13 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

13 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Uludağın, iki hafta önce alınmış nefis bir manzarası Bir Kayakçı Hâtıralarını Anlatıyor Uludağ da En Güzel Bir Kış Stadyomu Haline Geldi (Uludağa her fırsatta ko- şan okuyucularımızdan L. O. Çıkıgil'in notlarını aşağı» ya naklediyoruz) * G* hafta gazetelerde kış Avrupayı kasıp kavuruyor diye okurken İstanbulda havalar çok mülâyim geçiyordu. Uzun se nelerdenberi yılbaşını ve onu ta - kip eden haftaları bir arkadaşım- la dağda kar üzerinde geçimieye alışmıştık. Bu itiyadın bu ssne bo- zulacağımı zannederken Uludağ - dan jik güzel haberi aldık: Bir met re kar... Her Uludağa gidişimizde oldu- Bu gibi, yine, Avrupanın daha ta- damadığı bir zevki tadıyoruz; Si fır rakımından vapur İle 2009 ra- kıma kayak kaymıya gidiyoruz. Hele bu sene bu gidişi yeni va - purlarımız bir kat daha süslemek- te, Rahat kanapelere gömüldük. Çay içiyoruz. Radyodan müzik din liyoruz. Etrafı seyrediyoruz. Konu- şuyoruz. * Mudanyaya yağmur içinde çık- tık. Gözümüz Uludağ sırtlarında. Fakat bir şey görmeye imkân yok. Her taraf kapalı, Her tarafta yağ- mür. İkimiz de şüpheli şüpheli bir- birimize baktık. Bu sıcak yağmur havasında acaba Uludağ nasldı?.. Ne olursa olsun çıkmaya karar ver dik. Bursaya geldiğimizde iyi ha- vadislerle karşılaştık. Zaten Baka- cik sırtları da bu haberleri teyit etmekte idi; beyazdı. * ant 15 şi geçe çantalarımızı ve kayakları “Bağlı,, kö « yünden bir Ninenin hayvanına yük ledik. Buradan iltihak eden bir arkadaş ile beraber ufak bır kafi- le halinde, şu meşhur Elmaçukuru vadisini tuttuk, Niyetimiz ük mer bale olarak Karabelene erkenden warmaktı, Çamurlara bata çıka, yanımız- daki ninenin Bursadan gelen at - kadaşa ikide birde “A küçük Ba- yan senin ne işin var buralarda?,, diye nasihatini dinleye dinleye ka- ranlık bastıktan sonra sat 18.30 da Karabelene vardık. Hepimiz yorul muştuk. Nineye yanımızdak! Ter- möstan çay verdim. O buna sevin di Isındı. Hayvana atladı. Köyü - pe doğru karanlıkta kayboldu. Bız üçümüz oradaki Jandarma karako lunda bir müddet dinlendik. Yol - cu yolunda gerek derler. Fazla o- turamadık. İkinci merhaleyi yürü meye başladık. Ziyasın orasır& bizden esirgemiyen ay ışığı altın- da bir hamlede Kirazlıyayla sığı- nağina vardık. Burada büyük bir mola verdik. ye tam 21 de sığınaktakile- re veda ettik. Yolumuza ko- yulduk. Kar çoktu. Hava - daha soğuk zamanlarını bildiğim için - soğukça denecek kadar mülâyım - Uludağın zirvesine doğru di. Bulutlar kâh üstümüzden kâh yanımızdan geçmekte. Kar serpi- şiyor. Rüzgâr da var, Arasıra da ay halimize acır veya gülüyormuş gibi bir tavırla bize bakmakta, Yü rüyüşümüz mutedildi. Hepimizde biraz yorgunluk alâmetleri belir - weğe başladı. Hele İstanbuldan gelen arkadaşla ben de aylardan- beri büro hamlığı da var, Konuş - madan dönemeçleri birer birer geç tik. Kayaklarımızın kar üzerinde hışırtısı, yolun iki tarafındaki te- peleri yumuk yumuk örtülü çam- lar, tabiat güzelliği bize yozgunlu- ğumuzu unutturuyordu. Bir gece evvel yine ayni saatte İstanbulda çamurdan sakınarak taşlar üzerin- de seke seke sokak gürültüsünden kazan gibi olmuş kafamla gider- ken 74 saat sonra bu sessizlikte do laşma İnsana içten gelen vir oh dedirtiyor. Arasıra üçüncü arkadaş arkadan sesleniyordu: Kömür isti- yen var mı? Onun kömür dediği nesne: Bildiğimiz şeker. Kayak e- vinde bir lavhada şöyle yaziyor: “Sporcunun kömürü şekerdir, Ha kikaten de öyle. Mide şekeri ça- buk temessül ediyor ve ve şeker vücutta çabuk yanıyor. Merbalde alkollu konyaktan çok daha sıhhi bir nesne. Bu ahenkle Devetaşını geçtik. Hotel gözüne vardık. Bundan son- rası artık kolaylaşmıştı. Kolaydı amma saar de 23 olmuştu, Uyku göz kapaklarımıza oturmuştu. Ça- resiz gözümüzün önüne durınadan kayak evinin yatakları ve çay do lu fincanları geliyordu. Bu heves- le durmadan yürüyorduk, Arkadan kömür veren arkadaş imdada ye- tişti. Adımlarımızı saymıya başle- dı ve her 100 de bize sesleniyor du. Rakkamlar çoğaldıkça sevini- yorduk. Çünkü hepimiz de biliyo- ruz ki Hotel gözü ile Kayakevi a- rası normal kayak adımı ile 3400 adım. Böyle adım saymak insana gü- Tünç gelir amma dağlarda buna benzer işaretlerle yolları tesbit et- mek çok faydalıdır. İnsan bu sa- yede birçok kere siste tipide yolu- nu kestirebilir - ve tabiatın böyle anlardaki korkunç ellerinden kur tulur. km evine tam rant Dade vardık. Her sene muay- gla sise Jadığımız mutst arkadaşlardan ba- zıları bizi beklemişler. Biraz konu şabildik. Çaylarımızı höpürdettik. Kayak evinin temiz yataklarına gö müldük. Bütün zahmetine rağmen bir günde 2000 metreye o yelmiştik. 24 saat evvelkini düşünmuye vakit kalmadan dalmışım. Uyandığım zaman saat <abahın 7 disiydi. Ertesi gün yine Istanbu- la dönecektik. Onun için Azami is- tifade etmek lâzımdı. Kuvveli bir kahvaltıdan sonra dışarı çıktık, Mütat ziyaretleri yaptık. Cennet- kaya... Fatintepe... Uludağ zirve - sini hiç olmazsa görelim diyerek Fatin tepeye birkaç defa çıktık. Fa kat nafile idi. O, sislere bürün - müş saklanmış. Fatintepe civarın- daki Fatin hocanın güneş tutul - masin seyrettiği damsız kapısız kulubeyi dolaştık. Sahihinin kulak larını çınlattık. Öğleden sonra $6- nenin $on bir orman turunu da yap tık. kşam lan otelde toplan. dik. Samimi ve sıcak muhi- ti herkes kendi evi kadar benler sedi ve sevdi. Ne yazık ki her şey- sine itina edilmiş bu “sv. den ayrilmak zamanı çabuk geldi, Bi- raz olsun İstirahat etmemiz lâzım- dı. Çünkü 6, yedi saat sonra Ulu- dağa voda edecektik. Misafirlik az oldu. Bayan Nemideye çocuklar gi bi uykumuz geldi, geceniz hayırlı ol sun demeğe sıkıldık. Saat 2 de yi- ne kayakları taktık yine kür hışırtısı dinliye dinliye ve şehirde topliya- cağımız zehirleri bir yeni fırsatta yine buralarda yıkamak üzere av- det ettik. a aş Yılmazsporlular Çalışıyorlar OKUYUCU MEKTUPLARI Avrupadan Aşçı Getirmek Doğru mu? nun oldum. Avrupadan getireceklermiş. Avrupadan gelecek aşçı Türk yemeğinden anlamaz. Bizde ise, her türlü yemeği pişirebilecek ve öğreterek o mütehasns aşçılar vardır. Hattâ bunlardan pek çoğu birkaç lisan da bilirler. Bunlardan kız, sanat mekteple - rindeki derslerden de istifade © edilmek kabildir. Kenarda köşede kalmış kabili- yetlerden istifade etmek, Avrupadan aş- ci getirtmekter daha fuydalı olur kanan- tndeyim, Beynelmilel Yataklı vagonlar Ankara Ekspresi aşçilarından Nazif Dönmez * Denizbank Vapurlarının Geliş Saatleri Belli Değil Denizbank vapurlarının limanımıza ge- iş sanileri intizamsızdır. Acenteden mu- Yaralat saatini öğreniyor ve yolcumuzu beklemek için rıhtıma gidiyoruz. Fakat vapar ya daha evvel gelmiş oluyor, ya- hut ta bir kaç saat daha gerikiyor, Telsi. zin mevcut olduğu gu asırda muvasalat sastini doğru olarak teshit etmek kera» mete muhtaç değildir. Bu hüsumn him- met edilmesini rica ederim. Okuyucularmızdan * Ahmet Vefik Bir Çuval Un Ne Olacak? Dükkârimen yanındaki firından 14 a evvel bir çuval wn aldım. Vergisi verildi. dine dair üzerinde mühürü de vardı. Ay“ Hİ gün koruma memurları gelerek ifrazi- yesi olmadığı için çuvalı kapatıp mühür- lediler, O zamandnnberi de arayıp soran olmadı. İtraziyesi olmadığı için müsade. resi lâzım geliyormuş. Öyleyse, nizin harineye sit olan mal çuval içinde çürü- tülüyor. Paşabahce İskele eaddesi 12! numarada Atıf Seksendört * Haksız Yere İşimden Çıkardılar Liman İşletmesi hamallarından idim, İki senedir bizim yevmiyemiz üzerinden | | araba farkı olârak 37 bin lira toplandı. Bu bizim hakkımızdır. Bunu aramak için 80 kişi ayrı ayrı istida verdik, Nazar dikkate almadıkları gibi 80 mizi de işten çıkardılar, İki aydır bu Gin olman İsletme amciesinden 1895 numara Salih Çavuş * İki Senedir İşsizim Bandırmada « evvelâ kir koruculuğu, #onra da bekçilik yaptım. Senelerce bu vazifelerde çalıştıktan sonra İki sene ey- vel ihtiyardır diye işimden çıkarıldım. Parasız ve işsisim. Halbuki ben de sefer- berlikte ve mil mücadelede hirmet et- tim. Döm yerimden yaralıyım. Hizmetle- rine alt vesikalarım var, Benimle mesgul olacak bir makam yok mudur? Bandırmadan Mehmet Çavuş Türk Ticeret Bankası 25 inci Yılına Bastı Yurdumuzun milli bankacılık ta - rihinde mütevazi, fakat hususi bir! mevki işgal eden “Türk Ticaret Ban- kası,, bugün yirmi beşinci yılını id- rek etmiştir. Adapazarı Bankası adıy la 913 senesinin 13 üncü günü açılan bu milli bankamızın yirmi beş sene- denberi ekonomi âlemimizde daima muvaffakıyetli adımlarla ilerliyerek son mütekâmil şeklini almıştır. Ban- kanın 1919 senesinde yüz bin liraya çikarılan sermayesile faalivet sahası genişletilmiş ve 1922 de 159 bin Jira olan sermayesi halen iki milyon Hira- ya yükselmiştir. Bankacılık hayatın- İda çok mühim ticari işlerle meşgul İolan Türk Ticaret Bankası, büyük İ taahhütlere girismiş, Nazilli, Ereğli ve Kayseri İplik fabrikalarının demir inşaat işlerini başardığı gibi ziraati- mize de pulluk imalâtı suretile hiz- met etmiştir. Bankanın araba ve ka- roseri tertibatı için kurduğu imalât- hane muvaffak olmuş işlerdendir. A- dapazarının elektrikle tenviri de ban kanın tesisatile vücut bulmuştur. Bunlardan başka Türk Ticaret Bankası ormancılık ve imar işleri ile meşgul olarak mühim hizmetler gör- Tekirdağ, (Hususi) — "Tekirdağ | müştür. Bankanın Türk mahsulleri- bölgesi maçlarında finale kalın Yıl-| nin kıymetlendirilmesi ve satılması mazsporla Halkspor arasındaki çe -İ ile beraber Mracını temin maksadi- tin maç 2—2 beraberlikle neticelen-İle kurduğu Ürün sirketi bütün piya- di. salarımızda muvaffakıyetle iş gören Yılmazsporlular iyi bir ist'kbalo| bir müessese haline getirilmistir. Yir namzettirler. Şuurlu çalışıyorlar. Bu | mi beşinci yıldönümü dolayısile Türk çalışmalarının semeresini görmeleri | Ticaret Bankasına muyaffakıyet te- tabiidir. menni ederiz. Denizbankın aşçılığı ileriletmek özece bir kurs açacağını gazetelerde okudum. Çok yerinde bir karar olduğu için mem- Ancak kursun rmuallimini | Bu sene henüz Almanyadan yeni fi- SATIŞLAR : 13.1.1939 Piyasası Yeni senenin av derisi piyasası a- çılmıştır. Yeni piyasaya ilk getirilip satılan mallar sansar ve zerdövadır. Getirilen tilkiler üzerinde hiç bir mu- amele olmamıştır. Tavşan derileri i- çin Amerika tüccarlarının verdikleri fiyat 12 sent, yani 16 kuruş tuttu - a lavşan derisinin satışına imkân görülmemiştir. Ame- rikadan sansar ve zerdova İçin iyi fi- İyatla talepler vaki olmuştur. Kara- deniz sansarlarının çifti 30 - 32 Ira, Anadolu sansarlarının çifti 28 - 30 lira, İzmir mntakası sansarlarınn çifti 21 - 22 raya ahnmaktadır. Zerdovalardan Karadeniz malları çifti 38 - 40 liradan muameleler ol muştur. Bu malları en ziyade Amerika ve Londra ticaret evleri satın almakta- dır. Piyasamızdan geçen seneden dev redilerek kalmış yirmi beş bin kadar tilki derisi vardır. Bu malların bu se- ne satılması ümit edilmektedir. Bu sene piyasaya getirilecek tilki deri- lerinin de 40 - 60 bin kadar olacağı tahmin ediliyor. Av derileri ile alâ- kadarların verdikleri malümata gö: bu malların seneden seneye kalması hiçbir endişe tevlit etmez. Türkiye mallarının mutlaka hepsi satılır. Porsuk derileri üzerinde de işler baslamıştır. Geçen sene Almanya bu derilere 650 kuruş vererek almıştı yat gelmemiş olmakla beraber Al - manyada 400 kuruştan alıcılar oldu- $u isitilmiştir. Amerika ve İngilte- ve İçin porsuk satılmasına simdilik imkân görülmemektedir. Bu iki mem teket alterları porsuklara 250 kurlş a REN Bin Kilo Fizdık Stoku Var 1939 yılının başlangıcından itfba- ren piyasalarımızda fındık ve ceviz için kıymetli hareketler olmuş, fazla miktarda mal satılmıştır. Fındık sa- tuşlarından Akçakoca, iç tombulla- rından 11800 kilo 77 - 80 kuruştan ve 12 bin kilo sivri fındık içi 77 ku- ruştan verilmiştir. Hamburga 13500 kilo, Nevyorka 7500 kilo ve Bostona 2500 kilo fındık ihraç olunmuştur. Kastamonu cevizlerinden 2600 kilo iç kilosu 45,5 kuruştan, Artvin, A- masyi ma'ları 50 kuruştan 4965 kilo, 6599 kiloluk !kinci bir parti de 52 ku- ruştan, 1494 kiloluk bir parti 54 ku- ruştan satılmıştır. Diğer ceviz mın- takalarından 33626 kilo muhtelif tip iç ceviz 54 - 63 kuruş arasında ve ya- | rım beyaz işlenmiş cevizlerden 4750 kilo 75 kuruştan verilmiştir. Ka -| buklu cevizlerden dahi 14758 kilo- luk bir parti kilosu 19.20 kuruştan sa | tılmıştır. Kabuklu cevizlerden Ham- burga 8800 kiln gönderilmiştir. İç ce- vizlerden ise 4530 kilo Kopenhaga, 38 bin kilo Hamburya, 1800 kilo İs- viçreye, 1500 kilo Praga, 18570 kilo Bremene. 3000 kilo Bretislava ihraç olunmuştur. İstanbul piyasalarında 25 bin kilo iç ve 15 bin kilo kabuklu fındık ile 110 bin kilo iç ve 15 bin kilo kabuklu ceviz stoku bulunmaktadır. —— Yeni Yılın Av Derisi Canlı Satışlarla Açıldı |IÇ PİYASALAR : Bol Miktarda İstekli ve ÇEKLER Londra Nevyork Paris Mütno Cenevre Amsterdam Berlin Brüksel Atina Sofya Prag Madrid Vargova Budapoşta Bükreş Belgrat Yokotama Stokholm 304215 Moskova 2857 ESHAM VE TAHVİLÂT Türk Bare 1 Vadeli © 1930 Türk Borcu 1 Peşin o 1035 Türk Borcu II Peşin 1030 Ergani 19575 1932 52 Hazine tahvili 67.— 591 1265275 3335 6.88 28.605 623 80.7725 21388 10115 1.5550 43375 591 209479 502 00025 28175 345025 m veriyorlarsa da piyasamız satıcı ok mamıştır. Tavşan derilerine Almam yadan dahi talepler beklendiği gibi her sene olduğu veçhile İngilterenin de bir miktar alması muhtemeldir. merikan al'cılarının da faaliyete ge” çerek tavşan derilerine daha iyi #1 - yatlar verecekleri ümidi gittikçe kuvvetlenmektedir. — . Buğday Geliyor Buğday piyasası gevşek, arpa pi “ yasası sağlamdır. Buğday fiyatların- da yeni bir tebeddül olmamıştır. A“ nadoludan ihtiyaca kâfi miktarda buğday gelmekte olduğundan yüksel me istidadı mevcut değildir. İzmir, Balıkesir, Bandırmada fiyatlar dahs yüksek olduğundan Anadoludan ors lara mal gönderilmesi tercih edil * mektedir. İzmirden gelen malların demiryolları antrepolarında ücretsiz olarak bir sy müddetle muhafaza et #irilmesi tüccarın tercihan İzmire mal göndermesini temin eylemekte- dir, Arpa fiyatları yükselme istide- dını göstermektedir. Anadoludan ge“ len malların miktarı az ve talep art- mış olduğu için dökme arpalar 4,16 kuruşa, çuvallı arpalar iskele tesli- mi 4130 kuruşa kadar satılmaktadır. Dünkü satışlarda yumuşak buğday» lar 5,15 - 5,25, sert buğdaylar 5,05 kuruştan verilmiştir. Mısır piyasalarında faaliyet art makta olduğundan satışlar iyi bir şe kilde devam etmektedir. Sarı mısır” ların kilosu 4.28 - 4.30 kuruşa kadar verilmiştir. Trakyanın dökme halin” de olan kuş yemleri üzerinde geçe muameleler az olmakla beraber fiyat lar 5,25 kuruşta durmuştur. 'ortakel ve DIŞ TİCARET : Yunanistanla Anlaşma Meriyete Girdi Türkiye - Yunanistan arasında İm- za edilmiş olan yeni ticaret ve kli- ring anlaşmasının tatbikatına geçil- miştir, İkineikânunum birinden itiba- ren meriyet mevkiine girmiş bulu- nan yeni anlaşmanın müddeti bir se- nedir. Son yapılan anlaşma madde- leri geçen seneki anlaşma şartlarının aynidir. Ancak bazı maddelerde tadi- lât yapılmış olmakla beraber eski an- laşmanın devamı mahiyetinde telâk- ki edilmektedir. İki memleket ara « * Mandalina Geliyor Son iki gün içinde turfanda min takalarımızdan yine bol miktarda ağaç kavunu, portekâl, mandarin$ getirilmiştir. Mersin yafaları 96 san dıklar içinde 800 - 830 Kuruşa 120 Mk sandıklar 750 » 780, 160 lık sandık” lar 740 - 760 ve iki Yüzlükler 700 - 1750 kuruşa toptan satılmıştır. Gelen malların fazlalığına tüğmen fiyat Yarda hissedilir derecede ucuzluk ok mamıstır. A sındaki ticari münasebetlerin inkişse fına yardımı olacağına şüphe edilm” yen bu anlaşma bütün Türkofis mem kezlerine tebliğ olunmuştur. — are aza asım»

Bu sayıdan diğer sayfalar: