10 Nevyork Sergisine Hazırlık 1939 Temmuzunda Nevyorkta açı- lacak olan büyük beynelmilel sergide Türkiyeyi hakkiyle temsil edebilmek için aylardanberi devam eden hazır- Tık faaliyeti son zamanlarda şiddetlen miştir. Hükümet Nevyork sergisinde Tür- kiyenin hakkiyle temsili meselesine büyük ehemmiyet vermektedir. Çün kü bu sergiyi dünyanın ber tarafın- dan gelecek 60 milyon insanın ziya-| Tet edeceği tahmin edilmektedir. Tür kiyeyi bu kadar muazzam bir kitleye tanıtmak için elimize geçen bu fırsat tan azami istifade teminine çalışmak hükümetin en büyük arzusudur. Bu maksatla sergideki paviyonlarımızı mükemmel bir halde yapabilmek için hükümet 500 bin lira fedakârlığa da katlanmıştır. Nevyork sergisi için üç koldan ha- zışlık yapılmaktadır. Bir taraftan bü | tün vekâletler mümessillerinden » rekkep bir sergi heyeti teşkil edilmi; tir, Bu heyet vekâletlerden rakam, resim, grafik, malümat ve saire top- Jamakta, bunları tâsnif etmektedir. Güzel Sanatlar akademisinde, ska- demi müdürü Bürhan Toprağın riya- setinde teşkil edilen ikinci bir heyet, paviyonun dahili tezyinatı ve teşhir edilecek eşyanın plânlarını yaptır. mük ve bunları tetkik etmekle meş- guldür. Bu heyet dekoratörler, res- samlar arasında bir müsabaka açmış- tır. Şimdiye kadar seksen kişi müra- caat etmiştir. Fakat kati bir şekil ka- bul edilmemiştir. Yalnız dekorasyon da Türk sitilinin hâkim olması esası kabul olunmuştur. Bu iki heyetten maada, sergi.komi serliği sergide teşhir edilecek istih- selâtımız, turistik tablolar vesaire hakkında lâzımgelenlerle temas et- mekte, Amerika ile muhabere etmek- te ve umumi hazırlıkla meşgul ol maktadır. Ayrıca Nevyorkta bulunan ataşe- komersyal Muzaffer Ahmet serginin Nevyorkta yapılması lâzımgelen ba. zırlığı ile meşgul olmaktadır. Sergide Türk paviyonunun temel. atma mrasiminde Nevyorkta bulunan azmırli Hamdi ve kızı Nevin mili ki yafetlerile Türkiyeyi, temsil etmiş. Ve fevkalâde takdir görmüşlerdir. Türk sitesi Sergide Türkiyeye mahsus İki pa- viyon vardır. Bunlarin biri Türk si- tesidir. Türk sitesi, ihraç eşyamızı, maden istihsalâtımızı teşhir edeceği- miz kısımdır burası 5000 metre murabba: bir saha üzerinde kutula- Yeni Dünya İle Temas (Başı 1 incide) Kerimi Amerikaya tanıtmak için yapacağımız programa ve vücude getireceğimiz tertibata gelince bunlar hakkında kendi başı- muza son kararları vermek büyük bir hatadır. Bizim fazla bir gayretle yapacağı rtakım işler ters ne ticeler verebilir, emeklerimiz boşa gider. Bizi tanıyan ve seven Ameri- kalılarla fikir danışmak ve düşün- düğümüz tertibatın Amerikalılar ü- İzerinde bırakacağı tesiri iptidadan yoklamak doğru bir harek Meselâ Amerikaya Yen fetleri göndermek, zeybek kıy İbirtakım gençler yollamak gibi fi- irlere Amerikayı tanıyan Türk va- tandaşların ilk hamlede itiraz ettik- lerini gördük. Buna sebep, Ameri- kalıların hayalindeki 'Türkü ye den canlandırmamak, bizim herkes- ten başka kıyafette olduğumuz zar-| nını uyandırmamaktır. Jacaba doğru mu, değil mi? herhalde münakaşaya (o muhtaçtır. Aleyhte olduğu kadar lehte dö sö; lenedek sözler vardır. Sonra Türk Yoğ taksirli yemek yenirken, Türkiy da filmler göstermi duyuyoruz. Bizce bundan büyük ha- ta olamaz. Yemek yiyen bir adam eğlenmek, dinlenmek ister. Ona pro- paganda #ilmleri göstermiye kalkış- mak, 'Türk lokantasını bomboş bi- rakmak gibi bir netice verir. Mesele umumi tertibatında celeri bir tarafa karak, vakti çok #2, çok sathi, çok & rinde gayesi takip edilmeli aretçilerde; muayyen saatlerde gösterilecek filmlerle, konferanslar- la, risalelerle alâka uyandırmıya ça- lışmak daha doğru olur. Biz öyle bir milletiz ki hergünkü umumi hayatımız noksanlarla, zaman israf- 1EİTE GONUMUT. Ear ee a kendimizi göstermiye ve iyi bir iş başarmıys niyet edersek daima âlâ sını yap A gisi buna bir misaldir Yabancı bir memlekette iyi tesir- ler uyandırmak maksadiyle birta- kım kararlar verirken, o memleket! halkı ile danışmayı ihmal etmemek en başta gelmesi lâzım gelen bir dü- şüncedir. ıki kömür ser- caktır. Yapılan plâna göre bu pavi- yon, orta yerde bizim eski çeşmeler tarzında geniş bir saka! altında muh- telif standlardan mürekkep olacak ve bu sakafın istinat ettiği sütunlarTürk mimari tarzında ve Türk mermerleri | ni temsil eder şekilde yapılacaktır. | Bu kısımda bilhassa krom, bakıt, kö- mür gibi madenlerimiz, : üzüm, incir, fındık gibi ihraç mallarımız teşhir e- Gilecektir. Ayrıca ucuz ve pahalı, £; kat her il de zarif kutular içinde| , ve sureti mahsusada hazırlanmış ku- | Tu yemiş vesaire satılacaktır, Yine Türk sitesinde İnhisarın yap- kileri satmak üzere bir bar, bir turka yemek veren zarif bir lo- kanta bulunacaktır. Bu lokanta ayni zamanda bir sinema göstermeye ve konferans vermeye müsait bir salon vazifesini görecektir. Lokantada gar. sonların başında iyi ingilizce bilen Türk kızları hizmet görecektir. Bu lo kantanın üstünde seyircilerin oturup dinlenebilecekleri bir saldn yapılacak tır. Bu salonda Türkiye hakkında çıkmış eserler, mecmua ve gazeteler, Türkiyeye ait toplanmış fotoğraflar teşhir edilecektir. Lokantada yemek esnasında müşterilere Türkiyeye ait kısa filmler gösterilecektir. Yine Türk sitesinde bir'de kahve- hane yapılması tasavvur edilmekte” dir. Devlet pavyonu ı Amerika hükümeti sergide nal şek- linde büyük bir devlet pavyonu yap- tırmıştır. Bu pavyonun cepheye dü- şen kısımları Amerika hükümetine tahsis edilmiştir. Ortasında büyük bir havuz bulunan iki yanına da muh telif pavyonlar yaptırmış ve bunların her birini Avrupa devletlerinden bi- rine hediye etmiştir. Bu paviyonlar arasında Türkiyeye verilen paviyon © diri ealelişinin yerinde | la beraber neticede Eğer münakaşayı hakiki mânasın- da alırsak ve herkesten fikir sormak mutlaka sabit bir fikri tatbik etmiye kalkışmaz sak, Nevyork Sergisindeki Türk te- sisatı ve Türk programı, yüzümüzü ağartacak ve devâmlı faydalar yara- tacak bir eser olabilir Ahmet Emin YALMAN dir, Bir tarafında Felemenk, bir tara finda Danimarkanın paviyonu var- dır. Bu pavyonda Türk senatinin, Türk İcümhuriyetinin, ve Türk inkilâinn İ muhtelif İlecektir. Bu paviyonun kar inn na fevkalâde ehemmiyet verilme: dir. Kapılar, tavan, ve duvarlar eski Türk stilinde tezyin edilecektir, İn- kılâbın muhtelif safhaları kabartma levhalarla gösterilecektir. Buraya hat t& müzelerden bazı kıymetli eserler| götürülüp teşhir edilecektir. Bizim * çin asıl propaganda paviyonu bu ola- caktır. Ressam, heykeltraş ve artistle rimiz şimdiden bu levhaları hazırla- makla meşguldürler. Yine bu pavyon da muhtelif cami, saray, çeşme, kale vesaire gibi tarihi eserlerimizin kü. çük mikyasta birer maketi bulunacak tır. Amerikalıların alâkası Türkiyenin Nevyork sergisine raki Amerikada büyük bir alâka u- yandırmıştır. Şimdiden birçok gaze- teler, mecmualar, sinemalar, radyo müesseseleri sergi komiserliğine mü- racaat ederek Türkiye hakkında ya- zılar, rakamlar, resimler, malümat ?s temeye başlamışlardır. Sergi komiser liği bütün bu taleplere cevaplar ver- mektedir. Bu vesile ile Türkiye hak- kında geniş mikyasta propaganda ya pılabilecektir. Türk 'donanma- Se iİlâkadar olmuş, ve serginin intizam Bu düşünce İs iİnüshalar Mahmut Hamza Başa Mısıra Avdet Etti (Başı 1 incide) ve Mısır sefiri ile sefaret erkânı ve Mısır kolonisi teşyi etmişlerdir. Amiral Mahmut Hamza Başa dün sabah kendisine yatında mülâk! olan mihmandarı binbaşı Rifatle birlikte karaya çıkarak İstanbulun görüle cek yerlerini gözmiş, müteakiben Mısır sefiri Cezairli Başanın verdiği öğle ziyafetinde bulunmak üzere Mı sir selaretine gitmiştir. Ziyafetten sonra otomobille ve maiyeti erkânile birlikte Galatasa- ray yerli mallar sergisine giderek burasını gezmiştir. Sergide sanayl birliği umumi kâtibi ve sergi komi- seri Halit Güleryüz misafir kuman- | danı ağırlamış sergi pavyonlarını bi- rer birer göstererek kendisine izahat vermiştir. Kumandan bilhassa Nuri Demirağın tayyarelerile yakından â- ve mükemmeliyetinden dolayı Halit Güleryüzü tebrik etmiştir. & Mahmut Hamza Başa sergi hak - ihtisaslarını şu suretle anlat- Serginiz çok güzel olmuş, teb- rik ederim. Vaktimiz çok dar olma -| aydı burada daha saatlerce Kalarak | gezmek, görmek isterdim” Kumandan gelişinde olduğu gibi gitmek için otomobiline binerken de halk tarafından şiddetle alkışlanmış ve kendisi bu alkışa mütebessim bir çehre ile selâm vererek teşekkür et - miştir, Mahmut Hamza Başa müteakıben şehirde küçük bir cevelân yaptıktan sonra Tophane rıhtımına gelmiş ve burada hükümet erkânımız, sivil ve askeri zevat tarafından selâmlandık tan,sonra motöre binerek doğruca yata gitmiştir. Misafirimiz hareketinden evvel İs tanbul ziyareti ve memleketimizde dostluk ve kardeşlik hisle - rkında ezeümle şunları söyle - miştir; Memleketinizde bulunduğum müddetçe kendimi öz vatanımda, Mı sırda hissettim. Hsâsen Türkiye ile Mısır arasındaki bağlar bu memle - ket evlâtlarıni kuvvetli kardeşlik bağlarile" biribirine kaynaştırmıştır. Buraya geldiğimdenberi. en büyük Asitanmana, halk kütlesinin ber fe Terdinde kar |” şı gösterilmek istenilen bir teveccüh ye muhabbet izi sezdim., Mısır Kralı Majeste Faruk ve Kra liçe Majeste Feride ile ana Kraliçe Majeste Nazlının memleketimizi zi- yaret edecekleri hakkındaki haber - ler teeyyüt elmiştir. Mısır hükümdarları ağustosun'yir TAN Bir Adam Karısını Ve | Yunanistanda Kaynanasını Öldürdü. (Bâşt 1 incide) Jim olduğum için öpün, sonra da ke- Jepçeleyin!..,, Omürlerinde ihtimal bu derece Soğukkanlı bir cani görmemiş olan polisler, kararsız bir şüpheyle biri- birlerine bakarlarken, uzun boylu esmer adam elini cebine sokmuş, ve çıkardığı kanlı bir kamayı yere ata- rak; — Eğer demiştir, işte delili! Daha diyeceğiniz var mı?” * Kendi kendisini zorla tevkif etti. ren bu esrarengiz katil, cinayeti na- sıl, niçin işlediğini, bir hikâye, bir masal anlatır gibi ballandıra ballan dıra anlatmış. Tahkikat yapılmış. Ve karakoldaki şu benzeri görülmemiş itirafla biten bu cinayetin hakiki, kanlı ve korkunç romanı meydana çıkarılmıştır: Katilin adı, Ismail oğlu sadır. Ni şantaşında, Meşrutiyet mahallesin - de, Kevser sokağında, 9 numaralı ev- inanmıyorsanız, İde oturan Şirvanlı Isa Tekşeref, li- man idaresinin deniz armelelerinden dir; ve otuz dört yaşındadır. İsa Tekşeref, altı senedir, Sadiye adın- da bir kadınla evlidir. Sadiye 20 ya- şında, genç, güzel bir kadındır. Ve kocasi tarafından çılgınca myimi. te, kıskanılmaktadır. Fakat sevildikçe şımaran Sadiye, kocasının kıskançlığını da bir işken ce saymaktadır. Hem, eskiden ame- le başı olan kocasının işleri de bo-| zulmuşlur. Kazancının da azalması, Isayı, karısının gözünden büsbütün düşürmüştür, Soğuduğu bir adamın gittikçe ar- tan kıskançlıklarına, ve çektiği sefa- lete katlanamıyarak Sadiye iki ay evvel kocasını bırakıp, anasının ya- nına kaçmıştır. Sadiyenin anası, Burhaniye mahallesinde, sokağında uturmaktadır. Isa, karısını buradan evine dön - dürmek için, başvurmadık çare, sıta bırakmıyor. Ve nihayet Sa peşini ısrarla takip eden, kendisini yanına dönmek mecburiyetinde kalı yor. Fakat geçen salı gecesi, evine dönen Isa, karısını yine evde bula - miyor. Hırs, ve şüphe içinde bir hay- 4 bekliyor. Geç vakit, sarhoş bir hal de eve dönen Sadiye, kocasının sua- line şu cevabı veriyor; — Bıktım artık senin bu hallerin- 'den.. Nerede olacağım. Beylerbeyin- Beylerbeyinde, Rasimağa | u Istanbula gelerek Ata- İtürkün misafiri sıfatile bir kaç gün kalalaklardır. Mısır Ordu Müfettişi şehrimizde Mısır ordu müfettişi Aziz Aliyyül mısri Istanbula gelmiştir. —— e - Park Büyültülecek Giresun, (TAN) — Maarif Vekili Salfet Arıkan buradan geçerken gör- düğü Belediye parkını çok beğenmiş tir. Vekil, parkın büyültülmesi . için İcivarındaki hazineye ait arsaların be İlediyeye terki hususunda yapılacak müzakerelerde belediye lehinde çalı- şacağımı vadeylemiştir. my sından 1-2 cüzle, bir tayyare filosu- nun da sergi münasebetile Amerika- yı ziyaret etmesini istemişlerdir. Hü- kümet şimdiden bunun için hazırlan- | maktadır. 'Tayyareciler arasında Sa- biha Gökçenin de gitmesi muhteme'- dir. İ Sergide Türk Sergiye iştrak Da bütün devletle re bir gün verilmesi kararlaşmıştır. Amerikada Türk günü olarak Lozan muahedesinin imzası günü olan 24 Temmuz kabul edilmiştir. O gün rsd yolarda Türkiye namına konferans- lr verilecek, matbuatta Türkiye hak kında yazılar neşredilecek, hususi çıkarılacak, sinemalarda filmler gösterilecektir. Sergi komiserliği o gün kuvvetli propaganda yapabilmek üzere Nev- york neşriyat bürolarından birkaçı İ- le temasa gelmiş ve onlardan prog- indi de, anamın evindeydim! Isa, bu sözlere inanmış görünüyor. Fakat, zevcesinin Hakkı adında bir adamla düşüp kalktığının farkında- dır. Bunu, sözlerine inandığı dostla- rından öğrenmiştir. Onları bir arada yakalıyacağı gü- nü kollayarak susuyor. Yüreğini ke miren şüpheleri hazmetmeye çaba- yor. Evvelki gün, amele başından izin alarak, Iş saatinde evine dönüyor. Isa, kaynanasını görür görmez! “.— Bana bak... diyor... Doğru söy Je: Salı günü karım buraya geldi mi?” Kadıncağız, bu ummadığı suale ne cevap vereceğini şaşırıyor. Fakat o sırada, gözleri, kendisine elleri işa- retler veren kizina ilişiyor. Kızının sabıkalarını bildiği için, vaziyeti der hal kavrıyor, damadına da: “e Evet! diyor... O gün buraday- dı... Geç vakte kadar oturdu!” Nihayet, sakin görünmeye çalışan Haydi... diyor... çıkıp biraz ha va alalım bari!” Birlikte çıkıyorlar. Beylerbeyi te- pelerihde Omerbey bağına gidiliyor. Biribirlerile hiç konuşmadan bir saat oturuyorlar. Hava kararınca, kalkı- yorlar, Fakat dönerlerken, yolun en tenha bir yerinde, ana kız neye uğra dıklarını şaşırıyorlar, Çünkü, içinde bulundukları mahalli, verdiği kara- rın tatbikine çok müsalt gören Isa, sureti mahsusada bilettiği iki yüzlü keskin kamasını çekmiştir. Karısı- na: “. Ulan, sizin gibi kahpelerin ka- m helâldir!” diyor, ram ve plân istemiştir. Türk matbu- at ve münevverlerinden de yazı İle yardım beklemektedir. Amerikan matbuatında neşredilmek üzere Türk inkilâbının muhtelif safhaları hakkın da gönderilecek yazılar bilhassa mem nüniyetle kabul olunacaktır. Evvelâ onun kalbini parçalıyor, sonra, feryadı basan kaynanasını üzerine yürüyor: — Senin, diyor, kopasıca çeneni bundan başka bir şey susturamaz!” Kaynanasının çenesini de, kamasi- le parçalıyor. Sonra kanlar içinde yere yuvarlanan iki kadının üzerine oturuyor. Kanlı kamasım, ikisinin de son nefeslerini verdiklerine ina- nıncaya kadar saplayıp çıkarıyor; Ve, vazifesini tamamlamış bir in - san keyfile karakola gidiyor; faclayı, aşağı yukarı yazdığımız şekilde an - İ atıyor. * Ismall oğlu Isâmn duruşmasına da, daha işlediği cinayetlerin kanla- rı kurumadan başlandı, Fakat dün ak şam, saat 18 de, yeni meşhut suçlar İkanununa göre ağır ceza mahkeme - sine gönderilen Isa, hiç te müteessir İveya pişman görünmüyordu. Tahk İkatı yapan Usküdar müddelumumi - si, asılmasını istiyordu. Isa, bu tale- bi dinlerken, sivri bıyıklarını buru - yordu. Reis sorunca, cinayetini, karakol - da olduğu gibi, kendisini mazur gös- terecek bir şekle sokarak anlatan ka til; “— Onlar, dedi, ölüme müstahax her » «2 Demek itiraf ediyorsun?” '— Evet... ikisini de ben temizle- dim.” Fakst bu Itirafa rağmen, müddei- umumi, suçlu hakkında, umumi hü- kümlere göre muamele yapılmasını istedi: Çünkü, tahkikat evrakında şu alı kusur vardı: 1 — Suçlunun dosyada nüfus kâ- Bıdı, veya sureti yoktur. 2 — Suçlunun sabıkası sorulma - mi - Olen Sadiyenin, suçlunun zev cesi olduğu belli değildir. 4 — Suçlu, karısı falık aşıladığını söylemektedir. Tile bı Adli, bu hususta raporunu verme miştir, 5 — Suç aleti olarak kullanılan kamsnın üzerindeki İekelerin insan kanı lekeleri olup olmadıkları meç - huldür. 6 — Suçlunun Madesine göre, suç. kasaba haricinde işlenmiştir. O ma- hal, belediye sınırları içinde midir, değil mielie? Yöne maltn isin mealde. gildir. Halbuki, çürmü meşhut kanu- nu, yalnız belediye sınırları içinde| işlenen suçlara şamildir! Bu altı kusur önünde adalet dur- du: Suçlu tevkif edildi. Dosyasile bir likte müddelumumiliğe gönderildi. Tahkikatın umumi hükümlere göre devamı kararlaştırıldı. Seyirci Halkevleri Teşkilâtı Kuvvetlendiriliyor (Başı 1 incide) Partinin tertibile geçen sene Üni- versite profesör ve doçentlerinin An- kara ve İstanbulda verdiği konferans | ların bu sene Adana, İzmir ve Konya | vilâyetlerinde temsil edilmesi karar- | laştırılmıştır. Bundan başka köy odas larında köylüye yarar bir şekilde taplarla mücehhez birer köçük ki tüphane tesisi ve bu mevzularda ki- #aplar yazdırılarak bu kütüphanelere gönderilmesi kararlar arasındadır. Bu mevzular arasında milli cemiyet- lerin partiye bağlılık dileklerini ha- vi müracaatları gözden geçirilmiş, bunların da partiye bağlanmaları hu- susu tetkike başlanmıştır. (Hikâyeden Mabaat) Vicdanın Tahakkümü (Başı 6 netd) Genç adam kendisi üzerinde artık bir hakkı kalmadığını söyle- mişti. Amma kız, icap ederse bu nişanlıdan ayrılabileceğini söyle- mişti. Halbuki herşey boşuna idi, Çünkü genç şair yakında Anado- Tuya gidecekti. Tarihçi derin bir gö Büs geçirdi. Sonra: — Dostum, dedi. Bu'adam şai- rin kendisi değildi. Kızın ağabeyi- si yanlış tanımıştı. Ve o, bendim. Kimyager ayağa kalkmıştı. Büyük bir davayı ispat eden insanların manidar gözüyle bana bakan ta- rihçiye: — Yalnız, dedi, aklınıza getire- mezsiniz ki, Nerimanın kocasi bir İrid halkı, samimi ve heyet 30 -7-938 İsyan Çıktı Atina 29 (Hususi) — Girit da Hanyada bir ihtilâl çıkmıştır. bir, Miçotakis, Mimtakis ve geli'nin toplamış olduğu 400 kişi fazla müsellâh kuvvet tarafından Ge vakti işgal edilmiştir. Asileri? lebaşılarından bulunan Haci Venizelosun yeğeni ve eskiden ya kasabasının belediye'reisi idi gal sırasında Girit ümumü valisi dürülmüştür. Isyanın zuhurunu huber alan * vekil Metaksuş-derhal nazırları Sİ kalâde toplantıya çağırmış ve vi nenin kararlaştırdığı tenkil ted rinin süratle tatbik e ai ride askeri ri ve bir kaç va kuvvetleri gönderil Başvekil maktul düşen vali muvakkaten ye “1 l K ö ne Markelos'u vali vekili tayin etmiş ve muv# ten vilâyet mrkezinin İrakliyona * ledilmesini emretmiştir. Başvekil diğer taraftan Girit bi Da hitaben birbeyanname neşredi hükümet kuvvetlerine yardım 8! lerini istemiş halk sükün ve yişi m uhafaza edeceğinden emini lunduğunu bildirmiştir. Gönderi askeri kuvvetler geç vakit isyaniğ mamile bastırmışlar ve asay mile iade edilmiştir. Esasen $#* takarrüp eden hava kuvvetlerini ren asiler kismen kaçmışlardır. çamıyanlar yakalanmışlardır. Şimdilik ihtiyat tedbirleri © özere Hanyada örfi idare ilân miştir. İsyanın takip ettiğ k nüz tamamile anlaşılamamıştır.. rit te dahil olmak nistan isyan hareketini te ve müsebbiplerin şid dırılmasını hükümetten iste! dirler. Başvekil krala ve ecnebi sef ne isyan hakkında malümet ve isyanın bastırıldığım bildir” İsyan tam 24 saat sürmüştür. Yunanistandan gelen 808 haberler , Atina, 29 (A.A) — Atina bildiriyor: Bütün güzeteler,' bastırılmnğ. Tabya Ttk enerisi yemem mekte ve bütün Zana birlik olarak heyecanla 4 1936 tarih! gününün ikinci yV münü kutlulamağa hazırla" bütün memleket tam bir Kot halinde ilerlerken ve Girld DEÜ dahil olduğu halde bütün El? tinin içten tezahürlerle milli * mete bağlılığını gösterirken Y'& bu hareketin yalnız delice deği kut ayni zamanda caniyane nü tebarüz ettirmektedir. Son haberler şu tarzdadıf! “Bu dadikada Hanya ve bü / 9 yi hürlerle milli hükümete b ifade etmektedir.,, General Metaksasın beyannamesi Başvekil, Girit halkına bite şağıdaki beyannameyi neşri tir: “Milli kalkınma eserine fi devam olunduğu bir zamandi âsller, Hanyaya girmişler v9 gal etmişlerdir Meştu nizamı” çalması ve Girit halkının b: künunun temin olunması İçİn vasıtalarla âsileri yok etmey€ rette azmeylemiş ekine rit halkının vatanperver bi ve bana karşı gösterdiği m nelerine güvenerek, bütün GİL kını, âsileri her türlü yardım” Tum bırakmaya ve Elen milli yi ridin mütesanit bir sureti? heyeti umum!yesi yanında * bulunduğunu göstermiye zim. Bütün Yunanistanda nizam ve sükün hilküm sü: bütün millet hükümetin ya” yer almış bulunmaktadır.” Atinada keşfedilef komünist teşkilât! Atina, 20 (A.A) — AH bildiriyor: Temizleme hareketine d polis Troçkist enternasyo” komünist teşkilâtı keştetmiğ kadar elebaşıyı tevkif eylersili him miktarda vesaik bul” Gazeteler, metodik bir pılan ve sükün ve nizami den temizleme eserini ( kimyagerdi. le tebarüz ettirmektedir.