ef - Demokrasinin En Büyük Düşmanı: Para (Başı 1 incide) aldatarak gizli çalışır ve adamı far- kına varmadan esir eder. Para, her hangi bir hükümet içim ex teki düşmandır. Fakat bilhassx demokra- silerde paranın jena vo önü gördüğü- rencide olur lerde paranın, hodgdri masını görmiye alışmı Jimlerde para ve swistimsi Fakat halkın ve umumun menfenfa- atine çalıştığını iyen rejim! de paranın rol oynalığını görütek bi- zi rahatsız eder. “Halka hizmet fikrinin temizliği temin ettiğine cani olduğumuz için bu rejimde hayal sukutuna uğramak hoşumuza gitmez... « .. Para muhtelif şekillerde tesir “yapabilir. Adam satım alma, suiisti- male sevketmek paranın fenalıkla- rından yalnız biridiz. Bir adama para vererek onu meşru veya gayrimeş- ru husust veya şahsi bir menjan* uğ- Tune sutistmale sevketmek demok- rasilerde çök görülen vakalardandır. “Fransa, Şimali Amerika, İsviçre, Avusturalya ve Yeni Zelândada yük- sek maaşlı memıriarın ekseriya nc- muslu ve dürüst olduklar, Şeke aaaşın azaldığı aşağı sınıflara in- dikçe suüistimalin ve pera hijuru- nun arttığı görülü. Bilhassa Ameri- e iş adımlarının iş alıp verdikleri belediye elerinde sui- istimalin hududu yoktür.. , “Modern demokresiler içinde en i- yi idare edilen, en temiz ve tam ma- naşile helkçi olan iki hükümet var- dır: İsviçre ve Cenubi Afrika. Bx| iki memlekette zengin odarı yoktu. | Pura rol oynamıyordu. | “Fakat Amerika, Fransa ve Ka hadada çok zengin edem olduğu içir oralarda sutistima! daha çok görü-| Türe * aranın en ziyade vol oynadığı | memleketler ya zengin! çok olan ve yahut yeni bir kalkınma başlangıcında olup da çok iş imkân- “İnrı bulunan yerlerdir. i Biripeiye misil Ametikadır. Orâ- da meşhur şaki Algapon, etrafa pa- ra dağıtarak, memurları para il tan alarak saltanat kurabilir. Bi para memurun gözünü karartır. O- nun İçin de nazırlarma kadar en çök saistimal ile şöhret bulan memle| ket Amerikadır. Paranın rol oynıyabileceği memle- ketlerden biri de Türkiyedir. Çünkü bir kalkınma devrindeyir.. Her şeyi yeni baştan yapıyoruz. İş sahaları ve büyük iş imkânları çoktur. Yok lar yapıyoruz. Fabrikalar yapıyoruz. Bir çok makineler ve öletler getirti- yoruz. Abdülhamit devrinden kalma “İtin muhtelit bir Macar - Çek komis- z AN Çek Askerleri Macar Topraklarında (Ben 1 incide) bunun üzerine göğüsgöğüse bir mu- harebe başlamıştır. Saat beşte Çekoslovak bataryaları Munkach üzerine ateş açmıştır. At lan öbüslerden sekizi bir o! i To binasına ve müteaddit evlere isa- bet etmiştir. Saat 10 da Çekoslovak bataryaları tekrar ateş etmiye başlamiştir. Bom- bardıman öğleye kadar hilâ devam ediyordu. Çökoslovaklarla Ukranyahlar, Sat morgza nehrini geçmiye teşebbüs et-| mişlerse de muvaffak olamamışlar- dır. Hadudun tahdidine memur komis- yona mensup olari Macar zabitleri de muharebeye iştirak etmişlerdir. Hudutta tahşidat yapılıyor Budapeşte, 6 (A.A) — Macar a- anısı bildiriyor” Bir Çek kurmay albayı ile diğer bir zabit saat 15 de Munksez'e gel - miş ve hâdiseye yanlışlıkla bir kü - çük zabit sebep olduğunu bildirmiş | tir. Çek zabitleri girer- lerken Çek bata: ateşe devam edince, Çek alhayı hay- retini gizlememiş, fakat bombardh -| rduracak vaziyette olmadır | lemiştir. Şehirde altı infi- ralanmıştır. Çekler şehir önüne cv. | vet tahsidine devam etmektedirler. Prag, mesuliyet tammıyor Prağ, 6 (A.A) — Neştedilen resmi bir tebliğde, Munkaezdeki vahim hâ- |» dise hakkında halen şiddetli bir tab- kikat yapılmakta olduğu ve tahkika- bir zihniyetle bir kısım eenebiler da-! ima Türk memurlarını para İle sa- tın alabileceklerini zannederler. Bu vaziyet ve zihniyet -sulistimale yol açabilir. Demokrasilerin sullstimale ve pa- Tanım nüfuzuna karşı iki silâh var- dır; Kanunlar ve efkârtumumiye. Cümhuriyet rejimi Avrupanm bu zihniyetini tashih edecek derecede kuvvetli kanuni tedbirler almış ve| paranın. nüfuzunu kirmak için, elin- den geleni yapmıştır. Şimdi de devlet mübayaalımda ko- misyoncuların ortadan kaldırılması kararı, paranın nüfuzuma karşı daha şiddetli bir kanuni sed çekecektir. ön, temizliğin » VA sten dürüstlüğ ve narmıskörliğin timsali olan ve halkın menfaati ile kanunu her şeyden üstün biler İsmet İnönü Tür- kiyede paranın nüfüzuna karşı tek Başına bir garanti teşkil eder. Bir karikatüristimizin çok iyi bir buluşu olarak tekrar edebiliriz. met İnönü devri ismet devridir, “| mucip olabilir. yonuna tevdi edileceğinin Macar maslahafgüzarına bildirdiği kayde- dilmektedir. * Şust, 6 (A.A) — Karpat Ukranya- #4 irtibat zabiti gönderdiği bir rapor- da, Çek müfrezelerinin Macar kıt tına taarruz ettiği iddiasının doğru olmadığımı, bilâkis sabahleyin saat üçe doğru Munkaezde üç kisilik bir Çekoslovak devriyesine taarruz edil miş ve bir jandarmanın yaralanmış olduğunu ve bunun üzerine müsade. me vukubulduğunu bildirmektedir. Lehistandaki akisler Varşova, 6 (A.A) — Polonya A- jansı bildiriyor: Munkach civarında Çekoslovek ve Karpat Ukranyası müfrezeleri tara- fmdan Macar topraklarına yapılan! tanrruzu Varşova siyast mahafi Çe- koslovkyada bazı unsurların ettiği demagojinin biz neticesi olarık addetmektedir. Yine bu hâdise isbat eder ki, bizzat bu unsurlar Karpat Ukranyasının bugünkü şeklinde bu- günkü hudutları dahilinde yaşaması. pa İmkân olmadığını anlıyorlar. Polonya siyasi mahafilince ehem- miyetle kaydediliyor ki, Karpat Uk- Tanyası gayri mesul bir takım sergü- zeştçi unsurlardan mürekkeptir ve Binaenaleyh bugünkü şeklinde mer- kezi Avrupada ancak karışıklıkları Hitler - Beck Mülâkatı | Endişe Uyandırıyor | Berlin, 6 (Hususi) — Lehis- tan Hariciye Nazırı B. Bek'in Her Hitlerle üç saat görüşmesin- den sonra Almanya Hariciye Na- zırı Von Ribbentrop ile görüş- mesi kararlaşmıştır. İki taraf a- rasında görüşülecek noktalar arasında Danzing, Ukranya, Le- histan ve Teşen'de yaşıyan AL man ekalliyetleri, Almanyadaki | Lehli Yahudilerin memleketleri- ne iadeleri ve Memel meseleleri vardır. Röyter ajansının iyi malümat al- makla maruf bir menbadan öğrendi - ğine göre dün Berchtesgaden'de B. Hitler ile albdy Beck arasında yapı - | Tan ve üç saat devam eden görüşme esnasında iki devlet adamı, bir Fran sız « İtalyan ihtilâfının tahaddüsü ha linde memleketlerinin hatlı hareketi nin ne olacağını müzakere etmişler - dir, Varşova gazetelerine göre Varşova 6 (A. A) — Matbuat, ha riciye nazırı Beck'in Berchestesga - den mülâkatı Kakkında pek ihtiyat - kâr davranmaktadır. İdaki mühim mülâkata tatbik (16 “Halihazırda 1929 senesi için bir hücum istikameti arayan Al | manya, muvaffak olamıyacağı » nı bildiği için Ukranya oyununu oynamıyacaktır.., Bu hususta yarı resmi Dorby Ji eczor gazetesi, bazı Fransız mahfelle. | rini Almanyayı Ukranya üzerine yü- rümeğe teşvik ederek İtalyadan yüz çevirtmeğe uğraşmakla itham etmek tedir. Almanya neler istedi? Paris 6 (A. A) — Parisin siyasi mahafili B. Hitler ile B. Beck arasın- çok yüksek bir mana izafe etmektedirler. Bu ma hafil, bu mülfkatın Polonyanm mu- kadderatı için katı mahiyette olduğu mütalsasında bulunmakta ve bu rüşmeyi B. Sehuchnigg'in geçen sene Berchtesgaden'e yapmış olduğu hai - levi ziyarete teşbih etmektedirler. Ayni mahafil, B. Hitlerin B. Beck ten yalnız Macaristan ile bir hudud istemekten kati surette feragat etmesini değil, ayni zamanda Almanyanın şarka doğru tevessüüne| müzaheret etmesini telep (etmesi muhtemel bulunduğu kanaatindedir. Ayni mahafil, Polonyadaki Uk - ranyal: ekalliyetin bu memleket nü-| fusunum altıda birini teşkil etmekte olduğunu hatırlatmakta ve Polonya- nın müstakil bir millet olmak mev İkiini kaybederek Almanyanın nok - tal nazarını kabul etmesinden isti - bah etmektedir. Zondradaki kanaat Londra 6 (A, A.) — Burada Beck ile Alman zimamdarları dostçasına bir itilâ? sında ndan ara yapılma şüphe edilmektedir, faket İngiliz dip lomatları, Almanya tarafından yakın bir zamanda bir cerrahi ameliye iera sı kabul edilmiş olması helinde bura başa Pölonyaya müteallik bulunan bir siyasetin netayicine karşı ko; manın Polonyalilara ait olduğ taleasında bulunmaktadırlar Ribbentrop da gidiyor Varşova 6 (A, A) — İyi haber a- lan mahfeller, Von Ribbentropun son kânanda Verşovaya geleceğini bildir mektediricr. P dim ; büyük bir ihtimelle bugün Mönfte) Polonya Hariciye nazırı B. Beck ile Von Ribbentrop arasında olan mülâkat esnasında tesbit edile- cektir. Bu ziyaretin Polonya - Al -| manya hitaraflık muahedesinin yıldö nümü olan 26 sorkânunda yapılması muhtemeldir Ciano'nun seyahati Roms 6 (A. A.) — Hariciye nazırı | Kont Cianonun şubatta Varşovaya yapacağı ziyaretin Tuna havzasında | ki İtalyan siyaseti itibariyle çok ma-| da tenkit edilmeyen ve fakat baştan-|X 1939 —— 7 Cümhuriyetçiler İlerliyor (Başı 1 incide) nisbet dahilinde iştireke hazırlan» maktadır... Nevyork Herald Tribune de şöyle diyor: “Amerikan © milleti toteliter tehlikesinin - ağır ağır Şarktan doğru Garp semasma yiiksetmek kendimiz için, . Amerika kıtası te olduğunu görmüştür. Bizzat için ve bütün dünya demekrn- eden mak İspanyada cölmkuriyetçiler ilerliyorlar — “penye yerde harekette bulun- üzere silâhlanmaktedır.., Londra, 6 Ofususi) de ansızm baslıyan taarroz tam bir müvaffakryet kazanmıştır. İki taraf arasında şiddetli muharebeler ve Frankistler hükümet kuw- in, arazi kazandıklarını tek- yorlar. Katalonvada Frankistler Artesen ve Bojos Blankas'tan daha ileriye gittiklerini bildiriyorlar. o Buradaki Frankist cephesi bir hilâl şeklinde dir. Artesa ve Borjas Blankas hilâ- Tin uçlarmı teşkil ediyor. Fakat PFrankistler o cephenin merkezinde ilerliyememişlerdir. Hükümeteiler Borjas Blankas et- rafındeki köyleri yakmışlardır. Genel Kurmay, Katalonya cephe sindeki altı kolordu hemen fama- men İlalyanlardan müteşekkil bu- Tunmaktadı İspanyol — İtalyan kolordusu bir İtalyan #rkasile üç NI? fırkayı ihtiva etmektedir. İngiliz tehkik heyetinin Barselo- vör tahkikler, Frankistle- sirf halkı kırmsk için sehrin en ık sırasmda İnsan öldürmiye yarıyacık tayyare bombaları attık- larını göstermiştir, Sabik Bask hükümetinin Londra- daki mümessilleri Almanların Bask illerinde tahte'bahir üsleri yap- iklarmı bildiriyor. Valansiya, 6 (A.A) — Esirsma- duta - çephefinde Cümluriyetçiler a yaptığı etmişler ve öğleden erre Morfadaki masyonalist cepheyi yarmıya muvaffak olmuşlardır. Nas sileri hesabına milletimiz İcap | İyonalistler geri çekilmişlerdir Cümhuriyetçiler Kordolamın şir linde Valseguille istikametinde İl hareketlerine devam etmektediri Estramadura cephesinde Cüml riyetçiler o Veleçeguille bölgesin Patadayı işgal etmişlerdir. ——— ..: WE), Pirinççi Köyündi : . Bir Cinayet /Bep 1 inerde) çırmak maksadile, evva rinççi köyüne gel şe başlamışlardır. Önce, Halilin evine girmi zını ağzına bir mendil * şarı çıkarmışlar, ahi da önlerine katarak köyden üzaklı mıya koyulmuşlardır. lardan ikisi, ellerinden kurtulmuş * gerisin geriye kaçmıştır. Soyguncu Tar, hayvanları fakiben tekrar kö) dönmüşler ve Halilin evindeki ahı bir daha gözden geçirmek istemiş lerdir. Gürültüden ev halkı uyanmi Halil, oğlu Arifle beraber hırsızla yakalamak üzere dışarı fırlamıştı Aralarında kısa süren bir boğuşma muş, mütacavizlerrlen biri tabanci sını çekerek ateş etmiş ve Hatili yi ralamıştır. Bunun fzerine. Hahlin diğer oğu ları ve komşu Mustafa «a hırsızları üzerine atılmışlar, araya karışan d ğerleri ile birlikte yarım saat süre bir boğuşma olmuştur. Neticede, Yaşar, Arif ve Mustaf muhtelif yerlerinden yaralanmışlar hırsızlar da bir yolunu bularak kaç mıya muvaffak olmuşlardır. Ha) kaçırılan kızı, bu sırada soyguncula rın ellerinden kurtulmıya muvaffa olmuştur. Zavallı Halil, tedav! için hastane ye kaldırilirken yolda ölmüştür. İş cl koyan jandarma, sabaha karşı #9 at dörde doğru, mütecavizlerden dö dünü Cebeciköyü üzerinde yakala miştir. Diğer ikisi takip edilmekte dir. İşe, bir taraftan da adliye el koy muş, o müddelumurm o musvinlerin den Sadrettin tahkikata başlamıştır) Tabibindil Salih Haşim, Eyübe gide rek cesedi muayene etmiş ve gömül ti gece İ işler ve derhal kimi, suçlulafın sengusunu yaptıleta, sonra tevkiflerine karar vermiştir. Tahkikata devam ediliyor. delli beş adet paratönerli meksime dan 1 mak üze Yiradır. 2) — İsteklilerin muvakkat ter e on gün müddetle temdit 3 — Şartnameler Ankarada P. nalı olduğu siyasi mahafilde kayde Kurjey Polsko diyor ki: dilmektedir. — Bugün hava iyi diye dünya wi sız verilir. (110) (39) — Benim bir P, T. T. Levazım Müdürlü: 1) 21.939 tarihinde ekslitmesi mukarrer 2000 lira muhammen 'be- ğünden : tertibine talip çıkmamış olduğun - 1.939 tarihine müsadif cuma günü seat 15 de eksiltmesi yapıl edilmiştir. Muvakkat teminat 150 inat ve kanuni vesalki hamilen mezkür gün ve saatte Ankarada P. T, 7. Umum müdürlüğü binasındaki satın alma komisyonuna müracaatları TT. Levazım ve İstanbulda Kma- n hanında P. T. 'T. levazım ayniyat şubesi müdürlüklerinden para- tane var. — Çocuklar gişenin önü dolarsa bilet alamazsı- Beyoğluna üş- AKA GÜNDÜZ — Bonjur Bay Vurgun! — Bonjur Meri! — Ödünç veremem demek hiç veremem demek miydiniz? — Yes matmazel! — Dün sizi öyle aradım, öyle aradım ki. — Sol teki kanlı gözlerime mi âşık oldun? — Alay etmeyiniz. Ben sizi her vakit aramaz meyım? Bugün pazar. Mamamla kuzinime gideceğiz. Yeni şapka alamadım. — Pazar günü kapalı olur. — Benim şapkacım evinde çalışıyor! — Evine git al. — Üç liram eksik, bana ödünç verir misiniz? — Ödünç para veremem. Bilmiyor musun? — Ya ne yapayım şimdi? — Ddünç veremem demek hiç vermem demek değil, Pantalonumun sağ cebinde cüzdan var. getir bana, Kara gözlü, karakaşlı, küçük kulaklı, ek: paltolu genç kız üç kâğıdı alınca furayıp gitti, U: nuyacağını, daha doğrusu uyutulmıyacağını anlayın- ca hizmetçiye seslendi: — Madam! Bir kahve daha. Kalktı. Gerindi, Yandaki odayı girdi. Masa“ nm üstünde kâğıtlar, kalemler, hokkalar, sigara pa- TEFRİKA No. 5 ketleri dizilmiş, bekliyorlardı. Gülümsiyerek baktı. Çalışamıyacağını anlamıştı. Bugün de böyle geçecek- ti. Fakat ne vakit başlıyacaktı? İşte beş aydanberi ker gön bu masanm başına gelir, durur, bakar... — Bay Vurgun, biz geldik? — Nereren çıktınız? Kapı kapak değil miydi? — Madam portakal almak için kapıya çıkmış da... Lâcivert muşambalı, erkek iskarpinli, yün eldi- venli Emine kızın yanında kendisinden iki parmak daha kısa boylu esmer üstüne kırmızı yanaklı ıslak iskarpinli bir kız daha vardı. Bu da kim? diye Emi- neye baktı. — Kodamanlar şirketinde daktilo. Bayan Düren. Eskiden bizim yazıhanede çalışıyordu. Kodamamlar iki lira fazla verdiler, oraya geçti. Sizin bütün eser- lerinizi okuyor. “Ne olur, bir defa da beni götür gö- reyim,, dedi de.. — Malın gözünü gördü işte. Kızım Dürgü! — Dürgü değil, Düren. — Kızım her neysen, sen öyle her okuduğun e- serin sahibini görmiye kalkışırsan vay başına yelen- lere! Herkes benim gibi vurdum duymaz değildir. İkisi de hâlâ titriyorlardı. Acıdı: — Bir çay içiniz. Sığmtı tazı gibi titriyorsunuz. — Ah, pek acele işimiz var. Söyle bir uğrıyalım müş. Saray sinemasında Kokotlar filmi var. Erken- den bilet alınmazsa, sonra hiç alınamazınış da.. — Anlaşıldı kızların kerrake: — Bilet aldıktan sonra dışarda bir yerde çay İ- iz. — Kirk kuruş bilet, on kuruş çay, eder elli, iki kere elli, yüz. Madam! Portakalerdan para bozdur da bana bir lira getir. Kız Emine! Nişanlın ile aran na- s1? — Bildiğiniz gibi, Hep bozuk. Başkasım mı se- yiyor ne? — Puvantor Ali yine peşine düşüyor mu? — Düşüyor ama neme kâzım namuslu çocuk, kö- tü bir şey söylemiyor. Benimle nişanlanmak istiyor. Eh.. Bu gidişle, — Doğru söyle bana. Ali ile de nişanlanırsan ka- çıncı olacak. Sıkılma söyle! — Durunuz hele. Kaplan bir, Erdoğdu iki, Se- Wim Çakıcı üç, şimdiki dört, Ati olursa, beş olacak. — Sürüsüne bereket! — Ben ne yapayım B: Vurgun” Onlar nişanlam- yorlar, yine onlar bırakıyorlar. — Sen onlara bir şey bırakmıyor musun? Armemin öl i öpeyim ki bırakmıyorum. — Sen bilirsin. Bir defa bir şey bırakacak plur- san hapı yuttuğun gündür. Artık çorap söküğü gibi gelir. Bu kapıyı da ken- dine kapalı bulursun. — Ah, siz eksik olmayın. / — Bu bayan Dürmüzün annesi falan var mı? — Dürmüz değil, Düren. Annesi var ama baba sından ayrı. Babası demirhanede çalışıyordu. Sarhoş- luğundan çıkardılar. Bu ikisine de bakmıya mecbur. Annesine bakmasa, annesi bu, aç kalacak. Baabsına bakmasa, bakmıyor diye dayak yiyecek, — Senin de nişanlın var mı? Bir. Hadi uğurlar olsun, Telefon çalıyor, bakayım. İlt kız sevinçle gittiler. Vurgun telefonda ko- Bay Vurgun! Sesimden tanıysmadınız. *z dostlarmıza bü kodar mı ehemmiyet verirsiniz? Bakınz bizimki ne söylüyor? Sizinki kim mi? Buna da bravo! Kerim Dallı! Kocam canım! Vurgun yüzünü buruşturdu. Anlaşılmaz bir $ey- ler kekeledi. Fakat karşısındaki kadın dinlemeden konuşuyordu: — Diyor ki bu gün için kendisine bir şey vadet- mişsiniz. Ufak bir yardımı. Kendisi sıkıldığı için beni vekil tuttu, Bana (sen kefil ol) diyor. Ay başın- da mutlaka ödiyecekmiş. Evet, evet ben kefilim. A- damınız evde değilse, ben gelip alayım. Peki, peki şimdi, öğleden sonra çak işlm var, Eligül'lere çaya gideceğim. Hem bugün kabul günleri. Vurgun bir söz söyliyemeden telefon kapandı. — Madam bir kahve daha. — Bugün çok kahve içiyorsunuz. — Doktor söyledi dektör! Hafakanlar boğmasın diye içiyorum. Bir adam, “aman Allah,, diye ortasm- dan çatadak çatlamadan beş dakika önce, biribiri ar- dina iki kahve içerseymiş kurtularmuş! Çabuk, ha- di, Durma, Kahve! Madam kahveyi verirken: — Demin portakal alırken kör kızı gördüm. — Kör değil o. Ona şaşı derler. — Ne derlerse, işte o Ka tinayı gördüm. Çok yal- “vardı, Annesine öksürük ildeı alacakmış; imi beş kuruşu eksikmiş. Yalvarıyor. Kapıda bekliyor. Ve- reyim mi? Ne yaparsın Beyefendi, işte büyler her pazar yemleyip duracaksın. (Derem: rar)