Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Babaeskide Elektrik ve Su Meseleleri İçin Çalışmalar Başladı Kazamızda on kadar'köy kâtibi var, bunlar idarei hususiyelere mer- but ve maaşlıdırlar:: Binaenaleyh köylünün her işini görmeleri ve do- ğum, ölüm, intihap, vesair başara- bildikleri her türlü işi yapmaları ve evrakını meccanen — yazıvermeleri lâzımdır. Halbuki bunlar ayda iki- şer, üçer gün köylerimize gelirler, ve geldiklerinde de: Hayvanımıza TAN e OKUYUCU MEKTUPLARI verilmelidir. Bunun hiç bir işi yok- tur ve tayini meselesi etrafında ya- pılmağa başlanıp sonra bırakılmış o- lan tahkikatın durdurulması sebebi araştırılmalıdır 5 — Memurlara, maaşlarının yüz- de 75 i nisbetinde kooperatife iştirak için verilen cebri emir geri alınma- lıdır. İ 6 — Mağazanın içinde ve dışımda Köy Kâtiplerinden Şikâyet- Denizbank Kooperatifi 275 e çıktı. Tabii bu suretle de bize çalışmak için haftada bir gün sıra gelmeğe başladı. Şimdi her sabah iş başına gidiyor ve belki sıra gelir diye akş ka- 8-3-939 dar boşuna bekliyoruz. Sonra gündeliğimizin yüzde yir -| misini de nakil vasitası karşılığı ola- rak zaptetmeğe başladılar. Bize gü- nah değil mi? Bu ne biçim usuldür. Başı ağrıdan Çatlıyacak gibi | Babaeski (TAN) — Elektrik tesi- satı yapılması için lâzım olan para temin edilmiştir. Fabrika ve tesisa- tın inşası bugünlerde ihale edilecek- tir. Bunlar, eylül nihayetinde bitmiş olacak ve teslim alınacaktır. Kasabamızın yakınlarında bulunan membalardan çıkan suların bir kıs- mı tahlile gönderilmiştir. Bunlardan istifade çareleri aranacaktır. Kasa - bamızın içinde iki arteziyen kuyusu açılmıştır. Z Büyük halkevi binasının İnşası B lerlemiş bulunüyor, üç ay sonra ta- mamlanacaktır. Londra — Babaeski asfalt yolunun Babaeskinin ortasından geçen kıs - Babaeskide yeni Halkevi binası yapılıyor mının kenarlarında bina yapılması için belediye tarafından halka mec- canen verilen arsalarda yeni evler yükseliyor, bunların adedi yirmiyi bulmuştur. Gelen muhacirler için kasahamız içinde dört yüze yakın ev yaptıril- mıştır. Muhacirler sayesinde Babaes- kinin nüfusu bir misli artmıştır. Babaeski aygır deposuna Trakya umumi müfettişliği tarafından gön- derilen cins tavuk ve tavşanlar üre- tilmektedir. Bunlar halka, köylülere meccanen verilmektedir. Mühim bir ticaret merkezi olan Ba baeskide bu yaz bir ticaret ve zahire borsası açılması çok muhtemeldir. Erbaada Tütün Piyasası Açıldı Erbaa (TAN) — — Tütünlerin an- barlanmasına — başlanılmış, piyasa merasimle açılmıştır. Aladun köyünden gelen ilk mah- sul, eksperlerce muayene edilerek inhisarlar idaresi tarafından — satın alınmıştır. — Fiyatlar (5) kuruş ile (72) kuruş arasındadir ve tütünlerin nev'ine göre uygundur. ) Heyeti umumiye itibarile satışlar müstahsil üzerinde iyi bir tesir bı - rakmıştır. Bir Batında Üç Çocuk Giresun (TAN) — Bulancık'ın Yu- yem getir temiz yatak ser, ve yiye- cek tavuk, hindi kes gibi bin türlü meşakkat ve işkence yaptıklarından başka, yazıverdikleri bir yazının da ayrıca ücretini isterler. b Bunlardan ikisi köylere çıkmadık ları gibi, mütemadiyen tahrirat ka- leminde otururlar, ve tahrirat kâti- binin işlerine hususi surette yardım ediyerirler. Bu iki adama bir iş yaptırmak için müracaat eden köy muhtarla- vından iki satırlık bir yazı için 20 lar. Biz bütün köylü ve muhtarları- istemiyoruz. Bu cihetin salâhiyettar l lara duyurul Tiz. mi oğlu Ahmet YANAR Ayni köyden İbrahim oğlu Süleyman BAŞ /'Ş M ZAŞ _ * Denizbank Kooperatifi nuslu köyünde İbrahim Cü eşi, bir batında üç çocuk dünyaya getir- miştir. İkisi erkek, birisi kız olan ilâ 100 kuruşa kadar da para alır-ş mız okur yazarız böyle köy kâtibi ı rica ede- Tavşanlı Ömerler köyünden Feh- Ben Denizbank kooperatifi ortak- çocuklar ve anneleri sıhhattedir. larındanım., İptida mütevazi bir şe- kilde başlayıp akılı uslu bir himaye Geçen sene de yine bu vatanda- şın ikiz çocukları dünyaya gelmiş- tir. İbrahim Cüce; henüz genç olma- sına rağmen 9, çocuk babasıdır,. bu sebeple şayanı tebriktir. Kendisine Bulancık belediyesince yardım edil- miştir. bi —————————— ——— ruyoruz. Şikâyetlerimiz şunlardır: ile gitgide inkişaf eden bu müesse- seden Denizbank. , kooperat!frolalış| beri hepimiz şikâyetçiyiz. Şikâyetle- rimizi dinliyecek bir merci bulama- dığımız için bugün matbuata başvu- d Piyasaya diğer alıcıların da işti- Bursa (LAN,) — Te tesrssazsı Jesinden İsmail oğlu Ahmet ile kar- deşi 14 y aşındaki İbrahimin Ci - bali köyünden Mustafanın evi altin- küçük nü İncesuda Hükümet Konağı ümet konağı yap- a ir. dva sahada, memurlara 1 — İdare heyeti nizamsız olarak teşkil edilmiştir. Yeniden serbest in- tihap yapılmalıdır. 2 — İsrafa nihayet verilmelidir. yapılmış olan ve hepsi lüzumsuz o- Dahili lan inşaat yaptıranlara tazmin etti- rilmelidir. * Denizbank Amelesi Denizbankın teşekkülünden evvel Denizb talimatnamenin 9 uncu maddesine göre de işten mütevellit kazalarda yaralananlara azami bir aylık yevmiyesinin yarısı veriliyor. İş başında kendi kusuru olmadan hastalanan bir adam için bu kadar- cık alâka kâfi değ & dakk ildir. denizyollarının tahmil - tahliye iş- lerinde çalışıyorduk. Denizbank bi- zi kendi emrine alarak saat başına gündüzleri 18, geceleri 20 kuruşa çalıştırmağa başladı. — Evvelce 135 kişi idik. Yeniden adam — aldılar İncesu kasaba- | — L N dükkânında müdüre ev- veloıwhmmğ&_gğââîxılira maaşın 250 liraya a se- us daki ahıra girerek kısrak çaldıkları iddia edilmiş ve haklarında takiba- ta başlanmıştır. İkisi de tevkif edilmişlerdir. başlamıştır. nün yapılması miştir. “AKA GÜNDÜZ Dizlerin dermanı olsa, tövbenin imkân Si ) ı yok! B__Alîuılîıeâ Refik'ten — ayrılamıyacağını anlysymca üyükada'ya götürmek vazifesinin kendisi üş- tüğünü hissetti, giğe Çi Üç gün sonra Ada'dan döndüğü zaman ibi hayretli bir bakıştan sonra, söylemekten ;'ekınmw 352::1 — Bayım, siz yataklık hastasınız. ; Vüurgun sanki böyle bir ihtarı bekli ıı_s çıkarmadan, titremedi lg!ı:diil.âlîe bir kaşık et suyu, ne yarım kâse yoğurt. ilâçları ve hekim reçeteleri fayda vermedi. Vü- cudünün hemen hemen bütün İç kısımları ihtilâl halindeydi. Dördüncü gün kendisini kaybetti ve on dokuzuncu gün gözlerini açtı. Yorgunluğu çok derin ve ız"tu-aplıydı. Hareket değil ya, kıpırdan- mak ne mümkün. Parmaklarını bile oynatamıyor- du. Her şeyi sis içinde görüyordu. Yâlnız ufku be- yaz hayaller, şakuli beyaz hayaller. Bir aralık kâ- bus ge?i.rdığinl sandı. Hastalığı başlarken de kâbus geçirmişti. Lokomotifler belinden, transatlantikler dizlerinden gelip geçmişlerdi. Şimdi neredeydi? Kaç gündenberi hastaydı? Hiç bir şey hatırlamıyor. Sun'i tarzda beslendiğini far- ketmiyor. Konuşmak istediği halde dudaklarını oy- natamıyor, nefesi çıkmıyor, Ses işitmiyor, konuşul- duğunu dudakların oynamalarından anlıyor. —Ayıl- dığının ancak ertesi günü bir hastane — koğuşunda olduğunu öğrenebildi. Bu uzun ve kalabalık koğus yormuş. Hiç ve y dan yatağına ı Yine İncesuda beton bir köprü - | rpiz istekliyiz. Müteahhide veril - ARĞ yaçyoktur: İadesi lâzımdır. leri * ol n 1 aöi gne —ç evi yaptı ğa | ai aa bir VA atAş teelan tan SÖme p ._.-.ıu:ifî)—wz.. “etine ıîeğ TEFRİKA No. 57 hoşuna gitmedi. Fakat bunu nasıl anlatsın? Kımıl- dıyabilmeğe başlıyan kaşını, — gözünü kullanarak (Beni burada yatırmayın) demek istediğini bir has- tabakıcı hemşireden başkası anlıyamadı. Binlerce hasta üzerinde yıllarca tecrübe gören bu geçkin kız âdeta bir psikoloğ olmuştu. Baş hekime söyledi Şu cevabı aldı: 4 — Hususi odada yatmanın bir usulü, icabı var- dır. Koğuş istemem, diyen her hastayı (Emredersi- niz) diye hususiye geçirecek olursak sonu gelmez — Ferçayinzi (Affedersiniz) Her doktor! H;sg,;_ mız o usulü, icabı yerine getirecektir. Ailesi geldi, bana söyledi. | — O halde iş bana düşmez, hastane idaresine müracaat etsinler, bana ne söylüyorsunuz. — Ferçayinzi Her Doktor! Geçkin hemşire biraz asabi ve biraz karak çıktı. Müdürün odasına girdi; bi — Bay direktör, dedi. Üçüncü dahiliye ko; daki 31 numara hususi odaya geçmek İstiyor. 6:; numara boştur; On beş günlük ücretin tutarın.ı i na göndermişler, buyurun. ğ — Fakat on beş gündür kendisini olmamıştı. Bu parayı kim getirdi? — Ailesinden bir Bayanı tanıyo zarfı de bana göndermiş. aü için- — Ben bu hastayı yakından tamyacnğım_ fakat bir türlü hatırlıyamıyorum, siz tanıyo mek. E e dE arıyan soran 4 — 200 lira aylıkla tayin edilmiş olan müdür muavinine hemen izin ı L ı Xa e— Her yemekten sonra — Hastamız Vurgun Haydamak'tır Bay direktör. — Vurgun Haydamak mı? Amma yaptın Selma hemşire! — Evet ta kendisidir. Nüfus cüzdanındaki adı, başkadır. Tanıdığın adı müsteardır. Bize nüfus cüz- danile getirdiler de ondan tanıyamadınız. Zaten ta- nınacak hali de kalmamış ki. — Hemen şimdi! Şimdi! Çabuk! 63 ikinci sı- nıftır. Birinci lüks serisinde 12 ile 14 boştur. He- men oraya götürünüz. Ücreti mücreti karıştırma. Üçüncü sınıf ücretine yazarız, 12 de yatırırız. — Bütün aile efradı size — minnettar olacaktır, Bay doktor. — Hadi hadi, saçmalayıp durma! Şimdi hepsini biliyorum. Onun hiç kimsesi yoktur. Kimbilir han- gi dostu her nasılsa, gizlice yardım etmek istemiş- tir. Açık söyle hemşire, bu yardım etmek istiyeni tanıyor musun? — Hayır. Şey, hayır, hayır! Tanımıyorum. Gözlerine dikkatle bakarak: — Tanıyorsun! — — Yemin ederim ki, tanımıyorum. s — Öyleyse ben tanıyorum, kim olduğunu söyle- yim mi? — Beni alâkalandırmaz ki, Bay doktor. — Alâkalandırır. Söyliyeyim, Vurgun'a bu oda- yı kiralıyan sensin! ş ğ — Ben mi? Ne söylüyorsunuz? — Niçin olduğunu da söyleyim. Üzülme. Benim aklıma fena şeyler gelmez. Sen Vurgun'un hasta- bakıcı hemşireler için yazdığı o tanınmış eserini okudun, ona karşı manevi bir sevgi besledin. Bu sevginin sana verdiği ilhamla bu iyi işe teşebbü sühuletle çıkarmasına yardım eder. z HER ECZANEDE SATILIR ANNELERİN YEGÂNE DÜŞÜNCELERİ ÇOCUKLARI GÜRBÜZ ve SAĞLAM GÖRMEKTİR! ÇOCUĞUNUZA il tahliyesindi *BÜN EVROTİİ En Şiddetli Baş ve Diş Ağrılarını Dindirir. ROZIIİ sancıları keser. Nezle, grip ve roma- tizmaya karşı çok müessirdir. KEARİELEERE TT TAR LT S ğ"'" TAN Gazetesi " £ İlân Fiyatları z Bakmar Geanatbk mnğoculdm, â'l inci sıyfo' sanflml ;g E3 L U L 2( .4 . ' ' N Eiİç sayfalarda , / ğ Son sayfa t | Z Dikkat: 1—1 sahtim; gazetenin iİn : yazısile 2 satırdır. 2 — İlânların fiyatı — gazeten tek sütunu üzerine hesi ADYOLİN ü ö a y n dişlerinizi -f.ırçalşv#ıâ. lanmıştır. ğaı— Kalın yazılar da gazete kapladığı yere göre santi ZatmlnÂkülür — küçük ricada bulunabilir miyim? Bu İşi Vur; Haydamak bilmemelidir. Çıktığı zaman hastane bir ikramı sanmalıdır. — Her doktor ne söylüyor? — Ona kalırsa, Vurgun yolcudur. — Bizimki ne söylüyor? — Şiddetli bir ambaragastrikte ısrar ediyor. | kat zaâf idir. lık, kansızlık., * — Ona iyi bakmalı hemşire. — Gerek biz, gerek bütün asistanlar başını ayrılmıyoruz. Genç doktorlarımızın bu gibi işle gösterdikleri büyüklüğü size anlatamam. — Hastabakıcı çok şefkatlidir. ama, gözü yı değildir. Hadi hadi, sil gözlerini de odayı hazır Yatırınca bana haber ver. Baş hemşire gizliyemediği bir sevinçle çıktı. ! rım saat sonra Vurgun birinci sınıf bir lüks odi upuzun yatıyordu. İniltilerle dolan bir yerden £ siz, aydınlık bir yere geçmek, hastanın psikolo üzerinde çok iyi bir tesir yapmıştı. Kaşık kaşık rilen ayranı yutabilmeğe başlamıştı. Bir yandan kuvvet verici iğnelere devam ediliyordu. Her d tor, Vurgun'un hâlâ ne diye ölmediğine şaşıyord Bir gün doktor Esenalp, hastaya bir kaç kumi da verdi: — Sağ kolunu kaldır! Sol kolunu göğsünün tüne koy! Gül azıcık! Canım eski fotoğrafçılar a: ma gül demezler miydi? Sen de öyle gül, Hasta bütün bu hareketleri yapınca: — Artık bir şeyin kalmadı, , Bay Vurgun! de Bugünden itibaren dayan bol bol yemeğe! Ayına varmadan Vurgun oda içinde dolaşmı b hn t ettin. ş Yere bakarak, tane tane: — Eğer sırf böyle düşündünüzse, evet, ben bu- na teşebbüs ettim. Fakat.. h — İnan ki, başka bir sebep aklıma gelmedi. In- sanl.:ıj yalnız aşk denilen et güreşi için mi birbirini arar? — Cok teşekkür ederim Bay direktör. Sizden bir şladı. Fakat bir çivi saplanmıştı: Ben burada ne işim var? Peki, hastayım diyelim. H tayım ama, bu odada haftalarca yatabilecek kı rette değilim. F Bir gün başhemşireye sordu' — Beni arıyan oldu mu? Başhemşire önceden hazırladığı yalanı su gi ezbere söyledi: (Tdoname aanal