Türk Safosunun Hayatı TEFRİKA No. 82 Sadrâzam Tehlikedeydi Safo, Bir Yandan Sadrâzamın Katlini İstiyor, Bir Yandan da Ona Haber Gönderiyordu — Hududa, dedi, gidiniz, bölük. İere kaydolununuz, bahşiş hisse. nizi de o zaman İsteyiniz. Nefer namzetleri (o taleplerin. de ısrar edince de şu sözleri söy. ledi: — Ülülemrin emrine itaat et. miyen kâfir ve o gibilerin karıla. rı da boş olur! Kalabalık bu sözü hakaret say. dı, şeyhülislima başvurarak “müs. lümanları tekfir ettiğinden dola. yı,, sadrâzamın kâfir oldu; a İr fetva verilmesini istedi. Şeyhül, islâm, “onun sözile siz kâfir olmaz. sınız, karınız da boş düşmez, bay. di işinize gidin” deyip herifleri savmakla beraber padişaha bir mektup yazmaktan, Ferhat paşa aleyhinde bulunmaktan geri kal madı. Ertesi gün sadrâzam bu sskere kırk bin altın dağıtmak istedi, lâ. kin onlar kabul etmediler, küfür dâvasının o halledilmesinde israr gösterdiler, saray avlularında ba. ırmıya başladılar, hattâ kendile. rine öğüt vermek isteyen kubbe altı vezirlerini taşa tutup yarala. dılar. Bunun üzerine sadrâzam - evvelce ağalıklarını yapmış ol. duğu - Yeniçeri ocağından yardım istedi ve yeniçerilerin bir hamle. si sipahi namzetlerini dağıtmıya kâfi geldi. F erhat paşa bu işte Sinan pa. anın parmağını gördüğün den padişaha şikâyette bulundu, srakibinin gözlerine mil çekilmesi. ne İrade aldı. Lâkin öbür vezirler, Osmanlı saltanatında böyle bir bid'atin yer almasını doğru büL madılar, “Bugün ona ise yarın bi. #0,, diyerek Valide Sultan nezdin. de teşebbüste bulundular, körlüğe mahküm sabık veziri öyle bir fe. lâketten kurtardılar; Ferhat paşa. nin da hududa hareketini huzlat. tırdılar. Safo, ektiği tohumun umduğun. dan daha ziyade filizlendiğini gö- rerek neşeleniyordu. Ayni Za. manda, neticeyi çabuk elde etmek hirsile Sinanı, kubbe vezirlerini teşvik edip duruyordu. Onun hem şevklendirip hem de himaye ettiği be Hasan ağabey? adamları padişahı kandırmakta güçlük çekmediler, ordunun - bir kisim sipahilere kâfir dediğinden dolayı « Ferhat paşaya kin bes. lediğini ve onun emri altında harp etmiyeceğini anlatmıya koyuidu. lar. Sultan Mehme' Va o burada iken yeniçerilerdlen yardım gür- dü, sipahi namzetlerini dağıttı, de. dikçe kubbe altı vezirleri: “Ocaklı ona değil, halifei islâma kulluğun. dan dolayı o hizmeti yaptı. Yoksa Ferhadı bir avuç suda boğmak ye- niçerilerin de emelidir., demekten çekinmediler. H ünkâr, anasının tavsiyesile sadrâzamlığa getirdiği bir veziri, yine onun müsaadesini madan cezalandırmayı doğru bi nadığından kendisine yapılan tel. kinleri Sefoya anlattı ve şu ceva. bi aldı: — Mademki kul tayfası vezir. den hoşnut değildir, hiç durma, kafasını kes! Ve oğlunun bu tavsiyeyi kabul ederek Ferhâdın katline adam yol. lamıya kalkıştığını görünce de kö. lelerinden birini hemen yola vur. du, bedbaht sadrâzama şu haberi uçurdu: — Kellen gidiyor, mührü biri. ne ver, İstanbula savuş! Ferhat paşa bu lütüfkâr haber üzerine orduyu yüzüstü bıraktı, at sırtına düştü, payitahta gelmek üzere yolu "çiler; Birçok teh mesler atlatarak Litrozdaki (oçiftliğine geldi ve oradan Valide Sultana Bütün servetini yollıyarak haya- tanın kurtarılmasını diledi. Safoy. la onun arasında Salamon Eskina. zi adlı bir Yahudi tavassut edi. yordü, Topkapıdan Litroza ve ora. dan Topkapıya gidip geliyordu. Safo, hoşnut kalacak kadar para aldıktan sonra Yahudiyi oğlile görüştürdü ve Salamon, Hünkâra da elmasla süslenmiş kıymetli bir hançer vererek Ferhat paşanın ö. lümden affın müjdeliyen bir hat aldı. Safo, bir yandan Ferhat paşa. nın başına çorap ördürürken öbür yandan da Sinan paşayı . külli. yetli hediyelerini, rüşvetlerini al. Sakız Hasan Fitile doğru eğildi. Başbaşa geldiler. fitil Kadri, Sakızın tek kı esi duyulamıyacak ka. dıkten sonra - sadrâzamlığı ge. tirtmişti. Herif, çiftliğinde otur. mak.müsaadesini alan ve ölümden kurtulan rakibinin idamında israr ettiğinden, Safoya da yine etek'e. tek altın sunduğundan af hattı vehs () edildi, yeni bir irade ile sabık sadrâzam yine ölüme mah. küm edildi, bostancıbaşı marifeti. le çiftliğinden kaldırılarak Yedi. kuleye götürüldü ve orada kafası kesildi. Safö, sirf hazineler düzmek ve saltanat zevkini azami mik tatmak hırsiyle bu kanlı entrik ları çevirirken o Osmanlı tarihi, kara kara sayfalarla dolüyor ve devlet işleri ağlanacak bir böle giriyordu, İsyan bayrağı açmış ve bir çok cinayetler işliyerek etra. fına dehşet Saçmış olan Bilik Voy- vodası Mişeli güya ezmek için ko- ca bir ordu İle o mıntakaya giden sadrazam bu bataklıkta can vere- yazdı, Hasan adlı bir yeniçeri W rafından (o omuzlanarak © berzahından kurtarıldı. Fakat Mi. şel, na yaptığını bilmiyen Sinan Paşaya ağır bir ders vermekte ge. eikmedi, Yergöğü köprüsü başın- da onu yakaladı, ağır bir inhiza- ma uğrattı. (emu tarihinin pek acıklı bir sayfasına temas ediyo- Tuz: Sinan Paşa, Bükreşe, dört mil mesafede bulunan Kalogeran Böğünnas yaptığ Birmüsleme ” sonunda, Mişelin geri çekilmesin. den istifare ederek, Eflâk hükü- met merkezine girmişti. (o Fakat hain ve asi Mişelin Tergovişteyi zaptederek muhafız Ali Pasa ile Koçi Beyi — üç bin beş yüz as. kerle beraber — kazığa vurdu- ğunu, Ali Paşanın uyrca ateşte kebap edildiğini duyunca, Bükre- şi terkeyledi, büyük bir karışık. Lığa uğrıyan ordusunu Yergöğü. ye getirdi, Maksadı oradan Tuna. Yı geçmek, tehlikeli bulduğu bir mıntakadan uzaklaşmaktı. Lâkin düşmandan hayli irak düştüğünü görünce, tamahkirlık damarları depreşti, askerden psra sızdırmak istedi, (Devamı var) dar alçak sesle anlattıklarını, başını sallıyarak din. liyordu: Nihayet, Sakız Hasanın, sözlerini tamamla. dığı, doğrulup yine eski vaziyetini alışından anla. şildi. O zaman, Fitil Kadri, kaşlarını kaldırdı, alt 'dudağım sarkıttı, ve: “ww Çok belâlı iş!” dedi!.. Sakız Hasan dâ boynunu bükt “.« Evet... Ben sana söyledim: Bu işin belâsı da, kör: da okkalıdır.. Fitili müteredditti, Ne: ' “— Olur!”, ne de: “.- Olmaz!” diyemiyor, düşünüyordu. Nihayet, Sakız Hasanın, müstehzi bir gülüşlü “— Sıkmadı gaba?” deyişi, izzeti nefsine dokun. muş olacak ki: “.- Yok canım... dedi... Anasını satayım: Belâysa belâ... Semi kıracak değilim ya?” Fakat bu cevap, Sakız Hasanı tatmin etmemişti: “— Yok canım, dedi, sen bu İşe, hatır için değil, işine gelirse gir.. Sen: “— Işler aynasız gidiyor!” dedin de, ben onun için söyledim, Yoksa, bu işe girmeye gönüllü olanların bini bir parayı X keyfine bak? Sakız Hasanın kaşlarını çatarak bu sözleri söyle. mesi ve kalkmıya davranır gibi görünmesi, Fitil Kadriye âdeta telâş vermişti: “ Kızma be ağabey! dedi... Sen beni yanlış an. ladın... Ben senin vereceğin işten kaçar mıyım?” Fitilin samimiyetle söylediği bu sözler, iki ahbabı barıştırmıştı. Biraz evvelki gibi yine başbaşa verdiler. Tezgâh başında kulak kabartan Çakır Zehraya tek kelime duyurmadan konuşuyorlar, ve o, mezelerini, suları. ni, ekmeklerini tazelemek üzere yanlarına sokul. dukça, hiç seslerini çıkarmadan uzaklaşmasını bek. Eğer halinden memnunsan, otur TAN BULMACA Dünkü bulmacamızın balledilmiş şekli 23456718910 .iasusuyr BUGÜNKÜ BULMACA 123486 189 10 SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI: Ores. — Lihma © Bir çil g Tire e Bir notu aydan yapılır. rer n evi g Bir 5 — İşsret zami: — Köpek © Buğ Bir nota g İ 8 — Bağlamak © uzvumuz nota, 9 — Dördüncü g İş ömel 10 — Takım © Para. Biz, Bitaraf Değil, Bir Tarafız (Başı 5 incide) likasının vasıflarını sayarken “par- tageux” tâbirini kulanıyor ve İzah ediyor: “İngilterenin bunu anlaması lâzım, Dünya nimetlerini oaramızda bölüşeceğiz. Harp veya sulh, hangi yoldan İsterseniz!” Maksat açık: Ya kendi, malınızdan,. yahut, başkaları nın malından bize sizin almiş öldü - 'funuz kadarını verirsiniz! Başkaları kimler? Arnavutlukla Trakyamız arâsında ancak iki Os. manlr vilâyeti var: Bu suali Türkiye sormazsa kim sorar? Romanya Tür. kiyeden bir uçumluk mesafe! Ya - nardağın kızıl ateşi görülüyor, müt- hiş homurtusu geliyor, kızgın lâv se. | li akmağa başlıyor. Pompei © ahalisi gibi, tevekkül içinde beklemek, ve| onlar gibi olmak, yahut, tehlikeyi bi. lerek vaktinde karar almak, hangisi. ni yapmalı? Biz hâlâ bir tarafız. Sulh tarafı - yız. Cephemiz herkese açık: (o Fakat Lâfonten'in hikâyelerini de okuma. / tadır. 24-60-9379 ilet Demiryolları ve Limanları işletme U. idaresi ilânları Muhammen bedeli 4098 lira 10 kuruş olan 21 kalem muhtelif eb'atta ambuvatmanlı dökme boru ve teferruatı, flançlı dökme boru ve çelik çekme fren hava sevk boru ve teferruatından mürekkep malzeme 4/7/ 1930 Salı günü saat (10.30) on buçukta Haydarpaşada gar binası dahilin- deki komisyon tarafından açık eksiltme usulile satın alınacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin 307 lira 36 kuruşluk muvakkat teminat ve kanunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komsiyona müracaatları lâzımdır. Bu işe alt şartnameler komisyondan parasız olarak dağıtılmak- (4253) . Muhammen bedeli 10.200 lira olan muhtelif makkap kalemi ile bur- gular 4/8/1939 Cuma günü saat 16.30 da leapalı zarf usulü ile Anka- rada İdare Binasında satın alınacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin (765) liralık muvakkat teminat ile kanu- nun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerini ayni gün saat 1430 a kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler parasız olarak Ankarada Malzeme Dairesinden, Haydar- paşada tesellüm ve sevk şefliğinden dağıtılacaktır. (4412) Başvekâlet İstatistik Genel Direktörlüğü Eksiltme ve İhale Komisyonundan : 1 — Pazarlıkla ihalesi yapılacak olan 25 forma tahmin olunan Maliye istatistiğinden 1500, 22 forma tahmin olunan sanayi istatis! 25 forma Tahmin olunan tapu ve kadastro istatistiğinden 750 nüsha bas- tırılacaktır. Bunların 16 sahifelik beher forması için 40 ar lira fist tah- min olunmuştur. 2 — Tahmin olunan Forma bedelleri üzerinden $6 7,5 hesabile muvak- kat teminat vesikası verilmek lâzmdır. 3 — Eksiltme 1939 Haziran ayının 26 ıncı Pazartesi günü saat 15'de Umum müdürlük binasınde toplanacak olan komisyonda açılacaktır. Nümuneler dairede görülür. Ve şartname komisyon kâtipliğinden iste- nebilir. (2173) (4035) Zile Belediyesinden : / 1 — Zile Kazası merkezinde yapılacak elektrik tesisatı ve Santral bi- nası inşaatı kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. 2 — Eksiltme Zile belediye dairesinde 30 Haziran 939 Cuma günü sa- at 10 de teşekkül edecek ihale komisyonu tarafından yapılacaktır. 3 — Bu inşaatın keşif bedeli —47748— lira 60 kuruş olup muvakkat teminatı —3ö82— liradır. 4 — İstekliler birinei zarfın içerisinde Ticaret Odası vesikasına ve ma- Wi itibar mektubuna ve Nafıa Bakanlığından veya Tokat Nafıa Müdürlü- ünden müteşekkil komisyondan en az sekiz gün önce alınmış müteah- hitlik vesikasını ve inşaatın fenni mesuliyetini kabul etmiş bir elektrik mühendisinin noterlikçe tasdikli bir taahhütnamesini ihtiva edecektir. İkinci zarfın içinde muvakkat teminat mektubu ile teklif mektubu bu- lunacaktır. w 5 — Istekliler fazla malümat almak için ihaleden önce hergün Zile be- lediyesine ve Ankarada Belediyeler imar heyeti fen şefliğine ve İstan- bulda Taksim Ayyıldız Palas numara 3 de Mühendis Hasan Halit Işık- pınara müracaatla proje ve plânları —10— lira bedel mukabilinde ala- bilirler, “4181, BİK HANGAR YAPTIRILACAK Türk Hava Kurumu Genel Merkez Başkanlığından: 1 — Etimesgut'da Türkkuşu alanında yaptırılacak Hava müsteşarlı- hı tecrübe ve muayene komisyonuna alt bir hangara talip çıkmadığın- dan keşlinde tadilât yapılarak tekrar kapalı zarf usulile eksiltmeye çıkarılmıştır. ö 2 — Bu inşaatın mühammen bedeli “91.183,, lira “42,, kuruştur. 3 — İstekliler bu İşe aid şartname, keşif vesalreye ald evrakı Türk Hava kurumu genel merkezinden “4,, lira “60,, kuruş mukabilinde ala- bilirler. 4 — Eksiltme 26/6/939 pazartesi günü saat 16 da Türk Hava kurumu genel merkezinde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır. 5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin teklif mektuplarile bir- Yikte aşağıda yazılı teminat ve vesaiki ayni gün saat 15 e kadar komis- yon reisliğine tevdi etmiş olmaları lâzımdır, 6 — Muvakkat teminat miktarı “5809,, lira “17, kuruştur. 7 — Eksiltmeye girmek isteyenler 2490 numaralı kanundaki şartları mış değil F.R. ATAY > yetle başürdıklarına dair vesika ibraz etmeleri lâzımdır. haiz olduktan başka en az “60.000, liralik mümasil bir işi muvatfaki. “4162, müşterilerin kadehlerini, ağızlarına eliyle boşalt. yordu. Bu sayede, küçücük meyhanenin birdenbire artan TEFRİKA No. 10 Jiyor, sonra yine başbaşa veriyorlardı. Bir taraftan da durmadan içiyorlardı: Ikinci şişe. yi Fitil, üçüncü 49 luğu Sakız ısmarladı: Aralarında €srarengiz bir çene, Ve gittikçe genişleyen bir ikram yarışıdır gidiyordu. Nihayet, Fitilin âdeta zorla ismarladığı dördüncü 49 luğun da yuvarlanışından sonra, yerlerinden sen. deliye sendeliye doğruldular, Sakız Hasan, kapıdan çıkarken, bitirilmiş bir işte verilmiş bir kararı bir defa daha tekrarlatmak ister Mutabik miyiz? “— Mutabık mıyaz Fitil hâlâ mütereddit gibi idi: “— Bakalım, dedi, boyumuzu ölçeceğiz bir defa.? Sen evvelâ şu karıyı getir buraya!..” Sakız, yine kızmış gibi idi: “— Canım, dedi, sen hâlâ numara mı yapıyorsun? Bu işe girmiye gönlün var mı yok mu? Ağız yap. madan söyle?.. Fitil, uzun süren bir konuşmadan #onra tamsm. lanabilmiş bir işi birdenbire bozmak korkusile te. reddüdünü gizledi, ve, gözlerini arkadaşının gözleri. ne dikti, onün avucundeki elini kuvvetle sıktı, ve kat'i bir edâ ile cevap verdi: “— Sonuna kadar beraberiz!” O geceden bir hafta sonra, Içine neşenin adı bila girmiyen “Safa,, meyhanesine gelen kadın, Beyoğlu kaldırımlarının meşhur sürtüğü Benli Melâhatti. Benli Melâhatin meyhaneye gelmesile, ölgün öl. gün sürüklenen işlerin düzelip canlanması bir oldü. Melâhatin, âdeta yüreğinden fışkırıyor samlan, şak. rak bir kahkahası vardı. Hem kahkaha atmıya bir kere başladı mıydı, etrafındakileri katıltıncaya ka. dar güldürüyordü. Bu kahkaha konseri, küçük meyhanenin müşteri. lerini birdenbire arttırıvermişti, Beyoğlu muhallebicilerinde senelerce, erkek a. yartmanın usullerini öğrenmiş olan Benli Melâhat, © küçük Topkapı meyhanesinin fakir müşterilerine ele geçirilemiyecek kadar cazip ve yüksek bir kadın görünüyordu. Benli Melâhat, masalar arasında dolaşırken, ar. Kusı, tıpkı, içine konulanları bir türlü tartamıyan bir terazinin iki yuvarlak kefesi gibi, bir aşağı, bir yukarı inip çıkıyordu: Bu manzarayı seyredenlerin zaten sarhoş olan başları da, rüzgâra tutulmuş kah. ve pervanesi gibi fırıfırıl dönüyordu. Hem Melâhat, kendisine d'1 ve el uzatanlardan, Çakır Zehra gibi kaçmıyordu da... Hattâ bilâkis. kendisine eden dairesinda vihsan mi müşterileri, âdeta üstüste oturmağa başladılar, Içki şişeleri, nehir gibi aktıkça, Fitil Kadrinin de ağrı kulaklarına varıyordu, Fakat orada her gece rakı içenlerin en susamış, Benli Melâhatti, Bir gece meyhaneye o Sakız Hasan da gelmişti. Sakız Hasan, o gece, İçkiye bir türlü kanamıyan Benli Melâhatin ağzına, koca bir 29 luğu su döker gibi boşalttı. Bir şişe rakıyı, mezesiz, susuz yuvarlamak, Benli Melâhatin başını iyice döndürmüştü: Sendeliye sen- deliye meyhanenin arkasını (doğru yürüdü. Ve tezgâhın arkasındaki merdivenden yukarı kata çık- tı. Kendisini Çakır Zehranın yatağına bir külçe gi- bi attı, Melâhatin gelişinden sonra meyhaneye pek az inen Çakır Zehra, o gece de erkenden yatmış bulu. nuyordu: Birdenbire, Benli Melâhati koynunda gö. rünce, neye uğradığını bilemedi. Onun arkasından Fitil de yanlarına Zahra ile göz göze geldiler. Fitil; “— Aldırma, dedi, fazla kaçırdı bu gecel,, “— Ne olacak? Burada mı yatacak? '— Ne çıkar? Yatsın varsın! '— Biz De Yapacağız? “— Biz de şiltelerin birisini alır, bu gecelik tavan arasında yatarız!,, Çakır, yatağından kalkmış, © entarisini üzerine, terliklerini 'ayağına çekerek, küçük sofaya çıkmış. ti: Fitil orada ona, bir avuç banknot gösterdi ve: “— Sen, dedi, onu bırak ta, bunlara bak... Sakız Hasan, her gelişinde, bize böyle bir avuç papel bir rakacak: Onunla böyle uyuştuk!,, Zehranın gözleri dalgın, durgundu, Ne oluyordu? Sukız Hasan kimdi? Onlara ne parası veriyordu? (Devamı var) girmişti: