24-8 - 939 .i# pel Tefrika No. 141 / bin Sait Molla Artık Dile Gelmişti Sultanın, Kendisinden Bahsetmesini Fırsat Bilerek Pusuda Bekleyen Tilki Gibi Atıldı ve İçini Döktü Molla, tesadüfün bahşettiği bu gibi fırsat ve imkânlardan istifa. de yollarını çok iyi bilen bir adam. dı. O gün. şerefine verilen 'bu zi yaletle tevazuu hiç de elden birak» mıyor, hele padişaha ve haneda. nına dua etmekten, saltanat ve hi. Yâfet makamının bendeliği ile ii har etmekten bir an farig olmuyor. du. Muhataplarını kendine celp ve cezb için gerçekten şeytancasi. na dil döküyor, bir dalkavuk gibi kırılıp dökülüyordu. Bahis bir aralık suikast meselesi- ne intikal etmişti. Mediha Sul tan, söz arasında; Mollanın bu me. seledeki büyük hizmetini meth e- derken, Damad Paşaya istifhamlı bir nazar firlatarak: — Canımızı ebediyen Molla Be. ye borçluyuz paşa. Fevkalâde 70. kâsı, nüfuzu nazarı ile bizi muhak- kak bir ölümden kurtardı doğrusu, Böyle bir zatın devlet işlerinde kullanılmaması büyük bir suç, da. rılmayınız ama paşam, suçlusu da sizsiniz. Molla Bey niçin şeref ve iktidarı ile mütenasip bir vazifede kullanılmıyor Allah aşkıns?.. Dedi ve bu sualile Damad Pa. şayı cidden sıktı, Mollaya da söz söylemek, dertlerini dökmek için güzel bir fırsat hazırladı. Kurnaz Molla, pusuya yatmış bir tilki tez. Jiği ve sinsiliği ile hemen gerildi, Ve: —— Merak ve suale değer bir şey değil sultanım bu. Dedi. İlâhi bir Ötedenberi takip edegeldiğim mes leki ahraranem, bi” zamanlar şir. keti ittihadiyenin olduğu gibi, ne gariptir ki, şimdi de, aciz" himme. tim ve hizmetim ile meydana ge. len ve büyüyen hürriyet ve itilâf idaresinin menfur garezkârlıkları. ra, sefil iftiralarına maruz kaldı. Zaten hakir olan şahsiyetim, pek tabiidir ki, bu şeni taarruzlar kar. şisında büsbütün ufaldı. Buna rağ. zabit ile Hâkim Zade Mehmed Bey adında Şehreminli biri göze çar. Pıyor. Mollanın sözlerini büyük bir dikkat ve alâka ile dinleyen Da. mad Ferld, bu esnada gömüldü. doğruldu ve muhsta- bınm sözünü keserek sordu: — Molla Bey, rica ederim bu ma lümat: nereden aldınız?.. Kurnaz Molla güldü. Ve: Yoksa. Dedi. Buna dair ma- lümatıniz mı Var paşa hazretleri? — Evet, Agopyan Efendi, birkaç gün evvel bana bundan bahs ile gizli bir teşkilâtı takip etmekte ol. dukların: söylemişti. Doğrudur. Onların da haberi var bu hâdiseden, Topkapılı kah. veci Onnik adında biri ihbar etmiş alâkadarlara bunu. — Siz kimden işittiniz?.. — Muhipler cemiyetimize men. sup kulağı delik ve gözü açık bir ihvandan. — Bu zatın ismini söylemekte bir mahzur var mı — Müsaade buyurunuz da hep- sini sırasile arzedeyim. Tatlıkuyu. lu Halis Bey İsmindeki bu muhib. bimi, getirdiği malâmatı tahkik ve tesbite memur ettim dai Refa, katine de kamacı ustalarından ve yine temiyetimiz szasından bir za. tı verdim. Bir haftalık mesai bize şu malümatı temin etti. “Bu teş. kilâtın menbaı Şehreminidir. Faal azaları arasından bahriye yüzba- şıst Mehmet, İsmall Hakkı ve sa. dan Serezli Ahmel Niyazinin $65. biti mümkün olabilmiştir. Dağıtı. lan silâhların Fatih itfaiye kara. kolundan alımdığı' anlaşılmıştır. Merkez jandarma bölüğü kuman. danı yübaşı Enver ve Topkapı po. lis komiseri Tayıb Beyler bu teş. kilâtı ve faaliyetlerini setrü hima. ye etmektedir. Bu arzottiklerim muhakkak. Şimdi de tahakkuk etti rilmek üzere bulunan bası haber. lerden bahsedeyim. B u teşkilâtin ihtiyat silâh ve , cephaneleri, Aksarayda Mu. ratpaşada mütekalt binbaşı Şev. ket Beyin hanesile, polis komiseri Tayıp Beyin bildiği bir hanede soklanılmakta imiş. Merkez jandar ma bölüğü kumundanı Yüzbaşı Enver Bey ile bu teşkilitin gizli heyeti arasında, jandarma çavuş. larından Bosnalı “Yusuf vasıta ol. makta imiş. Tayin ettiğim adamlar $iimdi binbaşı Şevket Beyin evini tarassut, jandarma Yusuf çavuşu takip ile meşgul oluyor ve komi. ser Tayıp Beyin bildiği evi öğren- meğe çalışıyorlar. Bunlardan da pek yakmda müsbet neticeler alın. ması kuvvetle memuldür, Mollanın verdiği bu ehemi li haberler karşısında şaşıran Da. mad Ferid, muhatabına takdirkâr bir nazar fırlattı, Ve: — Bravo Molla Bey. Dedi. Bü. tün bu söylediklerinizi aynen Müs. yü Agopyandan da dinledim. O, bir de Emin Âli Beyden bahsedi. yor. Şeytan Molla, manalı bir tavur. la gülümsedi. Ve: — Bahsı, yalnız Emin Ali Beyin şahsins münhasır ise yazık, Dedi. Çünkü bu zatın şahsından ziyade etiği vd Bu gizli teşkilâln merke. zi Yüzbaşı Emin Ali Beyin evi ol duğunu ve bu evde de külliyetli miktarda silâh ve cephane bulun. duğunu da öğrendik biz. Bu da ay- rca tetkik ve tahkik ediliyor. AKMA Lim men vatan uğrunda, millet yolun. | da, durmadım çalıştım. Muhipler cemliyetini meydana getirdim, bu suretle milletimize büyük bir hü. kümetin dostluğu ve muhabbetini temin ettim, müzaheret ve taraf. tarlığını da hükümetimizin önüne serdim. Çok makbule geçti bu. Fa. kat, ben kendimi bir türlü sevdi. remedim. Anadoluda kabaran, hiç şüphe yok ki bugün saltanat ve devletin vaziyetini sarsan milli cereyan ismindeki siyasi şekavetin karşısında, bugünkü siyasi mua. rızlarım hep birer tarafa sinip tit. yeşirlerken, dâiniz ileri atıldım ve bütün belediyelere gönderdiğim bir tamimle milleti uyandırmağı ve bir mefküre etrafında toplamağa çalıştım. bu teşebbüsüm de iyi te. sirle" Yapmadı değil hani. Fakat ben yine göze girmek değil, bilâkis gözlere battım sultanım. Mw gerçekten coştu, bütün | aptığı ihanetleri, rezaletle. ri hizmet diye birer birer ortaya koyduktan sonra, başı örtülü bir şekilde tehdide ve yeni yeni tez. virler tertibine koyuldu. Söyledi, | söyledi ve nihayet: — Sultanım. Dedi. Hüdanın İzin ve inayeti, padişahımızın ruhani. yeti ile bü teşebbüs, çok şükür a- kamete uğratıldı. Ancak, arzetti. ğim gibi, tehlike henüz tamamile defedilmiş değildir. Dainiz, bazı yeni tasavvur ve teşebbüslere da. ba muttali oldum. İstanbulumuzda, kime karşı olduğu ve kimler tai fından idare olunduğu henüz anla. sılamıyan sinsi bir hazırlık var. Bir takım gizli oller Sultan Selin, Eğrikapı, Eyüp, Mollaaşki, Edirne kapı Topkapı semtlerinde gizlice halkı silâhlandirıyor ve hir teşkilât , Yapıyorlar. Bu işle uğraşanlar a. rasında Hafız Besim ve Hüsamed. © din namlarında yüksek rütbeli iki e l EKİMİN EKZEMA mm OLUR 7 İzmirdeki okayucularımdan ne vakit mektup alsam, doğrusu, bi- raz korkarak r okurum, Şüphe. siz, İzmirlilerin korkunç olmala- rından değil, bana mektup yazan İzmirli okuyucularımın hepsi ha- zik insanlardır. Fakat hepsi de ya pek geniş, rarlar. Bu sefer oradan bir mektup gönderen Bayan Nemika hem ye- niş, hem de çetin bir mesele açi- yor. Bu sayın okuyucumuzun mi- nimini çocuğunda ekzema varmış, bunun o ehemmiyetsiz olduğunu | kendisine söylemişler ama, gene merak ediyormuş, ekzema Üzerine gazeteden bilgi edinmek istiyor. Ekzcma pek geniş bir bahistir, çünkü ömründe bir defa, birkaç defa vücudünün bir tarafında ek- zemaya tutulmamışkimse pek az- dır. Bundan dolayı İzmirdeki sa- yın okuyucumuza vereceğim cevap başka okuyucularımdan da birco- ğuna alâka verir sanıyorum... Bu bahsin çetin olması da sehep- lerinin ve şekillerinin çok olma» sından ileri gelir. Onun için git mütehassısı hekimler de en çok ekzema hastalığı gördükleri halde en büyük güçlüğü bu hastalığın tedavisinde çekerler. Burada - tabii, ekzemanın teda- visine karışmadan - bu deri hasi lığını okuyucularıma mıya çalışacağım. Fakat ne kadar gay- ret etsem bu geniş bahsi tamam edemiyeceğim şüphesizdir. Minimini, memedeki yahut em- zikteki çocuklarda ekzema pek çok olur. En ziyade İyi beslenemiyen, iyi bakılamıyan, odaları güneşsiz uklarda görülür, derler, Fakat en kibar ve çocuklarına gayet dik- katli baktıran ailelerin çocukla rında da olur, Sonra dört yaşına doğru ve on beş yaşına kadar pek azalır, O zaman, belki bülüğ yaşında yahut çetin şeyler s0- islemeğe başlıyan O hormonların tesirile, yirmi yaşına kadar ek7€- ma tekrar çok görülür. Bilhassa genç kızlarda... Bunda bülüğ yaşı nin ehemmiyeti olmakla beraber genç kızların ev işlerine iştirak &- derek ellerini sık sık yıkamaları- Bin, acele yemenin, mide / ozuklu- Zunun da tesirleri olsa gerektir. Yirmi yaşından sonra ekzema tekrar azalır. Elli yaşına doğru yeniden çoğalır. O zaman da yine Bayanlarda daha çok görüldüğün- den bu sefer kadınlığın sonbahar mevsimine hamlederler. Hangi yaşta çıkarsa çıksın, ek- zema en ziyade ötedenberi artri- tik denilen ve nasıl teşekkül etti- gi hâlâ iyice bilinemiyen vücut- İŞ ve meydana çikar. Karaciğer de kum sancıları, böbreklerde kun hustalığı, gut hastalığı, kanda asit ürik toplanması da gene artritik vücutlarda çok görülen hastalık- lardandır. Fakat ekzema öyle has- talıklara tutulan vücutladan de hep o türlü vücutlara musallat olan yarım baş ağrısı, sık sık ka- şınma, kurdeşen ve sinir ağrıları çekmiş vücutlarda olur. Demek ki ekzema çıkarmak için vücutta ilkin bir istidat lâzımdır. Artritik vücutlarda bu ii t her- kesten daha çoktur. Vücutta ekze- maya istidat pek çok defu soya ce- ker. Ekzemalı çocuğun babasında yahut annesinde de ekzema yoksa bile, artritik vücudün alâmetlerin- den biri bulunur, Çocuklarda ek- zemanın çok olmasına sebep ariri- tik vücutların çokluğudur. Fakat bu istilat insana doğduk- tan sonra da yaşama tarzının ne- ticesi olarak yahut baska bir has- talık sebebile de gelir. İstidat soydan gelsin yahut sonradan ha- sıl olsun bir kere yerleşmiş bulu- nunca onu meydana çıkaracak s6- bepler - dışardan ve içerden - pek çok bulunur. 0222222232323 LACE CO —9 Favel elile güllere işaret ederek “A ne güzel, Bunları nereden bul. dunuz?,, dedi “.— Bir çiçekçiye telefon ettim. Bu akşam trenle geldiler. Eğer bu akşam benimle beraber çıkmamış olsaydmız; apartmanmıza gönde. rileceklerdi. Karanfil sever misi, niz?,, Favel çiçeklere hayran ka maıştı, Bu kadar güzellerine şimdi. ye kadar hiç rastgelmemişti: . — Hakikaten çok güzel çiçek- ler Çiçekten çok anlıyorsunuz. Dün gece gönderdiğiniz lâleler de fevkalâde şeylerdi. Nasıl olur, hem asker, hem çiçek meraklısı?,, Klotz gülümsedi. “— Size çiçek vermek o kadar hoşuma gidiyor ki, artık cinslerini renklerini de ezberledim, sinema kaçta başlıyor acaba?,, dedi. “— Asıl büyük filim saat dokuz buçuktan evvel başlamaz. O saat. ten evvel sinemaya gitmeğe lüzum yok. Şimdiye kadar bir Fransız filmi gödünüz mü?, “.- Evet “İkinci şube,, adlı filmi gördüm, “— İkinci şube filmi neydi?,, “ — İkinci şube Fransanın Kon. trespiyonaj dairesidir. Tıpkı sizin M 15 gibi, B u sözleri söylerken Klotz bakışını kızın gözlerine dik. ti. Favel bakışına ayni bakışla mu. kabele etti. Bir kirpiği bile oyna. madı, Klotza: — M 16 mi? Ha şimdi anladım. Birkaç gün evvel gazeteler yüzme rinin dotoğealisini ri kim mişti. O münasebetle büyük pun- tolu hurufatla M 15 işareti gaze. tenin ilk sayfasının her tarafına | basılmış gibi idi. Sonrasının ne ol- duğunu unuttum. Herifi galiba ba- De tıktılar...,, *— Evet o adam hapishaneye N 0222223232332333332333737323233222237222222222222 Casusluğa Ait Hikâye Serisi BEYAZ ZENCİ Yazan: Arthur Milis - Çeviren: OCA F Kafası hızlı hızlı işliyor. du. Ne Percy Shore, ne de Misis Wallance ona, Fransada espiyonla. rın kurşuna dizildiklerini söyleme- mişti Şimdi neden Klotzun Fran- #aya gitmesi istendiğini birdenbi. re anladı. Klotzun yüzüne baktı. İşte önünde oturuyordu. Monokullu gözündeydi. Ekseriya sert bir bur. kuluşla kitlenen rüber bulu dl yı gözülmüş gibi idi, Onda bir ço- cuk hali vardı. Ona karanfiller 1s. marlamıştı. Hangi çeşit kokleylin hoşuna gittiğini hatırlamıştı. Hal. buki ise onun bu akşam onu kışkırtıp, ayartmak, rise götürmek, ve (orada gitti. Ben de vak'ayı hatırlıyorum. — Bay, Bayan, Bayın Ve Bir Yanlışımız Bir vatandaşım idi. Bittabi bizim hükümet herifi ne tanıdığını ne de bildiğini tddia etti.,, “ Neden hep böyle yaparlar?,, Klotz: “— Adet öyledir, dedi, lümsedi, her halde nezaket icabı da böyle demektir. Benim kafi- yemdir sana gönderdim denilecek değil ya.,, “— Fakat Espiyon zavallı ama. da yapa yalnız kalır. Ona git şunu Yap derler, yaparken tutulursa bir yardım eden olmaz. Hapishanede soluğu alır. Meselâ o adım kaç se- neye mahküm oldu? “— Üç seneye!,, - Bir fotoğraf için ama da ağır e — Yine talihli adammış iyi ki sizin M 15 şubesi tarafından yaka. landı, Ya Fransızların ikinci şube $i tarafından yakalanaydı7,, “— Ne olurdu?,, “— Ne olurdusu mu ver, Dos- doğru götürürler kurşuna dizerler. gü- “— Ah?, diye içini çekti. Elini yüreğinin üzerine koydu: “— Sulh zamanında da m1?,, ye sordu. “— Evet sulh zamanında da ne o hayret ediyorsunuz! Fâvel, Klotzun kendisine dikatli bakmakta olduğunu gördü. “— Bir hükümetin sulh zamanın da da espiyonları idam ettiğini hiç bilmiyordum,, dedi “— Rusya, Frans Almanya, | gerek sulh zamanında gerek harp Zamanında espiyonları idam eder. di- ler, Fransada bu kanunun tatbiki- ne yeni başlandı.,, Bu sırada bir tepside iki kokteyl taşıyan bir garson yanaşin & Klotz: “— Bu kokteyller senin hoşu. na giden kokteyilerdendir, is viçrede bu çeşit hoşuna giderdi.,, (Başı 5 incide) Bayla Bayan tabirini tuttu. Zu içindir ki hep onlar söyleniyor. İmdi yüzlerine karşı Bey Efen- di hazretleri, Beyefendi, Bey,, Bay dediğimiz vatandaşları | gazetele- rimizde pek lâubali bir şekilde sadece adlarile yazarsak önemlice bir yanlışa düşmüş oluruz. Yön anlaşılmış bir daha var: Paşa, Paşalık eskiden yalnız askeri bir ünvan değildi. Başıhozuk paşa- lar da vardı, Vezirlik rütbesine e. renlere de paşa derlerdi. Kanun bunların hepsini kaldırdı. Asker- likle yerine generali koydu. Si- villikten büsbüt çıkardı. Ve bu kanun nesri tarihinden muteber. dir. Bu tarihten öncekiler için — kimi ölmüş kimi hizmetten çe- kilmiştir, — Paşa ünvanını kulla- nabi . Kaldı ki tarihimiz bu paşaların çoğu İle iftihar edip be- zenmektedir. Sokullu Mehmet Paşa, Köprü. Mi Fazıl Paşa, Tiryaki Hasan Pasa, Gazi Osman Paşa, Hürriyet haha- sı Mithat Paşa inkılâpçı Süley. man ve Hüseyin Avni paşalar ve- saire, Dede Efendi, Nikogos Ağa, Ha- tr Arif Bey, Evliya Çelebi, Piri Zade Sahip Molla vesaire tahir K sunun bu yanlış anlaşıl masında biraz daha İnad wdecek olursak şu komikliklere de kapılabiliriz: Kadıköy yerine Hâkim köyü, bar) larpaşa yerine General İHay- General Kasım deresi, E- sea Efendi caddesi yerine Cevat Şakir GECCE Kız kok koyma. şuna dizdirtmek olasakti teylini anın Üzerine dan, yudum yudun Klotz onun düşünce! rünce: “- Ne 0? Kokteyl hoşuna git medi mi?,, diye sordu. Pavel; “ — Hayır çok hoşuma gitti. Za. sen giderdi de,, dedi. Ve ilâve etti; "— Biliyor musunuz ne düşünü. İdam veut bi. lunduğu memleke: giden espi- yonlar mutlaka çok cesur adamlar olmalıdırlar,, Klotz: : “— Zaten çoğu sesurdur.,. ve yemek listesini eline aldi; *— Ne buyuruyorsun?,, (Deva halini gö. Tar dedi, 1 var) Bay Suudun babası, Beyoğlu ye rine Bay oğlu, Şehremini semti yerine Belediye Raşkanı mahalle- si, Merkez Efendi yerine Bay Mer kez veya Bay Orta, Valde Sultan camisi yerine Bayan anne camisi. vesaire.. vesaire... Bunlardan başka Ismihasları da Dil Encümeninin yanlışlarına w- yup tercümeye kalkışanlar var, Onlara göre de şöyle olmalı; Ke- mankeş Mustafa Paşa yerine Ok atan General Mustafa, Simkeş ha- ni yerine gümüş çeken hanı, İbni- Kemal yerine Erkin oğlu, Şair Bâ ki yerine Ozan Kalıcı, Nedim yeri. ne Yarenlikçi, İmrahor yerine Öğ. rek Bayı, Şemseddin Sami yerine Tapaçgünü Isıyel Puankare yeri. ne dört köşe nokta, Yunus Nadi yerine Haykıran Balık, Ebuzsiya rine Işık Baba oğlu Doğmuş, Nadir Nadi yerine, Azt- nazı Haykıran, Peyami Safa ye; ne Duyusel Keyif, Nurullah Ata yerine, Calabışığı Vergi, Nizamed- din Nazif yerine Tapaçtöre Temiz, Yahya Kemal yerine Canl Erkin, Eşref Şefik yerine Üstonur Yuf- kayürek. ———— m Eskişehir Şeker Fabrikasında , Bir Kaza Oldu kazanlardan biri © temi 7 sonra, tekrar İşletilmek için tecrü- beler yapılırken, patlamış ve etrat fındaki ameleden bir kaçı yaralan. mıştır. Kazanın sebebi tahkik olunmakta-