A 28-7-938 Miley Ni Ne, 46 Yazan: ZİYA ŞAKİR Yeni Bir Suikast Haberi Herkesi Telâşa Vermişti Bire, (Şâle köşkü) ne gi « İp, girmiştik. OGirmiştik mel biz de bitmiştik. Gündüz Miğimiz korku ve heyecanın aym birde bu yorgunluktan, bir hale gelmiştik, ie ki Sulkast mi yapılacaktı?. ik, ünde, tam on beş gün Tai Köşkün ber tarafına tüfek- Ve süngülü askerlerden P nöbetçiler dikilmişti. En Hamit; her gün, günde Di kere adamlar yolliyarak nay ize selâm gönderiyor. Bir ya olup olmadığını #orduru - Biz, kendisinin de gelerek ia üşeceğini; hattâ vaka in izahat İstiyeceğini zan- ik. Fakat kendisi, gelme - Yalnız, gönderdiği adamlar Mi Ufak tefek süaller sor - v ime sem istedikleri- da Bitim me edeceğimiz gün - Bün evvel, yine fena halde niz oynamış; biribirimize o Gün. Oflâdn kalfa), altkattaki ii, endimizi elbiselerini ö- Diem uş. Birdenbire, usul usul yn İN camı vurulmuş. Kalfa, ye pencereden bir as- İşaretle kendisini çağırdığını iu fena halde korkmuş. Der- eladan kaçmak istemiş. Fakat * Yalvarır gibi bir sesle; ME bemşirel. Ben size “östlük edeceğim. demiş. Air, bu sözleri o kadar tat- İ bir lisanla söylemiş ki, İ Elda; Aş, il kalfaya emniyet gel- Ay eray aralarında şu konuş- Miyim basi e İstiyorsun, asker ağa, * Yarın aşağıya göndere - Çi pet Mya #fendinizi sizden ayıra Miray, opkapı sarayına yolliya- lise Mazda Yalnız başına hapis ede İM, su $ Belki de orada, öteki öbür a Sultan Aziz gibi) gibi, onu Miş dünyaya gönderecekler - a ÇE aa öyle bir şey kula - yapa dı. Bak, hemşire, bu işi, ış. Yarın sizi bu- ba akya gönderirlerken, yo ida yolun ikiye ayrıldı NR ke arabayı sağ tarafa saptı- dey ii San Böylece birdenbire siz - Dp Biden, çıracaklarmış, Onun ve en sakın arabadan av- çal bu kadar; i » koşa koşa gitmiş, mesele- iha, din Efendiye söylemiş. niye n Efendi de, Valde Kadı- köşe; ri SE çekerek işit. bir ele haberimiz yok » Cevher ağa ile inn ağaları geldiler, E- iii. ördüler; Mb baya timaap Efendimiz fer - uza eğ Artık Çırağan sa. vi iler İle eceksiniz. Hazırla. Sira fena h, İnna alde sıkılmıştık. a, Ari ede dört gözle bek. Mia, e adaşlarımız, gözleri- *E, Tüyalarımıza giri - Sarçabuk hazır - UN için — Korkma hemşire, ben size bir dostluk edeceğim. diyi yanına, Fehime Sultanı da ku cağına aldı. Biz de tekrar araba - nın etrafında toplandık, Fakat, hem Salâhaddin Efendiden, hem de Valde Kadınefendiden talimat al - mıştık, Hepimiz arabaya sıkı sıkı yapıştık. Ağır ağır yokuştan inmi - Ye başladık. Yolun iki tarafına, üçer beşer a- dım fasıla ile askerler dizilmişti. Fakat askerlerin yüzü dışarıya, ar- kaları da yola çevrilmişti. Askerle- ri böyle durdurmaktan maksat, herhalde Efendimizi onlara göster- memek içindi. Çatal yola gelirken hepimizi bir korku ve halecan almıştı. Ne ola- caksa, orada olacaktı. Bir Ik! kalfa, koşa koşa ileri atıl dı. Şayet orada saray adamları ta- rafından bir pusu kurulmuş ise, bi ze haber vermek için bağıracaklar- dı. Salâhaddin Efendi, arabanın ö- nüne geçmişti. Çatal yola yaklaşır yaklaşmaz, o da derhal sağ tarafa giden yolun ortasına gerildi. Sol ta raftaki yolu arabacıya göstererek, yüksek sesle: — Bu tarafa. sür. Diye, seslendi. Araba, birdenbire Çırağan sara- yına inen yola saptı. Artık korku ve tehlike kalmamıştı. Ss araya girmemiz, çok hazin ol du. Kızlar, sevinçlerinden ağlıya ağlıya kapıya koşmuşlardı. Efendimiz, harem sofasinda ilk söz olarak, şu suali sordu: — Kalfalar!.. 'Tekmi! misiniz?. İçinizde eksilen var mi?.. İhtiyar ve genç kalfalar, hep bir- den cevap verdiler; — Hepimiz buradayız. Hiç bir eksiğimiz yok. — Ooh.. Ooh. Memnun oldum.. Ben, bağilarınızı saraydan çıkar- malarindan korkuyordum. Dedi. Ve doğruca datresine gitti, O gece, harem dniresinin her o- dası, sevinç içinde İdi. Odadan o- daya geziyorduk. Ayrı bulundu. Rumuz zaman geçen şeyleri biribi rimize naklediyorduk. Sarayda kalan kalfaların riva» yeline nazaran, iki gün evvel İn- giliz zırhlısı gelmiş, sarayın önüne demirlemiş. Zırhlının kaptanı, ge- minin toplarını Yıldız sarayına çe- virerek: — Ya, Sultan Muradı derhal Çırağan sarayına gönderirsiniz. Yahut Yıldız Sarayını topa tuta- rım. Demiş. Sultan Hamit, son dere- cede korkmuş. Onun için efendi mizi Çırağan Sarayına iade et- miş. (1) Bizi.. yani, gele Minder dö- Bu tarafa... Hızlı sele, geçen kanlı vakadan sonra, saraylılar tarafından: şuraya bu- raya Saklanan erkeklerin hikâye- si idi, Kulaktan kulağa fısıldanan riva- yetlere nazaran, bizim kızlar bü- yük cesaretler göstermişler. Vaka» dan kurtulan birkaç kişiyi, sakla- mak ve sonra da kaçırmak sure- #iyle büyük birer kahramanlık ib- raz etmişler, (Devamı ver) (4) Böyle 'bir hâdise olmamıştır. Her halde saklının oraya gelmesi, avdet. etmeri, Sultan luradın da Çırağana İade edilme- si, bir tesadüf eseri olacak —Z.Ş. TAN SAN SARAYINDAOBYIL AY 72117 YAŞANAN İMA | LOKMAN HEK OĞGÜUTLERİ EKONOMİ ODADA : Fındık İhraç Kontrolü Hazırlanıyor Tiftik ihracının kontrolü için ha - zırlanan ön proje son bir toplantı ile tüccarlar tarafından kabul ve imza edilmiştir. Bu suretle bir aydanberi ticaret odasında iç ticaret umum mü-| dürü Mümtaz Rek tarafından idare edilen görüşmeler nihayet bulmuş -|$ tur, Mümtaz Rek bugün Giresuna gidecektir. Orada bir hafta kalarak fındık ihracatı kontrol ön projesini İ alâkadar tüccarlara tesbit ederek | İzmire dönecektir. Ağustosun yirmi sinde üzüm ve palamut ön projeleri- nin hazırlanması için Izmirde toplan | tılar yapılacaktır. Standard şubesi! müdürü Faruk Sünter bugün Ankara | ya gidecek ve üzüm, palamut müza- kereleri başlıyacağı zaman İzmirde bulunacaktır. Tiftik görüşmeleri bi- tince Mümtaz Rek tüccarlara teşek kür etmiş ve bundan böyle bu işle. | *— rin devletin iktısadi prensiplerine ve cihan piyasalarının şartlarına uygun olarak başarılacağım, Türk malla « rının her bakımdan dış piyasalarda- ki mevkiinin daima yükseleceğini i- zah etmiştir. Serhat Zade Abdülke- rim mukabelede bulunmuş, hüküme tin alacağı tedbirlerin çok yerinde ol duğunu izah ederek tüccarlar namı- na teşekkürde bulunmuştur. Iç ti - caret umum müdür muavini Cahit Zamangil Ankaradan şehrimize gel-| ga miştir. Bugün Mümtaz Rek ile bir- likte Giresuna gidecektir. Umumi Meclis Toplandı Oda umumi meclisi toplanmıştır. Meclis muhtelif komisyonlara aza in- tihsp etmiş, kazanç vergisi için ba- 7x kararlar verdikten sonra, ticaret ve zahire borsası idare heyetine a- za seçmiştir. Seçilen aza Murat For- ton ve Ziya Taner'dir. Bu suretle borsa idare heyeti tamamlanmış bu- Junuyor. İMİN Tiroit Hormonu Azalınca... Çoğalmasının dereceleri olduğu gibi, azalmasının da dereceleri vardır. Hiç bulunmaması tasavvur edilemezse de, pek ziyade azalın- ca miksedem denilen çirkin bir hastalığa sebep olur. Bu hastalığı çok defa çocuk do- ğarken birlikte getirir. Bazıların- da da doğduktan sonra mikroplu bir hastalığın neticesi olarak yer- leşir kalır, Böyle, çocuklarda ol- duğu vakit hastalık kız ve oğlan Ayırt etmez. Ne olursa olsun, ç0- cuk cüce, aptal kalır. Sokaklarda arada sırada tesadüf ettiğimiz cü- celerin en çoğu böyle tiroit hor- monu pek az insanlardır. Hastalık çocukluktan sonra mu- sallat olunen hemen dalma ka- dınları seçer, fakat pek gençleri değil, kırk yaşına doğru gelmiş o Janları, O yakit ilk göze çarpan fe- nalığı zekâyı azaltmasıdır. Sonra cild çirkinleşir, şişer, fakat başka hastalıklarda olduğu gibi üzerine parmakla basarsanız parmağın ye ri kalmaz. Büşbütün sert birşey olur, Gözler küçülür. burun iki ta rafa yayılır, dudaklar büyür, dil kocaman olur. Böyle derinin üstündeki saçlar» dan ve kıllardan da hayır kalmı. yacağını tahmin edersiniz. Onlar dn dökülürler, Tırnaklar bile çizik çizik olur. Üst tarafını da artık söylemiye lüzum yok. Zaten bu hastalığa tutulan zavallı kadın w- yuşuk kalır, hareket istemez, Uyu maktan başka birşey aramaz... Bereket versin ki, tiroit gudde- sinin bu kadar kötü derecede aza) ması nadir görülür bir şeydir. An cak dağlar arasında bazı yerlerde salgın hastalık Kibi birçok kadın. dereceleri her yerde çoktur. Bir kere (o yolunda (o büyüyemiyen, kısa boylu, şişko karmlı, derslerin de dikkatsiz, tenbel, oyun sevmez, oturduğu yerden kaklmak iste- mex ve biraz da aptal çocuk gür. düğünüz vakit onda tiroit hermo- nunun az olduğunu hatırınıza ge- tirmelisiniz. Çocuk olsun, oğlan ol sun doğuşundan beri tiroit gudde- si az işliyor demektir. Sonra genç kızlar ve genç ka- dınlar. Çünkü tiroit hormonu azli- ğının hafif dereceleri de yine ka- dınlara, hem de gençlerine musal lat olur. Böyle hafif derecelerde girkinlik vermez, hatlâ tiroit hor- monu az İşliyen genç kız yuvarlak yüzlü, ay gibi güzel de olur. Bununla beraber boyu kısaca, karnı biraz da büyük, derisi sert, rengi soluk, saçları çabuk dökü- lür. Hele kaşlarının uçları yok gi- bidir. Bu alâmete dikkat ediniz. Kimisinin cildi biraz şişer ve bi- Yar sertleşir; fakat daimi değil, va kit vakit, Bir çoğu çabuk ve çok üşür, &- leri ve ayakları kızarır, morarır ve çatlar. Yine bir çoğu İştahsız, uyuşuk olu: yi istemez, uykuyu sever, Aralarında muayyen o günleri pek sık gelen ve uzun süren kız- lar da çoktur. Bu saydığım alâmet lerin hepsi mutlaka bir arada bu- Tunmaz. Fakat bir tanesi yalnız başına da bulunsa daima o horme nun azlığını hatırlatmalıdır. Zaten yalnız bir alâmet üzeri- ne hile, hormonun azlığını teşhis etmek için hekimlerin elinde iyi ve emniyetli vasıtalar vardır. Teş- his edilince tedavisi de pek | ; “GUNLUK i PIYASA | | Zireat Bankam 440 bin kholuk Şu muşak buğdayı İle 77 bin kilo kıni- ; cayı 528 kuruştan, 240 bin kilo sert ; buğdayı 5.20 kuruştan satmıştır. Tüç- ; car malı 17 bin kilo sert 5.10, 15. bin $ kile Polatlı yumuşak 636 kuruştan ; verilmiştir. * Adapazarı beyaz mısırlarından 45 bin kile çuval 4.075 » 4.10, sari mı- sırlarından 30 bin kilo 6.06 kuruştan, $ Tekirdağ kuş yemlerinden 60 bin ki» $ 10 çuvallı olarak 619 - 820 kuruştan | satılmıştır. * İ$ Bandırmanın li bin kile çavdar İŞ «251 yüz bin kile dökme yulan ki- İ$ tosu 3:38 kuruştan, 54 bin kile muh- telif cunlaka malı erpelar. çuvallı olarak kilosu 42 - 4.30 kurus ara- sında satılmıştır, * Ki paklardan bir parti 59 - 58 kuruştan, Trakya yapakları 62 ku- ruşlan, beyaz peynirler 20.20» 3201 ve kaşerler 34 « 58 kuruştan satıl- maişter. ; İ.aaeeiskeirkeeseksaseekeaekeeeesaseeeeeeseeemeseeeee EEE iç PİYASALARDA : : Kuru Bakla Satışı Canlandı Kuru bakla ve mercimek satışları birdenbire canlanmıştır. Mercimek- lerden şark malı iki yüz bin kiloluk İbir parti kilosu 4,10 kuruştan ve İ- kinci bir parti Mersin malı 13 bin ki- lo 6,20 kuruştan verilmişitr. Karabi- baklalarından 50 bin kilo 4,26,5, Bandırmadan 100 bin kilo 4,27.5, iz- mir malı 30 bin kilo 4,25, Karabiga- dan Ikinci bir parti 100 bin kilo! 4,275 kuruştan satılmıştır. Bu bak- lalar ihracat için satın alınmakta - dır. (IHRACAT: Yeni Bir Teklif Yapıldı Yapakların ihracı için yeni bir tek lif ortaya konmuştur, Çuval ve bal- yalar içinde gönderilen yapakların nakliye ve ambalâj masrafı ile nak- liye vasıtalarında çok yer' işgal et - mekte ve bu yüzden masrafın da arttığı hesap olunmaktadır. Yapak- ların 150 — 250 kiloluk ve prese e- dilmiş olarak ihracı ileri sürülmekle dir. Dünya piyasalarına gelen yapak ların ekserisi prese edilmiş geldiği İ: çin bu usulün Türkiyede de istenil, yeti bu teklifi mühim görmüş ve tet kik edilmesini kabul etmiştir. Tüccarlar Görüşmiye Başladılar z Tiftik tüccarları arasında tesanüt temini maksadile bazı tüccarlar hü- susi görüşmelerde bulunmuşlardır. Tiftik ön projesi müzakerelerinde tüccarlar arasında fikir ve malümat bakımından tezatlar o kaydedildiği için, böyle bir tesanüt temini için bu görüşmelere ehemmiyet veril mektedir. mektedir, İç ticaret umum müdüri- | OFİSTE ; Sovyetler Mühim Miktarda Yapak Alacaklar ğ Sovyet Rusya ticaret mümessili Strazun Türkofise giderek piyasa - mızdan fazla miktarda yapak al < mak istediklerini fakat piyasadaki atların yüksek olmasındun dolayı bir parti 600 — 700 balyalık malı Suriyeden almağa mecbur kaldıkla- rını bildirmiştir. Yeniden almak is- tedikleri iki bin balya yani iki yüz bin kilo yapak için tüccar nezdinde tevassutta bulunulmasını rica etmiş tir. Ofis fiyat meselesine müdahale elımemek şartile alâkadarları haber - dar edeceğini cevaben bildirmiş ve yapak tüccarlarına da meseleyi i- zah etmiştir. Bu haber derhal piyasa da duyulmuş ve 38—40 kuruştan fazla fiyata alınmak istenilmiyen A madolu malları 45 kuruşa yükselmiş tir. Sovyetlerin evvelce aldıkları 300 balyadan başka fazla mala alıcı ol- İmaları piyasa için güzel bir iş sar yılmakta ise de, mukavele şartları nın ağırlığı ve malların Rusyaya git tikten sonra her parti İçin yüzde 2—3 iskonto edilmesi, arbitaj işinin Rusyada yapılması gibi şartlar sa - tıcıları fazla iştahlandırmamaktadır. Alınan mallar fop Istanbul olmadı - & için yapaklarımızın dünya piyasa- larından yüksek fiyatta olduğu iddia İ edilemez. Esasen Rusyadan aldığı - mız mallar dahi dünya piyasalarına uygun değildir. Sovyetlere kilosunu 43 kuruşa satan bazı firmaların pi - yasadan 45 kuruşa yapak toplama - ğa başlamaları nazarı dikketi celbet miştir. Bundn dolayı alâkadar ma - | kamlara müracaat edilecek ve piya» sada kararsızlıklar tevlit etmek isti- yenlerin meydana çıkarılması iste - necektir. Dün on beş bin kiloluk bir parti yapak kilosu elli kuruştan va- jden olarak yerli fabrikalarımıza sa- tılmıştır, Halde Dünkü Satışlar 35, dolmalık biber 4—6, sivri bi- ber, 2—3, kır domatesi 5—6, sırık domatesi 6—9, çalı fasulyesi 7—11, Ayşekadın 11—13, yeşil fasulye 9— 11, soğan 3,50—4, sarmısak 4—6 ku- ruş, Asmakabağı adedi 2—, patlıcan baş 3—3,50, orta 2—2,50, ufak 1— 11,50, bostan patlıcanı 3—5, hıyar 0,25 —1,25, mısır 0,50—1 kuruş. Maydanoz demeti 0,50—0,75, dere otu 0,50—0,75 kuruş. Osmanpaşa elması kilosu 8—10, Çekirdeksiz üzüm 10—16, türbe eri- ği 5—6, mürdüm eriği 8—10, kayı- sı 20—25, Zerdali 6—10, fındık 4— 8; ağaç çileği 50—55, şeftali 8—18, Vişne 10—15, akçe armudu 25-35, kızıl armut 1019, ecnebi limon 100 adedi 300—409, karpuz yenidünya baş 20—24, orta 15—20, ufak 4-8, kavun topatan baş 10—15, orta 7— 10, ufak 2,508 kuruş. SAFRANBOLUDA Sanatkâr Yetiştiren Bir Köy Safranbolu, (TAN) — Buradan üç kilometre uzakta çok eski, fakat ile ri ve munlazam bir köy vardır, ismi Bulak'tır. Köyde mevcut 350 ev, ikişer ve ü- ger katlı, muntazamdır. Müteaddit dükkünlar firin ve bir de hamam vardır, Beş dersaneli ilk mektepte 170 kız ve erkek talebe okuyor. Al tı mahallesi olan Bulak köyü, bir muhtar tarafından idare edilmekie- dir. Parti binasının oldukça zengin bir kütüphanesi Vardır. Bu bina öni- ne bir park ve büyücek bir havuz ya pılmıştır. Köyde büuğcılık ve meyvacılık ço ileridir. Dülger, marangoz, duvarcı i 77-1-1088 i İ ÇEKLER i| Londra 920 | Nevyork 129535 | Paris 34825 | | Miltno 8625 Cerevre 280379 : İ Amsterdam 6024 Berlin 605025 | Pirüksel 210 | | Atina 14 ! | Setra 14475 | ii 437 | İ Madrid 620 Varşova 2.7325 Budapeşte um | Bükreş 0.9473 | Belgrad 287 | Yokohama 3037 | İ Stakhalm 31985 | Moskuva 23.7875 İ | —— | i i i ESHAM ve TAMVİLÂT Türk börcu T, vadeli 1915 Türk börcu 1, Peşin 19125 Merkez Bank 104. gibi ustalar da fazladır ve bunlar vaktile Istanbul, Ankara, Izmir, A - danaya gidip para teak di de Ka Bamya kilosu 9-12, sakızkabağı” 4 i i ğ