TAN Gündelik Gazete —o— TAN'ın hedefi Haber- de firin o herseyde temiz. Görün, sürtme elmak, o karlin gazetesi olmıya çalışmaktır. BEDELİ Ecnebi 1 Sene (2800 Kr. sAy 1500 3 Ay 800 1 Av 300 ast parla Mühadına dah memleketler. icin bone siyle 20, 16. 9. 18 tiradır. ne Bedeli pesindir Adres değiştirmek 25 kuruştur “ewap için mektuplar 10 kurus ABONE edeli “mide ; GÜNÜN MESELELERİ | Hile İle Mücadele İçin ünyanın her yerinde €snal w- fak tefek hilelere başvurur. Her memleket bununla mücadeleye mecbur olmuştur. Hele bizim gibi henüz organize olmumiş ve meslek ahlâkı henüz teessüs halinde bulu- nan bir cemiytte bu tedbirlere daha büyük hir şiddetle ihtiyaç vardır. Atinada esnafın hilesine karşı be- lediyece alınan tedbir şudur: Sattığı mala hile karıştıran, eksik veya müşterinin zararına İş) gören esnaf tutuldu mu, derhal biz hafta için dükküm kapanır ve kayısı" na şöyle bir levha asılır: i Bu dükkân hile yaptığı için! kapanmıştır. Bu dükkânla alış veriş etmeyiniz! Bu tedbir kâfi gelmezse ve ayni dükkân hileye devam ederse dükkâ- nı kapatılır. Bu tedbirler şiddetli | görünebilir, fakat esnafı dürüst olmağa alışır. mış, halkı da alış veriş ederken ai- anmak korkusundan kurtarmıştır. * « Afmanayda hile vanan.esaain. Epe kaladığı esnafı ya ağır cezaya mah- küm eder, yalrut işten meneder, Bu sayede esnaf ta rahat, halk ta. * Hattâ, Eminönü kaymakamı, hir ara böyle bir teştiş yapmış, hile ya- pan, lemizliğe riayet etmiyen esna- fın dükkânların kapatmıştı. Bu ka- rar derhal esnaf arasmda büyük bir) tesir yapmıştı. Demek ki biz de, belediye talimni- Bamelerini hakkıyla tatbik edebilit- sek bu hilelerin, pisliğin önüne ge gehiliriz. Mesele bunların takip ve tatbikin- dedir. Sıkı ve devamlı bir kontrol, gevşemiyen bir takip bu işi düzelle- bilir. TAN Sergi İçin Seçilen Alâkadarlardan Sorabilir miyim? ce sea vav em ve Eserlere Ne Miktar Rehine Alıyoruz? kik irin #ktalar bize gösteriyor- lar ki şu fırıldağın üs tünde her şey tehlikededir. Vapurlar batarak, binalar ya- » narak, hattâ beldeler çökerek, milletler göçerek künfeyekün olabilirler. Ve, gelenler, geçip gidenlerin hallerini, hasletleri- ni ancak bıraktıkları izlerden tahmine yeltenirler. Bu izlerin de en natuku, en beliği sanat eserleridir. Evet, bir sanat eseri, dalma geç- mişin karanlık dehlizlerini aydın- İ tattığı gibi ırkan o nesle mensup olanlar için de büyük bir şeref te- min edebilir. İstikbale de bir hüz- me uzatır; insanlık için yeni ihtiraların, zevklerin rehberi v ya sebebi tecellisi olur. Şu halde; eslöttün müdevver âsara gerek ta- rihin, gerek omütekâmil eklivet- lerin verdikleri kiymet bihakkın yerine basredilmiş bir kiymet sa- yılmaz mı? Ve bu bakikate. karşı en naçiz, fakst kıymeti tarihiyost müsbet bir sanat eserini her türlü tehlikelerden korumak, bir gözbe- beği kadar sakınmak İcap etmez mi? B» mukaddemeyi niçin yapı- yorum? Bu suali neden s0- ruyörüm? İzah edeyim: Birkaç gün önce gazetemi sü- zerken (Tan: 4—1—39; Sayfa: 7) üç resim gözüme ilişti. Altlarında şu satırları okudum “Dünya sergisinde kurulan Türk pavyonları icin seçilen Türk sa- nat eserlerinden iki kılıç... “Sergide teşhir edilmek üzere tefrik edilen eski Türk eserlerin- den üç parça nefis eşya... Merin ” Moşum bir tesadüf olarak ayni nüshada, Ereğlide batan gemilerin gönül ve vicdan haşlayıcı tafsilât- ları da vardı. Düşündüm: Bu kıymetli eserler burdan san- dıklanıp o sepetlenerek furgonlar veya anbarlarda uzun bir kara ve / / leuluğundan sonra Gar- ngi bir kıyısına çikarıla- ar. Ordan da tekrar bir vapu : ık koskoca Atlas de- zini aşacaklar. Nihayet Ameri- kaya, yani hükümet kuvvetlerinin mücadeleden âciz kaldıkları kan- £ Ereğli Faciasının Bence En Mühim ve Esaslı Noktası Çepsilideki son facia etrafın - da hir çok şeyler yazıldı, Fa kat facianın - bence - çok mühim Belediye relsimizden parasiz ya- pılabilecek olan bu işe biran evvel vaziyet etmesini dileriz. * Pazarlıksız Satış Zaten hükümet alış verişte pazat- uk usulünü kaldırmakla, esnafla müşteri arasındaki hileli münasebet- lere bir nihayet vermeyi hedef itti- haz etmişti. Fakat bu karar bile hâlâ lâyıkiyle tatbik edilmiyor. Üzerinde maktu fi: yat gördüğünüz eşyayı bile daha w . cuz fiyata alabilirsiniz. Bu konma hem müşteriyi rahatsız etmekte de- vam ediyor, bem de kanunu hüktm- süz bırakıyor. Filvaki bir cemaati alıştığı bir yey- den birdenbire uzaklaştırmak müte- kün değildir. Pazarlığa alışan halk ia esnaf ta bu kararı birdenbire bik edememiştir. Fakat pazarlığı ye” sak etme tatbikinde gösterilecek #id- det ve ciddiyet hilenin yüzde elli ö- nline geçmeğe kâfidir. Iktısat Vekâleti bu hususta wlâ- Yetlere bir tamim geçerek, kanunun tatbikine itina etmelerini bildirmiş: | tir. Umarız ki, vali ve belediye Pelsi- miz Istanbulda pazarlıksız alış veri» olan iki noktası tzerinde hiç du - rulmadı, Bütün gazetelerimiz, muasır il me ön ulak saygı göstermeden “E- reğli limanında birdenbire bir fır- tına estiğini,, ve gemilerin “gafil avlanmış,, olmasından bu felâke - tin koptuğunu yazmak hatasında bulundular Yirminci asrın yaşadı #amez yılında ani fırlima kopabile- eeğini, bir gemi süvarisi için her - hangi bir fırtınanın bir sürpriz 0- labileceğini kabul etmeğe imkân yoktur. Meteoroloji o kadar tekem- mül etmiştir ki Ereğli önünde de - mirli olan bir geminin, değil yal - nız Karadenizde esecek hir fırlına- yı dünyanm her tarafında esecek bütün fırtınaları, kuvvetleri ve is- tikametleri ite, hiç olmazsa birkaç saat evvel öğrenmemesi ayıptır. Memleketimiz medeni bir mem- lekettir. Muasır ilmin bütün şuhe- lerine verdiğimiz ehemmiyeti Me- teoroloji'ye de vermiş ve bir çok mükemmel merkezler kurmuşuz - dur. Bu merkezlerin raporları her gün radyo ile muntazaman neğre- dilir. Bir gemi kaptanının fırtına - Jarı sezmek için ne bir dâhi rasater ne de bir keramet sahibi olmasır- ihtiyaç vardır. R adyonun meteoroloji servis lerini dinlemesi ve ona göre zamanında tedbirler alması tekli - Hb tesisine muvaffak olacaktır. keleri bertaraf edebilir, TO YAZAN: ! Nizamettin Nazif | E, peki vaziyet böyledir de ne - den Ereğlideki gemilerin başina bu felâket geldi? i Gayet basit... Ya radyoları yok tu, yahut radyodan meteoroloji ser visini alacak yerde Arjantin İanzo- ları dinleyenlerin idaresindeydi. Ereğli limanını, Karadenizde bir gemi mezarlığı haline sokan belâ, En a7 1500-2006 yıl önce bile bu limanda batıya karşı mükemmel mendirekler bulünduğu malüm - dur. Zira limanda bunların izleri hâlâ bellidir. Emniyet bakımın - dan, on beş yirmi asır önceki ha - liyle bile mukayese edilemiyöcek derecelere düşmüş olan bu limana girecek gemilerin bilhassa bu mev simde tetikte bulunmaları lâzım değil midir? Kaptanlar odalarındaki baromet relerede mi bakamazlardı? Sanıyorum ki kabahat kaptanlar da değildir, Gemilerdedir. Zira sa- mıyorum ki bu gemilerde birer ba- romeire dahi yoktu, ve olanları mutlaka kullanılamaz derecede es xi ve bozuktu. Ygsiide bir hman datresi var mmdrr, yok mudur bilmiyo - rum, Varsa bu liman dairesini KW - Yazan: RESSAM EEE N . |, ilkesine çıkarılacaklar. rimi yudum, Birçok- gisterler w mükerreren geçtiğim şimen. 1, nakil ve tahmil vasi- taları, bir zaviyesinden de aştığım Atlas denizinin bulutlara köpük saçan korkunç dalgaları kafamda mandaki gemileri hava vaziyetin. den her saat haberdar edebilecek vasıtalarla techiz etmek te lâzım - Gelelim ikinel noktaya: Millet vapurundan kurtulan ge- mici Ahmedin ifadesi arasnda şu cümle pek mühimdir. “ Yunan gemisi bize bindirince anbara koştum, Dört numaralı ân barın su slmağa başladığını gör - düm. Hemen güverteye fırladım, kaptan köprüsüne seslendim: “— Gemi su alıyor.. iLAK.... Kaplan ne yapmuş bunun üstü - Ahmedin ifadelerinden hiç bir şey yapılamadığı anlaşılıyor. Zira Millet vapurunda dört numaralı an barın suyunu alabilecek tertibat yoktur. Yani bir motörpomp yok- tar, Eh, Muasır gemiciliğin en ba - sit ihtiyati tedbirlerine riayet et - meden, muasır ilmin yardımlarına cahilâne bir alâkasızlık göstererek sefere çıkan gemiler batmazlar da ne olurlar? Eti limanınaakı racıa, he « pimize kan ağlatan aileleri eanevlerinden asla “mendireksiz bir liman mese- Jesi,, değildir. Bu ticaret gemicili- Zimizin bazı şubelerini kemiren bir geriliğin cinayetidir. Hususi teşeb- büslerin kabetajdan istifadelerine | kati bir nihayet vermekten başka çare kalmamıştır. Fırtına mevsimleri geldi mi he- pirnizin her an yüreğimiz hoplu - yor. Acaha şı salapuryaların ham - gisi batacak, hangi bedbaht gemi- | cilerimizi dalgalar yufacak diye... aydınlanıp aydınlanıp söndüler. Müthiş bir korku halinde içime yerleştiler. Ben v yollarda kaç çanta kaybetmiştim! Kayıplarımı aptallığıma hamlederek emanete verince de İstasyonlarda ne müş- küllere uğramış, Isanlarını bik diğim, bilmediğim gümrükcülerle. meram anlamaz memurlarla bo- #usmustum! Hele Cebelüttarik- fan rikar cikmaz carsaf eibi seril- mis rüzeârez denizin alttan alta ve sinsi #nsi kabarın ufukları o- m daleaları beni seöirtme kar bin hevesana temas kıymetli ettirin E hen o vollardan mi gece- eserler ucurmustu! Ve yine birdenbire ha- seyehatlerimden kirik erdi? tırladım ki, bu hirindevni, kanlar acümaz ler, dehti; sezilmez korucular İa emnivet altma almmıs “Lövr, den “Jakond” ün aslmı çalmışlar. dr G inlümü temin etmek İstedim — Bibette eserleri mükemmel bir muhafaza altında naklederler. Gönlümün sesi mukabele etti! — Yol kazasına, deniz gazabina muhafızlar ne yapabilirler — Şüphesiz sigorta ed eserleri Ayni ses biraz daha vir havkirdı: — Sigorta eğer bir kulp bulup takamazsa eserin aslını değil, an- cak sigorta edilebildiği kıymeti öder! Para rayici, fakat eserler, geçmiş iadesine imkân kalmamış bir de rin bergüzarıdırlar. Par, yerler tutamaz. Bedil ve. manevi kı metlerini tazmin edemez. li bu erler bu mütehev- ve maz. Tarihe meram anlatamaz. Gönlüm; 'bir mahşeri heyecan kesildi. Teshirdeki yüksek m. sadr da inkâr edemedim. F: ruhuma çarpan kasveti de dindir mek mümkün olmadı. Koca bir gün ve bütün bir gece endişemi teskine çalıstım. Nafile. Bugün yine gazelemi okuyor. | dum. (Tan: 5—1—30, Sayfa: 10) İ Görüme şu havadis ilişti. Olduğu gibi naklediyorum. “Kristof Kolomban el yazısı,, “Ceneve: 4 (A.A) — Nev- yark evrensel terigisi komi- teşi, Amerikanın kâşifi Kris- tef Kolombun Cenevede bu- EE muvakkat zaman için sergiy. gönderilmesini rica etmişti Ceneve belediye reisi verilen 6.000,000 altı milyon dolar rehineye (!) rağmen bu el ya mlarinın asıllarını maalesef Nevyorka gönderemiyeceğini . bildirmiştir. Maamafih bu ve- İ #kalarm gayet mükemmel ya- pilmiş fotoğrafik Okopyeleri Nevjorka gönderilecek ve İ- talyan (!y pavyonunda teshir olunacaktır... B” satırları okürken beynim- de bir cehennemin tutuştu. ğunu hissettim. Bilmem ki, fikren ve kalben bu nisbette kahırlandı- ğım endişeden kurtulmak için bu kıymetli ecdat o bergüzarlarının hangi ve ne miktar bir rehine ve bahusus emniyeti kâmile muka- bilinde Amerikaya gönderilecek. lerini İstanbul belediye reisinden ve bilhassa müzeler den sorabilir mi; açık bir cevap caba? ——— Sümer Bank Fabrikaları İ Ankara, 6 (TAN Muhabirinden)— Sermayelerinde devletin iştiraki bu. lunan müesseseler hakkındaki ka- nunun tatbiki icabatından olarak Sümer Bank fabrikaları şimdilik dört grup halinde tevhit edilm'ş ve muayyen, müstakil müesseseler ha- İline getirilmiştir. Gemlik, sunğipek | fabrikası İgrunların dısında btrakılmıstır. ? Müsi alabilir miyim a- bu zamanın İtibari bir | Karadenizdeki Facialar Geçen günkü büyük frrtma sen «i hattı ve 18 vatandaşımız boğuldu. Bundan başka 13 vapur karaya vur- ; bir kısmı enginlere açılıp dalga” larm keyfine teslim oldular. O es nada açıkta olan yelkenlilerin âki- beti hakkında da henüz hiç bir ma- lümatımız yoktur. Karadeniz eskidenheri ile tanmmıştır. Sahillerin Türklüğü her sene onun sularını İmukadder kurbanları verir. Le manı birakımz: Bu kıyılarda yolcu ve yük iskeleleri bile, ancak, Deniz Bank tarafımdan yeni yapılmıya baş lanmıştır. Trabzona yollanan malla- rın, tekrar İstanbula kadar gelerek bir ikinci seferde karaya çrkarılmış olması nadir değildir. Uranluğu günlerce devam eden konkoca sahiller, açık denizin cik velerine esirdirler, Sefere çıkan vas purlar, eğer kömürsüz kalacak olur. larsa, büyük kömür merkezimizden istifade edebileceklerinden emin des gildirler: Ecmehiler ekseriya Zon- guldak kömürümü Pire'de almayı tercih ederler. b Eğer limanımız olsaydı, geçen gün kü kazaların pek hafif geçeceğine şüphe yoktu. Fakat limanlar yalnız kazalarda sığınak hizmeti görmek için değil, Karadeniz sahil merkez“ lerinin ticari ve Iktwadi faaliyetle: rini tanzim etmek ve İrikişaf ettir mek için Tâzımdırlar. Trabzon — İs ran transit yolunun bugünkü halin. de dahi yalnız bu sene Trabzona yığılan translt eşyası geçen on bir senelik yeküna muadil olmuştu Anenk bü eşvayr karaya çikarmak; ağır parçaları gemiden almak, ka- raya çrkarılanları muhafaza etmek; vazifesiz, alâkah alâkasız bütün mahalli teşkilâtları çare aras mıya sevketmiştir. Herkes biliyor ki Cümhuriyet hü- daha ilk zamanlardhnberi Karadeniz ve Akdeniz Umanları me selesinin üstündedir. Ancak, Iman tesisatları o kadar pahalı ve biides behieiir”tn TATE hizmetler o kadar çoktu ki bu tesi. satlara milyonlar ayırmıya muvafs fak olamadık. Henüz vatan irtibats sızlıktan parça parça idi, Kış bastei iğr vakit Anadolunun bütün İç mer. jkezleri felce uğrar, hayat ve halk şehir ve kasaba | İımdutları içinde hapsolunur, kalırdı. ; İngilterede malim krediyi temin citiğimiz vakit, Celâl Bayarm ilk düşündüğü (işlerden biri, Karnde. inizin hiç olmazsır İki esaslı İfmann nı, kömür limanı ile Trabzon tran- sit limanı İnşa etmeyi kararlaş” tırmak olmuştur. Son facinlardan mustarip olan vatandaşlar bu te şebbüslerin O sümtle neticelenmesi hususunda — tehalük © göstermekte. dirler. Bu tezahtirlerin U salâhiyet sahiplerinin gönüllerinde tam mâ- | kes bulmuş olduğuna şüphe yoktar, Öyle zannediyoruz ki İyi bir hazır. hk ve milkemmel bir teknik şartla. Prmın müsaade edeceği en kısa za“ İmanda, milli ve yabancı tekneler en emin sığınakları Karadenizin Türk sahillerinde bulacaklar, bugünkü çaresizlik hali Karadeniz seferlerini yapanlar için, birçok hususlarda ole duğu gibi, unutulmuş hatıralar ara. una karışacaktır. sakarlığı yiğit vazifeli kümeti F.R. ATAY Bir Hapishanede Mahkümları Pişirmişler Filadelfiya (A. A) — Mahküm - arın 100 derece hararetle ısıtılmış öcrelere kapatılmış oldukları Fila- lelfiya hapishanesindeki bir çok me nurlar, telefi nefse sebebiyet ver - mek ve mesleki ihmalde bulunmak töhmetlerile bugün mahkeme huzu- Funa çıkarılmışlardır. y Yapılan isticvaplardan açlık gre Vi yapmış olduklarından dolayı “di. ri kebab edilmiş,, oldukları meydana çıkmıştır. Mahpuslardan dördü öl - müş ve yirmi birinin ölmeden evvel kurtarılmaları mümkün olmuştur. Dört bedbahtın ihtizarları o ka - dar acıklı olmuştur ki bunlardan 5a zıları başlarını höcelerinin dıvarına çarparak kırmışlardır.