aaa 22-8-939 Manevra Sona Erdi (Başı 1 incide) Bu esnada kırmızı kuvvetlerle m. vi kuvvetler arasında ş devam ediyordu. Edirmeye doğru i- ilerlemek teşebbüsünde o bulunduk- tan sonra kırmızı kuvvetler tarafu dan geri püskürtülen mavi ordu ge rilemiş bir vaziyette Lâlapaşa civa- rındaki geniş araziye yayılarak mü- dafaaya çekilmiş, buna mukabil kır. mızı ordu ayni istikamette ilerliye- rek son ve kati neticeyi elde etmek maksadile büyük bir taarruza hazır- lanmıştı. Bu esnada saat sekiz, do- kuz sularında idi. Manevra sahasında ilerliyen oto- mobiller, kırmızı kuvvetlerin işgali altındaki araziden geçiyorlardı. Da ha henüz mavi kuvvetlere rastlar miyordu. Etrafta korkunç gürültüler olur yor, top, mitralyöz sesleri birbirini takip ediyor, fakat ara sıra alçaktan! uçan tayyarelerden başka etrafta hiç bir şey görülmüyordu. Otomobiller ; sna yoldan ayrılıp araziye girince bu nun sebebi anlaşıldı. Şoseden geçer- | ken uzaklarda bodur ağaç gibi görü" nen çalılıklar uzayıp kısalmıya, da- ireler çizmiye başladılar, her çalılık, her bodur ağaç vakit vakit düşmana | ataş açan birer bataryadan başka bir şey değildi. Artık tamamen Harp s8- hasına girmiş bulunuluyor, sık Sık Derleme hareketi gösteren kırmızı kuvvetlere mensup erlere rastlanı- yordu. İlerledikçe top, mitralyöz, teyyare gürültülerine yaklaşan oto- mobillerin camları zangır zangık tit-| riyordu. Bu esnada hava hayli bulut-| lanniış, hafif hafif yağmur yağmıya başlamıştı. Çok geçmeden yağmur şiddetini arttırdı, O anda, harp mey- danımdaki bütün değişiklik bundan ibaretti. Top sesleri, tayyare uçuşlar rı devam ediyordu. Birkaç yüz met- re İlerden birer arşın kadar uzunluk- taki ot yığınlarının kır yoluna doğru seke seke ilerlemeleri nazarı dikkati celbetti. Yaklaşılınca, bunların giz- lenmiş kırmızı kuvvetlere mensup erler oldukları anlaşıldı. Tayyarelere ; lundukları istikamelle yürüyüş yapı» yorlardı. Mareşalin teftişleri Mareşal ve maiyeti, biraz sonra kırmızı kuvvetlerin işgali altındaki tepelerden birinin eteğinde otomo- billerinden indiler. Mareşal, kırmızı kuvvetlerin vaziyeti hakkında ku- mandanların mütalealarını dinledi, sonra tekrar otomobillere binilerek Laâlapaşa istikametinde hareket edil- di, Burası mavi kuvvetlerin ali altında bulunuyordu. Lâlapaşa nahi. yesinde ricat hazırlıklarına benzer hareketler göze çarpıyor ve yol uzs- dıkça pusuya yatmış mavi erlere rastlanıyordu. Mareşal, saat 10.30 da mavilerin işgali altında bulunan bir tepede o- tomobilden indi ve burada da mavi ordunun vaziyeti hakkında kuman- danların mütalealarını dinledi Az zaman sonra gayet alçaktan uçan bir tayyareden keşif raporu atıldı ve rapor muhtevivatı derhal Mereşale arzedildi. Bu raporda kırmızı kuv- vetlerin yayıldıkları sahadan ve ile- nevra sahasında tetkiklerine dı etmek üzere bu tepeden ayrıldı Mareşal Çakmak ve kurmay heyet- leri de ayrı bir istikametten Lâlapa- şaya hareket ettiler. Bu sırada Mısır heyeti ile ecnebi Lülpaşa o istikametinde lardı, Son vaziyete ait rapor Mareşale okunuyor.. Mülli Şefın . Mesajı İstanbul, 21 (A, A) — Altı gündenberi Trakyadaki büyük manevralarda bulunan Milli Şef İnönü, manevraların neticelen. mesi münasebetile Genel Kur. may Başkanı Marşal Fevzi Çak. mağa aşağıdaki mesajı gönder. mişlerdir. Doğantepe . Menekşe Sırtları 21/8/9390 Sayın Mareşal Fevzi Çakmak Genel Kurmay Başkanı Altı gündenberi devam eden büyük manevraları arazi üze- rinde ve kıtaat içinde yakından takip ettim. Ordu manevranın tahiatından bulunan zorluklar rın hiç azaltılmamış olan şart- ları içinde kumandanlar, uygun ve isabetli tedbirleri ile ve kı isr anlayışlı inzibatlı ve yorul. maz faaliyetleri ile temayüz et- mişlerdir. Talim ve terbiyenin en feyizli devri ve mühim as- keri meselelerin tetkik sahası olarak 1939 manevrası hakiki muvaffakıyetle hitam bul- “Yüksek vevk>ve idarenizin bu mesut neticesi için sizi ve müm- taz vazife hissinden ve kıyme- tinden dolayı Cümhuriyet ordu- sunu hararetle tebrik ederim. Milletimiz emniyet ve ililâ. sının mesnedi olan büyük ordu- nun kumandanlarına, subay ve erlerine itimat ve iftihar duy- guları ile sarsılmaz bir surette bağlıdır. Rei İsmet İnönü Dübeli ananasesenasa 1) Türk ordusunun eşsiz harp kabiliye- Mareşal Çakmak da Milli Şefe mü- Bâki oldu. Saat 12 ye doğru Reisicümhur, ma- m r. #taşemiliterler de ilerliyor. Saat 12.15 de Mareşal ve kurmay imhur ; TAN başlandı. Kırmızılar bütün kuvvet- lerile mavilere karşı hücuma geçti- ler, tanklar, zırhlı otomobiller, mo- törlü kıtalar, piyadenin bu mukabil taarruz hareketine iştirak ediyor, â- ğır toplar fasılasız atışlarla bu âni ve kati taarruz harekâtını takviye edi- yorlardı. Çok geçmeden mavilerin süratle geriledikleri müşahede edildi. Mef- ruz düşman, kaçıyordu. İlk hedef 0- larak Edirneyi ele geçirmek isteyeh bir mavi şimal ordusunun altı gün- derberi Edirne - Kirklareli hatlına karşı yaptığı taarruz tamamen aka- mete uğratılmıştı. Mavi ordu süratle! geri çekilmekte devam ediyordu. Bu esnada kırmızı ile müttefik olarak harbe giren sarı kuvvetlerin garp ordusu Edirneyi geçerek Tunca gar- bındâ maviye karşı taarruza başla- dı. Böylece maviler pek feci vazi- yete düşmüşlerdi. Müdafaa ile bera- ber bütün gayretlerile ricat ediyor- Jardı. Büyük taarruz başlıyalı henüz iki saat olmamıştı ki maviler artı ve sarı kuvvetler onları sararak ha- reketsiz bir hale getirmişlerdi. Kirklarelile Edirne umumi hattın- da bir meydan muharebesi tarzında cereyan eden bugünkü harekât so- nunda maviler mağlüp ve kırmızı- ere mensup tay Edirnelilere nihai zaferi müjdeliyorlardı. * A ağustosta Edirne Halkevinde evvelâ Manevra kumandanı" Orgene- ral Fahrettin Altay, sonra Mareşal Fevzi Çakmak tarafından büyük Trakya manevralarının tenkidi ya- pılacaktır. Neticeler Bu manevralar ve netleeleri lie tini bir kere daha ortaya koymakla beraber Mehmetciğin en büyük silâhı olan çelik iman ve azmine cümhuri. yet devrinde dünyanın en modern harp vasıta ve tekniğinin de kanl- maşile ne yaman bir kuvvet olduğu. nu göstermiş ve bugün manevra Sa- hasında hazır bulunan devletler mü- messillerine askerlerimizin modern harp silâh tekniğine olan fnsiyetini Ge kabul ve takdir ettirerek ve yiğit Türk ordusunun bir kere da. ha alkışlanmasını mucip olmuştur. Alınan tedbirler sayesinde bütün heyetlerile ecnebi davetliler Lâlapa-| mevra müddetince orduda hiç bir şa nahiyesinde Koruluk derilen| ulaşı hastalık görülmemiştir. Her mevkie muvasalat ettiler. Burad3|gün muntazaman verilen kinin sa- bir kır sofrası kurulmuştu. Misafir-| yesinde malarya vakası hiç bir su- lerimiz öğle yemeğini burada yedi | retle tesbit edilmemiştir. ler. —es | Askerin sıhhati tam ve yolunda Büyük taarruz başlıyor ve her müşkülü yenecek kudrette. Bu kır ziyafeti çok samimi bir)dir. Bir Iki kaza vakasından başku hava içerisinde bir buçuk saa sürdü, | hastalık görülmemiş ve umum has- Yemekten sonra misafirler otomo- | tslik nisbeti normalden aşağı haddi billerle tekrar manevra mez bük iştir, hareket ettiler, Bu esnada Relsicüm. | Manevra kılaatı yemeklerini de) hurumuz ve maiyetlerile Mareşal de muntazaman almışlardır. Yalnız su manevra sahasında bir tepede hare-| noktasından görülen müşk'ilât ta & kâtı takip ediyorlardı. Büyük taar-| tazözlerle temin ve berfaraf edil. ruza öğleden sonra saat tam 14 de|miştir. ri hareketlerinden bahsediliyordu. Davetliler manevra sahasında Bu esnada ecnebi davetlilerin oto- mobilleri, Mareşal Fevzi Çakmağın ilk uğradığı ve kırmızıların işgali al tındaki tepeye gelmiş bulunuyordu. Davetlilerimiz dürbünlerle harekâtı takip ederken kendilerine verilen # zahatı büyük bir alâka ile dinlediler. Davetlilerimiz buradan otomebil- lerle diğer bir tepeye giderek tetki- kata devam ettiler. Bu esnada saat 11.30 a yaklaşmıştı. Reisicümhurumuz ve maiyetleri ecnebi davetlilerin bulunduğu tepe» ye geldiler ve manevra kumandanı Orgeneral Fahrettin Altay ile ecnebi davetliler tarafından karşılandılar. Mısır askeri heyetile ataşemiliterler birer birer Milli Şefe takdim edildi. | İnönü, misafirlerin ayrı ayrı ellerin!! $ikarak her birile kısa bir hasi den sonra Fransiz ateşemiliterinin Mmüşahedesini dinlediler, Reisicümhurumuz, bir müddet sonra davetlilere veda ederek oto mobillerle oradan ayrıldıler ve diğer | bir tepeye gittiler. Milli Şef bu te- Pede on beş dakika kadar kaldılar ve dürbünlerle harekâtı takip ederken | EŞ TAMİRATI HİTAM BULAN N BEL VÜ | Bahçesi (Alaturka kısmında) | İİ izzerMahçesinin sazı nakledilerek dün akşamdan itibaren açıldı. Türkiye Ses Kraliçesi | HİKMET RIZA Saz heyeti : Keman Necati, Piyano Feyzi, Kemençe Sotiri, Cümbüş Abdi, Cümbüş Cemal, Klârnet Şükrü, Artistler o : Faide, Suzan, Afitab, Melâhat, Cahide, Okuyucular: Yaşar, Hamld, Mustafa, Darbuka Hasan Tahsin. Ayrıca: ÇALIKUŞU LÜTFİYE. Tel : 43711 kaçacak yer de bulamadılar, kırmızı | Verilen izahatı dinlediler. Bu sırada| <<< e ”#ğ-€-p m hnns sna 2222232 33333333333277227272727227733233233333 22232 2223237323722 KALE CC C0 “e Viz Misis Wallace birdenbire: “-— Yüzbaşı Klotz seninle evlen. mek istiyor mü?,, diye sordu. imdiye kadar o yolda iste. Bini gösterir bir harekette bulun- madı,,, “.— Belki şimdiden sonra bu- lumu Bu söylediğiniz şeyin pek saç ma olduğunun siz de farkındasınız. dır, zannederim. Şimdiye kadar bu adamın bir Alman ajanı oldu. ğunu söylediniz. Eğer bir İngiliz kızile evlenirse onun hem memle- ketinin gözünde, hem de hakikat halde kaç paralık kıymeti kalır?,, — Yamlıyorsun. Bir İngiliz kı zile evlenirse, daha iyi hizmet &- debilir.,, Favel gözleri yılışık yılışık sü. zölen, buruşuk suratlı kadına uzun uzun baktı. Önünde oturan bu ko. ca karının bir çeyrek asırdanbori, ajanlık etmiş olduğunu yüzbaşı Shore kendisine söylemişti. Her hulde kadın boşuna lâf söylemi - yordur, diye düşündü. Fakat ihti- yara akıl erdirmek güçtü: . — A canım her neyse! Ben o- nunla evlenmem. Hele öteki pli- na bakalım. O plân nedir?,, “ Plân size sonra anlatılacak.,, “ — Şimdi bilmek istiyarum.,, Misis Vallace (gözlerini, dizle- rinin üzerinde bükülü duran, bir deri bir kemik ellerine dikti. Biraz durduktan sonra: “— Bu İşi açmak salâhiyeti bü. nü terkedildi. Sırrın ne kadarım sana açmağı münasip görürsem, 9 kadarını açmaklığım tenbih edil di. Bu meseleyi sana bildirmek ni- yerinde değildim. Faket o bilmek istiyors hiyette bir şey söyliyebiliri Janlara verilen talimatlarda vw mirlerde, ekseriya bu emirlerin se- bepleri söylenmez. Meselâ Alman ajanı Lody, İskoçyaya gidip İngi- liz filosu hakkında haberler gön- dermesi emredilmişti. Halbuki © ölüme gönderiliyordu. Simdi hiç olmazsa dünyanın bu tarafında sulh Seni ölüme göndermiyo. Tüz. Sana ricamız yalnız bizim A: rupâlı müttefikimizin memleketi- ne gitmektir, Gideceğin yer hoş ve güzel bir şehirdir. Manş denizini geçer geçmez kendini arkadaşlar arasında bulacaksın, binsenaleyli hiç korkmamanız lâzım gelir., Favel sert bir sesle: “.— Size korktuğumu söyleme- dim. Gideceğim yerde korkulacak bir şeyin mevcut olup olmadığını da sormadım,, dedi. “— Körkuyorsunuz demedim, korkmamanız lâzım gelir dedim, Fakat bunu demekle meksadım hiç bir tehlikenin mevcut olmadığını iddin etmek değildir. Bittabi Klotz gibi bir adamı takip eden bir ajan tabiatile az çok ehlike içinde de- mektir. Parise gitmekle bu tehli. ke azalmiş olmaz. Başka yerde ol. duğu kadar orada da devam eder. Ne var ki, bir insan Pariste öl - dürtmek başka yerde öldürtmek- ten çok daha kolaydır. ' Meselâ Kloiz onu takip etmekte olduğu- nuzu bilse, sizt öldürtmesi pek muhtemeldir. Fevel, candan bir kahkaha sali. vererek odayı çınlattı. “— Sizden evvel yüzbaşı Shore. Klotz'un ne tehlikeli bir insan ol. duğuna gözlerimi açmıya çalışmış. tı. Fakat adanın, meselâ dün, ya- pa yapa yaptığı bana bir çiçek bu- keti takdim etmek oldu... “— Belli ki kapana kıstığı za- man yanında bulunmadınız.., “— Hayır bulunmadım.,, Misis Wallace genç kızın sergü. yeşt ve tehlikeyi göze almak dama» rına dokundukça, mersmına daha kolay ermekte olduğunu gördü. Fa- vel: “— Sizden istediğimiz Klotz'u bir kapana doğru sevketmektir,, dedi. Favel çantasındaki sigarâ pak&- tinden bir sigara alıp yaktı. İçine 0. © v - . a : v Casusluğa Ait Hikâye Serisi v y v BEYAZ z Yazan: Arfhur Milis - Çeviren: Cevat Şakir ğ 000C0CCCCCCE Bu akşam sizi görmek ümidini kaybetmiştim çekti. Tavana püfledi, Gözlerini yi. ne İhtiyarın sulu gözlerine döndür. dü. “Ne biçim tuzak?,, diye sor- du. . — İşte onun orasını size sonra söyliyeceğim, Şimdilik gidin de, gelip bana Klotz'un Parise seyahat teklifinize ne yolda cevap verdi- ğini bildirin.,, “ Uzun sözün kısası, önümüz- deki pazar günü Klotzla beraber Pariso uçacağız. Auteuil'deki bü- yük at yarışını seyredeceğiz. Pa. zartesi sabahleyin geri döneceğiz, öyle mi?,, Ne zaman geri dönerseniz dönün onun ehemmiyeti yok.,, *— Bana göre çok ekemmiyeti var ama. Ona göre de vardır Ada- mın burada yapacak bir sürü işi — Olur'da kendine Pariste iş bulur.,, Misis Vallace'ın © kurnaz edası, genç kızın gözlerinden kaçmadı. Favel'in gözleri daraldı: “- Bana, asıl nenin peşinde ol- duğunuzu neden dobra dobra söy- lemiyorsunuz?,, diye sordu. “.— İcap eden şeyi yapmadan sana sonrasını bildiremem.,, “ — Pek iyi yapabileceğim ka - dar yaparım. Misis Wallace: — Aferin sana tosun kızım, dedi. Hemen elini uzatarak zili çal, dı. “Benim gibi sohbeti hoş olmt- yan bir koca karının yanında seni ahkoymak günah olur. Aman bö- na yarın telefon et kizim, diye i- lâve etti, pri apartmanına döndüğü zaman saat altı idi, Hâlâ, Klotzdan bir haber geldiği yoktu. Onur bu sükütuna akıl erdiremi. yordu. Bir akşam evvel aralarında bir ihtilâf belirmişti, fakat kavga etmemişlerdi. Bilâkis Klotzun İn. gilizlere karşı beslemekte olduğu kinden onu vazgeçirmiye çalişmak ta kıza bol bol meydan vereceği hakkında, yarı alay yarı sahi bir Şu Paris seyahati için aklını kur- çalamıya kalkıştı. Kunduralarını çikartıp bir köşeye fırlattı. Ateşin karşısındaki geniş koltuğa bir kedi gibi kıvrıldı. Paris seyahatini ak - lında sağa sola devşirip dürarken bu iş hakkında siftah olarak vardi. ğı karar şuydu. Parise gitmek tek. lifinin Klotz'dan gelmesi lâzımdı. Kendisi tekini Klotzün ağzından a etmeli i- di. Sonra acaba hangi otele insem ki, diye düşündü. Koltuktan kal kıp atoşe bir kütük daha attı, Hay- di koy ki Raspail bulvarındaki © koca Lutetia oteline indiler. Hiç olmazsa otelin o kadar kocama - nında, ayni gemide seyahat eden Iki seyyaha benzerlerdi.. Nikâhh veya nikâhsız karı kocaya değil Biribirlerini ancak salona inince görürlerdi. Evet. Otelin en muva. fıkı işte buydu. Bir taraftan da he- rİften ayrı yaşamak kaygusile he- rifi tahkir etmiş olmak vardı. Doğ- rusunu söylemek lâzımsa, herifin ona karşı müsmelesinde, koruyu. cu ve sakınıcı tertibatın bu kadar sıkı fıkısına baş vurmasını, mazur gösterecek bir yılışıklıkta bulun- mamıştı. getirmek üzere mâne' (Devamı var) GRİP NEZLE NEVRALJİ BAŞ, DİŞ KIRIKLIK Soğuk Algınlıkları ve Ağrıları NEOKALMINA TESKİN Sıhhat Vekâletinin 15 - 4 - 936 tarih ve 4.45 numaralı ruhsatı haizdir. . İstanbul Amerikan Koleji KIZ KISMI Kız kısmında Leyli yer kalmamıştır. Lise İhzari sı- nıfı için de kayıd kapanmıştır. MÜBDÜRİYET saza