yy m e Ny TA Manisa, (TAN) — Halkevimizde seri halinde devam eden zehirli gaz kurslarının üçüncü dev- resi bitmiş, imtihanlar da yapılmıştır. Bütün res. mi dairelerle büyük müesseseler mensupları kâ- milen zehirli gazdan korunma kursunu bitirmiş bulunuyor. Kurslardan iyi derece ile çıkmış öolan- lar, yakında halka, zehirli gazlardan korunma konferansları vermiye başlıyacaklardır. Resimde kursa devam edenlerle muallimleri görülmek- İRİ VA tedir, Yurdumuzun bütün sıtma mücadele teşkilâtına sıhhat memuru yetiştirmek üzere Sıhhat Vekâle. Avlanır tince de şehrimizde bir kurs açılmıştır. İki aydır | devam eden kurs yakında bitecektir. Eski Rüşti- |” ye mezunlariyle Ortamektep mezunlarının de- vam ettiği bu kursu bitirenler, sıtma mücadele teşkilâtındaki münhal sıhhat memurluklarına 70) lira ücretle tayin edileceklerdir. ESKİ mil VALİSİNE ZİYAFET VERİLDİ | Bilecik, (TAN) — Sin tahdidi hasebiyle teka- üde sevkedilen ve 41 senelik temiz hizmetinden dolayı Dahiliye Vekili tarafından kendisine bir teşekkür mektubu gönderilen Vali Ali Rıza Os- kayın buradan ayrılışı münasebetiyle, şehir klü- bünde bir veda çayı verilmiştir. Bilecik Vali Ve- killiğini, Bozövük Kavmakamı Emin Coşkun ifa | rss etmektedir. Resimde eski Vali Ali Rıza Oskayla refirası ve | veda ziyafetinde bulunanlar görülmektedirler. BULMACA Dünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 123486189 19 A e ir İn AİTM D'i'r MENJA Vİ EİSİMİSİTİKİRİN e z Hor <öim SOLDAN SAĞA: Münakalât Vekili Dün Balıkesire Hareket Etti Gümrük ve İnhisarlar Vekili İzmirde Tetkiklere Başladı Nafıa Vekili İzmirdeki tetkikleri sırasında. Izmir, 24 (TAN) — Münakalât Ve. | kirat fabrikalarını gezmiştir. Akşam kili Çetinkaya, gece Balıkesire hare-| üzeri de gümrük teşkilâtım gözden ket etmiştir. Vekil, bugün Vekâlet teşkilâtını tetkik etmiş Belediye reisi ile Kültürparki gezmiş, sergi sarayı, | geçirmiştir. Yarın Çamaltı tuzlasna giderek tetkikler yapacaktır. 1 — Suda yüzer » i 2 2 Dört yanı se > Muiabatan Şapı, | hayvanat bahçesi, devlet pavyonları, . açık hava tiyatrosu, fuar hazırlıkları Nafia Vekili Samddnda k etrafında malümat almış, memnunl. > 4 — Zamen - Bir zamir - Bir nota - Samsun, 24 (A.A) — Nafia Vekili yetini bildirmiştir. — Bir'h, U huri, 8 — Exmakten ere » Valide « Bir nota « Biz İ geçmiş, Yamanlar çıkmıştır. Diğer - Bir harf, ik » Çift değil N - Bir sesli 0 Ar » Gök - Bir samir, İ 10 — Sabış - Bir ot. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Orta « Bit şart edatı, pa sir ? — Bir deniz - Mahsul sar teşkilâtı 3 — Topu vermek - İsyaniür - Bir harf, | Bİ 4 — Bir mesli harf « Bir sayı - Mueayı| batır, 5 — Can - Asillik, 8 — Bir meyva - Keğerler, 7 Bir harf - Bir h 8 — Barsaklar - Mütevasmt - Bir sop- U harf, $ — Mal, emtia » Bir sesli harf - Bir sayı İymekten emir - Dir deki » Mir — mam YENİ NEŞRİYAT ; ÇOCUK — Çocuk Esirteme Kurumu Genel Merkezi tarufından çikirilmekta olan (Çocuk) adli derginin (148) İndi sa- w derginin idari sayısı İntiğir etmiş- “ Ayancık, 24(Tan Muhabirindan).— | kilde harap olmuştur. E Zingal şirketi tesisa, ahribat, ahmin ediliyoğ. Fakat, hu vas | kam henüz kati değildir. zaylat olmamasına rağmen Sel felâketini tında yaj adar Konya — &onyu Halkevi dergisinin 9 uncu sayıları bir arada meşredil- İnciraltı plâjnda yeni tesi. İnhisarlar Vekili İzmirde Gümrük ve İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz, buğün Ege vapuru ze gelmiştir: Vekil 1 teftiş elmiş, fuarda İnş sırlar pavyonu hazırlıklarım göz. den göçirmiş, Sigara, şardp ve müs. General Ali Fuat Cebesoy, bugün sa- at 10 da £ Gi vapuru ile şehri- Vali, Komutan, aske. kân tarafından kargı. İskelede askeri bir müfre- m reşmini ifa eylemekte idi le Kürşıyakaya dağındaki kampa a Vekilimiz halk tarafından 10 | hararetle karşı nmış ve şereflerine bir öğle ziyafeti verilmiştir. Sayın Vekil, öğleden sonra ayni vapurla Yollarına devam eylemişler. dir. Sellerin Ayancıktaki Tahribatı sa enüntaği.n YEM lk kam. ulan hay- | yanların miktarı tesbit edilmektedir. 500 bin lira| © Zingal şirketi müdürlüğünden a). dığımız bir telgrafta, selden dolayı bir çok | yalnız dekovil hattı ile istasyon bi- Nüfusça köylerin değirmenleri, tarlaları, evs | nalarının harap olduğu, memur ev- k şe-İlerinin zarar görmediği bildiriliyor. Fitil yerinden davranmak istedi. Melâhat bırak. madı, Küfür savurmak niyetile ağzını açtı, fakat Melâhat, bir eliyle onun ağzını kapatarak, buna da mâni old ve Boncuk Ahmede dönerek: “— Git başımdan be adam.. Dedi. Dayağa mı ka. gınıyorsun?,, Boncuk Ahmet, hiddetli hiddetli: '— Ulan, dedi, gelip, iki dakikada bizimle otur. san, günaha mi girersin? Insan ayağına kadar ge. len erkeği böyle geri teper mi? Melühat, bir kahkaha atarak, Boncuğu tepeden iimağa süzdü ve etraftakilere onu göstererek: — Erkeğe kitakse!,, Dedi., Bu istihtaf, Boncuk Ahmedin olanca karını başı. ma sıçratmıştı. Zaten, yuvarladığı kadehler, sinir- lerini kâfi derecede bozmuştu. Hele etraltakiler, Melâhatin sözünü, istihza dolu kahkahalarla karşı. layınca, dayanamadı, yaradana sığındı, ve Melâha- tin boyulı suratına müthiş bir şamar yapıştırdı. Bu tokat, Küçük meyhanenin içinde bir tabanca gibi patlamıştı, Ve bütün müşteriler, bu hiç ummadık. ları hareketin verdiği hayret İçinde apişıp kalmış. lar, kahkahelarını yarıda kesmişlerdi. Melâhat, şamarı yeyince sersemlemiş, ve hiç bir şey yapamamıştı. Fakat Fitil, Melâhati dizlerinin üstünden yere düşürerek sandalyesinden bir ok gi- bi fırladı, ve Boncuğun gırtlağına sarıldı. Ve onun buruşuk suratını, iki yumrukta kan içinde bıraktı. O anda, meyhanede kimsenin beklemediği bir hareket daha öldu: Surı Bekir de yerinden fırladı, ve Boncuğa bir kaç sille daha yapıştırmıya davra- nan Fitili göğsünden şiddetle iterek: “— Ulan hergele... Dedi, bu ihtiyar adam senin akranın mı? Üstelik te, bu kadar parasını çektiğin adamı dövmeğe utanmıyor musun? Fitil, gerilediği yerden, Sarı Bekirin suratını iş tihfafla baktı ve tıpkı tükürür gibi: — Akşam akşam, başıma bir de sen belâ olma” Dedi. Bir tokatlık canın var: Islak peştemal gibi ayağıma dolaşma da, onu da ben almıyayım! TEFRİKA. No. 37 Sarı Bekir, Fitilin üzerine doğru yürüyecekti. Fakat Sakiz Hasan atik davranarak aralarına sıç. radı, ve dövüşmelerine mâni olarak: '— Yahu, dedi, ne oluyorsunuz? Buraya içme. ğe, eğlenmeğe mi, yoksa gırtlak gırtlağa dövüşme- ğe mi geldik. Hem Melâhatle Boncuğun arasında. ki dalgadan size ne? Karının aportu musunuz siz? Fitil Kadri, Sukız Hasana hitap ederek, hemen bütün meyhane müjterilerine, o gece ilk defa ola. rak meydan okudu: £ “ Ben onu, bunu bilmem. Melâhat, bu mey. hanenin orta malı değildir. Onun vazifesi, sadece, ortalıkta hizmet etmektir. Ben meyhaneye karıyı, elâleme pezevenklik etmek için getirmedim. Karı yüzü görür görmez, yılışmadan, sulanmadan yapa- mıyanlar buraya gelmesinler. Ben, karıya sulans- nın gözünü patlatırım. Arkadaştır, müşteridir, di. ye 86s çıkarmadık: Fakat kepazeliği gökyüzüne çı. dılar artık!,, Bu sözler, bütün müşterileri hiddetlendirmişti. Fakst seslerini çıkarmadan, ve karışmadan seyre. diyorlardı. Müşterilerden birisi, yüzünün kanın görünce, aklı başına gelen Boncuk Ahmetle uğraşiyor, hâlâ kendisini toplıysmamış olan biçare ihtiyarın bur- nundan habre akan kanı kesmeğe çalışıyordu. S3- ri Bekir, Pitilin sözlerine, müstehzi bir kahkahay- la cevap verdi ve. Lâf ola, bana gele... Dedi.. Sonra İive *— Ulan, sen, kari ne hakla sâhip çıkıyorsun? Babandar. miras mı kaldı o sana? Yoksa nikühli ka. rn mu? Fitil, daha şiddetlenmiş bir hiddetle-cevap verdi: “— Mademki öyledir, yüreğin sıkıysa, Wni si Bekir: “— Bu sözler de, bu akşamın icadı. Dedi, Sen takıyı fazla kaçırmış olacaksın. Şimdi, kirk yıllık dörtlüğü, bize Meryemana diye mi yutturacaksın? Ona sahip olmak, herkesin canının istemesine bağ- hi... Cünim isterse, elimi de sürerim, ağzımı da. Parayı tikir tıkır saydım mıydı, gelir, kendi ken dine sürtünür... Melâhate göz kırparak ilâve etti: “— Zaten, kınzır, hoşuma gitmiyor da değil ha! Yalnız, fiyarı biraz yüksekten tutturuyor. Ahbap. lığı Werletip te, biraz tenzilât yaptırsam, sana şam. danı tutturacağım ama, bu tarifenin altından kal. kamıyorum yoksa. İnsafsız karı, ağırlığınca pa . Ben, o kadar parayı bir araya getirsem, ie gecesini değil, taposunu satın alırım!, bir soğukkanlılıkla ve istihzayla söylenen sözler, Fitil Kadriyi ifrite çevirmişti. arıya €- ara bu son Sakız Hasan, Bekirin üzerine saldırmak ıçin &r- pınan Fitil, zor zaptediyordu. Eğer ara yerde oda olmasaydı hiş bir kavga kopacağı belliydi. Fitil, güçlü kuvvetli Sakızın mengene gibi kolla» rından sıyrılamadıkça, büsbütün hırslamıyor, ve o. —'Hasan ağabey. Ayağımı öpeyim birsk be: #müyor musun iti, Ağzından çıkanı kulağı düy muyor... Ben, bu sözlerin bepsini yiyeyim mi ya. hu? Byrak, ağırmı burnunu dağıtıp, otuz iki dişini eline vereyim hergelenin de, aklı başına gelsin!, Mülâhat te, araya girmek lüzumunu duymuştu. O da Fitilin bir elini tutmuş kulağına: “— Sen delirdin mi? Diyor, ve yalnız onun du- yabileceği kadar alçak bir sesle ilâve ediyordu: r entipüften bir iş iğin başını balâya mt sok Zaten hestatıklı bir herif. Tokadı yeyimer gebetir giderse, ne olacak? Hem sen kıza cağına, birak ta o kızsın? Önüme çuvalla altın yığ. sa, henden hava alır o... Ben kala kala, bu çiyan suratlı herife mi kaldım? Sen de, beni kıskanacak. san, erkeğe benziyen bir adamdan kıskar Melâhat. heyecanlıydı. O heyecan arasında sesi. ni yükse farkına varamamıştı, Ba Sarı Bekir, bu sözleri duyunca, dayanamadı, suntürlu küfür de Melâhate savurarak: “ Sürtük kaltak... Dedi.. Ben, senin yüreğin kırılmasın diye öyle Söylemiştim. Yoksa, sen üste para da versen, bü kaknem 'süratına kim hakar? Bu kârı, kiz bolluğunda, sen aç kalmayışına şük- ret... Ahali seni, hoşlandığından değil, merhame tinden kullamyor!,, Bu hakaret, Melâhati de hırslandırmıştı: “.- Ulan, dedi, bıraksam, eşek sudan gelinceye «adar dayak yiyeceksin... Şu haline, şu suratına bakmadar. hem erkeklik, hem de kabadayılık tas. Uyorsun... Pakat, daha fazla'kaşınmazsan iyi eder. sin, (Devamı var)