ER Mz Diye, Sali it kam in Efendiyi gör- iha, 1 ki, © zamana kadar, Sa enin endiyi düşünmek, hiç eng, Kha: gelmemişti. ii dinin dairesine koşmuşlar; e erdi. Aramışlar; bula » Dali 7 Mn ilmi rede kalfalar isti Ni Emi Ew ti. Bunlar da, bilmiyor- i Efendinin. baş kalfası fa gelmiş: İye bir zarar gelmiye - ha vi yemin ederlerse, ye . b eririm, lar, bu meseleden dolayı Çi- ik biz nda hiç kimseye en data gelmiyeceğine mli- e ge yemin etmişler; gerek » a rek Valde Kadınefendi - inat vermişlerdi. — z kalfa: lal pencereden ka- nr Mesudiye zırhlı- G lr rm ş olan kol sandal- ar et Acele acele Mesu Bç a gitmişler. Salâhad- Yİ alıp getirmişlerdi. sağ tamamile sü- lerdi için paşalar çıkıp em i Saray, hem denizden — ie saray rihtımı- Ma bir Belde İairesinde, mus EN He bir övürtüdür gidi "an Bafra * Baş kadınetendi, yem mm yordu. Hepiy; ında bir çatkı çatıl- Kin altay izin elinde bir limon m odaları, birer has ASE almıştı. Bap inler, şt &nl eden, herkes gör latıyor bu da'korku - Mnacağına dair, hepimi- bir endişe vardı. Sonra, ortalık kararmı Ga barlamıştı. Yaldız. sara- Cevher ağanın geldiğine da BRA s Ve bu va , herkesin kalbinde uyanmıştı. » Yıldıza götürü - Sarayın, Ve bu henüz her köşesine ak- haber, sarayı altüst Yanja SERLIYA başlıyan peniden buhranlara sev- gelmişti, amit, b tek araba gön Ki tehlikeli bir zamanda, Orada bı bırakamam, Mese- Üz ia glinciya kadar gel- Öze zda ikamet etsin iy Ederiz NÜ başladı. Ayni za Biz ade Salâhaddin Efen Yi biye de kadınları da; La biç YrilmayIZ. Bürültü koparmişlar. Kn dk m bah Sim istemedi, Fa Gi saniye, kat'idir. Eğer vr buy Buyrulmazsa, can sı m men muh Efendimiz, birdenbire gerilemişti. Orada duran Necip Paşaya: —O ne. Bu ölü, burada niçin yatıyor, haniya siz bana hiç kimse ölmedi, demiştiniz? Demesi üzerine Efendimiz gitmi ye muvafakat göstermişti. Fakat bir tek arabaya bu kadar insanın sığması mümkün değildi. Efendimiz, arabaya valdesile ka dınları bindirerek ket yayan gitmek istemişti. Fakat kadınlar, bu teklifi şiddetle reddetmişlerdi. Nihâyet, şu karar verilmişti, Ara - baya Efendimizle valdesi binecek - ler, Salâhaddin Efendi ile kadınlar da, arabayı yayan olarak takip ede cekler, Araba, Çırağan sarayı ile Yıldız bahçesini biribirine bağlıyan köp- rüdan geçecek; böylece umumi ead deye çıkılmadan, Yıldız sarayı mın takasına girllecekti. V alde Sultan ile kadınlar çar çabuk hazırlanmışlardı. İç lerinde ben de bulunduğum halde, birkaç kalfa da almışlardı. Araba, harem dairesinin binek taşı önüne yanaştırılmıştı. Kapı - dan, evvelâ biz çıkmıştık. Araba nın etrafını sarmıştık. Bizi, Efen- dimiz takip'etti. Fakat kapidan cı- kar çikmaz, elile biraz ileride bir noktayi göstererek: —One?. Dedi. Orada bülünan, - sonradan haber aldik - Ali Suavi Efendinin kanlı cesedi idi. Hâdisede ölenlerin cesetleri kâ- milen (Yahya Efendi) dergâhmin mezarlığına nakledildiği halde, e- sasli bir teşhis koydurulmak için bu ceset burada terkedilmişti: Efendimiz, birdenbire gerile - #hişti/Orada duran Necip' Paşaya: —O ne. Bu ölü, burada niçin ya tıyor. Haniya siz bana, hiç kimse ölmedi, demiştiniz. Yalan söylemiş siniz. (1) Demişti. Necip Paşa; derhal işi şaklaban- lığa vurarak: — Aman efendim!.. Ortada ölü, filân yok. O adamı, güneş çarp - miş. Onun İçin öyle yatiyor. dok- torlara haber gönderdik. Tedavi ettirdik. Biraz istirahat ediyor. Siz, böyle şeylere üzülmeyin. Teş. rif buyurun... Diye, işi geçiştirmişti. Efendimiz, arabaya evvelâ anne sini bindirmişti. Sonra da Fehime Sultanı kucağına alarak kendisi binmişti. Salâhaddin Efendi. E. fendimizin kadınları. Ben.. Elâdil kalfa. Daha birkaç kiz.. Biz de, a- rabanın etrafını alarak yola dü - zülmüğştük, (i) Hasan paşa, (Ali Suavi) yi, hem de (Nişii Salih)i, Sultan Muradın göz Yeri önünde öldürmüştür. Muradın, bu hâdiseyi, görmesine rağmen birkaç saat sonra böyle bir sual sorması, © esnada" Şuuruna tekrar bir sarsıntı geldiğine delâlet eder, e —— 2 YAN Yazan: ZİYA ŞAKİR Salâhaddin Ef. Mesudiye Zarhlısına Kaçırılmıştı Yol, kısa değildi. Zaten yürü » miye alışkın olmadığımız için, bil hassa yokuşları tırmanmak, bize hayli güç gelmişti. Ortalık, kararmıştı. Yolda, elle- rinde fenerler bulunan harem ağa- ları bizi karşılamışlardı. (Devamı var) Kadın güzelliğini yapan, erkek. lere de zariflik ve kibarlık veren hormon o olduğuna göre, insanın herkeste tiroit hormonunun müm kün olduğu kadar çok olmasını te- menni edeceği gelir... Fakat dün- yada hiçbir şeyin ifrat iyi oluna - , güzellik kermonunün bile Vâkın uzunca boylu, ince belli, güzel endamlı, parlak bakışlı, ka- dın ve erkek, kibar gençleri gör- dükçe bu halin tiroit hormonunun biraz fazlalığından ileri geldiğini düşünerek bundan dolayı memnun olmak isteriz. Halbuki onlarda bile hormonun fazlalığı zarar. verir: Tiroit fazla işleyince vöcudün içe- risinde geçen beslenme işleri de pek fazla yürür, verem hastalığı « na yol açar... Onun için, dünyada her şey gibi, tiroit hormonünun da daima itidal derecesi istenmelidir. Bu hormon pek fazla olunca Baz du hastalığı denilen acıklı bir has- talığa sebep olur: Boyundaki tiroit gvddesi büyür, gözler dışarı çıkar, hiç durmıyan biryürek çarpıntısı gelir, insan zayıflar, Daha ilerisi - ni tarif etmiyeceğim. Onun, teda - visi gibi, teşhisini de ancak hekim yapar. Fakat tiroit hormonunun böyle büyük hir hastalık yapacak cede fazlalığı ile itidal derecesi ara sında birçok dereceler vardır. Böy le hafif derecede fazlalıklar pek çok bulunur, hem de en ziyade ka- dınlarda. Erkeklerde tiroit hormo- nunun fazlalığı on defa daha azdır. Zaten bundan dolayı tireit hormo- nu kadınlık ve güzellik hormonu sa yılır, Bu fazlalıklara bir hastalık de « mek doğru olmaz. Çünkü hemen her kadının hayatında, muayyen za manlarda tiroit hormonunun fazla- lığı meydana çıkabilir, Bir kere, kız çocuk bulüğ yaşına geldiği vakit, Bu yaş kadınlık ha- yatımın en güzel devridir. Kadın | güzelliğini tetkik eden büyük ar Üstlerin lerin (ikrine göre de bir kadı: EKONOMİ FUARDA : Nümuneler Gönderilmiye Başlandı Şehrimiz Ticaret odası için İzmir fuarında tahsis olunan paviyona nit | nümuneler İzmire gönderilmiye baş- lanmıştır. İstanbul odasının bu se- neki paviyonunun çok zengin olma- sına a edilecektir. Ticaret odamı» 7 İzmirde temsil etmek otizere oda sanayi şubesi müdürü Avni İzmire gidecektir. Oda Umumi Meclisi Toplanıyor Ticaret odası idâre heyeti toplan- mıştır. Toplantıda bugün içtima ede- cek olan umumi meelisten karar al- nacak maddeler üzerinde görüşül- müştür. Bugün zahire borsası idare heyeti azalığı için iki zat seçilecek- tir. EDİRNEDE Peynir Fiyatları Yükseliyor EDIRNE,(TAN)- yanın muhtelif yerlerinde be- Yaz peynir ve kaşar peyniri imal e- den mandıraların faaliyetleri bu ay sonuhda rihayete ercektir. Bu seneki peynirler iyi fiyat bul- maktadır. Bir müddet sonra fiyatla- rım daha ziyade yükseleceğini alâka- darlar tahmin “etmektedirler. Yen: peynirler, kemiyet ve keyfiyet itiba. rile geçen seneki mahsullerden daha üstündür. Tiroit Hormonunun Fazlalığı nın en güzel devri bülüğ zamanı ye | ni başlayınca, on üç on dört yaşın- da olduğunu vaktile burada yaz - mıştım. Kadınlığın en güzel devri- npan hormon fazlalığı ayni za- İn ufak tefek rahatsızlıkl, Yeni genç kız pek sinirli o- k sık yürek çarpıntısına tu- bir yerde duramaz, çabuk sıkılır, elleri çok terler, ayak bi- İeklerinin üstü morarır, zayıflı halsizlikten şikâyet eder. O zaman genç kızın boynunu elinizle yoklı- yarak; bir şey yutar gibi yapmasi- nı söylerseniz, tiroit guddesinin e- linizin altında biraz büyticek ol - duğunu hisseder ve kendisini şikâ- yet ettiren hallerin hormon fazla- lığından olduğunu anlarsınız. Annelik kudretinden kesilip te, kadınlığın sonbaharına girince ti- roit hormon fazlalığı yine kendini gösterir. Bir istatistiğe göre kadın larda bu hormon fazlalığının yüzde kirk üçü hep o zamandır. O zama- na kadar şişman olan kadın, tiroit hormonu fazlalaşınca zayıflamıya, erimiye başlar, Şişman olmıyan büsbütün erir. Bereket versin ki, © devirde hormonun fazlalığı uzun sürmez. Müvazene çabuk geri ge - lir. Tiroit hormonunun fazlalığı ge « belikte de, çocuk doğurduktan son ra da gelir. Her ay içinde muayyen günlerde, gözlerin altında siyah halka ile o hazin güzelliği, fakat onunla birlikte halsizliği veren yi pe © hormonun fazlalaşmasıdır. En mühimmi genç kız yeni dın olduğu vakit gelen fazlalıktır. Yeni evlenen gene kadının gerdanı az çok genişlediğini herkes bildiği için gerdanlık her vakit en değer- Ji yüz görümlüğü olmuştur. Yeni ev lilikle fazla işliyen ve büyüyen ti- roit guddesi de gordanlığın üzerin- de, doğrusu, pek güzel görünür... Eski zamanlarda genç kızların bo- yunları iplikle ölçülerek boyunun çevresi başın üzerinden geçince e- be müayenesine Tüzüm görüldüğü. «Trak» | a | İ karpuz yenidünya baş 18-22, orta 10- GÜNLÜK | PIYASA Zirsat Bankasının yumuşak buğ- daylarından 510 bin kiloluk büyük bir parti kiloru 528 kuruştan satılmış tir. Sert buğday gelmemiştir. * Tüccar mah olarak Polatlı ekstra yumuşaklarından 30 bin kilo 6.37 kuruştan, diğer beyaz mallardan 30 bin Xilo 535 kuruştan (verilmiştir. Trakya şertleri 5.04 » 5.10 kuruştur. * Cuvafh olarak gelen Yarın ki. Icou 4.30 kuruştan, çavdarların ki- İosu 4.20 kuruştan ve Adapezarının sarı misirları çuvallı olarak 4.08 ku- 5 » ; ruştan verilmiştir. Heaaeenaaeaasasansaeekeeei ! i i SERGİLER : Sergi Binası Tahsisatı Ayrıldı Şehrimizde yapılması — düşünülen daimi sergi binası için yerli mallar sergisinin kapanmasını müteakıp ha- rırlıklara başlanacaktır. Başvekil Ce- lâl Bayar, daimi sergi binasının, Sür- pagop arsasında yapılması Yolunda- ki tetkikleri prensip itibarile muvo- fık görmüştür. i binasına bu se- ne başlanmak ümitleri kuvvetlidir, Bu işe ait tahsisat dahi ayrılmıştır. Halde Dünkü Satışlar Bamye kilosu 10-11, sakızkabağı 3-5, dolmalık biber 5-7, sivri biber 2.50-3, kır domatesi 4-6, sırık doma- tesi 8-B, çalı fasulyesi 6-11, Ayşeka- din 11-12, yeşil fasulye 9-11, soğan 3.50-5, sarmısak 4-6 kuruş. Asmakabağı adedi 2-7, patlıcan baş 3-3.50, orta 7-250, ufak 1-150, bostan patlıcanı 3-4, hiyar 025-1 mısır 0.50-1 kuruş. demeti 1.25-2.25 mayda- ruş. Osmanpaşa elması kilosu 7-10, çe- kirdeksiz üzüm 12-20, türbe eriği 4-8, mürdüm eriği 6-8, kayısı 16-30), 50-55, şeftali 10-18, vişne 7-10, akçe armudu 15-30, kızıl armut 6-11, in- cir 5-7 kuruş. Ecnebi limon 100 adet 300-400, 15, ufak 4-8, kavun topatan baş 16- 18, orta 9 - 13, ufak 2 - 8 kuruş. i BORSA i İ ! j i 211-1938 | : ÇEKLER | İ Lenâra 820 | Nevyork 125.625 | Paris 34825 | Milâno 688 l Cenevre 2m | Amsterdam 625 | Berlin 0.8125 | Brüksel 11205 | Atina v4 | Solya 18173 | | Prax 4373 | İ Madrid sw | Varşova 2.7825 | İ Budapeşti m | İ Bükreş 00375 | | Belgrad 287 İ Yokohama #21 Stokholm 31965 | Morkova 2areTs | İ | ! ESHAM ve TAMVİLÂT , Türk borcu 1, vadeli 1020 | 05.75 noz 0.40-0.60, dereotu 0.40-0.60 ku-| zerdali 6-10, fındık 4-6, ağaç çileği), ODADA : Yapak İhraç Projesi Kabul Edildi Dün öğleden evvel yapak ihrsca- tinin murakabesine dair baglanan nizamname projesi, iç ticaret umum İmüdürü Mümtaz Rekin riyasetinde toplanan yapak ihracatçıları ve ta- cirleri tarafından son d *kik ve kabul edilmiştir. İstanbul ticaret mü- dürü Faruk Sonterin de bulunduğu |bu içtimalarda kabul edimış olan esaslar şunlardır; Türkiyeden ihraç olunacak yapak- lar beş ana snifa ayrılmaktadır. Bu beş ana sınıf: Kirli yapağı, yıkan- mış yapağı, yün, deri yapağsı. tabak Yapak ihracatının o murakabesine dair hazırlanmış olan nizamname projesi, yapak tabiri (le yün tabiri arasında bözan görülebilen vuzuh- suzluğu da kaldırmaktadır. Hazırla nah nizamhame projesinde yapağı kelimesi umumi ana tabir olarak a- lınmakta, yün kelimesi ise kuzular. dah kırkılan yapağılarla ikinci kır. kım mahsulüne tahsis olunmakta. dır. Memleketimizden, ancak işlenmiş yapakların ihracına müssade olur- makta ve bu suretle işlenememiş bir halde geldiği gibi sevk ve ihracının İ önüne geçilmektedir. İhraç edilecek yapakların ayrıldığı beş ana sınıftan en mühimi olan kir- li yapaklar on cinse ayrılmaktadır. Hskiki Trakya, tip Trakya. İzmir, Aydınlı, İnce Anadolu, Anadolu 1, Anadolu Il, şark yapağısi, karayaks, Erzurum kızılı. Bu on cins yerli ya- pak balyelerinden her birine diğer cinslerden veya renkli gibi, koç, ke- çeli gibi tâli mallardan veya ıslaklık yüzünden mukavemetini kaybetmiş mallardan karıştırmak yasak tır. Bu suretle her cins kirli yapak, yalnız bu cinsin tayin edilmiş ev- saf ve hususiyetlerini haiz kısın- lardan teşekkül etmiş olucaktır. Nizamname projesi, her cinsin ka- rakteristik vasıflarını tesbit etmek- le beraber, ana sınıfların cins (o ve gruplarını nümünelere bağlamak e- sasını kabul eylemiştir. Vücude ge- tirilecek nümüneler, hem malların, partilerin ihzarında ve hem de kon- trol esnasında ihracatçı #le kontrol dairesi arasında vâki olabilerek ih- İdilâfın hallinde esas olacaktır. Nümuneler, İstanbul, İzmir o ve Mersin ticaret odalarile İstanbul bor- sasınca seçilecek, yapaktan anlar bi- rer ihracatçı ile İktisat Vekâletinin bu işe memur edeceği üç zattan mü- rekkep 7 kişilik bir heyet tarafından her mevsim başında meydana getiri. lecektir. Yapaklar, kirli olduğu gibi yıkan. mış halde de ihraç olunabilir, Yıkan mış yapaklar, tam yıkanmış. yarı ye. kanmış olarak iki grupa ayrılmakta- dır. Hazırlanan nizamname projesi, v- kanmış yapak işini esaslı bir nizam haline almıştır. Yıkanmış olarak ya- pak işinde ihracatçılarımızın hem kâ fi bir genişliğe nail olmaları, hem de'bu sahada ihraç tecrübelerini ar- tırmaları için hususi tipler de kabul olunmuştur. Hususi tipler, yıkanmış yapakların ticari maksatlarla parçalanması, har. man edilmesi ve karıştırılması su- retile ihzar edilecektir. Nizamnamenin en mühim madde. lerinden biri de ambalaja aittir Şim diye kadar tiftik, yapak. pamuk $i- ra el veya balyalarından alıcılarımız pek çok şikâyet etmişlerdir. Nizam- name, tatbikatta zorluk hâsıl etme mekle beraber yapak balyelerinin muntazam ve temiz bir halde olma- larını mümkün kılacak esasları ihtiva €ylemektedir. Yarın sabah tiftik nizamnemesi- nin de son şekli görüşülecek ve buğ- day, arpa, tiftik ve yapak maddele rinin nizamname projelerinin hazır lanması için yapılan toplantılara ni- hayet verilecektir Toplantılara ryaset eden İç Ticn- ret umum müdürü Mümtaz Rek, va rın Giresuna hareket ederek findik toplahışına riyaset edecektir Stan. re müdürü Faruk Sunter