mektuplarından — birinde - — propaganda şöyle tarif ediliyor: “Propaganda, grup yahut fertler — tarafından yine grup yahut fertlerin —— muayyen meseleler hakkındaki fikir — ve hareketlerine tesir etmek maksa. — diyle yapılan bir hareket yahut bir fikrin ifadesidir.,, b Şirket esas itibarile propaganda. nn aleyhinde değildir, gayesi, abo. nelerinin yalanı sahiden ayırmaları- na yardım etmektir. ğ Şirket — propagandanın yedi âleti olduğunu söylüyor: & 1 — Ad takma.. Propagandatı bu — vasıta ile bizim hislerimize, heyecan- — larımıza, ve nefretimize hitap eder. — Bizim nefret etmemizi İstediği âdet. — lere, memleketlere, itikatlara, insan. — lara, fikirlere bir takım fena isimler takarak kendi araştırmamıza mey- dan bırakmadan 0 muayyen hâdise için bir hüküm vermemize yardım — eder. 2 — Prop d pr dasını y k istediği şeyi herkesin — beğendiği birtakım ideallerle birleş- tirmesidir. Bu vasıta ile propagan- dacı bizim 'nefret duygumuz yerine sevgi, insaniyet duygularımıza hi. tap eder. Bunu yapabilmek için önör, ilerleme, sadakat, - halka yardım, doğruluk, serbesti. gibi mefhumlar kullanır. ş 3 — İkame. Bu metotla pro; D gandacı, beğendiğimiz, saydığımız — bir şeyin yerine kendisinin bizim be- — ğendiğimizi, saydığımızı istediği bir — şeyi koymıya uğraşır. Bunu yapab mek için semboller kullanır: Bayrak her lek milleti ve leke temsil eder. Bu itibarla bayrağı gö- rür görmez düşünmiye, tahlil yaj mıya vakit bulmadan heyecanland YrE, maygi blasimik ' kah SKDK geliriz. N 4 4 — Propagandacının kullandığı dördüncü bir âlet te kendini içimiz. — den biriymiş gibi göstermiye uğraş. masıdır. İçimizden birini her zaman — kendimizden saydığımız için onun söylediklerine, ileri sürdüklerine ya- bancı birinin iddia ettiği şeylerde dahg çok inanırız. Onun için props - p d yapm için herhangi bir grupa karıştı güya kendisi de onlardan biriyı kendisinin bir harikulâdeliği yokı gibi görünmiye çalışır. Ş 5 — Perde arkasında oyna Propagandacı, kendine, temsil ettiğ fikre yahut grupa bizi ısındırmal alıştırmak için her şekil hileye vurur. Doğruyu gözümüzden ö için ne İâzımsa yapar. İşine şeylerden bahseder ve işine ge yenlerin ne kadar doğru olursa sun adını bile anmaz. Yalan söyl tahrif eder. Bu çeşit propaganda ze adi bir oyuncuyu bir şa adi bir tecavüzü, bir kahram manevrası gibi gösterebilir. 6 — Sürüye karışmak.. Prop dacının uğraştığı - şeylerden biri bizi sürüye karıştırmak, kendi sından kütle halinde yürütm Bu âletin anahtarı “herkes,, sidir. Çok defa ilânlarda gi “Herkes ... kremi kullanı Çoğumuz herkesin yaptığı bir ! den geri kalmak istemeyiz. d " gi lemiş ve denizaltı harbi neticesindi ölen İsveçlilere telmih ederken Nor- veç gemicileri tarafından gösterilen cesaretin icap ederse bütün milleti hürriyetinin ve istiklâlinin müdafa. ası için her şeyi feda etmeğe hazırlı. yacağını ilâve etmiştir. Veliahd netice olarak şöyle de. miştir: “— Kürreiarzın nüfusu dünya zen. ginlikleri makul bir şekilde taksim e. dildiği takdirde, herkes için yer bu. lunmıyacak derecede çok değildir. Fakat bunun için dostluk ve hüsnü niyet gösterilmesi ve milletlerin bir. bu zayıf gayet bilir ve ondan istifade etmiye kal sır. “Herkes gidiyor.,, “Herkes SöY: lüyor”, “Herkes yapıyor,,. * öyle düşünüyor.,, ilâh gibi propagandacının sık sık b şeylerdir. 7 — Şahit çıkmak... Prop bizi inandırmak istediği şeyleri | hederken kendini - şahit gibi cıkı ve meselâ der ki: ... Sabununu Janmıya başladığımdanheri mün derisi yumuşadı, sivilceler boldu,, ilâh.. Di Bütün bu âletlerden propag cının”en çok başvurduğu şey ? anl Heyecanlarımızı birlerini anlamaları lâzımdır.” M arımızdır. kaladı mı bizi istediği tarafa