—P SR © Jak Şerri'yi Evvelâ Kim Tutacak? Hüseyin İkinci Cevabını Verdi, Mülâyim Mektup Gönderdi i İstanbula kadar gelmiş olan meşhur Jak Şerri ile başpehlivan- larımızın behemehal çarpışmaları lüzumundan bahsetmiştik. O - yazımızda, güreş şartları ve güreşeceklerin sırası şimdiden halle- 30-17-93 ——< a EA EMA AA KE ODA DAA YAA BAAR DA GRAMA Aaa Hi celtin Halatçı imzalralle aldığı miz bir mektupta deniliyor ki: “Kömür mantakası için Çatal- ağzına bir liman inşasının mu - (avassır bulduğun gazetelerde okuduk. Ereğlide veya Çatalağ- zında bir liman inşası, şüphe- siz sevinilecek bir karardır. Yalnız, bu limanın Çatalağzında 4 ve. i i 5 dilemezse, Cim Londos meselesinde olduğu gibi, bu fırsatı da ka- ırmak ihtimali olduğunu hatırlattık, Tekirdağlı Hüseyinin mi » der ve para işlerini kati şekilde tayin etmediğini de ilâve etmiştik. "Tekirdağlı Abdullah pehlivan va- | kikaları da yarım saat olmalıdır. sıtasile gönderdiği ilk cevapta; ev-| Bu suretle 'Tekirdağlının bütün velâ kozunu Babaeskili ile paylaşa - | şartları belli oldu. Şimdi festival gü- cağını bildirmişti. Babaeskiliden son | reşlerinde Tekirdağlı — Şerri mü » ra Jak Şerri'ye karşı çıkmağa hazır | sabakasının nasıl yapılacağını bili - bulunduğunu (söyliyen Tekirdağlı | yoruz. Bir anlaşamamazlık çıkarsa, güreş şartlarını ve para meselesini | pehlivanların yi len olmiyacağını we şekilde e yeğin bugünden temin edebiliriz. R m o meseleye dair bir yazı daha âyü iyor? © yazdık. Tleride çıkabilecek anlaşama alak ökk mazlıkların önüne geçmek üzere, Te kirdeğlının güreş ve para şartlarını daha açık olarak ortaya koymasını söyledik. Tekirdağlının ikinci cevabı ——————— Tekirdağlı ileri sürdü İere hak verdiğini bizzat matbaamıza kadar gelerek tesbit ettiği güreş şart » larile göstermiş oldu. | Tekirdağlı diyor ki: — Jak Şerri ile karşılaşmamız an cak yirmi gün sonra olabilir. Bu - günler zarfında hazırlanmağa ve id. manlarla Şerri gibi bir pehlihanla tu tuşacak kıvamı verebilirim. Çünkü Şerri bu maça bir aydanberi hazır - lanmaktadır. Bu sıralarda Bulgaristandan ge - Jen kardeşlerimle epey meşguldüm. | spor cilvesidir. Idmanlarımı biraz ihmal ettim. Sözlerime nihayet verirken Kara Yalnız bu pazar Babaeskiliyi mut | Ali ile Hüseyin güreşten istinkâf et- Jaka karşımda görmek İsterim. Çün | tiklerini bildirdikleri takdirde yukarı kü bu maç benim için bir izzeti ne- |da söyledğim şartlar dahilinde gü - fis meselesidir. reşmeğe hazır bulunduğumu tekrar- Para meselesine gelince diğer mü | yarak hürmetlerimi sunarım. him güreşlerimde aldığım kadarla Türkiye Ikincixi erri'ye karul çıkacağım. Devre da- TUE YE ermiş Mülâyim pehlivan da ayni mesele ye dair bir mektup göndermiş mek: tubun güreşe ait kısımlarını aynen alıyoruz: “Muhterem TAN gazetenizdeki Jak Şerri'nin başpehlivanlarımızla tutuşması hakkındaki yazıyı oku- dum, Ben Türkiye ikineisiyim. Gelen A- merika şampiyonu olduğu için evve- Wi baş Hüseyinle Kara Alinin güreş meleri lâzimdir. Şayet onlar hiç gü- reşmiyecek olurlarsa, ben kırk beş dakikalık ve tuşlar tiç saniyeden ol- mak üzere güreşe hazırım. Pehlivan hkta yenilmek te yenmek te vardır. Ben şimdiye kadar hiç bir pehlivan- dan korkmadım. Yendim, yenildim. l Atletizm Şampiyonası Atletizm Ajanlığı tarafından tertip edilen İstanbul Atletizm Ajanlığı — şampiyonluğu müsabakaları 19 Ağus tos salı gününden beri muhtelif gün- lerde ve muhtelif stadlarda olmak ü- © zere devam etmektedir. Bu müsaba- 'kaların finali bugün Kadıköy stadın da yapılacak ve İstanbul Atletizm şampiyonluğunu alacak klüp meyda- na çıkacaktır. Bugün yapılacak koşular arasında © bilhassa yüz, iki yüz, bin beş yüz, dört yüz metre düz koşuların finali yapılacağından müsabakalara büyük ehemmiyet verilmekte, klüplere en çok puvanı kazandıracak olan bu ko- şuların sıkı bir çekişme halinde de- vam edeceği tahmin edilmektedir. Bugüne kadar yapılan müsabaka. Jarda elde edilen puvana nazaran Gü. meş klübü atletleri 52 puvanla baş. ta bulunmakta ve Galatasaray 32 pu vanla Güneşli atletleri takip etmek- tedir. Fenerbahçe ile Haydarpaşa at- Jetleri ise 10 müsavi puvanla üçün- cülük için çekişmektedirler, Yüzme Seçmeleri Su sporları Ajanlığı tarafından ter | tip edilen İstanbul yüzme şampiyon- | luğu müsabakalarının seçmelerine! bugün Moda yüzme havuzunda de- vam edilecektir. Bu seçmelerde dere- İ ce alan sporcular iki bafta sonra ya- İ | İ i İngiliz Antrenörleri Bizden Şikâyetçi mi? İki gün evvelki akşam gazetele rinden birinde İngiliz futbol an- trenörlerinin artık Türkiyede İş | almak istemediklerine dair bir ha İ ber intişar etti. Bu haber, İngikte- re futbolünün en nüfuzlu şahsiye- ti olan umumi kâtip Mister Ravs tarafından Galatasaray klübüne gönderilen mektubun metninden çıkmiştır. Çok hassas olmamız icap eden bu hâdiseyi incelemek için Gala- tasaray klübünün böyle bir mek- tuba malik olup olmadığını öğren mek ve hakikaten mektup mevcut ise metni görerek ona göre vaziye 6 mütalea etmek icap eder. Yeni bir devlet teşkilâtı kurduğumuz ve geniş bir programla sporumu- zu fennileştirmeye ve millileştir- meye hazırlandığımız şu sırada İngiltere gibi mütehassıslarından istifade etmemiz pek muhtemel o lan bir spor memleketinde, antre- hörleri böyle menfi bir hareketle sevkeden âmili araştırmak ve hâ- sıl olan yanlış “zehapları düzelt mek en âcil bir vazifedir. “TAN”: Hâdisenin bütün un- surlarını topladıktan sonra İcap ederse (Futbol Asosyeşin) umumi kâtibinden bu hususu istizah ede. ve bu pürüzün düzelmesini temi. ne cahsacaktır. Şimdilik söz Galatasaray klübü pılacak şampiyonluk müsabakaları- na girip hak kazanacaklarından mü- sabakaların sıkı bir çekişme halinde |! devam edeceği tahmin edilmektedir. Şampiyanluğun Beykoz ile Galatasa ray arasında taksim edileceği umul. maktadır. Dolmabahçede Stadyom İmar mütehassısı M. Prostun gös- e May NN terdiği ve hükümetin de tasvip etti Ok Atışları i bii ve göre Dolmabahçe gaz- Ok spor kurum genel Hekreterli. |Sİ di Al Pe İhane arsasına bir stadyorn yaptırıla- Kurumumuzca tertip edilen ok a- |aKU" tışlarının yedincisi 30—7—38 cu -| Belediye bu stadyomu en yakın bir ğinden: ların peşin ortaya konmasına sebep olduğumuza memnunuz. sabakayı seyrederken memnun ola - | *M AN “8 Kara Ali pehlivan TAN — Şu halde Şerri'nin Yunan lı Cim Londosta olduğu gibi, bir an- lsşamamazlık yüzünden buradan gü Bu da her pehlivanın başından geçen | ressiz çıkıp gitmesine imkân kalma - mıştır. Her vaziyet aydınlanmış bu - (0 lunuyor, Vaziyetin aydinlanmasına, ve şart Herhalde güreş meraklıları da mü Şmeling Ringden Çekiliyor şampiyonu Şmelling vatanına dön - müştür. Nevyorkta dayak yediği za- İlman Berlin gazeteleri Alman kahra - manının vatanına dönüşünde büyük merasimle karşılanacağını yazmış - lardı. “Biz gelibiyetlerimizi olduğu gibi, mağlübiyetlerimizi de tesit et- i mesini biliriz.,, demişlerdi. Fakat Şmelling vatanına döndüğü zaman unutulmuş olduğunu gördü. Gazeteler yalnız vapurdan : sinema yıldızı olan karısı İle inerken alın- daha kendisinden bahsetmediler. Ber lin onun geri döndüğünden bile bi - haber kaldı, Bunun üzerine Şmeiling fevkalâde müteessir olarak karısı ile birlikte terketmeğe karar vermiştir. allen ll Gazetecilerin Maçı Son yaptığı maçlarda büyük bir kuvvet olduğu meydana çıkan mat - buat futbölcülerinin bu padar günü Beykoz klübünün davetlisi olarak Beykoza gideceği ve Beykozlular ta- rafından verilecek kuzu ziyafetinden sonra da tekaüt takımlarile bir maç yapacağı malümdur. Bu karşılaşmaya büyük ehemmi - yet veren Beykozluların son galebe- lerden sonra kendilerini Istanblun Arsenali addeden gazetecilere bir ders vermek ümidile hafta ortasında İlgizli, gizli antrenemanlar yaptığı haber alınmıştır. Meşhur Kelle Ibrahimin nezare - tinde antrenemân yapan Beykoz te- kaütleri takımlarını daha fazla kuv- vetlendirmek için hariç memleket - lerde bulunan oyuncularını da da - vet etmişlerdir. Aşağı yukarı geçen haftaki kadrosunu muhafa eden ga- martesi saat (13) te Ökmeydanında ;zamanda yaptırmak niyetinde oldu- devam edileceğinden saygı değer hal | ğundan stadyorm arsasile oraya gide- > ve üyelerimize arzı keyfiyet İcek yolların güzergâhlarını tayin ile lk A ran kendi aralarında bazı gizli ter - tibat aldıkları ve Beykozlulara bir |" sürpriz hazırladıkları istihbar edil - miştir. Mi «Brlin — Almanların mağlöp boks |. mış bir resmini koydular. Fakat bir | bir inzivaya çekilmiş ve artık ringi değil, Ereğlide kurulması daha | isabetli olur, kanaatindeyiz. Çünkü, Irmak « Filyos hattı Ereğli kömür havzasına girmiş ve iç memleketlere bu hattan kö | mür nakliyatına başlanmıştır. Kozludan sonra Ereğliye doğru sahil üzerinde el sürülmemiş zengin madenler mevcuttur, Bu radaki ocakların bir kısmında senenin pek mahdut günlerinde tahmilât yapıldığı için, hemen ekserisi şimdiye kadar inkişaf. tan mahrum kulmuşlardır. Ereğliye bir liman yapılır ve bu mevkilerin yakininden bir hat geçirilirse bu liman sayesin | de havzanın, r | Jasile artar. çok müsait | binden fazla nüfus barındırdığı gibi, her mevsime göre sebze ve yemiş bahçeleri vardır. Memle- | ketin inkişafına, ümranna hiz. | | met için hariçten gelecek işçi | mevcudu ne kadar yükselirse | yükselsin, şehir bunları rahatça iskâna ve ucuz şekilde besleme ye müsaittir. Ereğli limanı, tabii bir liman- dır. Mevsimin yalnız bir rüzgü rını mukavemet edecek bir dal- | gakırana ihtiyaç vardır. Bu dal gakıran yapıldığı takdirde tah- mil tahliye işleri de tamamen kolaylaştırılmış olacaktır. Bugün bunlar gözönünde tu- Are Mi KOZA dE Zil, Ereğlide inşasına karar ver | mek çok yerinde olur.” Lüleburgazda Susuzluk Sıkıntısı Çekiliyor Lüleburgazdan (Salm Dalra) yaziyor! — Lületurgez, Trakyanın göbeğinde en işlek kasabalardan biridir. Kazanın için büyük bir çalışma var, Fakat, çok mü- Rim ve mübrem bir ekriktiğin tamamlanma 8 için heniz ne bir tedbir alınmış, ne de teşebbüse girisilmistir. O dü sükuzlüktur. Onbin nüfusu bulunan kasabada yalniz 8 çeşme vardır. Ve su basına gelenler, kaplarim doldurmak için saatlerce bekle meye mecburdurlar, Bu yüzden sıra kav- gaları da olur. Bü vaziyette Belediyeye düşen vazife, kusabaya su getirtmek değil esidir? Halbı ki, bu is nedense tAli derecede addedilmiş ve meveut otel Lüleburgazın “ihtiyacını bol bol karşıladığı hakle, şimdi (Belediye otel ve gazinnsu) nun inşasına | gecilmis- tir, Açaba, ru, otel ve gazinodan dana ez mı mühimdir?" arı * Susuzluktan Şikâvet Kücükpararda Hacıkadın mahallesinde oturan okuyucutarımızdan Bay Ömür ya- ayar “Oturduğumuz mahallede bir tane Ter- küs çeşmesi var. Bu çeşmenin suyu, serçe parmağı kadar ince akıyor. Halbuki bu geçmeden bütün bir mahalle halkı değil, müteaddit mahâlleler istifade ediyor. Çeş- me başı mahşer yeri gibi. Bir kova su al- mak için saatlerce bekleniyor. Eğer çesme- nin suyu bolen #ksa, halk biraz rahat e- decek. Yaz günl fazla suya ihtiyaç var- dir, Alâkadarlarin dikkat gözüne köyma- mız: dilerim," * Elektriksiz Kalmış Bir Mahalle “Balırköyünün Bir mahallesi olan KO- etikbağlardaki evimin hemen önünden Be lediyenin hattı geçtiği ve İki yüz metre yakınımdaki bütün evlerde de elektrik bu nınduğu halde ben ve muhitimdeki evler de hMA petrol o iğıyle yayo - Radyo kullanmaktan mahrumum. Cümhuriyet bayramlarında evimi seksen ruz. Elektrik Şirketi menfaatini istihdaf ede- rek b muhiti rubü asır sülmette yaşattı Yazan : ehtaplı yaz gecelerinde, evi- mizin önündeki küçük set- te üç arkadaş toplanırdık. Günün yorgunluklarından sonra başımızı dinlediğimiz bu sessiz saatler o ka dar tatlı geçerdi ki, bazan uyku za manını haber vermek için evden adam gönderdikleri olurdu. Arkadaşlarımdan biri otuz yaşla- rında, ağır başlı ve yakışıklı bir tarih muallimi idi. Öteki daha genç, fakat daha yorgun bir kim - yegerdi. Sohbetlerimiz ekseriya, hayata, ilme ve felsefeye dair geçerdi. Ba- zan de daha ileri gider, ailemizden ve hususi hayatımızdan bahseder- dik. Yine güzel bir mehtaplı gece idi. Gökyüzü #ayısız yıldızlarla doluy- du. Ay, iri ve buzlü bir ampul gi- bi boşlukta sarkıyor, böncuk işle- meli gelin eteklerini andıran sa - man yolları muhtelif kollara uzâ- nıp dağılıyordu. Uzaklarda bir yıldız uçtu, Ar - kasında bıraktığı yaldızlı ize dalan gözlerimi tarihçi erkadaşıma çe- virerek dedim ki: — İnsanların ömrü muayyen ol- saydı, çılgınlıklarını pek ileri gö- yaşatan, “ölüm,, denen merhal ulaşacağımız zamanın meçhul olu- şudur. B u sözüme doslum şu ceva - bı verdi: — Bence çılgınlıklarımızı yenen, irademizle vicdanımızın el ele ver- mesinden başka hicbir şey değil- dir.. Bu hal mümkünse, yarın öle ceğimizi bilsek, bugün. bizi düşü. recek bir harekete uzanamayız. Kimyager! — Ben ikinizin fikrinin de aley- hindeyim, diye söze karıştı. Uzun veya kısa bir ömürde insanlar te - sadüflerin oyuncağı olurlar. Her hareketi işlemiye müsait ruhta bu- lunan bir kimse, bazan hayatının sonuna kadar tek çılgınlık yapma- dan yasar. Buna rağmen, her adı. mını İradesile vicdanının aydınlığın da atan bir başkası, mücrim ve gü- nahkâr olur.. Tarihçi acı acı gülümsedi: — İdin ederim ki, hareketleri - mizin tanziminde irade vo vicda- nimız başlıca âmil sayılır, dedi, Fert karakterine, karakter de de- duşa tâbidir.. İleri sürdüğüm key fiyetin tatbiki herkes için bir nl - maz. Hiç kimse de yapacağı bir cil gınlık için ömrünün saatlerini he- saplamıya lüzum görmez ve önüne “fırsat, addolunacak bir tesadüf çıksa, vicdan ve iradesine danışma dan ona uzanamaz.. Ben: — Bunu nasıl ve ne İle isbat e debilirsin? diye sordum. Düşünmeden: — Şair Adil Suphinin hayatına ait bir fıkra anlatarak, dedi. Ve kimyagerle gözgöze geldiğimizi fsr kedince ilâve etti; — Sizi yeminle temin ederim ki, cam fenerin kür ziyasiyte aydınlatıyorum. | söyliyeceğim şeyler tamamile ha- kikattir.. Bu hakikate ne suretle vâkıf olduğumu ileride bildirece- Şirketin millete mal edildiği bu gün yine ğim «bir akşam dönüşünde, Fenet zetecilerin de bu maça mahsus ola -| öyle yaşamaya, on beşinci Cümhuriyer bayramında evimi yine esm fenerle aydın latmaya mı mecbur olacağım?. Bü ıstırap verici yaşayışı alâkadar ma- | kamlasın gözü önüne koymanızı rica ede- D erin bir nefes aldı. Uzaklara bakan gözlerinde muztarip bir buğu vardı. Söyliyeceklerinin a cısını duyuyormuş gibi bir müddet Bakırköyünde Kartaitepede Küçük bağlarda 3 No. hı evin mütasarrh | SUStU Ve bekledi. Sonra anlatmı- Hava Kurumu Müfettişi Bahri Gür! ya başladı: Kerime Nadi YATTA TN . Di ay? — Adil Suphi tam 25 yaşınd ve en yakışıklı çağlarında idi. F& neryolundaki köşkünden her sal trenle İstanbula iner, akşamları #f ni yoldan ve yorgun dönerdi. YİN d istasyonuna çıkar çıkmaz, yani il çok güzel bir genç kız bulunan b mülâzım ona selâm verdi. Tanım? | dığı bu adamın selâmını gayri | tiyari aldı ve yürdüü. i İki gün sonru, köşke postacı İf le bir mektup bırakmıştır. “Değerli şairim; Ben, sizin en büyük takdirkfrisffi madan olmakla iftihar eden irisi Şlirlerinizin bütün mısralarında © buma ve duygularıma hitap een e. gey vardır. Sizi okurken, kendimi | muturum; kafımda yaşıyan, 8 8 içimde coşan hisler sizinkilerin Gisidir.. Kaç yıldır, beni hazli bir beye içinde birakan ulvi vartığınız Gö) nerek yaşadım.. Kaç yıldır, sizi BİCİ Te olsun yakından görmek ar çirpindim.. al Tesadüf benden lâtfunu erirgenii, mişti. İki gün evvel Feneryolu #9 yorunda izi gördüm. Ağabeyi De: “işte galr Adil Supi desiği man, saadetimderi kendimi kaybet! üzere idim, Selim verişinizde tile İrlerinizin imeetiği ve zarnfeti vef Kimseye sezdirmeden ertesi #ki 7 evimize Kadar'tuxıp eAuhi, - Yarın akşam-beni yine a; z tünde bulacaksınız. Eğer eli va Yinisi sıkmama müsande ederseni yanın en bahtiyar İnsanı olaca "emin olabilirsiniz. Gıyabi 8 €n derin takdirlerimi sunarım. Kedi Ş airde bu mektup böyük sir bıraktı, Ve ertesi * şam genç kızı gördüğü zaman. mz elini sıkıp teşekkür etmeki8 mayıp, büyük bir dostlağun | natını giriş ri Haftalar, aylar geçiyor, bu “yl luk daima artan bir samimi kuvvetleniyordu. Nihayet öYl 4 an geldi ki, ikisi de biribirini Xİ rin bir aşkla sevmiye başlad” İşte felâket, bu hakikatin jj den sonra kendini göstermişti | kü şair genç kızla evlenemi ti.. Kendini ondan çekmiye “) verdi. Fakat bu çekiliş bet matemli bir hava il8 sardi- © rine uyku girmiyor. çalışm. | derecesiz bir ıztırapla eriyoftu Sevgilisi ondaki bu uzakl! vefasızlık sandı. Ve bir kap” pılarak gururunu kurtarmak £ | sile bir başkasına söz verdi B u haberi alan genç $ kara günlerini yaşıy ay sonra bir sonbahar günü“ dil Suphi ağir adımlarla geçiyordu. Birdenbire he! sitredi. Zira karşıdan Neri Hiyordu. Geri dönemedi: geçmek te elinden gelmedi. il Biribirini ser bakışlarls * 3 ler. Ve bir baş hareketile “fi laştılar. O zaman şair kenf madı. Birdenbire onun el!e larak: — Yemin ederim ki, sePİ çilgin gibi seviyorum. di Genç kız İnanmamıştı. — O hâlde niçin sai tın? Dedi. — Bülanima görülü #sffe sırdır.. Sana, anlatams.. Neriman fazla bir şey © Yalnız: 4 — Ne olursa olsun, b€İ başka hiç kimse mesut © O. cektir, diye mırıldandı. 5 i (Arkası: Sayfa 10. <8 > ys | Kl e”